Ezeli By: armi Date: 14 Þubat 2010, 13:52:43
EZELÝ
Baþlangýcý olmayan. Ezeli ve ebedi olan yalnýz Allah´týr.
Allah´a iman, O´nun zâtýna, kemal sýfatlarýna inanmayý ve vasfedilmekten münezzeh bulunduðu noksan sýfatlarýný icmâli ve tafsîli olarak bilmeyi gerektirir (Ý. Hakký Ýzmirli, Yeni Ýlmi Kelâm, II, 87).
Allah´ýn sýfatlan ezelidir, zatý ile kâimdir, ne ayrýdýr ne gayrýdýr. O´nun ezeli sýfatlarý; ilim, kudret, hayat, kuvvet, semi, basar, irade ve maþiyet, fiil ve kelâmdýr. Ýslâm tarihinde özellikle kelâm sýfatý etrafýnda Hz. Peygamber´den sonraki devrede yoðun münâkaþalar olmuþtur. Allah´ýn ezeli sýfatlarýný reddeden Cehm b. Safvan (128/745)´ýn ortaya çýkmasýyla, Ehl-i Sünnet de Allah´tan baþka varlýklarýn ezeli olduðunun söylenmesini küfür olarak nitelemiþtir (Teftazâni, Þerhu´l Mekâsid, II, 269). Sünnet ehlinin inancý tamamen Kur´an ve Sünnet´e dayanýr. Kelâm, Allah´ýn ezeli sýfatýdýr ve buna nazm denir. Bu nazm, kelimelerden mürekkeb olan Kur´an´ýn ismidir. Kelâm, harf ve ses cinsinden deðildir. Allah kendisinin sýfatý olan bir kelâmla mütekellimdir; kelâm, zatý ile kâim sükût ve afete aykýrý bir sýfattýr ve Allah, kelâmýyla emredici, nehyedici ve haber vericidir. Allah´ýn kelâmý olan Kur´an-ý Kerîm, mahlûk deðildir (Taftazanî, a.g.e., 167).
Allah´ýn isimleri vardýr. Bunlar ister ismi fail olsun, ister sýfatý müþebbehe olsun, ister mastardan menkul surette olsun, hepsinde vasýf anlamý gözetildiðinden bunlara sýfat denilir (Metin Yurdagür, Allah´ýn Sýfatlarý Esmaû´l-Hüsnâ, Ýstanbul 1984, 46). Allah´ýn isimleri mahlûkatýyla kýyas edilemez, onun isimleri ayný zamanda sýfatlarýdýr ve bunlar tetâbuk halindedirler. Onun isimleri ezelîdir, hâdis (sonradan olma) deðildir. Allahu Teâla, vâcibü´l vücûddur. Âlemin yaratýcýsýdýr, muhdis ve mucide ancak hâdis olanlar muhtaçtýr; o hiçbir þeye benzemez; hiçbir þey O´nun ilminin, kudretinin dýþýnda olamaz; O kadým, ezeli ve bakidir; O, baþlangýçsýz ve sonsuz kadým, ezelî ve ebedidir, hem evveldir, hem âhirdir (el-Hadýd, 57/3).
nsanlar Allah´ý ilmen ihâta edemezler (Tâhâ, 20/110). Ancak O´nun nimetlerini ve kudretinin eserlerini düþünmeye takâtleri yeter, O´nun zatýnýn mahiyetini bilemezler (Cürcani, Þerhu´l-Mevakýf, II, 337 vd.). Teklife muhatap olan insanlar O´nu isimleri, sýfatlarý ve eserleri yoluyla idrak ederler.
Kelâm ilminde Allah´ýn selbî sýfatlarýndan kýdem sýfatýyla muttasýf olarak O´nun ezeli, kadîm olduðu anlatýlýr. Âlem, bütün parçalarýyla mahluk, hadis ve muhdestir. Varlýklar ya a´yandýr ya a´râzdýr, ya kadîmdir ya muhdestir. A´yân, bizâtihi ve kendi baþýna kâimdir. Kendi kendine kâîm olan da ya mürekkebtir yahut cevherdir. Allah´ýn zatý ve sýfatlarý dýþýnda bütün varlýklar muhdestir. A´raz, bizâtihi ve kendi kendine kâîm olmayan þeydir. Cisim ve cevherler hâdis olur; renkler, oluþumlar, tatlar, kokular böyledir. Âlemin muhdisi, mûcidi, mübdii, muhterii, sânii, hâliki Allahu Teâlâ´dýr (Taftazanî, Þerhu´l-Akâid, Haz. Süleyman Uludað, Ýstanbul 1980, 123-124). Allah; a´raz, cisim,cevher, sûret, sonlu, çoklu, bölümlü, parçalý, mürekkeb, olmaktan münezzehtir. O´na mâhiyet ve maîyet, keyfiyet ve kemîyet izâfe edilemez. Mekân, yön, cihet, zamanlýlýk mahlûkâta mahsustur.
Ehl-i Sünnet kelâmýnda Mâtûridîye ile Eþ´ariye arasýnda fer´i meselelerde birtakým görüþ ayrýlýklarý bulunmaktadýr. Ezelîlik ile ilgili olarak Mâtûridîye; ezelde yok olana ilâhý hitap taalluk etmez, Allah ezelde mütekellim deðildir derken; Eþ´ariye, ilâhi hitabýn ezelde yok olana taalluk edeceðini, Allah´ýn ezelde mütekellim olduðunu savunmuþtur.
Þamil ÝA
radyobeyan