Dört Mezheb Fýkhý
Pages: 1
Vekilin Azli By: ezelinur Date: 25 Þubat 2010, 19:11:30
Vekâlet baðlayýcý olmayan akidierdendir. Çünkü bu akid, müvek­kil tarafýndan izin verme, vekil tarafýndan da fayda sunmaktýr. Bu þa­hýslarýn her ikisi de akdi devam ettirme hususunda mecburiyet altýnda deðildirler. Vekil ile müvekkilden her biri, diledikleri anda vekâlet ak­dini feshedebilirler. Vekilin kendini vekâletten azletmesi sahih oldu­ðu gibi, müvekkilin de onu azletmesi sahih olur. Mezheblerin buna iliþkin geniþ açýklamalarý aþaðýya alýnmýþtýr.

45) Hanefîler dediler ki: Vekâlet, baðlayýcý olmayan akidierdendir. Yal­nýz üç yerde vekâlet akdi baðlayýcý olur. Yani vekil, bu üç durumda kendini vekâletten azledemez. Çünkü bu durumlarda iþ sadece vekil ile müvekkilini deðil, baþkalarýnýn haklarým da ilgilendirmektedir. Davalaþma vekâleti bö­lümünde de bahsi yapýlan bu üç husus þunlardýr:

a- Rehineyi satma vekâleti. Adamýn biri, borcuna karþýlýk olarak ala­caklýsýnýn yanma bir malý rehin býrakýr, sonra da bu borcunu kapatmak ama­cýyla rehindeki malýný satmasý için bir þahsý vekil tâyin ederse, bu vekâlet baðlayýcý olur. Alacaklýnýn bu vekâletle ilintili hakký bulunduðu için, ne ve­kil kendini vekâletten azledebilir, ne de müvekkil onu vekâletten azledebilir. Alacaklý, rehindeki malýn satýlýp kendi hakkýnýn Ödenmesini ister. Yine bu cümleden olarak bir kiþi, borçlunun huzurunda, alacaðýný tahsil etmesi için bir baþkasýný vekil tâyin ederse, vekilin artýk kendini azletmesi caiz olmaz. Ancak borçlu bunu bilirse, caiz olur. Çünkü borçlunun da hakký bu vekâ­letle ilintilidir.

b- Hak taleb edenin isteði üzerine, hakký ödemekle yükümlü oîamn yok­luðunda kendisiyle davalaþmak üzere birisini vekil tâyin etmek. Meselâ; ada­mýn birinin bir baþkasý nezdinde alacaðý bulunur, sonra borçlu uzak bir memlekete gitmek ister, bu arada alacaklý da, yokluðu esnasýnda borç talebi için kendisiyle davalaþmasý için bir vekil tâyin etmesini isterse, alacaklýnýn bu isteði üzerine borçlu da bir kimseyi vekil tâyin ederse, bu vekil azledile-mez. Zîrâ vekil, hazýrda bulunmayan borçlunun yerine geçmiþtir. Alacaklý, bu vekilden baþkasýndan borç ödeme talebinde bulunamaz. Vekil azledilirse onun hakký zâyî olur. Borçlu hazýrda olur da gâibte olmazsa, bu vekâlet bað­layýcý olmaz. Çünkü alacaklýyla borçlu, yüzyüze gelip davalaþma imkâným bulabilirler. Vekil tâyini alacaklýnýn talebi üzerine olmazsa, yine bu vekâlet baðlayýcý olmaz. Çünkü bu durumda alacaklý, borcu tahsil hususunda vekil ile davalaþma hakkýna sahip olmaz.

c- Müvekkilin gaipte olmasýyla birlikte, bir eþyayý baþkasýna teslim et­mek üzere vekil tâyin edilen kimse, bu eþyayý sahibine teslim etmek mecbu­riyetindedir. Davalaþma vekaleti bahsinde de anlatýldýðý gibi, bu kiþinin kendini vekâletten azletmesi caiz olmaz.

a-b-c þýklarýnda sözü edilen vekâletler baðlayýcýdýrlar. Diðer vekâletler baðlayýcý deðildirler. Müvekkil ile vekilden her biri, (dilediklerinde) vekâlet akdini feshedebilirler. Ancak biri feshederken, diðerinin de bundan haber­dar edilmesi gerekir. Vekil, kendini vekâletten azlederken bunu bir yazý ile veya bir elçi aracýlýðýyla müvekkile bildirmelidir. Yalnýz elçinin de mümey­yiz olmasý þarttýr. Adaletli veya adaletsiz, büyük veya küçük, kendisini doð­rulayan veya yalanlayan biri olmasý bu hükmü deðiþtirmez. Vekil, kendini azlettiðinde bunu bir yazý veya bir elçi aracýlýðýyla müvekkile haber verebile­ceði gibi, kendisi sözlü olarak da bildirebilir. Bütün bu anlattýklarýmýz, ve­kilin ücretsiz vekâlet yapmasý durumunda söz konusudur. Ama ücretle vekâlet yapmaktaysa, þartýna göre muamelede bulunur. Bazý durumlarda azlin, karþý tarafça bilinmesi gerekmez.

1- Adamýn biri, bir baþkasýný vekil tâyin eder, ama vekilin bundan ha­beri yoksa, müvekkil ona bilgi vermeksizin kendisini azledebilir.

2- Nikâh, talâk ve itak (köle azadý) için vekil tâyin edilen kiþi, müvekki­line bilgi vermeden kendini vekâletten azledebilir.

3- Müvekkilin bütün mallarýný satmak üzere tâyin edilen kiþi, müvekki­line bilgi vermeden kendini vekâletten azledebilir.

4- Gayr-ý muayyen bir þeyi satýn almak üzere vekil tâyin edilen kiþi, mü­vekkiline bilgi vermeksizin kendini vekâletten azledebilir. Bu dört maddede sözü edilen vekillerin, kendilerim vekâletten azledebilmeleri için, müvekkil­lerine bilgi verme þartýnýn aranmayýþý, bu azillerden kendisine bilgi verilme­diði için müvekkile herhangi bir zararýn ulaþmamasýndan ötürüdür. Ama vekilin, kendisine bilgi vermeksizin kendini vekâletten azletmesi durumun­da müvekkile bir zarar ulaþacaksa, ona bilgi vermeden kendini azletmesi sa­hih olmaz. Meselâ; bir kiþi, pazarda fiyatlarýn yüksek olduðu bir zamanda malým satmak üzere bir kimseyi vekil tâyin eder. Vekil de müvekkiline bilgi vermeksizin kendini vekâletten azlederse, müvekkil de vekile güvendiði için pazara inip malým satmamýþ olur. Bu durumda vekilin, müvekkile bilgi ver­meksizin, kendini vekâletten azletmesi caiz olmaz.

Bazý durumlarda hiç kimse tarafýndan azledilmediði halde vekil, kendi­liðinden azledilmiþ olur:

1- Vekâlet konusu olan iþin sona ermesi. Meselâ bir kiþi, alacaðým tah­sil etmek üzere bir baþkasýný vekil tâyin eder ve o da bu alacaðý tahsil edip teslim alýrsa, teslim almýþ olmakla, vekilliði sona vermiþ olur.

2- Vekil ile müvekkilden birinin ölmesi veya müftâbih görüþe göre bir ay müddetle sürekli olarak delirmesi durumunda, vekâlet sona ermiþ olur.

3- Mürted bir kiþi, bir baþkasýný kendine vekil tâyin eder.sonra da dâr-i harbe geçer veya öldürülürse, vekili onun sýrf dâr-ý harbe geçmesi, ya da öldürülmesiyle otomatikman azledilmiþ olur. Ama bu mürted tekrar Ýslâm´a dönerse, vekâlet geçerli olur.

Baðlayýcý olan vekâlet, taraflardan birinin ölümü, ya da delirmesi ha­linde iki þeyle bâtýl olur:

a- Hasmm talebi üzerine, davalaþmak için verilen vekâlet.

b- Müvekkil gâyibte olmakla birlikte, bir eþyayý baþkasýna teslim etmek üzere verilen vekâlet. Rehindeki malýn satýlmasý için baþkasýna verilen vekâ­let, bu gibi durumlardan ötürü bâtýl olmaz.

Mâlikîler dediler ki: Vekâlet, baðlayýcý olmayan akidlerdendir. Vekil ile müvekkilden her biri, diledikleri anda vekâlet akdini feshedebilirler. Yal­nýz üç durum bundan müstesnadýr.

1- Davalaþmak üzere baþkasýna vekâlet vermek. Vekilin kendini azlet­mesi sahih olmadýðý gibi, hasýmla birlikte üç celseye katýldýktan sonra mü­vekkil tarafýndan azledilmesi de sahih olmaz. Nitekim bu, davalaþma vekâleti bahsinde de anlatýlmýþtý. Bu durumda; müvekkilin, onu icar þeklinde bir be­del karþýlýðýnda vekil tâyin etmiþ olmasýyla, ücretsiz olarak vekil tâyin etmiþ olmasý arasýnda bir fark yoktur. Bu hususta ihtilâf vukûbulmamýþtýr.

2- Vekâlet, icar þeklinde bir bedel karþýlýðýnda verilmiþ olur. Þöyle ki: Müvekkil,onu belli bir ücret karþýlýðýnda belli bir iþi yapmak üzere vekil tâ­yin etmiþ olur. Ya da belli olmayan bir ücret karþýlýðýnda belli bir zaman ça­lýþmak üzere vekil tâyin etmiþ olur. Birincinin örneði þudur: Müvekkil, belli develerini satmak ve sattýktan sonra beþ bin lira ücret vermek üzere bir kiþi­yi vekil tâyin eder ve belli bir zaman sýnýrlamasý da yapmaz. Ýkincinin Örneði de þudur: Müvekkil, bu develeri satmak için, beþ gün süreyle pazarda müþ­teriye arzetmek, -develer satýlsýn satýlmasýn beþ günden sonra da kendisine iki bin lira ücret vermek üzere birisini vekil tâyin eder. Müvekkilin iþ ve za­maný belirlemesi sahih olmaz. Meselâ vekile: "Bu eþyalarý beþ gün içinde þu kadar fiyatla sat. Satamazsan ücret hak etmezsin." demesi sahih olmaz. Zîrâ, karelerde iþ ve zamanýn belirlenmesi, akdi fâsid kýlar.

3- Ýcar akdi, peþkeþ þeklinde (cu´l) bir bedel karþýlýðýnda yapýlmýþ olur. Þöyle ki: Bir kiþi, kendisine bir peþkeþ verme karþýlýðýnda, baþkasmdaki ala­caðýný tahsil etmesi üzerine birisini vekil tâyin ederse, vekile, borcunun mik­tarýný açýklamasý þarttýr. Ya da borçlu olan þahsýn kim olduðunu açýklamasý þarttýr. Peþkeþte, bu iki þeyin açýklanmasý þart deðildir. Borç miktarýný ve borçlu þahsý açýkladýðý takdirde bu, peþkeþ deðil de icar olur.

Bu iki durum hakkýnda görüþ ayrýlýðýna düþülmüþtür. Bâzýlarý derler ki; icar þeklinde veya peþkeþ1 þeklinde bir bedel karþýlýðýnda da olsa, herhangi bir bedel karþýlýðýnda olmasa da, her halükârda vekâlet akdi baðlayýcý deðil­dir. Bazýlarý da vekâletin baðlayýcý bir akid olduðunu söylemiþlerdir. Sonra eðer vekâlet akdi icar þeklinde yapmýþsa, sýrf akdin yapýlmasý ile hem vekili, hem de müvekkili baðlar. Eðer vekâlet akdi peþkeþ þeklinde yapýlmýþsa, ve­kilin iþe koyulmasýyla, müvekkili baðlar. Ama vekili baðlamaz. O, dilediði takdirde vekâlet akdini feshedebilir.

Vekil, müvekkilinin ölümüyle azledilmiþ olur. Çünkü vekil, özellikle mal konusunda müvekkilin nyâibidir. Müvekkil ölünce, mali mirasçýlarýna inti­kal eder. Böyle olunca daynaibi, malýnda tasarrufta bulunamaz. Haberi ol­masa da vekil, müvekkilinin ölümü nedeniyle azledilmiþ olur mu? Yoksa azledilmiþ olmasý için, müvekkilin ölümünden haberdar olmasý gerekir mi? Bu hususta ihtilâf vardýr. Kuvvetli görüþe göre müvekkilin ölümünü öðren­meden azledilmiþ olmaz. Ölümünü öðrenmeden önce bir tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçerli olur.

Müvekkil, vekilini azlederse, bir kavle göre sýrf azletmesiyle azledilmiþ olur. Bir kavle göre vekil, bu azlin vukuunu öðrenmeden azledilmiþ sayýl­maz. Azledildiðini öðrenmeden yaptýðý tasarruflar, birinci kavle göre geçerli olmaz; ikinci kavle göre geçerli olur.

Þâfiîler dediicr ki: Peþkeþ þeklinde olsa bile vekâlet, baðlayýcý olma­yan akidlerdendir. Ancak iki durum bundan istisna edilmiþtir:

1- Vekilin vekâletten çýkmasý sonucunda müvekkilin malýnda bir zayiat veya bozulma meydana gelecek ise, bu durumda vekâlet akdi baðlayýcý olur. Vekil, azle müsâid olmaz azledilemez.

2- Vekâlet icar lafzýyla olup, gerekli þartlan tamamlamýþ ise baðlayýcý olur.

Bu iki durum dýþýnda, vekil ile müvekkilden her biri vekilin tasarrufta bulunmasýndan sonra dahî, diledikleri anda vekâlet akdini feshedebilir. Fe­sih, sözlü olur. Feshettim veya iptal ettim demek gibi. Ya da vekilin: "Ken­dimi azlettim" veya "vekâletini sana geri verdim" ya da "vekâletini kaldýrdým" demesi gibi. Vekil, sýrf azledilmiþ olmakla azledilmiþ olur mu? Yoksa azil haberi kendisine teblið edildikten sonra mý azledilmiþ olur? Ce­vap: Azledildiðini öðrendikten sonra azledilmiþ sayýlýr. Azl haberi kendisine ulaþtýrýlmadan tasarrufta bulunursa, tasarufu geçerli olur. Vekil veya mü­vekkilin ölmesi, ya da delirmesi veya bayýlmasý sebebiyle vekâlet feshe uð­rar. Nikâh vekâletini almýþ olan vekil de, fâsýklýk halinin meydana gelmesiyle de nikâh vekâleti feshe uðrar. Nikâh vekâletini almýþ olan kiþi zina eder, hýr­sýzlýk yapar veya fâsýklýðýný gerektiren bir cürüm iþlerse vekâleti düþer. Çün­kü; nikâh için vekil kýlýnan kiþinin, âdil olmasý þarttýr.

Müvekkilin mülkiyeti, tasarrufta bulunmak için baþkasýna vekâlet ver­diði mahalden zail olursa da vekâlet düþer. Meselâ bir kiþi evini, hayvanýný ve yiyecek maddesini satmasý için bir þahsý vekil tâyin eder, sonra da bu ma­lýný kendisi satar veya vakfederse, vekâlet feshe uðrar. Yine ayný þekilde bir kiþi, evini satmasý için bir þahsý vekil tâyin eder, sonra da bu evini baþkasýna icara verirse vekâlet feshe uðrar.

Hanbelîler dediler ki: Vekâlet, baðlayýcý olmayan akidlerdendir. Vekil ile müvekkilden her biri, dilediklerinde vekâlet akdini feshedebilirler. Vekil ile müvekkilden birinin ölümü veya sürekli delirmesi, ya da sefihlik nedeniyle kýsýtlýlýk altýna alýnmasý durumunda, vekâlet akdi kendiliðinden bâtýl olur. Çünkü bu gibi durumlarda bulunan kiþi, tasarruf ehliyetini yiti­rir, vekil olmasý veya baþkasýna vekâlet vermesi sahih olmaz. Ýkisinden bi­rinde, adaletin þart olduðu konularda fâsýklýk hali meydana gelirse, yine vekâlet kendiliðinden bâtýl olur. Sözgelimi adamýn biri, bir baþkasýna: "Fa­lan kimseye, falan kadýný sana zevce olarak verdim" diyesin diye kýzýmý fa­lan adama zevce olarak verip evlendirmen için seni vekil tâyin ettim" diyerek nikâh icabýnda bulunmak üzere vekâlet verir. Sonra da müvekkil, fâsýklýðý-ný gerekli kýlacak bir günah iþlerse vekili azledilmiþ olur. Ayný þekilde vekil de böyle bir günah iþlemekle vekillikten azledilmiþ olur. Ama nikâh kabulü
hususunda bir kiþi, baþkasýna "falan kadýnýn nikâhým oðlum için.. veya benim için kabul etmek üzere seni vekil tâyin ettim" diyerek vekâlet ve­rirse, müvekkilin fâsýk olmasýyla vekâlet bâtýl olmaz.

Müvekkilin irtidad etmesiyle de vekâlet bâtýl olur. Çünkü mürted, ken­di malýnda tasarrufta bulunmaktan men edilmiþtir. Vekâlet konusuna ters düþmediði takdirde, vekilin irtidad etmesi dolayýsýyla vekâlet bâtýl olmaz. Ada­mýn biri, kendi karýsýný boþamak üzere bir baþkasýný vekil tâyin ettikten son­ra kendi karýsýnýn yanýna giderek onunla cinsel iliþkide bulunursa, vekâlet bâtýl olur. Çünkü cinsel iliþkide bulunmasý, karýsýna raðbet ettiðine delâlet eder.

Müvekkilinin ölümü veya azledümesiyle vekil, azlediliþinden haberdar olmasa bile vekâletten azledilmiþ olur. Elinde bulunan müvekkile ait mallar da artýk emânet sayýlýr. Kendi tasarrufu olmaksýzýn bu mallar telef olursa, bedelini tazmin etmekle yükümlü olmaz. Ama tasarrufta bulunduðu mal, telef olursa, bedelini tazmin etmekle yükümlü olur.


radyobeyan