Kullukta Derinlik By: rabia Date: 26 Mart 2010, 17:01:20
Kullukta Derinlik

Hayat, dünyaya ve ölüm ötesine bakan yönleriyle, eriþilebilecek gayelerle doludur. Vesileler yerine getirildiðinde, varýlmasý talep edilen noktaya varmak, imkânsýzýn peþine düþülmedikçe, herkes için mümkün ve muhtemeldir. Ýnsan, hem maddî hem de mânevî yönü itibariyle, yüksek hedeflere ulaþabilecek potansiyele sahiptir. Allah (cc) bu potansiyelin harekete geçirilmesini insan irâdesine býrakmýþtýr. Herkes, cüz'î irâdesinin temâyülü ve Cenab-ý Hakk'ýn buna lütufkâr cevabýyla; kendisini Allah'a (cc) ulaþtýrabilir. Lütfedilen ihsanlarý deðerlendirip vicdanýnda kendisini O'na vardýracak yollar açabilir. Terakki mertebelerini birer birer aþýp, aþkýn (müteal) bir insan olma makamýna yükselebilir. Boðucu dalgalarla boðuþup sahil-i selâmete çýkabilir. Kendi gönlünde Allah'ý (cc) hissedip, gönlünü O'nun misafirliðine hazýr hâle getirebilir. Çok zor olan bu yolculukta inayet ve yardýmý, Sonsuz Kudret Sahibi'nden isteyerek matlubuna kavuþabilir. Kavuþabilir ama, ilk hareket, ilk gayret, hikmet gereði insanýn iradesine býrakýlmýþtýr. Allah (cc) kulunun gayretlerine fazlasýyla karþýlýk verecektir. Ama O'nun bu vaadi; adýmý atana, cehdi gösterene, didinip çabalayana, gayret içinde olanadýr. Ýçinde öyle bir heyecaný duymayana, böyle bir gayret içinde olmayana herhangi bir vaadi, bir ahdi yoktur. Diyebiliriz ki, Allah'a yakýnlýkta bütün büyükler, bu heyecaný içlerinde duymuþ, bu gayretle yollara revân olmuþ kimselerdir. Sadece peygamberlerdir ki, ileride yapacaklarý büyük hamlelerin, açacaklarý büyük çýðýrlarýn mükâfatýný önceden almýþ, sonra da bu mükâfatýn hakkýný vermiþ, vazifeye layýk olduklarýný icraatlarýyla göstermiþlerdir.
Ýlk adýmý atmanýn, tutulacak eli uzatmanýn, açýlmasý beklenen kapýnýn tokmaðýna vurmanýn baþý ise, ihtiyaçtýr. Her þeyden evvel, Allah'a (cc) yakýn olma adýna bir ihtiyaç hissedilmelidir. O'na yakýn bir insan olma hüviyetine mazhariyet arzusunu vicdanlarýnda duyup, bu boþluðun farkýna varanlar, þartlardan en mühim olanýný yerine getirmiþ sayýlýrlar. Allah (cc) yolunun yolcusunu kamçýlayacak, ýþýðý ve tâkâti kesildiðinde kendisine derman olacak, yol gösterecek, sendelediðinde elinden tutup onu tekrar yola revan edecek husus budur.
Böyle bir seziþe sahip olmayanlarýn, böyle bir duyuþtan yoksun olanlarýn, hedefe ulaþabilme ihtimalleri yok gibidir. Bu konudaki diðer önemli bir husus iþtiyaktýr. Allah (cc) yolunun yolcusu, vicdanýnda hissettiði ihtiyaç nispetinde bir iþtiyak ile talebi tahsile giriþir. Her büyük hedefin kendine göre bir zorluðu olduðu þuuru ile hareket eder. Sa'ye sarýlýp, azme ram olup, þevkle kanatlanýp, Allah'ýn (cc) inayetine dayanýp ufuklarda pervaz eder.
Bediüzzaman Hazretleri, talebelerinden Mustafa Sungur'a bir gün þunlarý anlatmýþtý: "Kardeþim, ben evrad-u ezkârýmý yerine getirirken, acaba Hasan Þâzeli Hazretleri gibi yapabilir miyim, acaba onun duyduðu gibi duyarak, hissederek bu iþin hakkýný verebilir miyim, diye senelerce kendimi zorladým, þimdi ise elhamdülillah duyuyorum." O büyük ruh, bu duyuþa erinceye kadar kim bilir kendini ne kadar zorladý, nasýl imbiklerden geçti, hangi potalarda eridi. Zira zorlama nispetinde iþler kolaylaþýr, ciddiyetle üzerine düþülürse gâyeye eriþilir, býkýp usanmadan takip edilirse istenen elde edilir.
Görüldüðünde Allah'ý (cc) hatýrlatan, kendilerine karþý ister istemez hürmet hissi uyandýran, atmosferlerine girildiðinde meleklerle diz dize olunduðu hissini uyaran bütün büyükler; bitip tükenmez zannedilen yollarý tüketmiþ, aþýlmaz gibi görülen daðlarý aþmýþ, yanýna yaklaþýlamayan ateþlerde yanmýþ ve þekillenmiþ, adanmýþ ruhlardýr.
Evrâd u ezkâr; namazý ve diðer ibadetleri Allah'ýn (cc) huzurunda imiþ gibi ihsan þuuru ile yerine getirmek, dünyayý bir liman gibi görüp buradan Allah'a yelken açmak, peygamberâne bir derinliðin remzidir. Böyle insanlar Allah'ýn bahtiyar kullarýdýr. O'na kul olanlar ve kulluklarýnda derinliðe eriþenler ise, baþkalarýna kul olmazlar. Çoðu kimsenin makam, mansýb, para ve sair çeldiricilere kul olmalarýna ise, onlar önce hayret eder, sonra da güler geçerler.
Mehmet Yavuz ÞEKER