> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Rehineden Yararlanma
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rehineden Yararlanma  (Okunma Sayısı 1384 defa)
07 Şubat 2010, 17:06:03
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 07 Şubat 2010, 17:06:03 »



İster tarımsal bir arazi, ister gelir sağlaması mümkün olan bir ev ve isterse bir hayvan olsun, rehinenin meyvesi veya ürünü rehin edenin mi, yoksa rehin alanın mıdır? Buna İlişkin olarak mezhebie-rin geniş açıklamaları aşağıya alınmıştır.

(9) Mâlikîler dediler ki: Rehinenin meyvesi ve ürünü, rehin edenin hak­larındandır. Bunlar, rehin alan tarafından şart koşulmadıkları takdirde re­hin verene aittir. Ancak üç şartla rehin alana âit olurlar:

1- Borç, karz sebebiyle değil de satış sebebiyle meydana gelmiş olmalı­dır. Meselâ bir kimse, bir başkasına bir akar veya ticâret eşyası veya bir baş­ka şeyi vadeli olarak satar, sonra bu malların bedellerini garantilemek amacıyla müşteriden bir ayın rehine alırsa, bu rehinenin meyve ve ürünü, rehin alana âit olur.

2- Rehin alan kişi, rehinenin menfaatinin kendisine âit olmasını şart koş­muş olmalıdır. Rehin veren kişi, bu menfaati gönüllü olarak ona verirse, men­faati alması sahih olmaz.

3- Şart koştuğu menfaatin süresi belli olmalıdır. Eğer belirsiz ise sahih olmaz.

Bu üç şart gerçekleşince, rehin alan kişinin, rehinenin menfaatini alma­sı sahih olur. Ama rehin sebebi olan borç, karz nedeniyle vukûbulmuşsa, rehin alan kişinin hiçbir durumda rehinenin menfaatini alması sahih olmaz. Rehin akdini yaparken rehinenin menfaatinin kendisine âit olmasını şart koşsa da koşmasa da; rehin veren kişi bu menfaatleri ona mubah kılsa da kılmasa da* menfaat süresini belirlese de belirlemese de, hiç bir halde rehinenin men­faatini alması sahih olmaz. Çünkü bu, ödünç verene menfaat sağlayan bir karz olur. Bu da haram olan ribâya girer. Rehinenin menfaatinin rehin ve­rene âit olması, onun rehinede tasarruf etmesini veya rehinenin onun eli al­tında bulunmasını asla gerektirmez. Rehine, rehin alanın eli altında bulunmalıdır. Ama o, rehinenin menfaatinin yukarıda açıkladığımız şekilde kendisine âit olmasını şart koşmamışsa, elde edilen menfaati rehin ediciye teslim eder. Bir kimse bir evi rehine koyarsa, rehin alan kişi o evi icara verir ve icar bedelini, rehin ediciye teslim eder. Rehin alan kişi, evin icara veril­mesi hususunda rehin verene izin verirse, rehin akdi, ev bilfiil icara verilme-se bile bâtıl olur. Rehin alanın, rehin edenin evde oturmasına izin vermesi de aynı hükme tâbidir. Ama rehine, sergi ve yatak gibi taşınması mümkün olan eşyadansa, onun rehin veren tarafından icar verilmesi için salt izin ver­mekle rehin akdi bâtıl olmaz. Aksine bâtıl olması için o eşyaların rehin ve­ren tarafından bilfiil icara verilmesi şarttır. Aynı şekilde rehin eden kişi, rehin alanın rehineyi satmasına izin verirse ve ona teslim ederse, bu durumda re­hin akdi bâtıl olur ve rehin alanın alacağı da rehin güvencesinden yoksun kalır.

Şâfiîler dediler ki: Rehin veren kişi, rehinenin menfaati üzerinde hak sahibidir. Ancak rehine, rehin alan kişinin eli altında bulunacaktır. Fakat rehineden yararlanma esnasında elinden alınır. Bu sırada rehine eğer rehin altındayken rehinenin verim sağlaması mümkün değilse rehin ediciye teslim edilir. Sonra rehin alan kişi, rehinenin tekrar kendisine geri verileceğine gü­venmezse, rehin ediciye rehineyi teslim ederken başkalarını şahit tutar. Re­hin veren kişi evde oturma ve bineğe binme gibi, rehine aynı noksanlaştırmayacak her türlü biçimde rehin alanın izni olmaksızın rehine­den yararlanabilir. Sahih hadîs buna şöyle işaret etmektedir:

"Sırt (binek hayvanı) rehine olduğunda masrafı karşılığında binilir.[10]

Rehin veren kişinin, rehine olan arazide bina yapmaya veya ağaç hakkı yoktur. Böyle yaptığı takdirde borcun ödenme vâdesi gelmeden binayı yıkmaya veya ağacı sökmeye zorlanamaz. Ama borcun ödenme vâ­desi geldikten sonra bina veya ağaçlar arâzirjin satış bedeline zarar veriyor ve bu nedenle arazinin satış bedeli borcu kapatmıyorsa, araziyi rehin eden kiŞi, arazide yaptığı binayı veya diktiği ağacı ortadan kaldırmakla yükümlü olur. Ama arazinin satış bedeline zarar vermiyorsa, bunları ortadan kaldır­makla yükümlü olmaz. Ağaç ve binalar rehin kapsamına girmezler. Çünkü bunlar, rehin akdinden sonra inşâ edilmiş veya dikilmişlerdir.

Rehinenin değerini eksiltecek tasarruflara gelince: Rehin alan kişi izin vermedikçe, rehin verenin bu gibi tasarruflarda bulunması sahih olmaz. Re­hin veren kişinin rehineyi teslim aldıktan sonra rehin süresini aşacak bir za­mana kadar kiraya vermesi sahih olmaz. Ama icar süresi, borcun ödenme vâdesinde veya daha önce sona erecekse kiraya verme tasarrufu sahih olur. Çünkü bunun, rehin alan kimseye bir zararı dokunmaz. Ama rehin alan kişi izin verirse, rehin verenin bu gibi tasarruflarda bulunması sahih olur. Rehin alan kişi, rehin verenin tasarrufta bulunmasından önce verdiği izni geri ala­bilir. Geri aldığı halde rehin veren kişi bundan haberdar olmaz ve rehine üze­rinde tasarrufta bulunursa, tasarrufu geçersiz olur. Rehin alan kişi, rehin akdinde şart olarak rehinenin menfaatinin kendisine âit olmasını ileri sürer­se, kuvvetli görüşe göre rehin akdi fâsid olur. Başka bir görüşe göre de bu şart fâsid, ama rehin akdi sahih olur. Her halükârda rehin alan kişinin, re­hin akdinde şart koşması halinde, rehine olan ayından yararlanması helâl olmaz. Ama rehin veren kişi, rehin vermek istediği aynın menfaatini rehin alana mubah kılar ve bu mubah kılma da rehin akdinden önce olursa, rehin alanın rehin akdinden sonra ondan yararlanması helâl olur. Meselâ bir kim­se, karz akdinden önce, karz akdinden söz etmeksizin bir başkasına mal ve­rir, sonra onunla karz akdi yaparsa bu sahih olur.

Rehineyle ilgili fazlalıklar, bitişik ve ayrık olmak üzere iki kısma ayrı­lırlar. Ayrık fazlalıklar; meselâ yumurta, hurma, rehine olan hayvandan doğan yavru gibi şeyler, rehineye dâhil olmazlar. Ama bir kimse, başka birine hâ­mile bir hayvan satar ve borcun kapatılması amacıyla, -bu hayvan satılırken doğurmamışsa- karnındaki yavruyla birlikte satılır ve yavru, hayvana tâbi olur. Çünkü bu, bitişik bir fazlalıktır. Aynı şekilde sahih kavle göre, doğur-sa bile yavrusuyla birlikte satılır. Ama rehin edildikten sonra gebe kalırsa, karnındaki bu cenin, kuvvetli kavle göre rehineye dâhil olmaz. Tereyağı, re­hine hayvanın ve rehine ağacın büyümesi gibi bitişik fazlalıklar da aynı şe­kilde rehineye bağlı olarak rehin akdine dâhil olurlar. Ama satışında ona izin verir ve ona teslim etmez, fakat satışında ona izin verdiğini iddia ederse çünkü satılması kalmasından daha hayırlıdır- bunun için yemin eder ve be­deli, vâdesi gelecek olan borca karşılık rehine olarak kalır. Tabiî eğer rehin eden kişi, önceki gibi bir rehine getirmezse... Rehin alan kişinin, rehineyi aldığı kimseye iğreti verdiğinde veya bir başkasına rehin verenin izniyle iğre­ti verdiğinde, borcun ödenme vâdesi geçmezden önce ona geri vermeyi şart koşmamişsa rehin akdi bâtıl olur. Eğer şart koşmuşsa rehinenin iğreti veril­mesi, rehin akdini bâjtıl kılmaz. Örf de şart gibidir. Eğer örf, rehin süresi geçmeden önce iğreti alan kişinin iğreti malı geri vereceği doğrultusundaysa, rehinenin iğreti verilmesiyle akid bâtıl olmaz. Rehin alanın arzusuyla rehi­nenin, rehin edene iade edilmesiyle akid bâtıl olur. Rehin veren kimse, onda satma ve benzeri bir yolla tasarrufta bulunursa, tasarrufu sahih olur. Ama tasarrufta bulunmazsa, rehin alan kişi bunun rehin akdini bozmak olduğu­nu bilmediğine dâir yemin ettikten sonra ikinci kez alabilir. Şu da var ki, rehineye ilişkin fazlalıklar, süt, tereyağı, kaymak, bal, yumurta, ev kirası ve benzerleri gibi ayrık fazlalıklar iseler rehin edene aittirler. Şart koşulma-dıkça rehineye dâhil olmazlar. Önceki sayfalarda, rehin alan kimsenin ken­disinden yararlanmasının sahih olduğu ve sahih olmadığı şeyler anlatılmıştı.

Rehineye bitişik fazlalıklara gelince, örneğin hayvanın karnındaki ce­nin, -hayvanın bu cenine, rehin akdi esnasında da hâmile olsa, rehin akdi­nin yapılışından sonra da hâmile olsa hüküm aynıdır- hurma fidanı -bu hurma ağacına bitişik fidandır- gibi şeyler, asıllarına tâbi olarak rehineye dâhil olurlar. Koyunun sırtındaki yün eğer tam ise rehineye dâhil olur. Çünkü onu tamam­landıktan sonra koyunun sırtı üzerinde kırkmaksızın terketmek, onun ko­yunla birlikte rehin edildiğine delâlet eder. Ama bu yün noksan olup kırkılması mümkün olmayacak şekildeyse, ayrık fazlalıklar hükmünde olur ve rehine­ye tâbi olmaz. Rehin eden kişi, tamamlanmasından sonra onu kırkma hak­kına sahip olur.

Hanefîler dediler ki: Rehin eden kişinin, her ne şekilde olursa ol­sun, rehin alanın izni olmaksızın rehineden yararlanması caiz olmaz. Onun hayvanı kullanması, evde oturması ve evi icara vermesi, elbiseyi giymesi ve bu saydıklarımızdan herhangi birini rehine olduğu sürece, rehin alanın izni olmaksızın iğreti vermesi sahih olmaz. Rehinenin kullanımının, değerini ek­siltecek biçimde olmasıyla olmaması arasında bir fark yoktur. Ama rehin eden tarafından kullanılması sahih olur. Şu da var ki, rehinenin menfaat ve meyveleri, rehin edenin hukukundandır. Yavru, ürün, süt, yumurta, yün ve yapağı gibi rehineden elde edilen şeyler, rehin edenin haklarındandır. Bor­cun çözülmesine dek kalırsa, borçtan bir pay olarak hesaplanır. Ama bun­dan sonra telef olursa borca mahsup edilmez. Aksine, sanki hiç olmamış gibi kabul edilir. Ama rehine hayvanın kira ücreti gibi bir menfaatin bedeli ol­duğunda, bu rehin edenin hakkı olmaz. Rehin alana gelince; onun, rehin ve­renin izniyle rehineden yararlanmasının câizliği hususunda ihtilâf edilmiştir. Bazıları, borç sebebi satış veya karz da olsa, rehin edenin izniyle de olsa, rehin alanın, rehineden yararlanmasının helâl olmayacağını söylemişlerdir. Çünkü o, borcunu tam olarak isteyecektir. Böyle olunca da rehineden elde etmiş olduğu menfaat, karşılıksız bir fazlalık olarak kalır ki, bu da ribânın tâ kendisidir. Ama ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rehineden Yararlanma
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 01:10:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rehineden Yararlanma rüya tabiri,Rehineden Yararlanma mekke canlı, Rehineden Yararlanma kabe canlı yayın, Rehineden Yararlanma Üç boyutlu kuran oku Rehineden Yararlanma kuran ı kerim, Rehineden Yararlanma peygamber kıssaları,Rehineden Yararlanma ilitam ders soruları, Rehineden Yararlanmaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes