Dört Mezheb Fýkhý
Pages: 1
Rehineden Yararlanma By: ezelinur Date: 07 Þubat 2010, 17:06:03
Ýster tarýmsal bir arazi, ister gelir saðlamasý mümkün olan bir ev ve isterse bir hayvan olsun, rehinenin meyvesi veya ürünü rehin edenin mi, yoksa rehin alanýn mýdýr? Buna Ýliþkin olarak mezhebie-rin geniþ açýklamalarý aþaðýya alýnmýþtýr.

(9) Mâlikîler dediler ki: Rehinenin meyvesi ve ürünü, rehin edenin hak­larýndandýr. Bunlar, rehin alan tarafýndan þart koþulmadýklarý takdirde re­hin verene aittir. Ancak üç þartla rehin alana âit olurlar:

1- Borç, karz sebebiyle deðil de satýþ sebebiyle meydana gelmiþ olmalý­dýr. Meselâ bir kimse, bir baþkasýna bir akar veya ticâret eþyasý veya bir baþ­ka þeyi vadeli olarak satar, sonra bu mallarýn bedellerini garantilemek amacýyla müþteriden bir ayýn rehine alýrsa, bu rehinenin meyve ve ürünü, rehin alana âit olur.

2- Rehin alan kiþi, rehinenin menfaatinin kendisine âit olmasýný þart koþ­muþ olmalýdýr. Rehin veren kiþi, bu menfaati gönüllü olarak ona verirse, men­faati almasý sahih olmaz.

3- Þart koþtuðu menfaatin süresi belli olmalýdýr. Eðer belirsiz ise sahih olmaz.

Bu üç þart gerçekleþince, rehin alan kiþinin, rehinenin menfaatini alma­sý sahih olur. Ama rehin sebebi olan borç, karz nedeniyle vukûbulmuþsa, rehin alan kiþinin hiçbir durumda rehinenin menfaatini almasý sahih olmaz. Rehin akdini yaparken rehinenin menfaatinin kendisine âit olmasýný þart koþsa da koþmasa da; rehin veren kiþi bu menfaatleri ona mubah kýlsa da kýlmasa da* menfaat süresini belirlese de belirlemese de, hiç bir halde rehinenin men­faatini almasý sahih olmaz. Çünkü bu, ödünç verene menfaat saðlayan bir karz olur. Bu da haram olan ribâya girer. Rehinenin menfaatinin rehin ve­rene âit olmasý, onun rehinede tasarruf etmesini veya rehinenin onun eli al­týnda bulunmasýný asla gerektirmez. Rehine, rehin alanýn eli altýnda bulunmalýdýr. Ama o, rehinenin menfaatinin yukarýda açýkladýðýmýz þekilde kendisine âit olmasýný þart koþmamýþsa, elde edilen menfaati rehin ediciye teslim eder. Bir kimse bir evi rehine koyarsa, rehin alan kiþi o evi icara verir ve icar bedelini, rehin ediciye teslim eder. Rehin alan kiþi, evin icara veril­mesi hususunda rehin verene izin verirse, rehin akdi, ev bilfiil icara verilme-se bile bâtýl olur. Rehin alanýn, rehin edenin evde oturmasýna izin vermesi de ayný hükme tâbidir. Ama rehine, sergi ve yatak gibi taþýnmasý mümkün olan eþyadansa, onun rehin veren tarafýndan icar verilmesi için salt izin ver­mekle rehin akdi bâtýl olmaz. Aksine bâtýl olmasý için o eþyalarýn rehin ve­ren tarafýndan bilfiil icara verilmesi þarttýr. Ayný þekilde rehin eden kiþi, rehin alanýn rehineyi satmasýna izin verirse ve ona teslim ederse, bu durumda re­hin akdi bâtýl olur ve rehin alanýn alacaðý da rehin güvencesinden yoksun kalýr.

Þâfiîler dediler ki: Rehin veren kiþi, rehinenin menfaati üzerinde hak sahibidir. Ancak rehine, rehin alan kiþinin eli altýnda bulunacaktýr. Fakat rehineden yararlanma esnasýnda elinden alýnýr. Bu sýrada rehine eðer rehin altýndayken rehinenin verim saðlamasý mümkün deðilse rehin ediciye teslim edilir. Sonra rehin alan kiþi, rehinenin tekrar kendisine geri verileceðine gü­venmezse, rehin ediciye rehineyi teslim ederken baþkalarýný þahit tutar. Re­hin veren kiþi evde oturma ve bineðe binme gibi, rehine ayný noksanlaþtýrmayacak her türlü biçimde rehin alanýn izni olmaksýzýn rehine­den yararlanabilir. Sahih hadîs buna þöyle iþaret etmektedir:

"Sýrt (binek hayvaný) rehine olduðunda masrafý karþýlýðýnda binilir.[10]

Rehin veren kiþinin, rehine olan arazide bina yapmaya veya aðaç hakký yoktur. Böyle yaptýðý takdirde borcun ödenme vâdesi gelmeden binayý yýkmaya veya aðacý sökmeye zorlanamaz. Ama borcun ödenme vâ­desi geldikten sonra bina veya aðaçlar arâzirjin satýþ bedeline zarar veriyor ve bu nedenle arazinin satýþ bedeli borcu kapatmýyorsa, araziyi rehin eden kiÞi, arazide yaptýðý binayý veya diktiði aðacý ortadan kaldýrmakla yükümlü olur. Ama arazinin satýþ bedeline zarar vermiyorsa, bunlarý ortadan kaldýr­makla yükümlü olmaz. Aðaç ve binalar rehin kapsamýna girmezler. Çünkü bunlar, rehin akdinden sonra inþâ edilmiþ veya dikilmiþlerdir.

Rehinenin deðerini eksiltecek tasarruflara gelince: Rehin alan kiþi izin vermedikçe, rehin verenin bu gibi tasarruflarda bulunmasý sahih olmaz. Re­hin veren kiþinin rehineyi teslim aldýktan sonra rehin süresini aþacak bir za­mana kadar kiraya vermesi sahih olmaz. Ama icar süresi, borcun ödenme vâdesinde veya daha önce sona erecekse kiraya verme tasarrufu sahih olur. Çünkü bunun, rehin alan kimseye bir zararý dokunmaz. Ama rehin alan kiþi izin verirse, rehin verenin bu gibi tasarruflarda bulunmasý sahih olur. Rehin alan kiþi, rehin verenin tasarrufta bulunmasýndan önce verdiði izni geri ala­bilir. Geri aldýðý halde rehin veren kiþi bundan haberdar olmaz ve rehine üze­rinde tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçersiz olur. Rehin alan kiþi, rehin akdinde þart olarak rehinenin menfaatinin kendisine âit olmasýný ileri sürer­se, kuvvetli görüþe göre rehin akdi fâsid olur. Baþka bir görüþe göre de bu þart fâsid, ama rehin akdi sahih olur. Her halükârda rehin alan kiþinin, re­hin akdinde þart koþmasý halinde, rehine olan ayýndan yararlanmasý helâl olmaz. Ama rehin veren kiþi, rehin vermek istediði aynýn menfaatini rehin alana mubah kýlar ve bu mubah kýlma da rehin akdinden önce olursa, rehin alanýn rehin akdinden sonra ondan yararlanmasý helâl olur. Meselâ bir kim­se, karz akdinden önce, karz akdinden söz etmeksizin bir baþkasýna mal ve­rir, sonra onunla karz akdi yaparsa bu sahih olur.

Rehineyle ilgili fazlalýklar, bitiþik ve ayrýk olmak üzere iki kýsma ayrý­lýrlar. Ayrýk fazlalýklar; meselâ yumurta, hurma, rehine olan hayvandan doðan yavru gibi þeyler, rehineye dâhil olmazlar. Ama bir kimse, baþka birine hâ­mile bir hayvan satar ve borcun kapatýlmasý amacýyla, -bu hayvan satýlýrken doðurmamýþsa- karnýndaki yavruyla birlikte satýlýr ve yavru, hayvana tâbi olur. Çünkü bu, bitiþik bir fazlalýktýr. Ayný þekilde sahih kavle göre, doður-sa bile yavrusuyla birlikte satýlýr. Ama rehin edildikten sonra gebe kalýrsa, karnýndaki bu cenin, kuvvetli kavle göre rehineye dâhil olmaz. Tereyaðý, re­hine hayvanýn ve rehine aðacýn büyümesi gibi bitiþik fazlalýklar da ayný þe­kilde rehineye baðlý olarak rehin akdine dâhil olurlar. Ama satýþýnda ona izin verir ve ona teslim etmez, fakat satýþýnda ona izin verdiðini iddia ederse çünkü satýlmasý kalmasýndan daha hayýrlýdýr- bunun için yemin eder ve be­deli, vâdesi gelecek olan borca karþýlýk rehine olarak kalýr. Tabiî eðer rehin eden kiþi, önceki gibi bir rehine getirmezse... Rehin alan kiþinin, rehineyi aldýðý kimseye iðreti verdiðinde veya bir baþkasýna rehin verenin izniyle iðre­ti verdiðinde, borcun ödenme vâdesi geçmezden önce ona geri vermeyi þart koþmamiþsa rehin akdi bâtýl olur. Eðer þart koþmuþsa rehinenin iðreti veril­mesi, rehin akdini bâjtýl kýlmaz. Örf de þart gibidir. Eðer örf, rehin süresi geçmeden önce iðreti alan kiþinin iðreti malý geri vereceði doðrultusundaysa, rehinenin iðreti verilmesiyle akid bâtýl olmaz. Rehin alanýn arzusuyla rehi­nenin, rehin edene iade edilmesiyle akid bâtýl olur. Rehin veren kimse, onda satma ve benzeri bir yolla tasarrufta bulunursa, tasarrufu sahih olur. Ama tasarrufta bulunmazsa, rehin alan kiþi bunun rehin akdini bozmak olduðu­nu bilmediðine dâir yemin ettikten sonra ikinci kez alabilir. Þu da var ki, rehineye iliþkin fazlalýklar, süt, tereyaðý, kaymak, bal, yumurta, ev kirasý ve benzerleri gibi ayrýk fazlalýklar iseler rehin edene aittirler. Þart koþulma-dýkça rehineye dâhil olmazlar. Önceki sayfalarda, rehin alan kimsenin ken­disinden yararlanmasýnýn sahih olduðu ve sahih olmadýðý þeyler anlatýlmýþtý.

Rehineye bitiþik fazlalýklara gelince, örneðin hayvanýn karnýndaki ce­nin, -hayvanýn bu cenine, rehin akdi esnasýnda da hâmile olsa, rehin akdi­nin yapýlýþýndan sonra da hâmile olsa hüküm aynýdýr- hurma fidaný -bu hurma aðacýna bitiþik fidandýr- gibi þeyler, asýllarýna tâbi olarak rehineye dâhil olurlar. Koyunun sýrtýndaki yün eðer tam ise rehineye dâhil olur. Çünkü onu tamam­landýktan sonra koyunun sýrtý üzerinde kýrkmaksýzýn terketmek, onun ko­yunla birlikte rehin edildiðine delâlet eder. Ama bu yün noksan olup kýrkýlmasý mümkün olmayacak þekildeyse, ayrýk fazlalýklar hükmünde olur ve rehine­ye tâbi olmaz. Rehin eden kiþi, tamamlanmasýndan sonra onu kýrkma hak­kýna sahip olur.

Hanefîler dediler ki: Rehin eden kiþinin, her ne þekilde olursa ol­sun, rehin alanýn izni olmaksýzýn rehineden yararlanmasý caiz olmaz. Onun hayvaný kullanmasý, evde oturmasý ve evi icara vermesi, elbiseyi giymesi ve bu saydýklarýmýzdan herhangi birini rehine olduðu sürece, rehin alanýn izni olmaksýzýn iðreti vermesi sahih olmaz. Rehinenin kullanýmýnýn, deðerini ek­siltecek biçimde olmasýyla olmamasý arasýnda bir fark yoktur. Ama rehin eden tarafýndan kullanýlmasý sahih olur. Þu da var ki, rehinenin menfaat ve meyveleri, rehin edenin hukukundandýr. Yavru, ürün, süt, yumurta, yün ve yapaðý gibi rehineden elde edilen þeyler, rehin edenin haklarýndandýr. Bor­cun çözülmesine dek kalýrsa, borçtan bir pay olarak hesaplanýr. Ama bun­dan sonra telef olursa borca mahsup edilmez. Aksine, sanki hiç olmamýþ gibi kabul edilir. Ama rehine hayvanýn kira ücreti gibi bir menfaatin bedeli ol­duðunda, bu rehin edenin hakký olmaz. Rehin alana gelince; onun, rehin ve­renin izniyle rehineden yararlanmasýnýn câizliði hususunda ihtilâf edilmiþtir. Bazýlarý, borç sebebi satýþ veya karz da olsa, rehin edenin izniyle de olsa, rehin alanýn, rehineden yararlanmasýnýn helâl olmayacaðýný söylemiþlerdir. Çünkü o, borcunu tam olarak isteyecektir. Böyle olunca da rehineden elde etmiþ olduðu menfaat, karþýlýksýz bir fazlalýk olarak kalýr ki, bu da ribânýn tâ kendisidir. Ama çoðunluk, rehin akdinde þart koþulmamasý þartýyla rehin edenin izin vermesi durumunda, rehin alanýn rehineden yararlanmasýnýn ca­iz olduðunu söylemiþlerdir. Çünkü bunu rehin akdinde þart koþacak olursa, bu menfaat getiren bir karz olur ki, o da ribâdýr. Örneðin bir kiþi, bir þahýs­tan ödünç bir mal alýr, sonra ona bir hediye verirse; eðer bu hediye þart ko-þulmuþsa mekruh olur. Ama þartsýz olarak vermiþse, bu onun için bir mükâfat olur. Ona izin verdiði takdirde, rehin eden kiþi artýk verdiði bu izinden geri dönemez. Rehin alan kiþi, rehin edenin izniyle rehineyi kullanýr ve kullaným esnasýnda rehine telef olursa, bu, emânetin telefi gibi olur. Dolayýsýyla rehin alan kiþi bir tazminat ödemez ve alacaðý da olduðu gibi kalýr. Ama kullan­dýktan sonra veya kullanmazdan önce telef olursa, borç karþýlýðýnda telef ol­muþ olur. Rehin eden kiþi, rehin alanýn izni olmaksýzýn aldýðý rehinede satma tasarrufunda bulunursa satýþý geçerli olmaz. Ancak borcunu ödediði takdir­de geçerli olur. Rehin alan kiþi, rehinenin rehin eden tarafýndan satýlmasýna izin vermezse, bey´ (satýþ) akdini feshetme yetkisine sahip olmaz. Aksine bu bey´ akdi askýda kalýr. Müþteri, rehinin çözülmesine dek sabretmek veya bey´ akdini feshetmesi için durumu kadýya iletmek arasýnda muhayyer olur. Malý satýn almadan önce rehine olduðunu bilse de bilmese de sahih kavle göre mu­hayyerlik hakkýna sahip olur.

Ayný þekilde rehin edenin izni olmaksýzýn, rehin alanýn rehineyi satmasý durumunda da bu hüküm sözkonusu olur. Rehin eden kiþi bu satýþ akdini onaylarsa, akid geçerli olur. Aksi takdirde geçerli olmaz ve akdi iptal edip rehne çevirme yetkisine sahip olur. Sahih olan görüþ budur. Bazýlarý derler ki, rehin edenin izni olmadan da rehin alanýn yaptýðý satýþ akdi geçerli olur. Rehin eden kiþi, rehineyi satmasý hususunda rehin alana izin verirse, rehine­nin bedeli rehine yerine geçer. Bedelini müþteriden teslim almýþ olsun olma­sýn hüküm aynýdýr. Çünkü bedeli, rehine olan aynýn yerine geçer. Rehine olan aynýn bedelinin her ne kadar evvel emirde rehin edilmesi sahih deðilse de -çünkü bu borçtur, borcun da rehin edilmesi önce anlatmýþ olduðumuz gibi sahih olmaz- bu durumda rehin edilmesi sahih olur. Çünkü evvel emirde re­hin edilmiþ deðildir. Rehin alan kiþi, rehineyi rehin edene iðreti vermekle ge­ri çevirirse, rehin akdi bu nedenle bâtýl olmaz. Ancak rehin alanýn tazmin sorumluluðu kalkar. Çünkü rehine, rehin alanýn eli altýnda bulunduðu süre­ce, rehin alan tarafýndan tekeffül edilmiþtir. Rehineyi rehin edene geri ver­diðinde onun yanýnda telef olursa, rehin alan kiþi bundan sorumlu olmaz. Rehinenin telef olmasý nedeniyle kendi alacaðýndan bir þeyler düþürülmez.

Rehin eden kiþi rehineyi, rehin alana ikinci kez iade ederse, onun so­rumluluðu da tekrar doðar. Rehin alan kiþi onu kendi eline alma hakkýna sahiptir. Rehinenin, rehin alana geri dönmesinden önce rehin eden ölürse; rehin alan kiþi, diðer alacaklýlara nisbetle öncelik hakkýna sahip olur. Çün­kü henüz rehin akdi devam etmektedir. Rehinenin rehin edene geri verilme­sine iðreti denmesi, bir müsamahadýr. Zîra iðreti verme, menfaatleri bedelsiz olarak karþý tarafa mülketmek demektir. Oysa rehin alan kiþi, ona mâlik de­ðildir. Baþkasý nasýl mâlik olur?

Ýareye (ödünç vermeye) terettüb eden tazminat sorumluluðunun olma­masý ve iðretiyi geri almanýn caiz olmasý gibi iðreti akdine terettüb eden þe­yin, rehinenin rehin edene geri verilmesi durumuna terettüb etmesi nedeniyle rehin akdi iðretiye benzemiþtir. Bu nedenle rehin akdine iðreti (iare) de deni­lir. Bu hükümler bakýmýndan vedîa da âriye gibidir. Ancak rehin eden kiþi, rehin alana rehineyi bir kiþinin yanýna emânet olarak býrakmasý için izin ve rehine, emanetçinin yanýnda telef olursa, telef nedeniyle borç orta­dan kalkmýþ olur. Ýzin ile bir yabancýnýn yanma býrakýlmasý durumunda, vedîa ile âriye arasýnda fark vardýr. Bu meyanda söylenecek sözler þöylece özetle­nebilir: Rehinede vâki olan tasarruflar, altý maddede toparlanabilir:

1- Âriye.

2- Vedîa. Bunun hükmü önceki sayfalarda anlatýlmýþtý.

3- Rehin. Bu, rehni iptal eder. Rehine olan ayný baþkasýna ikinci kez rehin etmesi hususunda rehin eden kiþi rehin alana izin verdiðinde, birinci rehin akdi bâtýl olur. Rehin alanýn da rehin edene bu þekilde izin vermesi, yine önceki rehin akdini iptal eder.

4- îcâre. Bunun iki hali vardýr:

a) Müstecir, rehin edönîn kendisi olur. Örneðin Mehmet, Hâlid´e bir dö­nüm arazi rehin eder. Sonra onu Hâlid´ten kiralar. Bunun hükmü þudur: Yapýlan kira sözleþmesi bâtýl olur. Rehine de iðreti veya emânet mal gibi olur. Telef edilmesi durumunda kiracý, yani rehin eden kiþi, rehin alana tazminat ödemez. Rehin alan kiþi, dilediðinde onu geri alabilir.

b) Müstecir, rehin alanýn kendisi olur ve rehineyi teslim almayý da icar­la yeniler. Ya da müstecir, ikisi dýþýndaki yabancý bir þahýs olur. Onlarýn izin­leriyle rehineyi icar eder. Bu durumda rehin akdi bâtýl olur. Ýcar bedeli de rehin edene âit olur. Yabancý birine icarla verilmiþse; icar akdini yapan, icar bedelini alýr. Rehine, yeni bir akid yapýlmadan rehinelik haline geri dönmez.

5- ey´ (satýþ). Bunun hükmü daha önceleri anlatýlmýþtýr.

6- Hîbe. Bu da bey´ gibidir. Rehin eden kiþi, rehineyi hîbe etmesi için rehin alana izin verirse, rehin akdi bâtýl olur. Rehin edenin veya rehin ala­nýn, ya da her ikisinin ölümleriyle rehin akdi bâtýl olmaz. Rehine, mirasçýla­rýn yanýnda rehine kalmakta devam eder.

Hanbelîler dediler ki: Rehine, ya saðýlýr ve binilir bir hayvan olur. Ya da hayvandan baþka bir þey olur. Eðer saðýlýr veya binilir bîr hayvan ise rehin alan kiþi, bu hayvana yaptýðý masraf karþýlýðýnda, rehin edenin iznini almaksýzýn ona binmek ve sütünü almak hakkýna sahiptir. Ancak bu husus­ta adaleti de gözetmesi gerekir. Rehine binilir ve saðýlýr bir hayvan deðilse, rehin alanýn, rehin sebebinin karz olmamasý durumunda, karþýlýksýz olarak rehin edenin izni olmadan da rehineden yararlanmasý caiz olur. Ama rehin sebebinin karz olmasý durumunda rehin alanýn, rehin edenin izniyle de olsa, rehineden yararlanmasý helâl olmaz. Ayný þekilde rehin edenin, rehin alanýn izni olmaksýzýn rehinede tasarrufta bulunmasý da sahih olmaz. Meselâ rehi­neyi vakfetmesi veya bir baþkasýna hîbe etmesi veya ikinci kez birisine rehin olarak vermesi, ya da satmasý sahih olmaz. Ayný þekilde rehinenin bir ev ol­masý durumunda, evde oturarak veya icara vererek veya iðreti vererek veya bunlara benzer herhangi bir yolla rehineden yararlanmasý, rehin alanýn izniyle olmadýðý takdirde sahih olmaz. Yine rehin alan kiþi, rehin edenin izni olmaksýzýn bu saydýklarýmýzý yapma yetkisine sahip deðildir. Rehin edenle rehin alan anlaþamadýklarý takdirde, rehinenin menfaatleri askýda býrakýlýr. Eðer rehine bir ev ise kilitlenir. Arâziyse, rehin çözülünceye dek ondan ya­rarlanýlmaz. Rehinede, taraflardan birinin tek baþýna tasarrufta bulunmasý sahih olmaz, ister bitiþik olsun, ister süt, yumurta, yün gibi ayrý olsun, rehi­neden elde edilen þeyler ve rehineden düþen lif, dal ve hurma çöpleri ile aðaçtan kesilen odunlar, evin enkazý... bütün bunlar, rehin alanýn elinde rehinedir­ler veya onun vekilinin veya taraflarýn anlaþtýklarý bir þahsýn elinde rehin olarak dururlar. Bunlar, rehinenin satýlmasý durumunda asýllarýyla birlikte satýlýr­lar. Þayet bekletilmeleri mümkün deðilse hemen satýlýp bedelleri rehin kýlý­nýr. Rehin eden kiþinin rehineyi satma frlýsusunda izin vermesi sahih olur. Bunun üç þekli vardýr:

1- Bedelin rehin kýlýnmasýný þart koþmakla birlikte borcun ödenme vâ­desi gelmeden önce izin vermesi. Bu durumda satýþ ve þart sahih olur.

2- Borcun bir kýsmýnýn ödenme vâdesi geldikten sonra rehinenin satýl­masýna izin vermesi. Bu durumda satýþ sahih olur. Satýlan rehinenin bede­linden, ödenme vâdesi gelen borcun karþýlýðý alýnýr. Kalaný da eðer þart koþulmuþ ise rehine olarak ´kalýr.

3- Herhangi bir þart koþmaksýzýn borcun bir kýsmýnýn ödenme vâdesi gelmeden önce rehinenin satýlmasýna izin vermesi. Bu durumda rehin akdi bâtýl olur; satýþ geçerli olur. Rehin alanýn alacaðý da güvencesiz kalýr.


radyobeyan