Delilli Þafi Ýlmihali
Pages: 1
Zekat By: rabia Date: 09 Mart 2010, 17:02:03
Zekat

Zekat Çýkarýlmasý Gereken Mallar


Beþ çeþit maldan zekat çýkarýlmasý vaciptir: Bunlar; ehli hayvanlar, semen (para), hububat, meyveler ve ticaret mallarýdýr.

1- Mevaþi (Ehli hayvanlar):

Bunlar; deve, sýðýr ve koyun-keçidir.


Zekatýn Vacip Olmasý Ýçin Gerekli Þartlar

Ehli Hayvanlarýn Zekatý


Ehli hayvanlar için zekatýn farz olmasýnýn þartlan altýdýr:

1- Müslüman olmak.

2- Hür olmak.

3- Mala sahip olmak.

4- Nisab.

5- Ay hesabý ile bir seneyi doldurmuþ olmak.

6- Ehli hayvanlarýn saime olmasý.

Ehli Hayvanlarda Zekat

Mevaþi (ehli hayvanlar)den üç emsine zekat düþer. Bunlar, deve, sýðýr (öküz, inek, manda) ve koyun ile keçilerdir.

Develere farz olmasýnýn delili:

Hz. Ebubekir, Enes´i zekat toplamak için Bahreyn´e gönderirken ver­diði þu mektubudur:

"Rahman ve Rahim olan Allah´ýn adýyla!

Bu, peygamberin müslümanlar üzerine farz kýldýðý zekattýr. Allah onu resulüne emretmiþtir. Kim onu gerektiði þekilde isterse ona verin; Her kim ki fazlasýný isterse ona vermeyin. Yirmi dört ve daha aþaðý olan deve­lerin zekatý koyun olarak verilir. Her beþ deve için bir koyun, develer yir­mi beþe ulaþtý mý yirmi beþlen otuz beþe kadar iki yaþýna basmýþ bir er­kek deve verilir. Develer otuzaltýya vardýðýnda kýrkbeþ deveye kadar üç yaþýna basmýþ bir diþi deve verilir. Kirkaltýdan altmýþa kadar olan develer­de üç yaþýna basmýþ iki diþi deve verilir. Doksan birden yüzyirmiye kadar olan develerde dört yaþýna basmýþ iki diþi deve verilir. Bunlar kendilerini erkek deveye teslim edecek hale gelmiþ olmalýdýr. Yüzyirmiden fazla olan develerde her kýrk deve için üç yaþýna basmýþ diþi bir deve, her elli deve için dört yaþýna girmiþ bir diþi deve verilir." [1]

Sýðýrlarýn Zekatý

Sýðýrlara zekatýn farz olmasýný delili de Muaz´ýn rivayet ettiði þu hadis­tir: "Hz. Peygamber beni Yemen´e gönderdi. Bana her otuz sýðýrdan, bir yaþýnda erkek veya diþi bir sýðýr, her kýrk sýðýrdan iki yaþýnda bir diþi sý­ðýr almamý emretti" [2]

Keçi-Koyunlarýn Zekatý

Bunun da delili, Ebu Bekir (r.a.)´ýn Enes´i görevlendirirken yazmýþ ol­duðu þu mektuptur:

"Otlatýlan koyunlar kýrka ulaþtýðýnda yüzyirmiye kadar bir koyun ze-kai olarak düþer. Yüzyirmiden ikiyüze kadar olan koyunlarda iki koyun, ikiyüzden üçyüze kadar olan koyunlarda her yüz koyun için bir koyun ze­kat verilir. Eðer otlatýlan koyunlar kýrktan az ise otuz bile olsa zekat düþ­mez. Ancak mal sahibi isterse verebilir." [3]

Ehli Hayvanlarda Zekatýn Farz Olmasýnýn Þartlarý

Müslüman ve hür olmak mükelletliðin þartlarýdýr. Dikkat edilirse müküllefleðin üçüncü þartý olan ergenlik çaðý burda yoktur.

Bu nedenle mal sahibi ergenlik çaðýna eriþmemiþse bile malýnýn baký­mýný üstlenen kiþi zekatýný çýkarýp verecektir. Zekat in nisaba ulaþmasý. Yukarýdaki hadislerden bilinmektedir ki zekatýn çýkarýlmasý gereken sayý miktarýdýr.

Ay hesabý ile bir yýlýn geçmesi gerekir. Bunun da delili için Peygamber (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:

"Nisaba gelen bir malýn üzerinden kameri yýl geçmeyinceye kadar on­da zekat yoktur." [4]

Ehli hayvanlarýn saime olmasý, hayvanlarýn yaþamý otlamaktan baþka bir þeye baðlý olmamasý, senenin çoðunda mera veya otlaklarda otlatýlmýþ olmalarýdýr. Bununla zayýf düþmeden hayatlarýný devam ettirebilme-lidirler. Eðer senenin çoðunda kendilerine verilen yemle beslenirlerse zekat vacip olmaz.

Peygamberimiz (s.a.v):

"Otlatýlan hayvanlarda zekat vardýr." [5] buyurmuþtur.

[1] Buhari, H86

[2] Tirmizi, 63. Ebu Davud, 1576

[3] Buhari, 1368

[4] Ebu Davud, 1573

[5] Buhari, 1386

Semenin Zekatý

Semende zekat iki þeye düþer: Altýn ve gümüþ. Bunlarda zekatýn vücubunun þartlarý beþtir:

1- Müslüman olmak.

2- Hür olmak.

3- Malýn tamamýna sahip olmak.

4- Nisaba balið olmak.

5- Bir seneyi doldurmuþ olmak

Hububatýn Zekatý

Hububat (ekin) için zekatýn farz olmasýnda aranan þartlar üçtür.

1- Ýnsan tarafýndan ekilmiþ olmasý,

2- Yiyecek olarak depoda saklanabilen (buðday, arpa, nohut, merci­mek, bakla...) gibi maddeler olmak.

3- Nisab miktarý olmak. Bu da 5 vesk olup, bundan aþaðý olmaz.

Meyvelerin Zekatý

Meyvalardan yalnýz iki cinsine zekat düþer: Bunlar da kuru hurma ve kuru üzümdür (eðer kurutulduklarý takdirde ve kýsmen de olsa çürüyüp, bozulabilen cinstense o zaman yaþ iken zekatý çýkarýlýr).

Meyvalar için Zekatýn farz olmasýnýn þartlarý da dörttür:

1- Müslüman olmak,

2- Hür olmak,

3- Tam manasiyle mülke sahip ol­mak,

4- Nisab miktarý olmak.

Ticaret Mallarýnýn Zekatý

Ticaret malýnda zekatýn vacip olmasý için belirtilen þartlar, altýn ve gü­müþ için gereken þartlarýn aynýsýdýr.

Develerin Zekatý

Develerin ilk nisabý beþtir.

Beþ deve için 1 þat (1 yaþýný bitirmiþ, 2. yaþýna baþlamýþ koyun veya 2 yaþýný doldurmuþ keçi) verilir.

On deve için, 2 þat.

On beþ deve için. 3 þat.

Yirmi deve için, 4 þat.

Yirmi beþ deve için, 1 senesini tamamlayýp, ikinci senesine girmiþ deve (diþi olacak).

Otuzaltý deve için, iki yaþýný tamamlamýþ bir diþi deve verilir.

Kýrk altý deve için, üç yaþýný tamamlamýþ bir diþi deve verilir.

Altmýþ bir deve için. dört yaþýný tamamlamýþ bir diþi deve.

Doksan bir deve için, üç yaþým tamamlamýþ iki diþi deve verilir.

Yüz yirmi bir deve için, iki yaþýný tamamlamýþ üç diþi deve verilir.

Bundan sonra her kýrk deve için, iki yaþýný tamamlamýþ bir diþi deve, her elli deve için de üç yaþýný tamamlamýþ bir diþi deve verilir

Sýðýrlarýn Zekatý

Sýðýr ve mandalarýn ilk nisabý otuzdur. Otuz sýðýr veya manda için bir yaþýný tamamlamýþ bir erkek veya diþi manda veya sýðýr yavrusu zekat olarak verilir. Kýrk sýðýr veya manda için 2 yaþýný tamamlamýþ bir diþi manda veya sýðýr yavrusu. Bundan sonra her otuz için bir yaþýný tamam­lamýþ her kýrk sýðýr veya manda için 2 yaþýný tamamlamýþ bir diþi manda veya sýðýr yavrusu zekat olarak çýkarýlýr.

Koyun Ve Keçiler Ýçin Zekatý

Koyun ve keçilerin ilk nisabý kýrktýr. Kýrk koyun veya kýrk keçi için, bir senesini doldurmuþ bir koyun veya iki senesini doldurmuþ bir keçi ve­rilir.

Yüz yirmi bir koyun veya keçi için, birer senesini doldurmuþ iki koyun

veya hayvanlar keçi ise ikiþer senesini doldurmuþ iki keçi,

Ýki yüz bir koyun veya keçi için, birer senesini doldurmuþ üç koyun ve­ya keçi iseler ikiþer senesini doldurmuþ üç keçi,

Dört yüz koyun veya keçi için yine birer senesini doldurmuþ dört ko­yun veya keçi iseler ikiþer senesini doldurmuþ dört keçi zekat olarak ve­rilir. Daha sonra her yüz koyun veya keçi için yukarýda saydýðýmýz þartla­ra haiz birer koyun veya keçi iseler birer keçi verilir.

Nisab bir cinsten olduðunda, kýymetleri ayný olmak þartýyla koyun ye­rine keçi veya keçi yerine koyun verilebilir.

Ortak Malýn Zekatý

Hayvanlarýný birbirine karýþtýran iki kiþi yedi þartla (bir kiþinin malý gibi) tek kiþinin zekatýný verirler.

1- Aðýllarý bir olmak.

2- Toplanma yerleri bir olmak.

3- Mer´alarý (otlaklarý) bir olmak.

4- Cinsleri bir olmak.

5- Sulama yerleri bir olmak.

6- Bunlarýn sütünü saðanýn bir olmasý.

7- Süt saðma yerinin bir olmasý.

Ýki kiþiye ait olan para veya diðer mallarýn zekat nisabý bir kiþinin ze­kat nisabý gibidir. Çünkü zekat þahýslara deðil, mala nisbetle verilir.

Zekat ehlinden iki kiþi hayvan, para veya zekat düþen baþka mallardan ortak olduklarý halde ikisinin malý nisaba ulaþtýðýnda bir þahýs gibi zekat verirler.

Ortaklýk gibi amaçlarla iki þahsa ait ve birbirleriyle birleþtirilen, zeka­ta tabi mallara ortaklýk malý denir.

Bu mallar ikiye ayrýlýr.

Komþuluk ortaklýðý: Bu, asli bir ortaklýk deðil de sadece komþuluk alakasýyla zekata mükellef olan iki kiþi arasýnda bulunan ve nisaba ulaþ­mýþ bir maldýr. Burdaki mallar karma bir ortaklýk deðil de herbirinin ma­lýnýn belli olmasýna raðmen bir arada barýnmasý ile zekat gerçekleþir.

Metinde geçen ortaklýk þekli, komþu ortaklýðýdýr.

Karma ortaklýk ise, zekatla mükellef olan iki kiþinin, zekata tabi olup nisaba ulaþmýþ ve ayný cinsten sahip olunan mal ortaklýðýdýr.

Bu ortaklýk çeþidinde, her iki mal birleþtirilir. Yani bir ortaðýn sahip ol­duðu mal diðer ortaðýn malýndan ayrý sayýlmaz. Mesela iki kiþinin ortak-laþarak beraberce satýn aldýklarý kýrk koyuna ortak olduklarýnda herbiri or­taklýðýn yansýna yani yirmi tanesine sahiptir ama hangi koyunlara sahip olduðu belli deðildir.

Ayný þekilde ortaklýkla satýn aldýklarý ticaret malý veya arazi yine kar­ma bir ortaklýktýr. Her ortak o malýn yarýsýna sahiptir ama hangi yan ol­duðu belli deðildir.

Tam bir sene boyunca kýrk tane koyuna sahip olan iki kiþi bir koyunu zekat olarak vermeleri gerekir. Halbuki bir ortak sadece yirmi koyunun sahibidir. Tek baþýna yirmi koyundan zekat çýkarýlmaz. Ama ortaklýk ol­duðu için zekat kiþiye deðil mala nisbetle olduðundan ortaklýk olan o kýrk koyundan bir tane koyun zekat olarak çýkarýlýr.

Ortaklýk mallarýnýn zekatý için peygamberimiz (s.a.v) þöyle buyurmuþ­tur: "Zekat artar veya eksilir korkusuyla, ayrýlmýþ mal birle sürümez ve bir araya getirilip birleþtirilmiþ olanlar da ayrýlmazlar.”[1]

Bu hadisi þeriften anlaþýlýyor ki ortaklýk durumunda zekat, olduðu gibi çýkarýlýr, yani ortaklýk esas alýnarak bir kiþinin malý imiþ gibi zekalý çýka­rýlýr. Yukarýda da ifade edildiði gibi ortaklýk nasýl olursa olsun zekatýn ve­rilmesi mala nisbetle (tek kiþinin gibi) çýkarýlýr.

Bu ortaklýk ister karma bir ortaklýk olsun, ister komþuluk ortaklýðý ol­sun farketmez.

Mesela, komþu olan iki kiþi hayvanlarýný bir araya getirir; meralarý bir, çobanlan bir, koç ve tekkeleri bir, süt saðma yerleri bir ise bir kiþinin hayvanlanymýþ gibi iþleme tabi tutularak zekatlarý verilir.

Tahýllarda da kurutma, harmanlama ve depolama yerleri bir ise, yine bir kiþinin malýymýþ gibi zekatlarý çýkarýlarak verilecektir.

Ehli hayvanlarýn zekatý çýkarýlýrken mesela, koyun ve keçide cinsler muhtelif olup, her iki cinsin toplamý nisaba yetiþmiþse bir görüþe göre hangisi fazla ise ondan, diðer bir görüþe göre fakirler için en faydalý olan cins hangisi ise ondan çýkarýlýr. [2]

[1] Buharý, 1386.

[2] Muðnil Muluac, i 1385

Altýn Ve Gümüþün Zekatý

Altýnýn zekat nisabý 20 miskaldýr. Zekalý, 20 mýskalda onda birin dörtle biridir. Bu da yarým mýskaldýr. Daha sonra yirmi miskah ne kadar aþarsa ona göre hesaplanarak zekat çýkarýlýr.

Gümüþün zekat nisabý 200 dirhemdir. Zekatý, 200 dirhemde onda birin dörtte bindir. Bu kýrkta bir. beþ dirhemdir. Bu hesap üzerine ne kadar zi­yade olursa hesaplanarak zekatý çýkarýlýr.

Kadýnlarýn takýnmaldrý mubah olan hûlliyaü için zekat yoktur.

Kadýnlara mubah olan altýn ve gümüþ, süs niyetine göre olursa böyle­dir. Eðer niyet biriktirme, kâr elme amacýyla olursa o zaman zekatýný çý­karmak vacip olur.

Peygamberimiz (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:

"Bir kimsenin iki yüz dirhem gümüþü olup Ta, üzerinden bir sene ge­çerse, bundan beþ dirhemini zekat olarak vermesi vacip olur. Altýn yirmi dinara ulaþmayýnca zekatý vacip olmaz. Eðer bir kimsenin yirmi dinar al­tým olursa ve üzerini´-",, bir sene geçene, yarým dinar zekat vermesi va­cip olur. Daha fazla olursa buna göre hesaplanýr." [1]

Para, altýn ve gümüþ hesabýyla verilmesi gerektiðine göre zekatý teda­vülde yaygýn olan 22 ayar altýn olduðu için, ona göre hasaplanarak veril­mesi gerekir. Yapýlan hesaplamalara göre altýn üzere zekat nisabý gram olarak 80.18 gram. gümüþ olarak ise 561 gramdýr. Yukarýda deðindiðimiz gibi günümüzde revaçta altýn olduðu için zekatýn nisabýna ulaþabilecek parasý olan kiþi 1 sene-i kameriye geçtikten sonra mevcut parasýndandan kýrkta biri zekat olarak çýkarýlacaktýr.

[1] Ebu Davud, 1573.

Ekin Ve Meyvelerin Zekatý

Zirai mahsul ve meyvelerin nisabý 5 (beþ) Vesk´dir. Irak ölçüsüyle 1600 litredir.. Daha sonra nisabý akarak ziyade olursa buna göre hesabý ya­pýlarak zekatý çýkarýlýr.

Hububat ve meyve, külfet veya herhangi bir masraf yapýlmadan, yað­mur suyu ve akar su ile sulanmýþsa zekalý onda birdir.

Eðer motorla su çekiliyorsa o zaman yirmide bir zekatý verilir.

Ekin Ve Meyvelerin Zekat Çýkarýlan Türleri

Ekin; buðday, arpa. pirinç, mýsýr, mercimek, nohut ve bakla gibi eki­len þeylerdir. Meyve ise, hurma ve üzümdür.

Gerek meyve gerek ekinde zekatýn vacip olmasý, bunlarýn olgunlaþma­sý yahut nisaba varan bir kýsmýnýn olgunlaþmasýyla olur. Malýnda olgun­laþma öten kimseye zekat vacip olur. Onun için, bir kimse bir tarlayý ki ralar ve unu ekecek olursa, mahsulünün zekatý kendisine amiý. Çünkü eki nin sahibi kendisidir. Renkli meyvelerin olgunlaþmasý, renklerinin belir mesiyle, mesela kýrmýzýlaþmasý, sararmasý veya kararmasýyla olur. Beya; üzüm gibi renksiz olanlarda ise berraklaþmalarý ve sulanmalanyla olýýi Ekin ise, tanelerinin seýtleþmesiyle olgunlaþmýþ sayýlýr.

Olgunlaþmýþ olmasýndan sonra daha evvel ifade ettiðimiz gibi artýk sa hibi ondan tasarruf edemez. Ondan ne satabilir ne sadaka verebilir ve ný de yiyebilir. Bu muamelelerden herhangi birini yapmasý haramdýr. Haran olduðunu bildiði halde böyle davranan ta´zir cezasýyla cezalandýrýlýr. An cak zekat miktarýnýn dýþýndaki tasarrufu geçerli kabul edilir.

Ekinin biçilmesi veya meyvenin toplanmasý zanr nýnda fakirlere on-aan birse} ýcr verme þeklindeki geleneðe gelince, du verilen ze^at niyetiy­le olsa bile yine haramdýr. Çünkü henüz tasfiye edilmemiþ ve miktarý ta­yin edilmemiþtir. Bir çoklarýnca helal sanýlan bu davranýþ, ilme deðer ve­rilmemesinden ve bilgisizlikten ortaya çýkan bir durumdur.

Kendisinde zekatýn vacip olduðunu bildisi bir mahsulü satýn almak, ondan yemek ve benzen davranýþlarda bulunmak daha evvelki ifadeleri­mizde zikrettiðimiz gibi haramdýr.

O halde olgunlaþtýktan sonra bu isten anl?van adil bir kimsenin veya kimselerin bað veya bahçeyi aðaç-aðaç dolaþýp meyvenin miktarýný takdir etmesi ve mal sahibinin de o miktara göre fakirlere düþecek zekat mikta­rýný zimmetine alýp kabullenmesi sünnettir.

Takdir eden kimse, mal sahibine veya vekiline þöyle diyecek;

"Hurma olsun, üzüm olsuý; müstehak olan kimselerin" hakkýný senin zimmetine hurma veya üzüm olarak devrettim." der.

O da kabul eder. Bu takdir yapýldýktan sonra, artýk kiþi tasarruf hakkýna sahiptir. Onu satabilir, yiyebilir ve o maldan fakirlere sadaka verebilir.Çünkü artýk fakirin hakký belirlerin ve zimmete geçmiþtir.

Böyle bir tahmin yapýlmadýðý vah  ekin gibi tahminin geçerli olmadý­ðý durumlarda yukarýda anlatýldýðý gibi tasarruf haramdýr.

Kuvvetli olan bir görüþe göre, ianelerin sertleþmesiyle ekine zekat düþ­mez. Depoya konulup saklanmaya elveriþli olduðunda ona zekat vacib olur. O halde ona göre henüz tam kurumamýþ buðdaydan ve yeþil bakla­dan yemek caizdir.

Hanbeli mezhebinde ise tahmin yapýlmadan ve zekat miktarý belirlenip zimmete alýnmadan önce de kiþinin meyveden hediye vermesi ve hem kendisi hem de çoluk çocuðunun yemesi þefinde tasarruf caizdir. Çünkü adet olan budur. Fakat yine de ihtiyatlý davranmak lazýmdýr.

Nisab miktarlarý ise, beþ veskýir. Bir vesk altmýþ sa´ (653 kg.)´dýr. Bunun delili peygamberimiz (s.a.v.)´in þu hadisidir: " Beþ veskten az olan ekin ve meyvede zekat yoktur" [1] Bu kabuðuyla birlikte saklanmayan içindir.

Pirinç, gibi kabuðuyla saklananlarda ise kabuksuz olarak beþ vesk ol­masý serekir.

Hurma ve üzüm kurutulunca beþ v sk hesap edilir ve kuru olarak çýka­rýlýr. Yaþ olarak çýkarmak caiz deðildir. Ama güzel kurutulmayan hurma ve üzüm cinsinden ise nisabý yaþ üzerinden hesap edilir ve yaþ olarak çý­karýlýr.

Þayet yaðmur suyu yahut kar suyu. sel yahut nehir gibi buna benzer bir suyla sulanýyorsa, onda biri zekat olarak çýkarýlýr. Ama günümüz þartlann-daki motor usulüyle ve benzeri külfeti gerektiren aletlerle sulanýyorsa yir­mide biri zekat olarak çýkarýlýr.

Hem yaðmur ve hem de sulama motor ve benzen külfeti gerektiren va­sýtalarla yapýlýyorsa ekin ve meyvenin neþv-ü nemasýna göre hesaplanýp zekatý ona göre verilir.

Her ikisiyle sulanýyorsa sulama sayýsý deðil ekinin yaþama ve nemasý esas alýnarak zekat verilir.

Mesela ekinin müddeti sekiz ay olup, yarýsýnda bir sulamaya ihtiyaç duyar ve yaðmur suyu ile sulanýrsa ve diðer yarýsýnda iki sulamaya ihti­yaç duyar ve motorla sulanýrsa onda birinin dörtte üçü zekat olarak veri­lir.

Razý alimler ekin serpilmeden topraðýn sulanmasýný birinci sulama ola­rak kabul etmiþlerdir. Çünkü ekinin yeþermesinde bunun etkisi vardýr ve ekin ikinci defa sulanýncaya kadar bu sulamanýn etkisi devam etmekýedh.

Gerek hububatta ve gerek meyvelerde nisabýn doldurulmasý için ayný cinsten olanlar birbirlerine ilave edilir. Bir cins, baþka bir cinse ilave edi­lemez. Mesela arpa, buðdaya ilave edilip nisab doldurulmaz.

Cinsleri bir ve türleri ayrý olanlar birbirlerine ilave edilir.

Mesela Hind buðdayý ile baþka türden buðdaylar birbirlerine ilave edi­lirler.

Bir yýlýn ekini baþka bir yýlýn ekinine de ilave edilmez. Ancak bir yýlýn ekini ayrý yerlerde veya ayrý mevsimlerde ekilmiþ olsa birbirine ilave edi­lir.

Mesela yýlda iki defa ekilen mýsýr, birbirine ilave edilir.

[1] iliütýhüvi, 1340

Ticaret Mallarýnýn Zekatý

Ticaret için alýnan mal (altýn, gümüþ veya nakdi paradan hangisi ile alýnmýþsa) sene sonunda onunla deðerlendirilerek, kýrkta bir zekat olarak çýkarýlýr.

Ticaret Malý Ve Zekatý

Ticaret, kazanmak maksadýyla elde edilen mallardýr. Ticaret malý ise gümüþ, altýn ve para olmayan mallardýr.

Ticaret, muayyen olmayan bir malýn çeþidine mahsus olmayýp, kâr el­de etmek amacýyla elden ele deðiþtirilen, taþýnýr taþýnmaz her çeþit meþru maldýr.

Ticaret mallarýnda zekatýn farziyetine delil. Allahu Teala þöyle buyur­muþtur: "Ey iman edenler! Kazandýklarýnýzýn helal ve iyisinden verin" (Bakara: 2/267)
Semure bin Cündüp (r.a) þöyle demiþtir: "Allah resulü ticaret malý olarak kazandýðýmýz her þeyden zekat vermemizi emrederdi." [1]

Ticaret mallarýnýn deðeri nisab miktarýnýn altýn da olsa ve bu mallar is­ter menkul ister gayri menkul veya ister hayvan olsun üzerinden bir sene geçtikten sonra gümüþle alýnmýþsa gümüþle, altýnla alýnmýþsa altýnla de­ðerlendirilir. Eþya ile alýnmýþsa o beldede gümüþ ve altýndan hangisi daha çok tedavülde ise onunla deðerlendirilir. Ýkisi de eþit seviyede tedavülde ise ve bunlardan birine göre nisaba ulaþýyorsa kiþi dilediðini esas alýr.

Þav t mallarýn bir kýsmým para ile almýþ ve b´r kýsmýýr ia eþya ile al­mýþsa ner kýsuv. kendi hükmüne tabidir. Bunlar aisaba ulaþýyorsa .virkta bir zetcal olarak çýkarýlmasý gerekir. Nisabtan fazla olan miktalarr da bu­na göre deðerlendirilerek zekatý verilir.

Ticaret Mallarýnda Zekatýn Vücubunun Þartlarý

Ticaret mallarýnda zekatýn vacio olmasý ici1" gerekli olan þartlar þunlardýr:

1- Satýn atma gibi bir alýþ-veriþle o mala sahip olmak. Ticaret malýnda esas olan alýþ-veriþtir. Bu nedenle ticaret malýnda zekatýn farz olmasý için gerekli olan ilk þart malýn ticaret amacýyla elde edilmiþ olmasý gerekir.

2- Tutarým öderken bu alýþ-veriþý ticaret niyetiyle yapmýþ olmak. Ticaret malý elde edildiði an tutan ödenince ticaret niyetinin olmasý þarttýr. Eðer baþka amaçla alýnmýþsa ticaret malý sayýlmaz.

3- Sýrf biriktirmek niyyetiyle alýnmamýþ olmasý. Yukarýda ifade ettiðimiz gibi malýn sadece ücaret amacýyla elde edilmiþ olmasý gerekir.

4- Ticaret mallarýna sahip olduktan sonra üzerinden bir yýlýn geçmesi. Ancak bu mallar belli bir parayla alýnmýþ ve bu miktar nisaba balið bir kýsmýyla alýnmýþ ve paranýn geri kalaný kendi mülküyle bunlarýn yarýsýy­la ticaret mallarýný almýþsa, o zaman yýlýn baþlangýcý ticaret mallarýna sa­hip oluþundan itibaren deðil, paraya sahip oldupn ™dan itibaren baþlar.

5- Yýl sonunda bu mallarýn deðerinin nisaba ulaþmasýdýr.Ticaret malla­rýnýn deðeri nisabtan az olur ama yanýndaki paralar onlara ilave edildiðin­de nisaba ulaþýyorsa yine zekat verilir.

Meselâ yanýnda yüz dirhem bulunur ve bunun yarýsýyla ticaret malý al-mýþ´ve sene sonunda ticaret mallarýnýn deðeri yüz elli dirheme ulaþacak olursa, yine zekat düþer ve yanýnda kalmýþ olan elli dirhem bunlara ilave edilerek hepsinin zekatý verilir.

6- Yýl içerisinde kendisiyle deðerlendirildiði paraya dönüþüp bu para­nýn nisab miktarýndan aþaðý olmamasý.

Eðer sene içerisinde paraya dönüþür ve bu para nisab miktarýndan aþa­ðý olacak olur. sonra da bu paralarla ticaret niyetiyle mal alacak olursa; yýl, bu malý aldýðý andan itibaren baþlar.

Ticaret malý kendisinde zekatýn vacib olduðu bir mal ise, (koyun veya hurma), yani zekata tabi olan mal, zekat nisabýna ulaþmýþ ama deðer ola­rak nisaba ulaþmýyorsa; mesela kýrk koyun olup deðeri nisab miktarýný doldurmuyorsa, koyun olarak zekatý verilir.

Deðeri nisaba ulaþtýðý halde kendisi nisaba ulaþmýyorsa, bu defa tica­ret malý olarak zekatý verilir.

Mesela otuzdokuz koyun olup deðeri nisab miktarýna ulaþýyorsa, tica­ret malý olarak zekatý çýkarýlacaktýr. Eðer her iki yönden nisab miktarýna ulaþýyorsa; mesela koyunlarýn sayýsý kýrk olup deðerleri de nisaba ulaþý­yorsa ve her iki durum açýsýndan ayný anda yýl doluyorsa, deðerinden ze­kat çýkarýlacaktýr. Ama ticaret malý olarak yýlýný daha önce dolduruyorsa, o yýl için ticaret malý olarak zekatý çýkarýlacak ve diðer yýllarda deðerin­den zekat verilecektir.

Mesela Recep ayýnýn baþýnda ticaret niyetiyle elli top kumaþ almýþ ve altý ay sonra bunlarý satýp kýrk koyun satýn almýþ ve sene dolunca bu ko­yunlar deðer olarak nisaba ulaþmýþ olsun. Böylece hem ticaret malý ola­rak, hem de bizzat zekata tabi bir mal olduðu için bu yönden de zekat ni­sabýna ulaþmýþ olmaktadýr.

Ticaret malý olarak yýlýný daha önce doldurmuþ olmaktýr. Birinci yýl, ticaret malý olarak, sonraki yýllarda ise, koyun olarak zeka­ta tabi olacaktýr.

Mudarebe usulü ile ortaklýða verilen malýn zekatý, hem sermaye olarak ve hem de kazanç olarak mal sahibine aittir.

Þayet zekatý ortak malýn dýþýndaki bir maldan ödenmiþse, zaten yerini bulmuþtur, ama ortak maldan vermiþse, kazançtan verilmiþ sayýlýr.

[1] Ehu Davud, 1562

Yerden Çýkarýlan Maden Ve Rikazýn Zekatý

Bir kimse madenden altýn veya gümüþ çýkarýrsa nisaba balið olmasý þartýyla kýrkta birini zekat olarak çýkartacaktýr. Cahiliyyet zamanýndan kalmýþ, gömülü mal bulunduðu takdirde beþte biri zekat olarak çýkarýlýr.

Bir kimse cahiliyye devrinden kalan altýn veya gümüþ (sahibi olmayan

ve kendisinin iþlemiþ olduðu bir arazide) bulursa nisaba baðlý olmasý kay­dý ile zekatýný çýkarmasý gerekir. Bunun da zekatý beþte birdir. Peygambe­rimiz (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:

Define mallarýnda beþte bir nisketinde zekat vardýr." [1]

Bu define mallarýnda "Havli havelan" olan bir senenin geçmesi þartý aranmaz. Define bulununca hemen beþte bir zekatý verilir.

Ýmam Beyhaki þöyle bir rivayette bulunmuþtur: Peygamber (s.a.v) Ka-biliye kasabasýnýn halkýndan, madenlerden çýkardýklarý altýn ve gümüþün zekatýný alýrdý. Define yukarýdaki hadisten de anlaþýldýðý gibi altýn ve gü­müþlen baþka bir þey deðildir. Bu nedenle gerek define gerekse maden ha­kikaten altýn ve gümüþtür. Ýmam Nevevi, müçtehid alimlerin, madenler­de zekatýn vacip olduðu hususunda görüþ birliði içinde olduklarýný bildir­miþtir. [2] Ama cahiliyye devrine ait deðil de Ýslami bir þey olursa, veya sahibinin müslüman biri olduðu biliniyorsa onu sahibine verir.

Burdaki müslüman ve gayri-müslim ayýrýmý, savaþ-ganimet gibi du­rumlar nazar-ý itibare alýnarak hüküm verilmiþtir. Yoksa gayri-müslim bi­rinin malý yenilebilir diye dinimizde herhangi bir hüküm yoktur. Ancak savaþ esnasýnda ganimet olarak eline bir altýn veya gümüþ geçiyor yahut daha sonra rikaz olarak yani o memleket kâfirlerin elinde iken onlara ait olup daha sonra yapýlan savaþlar neticesi kâfirler orayý terketmiþ veya te­lef olmuþlar, onlardan geri kalan altýn ve gümüþ ganimet gibi sayýlmakta­dýr. Bu yüzden bu madenlerden de faydamlabilir. Bulunan bu malýn (altýn veya gümüþün) müslümanlara mý ait olduðu ya da gayri-müslimlere mi ait olduðu bilinmezse, o zaman bu mal lukata hükmüne girer. Bir seneye ka­dar onu tarif eder, sahibi çýkmazsa ancak o zaman mülkiyetine alýr. Zeka­tý da ona göre hesaplanarak verilir.

[1] Buhari, 1428

[2] El Mecmu 21 73-74.

Ynt: Zekat By: ceren Date: 04 Eylül 2016, 15:10:27
Esselamu aleyküm.Rabbim zekatýný onun rýzasý için veren ve hakkýyla tam vaktinde verip rahmetine kavuþan kullardan eylesin bizleri inþallah...

radyobeyan