Veli Veya Vasi Bahsi By: ezelinur Date: 08 Þubat 2010, 16:37:49
Çocuðun ve diðer kýsýtlýlarýn velîsi, hayattaysa ve veliliðe ehil ise, meselâ deli veya kýsýtlý deðilse- babasýdýr. Babadan baþka velîlere gelince, mezheblerin buna iliþkin geniþ açýklamalarý aþaðýya alýnmýþtý.
(16) Hanefîler dediler ki: Mâlî konularda küçük çocuðun velîsi, babasýdýr. Babasýnýn ölümünden sonra velîsi, babasýnýn tâyin ettiði vasîdir. Onun da ölümünden sonra velîsi, babasýnýn vasîsinin tâyin ettiði vasîdir. Bu üçünün ölümünden sonra çocuðun velîsi, her ne kadar yukarýya doðru çýksa da baba tarafýndan dedesidir. Sonra, dedenin görevlendirdiði vasîdir. Ondan sonra, dedenin vasîsinin görevlendirdiði vasîdir. Ondan sonra validir ki, o, yargý yetkisine sahip olan kimsedir. Ondan sonra kadý veya onun görevlendirdiði vasîdir. Bunlardan, yani kadý ve kadýnýn görevlendirdiði vasiden hangisi tasarrufta bulunursa, tasarrufu sahih olur. Özetle, babanýn vasisi varken dedenin velîlik yetkisi yoktur. Dedenin veya onun görevlendirdiði vasînin var olmasý durumunda vali veya kadýnýn velilik yetkileri yoktur. Bunlardan sonra velîlik sýrasý yoktur. Velînin vali, kadý veya kadýnýn görevlendirdiði vasî olmasý sahihtir.
Mâlî konularda ananýn velîlik yetkisi yoktur. Ana, küçük çocuðu için bir kimseyi vasî tâyin eder de sonra ölürse, bu velînin, çocuðun babasý veya babasýnýn tâyin ettiði vasîsi veya dedesi veya dedesinin tâyin ettiði vasî varken, hiçbir halde anasýnýn terekesinde tasarrufta bulunma hakký yoktur. Evet, anýlan bu velîlerden biri bulunmadýðý takdirde ananýn tâyin ettiði vasî, ananýn terekesini muhafaza etme ve taþýnýr mallarý satma hakkýna sahip olur. Çünkü bu taþýnýr mallarý satmasý, onlarý muhafaza etmesi demektir. Çocuðun malýnda bunlardan baþka tasarruflar yapmasý sahih olmaz. Anasýndan veya baþkasýndan taraf ona vâris olmasý ayný hükme tabidir.
Diðer asabelerin de küçük çocuk üzerinde mâlî konularda velîlik yetkileri yoktur. Erkek kardeþin, amcanýn ve diðerlerinin anýlan sýraya göre sayýlan velîlerden birinin bulunmasý durumunda küçük çocuðun malýnda tasarrufta bulunma yetkileri yoktur.
Nikâh konusundaki veliliðe gelince, bu dört þeyle sabit olur:
a) Yakýnlýk,
b) Velîlik,
c) Ýmamlýk,
d) Mülk.
Velîlerin öncelik derecesini þu þekilde sýralayabiliriz. Bir kimsenin oðlu, her ne kadar aþaðýya doðru inse de oðlun oðlu, sonra baba, dede, her ne kadar yukarýya doðru çýksa da babanýn babasý, sonra öz erkek kardeþ, sonra öz erkek kardeþin oðlu, her ne kadar aþaðýya doðru inseler de baba bir erkek kardeþ, sonra öz amca, sonra baba bir amca, öz amca oðlu, her ne kadar aþaðýya doðru inseler de baba bir amcanýn oðlu, sonra babanýn öz amcasý, babanýn baba bir amcasý, sonra bu sýraya göre bu saydýklarýmýzýn oðullan, sonra öz dedenin amcasý, baba bir dedenin amcasý,sonra bu sýraya göre bu ikisinin oðullarý. Sonra kadýna en uzak olan asabe ki, o da uzaktan olan amca oðludur. Bütün bunlar anýlan sýraya göre nikâhta velîlik yetkisine sahiptirler. Bu velîler, kýz ve erkeði, kendilerinden küçük olmalarý durumunda evlenmeye zorlayabilirler. Asabelerin bulunmamasý durumunda velîlik, mirasçý olan zevi´l-erhama geçer. En yakýn asabe ana, sonra kýz, sonra oðlun kýzý, sonra kýzýn kýzý, sonra oðlun oðlunun kýzý, sonra kýzýn kýzýnýn kýzý, sonra öz bacý, sonra baba bir bacý, sonra ana bir kardeþ ve bacý, sonra bunlarýn halalarý, dayýlar, teyzeler, amca kýzlarý, sonra hala kýzlarý gelir. Ananýn babasý, Ýmam Âzam´a göre bacýdan önce gelir. Sonra mevle´I-muvâlât, sonra sultan, sonra kadý, sonra kadýnýn görevlendirdiði kimse gelir. Nefislerinde ve mallarýnda, babanýn ve dedenin, küçük çocuk üzerindeki velilikleri sabittir. Ancak çocuðun buluða erdikten sonra rüþdünün sabit olmasýyla velilikleri kalkar. Çocuk buluða erdiðinde onun deli veya bunak olduðu açýða çýkarsa, babanýn ve dedenin velilikleri kesintisiz olarak devam eder.
ÞÂFÝÎLER dediler ki: Çocuðun velîsi, babasýdýr. Sonra her ne kadar yukarýya doðru çýksa da babanýn babasýdýr. Babayla dede bir arada bulunduklarýnda, tabiî ki baba, dededen önce gelir. Ama, eðer baba, çocuk üzerinde velîlik ehliyetine sahip deðilse o zaman dede çocuðun velîsi olur. Baba ve dedenin velilikleri için, adaletlerinin zahir olmasý yeterlidir. Baba ölür veya velîliðe ehil olmazsa, velîlik dedeye geçer. Dededen sonra, baba veya dededen en son hangisi ölmüþse, onun görevlendirdiði vasiye geçer. Dede, velî olan babadan sonra ölürse, velîlik dedenin vasîsine geçer. Dededen sonra baba ölürse, velîlik babanýn görevlendirdiði vasiye geçer. Dedenin saðlýðýnda babanýn vasî tâyin etmesi sahihtir. Dede sað iken, baba bir kimseyi vasî tâyin eder; sonra dede, arkasýndan da baba vefat ederse, velîlik, dedenin saðlýðýnda babanýn görevlendirdiði vasiye intikal eder. Çünkü vasî tâyin etmenin, dedenin vefatýndan sonra olmasý zorunlu deðildir. Vasînin zahiren ve bâtý-nen âdil olmasý, mûtemed kavle göre þarttýr. Dedenin veya babanýn tâyin ettiði vasîden sonra velîlik kadýya geçer. O da veliliði ya bizzat üstlenir veya kendi yerine emin bir kimseyi görevlendirir. Çocuk, eðer kadý bulunan bir beldede ikâmet ettiði halde, malý, yine kadý bulunan bir baþka beldedeyse, malýn kayyumu, malýn bulunduðu beldedeki kadýdýr. Malý muhafaza etmek,satmak, icara vermek, bu kadýnýn görevidir. Ama malý iþletmek, küçük çocuðun ikâmet ettiði belde kadýsýnýn görevidir.
Ana için velilik var mýdýr, yok mudur? Mûtemed kavle göre ana için velilik yoktur. Meðer ki baba veya dede veya kadý onu kayyum tâyin etsinler. Sâliha bir kadýn ise yabancýlara tercih edilmesi, en uygun olandýr. Diðer akraba ve asabeler de ana gibidirler. Ama her ne kadar velilik yetkisine sahip olmasa da asabe, eðitim ve öðretimi için çocuðun malýndan harcama yapabilir. Çünkü âdete göre bu gibi þeyler müsamahayla karþýlanýrlar.
Mâlikîler dediler ki: Kýsýtlýlýk altýna alma hakkýna sahip olan velî, babadýr. Ondan sonra velilik, babanýn vasî tâyin ettiði kimseye geçer. Ondan sonra babanýn vasisinin tâyin ettiði kimseye geçer. Bu sýra böyle devam eder. Bunlar yoksa, velilik hâkime, o da yoksa müslüman cemaate geçer. Sonra çocuk üzerine, anýlan kimselerden gelen kýsýtlama iki kýsma ayrýlýr:
1- Bizzat çocuðun kendisinin kýsýtlýlýk altýna alýnmasý.
2- Mâlî bakýmdan kýsýtlýlýk altýna alýnmasý.
Çocuðun þahsýnýn kýsýtlýlýk altýna alýnmasý demek; onun þahsýný idare etmek, tehlike gelecek yerlerden ve kendisini zayi edecek yollara sapmaktan muhafaza etmek, onu hayatýna mal olacak iþleri yapmakta kendi haline býrakmamak demektir. Malýna nisbetle çocuðu kýsýtlýlýk altýna almaksa, onu ileride açýklanacak þekilde mâlî tasarruflarda bulunmaktan menetmektir. Yetime bakmakta olan dede, amca, ana ve benzerlerinin, vesayet olmaksýzýn yetimin malýnda tasarrufta bulunmaya yetkileri yoktur. Yetimin babasý bunlardan birini vasî tâyin etmediði veya kadý bunlardan birini vasî olarak görevlendirmediði takdirde, bunlar, yetimlerin mallan üzerinde velilik hakkýna sahip olmazlar. Yetime bakmakta olan bu koruyucularýn, her ne kadar vasî tâyin edilmeseler bile, örfe göre vasî mertebesinde sayýlýyorlarsa, örfe uyulur. Bu takdirde bunlarýn, yetimin malýnda vasî gibi tasarrufta bulunmalarý sahih olur. Bazý kimseler Ýmam Mâlik´in, yetime bakmakta olan kimsenin örfe göre vasî sayýlmasa bile, vasî gibi olacaðýný söylediðini nakletmiþlerdîr. Bir kiþi, geride küçük çocuklarýný býrakarak vefat ettiðinde, bu çocuklarýn dedeleri veya amcalarý kendilerine bakar ve velî gibi tasarrufta bulunabilir.
Hanbelýler dediler ki: Kadýn olsun erkek olsun, küçük çocuk ve deli üzerinde velilik hakký hür, reþid ve -adaleti sadece zahiren de olsa- âdil olan babaya ait olur. Dininde âdil olmasý koþuluyla kâfirin kendi çocuðu üzerinde velayeti sahih olur. Velilik, babadan sonra babanýn görevlendirdiði vasiye geçer. Vasinin de âdil olmasý þarttýr. Karþýlýksýz üstlenecek biri varken, ücretle olsa dahi velilik, babanýn görevlendirdiði vasîye geçer. Çünkü o, babanýn naibidir. Týpký babanýn saðhðmdaki vekiline benzer. Baba bu lunmadýðý ve bir kimseyi de vasî tâyin etmediði, ya da bulunduðu halde velîlik ehliyetini yitirmemesi halinde, çocuk ve deli üzerinde velilik hakkýna sahip olan hâkimdir. Dede, babanýn babasý olup velilik yetkisine sahip deðildir. Ayný þekilde ana da çocuðu üzerinde velîlik yetkisine sahip deðildir. Diðer asabeler de bunlar gibidirler. Velînin, küçük çocukla delinin mallarýnda tasarrufta bulunmasý caiz olmaz. Meðer ki bu tasarruf, kýsýtlýlarýn yararýna olsun. Hîbe, sadaka veya diðer yollarla onlarýn mallarýndan teberruda bulunursa, bu malý kendilerine geri vermekle yükümlü olur. Mallarýný eksik fiyatla satarsa da ayný hüküm söz konusu olur.
radyobeyan