Bireysel Geliþim
Pages: 1
Teori Z By: armi Date: 15 Nisan 2010, 16:26:20
Teori Z (Japon Þirketlerinin Ýþleyiþi)


(JAPONLARIN YÖNETÝM TARZI NASIL ÝÞLÝYOR)

Yazar : William OUCHI

Yayýnevi : Ýlgi

Baský : Ýstanbul / 1989 / 246 shf.



BÖLÜM 1: NEDEN ÖÐRENMELÝYÝZ?

TEORÝ Z:


Verimlilik artýþýnda kilit etkenin iþçilerin yönetime katýlmasýný savunmaktýr. Z teorisi üç temel noktaya dayanýr: güven, düþünceli ve zeki olabilme yeteneði, yakýnlýk.

Bir toplumda yakýnlaþma yok olmaya baþladýðý anda, toplum kendi kendini kemirmeye baþlar. Çevrelerine karþý sorumluluk duygusu geliþmemiþ kiþiler, bir süre sonra çevre kavramýný yitirirler. Sosyolog George Homans’ýn iddia ettiði gibi, sonunda birbirleriyle uzaktan yakýndan hiçbir baðý olmayan bir insan yýðýný haline gelmemiz de mümkün.

BÖLÜM 2: NE ÖÐERENEBÝLÝRÝZ?


Amerika’daki Japon þirketlerinin çoðu baþarýlý olduklarý halde, Japonya’daki Amerikan þirketlerinden sadece IBM ve McDonalds gibi þirketler baþarýlý olabilmiþtir. Bunun sebebi Japonlarýn ülkelerinde geliþtirilen tarzý taklit etmek yerine, yönetim tarzlarýný Amerika’nýn ihtiyaçlarýna uyacak biçimde deðiþtirmeleriydi. Öte yandan pek az Amerikan firmasý kendilerine özgü yönetim yaklaþýmlarýný Japonya’ya götürüp oranýn koþullarýna uydurabildiler.

Japon organizasyonlarýnýn en önemli özelliði yaþam boyu iþtir. Bu özellik yalnýz iþ politikasý deðil, Japonya’da ayrýlmaz bir bütün olan özel hayat ile iþ hayatýnýn en can alýcý noktasýdýr.

ABD’deki büyük otomobil þirketlerine malzeme saðlayan yüzlerce firma, ürünlerini birden fazla firmaya satar. Hem malzemeyi üretenler hem de bunlarý satýn alanlar birbirlerine ve bir tek malzeme kaynaðýna ya da bir tek müþteriye baðlý kalmak istemezler. Oysa bir Japon otomobil fabrikasýnda, büyük otomobil firmasýyla uydu þirketler arasýndaki iliþki tamamen yardýmlaþmaya dayanýr. Ýþ iliþkileri o kadar yakýndýr ki, malzemeler stoka dahi girmeden, montaj atölyelerine teslim edilir. Dahasý, üretici firma, belki de üç saatlik üretim için gerekli olan çok az miktardaki malzemeyi bile teslim edebilir. Böylece montaj fabrikasý hem çok sayýda malzeme depolamak zorunda kalmaz, hem de yerden tasarruf eder.

Yaþam boyu iþ, diðer ülkelerde varolmayan benzersiz bir sosyal ve ekonomik yapýnýn doðal sonucu. Üç önemli etkeni göz önüne alalým:Birincisi, Japonya’daki her büyük þirket çalýþanlara altý ayda bir elde ettiði karýn büyük bir kýsmýný ikramiye olarak öder. Bu yöntem, iþ hayatýndaki riski pay sahiplerinden iþçilere kaydýrmaktadýr. Ýkinci etken, Japonya’da her büyük þirketin, çoðu kadýn olan geçici iþçi kontenjaný olmasýdýr. Üçüncüsü ise uydu þirketlerdir. Bunlar daha çok küçük þirketler olup büyük þirketlere destek olurlar. Ýkramiye sistemi, geçici iþ düzeni ve uydu þirketler büyük þirketler için belirsizliðe karþý hep birlikte bir “tampon” oluþturur.

***Elemanlarý arasýnda yakýn baðlar olan bir gruba üye olan kiþi, üzerinde çok güçlü bir etki hissedebiliyor. Grubun kurallarýna saygý göstermemek, grup desteðinin kesilmesine ve sonunda üyeliðin kaybýna neden olabiliyor. Herhangi bir küçük gruba gerçekten baðlý olan bir kiþi için, bu çok aðýr bir cezadýr. Davranýþlarýmýzý yönetimin denetimi, maaþ yada terfiden çok grup üyeliðimizin etkilediði bir gerçektir.

Japon þirketlerinin sýk sýk gözden kaçmasýna raðmen bir diðer önemli özelliði de kiþisel mesleki bilginin geliþmesine verdiði önemdir. Personel bölümü, ABD organizasyonlarýnda pek ender olarak önemsenen bir bölümdür. Buna dayanarak iki ülke arasýndaki farkýn, sadece Japonya’da “insan yönetimine” verilen önem olduðunu söylemek doðru olmaz. Fark daha derindedir.

Meslek geliþtirme konusunda hem Amerikan hem de Japon yaklaþýmlarý baþarýlý olmuþtur. Her ikisinin de kendine özgü tuhaf, güçlü ve zayýf noktalarý vardýr. Amerikan yönetiminin gücü, uzmanlarý koordine ve organize edebilmekte yatmaktadýr. Her eleman, herhangi bir iþ çevresinde bir uzmanlýk dalýnda çalýþabilir ve rahatlýkla bir kentten ötekine, bir iþ yerinden ötekine geçebilir. Batý organizasyonunun en büyük mucizelerinden biri olan bu özgürlük, üretim sanayiinin yayýlmasýný mümkün kýlmýþtýr.

Amerikan yönetiminin zayýf noktasý, çalýþanlarýn asla birbirleriyle yakýnlaþamamalarýdýr. Kendi uzmanlýk dallarýnýn dýþýndaki bir konuyu anlamalarý beklenmediði sürece koordine edilebilir, çabalarýný gevþek de olsa bir grup çabasýna dönüþtürebilirler. Birbirine uyan uzmanlýk dallarý bir araya getirebilirse bu yapý baþarýlý olabilir. Ama üretim iþlemi, her uzmanýn amaç ve yeteneklerini deðiþtirerek birtakým yeni beceriler geliþtirmesini gerektirirse, Batýnýn bu prefabrike yaklaþýmý baþarýsýzlýða uðrar.

Çalýþanlarýn kendi mesleklerini, þirketlerin ihtiyaçlarýna göre deðiþtirip uydurabildikleri NASA, IBM ve Boeing gibi kuruluþlarýn bu nedenle benzersiz organizasyonlar kurabildikleri söylenir.

BÖLÜM 3: JAPON ÞÝRKETLERÝNÝN YAPISI


Belki de Japon kuruluþlarýnýn en iyi bilinen özelliði, karar vermedeki katýlýmcý yaklaþýmdýr. Tipik bir Batý þirketinde, bölüm þefi, yönetici veya genel müdür tek baþýna karar verme sorumluluðunu üstlenebilir.

***Bir Japon kuruluþunda önemli bir karar verilecekse, bu karardan etkilenecek herkesin görüþü alýnýr. Fakat bir kez karara varýldý mý, herkes bu kararý destekler. “En iyi” kararlar baþarýsýzlýða uðrayabileceði gibi, “en kötü” kararlar uygulamada baþarýyla sonuçlanabilir.

Belki de batýlýlarýn anlamakta en çok zorluk çektikleri özellik, Japonlarýn ortak deðerlere, özellikle ekip sorumluluðuna olan eðilimleridir.

Batýlý kuruluþlarýn çoðunda, þirket ile çalýþan arasýnda sadece bir iþin tamamlanmasýný içeren faaliyetlerle ilgili bir baðýn varolduðu anlayýþý egemendir. Batýlý sosyal bilimciler bu “kýsmen baðlýlýk” anlayýþýnýn kiþinin saðlýðý için gerekli olduðuna inanýrlar. Bunun tam aksine, Japon kuruluþlarýnda “tam bir katýlým” söz konusudur. Bir dizi mekanizma, duygusal denge için gerekli toplumsal desteði ve duygusal boþalmayý saðlar. Bu mekanizmalardan biri, grup üyelerinin “þapkalarý deðiþtirerek”, yani bir diðerinin yerini alarak bu dengeyi saðlama yeteneðidir.

BÖLÜM 4: Z ÞÝRKETÝ

Her bir Z þirketinin kendi özellikleri vardýr. Japon benzerleri gibi Z tipi þirketler, yaþam boyu iliþki resmi olarak belirtilmese de, uzun dönemli hatta yaþam boyu iþ verme eðilimindedirler.

Z tipi þirketler, deðerlendirme ve terfi için on yýl beklemezler.

Z tipi þirketlerin meslek çizgilerinde Japon þirketlerini andýran görevler ve bürolar arasýnda “gezinme” eðilimi de görülür. Bu da, þirkete özgü bazý becerilerin geliþmesini saðlar.

Tipik bir Z þirketi, A tipinin özellikleri olan karmaþýk denetim mekanizmalarýna da sahiptir: modern bilgi iþlem sistemleri, muhasebe sistemleri, amaçlara yönelik yönetim gibi.

Z tipi þirkette, belirli ile belirsiz bir denge içerisindedir. Kararlar, gerçeklerin analizine dayansa da, bu kararýn “uygun” olup olmamasý gibi önemli sorularýn sonunda þekillenirler.

Z türü þirketler büyük Amerikan þirketleri arasýnda en hýzlý geliþen, kar payý en büyük þirketlerdir. Her yönetici, þirketlerin ancak rakiplerinden daha fazla kar yaparak ayakta kalabildiklerini bilir. Fakat Z þirketlerinde bu rekabet iþlemi sýrasýnda karýn kendisine ya da onu elde etmek için kullanýlan yönteme bir “son amaç” gözüyle bakýlmaz.

***Z tipi þirketlerde, karar verme kollektif olabilir, fakat kararýn asýl sorumluluðu yine de tek kiþinin omuzlarýndadýr. Batýlýlar, Japon kuruluþlarýnýn özelliklerinden olan kollektif sorumluluk biçimini, belki de asla benimseyemeyecekler.

Z tipi þirketlerin bütüncül eðilimleri, bazý önemli farklýlýklara raðmen, Japon modeliyle çok yönden benzerlik gösterir. Benzerlik, yöneticilerin astlarýna ve bütün düzeydeki çalýþanlarýn iþ arkadaþlarýna gösterdikleri yakýnlýktadýr. Z tipi þirketlerde, genelde iþ iliþkilerinin doðal bir sonucu olarak astlara ve tüm çalýþanlara büyük bir ilgi gösterilir. Ýnsanlar arasý iliþkiler samimidir; yalnýz yöneticiler astlarýyla, ustabaþýlar iþçilerle deðil, herkes birbiriyle ilgilidir. Organizasyonun merkezi özelliklerinden biri olan bu bütüncül eðilim, kaçýnýlmaz olarak bütün Z tipi organizasyonlarýn baþka bir özelliði olan eþitlikçi atmosferi saðlar.

Z tipi þirketler, ütopyacý toplumlarýn aksine, hiyerarþik denetim yöntemi uygularlar. Hiyerarþi(ya da bürokrasi) ile Z tipi þirketler arasýndaki fark, Z þirketlerinin iç yapýlarýnda çok yüksek düzeyde bir uyumu saðlamýþ olmalarýdýr.

Z tipi bir kuruluþta, verimlilik ölçüsünü ya da karýn hesaplanýþ biçimini deðiþtirerek kiþilerin davranýþlarýný deðiþtirmek olanaksýzdýr. Davranýþlarý etkilemenin tek yolu, kültürü deðiþtirmektir.

Irk ve cinsiyet ayrýmý konusuna gelince....Z tipi þirketlerde böyle bir ayrým yapma eðilimi var. Bu da tuhaf bir ikilem. Z tipi þirketler A tipi þirketlere kýyasla, azýnlýklara daha fazla eþit olanaklar tanýmaya çalýþmalarýna karþýn, bazý engelleri aþmak A tipi þirketlerden daha zor olabiliyor.

BÖLÜM 5: A’DAN Z’YE GEÇÝÞ AÞAMALARI

Birinci aþama: Z tipi organizasyonu anlama ve sizin rolünüz.

Ýkinci aþama: Þirketinizin felsefesini gözden geçirin.

Üçüncü aþama: Arzulanan yönetim felsefesini saptayýn ve þirketin önderini de bu iþleme dahil edin.

Dördüncü aþama: Felsefeyi, hem yapýyý hem de özendirmeyi tesis ederek uygulayýn.

Beþinci aþama: Ýnsanlarla geçinme becerilerini geliþtirin.

Altýncý aþama: Kendinizi ve sistemi sýnayýn.

Yedinci aþama: Sendikayý iþin içine katýn.

Sekizinci aþama: Çalýþmanýn dengeye kavuþturulmasý.

Dokuzuncu aþama: Yavaþ terfi için bir sistem üzerinde karar kýlýn.

Onuncu aþama: Meslek yolundaki geliþmeleri geniþletin.

On birinci aþama: Ýlk düzeyde uygulamanýn hazýrlanmasý.

On Ýkinci aþama: Katýlýmýn uygulanacaðý alanlarý arayýn.

On üçüncü aþama: Bütüncül iliþkilerin geliþmesine izin verin.

Sýralanan bu deðiþim aþamalarý sadece birer kýlavuzdur ve yemek tarifi gibi satýr satýr izlenmek için deðil, tartýþarak bir uygulama ortamý oluþturmak için hazýrlanmýþtýr. A’dan Z’ye geçiþ temelde bir mantýk silsilesine dayanýr. Örneðin, bürokratik organizasyonlardan katýlýmcý sisteme yapýlan baþarýlý geçiþler, tepeden baþlamýþ ve aþaðý doðru yayýlmýþtýr. Fakat aþamalarýn sýrasý bu bölümde belirtildiði gibi olmayabilir. Zaman bu iþleme baþlangýçtan itibaren yaklaþýk iki yýl ayýrýn. Bu süre içinde bazý yöneticiler Z tipi organizasyonu anlayacak ve üst düzey yönetimin sisteme baðlý olmasýnýn somut ve inanýlýr örneklerini göreceklerdir. Daha yumuþak bir koordinasyon, hýzlý hareket ve etkili planlamanýn iþaretleri yavaþ yavaþ ortaya çýkmaya baþlayacaktýr. Fakat her yönetici bu geliþmeyi anlamayabilir, belki sadece yarýsý bunun yararýna inanýr; onun için bu dönem bir baþlangýç olacaktýr. Özellikle büyük boyutlu olan herhangi büro veya bir fabrikada, geçiþin en alt düzeye ulaþmasý on-onbeþ yýl alabilir. Bugüne kadar ki baþarýlý geliþmeler o kadar azdýr ki süre tahmini yapmak mümkün deðildir. Katýlýmcý yönetim iþlemi bir kez baþlatýldýðýnda, çalýþanlarýn temel deðerlerine hitap ettiði için kendi kendine yürür. Bu yöntemin iþlevi, daha iyi bir koordinasyon yoluyla verimliliði ve etkinliði artýrmaktýr. Üst düzey yöneticiler veya sendika tarafýndan kasten durdurulmadýkça, bu sistem yerleþecektir.

BÖLÜM 6: BÝR FELSEFENÝN PLANI

Bütün Z þirketlerinin temeli felsefeleridir. Pratik iþ konularýyla, hayali ve soyut meseleleri birbirine karýþtýrmak tuhaf görünebilir, ama felsefe ve iþ birbiriyle çok yakýn dostturlar. Pratik ve mantýklý iþ kararlarý, tutarlý ve uyumlu bir dizi idealden kaynaklanýyorsa, uzun vadede baþarý olasýlýðý fazladýr. Bir felsefede, neyin önemli, neyin önemsiz olduðu belirlenerek, organizasyonun eþsiz ve benzersiz olmasý saðlanýr. Bu ayrýca, ayný kültürü paylaþan kiþiler arasýndaki planlama ve koordinasyona etkinlik getirir. Soyut kavramlar yerine, felsefenin dikkatle hazýrlanmýþ ilkelerini içeren bir broþürün çalýþanlara daðýtýlmasý gereklidir. Dayton-Hudson, Hewlett-Packard, Rockwell, Eli Lilly ve Ýntel gibi çok sayýda baþarýlý þirket iþte bunu yapmýþlardýr.

Daha önce varolmayan felsefenin, ayrýntýlý bir oluþum iþlemi birkaç þekilde olabilir. Yaygýn yöntemlerden biri, anket türü bir uygulamadýr. Birkaç kiþi, üst düzey yöneticileriyle tek tek görüþerek, felsefeye iliþkin kiþisel görüþleri toplar, ayný gruba bunu derlenmiþ bir rapor þeklinde sunar. Bu baþlangýç aþamasýný, stratejinin temel noktalarý, yönü, tarzý ve biçimi izlemelidir. Eðer þirketteki birçok etkenin tek ve mantýklý bir yapý içinde birleþmesi isteniyorsa, felsefe belirleme iþlemi, bir referandum havasýnda olmalýdýr. Bundan sonra, þirketin diðer elemanlarýnýn da bu ilk “çatý” üzerinde sistemli fikir vermeleri saðlanýrsa, ortaya yeni yönetim sisteminin çekirdeðini oluþturan ve çoðunluðun kabul edeceði bir felsefe çýkmýþ olur.

BÖLÜM 7: KÝMLER BAÞARIYOR

Yönetimde katýlýmcý yaklaþým, aslýnda iþçilerden daha fazla vermelerini istemektedir. onlardan daha aðýr yük taþýmalarý yada fiziksel olarak kendilerini daha çok yormalarý beklenmektedir. Üretimde kazanç, artan fiziksel çabalarla deðil, artan koordinasyonla saðlanýr. Fakat bu geliþmeler, ancak bütün iþçilerin karar verme, planlama ve inceleme iþlemlerine kendi istekleriyle katýlmalarý sonucu gerçekleþir. Bu sorumluluklar, iþçilerin asýl görevlerine ayýracaklarý zamanýn bir bölümünü alýr; çünkü iþçiler toplantýlara katýlmak için bir süre üretimden uzaklaþacaklardýr. Bu yeni roller bir bakýma iþçilerin þirkete harcadýklarý enerjide net bir artýþ demektir, zira yüklendikleri görev, daha büyük sorumluluk, daha fazla duygusal ve zihinsel enerjiyi gerektirir. Hiç kuþkusuz günün sonunda yorgun olarak iþlerinden ayrýlan iþçiler, ayný zamanda tatmin olmuþ ve iþleri konusunda da heyecanlýdýrlar. Kiþinin tamamen katýlýmýný isterken, þirket dengeyi sürdürebilmek için karþýlýðýný daha fazla vermeye de hazýrlýklý olmalýdýr.

Baþarýsýzlýðýn bedeli çok büyük olmasýna karþýn, Z teorisinde baþarýnýn yararlarý da büyüktür. Tüm baþarýlý Z þirketleri ve onlara benzeyen diðerleri, Japonlarýn meydan okumasýna ancak meydan okuyarak karþýlýk verebildiler. Batýlý þirketler, Japonlara karþý koyma çarelerinin fiyatlarý düþürme, fabrikalarý robotlaþtýma ya da ticarette engeller koyma olmadýðýný anlamaya baþlýyorlar. Bunlar, ancak izledikleri yönetim tarzýnýn iki yüz yýldýr deðiþmediðini fark eder ve kendilerine özgü yeni bir yönetim sistemi geliþtirirlerse, bekledikleri üretim artýþýna ve verimliliðe kavuþabilirler.

BÖLÜM 8: BÝR Z KÜLTÜRÜ

Z teorisi kültürü, her çalýþanýn yaþantýsýnýn bir kurt adam kiþiliðinde iki yönlü olmadýðýný, birer bütün olduðunu kabul eder. Ýnsan, saat dokuzdan akþam beþe kadar makine, ondan sonra da insan olamaz. Ýnsanca çalýþma koþullarý sadece üretimi artýrmakla kalmaz, ayný zamanda þirkete kar, çalýþanlara da özsaygý kazandýrýr. Artan bir kolaylýk ve rahatlýk hissiyle herkes görevini daha iyi yerine getirir. Þimdiye kadar Batýlý yöneticiler, artan üretimin teknolojiye baðlý olduðunu sanmýþlardýr. Z teorisi, iþ dünyasýnda, ilginin yön deðiþtirerek insan iliþkilerine yöneltilmesini gerektirir.

Z kültüründe güven, birlikte çalýþmanýn bir yoludur. Kiþiler bir bütünün parçasý olarak deðil de, insan olarak önem taþýdýklarý için onlarla iletiþim gereklidir. Z þirketinde herkes birlikte çalýþtýðý için çalýþmak da eðlencelidir. Z þirketi felsefesinin temelinde, yaptýðýnýz iþten hoþlandýðýnýz sürece ortaya iyi bir iþ çýkaracaðýnýz inancý yatar. Yüksek verim ve iþ tatmini birbirinden ayrýlmaz iki öðedir.

Yönetimle ilgili olmayan düzeylerde de, bu gibi yakýn iliþkiler Z tipi þirketin hem kiþisel ve sosyal iliþkilerinde, hem de ekonomik alanda bir üretici olarak baþarýlý olmasýný saðlar. Z þirketi, ekip oluþturmada özel bir çaba harcamasa da, ortak çalýþmaya çok deðer verildiði için, yarý baðýmsýz iþ gruplarýnýn bu þirketlerin bir özelliði haline gelmiþ olmasýna hiç þaþmamalýdýr.

Z tipi bir organizasyonda elbette bütün yöneticiler ayný dilden konuþmayabilirler. Fakat temel uyumun saðladýðý bir ortak ifade biçimine sahiptirler. Ekiplerin oluþmasý, organizasyonun saðlýklý olmasýnýn nedeni deðil, sonucudur.

Gezinerek yönetim, yöneticilerin uzaktan emir vermek yerine, doðrudan katýlýmýný da gerektirir. Bu yöneticiler, Z þirketinin yaþayan bir bünye olduðunun en canlý örnekleridir. Üst yönetim, açýkça çalýþanlarýn beynini yýkamaya deðil, herkes kendi amaçlarýna ulaþýrken, bir yandan þirkete hizmet saðlamaya yöneliktir. Uyumlu bir toplumsal kültürü gerçekleþtirmek için çaba gösterir.

Kiþilere bu kadar önem verilmesi, þirketin yaþamýný ve ürettiði ürünleri acaba nasýl etkiler? Z kültüründe, müþterilerin sunulan hizmet ve ürünleri yýllarca beðenmeleri, takdir etmeleri üzerinde ýsrarla durulur. Bazen, Z þirketinde her þey ürünlere kýyasla ikinci planda kalýr.

Z tipi þirketlerde çalýþanlar o þirkette daha uzun kalmayý A tipine kýyasla daha çok umarlar. Z þirketinin bütün düzeylerinde çalýþanlar daha yavaþ terfi ederler ve A tipindeki meslektaþlarýna kýyasla daha deðiþik iþlerde görev alýrlar.

BÖLÜM 9: KALÝTE ÇEMBERLERÝ


Japon yönetim sanatýnýn en ilginç derslerinden biri ve Z teorisinin ruhuna en yakýn olaný, kalite çemberidir. Japonya’yý ziyaret eden Batýlýlarýn çoðu, bu çemberlerin etkinliði karþýsýnda þaþýrmýþ ve ayný tekniði kendi þirketlerinde denemeye karar vermiþlerdir.

Kalite çemberlerinin yaygýn ve popüler olmasýnýn nedeni, iþlevleridir. Bunlarýn görevi, koordinasyon ve üretim sorunlarýný yöneticilerle birlikte ekip olarak belirlemek ve çözümlemede ayný sorumluluklarý paylaþmaktýr. Baþka bir deyiþle, bu ekipler bir organizasyonda yanlýþ olan herþeyi farkeder ve ortaya çýkarýrlar. Bu yüzden Japonya’da geliþtirilen kalite çemberleri, oldukça az bir harcamayla, yüksek kaliteyi, yüksek üretimi ve yüksek morali kazanmanýn ve saðlamanýn yararlý bir yoludur.

Kalite çemberleri, Japonya’da uzun yýllardýr baþarýyla yürütülüyor. Bu yöntem, 1949 yýlýnýn Ocak ayýnda, II. Dünya Savaþý’ndan hemen sonra baþlatýldý. Kullanýlan teknikler, yüzyýldýr ABD’de uygulanmaktadýr, sihirli bir yaný yoktur. Fakat aradaki fark, Japonlarýn bu teknikleri üretim düzeyindeki iþçilere öðretmedeki kararlýlýklarý ve daha sonra kalite ve üretimi artýrmak için bu iþçilere örgütte deðiþiklik yapma yetkisi ve gücünü vermeleridir. Gücün bu iþçilerle paylaþýlmasý ve bu çalýþanlarýn eðitimine yatýrým yapýlmasý, Japonya’nýn baþarýsýnýn ve sahip olduðu yeniliklerin kilit noktasýdýr.

Bir çemberin temel amaçlarý þunlardýr:

Giriþimin geliþmesine katkýda bulunmak.
Ýnsanlarýn birbirlerine saygý duyduklarý, mutlu ve anlamlý bir iþ atmosferi kurmak.
Ýnsan yeteneklerini tamamen ortaya çýkarmak ve sonsuz olanaklar saðlamak.
Elbette, kalite çemberlerinin Batýya baþarýyla uygulanmasý, ancak orta ve üst düzey yöneticilerinin, program için gerekli koþullarý anlamalarý ve bunlarý desteklemeleriyle mümkün olabilir. Bu da, yönetici gruplarýnýn uzun vadeli ve iþbirlikçi olmalarýný gerektirir. Daha alt düzeylerden de ayný iþbirliði saðlanmadýkça, baþarý mümkün olamaz. O yüzden, kalite çemberi tek baþýna anlaþýlamaz, daha karmaþýk bir organizasyon sisteminin bir bölümüdür: Z teorisi gibi bir sistemin.

BÖLÜM 10: SONUÇ

Amerikalýlar, otomobil sanayiinin verimli çalýþmasý için dev sermaye yatýrýmlarýnýn gerekli olduðuna inanýrken, Japonlar daha birkaç yýl önce Amerikan otomobil fabrikalarýnýn yanýnda atölye sayýlabilecek firmalarda ucuz ve yüksek kaliteli arabalar üretiyorlar. Batý ekonomisi büyük fabrikalarýn yararýna inanýrken, Japonlar hergün deðiþen teknolojiyi fabrikalarýna derhal uygulamak için üretim birimlerini mümkün olduðunca küçük tutuyorlar. Batýlý þirketler, yüksek kalitenin iþçilerin nitelikli iþ çýkarmasýna deðil, daha çok araþtýrmaya baðlý olduðuna inanmakta; oysa Japonlar, yüksek kalitenin, iþçilerin üretim akýþýný sürekli geliþtirmesinden ve üretim iþlemindeki yeniliklerden kaynaklandýðý görüþündedir.

ABD’de yýlda ortalama yüzde yirmi altý oranýndaki iþten ayrýlma ve yüzde sekiz oranýndaki devamsýzlýðýn daha aza indirgenemeyeceði savunulur; oysa Avrupa’da iþten ayrýlma oraný yüzde on iki, Japonya’da ise yüzde altýdýr; Japonlarýn iþe devamsýzlýðý ise daha düþük olabiliyor.

Eski yönetim tarzlarýna yeni bir kýlýf geçirme zamaný gelmiþtir. Biz Batýlýlar, belki de uzun süredir batýl inançlara dayanan bir öðretiyi benimsemiþiz. Þimdi bu bildiklerimizi unutmalýyýz. Yüz yýldan fazla bir süredir ABD, sanayi devriminin hýzýyla sürekli ilerledi. Fabrika üretiminin hýzlanmasýnýn, ucuz iletiþim ve nakliyenin ve buna benzer birtakým yeniliklerin milli geliri artýracaðýna inanýyorsak, kendimizi baþtan yenilgiye ve yanlýþ inançlara hazýrlamýþ oluyoruz. Temelde, zaten bu yenilikler yerlerine oturduktan sonra ekonomi kaçýnýlmaz olarak büyümeye adaydýr.

Organizmalar, ancak nesiller süren bir süreç içinde kesin özelliklerini deðiþtirirler. Oysa örgütler, tek tek birimlerin biraraya gelmesiyle oluþur. Kiþiler, kendi çýkarlarýný korumayý sürdüreceklerdir. Organizasyonlardan, çalýþtýrdýklarý kiþilerde reform yapmalarý beklenemez. O yüzden, organizasyonlar, yeni daha uyumlu bir yapýnýn gereklerini yerine getirecek ve çalýþan kiþilerin de özel istek ve çýkarlarýný karþýlayacak þekilde kendilerini deðiþtirmelidirler. Ýþte, bir sanayi klaný olan Z tipi organizasyon, bu yeni arayýþa cevap olabilir.




radyobeyan