> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gerilime gerek yok
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gerilime gerek yok  (Okunma Sayısı 642 defa)
03 Haziran 2010, 01:40:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Haziran 2010, 01:40:20 »



Gerilime Gerek Yok

Allah (c.c) bizi insan, insanlar arasında müslüman, müslümanlar arasında; “nereden gelip nereye gittiğini, dünya misâfirhânesinde işinin, asıl vazîfesinin ne olduğunu sorup-araştıran” kişi hâline getirdi. Böyle bir tecessüs ve sorumluluğun gönlümüzde uyanması önemlidir. “Bu dünya sahnesine beni niye sürdüler?” suâli ve onun cevâbı mühimdir. Aksi takdirde ineceğimiz nokta, kaçınılmaz olarak “beygir gücü”ne dönüşmedir.

Dünya misâfirhânesine kendi isteğimizle gelmedik. Mutlak Kudret, İrâde-i Kül bizi bu dünyâya sürdü. İyi ki sürdü. Elbette O bizim hayrımızı diledi. Zira O, hayırdan gayrısını dilemez.

İmdi, her hâl-ü kârda, beşikten mezara kadar gitmek zorunda olduğumuza göre iyi bir gidişle, iyi bir insan, iyi bir müslüman gidişiyle gitmek daha isâbetlidir. Yâni, el yordamıyla bir gidiş değil, iyi olma niyetiyle, şuurlu bir gidiş. Bu niyet ve bu gayret hem Allah rızâsına vesîle olacak, hem de diğer insanlara ve canlılara faydalı olmayı getirecektir. Sözgelimi; devâmlı ve düzenli bir çalışma temposu tutturmak bir mezîyet ise, bunun bir başkasına taşınması, böyle bir gayretin varlığı da bir meziyettir, şükrân-ı nîmettir. Meziyet ve nîmetlerin cümlesini buna kıyaslayabiliriz. Yanan bir mum, diğer bir mumu tutuşturmalıdır. Buna “insanlık hayrına doğup, insanlık hayrına yaşamak”ta denir. Bu durum, metafizik bağlantılar içinde olmakla mümkündür.

İnsan bir nûra, bir ışığa doğru koşacaktır. Koşarken bir başkasının elinden tutarak, onun da aynı istikâmette koşmasına vesîle olacaktır. Bu, insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden biridir. İnsan fıtratında, kendi doğrularına başkasını çağırma duygusu vardır. Din-i Mübîn de bunu böyle açıklıyor.

Ne var ki toplum sırf iyi niyetle, iyi niyetlilerin gayretiyle oluşuyor değildir. Toplumu ısrarlı ve yoğun bir şekilde etkileyen şer güçler de vardır Bâzan bu güçler bir müessese hâlinde icra-yı faâliyet edebiliyorlar.

İyiler Allah (c.c) diyor, vicdan diyor, ahiret diyor bir gayret içine giriyor. Sır şurada; kötüler ne diyor da bir çürüme ve çürütme faâliyetinin içine giriyor? Bu bir kendini aldatma hadisesi midir, şuursuzluk hâli midir, kulluk hâdisesinin negatifi midir, sadizm mi dir, kötülüğü iyilik sanıp onun mücâdelesini vermek midir? İnsan fıtratındaki bazı duyguların ölçüsüzce tatmini midir, bâzan biri, bâzan diğeri midir? Bu noktada net ve sahih açıklamalar yapabilecek durumda değiliz. Gözle görülür, elle tutulur bir şey varsa, o da şudur: Mûsâ meşreb olanların gayreti her ne olursa olsun, Firavun meşreb olanlar da mutlaka olacaktır. Aydınlığın samîmî evlâtları her ne denli çalışırlarsa çalışsınlar, yoğun bir karanlık dâima var olacaktır.

*  *  *

Her güzel söz, her ölçülü tavır ve davranış bir mesaj taşır. Mesajın tesirini Allah yaratır. Hedef Allah rızâsı ve te’sir Yüce Allah’tan olduğuna göre mesajı ileten rahat ve sâkin olmalı, mesajın muhâtapta uyandırdığı tesir açısından. Belki de şahsî tekâmül ve kendimizi Yaratana beğendirme niyet ve arzûsu, mesaj taşıma niyyetinden bizi âzâde kılacaktır. Şu sebeble ki; iyi bir müslüman olma gayreti ilim ve irfânı da, bunların yaşanmasını da berâberinde getirir. Kültürel donanımı yerinde bir müslümanın sözleri ilim ve irfan, davranışları ders ve mesâj yüklü olacaktır (Meselenin ihtisas boyutu ayrı bir konudur.) Nasıl ki namaz kıldığımızda, müslümanlığımızı yaşamış olmaktan öteye bir duygu içinde değilsek, mesaj taşırken de olmayacağız. Devamlı talimâta bir vazîfe daha ilâve edip, onu yerine getirmiş olma gibi bir duyguya kapılmayacağız. Her hâl-ü kârda, dikkat ve niyyetimizin etrâfında dönüp-durduğu eksen Allah’tır, O’nun rızâsıdır.

*  *  *

Ah be dostum, yeryüzündeki bütün dikenleri temizlemek mümkün mü? Bir şekilde dikenler arasında yürümesini öğreneceksin. Şeytan varsa şeytânîler de olacaktır. Ne zaman dünya sütliman olmuş. Sen Allah rızâsını esas alarak O’na doğru bir yol tut. Bırak batakta oyalananlar oynayıp-dursunlar.

Bu, şu anlama geliyor: Allah (c.c) neyi emrettiyse emir bileceksin, neyi yasakladıysa yasak bileceksin. İslâm birbir bilinecek ve yaşanacak. Gün be gün mesâfe alınacak. Yolun hiçbir merhalesinde “uzunca bir bekleme” hatâsına düşülmeyecek. Hangi menzile ulaşırsan ulaş gözler hep ileride olacak.” “Gözler dört, gönül yüzdört açılacak.” Gevşeklik ve yılgınlık olmayacak, sabır ve sebat olacak. Yorula yorula, yorgunlukla bağışıklık kazanılacak. “Denge sırrı”na riâyet edilecek.

Bu minvâl üzere bir yol tutturabilmişsen, yürü selâmetle. Şeytânîler senin moralini bozmasın. Onlar her zaman oldu, dünyânın sonuna kadar da olacaktır. Onların ne yaptığıyla aşırı şekilde meşgûl olup gerginliğe düşme. Önemli olan senin, rabbânîlerin ne yaptğıdır. Sen “Allah” de ve yürü. Koşar adım menzîle, dostuna doğru giderken, yolda âlem yapanlara takılıp kalma. “Bırak serhoşu, kendi yıkılsın” sen hep vuslat heyecânıyla koşmana bak. Bilirsin ki kötülük sâdece modern zamanlara mahsus değildir. Işığın kaynağına en yakın noktalarda neler olup bitti bir bilsen. Ne yürek yaygınları yaşandı, ne trajediler cereyân etti.

Güllük gülistanlık, günlük güneşlik bir dünya yok dostum. Dün yoktu, bu günde yok, yarın da olmayacak. Firavunlar gül ve çiçek gün ışığı ve güneş bırakmadılar. (Kısmî güzelleşme ve kısmî aydınlanmaları inkâr ediyor değilim. Güzel, ama kısmî.) Onlar hep azgınlar ve şımarıklar rolünü oynadılar, bize tevazû kaldı. Böyle gidecek bu ayarı bozuk dünya. Biz, hakkın ve hakîkatın mücadelesini vere vere, şânımızla şerefimizle yolun sonuna varmak durumundayız.

Asla kendi kabuğuna çekilmeyi, toplumun kaderiyle ilgilenmemeyi tavsîye ediyor değilim: “O ilgilenmelere, mücahede ve mücâdelelere rağmen her taraf diken doluysa moralin bozulmasın, gerilime girme” demek istiyorum. Biz mücâdele vermekle mükellefiz, başarıya gitmekle değil. Ve teklif tâkatı aşmaz. Her şeye rağmen gönlünü müsterih tut. Peygamberlerin bile çekip-çeviremediği bir dünyâda, biz neci oluyoruz. Bırak o karanlıkta orada dursun. Tezatlar dünyâsıdır bu dünya.

Allah sana “razıyım” diyor mu? Önemli olan bu. Bırak ötesini berisini. Sen, “Allah” de ve yürü yürü.

Alıntı

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gerilime gerek yok
« Posted on: 25 Nisan 2024, 03:06:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gerilime gerek yok rüya tabiri,Gerilime gerek yok mekke canlı, Gerilime gerek yok kabe canlı yayın, Gerilime gerek yok Üç boyutlu kuran oku Gerilime gerek yok kuran ı kerim, Gerilime gerek yok peygamber kıssaları,Gerilime gerek yok ilitam ders soruları, Gerilime gerek yokönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes