Ders Notlarý ve Özetler
Pages: 1
Hukuk 10.Hafta By: zahdem Date: 30 Nisan 2010, 22:19:23
ÝÇTÝHAT

Fýkýh terimi olarak anlamý müçtehit olan kiþinin bir konudaki þerî hükmü bulabilmek için yapýlmasý gereken her þeyi yapmasýdýr. Ancak içtihat beþerî bir anlama eylemi olduðu için içtihatla ulaþýlan bilgi zorunlu bir bilgi deðil zannî bir bilgidir.

Kýyas, hükmü belli olmamakla beraber naslarda aslý bulunan bir konuda yapýlýr, içtihat ise nas bulunmayan konularda da yapýlabilir. Ýstihsan, istislah ve Seddi zerayi ile hüküm vermek de

birer içtihattýr. Buna göre her kýyas bir içtihattýr, ama her içtihat bir kýyas deðildir.Re’y de içtihat anlamýnda kullanýlmýþtýr. Þu halde içtihat geniþ bir kavramdýr, kýyas ise onun sadece bir bölümüdür. Ýçtihatla ilgili olarak bir de taharrî kavramý vardýr.Taharrî özellikle ibadetler konusunda kullanýlýr ve açýk olmayan bir hususu belirleyebilmek için yapýlan araþtýrma anlamýna gelir. Mesela bir yerde kýbleyi tespit için karinelere bakarak yapýlan akýl yürütme bir taharrî’dir. Bu da bir nevi içtihat sayýlýr, ancak bunu herkes yapabilir.

Ýçtihadýn Önemi

Ýçtihat sadece bir hak, ya da sýradan bir hobi deðildir, ayný zamanda kifâî bir dinî görevdir.Her asýrda bu görevi yerine getirecek sayýda müçtehidin bulunmasý, bunun gerçekleþmesi için gereken altyapýnýn hazýrlanmasý bütün Müslümanlar üzerine bir borçtur.Bunda herkes müttefiktir. Çünkü ALLAH (cc) dinin sürekli beyanýný, anlaþýlmasýný ve anlatýlmasýný âlimler üzerine bir görev olarak yüklemiþtir. Ancak durum böyle olmakla beraber bazý mezhepler, içtihat þartlarýný taþýyan müçtehitler yoksa yoktur ve yapýlacak þey sadece önceki içtihatlarla yetinmekten ibarettir derler.

Hanbeliler gibi bazýlarý da, her ne olursa olsun, eðer mutlak müçtehitler yoksa mevcudun en iyileri müçtehit sayýlmalý ve ortaya çýkan problemleri onlar halletmelidirler derler.

 

Ýçtihat Ehliyeti

Bazý alimler bir kýsmýný ayetlerin ve hadisi þeriflerin iþaretlerinden, bir kýsmýný da ilk ve tartýþmasýz müçtehitlerin özelliklerinden alarak müçtehitte bulunmasý gereken þartlarýn þunlar olduðunu söylemiþlerdir:

Müslüman olmak. Yeterli bir zekâ ve anlayýþ düzeyine sahip olmak.Dini hükümlerin kaynaklarýný, yani Kitabý, sünneti, icmaý ve kýyasý iyi bilmek.Nâsih ve mensûh olan naslarý bilmek. Arapçayý yeterli düzeyde bilmek Usulü fýkhý yeteri düzeyde bilmek

 

Ýmam Þatýbî’nin yaptýðý gibi bunlarý iki temel þarta indirgemek de mümkündür:

1.Kuraný Kerim’in dilini çok iyi bilmek

2.Makasýdü’þ-þeriayý kavramýþ olmak.

 

Ýçtihadýn Dereceleri

1.Mutlak müçtehit  Bunlar dini anlamada baðýmsýz davranabilme gücüne ulaþmýþlardýr, kimseye tabi olma durumunda deðillerdir.Dört mezhep imamlarý ve onlarýn asrýndaki onlarca müçtehit böyle idiler.

2.Mezhepte müçtehit Bunlara müstakil olmayan mutlak müçtehitler de denir. Anlama usullerini kendileri koyma ihtiyacý duymadan, tabi olduklarý mutlak müçtehitlerin usullerine göre içtihat ederler. Yani usulde deðil, furuda serbest hareket edebilirler.

Ýmam Ebu Hanife’nin öðrencilerinden Ýmam Muhammed, Ýmam Ebu Yusuf ve Ýmam Züfer;

Ýmam Malik’in öðrencilerinden Ýbnülkasim, Eþheb ve Esed ibnu’l-Furat;

Ýmam Þafi’nin izleyicilerinden Buveytî ve Müzenî;

Ahmed b. Hanbel’in mezhebinden Ebubekir el-Esrem ve Ebubekir el-Mervezî gibi alimler böyledir.

3.Meselede Müçtehit Buna mukayyet müçtehit de denir. Yapacaklarý içtihatlar kendi mezhep imamlarýnýn içtihatlarýyla kayýtlýdýr. Yani ne usulde ne de furuda baðýmsýzdýrlar. Yaptýklarý sadece, mezhep içinde kendi imamlarýndan bir görüþ bulunmayan hususlarda içtihat edebilmektir.

Hanefîlerden Hassaf, Tahavî, Kerhî, Hulvanî, Serahsî, Pezdevî ve Kâdihan,

Malikîlerden el-Ebherî, Ýbn Ebî Zeyd el-Kayravanî,

Þafiîlerden Ebu Ýshak eþ-Þirazî, Mervezî, Muhammed b. Cerir, Ebu Nasr ve Ýbn Huzeyme,

Hanbelîlerden Kâdi Ebu Ya’lâ ve Kâdi Ebu Ali böyledirler.

4.Ashab-ý Tercih Bunlar ne mutlak olarak, ne de imamlarýnýn usulüyle kayýtlý olarak içtihat edemezler. Ancak gerek kendi imamlarýnýn farklý görüþleri, gerekse mezhepte müçtehit olan diðer imamlarýn görüþleri asýnda tercih yapabilme güne sahiptirler. Yani yeni bir içtihat ortaya koymazlar, yapýlanlar arasýnda seçmede bulunurlar.

 Hanefîlerden Kudurî ve el-Hidaye sahibi Merðinânî

Malikîlerden Halil

Þafiîlerden Rafiî ve Nevevî

Hanbelîlrden Kâdi Alauddin el-Merdavî böyledirler

5.Ashab-ý Tahriç Bunlara fetvada müçtehitler de denir. Görüþler arasýnda tercih güçleri dahi yoktur. Ancak içtihatlarýn ayýklanmasý, kime ait olduðunun belirlenmesi ve tertibi gibi iþler yapabilirler. Meþhur metinlerin sahipleri böyledirler.

6.Mukallitler Bunlar bir þeyler biliyor olsa dahi yukarýda sözü edilen içtihat faaliyetlerinden her hangi birisini gerçekleþtirme gücünde olmayan sýradan insanlardýr.

Ancak iþaret ettiðimiz gibi, bu sýralamalar, en nihayet bunlarý yapanlarýn bir içtihadýdýr ve baþka sýralamalar da yapýlabilir.

Ýçtihadýn Konusu

Ýçtihat bir aklî istinbat (hüküm çýkarma) yoludur. O halde aklýn alanýna girmeyen konularda da içtihatla hüküm konmaz. Aklýn alanýna girmeyen konular genel olarak ibadetler ve imana/inanmaya konu olan meselelerdir. Bu konularda içtihatla yeni bir þey ortaya konamaz.

O halde neden müçtehitlerin en çok ihtilaf ettikleri konular ibadetlerdir? Ýmana taalluk eden konularda da farklý içtihatlar, hatta Eþ’arîler, Matüridîler gibi farklý akide mezhepleri vardýr. Bu durum ibadetlerde ve iman esaslarýnda da içtihadýn olduðunu göstermez mi?

Evet, bu durum böyledir. Ama bu alandaki içtihatlar mutlak anlamda, yani her bakýmdan içtihat deðillerdir. Çünkü bunlar yeni bir þey ortaya koymazlar. Bunlar sadece varolan ihtimalli naslarý anlama çabalarýdýrlar. Bunun karþýlýðýnda ise asýl manada içtihat vardýr ki, o, hakkýnda nas bulunmayan bir konuda hüküm vermek için yapýlýr. Ýþte mutlak anlamda içtihat budur.

1.Ýçtihad-ý fehm. Aklýn alanýna girmeyen konularda mevcut naslarý anlama çabasýndan ibarettir.

2.Ýçtihad-ý inþaî. Kýyas, istihsan ve istislah gibi yöntemleri kullanarak hükmü bilinen konulardan hareketle, bilinmeyen konulara hüküm bulma çabasýdýr.

3.Ýçtihad-ý intikâî. Çeþitli zamanlarda usulüne uygun olarak yapýlan içtihatlardan, müçtehidin yaþadýðý zamana ve þartlara en uygun olaný seçme içtihadýdýr.

 

Ýçtihatla ilgili meseleler:

Hz. Peygamber’in içtihadý


Bazý alimler þöyle derler: O ALLAH’ýn (cc) bir elçisidir ve din adýna ALLAH’tan gelen vahyin dýþýnda bir þey söylemez. Çünkü açýklama ihtiyacý duyduðu her konuda kendisine zaten vahiy gelmektedir   içtihada ihtiyacý yoktur. Sonra içtihat isabet etmeye de hataya da ihtimali olan aklî bir faaliyettir. Oysa onun konumu hatayý kaldýrmaz.

Bazý alimler de bu konuda susmayý tercih ederler. Anlaþýlan onlar bu tavýrlarýyla þunu demek istemiþlerdir: Hz. Peygamber (sa) içtihat eder dersek yukarýda söylenen sakýncalarla karþý karþýya kalýrýz, etmez dersek onu bir bakýma diðer müçtehitlerin yapabildiði bir þeyi yapamaz durumuna düþürmüþ oluruz. O halde bu konuda en saðlýklý yol susmaktýr. Mesela Ýmam Þfiî, Bakýllânî ve Gazalî böyle bir tavrý benimsemiþlerdir.

Cumhur, yani alimler çoðunluðu ise Hz. Peygamber’in (sa) içtihat yetkisinin bulunduðunu, fiilen de içtihat ettiðini söylerler. Bu onun görevli bir elçi olmasýna mani deðildir.Hz. Peygamber’e (sa) içtihat yetkisi verilmemesi, söylendiði gibi onu diðer müçtehitlerden aþaðý bir duruma düþürmek olur. O da en azýndan onlar gibi bir insandýr.

 

Ýçtihat Kapýsýnýn Kapalý Olup Olmamasý Meselesi

Ýçtihadýn kapýsýnýn kapandýðýný ve artýk kimsenin içtihat yapamayacaðýný söyleyen bir görüþ vardýr. Bu görüþün gerekçesi þudur: Ýçtihat edilecek konularda söylenmemiþ bir þey kalmamýþtýr.Böyle bir iddia olsa olsa akide konularýnda geçerli olabilir. Oysa içtihat daha çok ibadetler ve muamelat alanýnda cereyan eder. Bu alanlarda ise sürekli içtihat yapýlmasýný gerektiren pek çok husus vardýr.Uçak yolcuðunda vaktin tekrar girmesi durumunda namazýn kýlýnýp kýlýnmayacaðý, kutuplarda namazýn keyfiyeti gibi meseleler, ya da tüp bebek, taþýyýcý annelik ve benzeri konular böyledir.

 Þu halde mutlak anlamda içtihat kapýsýnýn kapandýðýný söylemek, düþüncenin durdurulmasýyla eþ anlamlýdýr. O halde içtihat kapýsýnýn kapandýðýný söylemek azim bir hatadýr, ancak içtihada ehil olmayanlarýn içtihada kalkýþmalarý ise bundan daha azim bir hatadýr. Çünkü birinciler dini dondururlar. Ýkinciler ise tahrip ederler.

 

Her Ýçtihat Ýsabetli midir?

Hz. Peygamber (sa) þöyle buyurmuþtur: “Hakim, içtihadýyla hüküm verir de isabet ederse iki ecir alýr, hata ederse bir ecir alýr”. Bu hadisi þeriften açýkça anlaþýlacaðý üzere, müçtehit hata edebilir, ama içtihadýn gereði olan gayreti göstermiþ ve yapýlmasý gerekenleri yapmýþsa hatasýndan dolayý ceza almaz, hatta bir mükafat alýr, çünkü kendisinden isteneni yapmýþtýr. O halde her içtihat isabetli olmayabilir, ama ehlinden sadýr olan hiçbir içtihat günah olmaz.

Taklit

Fýkýh terimi olarak taklidin anlamý ise, dinî konularda sözü baðlayýcý (hüccet) olmayan birisinin içtihadýyla, onun delilini bilmeden amel etmektir. Müslüman için sözü baðlayýcý olan, sadece Hz. Peygamber’dir. O halde onun söylediðini yapmak taklit olmaz. Akide konularýnda taklit caiz deðildir.

Ama kiþi müçtehit deðilse amelî konularda bir müçtehidi, yani bir mezhebi taklit etmekten baþka çaresi yoktur. Her konuyu herkes delilleriyle bilemez. Bu durumda, mesela Þafi mezhebini taklid eden birisi, Kuran-ý Kerim’i ve sünneti terk etmiþ de Ýmam Þafiî’ye uymuþ demek deðildir.

Bunda elbette bir sakýnca yoktur. Çünkü ALLAH (cc) þöyle buyurur: “Eðer bilmiyorsanýz ehl-i zikre danýþýn”. “Ehl-i zikir”, zikrin ehli, zikrin sahibi, ya da zikirli olan insan demektir.

Kuran-ý Kerim zik’ri þu anlamlarda kullanmýþtýr:

Kuran-ý Kerim’in bizzat kendisi, namazlar ve ibadetler, Hz. Peygamber ve onun sünneti, lailahe illellah, sübhanellah, elhamdülillah… gibi dualar. O halde zikir ehli olanlar, bunlar kendilerinde bulunan insanlardýr. Yani Kuran-ý Kerim’i ve sünneti bilen, ibadetleri tam olan ve ilmiyle amel eden alimlerdir.Ýþte bir mezhebe baðlý olmak da bundan ibarettir. Ne var ki, bir müslümanýn her hangi bir mezhebi bütün olarak almasýný ve baþkasýndan asla bir þey sormamasýný emreden hiçbir delil yoktur.Baþka bir mezhepten ya da müçtehitten bir görüþ alýrken önemli olan, insanýn nefsinin arzularýna göre hareket etmemesidir.


radyobeyan