Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Gerilime gerek yok By: rabia Date: 03 Haziran 2010, 01:40:20
Gerilime Gerek Yok

Allah (c.c) bizi insan, insanlar arasýnda müslüman, müslümanlar arasýnda; “nereden gelip nereye gittiðini, dünya misâfirhânesinde iþinin, asýl vazîfesinin ne olduðunu sorup-araþtýran” kiþi hâline getirdi. Böyle bir tecessüs ve sorumluluðun gönlümüzde uyanmasý önemlidir. “Bu dünya sahnesine beni niye sürdüler?” suâli ve onun cevâbý mühimdir. Aksi takdirde ineceðimiz nokta, kaçýnýlmaz olarak “beygir gücü”ne dönüþmedir.

Dünya misâfirhânesine kendi isteðimizle gelmedik. Mutlak Kudret, Ýrâde-i Kül bizi bu dünyâya sürdü. Ýyi ki sürdü. Elbette O bizim hayrýmýzý diledi. Zira O, hayýrdan gayrýsýný dilemez.

Ýmdi, her hâl-ü kârda, beþikten mezara kadar gitmek zorunda olduðumuza göre iyi bir gidiþle, iyi bir insan, iyi bir müslüman gidiþiyle gitmek daha isâbetlidir. Yâni, el yordamýyla bir gidiþ deðil, iyi olma niyetiyle, þuurlu bir gidiþ. Bu niyet ve bu gayret hem Allah rýzâsýna vesîle olacak, hem de diðer insanlara ve canlýlara faydalý olmayý getirecektir. Sözgelimi; devâmlý ve düzenli bir çalýþma temposu tutturmak bir mezîyet ise, bunun bir baþkasýna taþýnmasý, böyle bir gayretin varlýðý da bir meziyettir, þükrân-ý nîmettir. Meziyet ve nîmetlerin cümlesini buna kýyaslayabiliriz. Yanan bir mum, diðer bir mumu tutuþturmalýdýr. Buna “insanlýk hayrýna doðup, insanlýk hayrýna yaþamak”ta denir. Bu durum, metafizik baðlantýlar içinde olmakla mümkündür.

Ýnsan bir nûra, bir ýþýða doðru koþacaktýr. Koþarken bir baþkasýnýn elinden tutarak, onun da ayný istikâmette koþmasýna vesîle olacaktýr. Bu, insaný diðer canlýlardan ayýran özelliklerden biridir. Ýnsan fýtratýnda, kendi doðrularýna baþkasýný çaðýrma duygusu vardýr. Din-i Mübîn de bunu böyle açýklýyor.

Ne var ki toplum sýrf iyi niyetle, iyi niyetlilerin gayretiyle oluþuyor deðildir. Toplumu ýsrarlý ve yoðun bir þekilde etkileyen þer güçler de vardýr Bâzan bu güçler bir müessese hâlinde icra-yý faâliyet edebiliyorlar.

Ýyiler Allah (c.c) diyor, vicdan diyor, ahiret diyor bir gayret içine giriyor. Sýr þurada; kötüler ne diyor da bir çürüme ve çürütme faâliyetinin içine giriyor? Bu bir kendini aldatma hadisesi midir, þuursuzluk hâli midir, kulluk hâdisesinin negatifi midir, sadizm mi dir, kötülüðü iyilik sanýp onun mücâdelesini vermek midir? Ýnsan fýtratýndaki bazý duygularýn ölçüsüzce tatmini midir, bâzan biri, bâzan diðeri midir? Bu noktada net ve sahih açýklamalar yapabilecek durumda deðiliz. Gözle görülür, elle tutulur bir þey varsa, o da þudur: Mûsâ meþreb olanlarýn gayreti her ne olursa olsun, Firavun meþreb olanlar da mutlaka olacaktýr. Aydýnlýðýn samîmî evlâtlarý her ne denli çalýþýrlarsa çalýþsýnlar, yoðun bir karanlýk dâima var olacaktýr.

*  *  *

Her güzel söz, her ölçülü tavýr ve davranýþ bir mesaj taþýr. Mesajýn tesirini Allah yaratýr. Hedef Allah rýzâsý ve te’sir Yüce Allah’tan olduðuna göre mesajý ileten rahat ve sâkin olmalý, mesajýn muhâtapta uyandýrdýðý tesir açýsýndan. Belki de þahsî tekâmül ve kendimizi Yaratana beðendirme niyet ve arzûsu, mesaj taþýma niyyetinden bizi âzâde kýlacaktýr. Þu sebeble ki; iyi bir müslüman olma gayreti ilim ve irfâný da, bunlarýn yaþanmasýný da berâberinde getirir. Kültürel donanýmý yerinde bir müslümanýn sözleri ilim ve irfan, davranýþlarý ders ve mesâj yüklü olacaktýr (Meselenin ihtisas boyutu ayrý bir konudur.) Nasýl ki namaz kýldýðýmýzda, müslümanlýðýmýzý yaþamýþ olmaktan öteye bir duygu içinde deðilsek, mesaj taþýrken de olmayacaðýz. Devamlý talimâta bir vazîfe daha ilâve edip, onu yerine getirmiþ olma gibi bir duyguya kapýlmayacaðýz. Her hâl-ü kârda, dikkat ve niyyetimizin etrâfýnda dönüp-durduðu eksen Allah’týr, O’nun rýzâsýdýr.

*  *  *

Ah be dostum, yeryüzündeki bütün dikenleri temizlemek mümkün mü? Bir þekilde dikenler arasýnda yürümesini öðreneceksin. Þeytan varsa þeytânîler de olacaktýr. Ne zaman dünya sütliman olmuþ. Sen Allah rýzâsýný esas alarak O’na doðru bir yol tut. Býrak batakta oyalananlar oynayýp-dursunlar.

Bu, þu anlama geliyor: Allah (c.c) neyi emrettiyse emir bileceksin, neyi yasakladýysa yasak bileceksin. Ýslâm birbir bilinecek ve yaþanacak. Gün be gün mesâfe alýnacak. Yolun hiçbir merhalesinde “uzunca bir bekleme” hatâsýna düþülmeyecek. Hangi menzile ulaþýrsan ulaþ gözler hep ileride olacak.” “Gözler dört, gönül yüzdört açýlacak.” Gevþeklik ve yýlgýnlýk olmayacak, sabýr ve sebat olacak. Yorula yorula, yorgunlukla baðýþýklýk kazanýlacak. “Denge sýrrý”na riâyet edilecek.

Bu minvâl üzere bir yol tutturabilmiþsen, yürü selâmetle. Þeytânîler senin moralini bozmasýn. Onlar her zaman oldu, dünyânýn sonuna kadar da olacaktýr. Onlarýn ne yaptýðýyla aþýrý þekilde meþgûl olup gerginliðe düþme. Önemli olan senin, rabbânîlerin ne yaptðýdýr. Sen “Allah” de ve yürü. Koþar adým menzîle, dostuna doðru giderken, yolda âlem yapanlara takýlýp kalma. “Býrak serhoþu, kendi yýkýlsýn” sen hep vuslat heyecânýyla koþmana bak. Bilirsin ki kötülük sâdece modern zamanlara mahsus deðildir. Iþýðýn kaynaðýna en yakýn noktalarda neler olup bitti bir bilsen. Ne yürek yaygýnlarý yaþandý, ne trajediler cereyân etti.

Güllük gülistanlýk, günlük güneþlik bir dünya yok dostum. Dün yoktu, bu günde yok, yarýn da olmayacak. Firavunlar gül ve çiçek gün ýþýðý ve güneþ býrakmadýlar. (Kýsmî güzelleþme ve kýsmî aydýnlanmalarý inkâr ediyor deðilim. Güzel, ama kýsmî.) Onlar hep azgýnlar ve þýmarýklar rolünü oynadýlar, bize tevazû kaldý. Böyle gidecek bu ayarý bozuk dünya. Biz, hakkýn ve hakîkatýn mücadelesini vere vere, þânýmýzla þerefimizle yolun sonuna varmak durumundayýz.

Asla kendi kabuðuna çekilmeyi, toplumun kaderiyle ilgilenmemeyi tavsîye ediyor deðilim: “O ilgilenmelere, mücahede ve mücâdelelere raðmen her taraf diken doluysa moralin bozulmasýn, gerilime girme” demek istiyorum. Biz mücâdele vermekle mükellefiz, baþarýya gitmekle deðil. Ve teklif tâkatý aþmaz. Her þeye raðmen gönlünü müsterih tut. Peygamberlerin bile çekip-çeviremediði bir dünyâda, biz neci oluyoruz. Býrak o karanlýkta orada dursun. Tezatlar dünyâsýdýr bu dünya.

Allah sana “razýyým” diyor mu? Önemli olan bu. Býrak ötesini berisini. Sen, “Allah” de ve yürü yürü.

Alýntý


radyobeyan