Asli Deliller By: ecenur Date: 07 Nisan 2010, 00:43:38
Asli Deliller
I- KÝTÂB (KUR´ÂN)
A- Kitabýn Tarifi
B- Kitâb (Kur´an)´In Özellikleri
a- Nazm.
b- Ýnzal - Resul
c- Tevatür ve Þâzz Rivayetler
aa- Tevatür Rivayetler: Tevatür.
bb- Þâzz Rivayetler
d. Mushaf
e. Mu´ciz (Kur´ân´m Ý´câzý)
aa. Kur´ân´m Belâgati:
bb. Kur´ân´ýn Geçmiþ Çaðlara Ait Olaylarý Haber Veriþi:
cc. Kur´ân´ýn Gelecek Olaylarý Haber Veriþi:
dd. Kur´ân´m timi Gerçekleri Haber Veriþi
C- Kuranýn Hüccet Oluþu.
D- Kur´ân´ýn Hükümleri Açýklama Üslûbu
E- Kur´ân´ýn Hükümleri Beyâný (Açýklamasý)
a. Tafsili Olarak Açýklanan Hükümler
b. Ýcmâlî Olarak Açýklanan Hükümler
Aa. Mücmel Olarak Açýklanan Hükümler
Bb. Genel Prensip Halinde Açýklanan Hükümler
cc. Ýþaret ve Delâletle Açýklanan Hükümler
F- Kuranýn Hükümlere Delâleti
G. Kur´ân´ýn Ýçindeki Hükümler
a. Ýbâdetler
b. Muamelat
aa. Aile Hukuku
bb. Medeni (Borçlar, Eþya) Hukuku:
cc. Ýdare Hukuku
dd. Ceza (Ukûbât)
ee. Devletler Umumi ve Hususi Hukuku (Siyer)
ff. Usûl Hukuku
II. SÜNNET.
A. Tarifi
B. Sünnetin Bir Teþri´ Kaynaðý Oluþu.
a. Âyetler.
b.Hadisler
c. Sahabe Uygulamasý ve Ýcmâ
d. Aklî Delil
C- Sünnetin Teþrideki Yeri
D- Sünnet´in Mahiyeti Ýtibariyle Taksimi
a. Kavlî Sünnet
b. Fiilî Sünnet
c. Takriri Sünnet
E- Râvîde Aranan Þartlar
F- Sünnet´in Sened Ýtibariyle Taksimi
A. Müsned (Muttasýl) Hadisler
Aa. Mütevâtir Hadisler
Bb. Meþhur Hadisler
Cc. Âhâd Hadisler
Hanefîlerin Haber-i Vâhid´i Kabul Þartlan
Mâlikîlerin Haber-i Vahidi Kabul Þartlarý
B. Mürsel (Munkatî´) Hadisler
G- Sünnetin Hükümlere Delâleti
H- Hz. Peygamberin Tasarruflarý
III-ÝCMÂ.
A. Ýcmâ´ýn Tarifi
B. Ýcmâ´ýn Konusu Ve Sahasý
C. Ýcmâ´ýn Oluþmasýnýn Þartlarý
D. Ýcmâ´ýn Dayanaðý
E. Ýcmâ´ln Mümkün Oluþu Ve Fiilen Vuku Buluþu.
A. Ýcmâ´ýn Vâkî Oluþu
b. Ýcmâ´ýn Vuküunun Ýmkânsýzlýðý
c. Asrýmýzda Ýcmâ´ýn Ýmkâný
F. Ýcmâ´ýn Hüccet Oluþu
b. Hadisler
c. Aklî Deliller
G. Ýcmâ´ýn Çeþitleri
H. Mürekkeb Ýcmâ Ve Üçüncü Görüþ Ortaya Koyma
I. Ýcmâ´ý Red Ve Ýnkâr
J. Ýcmâ´ýn Neshi
K. Ýcmâ´ýn Dereceleri
4. KIYAS
A. Kýyasýn Tarifi Ve Mahiyeti
B. Kýyas Ýle Ýctihâd Arasýndaki Münasebet
C. Kýyasýn Hüccet Oluþu
A. Kabul Edenlerin Delilleri
aa. Âyetler
Bb. Kýyasýn Meþruluðuna Delalet Eden Hadisler
cc. Sahabe Uygulamasý
dd. Akýl
B. Kýyas´ý Þer´î Bîr Hüccet Kabul Etmeyenlerin Delilleri
D. Kýyas´ýn Konusu Ve Sahasý
E. Kýyas´ýn Rükünleri
1. Asl
2. Fer´:
3. Asl´ýn Hükmü
4- Ýllet
Aa. Ýllet´in Tarifi
Bb. Ýllet Ve Hikmet Arasýndaki Münasebet
Cc. Ýllet´in Þartlarý
Dd. Îllet Ýle Hüküm Arasýndaki Münasebet
Ee- Ýlletlerin Nevileri
Ff- Ýlleti Bulma Yollarý
F- Kýyas´ýn Hükmü
G- Kýyasýn Kýsýmlarý
1- Evlâ Kýyas
2. Müsavi kýyas
3- Ednâ Kýyas
1.FASIL
ASLÎ DELÝLLER
I- KÝTÂB (KUR´ÂN)[1]
A- Kitabýn Tarifi
Lugatta mektub manasýna gelen kitâb, Fýkýh ilminde "içinde çeþitli bab ve fasýllarýn toplandýðý bir bahsin tümü" manasýna kullanýlmaktadýr. Kitâbu´1-Büyû´, Kitâbu´l-Vekâle gibi. Fýkýh Usûlü ilminde ise kitâb tabiri Kur´ân ile eþ anlamlýdýr. Bu sebeple bu ilimde ne zaman kitâb kelimesi geçse, ondan Kur´ân anlaþýlýr.[2] Bu ilimde Kitâb þöyle tarif edilmiþtir: "Kitâb: Peygamberimize indirilmiþ, mushaflarda yazýlý, ondan tevatüren nakledilmiþ, okunmasý ile ibadet edilen, beþerin benzerini getirmekten âciz kaldýðý nazm-ý celildir,?[3]
B- Kitâb (Kur´an)´In Özellikleri
Kur´ân-ý Kerîm´in tarifinde nazm, inzal, resul, tevatür, mushai1, mu´ciz tabirleri geçmektedir. Bu tabirleri izah ettiðimiz zaman, Kur´ân´ýn hususiyetleri de kþ olacaktýr
ortaya çýkmýþ olacaktýr. [4]
a- Nazm
Nazm, lugatta incileri ipliðe düzmek demektir. Düzülen þeye de dürr-i manzum denilir. Nazm ile Kur´ân´ýn arapça lafýzlarý kasdedilmiþtir. Kur´ân hem mana ve hem de lafýz ciheti ile mu´cize´dir. O´nun sadece manasýna Kur´ân denmez. Bu sebeple O´nun tefsir ve tercemesi, Kur´ân yerine kâim olamaz ve tefsir ve ter-cemesi ile ibadet yapýlamaz. [5]
b- Ýnzal - Resul
Kur´ân, Peygamberimize (s.a.s.) 22 sene 2 ay ve 22 gün zarfýnda Cibril-i Emîn vasýtasýyla indirilmiþtir. Peygamberimizin kudsî (ilâhî) hadisleri, Kur´ân´dan sayýlmazlar. Yine önceki peygamberlere indirilen Tevrat, Zebur ve Ýncil de tarifin harcinde kalýr. [6]
c- Tevatür ve Þâzz Rivayetler.
aa- Tevatür Rivayetler: Tevatür
"kizb üzere Ýçtimalarý tecvîz olunmayan bir topluluðun nakil ve haberine" denir. Kur´ân-ý Kerim´in bugünkü elimizdeki metni, tevatür nakille bize kadar gelmiþtir. Kur´ân-ý Kerim´in "eþ-þeyhü ve þeyhetü" gibi hükmü baki ve tilâveti mensûh âyetleri ile þâzz tariki ile gelen rivayetleri, Kur´ân´a dahil edilemezler. Burada þâzz rivayetler hakkýnda biraz bilgi verelim. [7]
bb- Þâzz Rivayetler.[8]
Usûlcülerin ýstýlahýnda tevatür yoluyla nakl olunmayan nazýmlara (lafýzlara) þâzz denir. Þâzz rivayetlerin bir kýsmý meþhur, diðerleri ise âhâd tarikle gelmiþtir. Bütün mezheplere göre, âhâd tarikle gelen rivayetlerle amel olunamaz. Meselâ, Ubeyy b. Ka´b´ýn rivayetine göre, kazaya kalan ramazan orucunun, ard arda tutulmasý gerekmektedir. Bu rivayet, âhâd tarikle geldiði için mezhepler onunla amel etmemiþlerdir. Übeyy´in rivayeti þöyledir: [9]
Hanefîler, meþhur tarikle gelen rivayetlerle amel edilebileceðini kabul etmektedirler. Çünkü onlara göre, bu rivayetler, Kur´ân´dan deðilseler, Sünnet´ten sayýlýrlar. Meselâ, Abdullah b. Mes´ûd´un yemin keffâreti ile ilgili rivayetinde diðer rivayetlerden farklý olarak kaydý bulunmaktadýr. Hanefîler, bu rivayetle amel ettikleri için, yemin keffâreti orucunun, üç gün ard arda tutulmasý gerektiði doðrultusunda bir görüþe sahip olmuþlardýr.[10]
Mâliki ve Þâfiîler ise, þâzz rivayetlerle amel etmezler. Çünkü onlara göre, rivayetler; ne Kur´ân, ne de Sünnet´den sayýlýr.
Þâzz rivayetlerle, Kur´ân´ýn mütevâtir rivayetleri arasýndaki önemli farklar:
1. Þâzz rivayetlere Kur´ân hükmü verilmez. Bu sebeple þâzz rivayetler, namazda okunmaz. Meselâ, kunut dualarý, þâzz rivayet olduðu için, namaz´da farz kýraat olarak okunmaz.
2. Kur´ân´a muhdis ve cünüp olan kiþi el süremez. Halbuki þâz rivayetler, böyle deðildir.
3. Kur´âri´ýn bir kelimesini inkâr eden kâfir olur, þâzz rivayetleri inkâr ise küfrü gerektirmez.
d. Mushaf [11]
Kur´ân´m Fatiha´dan Nâs sûresine kadar bütün sûre ve âyetleri, Peygamberimizin tâlimi üzere yazýlmýþ ve ezberlenmiþtir. Hz. Ebû Bekir´in hilâfeti zamanýnda, Kur´ân âyetleri bir araya getirilerek bir mushaf haline konulmuþtur. Hz. Osman´ýn zamanýnda da bu mushaf, teksir edilerek büyük þehirlere birer nüsha gönderilmiþtir ki, bunlara Mesâhif-i Osmâniyye adý verilmiþtir. Ýbn Mes´üd ve Übeyy b. Ka´b gibi sahâbîlerin kendileri için yazdýklarý mushaflar ile Resmi Mushaf olan Mesâhif-i Osmâniyye arasýnda sadece sûrelerin tertibinde, isimlerinde, bazý kelimelerinde, farklýlýklar mevcuttur. Ayný þekilde bunlarda bazý þâzz rivayetler bulunmaktadýr. Bu zâtlarýn mushaflan, her ne kadar esasa muhalif deðilse de, bunlarda bazý þâzz rivayetlerin bulunmasý sebebiyle, tevâtüren bize kadar gelmiþ bulunan Kur´ân-ý Kerim´in hükmünü haiz bulunmamýþtýr.
Kur´ân-ý Kerîm´de bazý kýraat farklýlýklarý vardýr. Bu farklýlýklar "Kýraat-ý Seb´a" veya "Kýraat-ý Aþere"nin çýkmasýna sebep olmuþtur. Kýraat farklýlýklarý bazen kelimenin yazýlýþýnda mesela bazen de okunuþunda mesela, ortaya çýkar. Bu farklý okuyuþ ve yazýlýþ manaya o kadar tesir etmez.
Kur´ân-ý Kerîm´de bulunan her harf, her kelime Kur´ân´dan sayýlýr. Sadece "Besmele" hakkýnda mezhepler arasýnda bir takým ihtilâflar zuhur etmiþtir. Nemi süresindeki besmelenin Kur´ân´m bir âyetinin bir cüz´ü olduðunu bütün mezhepler kabul etmiþlerdir. Ancak sûrelerin baþýndaki besmelelerin birer âyet olup olmadýðý ihtilâf konusu olmuþtur. Þâfiîler, sûre baþlarýndaki 113 besmelenin 113 âyet olduðunu ve namazda okunmasýnýn vacip (farz) olduðunu kabul etmiþlerdir. Mâ-likîlere göre besmele, sûreleri birbirinden ayýrmak için teberrüken yazýlmýþtýr. Bu sebeple namazda okunmaz. Hanefîler orta bir yol takip ederek, besmelenin hakikatte bir âyet olduðunu, teberrüken ve fasletmek için tekrarlandýðýný ileri sürerler ve namazda okunmasýný sünnet sayarlar.
e. Mu´ciz (Kur´ân´m Ý´câzý) [12]:
Kur´ân, Hz. Peygamber (s.a.s.)´in en büyük bir mucizesidir. Bilindiði gibi mu´cize; hissî ve manevî olmak üzere iki kýsma ayrýlýr. Ay´ýn ikiye bölünmesi (þakku´l-kamer), hastalarýn iyileþtirilmesi, asa´nýn yürümesi, duyulara hitap eden hissî mu´cizelerden sayýlýr. Kur´ân ise kýyamete kadar devam edecek manevî bir mu´cizedir. Beþer onun benzerini getirmekten âciz kalmýþtýr. Onun i´câz yönlerinden bazýlarýný þöyle sýralayabiliriz:
aa. Kur´ân´m Belâgati:
Kur´ân, belagat bakýmýndan yüksek bir derecededir ki, Arap dilinde bunun misâli görülmemiþtir. Kur´ân´ýn akýcý kelimeleri ve üstün üslûbu yanýnda nazmý da son derece saðlam ve güçlüdür. Kur´ân´ýn nazmý ne vezin ve kafiyesi olan bir þiirdir, ne de seçili bir nesirdir, ne de serbest bir þiir ve nesirdir. Kur´ân´ýn nazmý ancak kendisine has bir þekle sahiptir.
bb. Kur´ân´ýn Geçmiþ Çaðlara Ait Olaylarý Haber Veriþi:
Kur´ân; Âd, Semûd, Lût, Nûh, Ýbrahim peygamberler ile onlarýn kavimlerine ait haberleri anlatmaktadýr. Ayný þekilde Kur´ân´da Hz. Musa, Hz. Meryem, Hz. Ýsa ve Firavun´un kýssalarý anlatýlmaktadýr. Kur´ân´ýn bu husustaki anlattýklarý tahrif edilmemiþ semavî kitaplarýn anlattýklarýna uymaktadýr. Ýþte ümmî bir peygamberin bunlarý vahiy yoluyla almasý bir mu´cizedir.
cc. Kur´ân´ýn Gelecek Olaylarý Haber Veriþi:
Kur´ân´ýn geleceðe ait haber verdiði þeyler, aynen zuhur etmiþtir. Meselâ, Ýranlýlarýn Bizanslýlarý önce yendiði halde, Ýranlýlarýn sonradan onlara maðlûp olacaðýný Kur´ân önceden bildirmiþ ve zaman da onu tasdik etmiþtir,[13] Allah, Büyük Bedir savaþýndan önce mü´minlere zaferi va´d etmiþ, zafer gerçekleþmiþtir.[14] Yine Allah, Kur´ân´da müslümanlara Mescid-i Harâm´a gireceklerini va´d etmiþ ve va´d gerçekleþmiþtir.[15] Bunlar Kur´ân´ýn birer mu´cizesidir.
dd. Kur´ân´m timi Gerçekleri Haber Veriþi:
Kur´ân´da Týp, Astronomi, Teknik vs. ile ilgili orijinal meselelere yer verilmiþtir. Hiç þüphesiz Kur´ân´ýn daha önceleri bilinmeyen ve þimdiki yeni ilmin ortaya çýkardýðý ilmî hakikatleri ondört asýr önce haber vermesi, onun mu´cize-lerindendir. Meselâ, Cenâb-ý Hak, "Biz aþýlayýcý rüzgârlar gönderdik"[16] âyetiyle rüzgârlarýn, bitkilerdeki diþi tohumlarý, erkek tohumlarla aþýladýðý hakikatini ondört asýr önce insanlara bildirmiþtir. Bitkilerin tozlaþma ile üreme hakikati ise, þimdiki ilmin keþiflerindendir.
C- Kuranýn Hüccet Oluþu
Müslümanlar arasýnda, Kur´ân´ýn, teþri´ için birinci kaynak olduðunda ve bütün beþeriyet hakkýnda bir þer´î delil olduðunda bir ihtilâf bulunmamaktadýr. Kur´ân´ýn hüccet oluþunun delili, O´nun Allah katýndan oluþudur. Kur´ân´ýn Allah katýndan oluþunun delili ise Kur´ân´ýn benzerini getirmekten âciz býrakýcýlýðý ve eþsizliðidir.
Bu konuda "Allah´ýn kitabýna toptan sanlýnýz"[17] Bu Kur´ân, insanlarý en doðruya götürür"[18] "Bu Kur´ân, insanlara bir açýklama, sakýnanlara doðru bir yol ve öðüttür"[19] âyetleri ile "Allah´ýn sözünün diðer sözlere üstünlüðü, Allah´ýn yarattýklarýna üstünlüðü gibidir"[20]. ´ ´Helâl, A ilah ´m kitabýnda helâl kýldýðý, haram ise Allah´ýn kitabýnda haram kýldýðýdýr"[21] Size kendisine sarýldýðýnýzda hiç sapýtmayacaðýnýz bir þey býrakýyorum: Allah´ýn kitabý"[22]hadîsleri örnek olarak gösterilebilir.
D- Kur´ân´ýn Hükümleri Açýklama Üslûbu[23]
Kur´ân, hükümleri açýklarken kendisine has bir üslûb kullanmýþtýr. Þöyle ki," güzel fiillerin yapýlmasýný teþvik etmiþ, hatta emretmiþtir. Farz, vacip hükümlerine karþý çýkýlmasýný yasaklamýþtýr. Bu tür hükümler konulurken bazen emir sýygasý, bazen de "yazýldý: emr kýlýndý"[24] tabirleri kullanýlmýþtýr. Ayný zamanda bir fiilin yapýlmasýna sevap, mükâfat verileceði va´dolunmak veya bir þeyin helâl olduðu açýklanmak suretiyle vacip, farz veya mendûb hükümlerin konulmuþ olduklarý da görülmektedir.[25]
Cenâb-ý Hak, Kur´ân´da yapýlmasýný istemediði fiilleri açýklarken genellikle nehiy siygasýný kullanmýþ ve iþin haram olduðunu beyan buyurmuþtur.[26] Cenâb-ý Hak, bazý durumlarda da çirkin bir fiili iþleyeni tehdit etmek, veya ceza vereceðini beyan etmek suretiyle haram hükümleri açýklamýþtýr.[27] Ýþte Kur´ân´dan hüküm çýkarmak isteyen bir müctehidin, Kur´ân´ýn hükümleri nasýl açýkladýðýný ve farz, vacip, haram gibi hükümlere delâlet eden hususlarý iyi bilmesi gerekir.[28]
E- Kur´ân´ýn Hükümleri Beyâný (Açýklamasý)
Kur´ân-ý Kerîm hükümleri, bazen açýkça ve tam olarak, bazen kýsa ve öz olarak, bazen teþri´in genel prensip ve esaslarýna yer vererek, bazen de iþaret ederek açýklamýþtýr.
Biz, Kur´ân-ý Kerim´in hükümleri iki þekilde açýkladýðýný ifade edebiliriz:
1. Tafsili olarak (Tam ve açýkça olarak),
2. Ýcmali olarak (Kýsa ve öz olarak),
a. Tafsili Olarak Açýklanan Hükümler:
Kur´ân bazt hükümleri tam olarak ve ayrýntýlý bir biçimde açýklamýþtýr. Bu tür hükümlerin sayýsý azdýr. Meselâ, miras ayetlerindeki hisse miktarlarý, bazý cezalarýn miktarlarý, evlenme-boþanma gibi konularda açýklamalarýn tam olarak yapýldýðým görmekteyiz.
b. Ýcmâlî Olarak Açýklanan Hükümler:
Bu þeklin içinde de üç farklý açýklama vardýr:
Aa. Mücmel Olarak Açýklanan Hükümler:
Kur´ân bazý hükümleri kýsa ve öz olarak açýklar, ayrýntýlý açýklamayý Sün-net´e býrakýr. Kur´ân´ýn genel olarak açýklama prensibi böyledir. Mesela Kur´ân´da namaz, oruç, zekât emredilmiþ, fakat bu konularda geniþ bilgi verilmemiþ, bunlarýn geniþ açýklamasý, Peygamber´e býrakýlmýþtýr.
Bb. Genel Prensip Halinde Açýklanan Hükümler:
Kur´ân-ý Kerîm, genellikle hükümleri, teþri´in genel kaide ve esaslarýna yer vererek- kýsa ve özlü bir biçimde açýklamýþtýr. Teþri´e esas olan kaide ve esaslar arasýnda misâl olarak þunlarý zikredebiliriz:
1. Þûra: "...Bunlarýn iþleri þûra iledir"[29]
2. Adalet: "Þüphesiz ki Allah adaleti emreder"[30]
3. Þahsî Mes´ûliyyet:"Hip kimse baþkasýnýn günahým yüklenmez"[31]
4. Ahde vefa: "Akitleri tfâ ediniz"[32]
cc. Ýþaret ve Delâletle Açýklanan Hükümler:
Kur´ân´da bazý hükümler kesin çizgilerle açýklanmamýþ, fakat onlara iþarette bulunulmuþtur. Meselâ, Kur´ân, zina eden cariyelerin cezasý ile ilgili olarak þöyle buyurmuþtur: "Onlar evlendikten sonra bir fuhuþta bulunurlarsa, onlara hür kadýnlara verilen cezanýn yarýsý verilir"[33] Ýþte bu âyette kölelerin cezalarýnýn hür erkeklere verilen cezalarýn yansý kadar olduðuna bir iþaret bulunmaktadýr. Ayný þekilde iki âyetten hamileliðin asgari müddetinin altý ay olduðu anlaþýlmaktadýr.[34] Yine "´Yetimleri buluð çaðma kadar deneyiniz"[35] âyeti, küçüklerin mallarýnýn velayet altýnda bulundurulmasý gereðine delâlet etmektedir.[36]
F- Kuranýn Hükümlere Delâleti
Kur´ân´ýn âyetleri, sübût itibariyle kat´îdir. Ancak o´nun ihtiva ettiði hükümleri açýklamasý, aydýnlatmasý ise bazen kat´î, bazen de zannîdir. Kur´ân´ýn bir âyeti tek bir manaya geliyorsa, Kur´ân´ýn o konuda hüküm ifade etmesi yani âyetin o hükme delâleti kat´îdir. Âyet birden fazla mana ifade ediyorsa veya çeþitli þekillerde tefsir ve te´vil edilebiliyorsa, o âyetin hükme delâleti zannîdir. Meselâ, miras âyetlerinde geçen nýsýf (yarý), sülüsan (üçte iki) gibi lafýzlarýn hepsinin hükme delâleti kat´îdir. Ancak Kevser sûresinde "namaz kýl" âyeti, kurban bayramý namazýna zannî olarak delâlet etmektedir. Bu sebeple Hanefîler, bu namazý -bu konudaki diðer delilleri de nazari itibare alarak- vacip olarak kabul etmiþlerdir. Ayný þekilde Hanefîler ´A´lâ sûresinde bulunan bir âyetin de Rama-
zan bayram namazýna zannî olarak delâlet ettiðini kabul etmiþlerdir.[37] Bu konuda iki misal daha verelim. "Boþanmýþ kadýnlar kendi kendilerine üç kur´ beklerler"[38] âyetindeki "kuru" lafzý hem hayýz, hem de temizlik manalarýna gelmektedir. Hanefîler hayýz, Þafiîler ise temizlik manasýný tercih etmiþlerdir. Bu iki tercih de doðrudur. Ayný þekilde yemin keffâreti ile ilgili âyet de böyledir. "Allah, size laðv olan yeminlerinizden dolayý deðil, bile bile ettiðiniz yeminlerinizden ötürü hesab sorar. Yemin keffâretî, ailenize yedirdiðinizin ortalamasýndan on fakiri doyurmak, yahut giydirmek, ya da bir köle azad etmektir. (Bunlarý) bulamayan üç gün oruç tutmalýdýr"[39]. Bu âyetteki "laðv" lafzýnýn manasý üzerinde fakîhler anlaþamamýþlardýr. Hanefîler, bunu, doðru za:ýný ile yapýlan ve sonrra ortaya aksi çýkan yemin diye açýklamýþlardýr. Þafiîler ise bunu, rastgele ve te´kid maksadýyla yapýlan yemin diye anlamýþlardýr.
G. Kur´ân´ýn Ýçindeki Hükümler
Kur´ân-ý Kerîm, insan hayatýnýn bütün safhalarý için hüküm koymuþtur, Kur´ân-ý Kerîm*de bulunan hükümleri üç ana baþlýk altýnda toplayabiliriz:
1. Ýtikadý hükümler: Bunlar Kelâm ilminin konusudur.
2. Ahlâkî hükümler: Bunlar Ahlâk ilminin konusudur.
3. Amelî-fýkhî hükümler:[40] Bunlar, fýkýh ve Fýkýh Usûlü ilimlerinin konusudur. Amelî-fýkhî hükümlerle ilgili 500 ayet bulunduðu ifade edilmektedir. Amelî-fýkhî hükümleri iki baþlýk altýnda inceleyebiliriz:
1. Ýbâdetler,
2. Muamelât.
a. Ýbâdetler:
Bu hükümlerin gayesi, ferdin Rabbi ile olan münasebetlerini düzenlemektir. Kur´ân-ý Kerîm´de namaz, hacc, oruç, zekât ve diðer sadakalardan Öz ve kýsa bir þekilde bahsedilmiþtir. Bu ibâdetlerin yerine getiriliþ þekillerini Sünnet açýklamýþtýr. Þöyle ki Hz. Peygamber (s.a.s .) "Ben nasýl namaz kýlýyorsam, siz de öyle kýlýnýz"[41] "Hacc ile ilgili ibâdetlerinizi benden öðreniniz"[42] hadislerinde ve zekât memurlarýna verdiði mektuplarda ibâdetlerin ifa þekillerini sahabeye göstermiþ ve Öðretmiþtir. Kur´ân-ý Kerîm1 de Zihâr[43] Yemin[44], Katl[45] keffâretle-riyle ilgili hükümlere de yer verilmiþtir.
b. Muamelat
Bunlar ibadetlerin dýþýnda kalan ameli-fýkhý hükümlerdir.Bugünkü hukuki tabirle Hususi Hukuk, Umumi Hukuk çerçevesine giren hükümleri ihtiva etmektedir. Bu hükümlerin gayesi, ferdin fert ile, ferdin cmiyet ile yahut cemiyetin cemiyet ile olan münasebetlerini düzenlemektir. Aile, idare, ceza gibi hukuklarla ilgili hükümleri ayrý ayrý zikredelim.
aa. Aile Hukuku:
Kur´ân´da, nikâh, talâk, iddet, nafaka, mehir gibi konulara geniþçe yer verilmiþtir. Bu hükümlere dair takriben 70 âyet bulunmaktadýr.
bb. Medeni (Borçlar, Eþya) Hukuku:
Kur´ân´da, alým-satým, rehin gibi akitlere yer verilmiþtir. Bunlarla ilgili takriben 70 âyet vardýr.
cc. Ýdare Hukuku:
Kur´ân, idare edenler île idare edilenler arasýndaki münasebetleri düzenleyen bir takým kaideler koymuþtur. Ýdarede sosyal adalet, esastýr. Þûra ve yardýmlaþma prensip olarak kabul edilmiþtir. Bu hükümlere ait takriben 10 âyet bulunmaktadýr.
dd. Ceza (Ukûbât):
Kur´ân, suç ve cezalarla ilgili hükümleri, suçlulara verilecek cezalarýn genel prensiplerini açýklamýþtýr. Bu konuda yaklaþýk 30 âyet vardýr.
ee. Devletler Umumi ve Hususi Hukuku (Siyer):
Bu hukuk dalý, Ýslâm Devletinin, harp ve sulh zamanlarýnda diðer devletlerle olan münasebetlerini, müslim ve zimmi vatandaþlarýn haklarýný, müsteminle-rin durumlarým düzenler. Bu konuda takriben 25 kadar âyet bulunmaktadýr.
ff. Usûl Hukuku:
Kur´ân´da, muhakeme usûlünü ilgilendiren hükümler yer almaktadýr. Bu konuda yaklaþýk 13 âyet bulunmaktadýr.
gg. Miras Hukuku:
Genellikle Nisa süresindeki miras âyetleri, terikenin mirasçýlar arasýnda na-taksim edileceðini açýklamaktadýr.
hh. Maliye Hukuku:
Kur´ân´da Devletin gelir kaynaklarý ve harcama yerlerini gösteren 10 kadar Hyet bulunmaktadýr.
radyobeyan