Ynt: Nafakaya aid istilahlar By: ecenur Date: 23 Mart 2010, 13:46:43
Gaib Zevçler Üzerine Takdir Edilecek Nafakalar :
92 - : Bir kimse, zevcesini nafaka býrakmaksýzýn terk ile ihtifa veya sefer müddetince = en az on sekiz saat uzak veya daha yakýn bir mahalle giderek tegayyü´b eder veya mefkud olursa hâkim, zevcenin zevciyyet hakkýnda ikame edeceði beyyine üzerine hüküm gününden itibaren kadri maruf nafaka takdir eder. Veledel´hâcs zevci namýna istida-nede bulunmasý için zevceye izin verir.´ Istidaneden maksad.. bir kavla göre zevcenin ileride parasýný kocasýndan, almak üzere nafakasýna aid þeyleri veresiye almasýdýr. Diðer bir kavle göre de zevcenin nafakasýna aid meblâðý baþkasýndan istikraz etmesidir. Bir kadýn, nafakasýný böyle istidane suretiyle tedarük edemezse kazanç yoluna tevessül edebilir. Bu halde kazaný´b nefsine sarf edeceði þeyleri hâkimin emriyle kocasý üzerine bir borç olarak, kâyd edebilir. Buna da muktedir olamazsa her gün için tese´ülde bulunabilir. Bu suretle de, elde edeceði þeyleri nafakasýna sarf ile bunu hâkimin emrile kocasý üzerine borç olarak tesbit edebilir. Reddi Muhtar.
93 - : Hâkim, gaib bir zevç üzerine nafaka takdir etmeden evvel, nafaka talebinde bulunan zevceye «zevcinin nafaka terk etmedeðine ve eVan nâþize ve iddeti geçmiþ mutallâka olmadýðýna dair» yemin verdirir Bu zevcin hukukunu siyanet içindir. Buna (yemini istizhar) denir*
94 - : Zevci gaib olan bir zevceye nafaka takdiri için zevcin menzilinde, veya mestevdei - kendisine emanet býrakdýðý kimse elinde veya medyunu zimmetinde nafaka cinsinden mallan bulunmak lâzým deðildir. Zevce de zevcinin nafaka terk etmediðini beyyine ile isbata muhtaç olmaz. Þu kadar var ki. gaib zevcin malý olmadýðý takdirde zevciyyetin (92) nci meselede yazýldýðý üzere beyyine ile sübutü iktiza eder. Maa-mafih bu beyyine üzerine hâkim, yalnýz nafaka takdir eder, 7evciyvetin sübutüne hükm edemez. Binanaleyh bilâhare zevç hâzýr oidukdp, bakýlýr: eðer nikâhý ikrar ederse mukadder nafakayý vermesi icab eder. Ve eðer inkâr ederse zevce tarafýndan zevciyyetin yeniden isbatý lâzým gelir, îsbat edemezse söz nýaalyemîn zevcin olur. Zevce o nafakayý borç müstevdein elinde ve medyunun zimmetinde bulunan mala taarruzdan men için kabul olunur. Reddi Muhtar.
95 - : Gaib bir zevcin zevcesi yamnda taam ve nükud gibi nafaka cinsinden malý bulunursa hâkimin nafaka takdir edebileceði hallerde zevce, bu maldan. nafakasý için kifayet mikdarý bizzat alabilir. Amma baþkasýnýn, yani: müstevdei veya müzaribi etinde veya medyunu âmme tinde bu kabil malý bulunursa, müsteyde´ veya müzarib veya medyun da bu zevce aid kendi yedinde veya zimmetinde o malýn bulunduðnu ve zev-ciyyeti ikrar ederse veya bunlarda-n birinf veya her ikisini inkârý halinde zevce? bunlarý beyyine ile isbat eyler ise hâkim, yemin istizhardar eonra o maldan verilmek üzere zevceye hüküm gününden itibaren nafaka takdir eder.
Þu kadar ki vedîa var ise takdim olunur. Çünkü vedianýn helaki takdirinde zeman lâzým gelmiyeceðinden tercihan bundan nafaka takdiri, .gaibin nef ini mutazammmdýr. Meðer ki medyunun firar veya inkâr ve yahut ilâný iflâs etmesinden korkulsun. O takdirde nafakayý deynden takdir evlâdýr. Bedeli icare de deyn kabilindendir. Hindiyye, Dürrül´mün-teka, Reddi Muhtar.
96 - : Yukarýdaki mesele veçhile nafaka takdir edildikden sonra müstevde´, vediayý zevceye ita etdiðini bilâhare iddia etse sözü kabul olunur. Amma medyun, borcunu zevceye verdiðini iddia etse zevce ikrar etmedikçe bilâ beyyine sözü makbul olmaz. Hindiyye.
97 - : Müstevde´, vediayý veya zevciyeti inkâr veya vediayý gaib zevce iade etmiþ olduðunu iddia etse kendisine zevcenin talebile yemin verdirilemez. Reddi Muhtar.
98 - : Müstevde´, veya medyun, gaib zevcin zevcesine þu kadar müddete kâfi nafaka terk etdiðine veya bu kadýný boþamýs., iddeti de nihayet bulmuþ olduðuna dair beyyine ikamesinde bulunsa bu beyyine, müstevdein elinde ve medyunun; zimetinde bulunan mala taarruzdan men için kabul olunur. Reddi Muhtar.
99 - : Zevciyyet, müstevdein veya medyunun ikrarile kabul edilmiþ olduðu suretde gaib zevç, gelib de nikâhý inkâr ve kadýnýn beyyine ile isbatdan izharý aczi üzerine yemîn eylese vediayý dilerse bu kadýndan ve dilerse müstevde´den taleb ve ahz eder. Amma borcu yalnýz medyundan alýr. Medyun da kadýna rücu eder. Hindiyye.
100 - Gaib zevç gelib de nafakasýný müstevde´ veya medyundan almýþ olan zevcesini evvelce boþamýþ ve iddeti bitmiþ olduðunu iddia ve isbat etse makbuzu olan malý zevcesine ve bu hale muttali olduklarýný isbat etdiði takdirde müstevde´ veya medyununa tazmin etdirebilir. Amma isbat edemediði takdirde müstevde´ veya medyun zevciyeti bilib de talâký bilmediklerine yemin ederlerse kabul olünub zemandan beri olurlar. Hindiyye.
101 - : Müstevde´, vediayý hâkimin emri olmaksýzýn nafakasý için mudiin zevcesine, teslim etse zamin olur. Fakat hâkimin emrile teslim ederse zamin olmaz. Mûdâ, vediayý zevcesinin nafakasýna sarf etmemesini müstevdee tenbih etmiþ olsa da buna itibar olunmaz. Ha-niyye.
102 - : Nafaka, zevcenin medarý hayatý olduðu için gaibin müs-tevdei yanýnda veya medyunu zimmetindeki nafaka cinsinden olan malýndan bilkaza takdir olunur. Hattâ zevcin gaygubetinden evvel kazaen takdir edilmiþ olan nafakai maziyede zevcin gaygubetinden sonra bu maldan bilkaza istifa olunabilir. Çünkü vediada, deynde nafaka ile hüküm caiz ve bu cevazýn tarikinde ihtilâf carî olduðundan bu hususda mazi ile müstakbel müsavi olur. Halbuki zevce, vediadan veya deynden nýehrini taleb etse hâkim, bununla hükm etmez. Zira nafaka tafcdirin-deki hikmet ve maslahat, bunda mevcud deðildir. Bedayî.
103 - : Bir vakfýn gallesindeki istihkak da vedîa ve deyn hük-tnündedir.
Binaenaleyh gaib zevcin bir vakýf gailesinde istihkaký olduðunu mütevelli, ikrar etse bundan zevcesi için nafaka takdir olunabilir. Reddi Muhtar.
104 - : Gaib zevcin müstevdei yedinde olub nafaka cinainden bulunmayan mallarýndan zevcesi için nafaka takdir olunmaz ve nafakanýn teazzüründen dolayý beynleri de tefrik edilemez. Mefkud mebhanesine de müraceat!..
« (Mâlikîlere göre gaib zevç hakkýnda þu gibi hükümler carîdir :
(1) : Nafakanýn vücubi hususunda gaib, hazýr hükmündedir. Elve rir ki zevce, kocasýna nefsini temkine müheyya bulunmuþ olsun. Bu halde zevcenin talebile hâkim, nafakai mislini takdir eder. Bu takdir hâkim bulunmadýðý yerlerde cemaati müslimîne aid bulunur,
(2) : Gaibin zevcesine aid nafaka, bir kimsenin elinde bulunan vediasýndan veya zimmetinde olan alacaðýndan istifa olunabilir. Zevce, indel-inkâr bu vediayý veya deyni isbat edebilir. Hattâ bu hususda bir þahid ile zevcenin yemini de kifayet eder.
(3) : Gaibin zevcesi, nafakasý takdir edilince: «nafakaya müstahik olduðuna, zevcin kendisine nafaka terk etmediðine ve bu nafakayý verecek bir kefil bulunmadýðýna» yemin eder. Alacaðý bu nafaka için kendisinden ihtiyaten bir kefil istenilmez. Bilâhare zevci gelir de bunun nafakaya müstahik olmadýðýný, meselâ : Nâþize bulunduðunu beyyine ile isbat ederse aldýðý nafakayý istirdada müstahik olur.
(4) : Bir kadýn, sefere çýkacak olan kocasýndan nafakasýný isteyebilir. Þöyie ki: zevç, eðer mutad veçhile bir sefere çýkacak ise kadýn, ibu sefer müddetine aid nafakasýnýn peþin verilmesini taleb edebilir. Fakat mu´tadýn fevkinde bir fesere çýkacaðý iddia edildiði takdirinde mü-tad sefer müddetine tekabül edecek nafakanýn muaccelen verilmesini, bundan fazla günlerin nafakasý için de kocasýnýn bir kefil götürmesini mütalebede bulunabilir.
(5) : Gaib zevcin mali, nafaka cinsinden olmak iktiza etmez. Akar kabilinden olsa da nafaka için satýlabilir.
(6) : Zevç; gaib olub nafaka tahsili müteazzir olunca bakýlýr : eðer zevç, yakýn ve malûm bir yerde gaib ise zevcesini infak etmesini, aksi takdirde talâka hükm edileceðini hâkim, kendisine ihbar eder. Fakat öþrü sabit olduðu halde bulunduðu yer bilinmezse hâkim, bir mik-dar mühlet verir. Bu mühlet hitamýna kadar zuhur etmezse hâkim, talâka hükm eder. Zevce gerek medhulün biha olsun ve gerek olmasýn. Zevç, iddet içinde zengin olursa ricat edebilir. Ehnuðnî, Þerhi Erbil´-berekât.)
(Þafiîlere göre de gaib zevç hakkýnda þu hükümler carîdir :
(1) : Gaib olan zevcin mekâný malûm, zevce de nefsini temkine müheyya olunca hâkim, indettaleb keyfiyeti zevce ilâm eder ve gelmesi kabil olan zamana, kadar intizar edilir. Zevç, bir özre mebni olmaksýzýn gelmezse hâkim, onun aleyhine zevciyet nafakasýný, takdir eder. Bu* halde bu nafaka, gaib zevcin bir malý mevcud ise ondan alýnýr, mevcud deðilse hâkim, zevceye istidane için izin verir. Zevce, bilâhare bununla zevcine rücu eder.
(2) : Zevcin mekâný meçhul olunca hâkim, mümkün mertebe aras-dýrýr. Zuhur etmezse hazýr malinden zevciyet nafakasý takdir eder ve zevceden sarf edeceði nafaka mukabilinde bir kefil alýr. Çünkü bu halde zevcin vefat veya zevcesini bainen tatlik etnüþ olmasý melhuzdur.
Bu kefalet, bir kefaleti deyn deðil, belki "bir kefaleti ihzardan iba-retdir ki, zevcenin nafakaya ademi istihkaký tebeyyün edince kendisini kefil, ihzar eder. Elmuðnî, Tuhfetühnuhtac, Ehnezahibül´erbea.)
(Hanbelîlerin de bu husuda kavulleri þu veçhiledir :
(1) : Zifafdan evvel gaib olan bir zevcin zevcesi için nafaka takdir edilemez. Meðer ki hâkim tarafýndan zevcenin nefsirii teslime müstaid bir halde bulunduðu ilâm edilsin. O halde zevç, gelir de bizzat* veya gelmez de kendisine tesellümü caiz bir þahýs vasýtasiyle bilvekâle zevcesini teslim alýrsa üzerine nafaka takdir edilmez. Fakat zevç; gelmez, vekil de göndermezse hâkim, zevcin gelib zevcesini tesellüm edebilecðÝ bir vakitden itibaren nafakasýný takdir eder.
(2) : Duhulden sonra gaib olan bir zevç üzerine her halde nafaka takdir edilebilir. Müterakim nafakai maziyede, müstakbel nafakayý da kefalet caizdir. Velev ki takdir edilmiþ olmasýn. Binaenaley bir kimse, «ben þu kadýmn nafakasýna fülânýn zevcesi oldukça kefilim» dese nafakai mislini zamin olmuþ olur.
(3) : Gaib zevcin mali bulunursa zevcesinin nafakasý bundan ve rilir. Bu mal, satýlmasý kabil uruz. veya akar olsa hâkim, bunu satar semeninden nafakayý günden güne tediye eder. Fakat gaibin asla mah bulunmazsa veya bulunurda satýlmasý müteazzir olursa vo zevce için borç almak gibi bir tarik ile nafakayý temin de mümkün olmazsa ka-dm, nikâhýný fesh ettirebilir. Hattâ feshden sonra kocasýnýn mali zuhur etse de art»k mutemed kavle göre buna itibar olunmaz. Bu fesh, zevcenin talebile ya hâkim tarafýndan veya hâkimin emrile zevce tarafmdar, yapýlýr. Bu, bir firkatdir, bunda ricat carî olmaz. Ýmam Þafiînin, îbn; Münzirin kavulleri de böyledir. Elmuðnî, Keþsafül´kma, Elmezahibür-erbea.)
Eimmei Hanefiyyenin noktai nazarlarýna göre nikâh; büyük bir ni-metdir, ehemiyetli ve daimî bir rabýtadýr. Bunu nafakanýn teazzürü gibi bir arýzaya mebni izale ve ibtal etmek muvafýk olamaz. Zaten mehr ve nafakayý vermeðe, sair zevciyyet hukukunu ifaya muktedir olmayanlarýn teehhül ederek menkuhelerini izrar eylemeleri haramdýr. Güzel ahlâk sahibleri, bu cihetleri güzelce düþündükden sonra teehhül ederler. Bu halde infakdan aciz dolayýsiyle iftiraka pek nadiroÝarak ihtiyaç hissedilir. Bu gibi nadir hâdiseler ise umumî esaslarý ihlâle sebeb olamaz.
Maahaza bu fesh ciheti kabul edilse bazý kadýnlarýn bir kötü tel-kinata kapýlarak nafakalarýnýn teazzürü foehanesiyle zevciyyet rabýtasýný izaleye çalýþacaklarý ve bilâhare bu yüzden bir sefalet ve nedamete duçar olacaklarý da müsteb´ad deðildir.
Hanefîlerin bu noktai nazarlarý, ahlâký fâzýla ashabý hakkýnda hikmet, ve maslahaat pek muvafýkdýr. Fakat zamanýmýzda insanlarýn ahlâký, münasebetleri tebeddül etmiþ, zevciyyet hukukuna riayet edenler azalmýþ, kadýnlarýn bir müddet nafakasýz kalmalarýndan bir takým Ýçtimaî mahzurlar tevellüd edeceði þübhesiz bulunmuþdur. Bu bakýmdan da Hanbelî mezhebi, asrýn maslahatýna daha uygun- görülmüadür. Bunun içindir ki mülga Fetvahanei âli heyeti te´lifiyesi tarafýndan (23-Re-fciülâhýr 1334) tarihinde Hanbelî mezhebine tevfikan «zevç, gaib olarak nafakanýn tahsili müteazzir olduðu takdirde zevcenin talebiyle kadý nikâhý fesh eder» diye bir madde tanzim edilerek iradesi istihsal edilmiþdi.
Nafakanýn teazzüründen dolayý nikâhýn feshine kail olan müctehid-ler, bu hususda Hazreti Ömer ile Hazreti Alinin (radýyallahü tealâ an-ýhüma) ordu âmirlerine göndermiþ olduklarý mektublardan istidlal et-mekdedir. Bu mektublarda deniliyordu ki «Askerlere emr ediniz, ya zevcelerinin nafaaklanm göndersinler veya onlarý boþasmlar.»
Bu Ýstidlale cevaben Hanefî fukahasý diyorlar ki âyeti kerimesi, nafaka vermekden âciz olan bir zevcin hali yüsrine intizar edilmesini sarahaten nâtýkdir. Mezkûr mektublara gelince islâm askerleri, nafaka vermekden âciz deðildiler. Çünkü onlarýn ailelerinin nafakalarý beytülmâle aid olduðundan ini nafakaya islâm hükümetinin temin ve irsal etmesi iktiza ederdi. Þu kadar var ki, Hazreti Faruk ile Hazreti Aliyyil´mürtezâ, kocalarýnýn uzun bir müddet gaybubetlerinden dolayý kadýnlarýnýn fitneaye duçar olabilecekler.ni mülâhaza buyurduklarý cihetle onlarýn kalblerini" tatyib edecek þeyleýi göndermelerine lüzum görmüþlerdir. [73]
Zevcin Ýflasý Ve Nafakadan Dolayý Hapsi :
105 - : Men lehünnefaka için sabit olan ´hak, men aleyhinnefaka-larýndan mukaddemdir.
Binaenaleyh medyum müflisin mahcuriyeti müddetinde de zevcesi tgibi üzerine nafakasý lâzým gelen kimseler, malinden infak olunurlar. Çünkü nafaka, havaici asîiyyeden olduðu cihetle bir kimsenin kendi nafakasý, garimlerinin haklarýndan mukaddem olduðu gibi zevcesinin, sigar evlâdiyle zevi I´er hamýnýn nafakalarý da mukaddemdir.
106 - : Men aleyhinnefakanýn usuli havaicinden olan malarý, nafaka için satýlamaz. Çünkü bir kimsenin usuli havaici, baþkalarýnýn haklarýndan mukaddemdir.
Binaenaleyh bir kimsenin alelade meskeni veya bir iki kat elbisesi, levazýmý beytiyyesi, zevcesinin vesairenin nafakalarý için satýlamaz. Meðer ki bunlar, kýymetli olu´b da semenlerinden haline munasiblerim tedarük kabil olsun. O halde satýlarak semeninden mütebakisi nafakaya sarf edilir.
107 - : Bir kimse, nafaka cinsinden baþka emvali var iken nafakadan olan borcunu edadan imtina etse zevcesinin talebile hacr olunabilir. Bu halde o kimse, bu mallarýný satarak bu nafakaya aid borcunu´ ödemezse hâkim, o mallarý satarak bu ´borcu öder. Þu kadar var ki, medyun hakkýnda ehven olandan baþlanýr, meselâ evvelâ uruzu, badehu akarý satýlýr.
108 - Zevç, gaib bulunursa nafaka için emvali satýlamaz. Eakat hazýr olubda zevcesine infakdan ve mukadder nafakasýný itadan imtina ederse habs ve nafaka için mallarý hacz olunabilir.
109 - : Yesari sabit olub nafakayý temerrüden vermediði cihetle habs edilen bir zevç, zevcesinin rýzasý olmadýkça habsden çýkarýlamaz.
110 - : Zevç, nafaka için mahbus kaldýðý müddetçe de zevcesinin nafakasý üzerine lâzým gelir. Bu halde zevce, bilâhare zevcine rücu etmek üzere hâkimin emrile borç olarak nefsine infakda bulunabilir. Yoksa zevcinin habsile nafakasý sakýt olmaz.
111 - : Hakikaten mû´sir olan bir zevç, zevcesinin nafakasýndan dolayý habs edilemez. Fakat mu´sir olduðu malûm olmazsa hâkim, nafaka vermesini, aksi takdirde habs edileceðini kendisine ihtar eder. Bu halde zevce, defeat ile müraceat ederek nafakasýný vermediðinden dolayý habsini isterse hâkim, zevci habs eder.
112 - : Zevcesinin rýza ye kaza ile mukadder nafakasýný vermek-den kaçman bir zevç, sabýk mesele veçhile gýnasý sabit olmadýkça habolunamaz. I´sarý hakkýndaki sözü yeminiyle kabul olunur. Bodayî, Bahr, Hindiyye, Dürri Muhtar.
« (Eimmei saireye göre de zevcesinin nafakasýný muktedir olduðu halde vermekden imtina eden bir kimse, zevcesinin talebile habs edilir ve bu habs ile zevcesinin nafakasý sakýt olmayýb devam eder. [74]
Nafakaya Aid Kefaletler :
113 - : Kaza ile veya rýza ile takdir edilmiþ bir nafakaya kefalet caizdir.
Binaenaleyh -bir kimse, kefil olduðu mefruz nafakayý zâmin olur. Fakat zevç, tegayyüb edecek olmadýkça gayri mefruz = gayri mukadder nafakaya kefalet caiz deðildir.
114 - : Bir kadýn, hâkime müraeeatle kocasýnýn tegayyüb edeceðinden bilhabs gelecek aylar nafakasý için kendisinden kefil alýnmasýný istedikde bakýlýr: Eðer kocasýmn tagayyüb ve müsaferet müddeti bir sene ise veya hac yolculuðu gibi malûm ve muayyen ise kocasý, bu müddete aid nafaka için kefil vermeðe istihsanen mecbur olur. Fakat malûm ve muayyen deðilse yalnýz bir aylýk nafaka için kefilverib ziyade müddet için kefil vermeðe mecbur olmaz. Nafaka, gerek mefruz olsun ve gerek olmasýn.
115 - : Zevç, nafakai mefruzeden müterakim mikdarý vermeden baþka bir memlekete gidecek olsa zevcesinin hâkime müraceatile talebine mebni kefil vermeðe mecbur olur.
116 - : «Nikâh baki oldukça» veya «zevceyn hayatda bulundukça» yahut «zevciyyet mevcud oldukça» tabirlerile yapýlan bir kefalet, ebede, yani : nikâhýn devamý müddetine masruf olur. Velev kis«edeb» lâfu zikr edilmesin. Hattâ bu suretlerin hepsinde kefalet, talâkdan sonra idetin nihayetine kadar da devam eder. Nitekim «her aylýk, her senelik nafakaya kefilim» denildiði suretde de hüküm böyledir. Fakat bir senelik veya altý aylýk gibi muayyen bir müddete aid nafakaya kefalet, yalnýz o müddet içindeki nafakaya mahsus ve binaenaleyh kefil, yalnýz bu müddete ait nafakayý zâmin olur.
117 - : Zevç, gaib kocasýnýn müstevdei elindeki veya medyunu zimmetindeki mâlinden hükmen nafaka ahz edeceði takdirde hâkim, zevcin hukukunu muhafaza makasadýna binaen zevceden yalnýz me´huzu olannafaka mikdarý hakkýnda ihtiyaten kefil alabilir. Çünkü zevcenin naþiz£ ve iddeti geçmiþ mutallaka olmasý veya nafakasýný peþin olarak almýþ bulunmasý melhuzdur.
Binaenaleyh zevç, geldikde nafakayý vermiþ olduðunu beyyine ile isbat veya zevce yeminden nükûi ederse almýþ olduðu mali dilerse zevceden ve dilerse kefilden isteyebilir. Velev ki kefil, yeminden nükûl etittiesin. Lâkin zevce, ikrar ederse yalnýz kendisinden istenilir. Yemin ettiði suretde ise hiç birinden istenemez ve bu suretde kefil taiüýf olun-pnaz.
118 - : Bir kimse, zevcesine infakda bulunmasýný bir sahsa emr etse o þahýs, sarf edeceði kadri maruf nafaka bedelini o kimseden ve-, bade vefatihi terikesinden isteyib alabilir. Velev ki o kimse «masrafýný ben vereyim» diye rücuu þart koþmuþ olmasýn.
Fakat bir kimse, kendi mâlinden baþkasýnýn menkûhesini emri olmaksýzýn bir müddet teberüen infakda bulunsa bilâhare ondan nafaka namýna bir þey almaya müstahik olmaz.
119 - : Tezevvüc þartý veya kasdi ile yapýlan infak, zemam mu" ciddir.
Binaenaleyh bir kimse, baþkasýnýn mu´teddesine bedel´idde tezevvüc þartiyle veya örf ve âdetin delâletime nazaran tezevvüc etmek kasdile infakda bulunsa bu infak masrafýný bu mu´teddeye tazmin ettirebilir. Bilâhare tezevvüc vuku ´bulsun bulmasýn. Çünkü böyle bir infak ile mükellef bulunmamýþdýr. Haniyye, Bahri Raik, Minhetül´hâlik, Reddi Muhtar, Ali Efendi fetâvâsý,
« (Mâlikîlere göre, evvelce de iþaret olunduðu üzere sefere çýkacak bir kimseden zevcesi, nafakasý için cebren kefil alabilir. Hali hazerds ise mukarrer nafakaya zevç ile zevcenin rýzalariyle kefil verilmesi sahih ve lâzýmdýr.)
(Þafiîlere göre de zevce, müterakim nafakasý için kocasýndan kefil isteyebilir. Fakat müstakbel nafakasý hakkýnda zevcini ledel.icab i^ar için kefil taleb edebilirse de borcun edasý için kefil taleb edemez. I
(Hanbelîlere göre de zevcenin hem müterakim nafakai maziyesý için, hem de nafakai müstakbelesi için kefalet sahihihdir. Velev ki nafakasý takdir edilmiþ olmasýn. Elmuðnî, Elmezahibül´erbea.) [75]
Nafakadan Ýbra Ve Sulh :
120 - : Mukadder nafakanýn maziye aid kýsmý tamamen ibrayý kabildir.
Binaenaleyh bir kadýn, zevcini zimmetinde kazaen veya rýzaen bore olan müterakim nafakai maziyesinden ibra etse bu nafaka sakýt olur. ´Hibe suretinde de hüküm böyledir. Çünkü borcu hibe dahi ibra demek-dir. Bedayi.
121 - : Müstakbele aid mukadder nafakanýn yalnýz ibtidasý ginçte olan kýsmý ibrayý kabildir, mütebakisi kabili ibra deðildir.
Meselâ : aylar ile takdir olunan nafakanýn müstakbele aid kýsmý ibra olundukda yalnýz ihtidasý diihul etmiþ olan aya isabet eden kýsým hakkýnda ibra, sahih olur. Hattâ zevce, «bir senelik nafakadan ibra et-dim» dese de yine yalnýz bir aylýk nafakadan zevcT berî olur. Çünku diðer aylar girmedikçe nafakasý vacib olmayacaðýndan ibrasý muteber olmaz.
Her gün, her sene, her altý ay için takdir edilen nafaka hakkýnda da hüküm böyledir. Bu suretlerin hepsinde de ibra edilen- kýsmýn ibtidasý ,dühul etmiþ bulunmak þartdýr. Dürri Muhtar.
122 - : Gayri mefruz nafakadan ibra sahih deðildir.
Binaenaleyh bir kadýn, henüz takdir olunmayan nafakasýndan kocasýný ibra etse, meselâ : «Ben senin zevcen oldukça sen nafakamdan be-rîsin» dese bununla hakýk nafkasý sakýt olmaz. Bahri Raik.
123 - Zevç ile zevce, nikâh esnasýnda bir nevi nafaka üzerine, meselâ : nafakanýn bilâ takdir verilmesi, yahut yalnýz kýþlýk elbise ita-eý hakkýnda mukavelede bulunsalar buna riayete mecbur olmazlar. Binaenaleyh muahharan takdiri ve yazlýk itasý istenilebilir. Çünkü nafakadan kabielfarz ibra sahih olmadýðý gi´bi henüz vacibül´eda olmayan bir þey hakkýnda mukavele de muteber deðildir. Dürri Muhtar Redd; Muhtar.
124 - : Nafakadan sulh, caizdir. Bu sulh, aþaðýdaki meselelerde yazýlý olduðu üzere bitarikittakdir ve bitarikilmuaveze olmak üzere iki kýsma ayrýlmýþdýr.
125 - : Nafakadan nükud veya nafaka cinsinden sair bir þey üzerine vaki olan bir sulh, nafakayý takdir kabilindendir, muaveze deðildir, bu nafaka, gerek mefruz oÝ3un ve gerek olmasýn. Bahri Raik, Reddi Muhtar.
126 - : Takdir tarikiyle olan sulhun devam ve istikrarý lâzým gelmez, bunun ileride tezyid ye tenkisi caiz olur. Meselâ : sulhen takdir edilen meblâð, esasen gayri kâfi veya bilâhare galai es´ar hâsýl olsa zevcenin talebi üzerine kifaye mikdarýna iblâð edilebilir. Bu mikdarýn ademi kifayeti veya galâi es´asýn husulü beyyine ile sabit olabileceði gibi zevcin ikrariyle veya yeminden nükûlü ile de sabit olur.
Fakat zevç, sulhen teayyün eden mikdarý edaya muktedir olmadiðý-ðýný beyan ederse iddiasý mesmu olmaz. Çünkü bu miktarý iltizam etmesiyle vaki beyaný arasýnda tenakuz bulunmuþ olur. Meðer ki ademi iktidarý, bilâhare tahakkuk veya es´arýn tegayyürü ile daha az bir mik-darm nafakaya kifayet edeceði tebeyyün etsin. O takdirde mezkûr mik-dar, kadri kifayeye tenzil olunabilir. Dürri" Muhtar, Reddi Muhtar.
127 - : Sulh, nafaka cinsinin hilafý üzerine akd olundukda bakýlýr eðer nafakanýn kazaen veya rýzaen takdirinden evvel ise nafakayý takdir kabilinden olüb sabýk mesele veçhile tezyid ve tenkisi caiz olur. Amma takdirden sonra ise muaveze kabilinden olub mezkûr takdiri mübtil ve tezyidile tenkisi gayri caiz olur. Bahri Raik, Reddi Muhtar.
Kisveden sulh hakkýnda da bu iki mesele hükümleri carîdir.
128 - : Zevç ile zevce, býrrýza þehrî þu kadar meblâð nafaka takdiý îtdikden sonra henüz aydan bir vakit geçmeden baþka bir þey üzeri-ýe sulh olsalar bakýlýr: eðer bedeli sulh, muayyen veya gayri muayyen
bu kadar ölçek un gibi nafaka cinsinden bir þey ise bu sulh, nafaka takdiri kabilinden olur. Amma elbise ve emsali bir þey ise muaveze itibar olunur.
Ayýn çýkmasýndan sonra gayri muayyen þu kadar dakik veya emsali bir þey üzerine sulh vaki olduðu takdirde ise bedelin meclisde zev ceye teslimi lâzým ve aksi takdirde sulh bâtýl olur. Çünkü bu suretde müddetin geçmesine mebni nafaka, kablessulh zimmete müterettib bir borç olur. Bu halde borç ile borç mübadele edilmiþ olacaðýndan meclisde bedeli kabz lâzým gelir. Bahri Raik, Nitekim nükud üzerine vaki olan bu veçhile bir sulh hakkýnda da hüküm böyledir.
129 - : Muaveze tarikiyle vuktfbulan sulhde bedelin muayyen ve malûm olmasý lâzýmdýr.
Binaenaleyh nafakai mefruzeden, meselâ orta derecede bir hane veya orta halli bir inek üzerine yapýlacak bir sulh, caiz olmaz. Amma henüz kazaen veya nzaen tekarrür etmeyen nafakadan musalehada bedelin bu -veçhile cehaleti sulhu ihlâl etmez.
130 - : Takdirden evvel nafakadan bir ayn üzerine sulh yapýhb da sonra o ayn bil´istihkak zabt edilse zevce, o aynýnýn misliyyatdan ise mislini ve kiyemiyyatdan ise kýymetini kocasýndan ister. Fakat takdirden sonra olduðu suretde sulh, münfesih olur.
Meselâ : zevceyn, bir senelik mefruz nafakadan bir elbise üzerine sulh olub da elbise zevceye teslim olundukdan sonra bil´istihkak zabt olunsa sulh, münfesih ve zevce, nafakai mefruzesini kocasýndan istemeðe müstahik olur. Bahri Raik.
131 - : Bir kadýn, müstahik olduðu zevciyyet nafakasýndan ziyade bir mikdar üzerine sulh oldukda bakýlýr : eðer ziyade, gabný yesîr mik-darý ise, sulh sahih olur. Fakat gabný fahiþ derecesinde ise yalnýz fazlasý bâtýl olub kifaye mikdarý hakkýndaki bâtýl olmaz. Dürri Muhtar, Reddi Muhtar.
132 - : Nafaka borcu, istidaneden evvel kabili sukut olduðu cihetle sair borçlardan zaifdir. Binaenaleyh bir kimsenin zevcesi zimmetindeki matlûbatý ile o zevcesinin »ýafakasý arasýnda o kimsenin rýzasý munzam olmadýkça tekas vaki olmaz. Fakat bir kimse, zevcesi zimmetindeki alacaðýný, zevcesinin nafakasile rnehrine mahsub etdirebilir. Meb-sut, Hindiyye. [76]
Zevciyet Nafakasýnýn Sukutunu Îcab Eden Haller:
133 - : Kaza veya rýza ile takdir edilmeksizin geçen günlerin nafakasý sakýt olur. Çünkü nafaka, min vechin sýladýr, atiyyedir. Binaenaleyh hâkim, bu günlere aid nafakayý hüküm altýna alamaz. Hattâ zevç, bu günlerin nafakasý mukabilinde bir þey vermeðe razýolsa itasý lâzým ve sulh olsa sahih olmaz. Zira lâzým olmayan bir þeyi iltizam, muteber deðildir. Zimmetinde vacib olmayan bir þeyden sulh de caiz deðildir.
Bu halde hâkimin kazasý veya iki tarafýn rýzasý; ancak müstakbel nafaka hakkýnda, yani : kaza veya rýzanýn vukuu ânýndan itibaren icab edecek nafaka hususunda muteber ve lâzýmürriaye olur. Þu kadar var ki, Hanefî fukafaasýndan bazýlarýna göre zevce, nafakaya müstahik olduðu tarihden itibaren henüz bir ay geçmeden bu hakkýný talebde bulunursa bugünlere aid nafakasýný alabilir. Çünkü müddet, az olunca hakkýný iskat etdiðine delâietetmez. Dürrüknünteka, DtirrüTmuhtar.
Bu kavi, kadýnlarýn haklarýný daha ziyade koruduðundan vaktile heyeti te´lifiye tarafýndan bu, tercih edilerek buna göre bir madde tanzim kilýnmýþdý. Zira nafaka, min vechin sýla ise de min vechin ývezdir. Bir kadýnýn nafaka takdir etdirmeðe kýyamý, bazý manialara mebni bir kaç günler teehhür edebilir. Günü gününe mahkemeye müracaat kabil DÝmýyabilir. Artýk bu teehhür, hakkýnýn sukutuna razý olduðuna delâlet etmez.
134 - : Hâkimin kazasý veya iki tarafýn rýzasý ile takdirden evvel geçen müddetin nafakasý, müstedane olsa da sakýt olur.
Binaenaleyh zevce, bu müddet içinde nafakasý için kendi mâlinden sarf etdiðiþeyleri veya baþkasýndan borç olduðu meblâðý zevcinden isteyemez. Zevci gerek hazýr bulunmuþ olsun ve gerek olmasýn. Hindiy-ye.
137 - : Bir kimse, zevcesi hakkýnda geçen þu kadar müddet için zimetinde þu kadar borç olduðunu ikrar etse bu ikrarý, nafakai mefru-zeye haini olunarak mezkûr nafakayý vermesile- ilzam olunur. Þu kadar var ki zevce, sual edilmeksizin bu nafakanýn mefruze olmadýðýný itiraf ve tasdik ederse kocasý, vakî olan bu ikrarile muaheze olunamaz.
136 - : Müterakim nafaka, müstedane = borç alýnmýþ olmadýkça zevç ile zevceden birinin vefatile sakýt olur. Çünkü, bir nevi hibe mesabesinde olduðundan kablelkabz vefat ile bâtýl olur. Fakat kaza ve rýza ile takdir edilmiþ olan müterakim mikdar, zevcin zimmetinde borç olub zeyceynden birinin vefatý ile sakýt olmaz. Binanaleyh zevce, bu mikdarý vefat eden kocasýnýn terikesinden isteyebilir. Kendisi vefat etdiði takdirde de vârisleri bunu zeycden isteyib alabilirler. Bu nafaka, gerek isti-dane edilmiþ olsun ve gerek olmasýn.
137 - Müterakim zevciyyet nafakasýnýn talâk ile sukutunda ihtilâf vardýr. Sahih olan, sakýt olmamakdýr, gerek borç alýnmýþ olsun ve gerek olmasýn. Kadýnlarýn hukukunu muhafaza ve nafakayý iskat mak-
sadiyle tevessül olunacak hiyle tarikini ted için bu kavi, racih. bulun-mugdur.
138 - : Bir kadýn, temvîn tarikiyle = kocasýnýn sofrasýnda yamak suretiyle infaka razý olunca nafakasý hakkýnda evvel yapýlmýþ olan farz ve takdir,, sakýt olur.
139 - : Zevcenin müterakim nafakasý, hâkimin emriyle borç alýnmýþ olmayýnca nüþuzile sakýt olur.
Meselâ : borç almaksýzýn üç aylýk nafaka, teraküm etdikden sonra, dördüncü ayda nâþize olsa iþlemiþ olan iþbu üç aylýk nafakasý sakýt olur. Hattâ muahharan nüþuzunu terk etse de bu nafakayý isteyemez. Çünkü sakýt olan, avdet etmez. Fakat nüþüz ile asýl farz ve takdir bâtýl olmayacaðýndan zevce, nüþuzünü.terk etdiði günden itibaren evvelce takdir olunan nafakasý tekrar iþlemeðp baþlar, yeniden farz ve takdire hacet kalmaz. Reddi Muhtar.
140 - : Nafakaya istihkak için aranýlan þartlardan herhangi birinin bulunmamasýyle ya nafaka bidayeten lâzým gelmez veya icab eden nafaka sakýt olur. Hiddetin veya hürmeti musahereyi mucib bir halin tehad düsÜ gibi. Nitekim yukarýda tafsilâtý geçmiþdir.
« (Makilere göre de aþaðýdaki sebeblerden dolayý zevciyyet nafakasý sakýt olur. Þöyle ki :
(1) : Zevcin Ösri halile nafaka sakýt olur. Zevce, medhulün biha ol-eun olmasýn. Zevç, bilâhare zengin olsa da zevcesi, o ösr zamanýna müsadif nafakasýný isteyemez. Velev ki bu nafaka,, bir Mâliki hâkimi tarafýndan farz ve takdir edilmiþ olsun. Bir erkek mu´sir´ bulundukça zevcesi nafaka talebinde bulunamaz.
(2) : Bir kadýn, kocasile beraber yiyib içdiði takdirde baþka nafakaya müstahik olamaz. Bu halde evvelce takdir edilmiþ Olan nafakasý sakýt olur. Bu hususda taam ile kisve arasýnda fark yokdur. Zevç, kisveyi temin etmiþ olunca kisve hakkýndaki takdir de sakýt olur.
(3) : Zevcenin nüþuzile nafakasý sakýt olur.
Binaenaleyh bir kadýn, zevcini kendisine takarrübden veyakendi-siîe istimtadan men etse bu men günlerine aid nafakasý sakýt olur.
Kezalik : bir kadýn, kocasýnýn izni olmaksýzýn mahali itaatinden çt-kýb da kocasý veya kocasýnýn resulü veya hâkim tarafýndan men ve reddi kabil bulunmasý nafakasýsakýt olur. Meðer ki bu halde gebe bulunsun. Bu takdirde nafakaya müstahik olur. Çünkü bu halde nafaka, hami için verilmiþ olur.
Kezalik : bir kadýn, farizai haccý eda için sefere çýkmýþ olsa hazer nafakasýna müstahik olur. Meðer ki sefer nafakasý daha az olsun. O takdirde bundan baþkasýna müstahik olmaz.
(4) : Zevcenin zimmetindeki bir borcdan dolayý habs edilmesile nafakasý sakýt olmaz. Nitekim kendisinin bir alacaðýndan dolayý zevcini habs etdirmesile de nafakasý sukut etmez. Çünkü ihtimal ki, zevci musir olduðu halde malini gizlemiþdir.
(5) : Zevç, zengin iken bir aralýk fakir düþse yalnýz1 bu fakirlik zamanýna müsadif nafaka sakýt olur, zenginliði zamanýna aid nafaka sakýt olmaz. Tekrar zengin olunca bu nafakayý zevcesi isteyebilir. Gerek takdirdir edilmiþ olsun ve gerek olmasýn. Elmuðnî, Mezahibi Erbea.) „
(Þafiîlere göre de þu gibi sebeblerden dolayý nafaka sakýt olur :
(1) : Zevcenin nüþuzünden dolayý nafakasý sukut eder. Binaenaleyh bir kadýn, kocasýný mes ve takbil gibi istimtadan ve ukarenetden men ederse veya kocasýnýn iznini istihsal etmeksizin meskeninden çýkar giderse veya kocasýndan baþkasýnýn bir iþini görmek için sefere çýkarsa nafakasý sakýt olur.
Fakat inhidamýndan korkulur bir haneden çýkmak veya ehlini ýya-dete gitmek veya zevç ile beraber veya zevcin iþi için iznile sefere çýkmýþ bulunmak, nüþuzü icab etmeyeceðinden nafakamn sukutunu müs-telzim olmaz.
(2) : Kocasýnýn men´ine raðmen nafile oruç tutan veya bir farzý müvessaý, yani : baþka bir zamanda da ifasý caiz bulunan bir farizayý ifaya kýyam eden bir kadýnýn nafaksý sakýt olur. Çünkü bu hususda kocasýnýn emrine imtisal etmesi lâzýmdýr.
(3) : Nâþuz müddetince nafaka sakýt olur, nüþuzun terk edilmesile avdet eder. Yalnýz nüþuze mebni bir mevsime mahsus kisve sakýt olunca bunun bir daha verilmesi lâzým gelmez. Elmuðnî, Mezahibi Erbea,}
(Hanbelîlere göre de zevciyyet nafakasýnýn sakýt olup olmayacaðýna dair þu gibi meseleler vardýr :
(1) : Zevciyyet nafakasý, zevcin vefatile sakýt olur. Velev, ki zevce hâmil bulunsun.
(2) : Nafaka, nüþuz ile sakýt olur. Nüþuzün zevalinden itibaren tekrar lâzým gelir. Fakat tekarrür etmiþ olan bir nafaka, nüþuz ile sakýt olmaz.
(3) : Þeraiti dairesinde tahakkuk edib zimmete terettüb eden bir nafaka, bir borç olmuþ olacaðýndan artýk sakýt olmaz.
Binaenaleyh bir kadýnýn kocasý tarafýndan bir özre mebni olsun olmasýn terk edilmiþ olan nafakasý, kocasý zimmetinde borç olarak kalýr. Gerek hüküm altýna alýnmýþ bulunsun ve gerek bulunmasýn. Ýmam Mâlik ile îmam Þafiînin ve ezher olan rivayete göre Ýmam Ahmedin mezhebleri böyledir. Fakat imam Ahmedden diðer bir rivayete göre bu nafaka, hâkim tarafýndan hüküm altýna alýnmýþ olmayýnca sakýt olur. Nitekim ekarib nafakasý da böyledir.
Maziye aid olub vaktinde istifa edilmemiþ bulunan bir nafakadan vaktin geçmesile istiðna hâsýl olmuþ demekdir.
(4) : Nâþize olan bir kadýn, gebe olunca yine nafakasý sakýt olur mu?.. Bu hususda Hanbelî fukahasýnm iki noktai nazarý vardýr. Birine göre nafaka, hamle aiddir. Binaenaleyh validesinin nüþuzile sakýt olmaz. validesine verilir. Diðerine göre nefaka, hâmile aiddir. Binaenaleyh nü-þuzüne binaen sakýt olur. Elmuðnî, Elmezahibül´erbea.) [77]
Nüþuz Sayýlýb Sayýlmayan Haller :
141 - : Bir kadýnýn kocasýna itaati icab eden hususlarda itaatden imtina etmesi, meselâ : meþru bir sebeb olmaksýzýn kocasýnýn izni yok iken hanesini terk edib anasýnýn, babasýnýn veya sair bir kimsenin hanesine gitmesi bir nüþuzdur. Kezalik : hane mülk veya kira ile kendisinin olub da baþka bir ikametgâha naklini taleb etmeden kocasýný hanesine girmekden men etmesi de bir nüþuzdur. Çünkü bu da hükmen kocasýnýn evinden çýkmak demekdir. Böyle bir nüþuz devam ´etdikce de kadýn, np´akaya müstahik olmaz.
Fakat kadýn, hanesinin lüzumundan bahisle baþka bir haneye nak lini taleb etdiði hale kocasý imtina ederse bundan sonra kocasýný hanesine girmekden men etmesi nüþuz sayýlmaz. Dürri Muhtar.
142 - : Bir kadýn kocasýnýn tehiyye etdiði meskeni þer´iye gitmekden kaçýnýr, yahut ´kocasýnýn men´ine, ademi icazetine raðmen sanat icra sile meþgul olarak gece ve gündüz hanesinden çýkar giderse nâþize olur. Dür.
143 - : Bir kadýn, kendi hanesinde iken kocasýna nefsini temkinden imtina etse nâþize olur. Fakat kocasýnýn hanesinde iken mücerred nefsini temkinden men etmesiyle nâþize olmaz. Çünkü bu halde kocasýnýn galebe ederek meþru emirlerini zevcesine kabul etdirmesi mümkündür. Hindiyye, Reddi Muhtar.
144 - ; Bir kadýn, kendisinin mahremi olub kocasýnýn göndermiþ olduðu bir kimse ile kocasýnýn hanesine gitmekden imtina ederse nâþize olur. Fakat kocasýnýn hanesine nakl için gönderdiði bir yabancý ile gitmekden imtina ederse nâþize olmaz.
145 - : Bir kadýn, mehrini istifa etdiði halde kocasiyle beraber gideceði mahalle azimetden kalýnýrsa nâþize olur. Fakat mehrini istifa etmemiþ olduðu takdirde nâþize olmaz. Bu hususda zevcenin medhulün bi-ha olub olmamasý müsavidir. Ýmadiyye, Bahri Râik.
146 - : Bir kadýn, kocasýnýn mücerred târiki salât olmasýndan dolayý yanýnda ikametden veya kocasýnýn tekarrübü idrak edemiyecek derecede küçük olan evlâdiyle beraber bir menzilde sakin olmakdan imtina etse nâþize olur. Hindiyye.
147 - : Bir kadýn, mehri muaccelini tamamen istifa etdiði veya mehri tamamen müeccel olduðu veya mehrini kocasýna Kamilen hibe veya mehrinden kocasýný ibra eylediði ve þer´i mesken de müheyya bulun duðu halde zifafdan imtina etse nâþize olur.
Fakat bir kadýn, velev rýzasiyle zifaf oldukdan sonra muaccel mehrini istifa için nefsini temkinden imtina ve kocasýnýn hanesini terk etmekle nâþize olmaz. Çünkü bu imtinaý, bihakkýndýr. Binaenaleyh bu hal ile beraber nafakaya müstahik olur. Zira iki hakdan birini taleb, diðerinin sukutunu icab etmez. Mebsut, Hindiyye, Dür.
148 - : Bir kadýn, kocasýnýn müsrifi harab ´olan veya maðsub bulunan hanesinde ikamet etmemesinden dolayý nâþize olmaz.
Kezalik : dari harbde veya mülhid kimselerin sakin bulunduklarý mahallede ikamet etmemesinden nâþi nâþize sayýlmaz. Haniyye, Reddi Muhtar.
149 - : Bir kadýn, ebeveyninin veya akribasýmn hanesinde kocasýnýn iznile ikamet eder oldukça nâþize olmayýb nafakaya müstahik olur.
Kezalik : kocasýnýn taleb etmemesine mebni babasýnýn hanesinde ikamet etmekde olan bir kadýn için akdi nikâh tarihinden itibaren nafa-faka verilmesi lâzým gelir. Çünkü ´bu halde zevce, nefsini kocasýnýn evine gidib orada habs etmekden mümteni bulunmuþ delildir. Belki kocasý, bunu taleb etmemesine mebni hakkýný iskat etmiþ olur. Bu iskat ise zevcenin nafak hakkýný ibtal edemez.
Zevcin bu ikamete izin verib vermediðinde ihtilâf olunsa söz, zevcenindir. Dürri Muhtar, Reddi Muhtar.
150 - : Bir ýkadýn, kocasýnýn hanesinden çýkmadýkça, onun izni olmaksýzýn bankasýnýn çocukunu bir ücretle emzirdiðinden dolavý nâsize olmaz. Velev ki kocasý esrafdan olsun. Su kadar var ki kocasý, kendi hukukuna halel iras edeceði cihetle bu yoldaki icarevi fesli ettirebilir. Hatta bir erkek zevcesini sabýk kocasýndan olan çocuðunu bile emzirmek-den men edebilir. Dürri Muhtar.
151 - : Bir kadýn, namaz veya nifas, havas hallerinde de nafakava müstahik olur. Çünkü bövle bazý zamanlarda istimta imkânýnýn zevali, nafakanýn lüzumuna manî olmaz. Hindiyye.
152 - : V\k, zihar hallerinde de nafakaya istihkak devam eder. Çünkü bu hallerde de habsi´nefs hakký kaim, teslimi nefs mevcud ve zevcin istimtaý kabildir. Elbedayi.
153 - : Bir kadýn; retka, karna veya istimtaa mani bir maraza
mübtelâ veya yadýnýn büyüklüðünden dolayý tekarrübü gayri kabil olsa da nafakaya müstahik olur. Bu manialar, gerek kocasmm hanesine nakilden evvel ve gerek sonra arýz olsun müsavidir. Çünkü bunlar ile ihtibas ve istinas fevt olmaz. Matuhe ile nefsi kocasýna temkinden hak-sýz yere men edilmeyen mecnune de bu hükümdedir. Hindiyye, Reddi
Muhtar.
154 - : Bir erkek, zevcesinin veya baþkasýnýn bir alacaðýndan dolayý habs edilse veya firar etse veya hacce gitse veya tekarnibe gayri muktedir bir halde hasta, innîn veya mecbub bulunsa zevcesinin nafakasýný vermeðe yine mecbur olur. Çünkü zevç tarafýndan vukubulan bir sebebden nâþi ihtibas ve istimtaýn fevt olmasý, zevcenin nüþuzünü ve binaenaleyh nafakasýnýn suktunu müstelzim olmaz. Hindiyye, Bahri Raik.
155 - : Bir kadýn, nüþuzünü terk etdiði tarihden itibaren tekrar
zevciyyet nafakasýna müstahik olur. Velev ki nüþuzünü terk etmesi, kocasýnýn gýyabýnda olsun.
Meselâ : Nâþize olan bir kadýn, kocasýnýn baþka bir mahalle mü-þarefet etdiðinden sonra hanesine avdet etse nâþize olmakdan çýkmýþ olub tekrar nafakaya istihkak kazanmýþ olur. Çünkü mani zail olunca memnu avdet eder. Mebsut, Reddi Muhtar.
156 - : Bir kadýn, kocasmm hanesinde bulundukça ademi nüþuz hakkýnda söz, yeminiyle kendisinin olur. Binaenaleyh bir erkek, zevcesinin filhal veya maziye aid nüþuzünü iddia etdiði haldebeyyine île is-bat edemese söz, ademi nüþuzü hakkýnda zevcesinin olur. Dürri Muhtar.
157 - : Nüþuze þahadet olundukda bakýlýr : eðer þahidler, zevcin mehri muacceli vermiþ olduðunu ve zevcenin kocasý hanesinde bulunmadýðýný ifade ederlerse þahadetleri makbul ve nafaka sakýt olur, Amma yalnýz zevcenin ademi itaatine þahadet ederlerse þahadetleri makbul olmaz. Çünkü bu suretle nüþuz, tahakkuk edemez. Reddi Muhtar.
158 - : Nafaka, esnafen takdir olundukda zevce, lâzým gelen taamlarý piþirip izhar etmekden imtina ederse cebr olunamaz. Eðer eþraf kýzlarýndan ise kocasý üzerine aþçý tutmak veya piþmiþ taam izhar etmek lâzým gelir. Fakat kendi hizmetini kendi görür takýmdan ise zevç. aþçýtutmaya ve hazýr yemek tedarüküne mecbur olmaz. Meðer ki zevce, malûl olub da yemek piþirmeye muktedir olmasýn. Bahri Raik.
159 - : Yemek ve ekmek piþirmek, elbise yýkamak oda süpür-mek gibi umun beytiyyeyi tesviyeye zevceler diyaneten mecburdurlar. Velev ki benatý eþrafdan olsunlar. Hattâ bir erkek, hansinde yiyilecek taamlarý piþirmek için zevcesini isticar etse icare sahih ve zevcenin ücret almasý caiz olmaz. Çünkü diyanetin vacibül´icra olan bir iþ mukabilinde ücret istifa halâl deðildir. Bahri Raik, îcare mebhasine de müra-ceat!..
Bir mütalea :
Cemiyet halinde yaþayan ve birer medenî rabýta ile "birbirine, baðlý bulunan insanlarýn intizamý hayatý, bakai mevcudiyeti, bir takým karþýlýklý vazifelerin icrasýna mütevakkýfdýr. Bu vazifeler, esasen iki kýsma ayrýlýr. Bir kýsmý, hukukî vazifelerdir ki, her halde icrasý mecburîdir. Diðer (kýsmý ise ahlâkî vazifelerdir ki, icrasý mecburî deðildir. Bu kýsmýn kuvvei tediyyesi, sýrf, dinî vicdanîdir. Bunlara riayet edilmemesi, þer´an ta´zirî, kanunun müdahalesini müstelzim olmaz. Fakat bu hal, þer´i enver nazarýnda mezmum, milletin umumî vicdanýnda makduh olduðundan sahibi yüksek hasletlerden mahrum sayýlýr.
iþte bütün bir içtimaî manzume arasýnda cereyan eden bu iki kýsým vezaifin en geniþ tecelligâhý, aile hayatýdýr.
Meselâ : aile reisi bulunan bir erkek için zevcesinin mehrini vermek, nafakasýný tedarük etmek, bir kadýn için de bîr þer´î mani mevcud olmayýnca kocasýnýn hanesinde bulunmak, ´kocasýnýn meþru emirlerine itaat etmek birer hukukî vazifedir. Bu vazifeleri ifaya þer´an, kanunen bir mecburiyet vardýr.
Bir erkek için refikasiyle pek ziyade hüsni nýuaþeretde bulunmak, kendisi ne kadar zengin, refikasý da ne derece fakir bir aileve mensub olursa olsun onu kendi sofrasýna alarak birlikde teavvüþde bulunmak, bir kadýn için de umun beytiyyesini bizzat idare etmek, çocuðunu emzirmek birer ahlâkî vazifedir. Vakýa bunlara riayet, hukukan mecburî olmayabilir. Fakat insanlann.asiî ahîâkan yüksekliði, vicdanen nezaheti bu gibi ahlâkî vazifelere riayetleri derecesile´mütenasiben mümkeþif o-lur. Çünkü hukukî vazifeler, mecburî olduðundan bunlarýn yapýlmasý, o kadar bir meziyyet sayýlamaz. Asýl meziyyet, asýl vicdanî fazilet ve kemal, ÝKtiyare baðlý vazifelerin yapýlmasý halinde tebarüz eder, sahihi için birer þeref ve þan vesilesi olur.
Ezcümle birkadýn için yemek piþirmek, çamaþýr yýkamak, tahta, silmek, kendi elbisesini kendisi dikmek, çocuðunu emzirmek, kocasýna karþý mücamelede bulunmak, kocasýnýn yükünü tahfife çalýþmak öyle birer ahlâkî vazifedir .ki, bir kadýn için bunlardan daha faideli bîr þeref tasavvur olunamaz;
Hiç bir kadýn, servet ve þâmânýna.mensub olduðu ailenin içtimaî mevkiine bakarak bu gibi müstahsen vazifeleri görmekden kaçýnmama-hdýr.
Resuli Ekrem, sallallahü aleyhi vesellem efendimiz, Aliyyülmürteza ile Fatýmatüzzehra arasýnda iþleri taksim ederek lýane haricine aid vazifeleri Hazreti Aliye, hane içinde vazifeleri de Cenabý Zehraya tahsis buyurmuþlardý. Bütün islâm muhadderatýnýn seyyidesi olan Fatim.atüzzehra Hazretleri bu vazifeleri ifadan imtina etmemiþlerdi. îþte islâm hanýmlarý için en ulvî bir imtisal numunesi...
Ana baba için lâzýmdýr ki, ileride birer hane sahibesi olacak olan kýzlarýný bu gibi ev iþlerini güzelce görebilecek bir suretde yetiþdirip terbiye etsinler.
Vakýa babasýnýn, anasýnýn veya kocasýnýn serveti sayesinde bu gibi vazifeleri bizzat ifadan müstaðni olacak kadýnlar bulunabilir Fakat düþünmelidir ki, âlemin þüunâtý muhtelif suretlerle tecellî eder, kaderin garip cilveleri zuhuruna gelir, pek zengin olanlar, bir günde fakir düþebilirler, bugün baþkalarýný istihdam edenler,yarýn baþkalarýna hizmet etmeðe mecbur bir hale maruz kalabilirler.
Hâsýlý cahilane birgurura, atalete, gâfilâne bir zevk ve sefa emeline, müsrifâne bir tezeyyünat hevesine meclûb olan kýzlar, kadýnlar için bir azda istikbali düþünmek, ilerideki sadetlerini temin edecek esbabý hazýrlamaya çalýþmak lâzým gelir.
Ýste kadýnlarýn ifasiyle diyaneten mükellef olduklarý bir takým ailevî vazifeler, bütün bu gribi gayeleri temin hikmetine müsteniddir. Bu vazifeleri ifa etmeði büyük bir þeref telâkki.etmelidir. Mesud, mütesanid aileler, ancak bu sayede teessüs ed?r, payidar olur. Ve minallahittevfik. [78]
Zevcelerin Hadimlerine Atd Nafakalar :
160 - : Mu´sýr = fakir bulunan bir erkek üzerine zevcesinin hadimine aid nafaka lâzým gelmez. Fakir musir = zengin olan kimseye zevcesinin memlûk veya memlûkesi bulunan hadimin nafakasýný vermek lâzým gelir. Bu hadim, velev ki hizmete muktedir olduðu halde henüz çocuk bulunsun.
161 - : Bir kadýnýn iki veya daha ziyade hadimi bulunsa kocasý bunlardan yalnýz birisinin nafakasýný vermekle mükellef olabilir. Mütebaki hadimleri hanesinde bulundurmak d an imtina edebilir. Meðer ki bu zevcesinden bir çok çocuklarý bulunub da birden ayade hadime muhtaç bulunsunlar. O halde birden ziyade hadimin nafakalarýný vermek icab eder.
Bif kimse, þerefli bir aileye mensub veya malûl bulunan zevcesini yemek piþirmekle mükellef tutmayýb da onun taamýný kendisinin aþçýsý vasýtasiyle temin ederse hadiminin nafakasýný vermeðe mecbur olmaz.
163 - : Bir erkek, hadim veya hâdimeye mâlik olmayan zevcesi için hadim tedarüküne mecbur deðildir. Þu kadar var ki, bu halde zevcesinin muhtaç olduðu þeyleri çarþýdan getirmesi kendisine lâzým
gelir.
164 - : Bir kimse, zezcesinin hadimini istihdam edebilir. Bu hadim, o kimseye veya zevceye hizmetden imtina ederse nafakasý o kimseye lâzým gelmez. Çünkü hadime verilen nafaka, hizmet mukabilinde-dir.
165 - : Zevcenin hadimine verilecek nafaka, maruf veçhile hadime kifayet edecek mikdarda bulunur. Hadimin nafakasý, katýk itibariyle zevcenin nafakasýna muadil olmak lâzým gelmez.
Hadimin elbisesi de vakte ve zaman ile mekâna göre âdet hasebiyle muhtelif bulunur.
166 - : Bir zevce küçük olsun büyük olsun, alelade veya cesîm bir hane içinde yalnýz ikamet etmekden tevahhuþ eder bir halde bulunursa kendisine bir munise tedarük etmesi, kocasý üzerine lâzým gelir. Fakat salih komþular arasýnda, küçük bir hanede ikamet edib kendisine havf ve dehþet arýz olmýyacaðý malûm olan bir zevce için munise tedarüki icab etmez. Bedayi, Bahri Raik, Hindiyye, Dürri Muhtar.
(Mâlikîlere göre zevç, musir olduðu gibi zevce de musire olub bizzat hizmet etmezse veya zevç, mevki sahibi, olub zevcesinin bizzat hizmet etmesi münasib görülmezse zevcesine bir veya lüzumuna göre nýü-teaddid hadim tedarüki icab eder. Aksi takdirde zevce, hanesi iþlerini bizzat görür. Kocasý da müsaid zamanlarda kendisine yardým eder.
Dikiþ gibi, nakýþ iþleme gibi þeyler, hane umurundan sayýlmadýðýndan bunlarý yapmak zevce üzerine lâzým gelmez.
Zevcin de, zevcenin de hadimi bulunsa zevce, kendi hadiminin hizmetini iltizam edebilir. Meðer ki þühud ile sabit ýbir töhmet þaibesi bulun sun. Elmuðnî, Elmezahibül´erbea.)
(Þafiîlere göre de zevce, hurre olub bizzat hizmet görür takýmdan olmayýnca hadime müstahik olur. Velev ki kocasý mu´sir bulunsun. Aksi takdirde hizmetçiye müstahik olmaz. Meðer ki hasta veya pek yaþlý bulunsun.
Hadimin zevceye bakmasý caiz olacak kimselerden tedarüki þart-dýr. Cariye ve sabî gibi. Elmezahibül´erbea.)
(Hanbelî fukahasýna göre de hasta olan veya kadr ve þeref sahibi bir aileye mensub olub da bizzat hizmetde bulunur takýmdan olmayan bir zevce için kira veya þira ile bir hadim tedarüki, kocasý üzerine lâzým gelir.
Hadim; ya Kadýn, ya zî rahmi mahrem veya gocuk ve yahut mem- - erkekükden mahrum olmalý, yani : zevceye bakýb hizmet etmesi halâl olan takýmdan bulunmalýdýr. Hadimin kitabiyye olmasý da, sahih olan veçhe göre caizdir. Çünkü ehli kitabi istihdam mübahdýr.
Zevç ile zevce, zevceye aid, meselâ*: onun memlûkesi olan bir cariyenin hizmetine muvafakat edebilir. Fakat zevç, «ben bunun hizmetine razý deðilim, baþka hadim tedarük ederim» diyebilir. Elverir ki hizmete saüh bir hadim tedarük edebilsin.
Zevce, «ben, kendime hizmet eder, hizmetçinin ücretini kendim alýrým diyemez. Çünkü ücreti vermek, zevce aiddir. Hadim tedarükl, zevcin hukukuna hizmet eder, zevcenin de kabrini yükseltir, rcfahiyetini artýrýr. Zevcenin bizzat hizmeti ise bu maslahatlere münafidir.
Bilâkis zevç, «ben sana ´bizzat hizmet ederim» dese zevcesi kabule mecbur olmaz. Çünkü kadýn, hadim vasýtasile ihtiþamda bulunur. Kocasýnýn hadim vazifesini görmesi ise kadrini tenzil eder. Diðer bir bakýmdan da zevcenizi buna razý olmasý gerekdir. Zira bununla kifayet husule gelir.
Zevç, hadimin nafakasýný en az bir mu´sir zevcenin nafakasý nispetinde vermekle mükellefdir. Elmuðnî, Elmezahibürerbea.) [79]
Nafakaya Müteallik Zevceynin Ihtilâflarý
167 - : Zevciyyet iddiasýnda bulunan bir kadýn, bu iddiasýný inkâra mukarin beyyine ile isbat etse þahidleri alel´usul tezkiye edilerek adaletleri tahakukuk ve hükme iktiran etmedikçe kendisi için nafaka takdir olunmaz. Þu kadar var ki, kadýn, kablelhükm nafakanýn takdirini isterse hâkim, bu talebi muvafýk gördüðü takdirde mukayyeden hüküm vererek «sen müddeaaleyhin zevcesi isen sana her ay þu kadar nafaka farz ve takdir etdim» der ve ´buna iþhad eder. Bundan sonra þahidier, tezkiye olunur da nikâh ile hükm olunursa kadýn, bu nafakai mefruzeyi baþkasýndan borç alarak almýþ ise kocasýndan taleb edebilir.
168 - : Bir kadýn, bir erkek hakkýnda zevciyyet iddiasýnda bulunduðu halde bu dâvasý ikrar ile veya beyyine ile sabit olmasa nafaka namýna aldýðý bir þey var ise iadesi lâzým gelir.
169 - : Zevç ile zevce, mefruz nafakanýn mikdarýnda veya cinsinde ihtilâf etdikde söz, maalyemîn zevcin olur. Beyyine zevcenindir. Bu ihtilâlf, zevcin yeminîle halledilerek iddia etdiði nafaka «mikdarý, mazi için teayyün edince bakýlýr: Eðer bu mikdar, filhal nafakaya kâfi ise hali üzere cari olur. Amma kâfi deðilse zevcenin talebile haddi kifayeye iblâð" olunur. Mebsut, Hindiyye.
170 - : Zevç, takdir edilen nafakanýn az olduðuna dair zevcenin ikrarýna, zevce de bu nafakanýn çok olduðuna dair zevcin ikrarýna beyyine ikame edecek olsa zevcin beyyinesi tercih olunur. Ettarikatülva-zýha.
171 - : Nafakanýn kaza veya rýza ile takdir kýlýndýðý tarihin meb-
deinde ihtilâlf olundukda söz, zevcin olub zevcenin Deyyinesi tercih olunur.
Meselâ : zevce, beþ ay mukaddem bitterazi þehrî bin kuruþ nafaka takdir edilmiþ olduðunu dâva, kocasý da bu nafakanýn üç ay mukaddem takdir edilmiþ bulunduðunu iddia´ etse zevce, isbatdan âciz kaldýðý takdirde söz, yeminile kocasýnýn olur. Çünkü ziyadesi münkirdir. Bahri Raik.
172 - : Zevcin resulü, nafakayý zevceye teslim etdiðini iddia etdiði halde zevce bunu tesellüm etdiðini inkâr eylese söz, yeminile zevcenin olur. Çünkü zevcin resulü, kendisinin naibidir. Mücerred «teslim etdim» demesi, zevce hakkýnda makbul olmaz. Nitekim zevce, nafakasýný taleb, etdikde zevç, vermiþ olduðunu iddia, zevce de inkâr etse söz, maal yemîn zevcenin olur. Mebsuti Serahsî.
173 - : Bir kimse, zevcesine âdeten mehre mukabil ita olunabilir bir mal verdikden sonra bunu mehremahsuben verdiðini dâva, zevcesi de nafakasýna mahsuben- verdiðini iddia eylese söz, zevcin olur. Çünkü temlik cihetini beyanda söz, mümellikindir. Amma bir mikdar yemiþ gibi âdeten mehre mukabil verilemeyecek bir þey verib de sonra mehre mahsuben verdiðini iddia etse sözü kabul olunmaz. Mebsut, Hindiyye.
174 - : Bir kimse, zevcesine gönderdiði elbiseliðin veya nükudun nafaka namýna olduðunu iddia, zevce de hediyye olduðunu ifade etse söz, maalyemîn zevcin olur.
Fakat zevce, müddeaaýna beyyine ikame ederse kabul olunur. Þu kadar var ki, ikisi de ´beyyine ikame ederse zevcin beyyinesi tercih olunur. Çünkü zevcin beyyinesi, zevcenin hakkýndan zimmetinin feraðým müsbitdir. Her biri diðerinin ikrarý üzere beyyine ikamesinde bulunduðu takdirde de hüküm böyledir. Mebsut, Haniyye.
175 - : Bir kimse, yaptýrdýðý elbiseyi zevcesinin giyinmesiyle fer-: sudeleþib mahv oldukdan sonra mehre mahsuben yaptýrmýþ olduðunu iddia, zevcesi de vacib kisve namýna yapdýrmýþ olduðunu müdafaaten dermeyan etse söz, malyemîn zevcenin olur. Fakat elbise henüz mevcud iken bu veçhile ihtilâf vukuunda söz, zevcindir. Bu takdirde zevce, nafakasý namýna icab eden kisvesini kocasýndan isteyebilir.
176 - : Zevç, mu´sir olduðunu, zevce de zevcin musir bulunduðunu iddia etse söz, maalyemîn zevcin oîur. Fakat her ikisi de beyyine ikamesinde bulunsa zevcenin beyyinesi tercih olunur.
Zevç ile zevce, bu müddealanm tabat edemedikleri takdirde hâkim, zevcin yesarini tahkike mecburf olmaz. Maamafih tahkik etmesi hasendir. Hindiyye.
177 - : Zevcin yesari, þahadet voliyle sabit olabileceði gibi ihbar tarikiyle de sabit olabilir. Þu kadar var k, bu babda´en az ki muhbiri adlin ihbarý lâzýmdýr.
Maahaza yesar hususunda sema ile þahadet ve ihbar kabulolunmaz, Hindiyye.
178 - : Zevç, badel´îsar mu´sir olduðuna, zevce de sabýk tarih be-yanile zevcin musir bulunduðuna beyyine ikame etse zevcin beyyinesi racih olur. Ettarikatülvazýha.
« (Hanbelî fukahasma göre zevce, nefsini kocasýna teslim etdiðini ve binaenaleyh nafakaya müstahik olduðunu kocasýnýn inkârýna muka-rin iddia etse söz, yeminile kocasýnýn olur. Teslimin müddetinde ihtilâf edildiði, meselâ zevce, nefsini bir senedenberi, kocasý da bir aydanberi teslim etdiðini iddia eylese yine söz, yeminile kocasýnýn olur. Kitabülfýkh alelmezahibü"erbea.) [80]
Îddet Nafakasýna Müteallik Meseleler :
179 - : Nikâhý sahih ile menkuhe iken ric´iyyen veya bainen tatlik veya cüb ve innet yahud ademi kefaet gibi bir sebeble kocasýndan tefrik olunan bir kadýnýn mu´tedde bulundukça kadri maruf nafakasý, yani: taam ve mesken ile iddetin imtidadý halinde kisvesi sabýk kocasý üzerine lâzým gelir. Bu hususda talâký bainin üçden az olub olmamasý ve mu´ted-denin gebe buiunub ´bulunmamasý arasýnda fark yokdur, çünkü riciyyen mu´tedde iddetin inkýzasma kadar mülki nikâh, kemakân kaim, bainen mu´tedde de iddet evinde oturmaya mecbur olub nafakasýný kazanmaya kudretden mahrum olduðundan nafakaya müstahik olur. Her ne kadar cüb, innet ve ademi kefaet suretlerinde zevcenin veya velîsinin ta-lebile firkat vuku bulmuþ olacaksa da bu taleb, haksýz yere olmadýðýndan nafakanýn ibtal ve iskatmý icab etmez.
180 - : Nikâhý fâsidden dolayý badettakarrüb tefrik olunan bir kadýnýn nafaka ve süknasý, kocasý üzerine lâzým gelmez. Çünkü böyle bir
adýn, kocasýnýn talebi bulunmadýkça beyti iddetde nefsini habse mec-" olmadýðýndan ve zaten fâsid bir nikâh ile de meþru sureîde bir zev--\yyet rabýtasý teessüs etmiþ bulunmadýðýndan bu kadýn, nafakaya müstahik olmaz.
Maahaza iddet hali, nikâh halinin nazîridir. Nikâhý fâsýd ile menkû-he, nafaka ve süknaya müstahik olmadýðýndan nikâhý fâsidden doîajý mu´tedde olan bir kadýn da bunlara müstahik olamaz. Elbedayi.
181 - : Bir kimse, zevcesinin inkârýna mukarin nikâhýn fesadým badettekarrüb iddia etmekle aralarý tefrik edilse kadýn, iddet nafaka ve
sükntisýna müstahik olur. Çünkü zevcin bu ikrarý, bir hücceii kasýra ol-duðndan zevcenin hakkýna tesir edemez.
182 - : Zevç tarafýndan talâk veyafesh tarikile vuku bulan firkat, bir nýa´siyet sebebiyle olsun olmasýn zevcesi için iddet nafakasýný müstelzim olur. Baþka bir þahýs tarafýndan vukunasebebiyet verilen firkatler de bu hükümdedir. Gerek ma´siyet tarikiyle olsun ve gerek olmasýn.
Fakat zevce canibinden firkat vukubuldukda bakýlýr : eðer bu firkat, ma´siybi. kabilinden bir sebebe müstenid deðilse yine iddet nafakasý lâzým gelir, amma müstenid ise süknadan baþka nafaka lâzým gelmez.
Meselâ : bir zimmiyye, ihtida edib de kocasýnýn islâmiyeti kabul den imtinaý üzerine aralarýnda firkat vuku bulsa iddet nafakasý lâzým gelir.
Kezalik : bir þahýs, meselâ üvey validesi hakkýnda tekarrüb veya þehvetle takbil gibi hürmeti müsahereyi mucib bir fi´lde bulunmakla bu kadýnla kocasý arasýnda bu yüzden firkat vuku bulsa bu kadýn, yine iddet nafakasýna müstahik olur.
Fakat irtidad eden veya kocasý ihtida edib de kendisi veseniyye veya mecusiyye. olduðu halde islâmiyeti kabulden imtina eyîiyen ve bu sebeble kocasýndan tefrik edilen bir k&dm için süknadan baþka nafaka lâzým gelmez. Mebsut, Dürri Muhtar.
183 - : Bir kadýnýn üç talak ile boþanmýþ olduðunadair þahadet vuku buldukda hâkim, þahidleri tezkiyeden mukaddem bu kadýnla tekarrüb ve halvetde bulnmakdan kocasýný men eder. Ve bu men´i temin için bu zevce, kocasýnýn hanesinde ise yamna emin bir kadýn, ikame eyler. Bü ikame edüecek kadýnýn nafakasý, beytülmal canibinden ödenmek lâzým gelir. Zevce, talâký gerek iddia etsin ve gerek etmesin. Ve ister inkâr etsin ve ister bilmem desin fark yokdur.
184 - : Sabýk meselede zevce, kocasýndan nafaka istedikde bakmr: eðer medhulün biha ise iddet müddeti mikdarmca kadri maruf nafaka takdir olunur. Ve ledettezkiye þahidlerin adaletleri tahakkuk edince hâkim, bu nafakayý, iddet nafakasý olarak ibka eder. Amma þahidler tezkiye edilmezlerse sabýk farz ve takdir ibtal olunacaðý gibi bu takdire binaen zevcenin makbuzu olan nafaka da kendisinden istirdad olunur. Çünkü bu suretde zevce, kocasýndan memnu bulunmuþ olduðundan bu nafakayý haksýz yere almýþ olur. Jdeðer ki kocasý, nafakayý farz ve takdir edilmeksizin ibahe voliyle vermiþ olsun.
Fakat bu kadýn, medhulün biha deðilse kendisine nafaka takdir olunamaz. Zira bu kadýna iddet lâzým gelnýiyeceðinden iddetnafakasma müs tahik olamýyacaðý gibi kocasýndan men edilmiþ bulunduðuna mebni nikâh nafakasýna da müstahik olamaz.
185 - : Yukarýdaki mesele veçhile iddet mikdarý nafaka takdir olunduSdan sonra þahidlerin tezkiyeleri uzayýb da iddet müddeti nihayet bulsa artýk baþkaca nafaka takdir olunamaz. Çünkü, kadýn, mutalla-ka farz edilse iddeti geçmiþ, menkûhe sayýlsa kocasýndan men edilmiþ olacaðýndan nafakasý yakinen sakýt oimuþdur.
186 - : Taam piþirmek den imtina eden bir mu´tedde hakkýnda menkûhe hakkýndaki hükümler carîdir. Binaenaleyh eþraf kýzlarýndan olmadýðý veya maluliyetine binaen yemek piiþrmeðe gayri muktedir bulunmadýðý takdirde kocasý, icab eden taamý piþmiþ olarak ihzara mecbur olmaz.
187 - : Kaza veya rýza ile nafaka takdir edilmeksizin iddet müddeti nihayet bulsa veya daha nihayet bulmadan zevç ile zevceden biri vefat etse nafaka, sakýt olur. Velev ki zevce tarafýndan borç alýnmýþ olsun. Çünkü riayeti daha ziyade lâzým olan nikâh nafakasý, kablelfarz müddetin müruru veya vefat vukuu ile sakýt olub zevce için taleb hakki sabit olmadýðý cihetle iddet nafakasý da bitarikilevlâ sakýt olur, mu´tedde için mütalebe hakký sabit olmaz. Mebsut.
188 - : Rýza veya kaza ile takdir olunan bir iddet nafakasý, kavli muhtara göre tediyesi lâzým bir borç olur. Velev ki mu´tedde, bilfi´l is-tidane etmiþ olmasýn. Binaenaleyh mu´tedede, bu nafakayý iddetinin mürurundan sonra da kocasýndan isteyib alabilir. Bu nafakadan müterakim mikdar, hâkimin emriyle borç alýnmýþ ise iddetin inkýzasmdan evvel veya sonra zevç ile zevceden birinin vefatiyle de sakýt olmaz.
189 - : îddet nafakasý tamamen veya kýsmen tesviye olundukdan sonra iddetin inkýzasýndan evvel zevceynden biri vefat etse makbuz olan nafaka, istirdad olunamaz. Belki zevcenin vefatý takdirinde mevcud iseler vârislerine mevrus olur.
190 - Bir kadýn baþka bir yerde bulunan kocasý tarafýndan tatük edilse kocasýnýn nafaka cinsinden olan mallarýndan kifaye mikdarý alarak iddetinin inkýzasýna kadar nefsine infak edebilir.
191 - Zevç ile zevce arasýnda iddetin nihayet bulub bulmadýðýna dair ihtilâf olunsa söz, yeminile zevcenin olur. Binaenaleyh iddetinin nihayet bulmadýðýný iddia edii.ce nafakaya müstahik olur. Fakat hâkimin huzurunda yeminden nükûl ederse nafakava müstahik olmadýðým ikrar etmiþ olur.
192 - : Zevç, mu´tedde olan zevcesinin inkýzai iddeti ikrar eylediðine beyyine ikame etse kabul olunarak nafakadan beri olur. Çünkü ikrarýn beyyine ile sübutü, bilmuayene sübutü gibidir. Mebsut. Þu kadar var ki, iddetin inkýzasýna müsaid bir müddetin geçmiþ olmasý þarttýr. Zahiri hal, mükezzim olmamalýdýr.
193 - : Bir mu´tedde, hamil olduðunu zevci mutallýkýmn inkârýna
mukarirý iddia etse söz, kendisinin olub talâk ânýndan itibaren iki seneye kadar nafaka alabilir. Bu´halde kabilenin muayenesine veya hamlin zuhur ve inkiþafý için bir müddet intizara hacet yokdur. Þayed mezkûr müddet geçer de yüklü olmadýðý tebeyyün etdiði halde mu´tedde: «Ha yiz görmediðini ve kendisinin gebe olduðunu zan eylediðini ifade ederse makbuzi olan nafaka kendisinden istirdat olunamaz. Ýbni Nüceym, Dürri Muhtar.
Þayed bu kadýn «ben yüklü olduðumu zannetmiþtim, halbuki ben mümteddettüttuhr bulunuyorum» diyib kocasý da «sen gebelik iddiasýnda bulundun, bunun ekser müddeti ise iki senedir.» dese buna iltifat olunamaz. O kadýna üç hayiz görünceye veya iyas sinnine balið olub badehu üç ay geçinceye kadar nafaka vermek lâzým gelir. Reddi Muhtar.
194 - : Bir mu´tedde gebe olduðunu iddia edipte zevci mutalliký, tekzîb ederek ileride gebe olmadýðý tebeyyün ettiði takdirde nafakayý reddetmek þartiyle kendisine inf akda bulunsa bu þart, bâtýl olduðundan muteber olmaz.
Binaenaleyh bu mu´teddenin gebe. olmadýðý tebeyyün etse makbuz olan nafakayý tazmine mecbur olmaz. Reddi Muhtar,
195 - : Yukarýdaki mesele, bir mu´tedde, iddet nafakasýný uzun bir müddet aldýkdan sonra füîân tarihden itibaren iddeti nihayet bulub gebe olmadýðýný ikrar etse iddetin inkýzasýndan- sonra almýþ olduðu nafakayý zevcine zamin olur. Reddi Muhtar.
196 - : Zevcenin ademi inkýzai iddete aid ifadesi, kocasýnýn nafakadan baþka cihetlerdeki hukukuna tesir edemez. Binaenaleyh bir erkek, boþamýþ olduðu zevcesinin iddeti nihayet bulduðunu, Ýnkýzai iddete müsaid bir müddet sonra ifade etse, o zevcesinin cem´i caiz olmayan me-haliminden binle, meselâ : hemþiresile evlenebilir.
197 - : Bir kimse, kendi mu´teddesile iddet nafakasýndan sulh olsa bakýlýr: eðer iddet, hayz ile olursa, müddetin cehaletine mebni sulh, caiz olmaz. Çünkü tuhrun = temizlik halinin imtidadý muhtemeldir. Hâmil de zatülhayz hükmündedir.
Fakat iddet, aylar ile olursa sulh caiz olur. Binaenaleyh böyle bir mu´tedde ile üç ay veya dört ay nafaka verilmek üzere sulh yapýlabilir. Dürri Muhtar.
198 - : Bir muteddenin nafakaya istihkaký için, vefatdan dolayý deðil, talâk veya feshden dolayý iddet beklemesi ve kendisinin hurre veya tebvie edilmiþ cariye bulunmasý ve nüþuz halinden berî olmasý þartdýr.
Binaenaleyh kocasý vefat eden kadýn için asla iddet nafakasý lâzým gelmez. Gerek hâmil olsun ve gerek olmasýn. Bu halde müteveffanýn sair varislerine isabet eden mallardan izinleri munzam olmadýkça zevcesinin taamýna, kisvesile süknasýna bir þey sarf ve tahsis edilemez. Çünkü nafaka, mehr gibi defaeten vacib olmayýb iddetin müruru hasebiyle þey´en feþeyen vacib olur. Zevcin vefatý halinde ise terikesi, varislerine intikal edeceðinden veresenin mallarýndan nafaka verilmesi caiz olamaz.
Nikâhý fâsid ile menkûhe iken kocasýnýn vefatýndan dolayý mu´tedde olan kadýn hakkýnda, da hüküm böyledir.Çünkü nikâhý sahih ile menkûhe, vefat nafakasýna müstahik olmayýnca fâsid nikâh ile menkûhe, evlâ bittarik müstahik olamaz. Bedayi.
Kezalik : tebvie edilmemiþ bir cariye, zevciyyet nafagasma müstahik olmadýðý gibi mu´tedde olunca da iddet nafaaksma müstahik olmaz.
Kezalik : nâþive" olduðu halde ric´iyyen veya bainen boþanan veya boþandýkdan sonra nâþize olan, yani : özürsüz yere beyti iddetden çýkan kadýna da nüþuzü müddetince nafakasý lâzým gelmez. Fakat nüþuzünü terk ederek beyti iddete avdet edince avdet tarihinden itibaren nafakaya müstahik olur. Çünkü iddet nafakasý, habsi nefse mukabil, ýveze müþabih bir sýladýr. Binaenaleyh nefsi habsden imtina, nafakanýn lüzumuna mani olur. Bu maniin zevali takdirinde ise memnu olan nafaka avdet eder. Mekaut, Bedayi.
Borcu.istifa gibi bir sebebe mebni haklý yere habs olunan veya hacce azimet eden bir mu´teddenin nafakasý, kendisini boþamýþ olan kocasý üzerine lâzým gelm
radyobeyan