Dünya Dinleri
Pages: 1
Sihizm By: neslinur Date: 27 Aralýk 2009, 09:04:05
Sihizm


Sihizm olarak geçen Sýkh Dini; Hindistan ´da takriben 1500 ´lü yýllarda doðmuþtur. Günümüz Hint Yarýmadasý ´nda diðer dinlere nazaran daha aktif ve uzlaþmaz tutumu ile gündemde kalmaya çalýþan Sýkh Dini, Hint Felsefesinden kaynaklanan Maya ve Nirvana tasavvurlarýný benimsemiþ olmakla tanýnmýþtýr. Sihizm, günümüzde Hindistan ´ýn dini ve siyasi hayatýnda önemli yerini korumaktadýr.

Doðuþu ve Geliþmesi

Sihizm Sri Guru Nanak Dev Ji (1469-1539) tarafýndan kurulmuþtur edilmiþtir. Ýslam ve Hinduizm karýþýmý bir dini harekettir. Sihler Kuzeybatý Hindistan ´ýn Pencap bölgesinde yaþamaktadýrlar. 1995 sayýmýna göre nüfuslarý 18.7 milyon idi. Bu da Hindistan nüfusunun % 1.9 unu teþkil etmekteydi. Ayrýca küçük gruplar halinde Ýngiltere, Kanada, ABD, Malezya ve Doðu Afrika ´da bulunmaktadýrlar. Günümüzde Hint dini ve siyasi hayatýnda önemli bir yer tutmaktadýrlar.

Sihizm hareketini Pencap ´ta ilk baþlatan Guru Nanak (1469-1539) yalnýzca dini akideler çerçevesinde Müslüman ve Hindu unsurlarýný uzlaþtýrmaya gayret ederek baþlamýþtýr. O sistemi “Tanrýnýn birliði”, “Ýnsanlýðýn kardeþliði” , “Kast sisteminin reddi” ve “puta tapýcýlýðýn faydasýzlýðý” prensipleri üzerine kurmuþtur. Ýslam ´ýn Hindistan ´a girmesinden sonra Ýslam ile Hinduizmi sentezleme çalýþmalarýnýn en ilgi çekeni Nanak ´ýn çalýþmasýdýr. Önce siyasi olarak baþlayan bu hareket, sonradan dini bir yön kazanmýþtýr. Ýslam tasavvufunun da etkisinde kalan Nanak, Kuzey Hindistan ´da vaazlarda bulunmuþ ve uzlaþtýrmacý (Sinkretist) Sih hareketini ortaya çýkarmýþtýr. Ýslam ´ýn Tanrý inanýþýný, Hinduizmin Maya ve Nirvana tasavvurlarýný ve tenasüh (ruh göçü) fikrini kabul etmiþ olmasýna raðmen Avatarlara inanmayý reddetmiþtir.

Budanýn reformcu hareketine benzer þekilde Nanak da kast sistemini bütünüyle reddetmiþ, putlara tapýnmanýn kötülüðü ile kardeþçe sevginin önemini dile getirmiþtir.

Ortaçað boyunca Hindistan ´da çýkan toplumsal, dinsel ve siyasal hoþnutsuzluklarýn yeni dini reformistler tarafýndan ortaya konacak ilkelerle giderilmesi bekleniyordu. Özellikle Ýslam ´ýn Hindistan ´a girmesiyle Hinduizmle Ýslam arasýnda Orta Yolcu uzlaþtýrmacý hareketler ortaya çýkmýþtýr. Dini reform konusunda XV.yüzyýlýn ikinci yarýsýnda, kendisini kabul ettiren ilk büyük isim Kabir (Kebir) dir. O (Ý.S.1435-1518) tek tanrý inancýný yerleþtirmeye çalýþmýþ, ancak Hinduizmin bazý önemli kavram ve düþüncelerini muhafaza etmiþlerdir. Müslüman hükümdar Ekber de (1542-1605) düþünce baðlamýnda bütün dinleri felsefi bir monoteizmde uzlaþtýrmayý denemiþ, Onun açtýðý bu yolda yürüyüp de baþarýya ulaþmýþ olan Sihizmin de kurucusu Nanak olmuþtur.

Guru Nanak ve Misyonu

Guru Nanak , Ý.S. 1469 yýlýnda Hindistan ´ýn en kritik döneminde Pencap ´taki Talvandi köyünde doðmuþ, çocukluðu ve yetiþkinlik çaðý bu köyde geçmiþ; bu köyde evlenmiþ ve bu köyde iki oðlu olmuþtur. Fakir ancak soylu bir ailenin çocuðu idi. O Sultanpur þehrinde Müslüman bir idarecinin hizmetinde uzun yýllar geçirdi. Guru Nanak ´ýn hayatýný üç parçaya ayýrabiliriz: Ýlk 30 yýllýk bölümü Talvandi ve Sultanpur þehrinde ev hizmetçiliði yaparak geçirmiþtir. Ýkinci 22 yýllýk peryod uzak yakýn birçok yerlere misyonerlik seyahatleriyle geçirdiði dönemdir. Üçüncü son 18 yýllýk bölümü ise Kartarpur ´da müritlerini eðitmeye harcadýðý hayatýnýn son bölümüdür.

Hayatýnýn ilk safhasý ayný zamanda aydýnlanmaya ulaþtýðý dönemdir. O boþ zamanlarýnda ormana çekilip düþüncelere dalmýþ, bu gezilerinin birinde kendisine “Yüce Tanrýnýn varlýðý düþüncesini yayma” görevi verilmiþti. Bu arada kendisi Mekke ´ye gitmiþ, Tanrýnýn evinin sadece Kabe olmadýðý sonucuna varmýþ, 1500 yýlýna doðru “tek ve gerçek olan tanrý” sýný anlatmak için Sultanpur þehrinden çýkmýþ, kutsal yerleri gezmiþ, birçok din adamlarýyla görüþmüþ, tartýþmalara giriþmiþ, bu sýrada bir zengin tarafýndan þerefine Ravi Nehri kýyýsýnda kurulan Kartapur köyüne yerleþti ve hayatýnýn son on yýlýný burada geçirdi. Bu köyde yeni inancýný yaymaya çalýþtý. Guru Nanak insanýn eþitliði üzerinde durdu. O Hindularla Müslümanlarý birbirlerine yaklaþtýrmaya çalýþtý. O önemli þeyh ve azizlerin yanýna gitti ve onlara ruhsal hayatýn gerçek yolunu açýklamaya çalýþtý. O kast sisteminin ayýrýcý özelliðine hep karþý çýktý. Kendisini en alt kastýn bir üyesi olarak adlandýrdý, hep. Guru Nanak 1539 yýlýnda 70 yaþýnda iken geride iki oðul ve birçok Sih býrakarak bu dünyaya veda etti. Guru Nanak ´ýn ölümünden sonra Guru olarak Sihlerin baþýna Angad (1504-1552) geçti. Angad, Nanak ´ýn en sadýk talebesiydi ve Nanak ´ýn telkin ettiði tenasüh (ruh göçü) inancý gereði, Onun ruhunun sýrasýyla kendini takip eden “guru”ya geçeceði fikri ile Angad ve daha sonra gelen gurularýn hepsi Nanak ´ýn yeni tezahürleri olarak görüldü.

Angad 1552 yýlýna kadar sürdürdüðü guruluðu sýrasýnda Nanak ´ýn þiirlerini bir araya topladý. Nanak ´ýn ilk biyografisini yazdý. Pencap ´ta kullanýlan Gurmuki Kutsal Metni Angad ´a dayandýrýldý.

Sihler arasýnda birlik ve beraberliði saðlayan 3. guru Amar Das (1479-1574) yeni töreler oluþturdu. Kendilerine özel evlilik ve doðum törenleri ihdas etti. Kendisini ziyarete gelenlerle birlikte yemek yedi. Dini toplantýlarda üç festivali (Divali, Barsakhi ve Maghi) ortaya koydu. Ondan sonra da Amardas ´ýn damadý Ram Das guru oldu. Guru Ramdas (1534-1581) 4. guru olarak misyonerlik faaliyetlerine aðýrlýk verdi. Ramdas zamanýnda zengin ve fakir sýnýflar arasýnda Sihizm yayýldý. Bazý Aristokratlar Amitsarý ( Ramdas ´ýn yeni ibadet merkezi olarak kurduðu ve yerleþtiði yer ) ziyaret etmiþler ve Onun müritleri olmuþlardýr.

Cemaatin geliþimi Ramdas ´ýn en küçük oðlu Arjan ´ýn (1563-1606) 5. guru olmasýyla sürdü. Arjan Ramdas ´ýn hayatýný kendisine adadýðý en küçük oðlu idi. Arjan babasýnýn isteðiyle evlenmek üzere Lahor ´a gitti. Orada babasýndan ayrý kaldýðý için korkunç bir depresyon geçirdi. O haliyle Guru aþký ve hasretiyle dopdolu iki önemli þiirsel mektuplar yazdýysa da Kardeþi Prithi Chand onlara el koyduðundan mektuplar babasýna ulaþmamýþtý. Mektuplarýnýn bir yerinde : “Ruhum Guruyu görmenin hasretiyle yanýyor ve inliyor. Feryatlarým yaðmur için aðlayan Çatriklerin feryatlarýna benziyor” diyordu. Üçüncü mektup Ramdas ´a ulaþýnca, Onu hemen çaðýrdý. Prithi Chand babasýnýn yerine geçmeye çok meraklý ve istekliydi. Ancak Guru Ramdas çocuklarýný test etti ve sonunda küçük oðlu Arjan ´ý halefi tayin etti. Guru Arjan Sihlerin endüstriyel ve kültürel merkezi olan Amritsar ´ý daha da geliþtirdi. Oradaki Altýn Mabed ´in (Har Mandar) yapým iþini sona erdirdi. Bu Mabed Sihlerin ziyaret ettiði, kutsal bir mabettir. Ekber Þahýn Sihlere tahsis ettiði toprak üzerinde Ramdas zamanýnda yapýmýna baþlanmýþtý. Tapýnak güzel bir gölet ortasýnda etrafýndaki topraktan daha düþük seviyede bina edilmiþti. Yine Arjun ilk dört Gurunun ilahilerini ve Hindu Bhagatlarý ve Bhattlarý topladý. Onlara kendi dikte ettiði ilahileri içeren Gurdasý ilave etti. 1604 de ilk kitap Adi Granthýn derlemesini tamamlamýþ oldu. Bu kitapta Sihlerin dini inanç ve ahlak ilkeleri ortaya konulmuþtur. Amritsar Onun zamanýnda bankacýlýðýn, marangozluk, nakýþ, süsleme ve at eðiticiliðin merkezi oldu. Sihleri Orta Asya ve Afganistan ´a iyi atlar için gönderdi. Sihler atlarý yetiþtirme ve binicilikte ilerlediler. Bütün bu geliþmeler Ekber ´in oðlu Cihangir ´in döneminde oluyordu. Müslümanlar bile Altýn Mabede (Har Mandar) geliyorlardý. Cihangir onlarýn kendilerine ait kelimeler kullanmalarý gerektiðini böylece oraya akan trafiðin kesileceðini düþündü. Guru Arjan ´dan Adi Granthdaki Ýslam ´ýn Peygamberi Muhammed ile ilgili bölümlerin çýkarýlmasýný istedi. Guru bunu yapmayý reddetti. Bu arada Divanda yalan yanlýþ hikayelerle Cihangirin düþünceleri zehirlendi. Sonunda Guruya kaynamýþ sular ve kumlarla iþkenceler yapýldý. Guru Arjan büyük bir tevekkülle bütün eziyetlere katlandý. Sih tarihinin ilk þehidi oldu.

Har Gobind (1595-1644), babasý Arjun ´un 1606 da ölmesi üzerine 6. guru olarak Sihlerin baþýna geçti. Babasý Moðol tiranlýðýnýn kurbaný olmuþtu. Har Gobind zamanýnda Sihler , Cihangir ve daha sonra oðlu Þah Cihana karþý askeri teþkilatlanma yoluna gittiler. Bunun için 800 at, 300 atlý süvari ve topçu sýnýfý oluþturdular. Moðollarla üç savaþ yaptýlar. Birincisi 1643 de Amritsar ´da oldu. Ýkinci savaþ Lehra yakýnlarýnda 1637 de oldu. Gurunun ordusu kazandý. Üçüncü savaþ 1638 de Kartarpur ´da yapýldý. Gurunun bu üç savaþta da gösterdiði baþarýlar Sihler arasýnda büyük itibar saðlamasýna sebep oldu. Guru Har Gobind ´in bu kariyeri Sih tarihinde bir dönüm noktasý oldu. Bu yeni þartlarla Sihizm militaristleþti. Guru iki kudrete sahip oldu: Ruhsal Gücü (Peeri) ve askeri gücü (Meeri). 1644 de Guru Har Gobind Guru Har Raiyi halefi olarak atadý.

Guru Har Rai (1630-1661) 7. Guru oldu. Guru Har Rai Sihleri Moðollarýn baskýsýndan kurtarmaya çalýþtý. Guru Har Rai aþk ve barýþ adamý idi. Sangat ´ýn hizmetinde bulundu. O müritlerinden Guru Granth Sahib ´in ilahileri ve kendi disiplinli hayatýna yönlendirme üzerine meditasyon yapmalarýný saðladý. O hayýrsever ve cömertti. Bir seferinde atalarý Nabha, Jind ve Patýla ´nýn önceki yöneticileri olan kimseler Gurunun yanýna geldiler. Yiyecek için aðlýyorlardý. Guru onlara yiyecek verdi ve onlarý memnun etti. Guru Har Rai kendini onlara adamýþ, ihtiyaçlarýný gidermede yardýmcý olmuþtu.

Guru Harkriþhan (1656-1664) 8. Guru oldu. “Çocuk Guru” diye anýlan Harkrishan özellikle çocuklarý ve öðrencileri korudu ve onlarý sevdi. 30 mart 1664 de öldü. Yerine amcasý Tegh Bahadýr (1621-1675) dokuzuncu Guru olarak geçti. Guru Tegh Bahadur ´un hayatý üç önemli devreye ayrýlýr: Birinci dönem Amritsarda babasýyla birlikte 23 yýllýk dönem. Ýkinci devre Bakala ´da meditasyonla geçen 19 yýllýk dönemi ile Doðu Hindistan ´da ve Pencap ´ta geçirdiði hayatýn son 11 yýllýk dönemi. Tegh Bahadur, Pencap ´ta zenginlerden zorla para almasý, kaçaklarý saklamasý ve yaðmalara giriþmesi yüzünden Gurkanlýlar tarafýndan öldürülmüþtür. Rivayete göre Ýmparator Evrengzip Tegh Bahadur ´u hapsetmiþ ya Ýslam ´ý kabul etmesi ya da bir mucize göstermesini istemiþti. Guru Bahadur ikisini de reddetmiþ; mucize konusunda þunlarý söylemiþti: “Ýmparator baþkalarýna zulmederken kendi ölümünü unutmasý, asla mucize deðildir.” Daha sonra Ýmparator Evrengzip Gurunun idamýný emretmiþ, böylece Sih tarihinde öldürülen ikinci kiþi olmuþtur.

Gobind (1666-1708) babasýnýn öldürülmesinden hemen sonra Onuncu Guru olarak (1675-1708) göreve baþladý. Guru Gobind ´in önderliði altýnda Sihler dört baþarýya ulaþtýlar:

1-Moðol gücüne karþý direniþe geçtiler.
2-Khalsa ´yý (Tanrýnýn Grubu) kurdu.
3-Savaþa uygun bir literatür ortaya koydu.
4-Sihler için daimi bir Guru ve Guru Granth Sahib olarak Adi Granth ´ýn tesisini saðladý.

Guru Gobind gerçek bir vatanseverdi. Sihleri hem ruh, hem de þekil bakýmýndan bir birliðe kavuþturmak için Pahul ne Khalsa sistemini geliþtirdi. Khalsa ´ya girenler Pahul denilen bir takdis merasiminden geçmekte ve “k” ile baþlayan þu 5 esasý yerine getirmekteydi:


Pahul ve Khalsa Sistemi

1 - Kesha

Saç ve sakallarýn kesilmemesi; Sihler diðer insanlardan uzun saçlý olmalarýyla ayrýlýyorlardý. Hayatlarýna mal olsa bile saçlarýný kesemezler. Keshas Guru tarafýndan Sihlere bir niþane olarak verilmiþti. Sihler bu sebepten saçlarýný düzenli, taranmýþ olarak muhafaza ederler ve türbanla saçlarýný güzelce sarýp örterler. Bu baðlamda 1990 lý yýllarda Ýngiltere ´de yaþayan bir Sihli motor sürerken kask takma mecburiyetinin kendisine uygulanmamasý için dava açmýþ ve bu davayý kazanmýþtý. Sihli bayanlar da ne saçlarýný ne de kaþlarýný alamazlar.

2 - Kangha

Tarak saçlarýn temizliði için kullanýlýr. Sih saçlarýný daima kangha ´yla muhafaza eder. Onlar düzgün, temiz ve tertipli saçlarýyla gayet þýk görünürler. Genellikle tahta tarak kullanýrlar ve sabah akþam olmak üzere günde iki kez saçlarýný tararlar.

3- Karha

Her Sih sað bilek üzerine çelik bir bilezik takar. Altýn, gümüþ ve metal bilezikler Guru tarafýndan kutsanmýþ olarak dikkate alýnmaz.

4-Kachhehra

Her Sih altýna özel dizayn edilmiþ ve yapýlmýþ olan kýsa pantolonu yüksek karakterin bir niþanesi olarak giyerler.

5- Kýrpan

Her Sih ilericiliðin ve özgürlükte kararlýðýn bir sembolü olan bir kamayý (ya da kýlýcý) Gatra denilen sýrmalý þeritle kuþanýrlar.

Ýnanç ve Ayinleri


Sihizm temel yapý itibariyle Tanrý ve O ´nun birliðine inanýr. Nanak Tanrýya isim vermekten sakýnarak Ona Hari demiþtir. Nanak ´a göre Tanrý ´ görünmez üç þey (1 Brahma (vareden), 2 Viþnu (Rýzýklandýran) 3 Þiva (Öldüren)) yaratmýþtýr. Sihizm ´in inanç esaslarý;

-Gars ´tan baþkasýnýn önünde eðilmemek
-Amritsar ´da yýkanmak
-Bir birlerine Singh diye hitap etmek
-Traþ olmamak
-Kama-kýlýç taþýmak

Sihizm ´de kiþinin bu dünyada yaptýklarýnýn öteki alemdeki hayatýna tesir edeceðine (Karma) ve ruh göçü (Tenasuh) ´ne inanmaktadýr.

Anlaþýlmaz, karýþýk dua ve ayinler yerine, basit ibadet ve ayinleri tercih eden Sýkh Dini, dünya ve ahrete ait her tür faaliyetinin merkezi olarak Amritsar ´daki Altýn Mabed ´i seçmiþlerdir. Sihizm ´de Altýn Mabed ´i önemini bugünde korumaktadýr. Ýbadet niyetiyle bu Mabed ´in havuzunda yýkanýrlar. Altýn Mabed ´te ayrýca sembol olarak bir kýlýç bulunur. Ayin ve ibadetleri basit bir dua, Ýslam ´daki abdeste benzer bir yýkanma ile “hac” için Altýn Mabed ´e girmekten ibarettir. Dindar bir Sihin, günlük ibadeti þu üç dini hükümde toplanýr:

-Adi Granth ´tan ve Guru Nanak ´a ait pasajlardan ezber okumak,
-Ailevi bir vecibe olarak her sabah toplanýp Adi Garnth ´tan her hangi bir yer okumak,
-Tapýnaða ibadet için girmek.

Hint Yarýmadasý ´nda eðitim-öðretim, askerlik ve ata binmeye en çok önem veren Sihlerdir. Hindistan ´ýn koruma ve güvenlik görevlilerinin çoðunu Sihlerin teþkil etmesi bundandýr.

Kutsal Yazýlarý

Sýkh Dini ´nin kutsal kitabý Adi-Granth ´týr. Daha önceleri daðýnýk ve düzensiz olarak halde bulunan bu metinler Guru Arcan (1581-1606) zamanýnda bir araya getirilmiþtir. Sihlerin tabi olduklarý dini ve ahlaki büyük ölçüde bu kitaptan alýnmýþtýr. Ayrýca bu kutsal kitapta Nanak ´ýn hayatý, konuþmalarý, O ´ndan sonra üç “guru”nun derlediði ilahiler mevcuttur.

Mezhepleri

Sýhk Dini baþlýca beþ mezhebe ayrýlmýþtýr: 1- Orsi, 2- Hendali 3- Artenas 4- Namdari 5- Akali. Bunlardan son ikisi önem arz eder.

Günümüzde Sihizm

19.yy ilk yarýsýndan itibaren hüküm süren Hindistan ´ýn Pencap eyaletinde ki Sihlerin Devleti 1875 baðýmsýzlýk savaþýndan önce sona ermiþtir. 1947 de Hindistan ´la Pakistan ´ýn ayrýlmasýndan önce Pencap ´ta Sihler önemli siyasi mevkileri iþgal ederlerken ayrýlmadan sonra sihlerin büyük bölümü Hindistan ´ýn farklý bölgelerine gönderilerek daðýtýlmýþlar ve Doðu Pencap ´ daki Sih Devletinin askeri kuvvet ve siyasi gücü daðýtýlmýþtýr. Hindistan ´da sürmekte olan Sihlerin Hindulaþtýrýlmasý kampanyalarýnda 1941-1951 yýllarý arasýnda yaklaþýk 200.000 Sih, Hindu olmuþtur. Özellikle Hindu ve Müslümalar arasýna sýksýk patlak veren din çatýþmalarýnda bir çok insan hayatýný kaybetmiþtir. Hatta bu çatýþmalar 1984 yýlýnda Hindistan Baþbakaný Ý.Gandi´nin bir Sih´li taraýndan öldürülmesi sonucunu doðuracak kadar þiddetlenmiþtir. Gittikçe küçülme eðilimine giren Sih toplumunun bugün ne baðýmsýz bir devletleri nede kendilerine ait bir vilayetleri vardýr.17 milyon civarýnda taraftarý olan Hindistan ve Pakistan da yayýlan Sihizm´in taraftarlarýna azda olsa diðer ülkelerde de rastlanmaktadýr.

Ynt: Sihizm By: ALI KAN Date: 07 Aðustos 2014, 02:47:10
Eline saglik bu konu icin sen sag ol Reyyan bu yazi senin mi yoksa bir alinti mi. Bu dair bir ilave olmasi icin yapmis oldugum bir yaziyi ekleyim buraya.
Ynt: Sihizm By: ALI KAN Date: 07 Aðustos 2014, 02:49:18
SÝHÝZM DÝNÝ

Tanim
Sihimz, baslangicta brahmanlarin baskisina ve Hint Kast düzenine bir tepki olarak XVI yüzyilda Hindistan´da ortaya cikti. Islam ve Hinduizm karisimi bir dini harekettir. Önce siyasi bir amac güden bu hareket, daha sonra dini bir vecheye de kavustu. Kendilerine has bir vatan icinde yasamak isteyen Sihler, amaclarina ulasmak icin Ingiliz emperyalizminin cikarlarina hizmet etmekten de kurtulamadilar. Tarih boyunca müslümanlara büyük düsmanliklar besleyen ve siyasi etkinligini bugün de tasiyan bu hareketin gelen esasi  “Ne Hind ne Müslüman“ dir. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257/ WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
_________________________________________________________________
Sihizm bir hareketten cok bir din olur ilkönce bu konuda bir kitabtan alintilar yaparak zikir etmeyi onlarin taninmasi acisindan iyi olur düsüncesindeyim daha sonra bu meseleyi ele alip isleyip üzerinde duracagim.

Sihizm bir mezheb de degil hele bir cemaat olarak da bunlari alip kabul etmek hic dogru olmaz oysa ki bu ne bir hareket ve mezheb olsun cemaat´ten de cok uzak ve arasinda büyük bir fark vardir.

Bu Sihizm neden ortaya cikti yada bunun cikmasina sebeb teskil eden sey ne idi bu yeni bir din olur her ne kadar beseri gibi bir din de olsa cikmaktaki amaci ne oldugunu dememiz icin bunu bir gözden gecirmek lazim gelir.

Bir düsünün 15 yüz yilda yasamis birisi cikiyor yeni bir din getiriyor bir baska ifadeyle yeni bir dini ortaya koyuyor bu nasil olur hangi bir cesaret böyle bir seye kalkisilir.

Nanak´i bu din konusunda hangi seyden yola cikti bir baska ifadeyle ona ne sebeb oldu da bir din ortaya koymayi bir gerek gördü, bu dair amaci ve niyyeti ne olur böyle bir sahsin.
________________________________
Ortaya cikisi ve baslica temsilcileri
Ilk kurucusu Nanak´tir. Buna ögretmen manasina gelen Goro da denir. 1469 yilinda Lahor´dan 40 mil uzaklikta Riboy Ditelfendi köyünde dogdu. Cocuklugu tipik bir Hindu hayati icinde gecti. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
____________________________________________________
Sihizm´in ilk temsilcisi ve ayni zamanda yeni bir dini ortaya koyan kisi olarak Nanak herhangi bir hindu gibi cocukluktan beri yasamis böyle iken daha sonra bir karar vermis kendi kendine bu gidise dur der gibi gözünü yüksek seviye dikmis bir baska ifadeyle yüksek makam sahibi olmak istemis daha sonra bu yola koyulmustur.

Bir baska mesele siz fakir bir insansiniz ve böyle bir ortamda dogub büyüdünüz sonra bu yerde ortam da yeni bir din icin elverisli idi bir baska ifadeyle ona buna orasi uygun geldigi icin oda yeni bir din getirmis oldu.

Yeni bir dini ne icin getirmis fakirlikten kurtulmak yada hindu ve müslümanlarin dinlerine karsi birisi oldugu icin ve insanlar bu iki dinden birine baglanmasinlar diye denebilinir.
______________________________________________________________
Büyüyünce Sultanpur´da Afganli bir müslüman liderin hizmetine girdi ve senelerce bu görevini sürdürdü. Bu sirada ayni liderin sarayinda hizmet eden “Mardana“ ailesiyle tanisti. Bos zamanlarda ormana cekilip düsüncelere daldi. O siralarda dini ilahiler yazmaya basladi. Ve Müslümanlarda, Hindularin yemek yiyebilecekleri bir yer acti. Bu arada dini egitimi de sürdürdü. Hindistan´in her tarafini dolasti. Mekke ve Medine ile birlikte dünyada pek cok ülkeyi ziyaret etti. Bu gezilerinin birinin sonunda, ALLAH´i gördügünü ve insanlari davet etmekle  görevlendirildigini ileri sürdü. Bir akarsuda yikanirken kayboldu. Üc ay sonra ortaya ciktiginda “Ne Hindu ne Müslüman“ esasini ortaya atti. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
__________________________________________________
Öyle anlasiliyor ki hindu olarak dogub büyümüs daha sonra büyüyünce kelimesinden genclik mi yoksa delikanlilik mi anlamak gerekir acikcasi bu konuda bakisim onun o zamanlar bir genc gibi birisinin oldugunu anladim.

Bir lidere yillarca hizmet edince ondan ve onun yanindakilerden birseyler alip ögrenmis ona özenmis olmasi gerekir onun hizmet ettigi kisiden.

Zaman buldukca ormana gider ve bu gitmelerinde düsüncelere dalar neden ileride yeni bir din getirmek icin kafasinda onu gecirmis ölmüc ve bicmistir.

O siralarda yani o zaman dini ilahiler yazmaya baslar bunlar ona bir gerekti de neden denilirse ileride yeni bir dinin gelmesi icin yada baska ifadeyle yeni bir dinin kurulabilmesi den dolayi bu malzeme gerekmekteydi.

Bu ilahiler dini ilahi diye de denilmis oldu bunlar gelecekte olan yeni bir dinin temeli icin bir gerekli olmustur, hic temelsiz bir bina olur mu olsa da saglam olmaz öyle degil mi buda öyledir.

Bir yer acmasina gelince burda ki düsüncesi ise onlari yakindan daha iyi taniyip ve bilmek denebilir ileride ki yeni bir din icin gerekli olmus düsüncesindeyim.

Dini egitimi de sürdürmüs daha sonra burdan yola cikarak bununla yetinmemis yeni bir din geretirme düsüncesi onda da meydana cikmis düsüncesindeyim.

Ilk önce bulundugu ülkeyi dolasmis sonra da Mekke ve Medine´ye de gitmis  daha sonra pek cok ülkelere gitmis bunlara ne gerek vardi diye insan diyebilir bir gerek var idi ona yeni dini getirmesi icin bunlardan da yola cikarak bu gezme ve görmeden onda yeni bir din getirme cesareti hasil olmustur.

Hem gezmis hemde o gidip gezip gördügü yerlerde bilgi toplamis bundan sonra yeni dini getirmesi icin olamasi gereken malzemeler birer tamam olmus oda yeni dini getirmis bu yeni din ise bugünkü Sihizm dinidir.

Dolasmalarinin sonunda, Allahu teala´yi bir gördügünü söylemis ve bunu pekistirmek icinde insanlari ona davet etmekle görevlendirdigi söylemekten kacinmamistir.

Oysa ki bu böyle degil Allahu teala görülmez suanda insanin gözü onuu görmesi icin elverisli degil kimse onu bu dünyadaki gözlen göremez iken peki bu gibi bir iddia neden cünkü insanlari kendine cekmesi icin bir gerek idi onada.

Nanak da bir yerden baslamasi gerekir idi ilk önce o Allahu teala´yi gördügünü iddia ile basladi daha sonra görevlendirildigini ortaya koydu bunu koymasa idi tek yüce yaratani gördüm demek eksik olurdu o da bunu bildigi icin böyle davranmadi.

Ilkönce rabbul alemini gördüm iddiasi ve bunu bir basamak edindi daha sonra kendisinin de bir görevli oldugu ifade etmis olmasi ile oda kendince bir peygamber olaverimis oldu böylece eger yüce yaratani gördügünü demeseydi o zaman insanlar icin cok fazla etkileyici olmaz idi.

Nanak´da bunu bildigi icin oda ilkönce onu araya koydu su söz gibi yüce yaratini gördüm dedi ve sonra görevli oldugunu demesi de bir elci oldugu ifade etmis oldu.

Böylece yeni bir din gelmis oldu yeni bir din gelmesi ile ayni zamanda bir peygamber de gündeme gelmis olmakta bir yalanci peygamber de hindistanda cikmistir.

Bir gün yikanirken akmakta olan suda kaybolmus 3 ay sonra ortaya ciktiginda daha önce belimsedigi her iki dini redd ediyor ne o ne de bu der acik olaraktan.

Yeni bir din gelmis artik hindu dini yada müslümanlarin dini onu baglar mi Nanak´inda kendine gelmis sözde bir dini var oda peygamber olmus kendince hic onlara tabi olabilir mi tabi ki daha önceki bu iki dini ister istemez redd edecektir.

Bir yandan Islam´i sever, diger yandan esas terbiyesi ve asli olan Hinduluga bagliligini sürdürürdü.

Nanak´in Islam dini sevdigini seymek abesle istigal olur Hindu dinini sevebilir zaten kendisi bir hindu degil mi hindu dini kendine yakin Islam dini ise uzak kalir öyle de böyle de olsa sonucta her iki dini de sevmedigini anlamaktayiz nerden denilirse yeni bir din getirmekle denir.

Iki ayri olan din nasil bir araya gelir yada bir baska ifadeyle getirilebilir bu bir mümkün degildir.

Hindu dini ile Islam dini arasinda cok büyük fark var bunlar böyle iken nasil olurda bir araya getirebilinir, Islam dini vahye ve Allahu teala´ya dayanir Hindu dini ise beseri dinlerden de bir farki yoktur.

Yeni bir din getirmek istemis ve bunu getirmekle kafasindakini uygulamis daha baska bir söz yok mu ki sunu derler her iki dinin birbirine yaklastirmak gayreti ile istemek böyle bir kere hic olmaz bu adeta bir seyi diger bir seylen karistirmaya benzer.

Bazi arastirmacilar ne demislerse demisler bu kisi bir müslüman olsa idi böyle bir seye ilkönce kalkismazdi. Bir müslüman düsünün kalkacak yeni bir din getirecek bizde buna aslinda o müslümandi yada müslümanligi severdi dememiz abesle bir istigal olur.

Sonra mezhebini kurdu denilmez buna su denir oda yeni dini kurdu bir baska ifadeyle yeni bir dini getirdi Sihizm dini ve bunun yayinda bir peygamberligini de ilan etmis oldu.

Sihlerin ilk tapinagini Kartapur Köyü´nde insa etti. Parkistan´da M. 1539´da vefat etmeden önce bir yardimcisini halife tayin etti. Hindistan´in Pencap eyaletinin Dira Babananak kasabasinda topraga verildi. Kendisine ait olan ve üzerinde Fatiha ile bazi kisa sureler yazili olan bir entari o kasabada hala muhafaza edilmektedir. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
______________________________________
Sihlerin bu tapinaki da nasil ki müslümanlarin bir ibadet ederken döndükleri yön var ise ona bakip namaz kilmaktalarsa sihizm dini de bunlarinda kendilerine göre ibadet ve ayinleri icin bu tapinak vardir.

Nanak´da ölmeden önce birisini kendi yerine vekil birakmak icin halife tayin etmis buda bize bu seyin islamdan alinmis bir sey oldugunu göstermis olmaktadir.

Hindistan´da topraga verildigini ifade ediyor oysa onlar ölüleri gömmezler ateste yakarlar onun ancak külünü alirlar ve saklamaya da calisirlar.

Kendisine ait entari de bu gibi kisa surelerin olmasi onunda bunlardan etkilenmis olmasini, bunlari kendine has birsey icin almis korunmak gibi yada kendine saygi ve hürmet edilsin diye.
______________________

Kendisinden sonra on halife (Muallim) geldi. 1675-1708 yillari arasinda yasayan Gobend Sing ile muallimler dizisi sona erdi.

Bundan sonra Sihlerin liderlerine “Mihrace“ **** verildi. 1839 yilinda ölen Mihrace Rangit Sing bunlardan biridir. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
_____________________________________________________________

Nanak´dan sonra gelen bu halifeler olarak bunlar ögretmenler olurlar on tane oldugu rakam olaraktan aklimiza Hz. Isa´nin 12 havarisini getirmekte ve bunun yaninda rasulullah s.a.v´in de ilk 4 halifelerini aklimiza getirmekte bundan yola cikarsak bunuda islam dan almis olduklari karsimiza cikmaktadir.

Sihlerin liderilerinin de kendilerine göre has bir isimleri olmalari gerekir idi neden cünkü diger insanlardan da böylece ayirt edilmeleri icin de onlara da Mihrace denilmistir.
--------------------------------------------------------------------

Sihlerin bir kismi bilinen Sihlikten ayrilarak Nanak´in ogluna tabi oldular. Tasavvufa yönelen bu gruba Advasi denir. Bakhtalar ise Onuncu Goro (Gubend Sing) sülalesinin tükenmedigine ve hala aralarinda gizlice yasayan bir muallimin bulunduguna inanirlar. Kendilerine mahsus bir devletin var olacagini ileri sürerler ve bunu imanin bir rüknü olarak telakki ederler. Her ayinden sonra “Bakhta üstün gelecek“ cümlesi bulunan bir türkü söylerler. Baskentlerinin Sandigur´da olmasi gerektigini iddia ederler. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
_________________________
Sihizm dinindeki kisilerin bir kismida Nanak´in dininden ayrilip onun oglunu belimsemisler bu bilene o dininin olmasi gerektigi gibi olmadigina da bize göstermektedir.

Tasavvuf´a eskiden beri yaygin olan bir yol oldugundan dolayi hindistan gibi bir ülkede kendini göstermis insanlari kendine cekmis konusu daha cok ahlak ve adab oldugu icin.

Bakhtalarin bu inanci realikarnasyon olur buna daha cok kere ruh gücü denir böyle bir inanc ise hindistanda yayin bunlarin cogu böyle bir inanca sahibtirler.

Bu ruh gücü nedir bir insanin ruhu öldügü zaman bir baska insana gecmesi yada bir baska ifadeyle varlik olan bir hayvana gecmesi gecmesi ile yasamakta olan bir seyde geri kalan hayatini devam ettimede denilebilir.

Kendilerine mahsus bir devletin var olacagini üne sürmek icin öyle bir devletin olmasi gerekir hayal ile kimse bir zengin olmamis bir baska ifadeyle keske demek ona sahib olunmayan o kadar cok seyler var.

Kendilerine mahsus bir devleti getirip imanlarina baglamak buda bir abesle istigal olur, imanin olmasi ile bir devletin var olmasi gerekmez bir sey ya vardir yada yoktur varsa bilinir yoksa bilinmez o zaman olmayan sey hakkinda fikir yürütmek güne abesle istigal olur.

Ayinlerden sonra Bakhta icin onun üstün gelecek demek bunlar icin sözde bir umut olur, bunun yaninda bir türkü söylemeleri ise bunlara da buda bir tesilli olur.
________________
Siyasi cikislari
Daha sonralari Nanak´in guru (havari) ünvanini alan halefleri (muallimleri), Nanak´in ortaya getirdigi kimi kavramlarda büyük degisikler yaptilar. Siyasi bir kimlik pesinde kosarak millet olmayi denediler. Orta Asya´da da dinlerini yaymaya, siyasi etkinlerini göstermeye calistilar. Cesitli askeri birlikler de kurdular. Bu cabalari sirasinda Sihler, Mogollarin tenkiline ugradilar, muallimlerinden ikisi idam edildi. Sihlere karsi amansiz mücadele eden Mogol Krali Nadir Sah (1738-1839)  düzenledigi baskinlarla Sihlerin daglara ve tepelere siginmalarina sebep oldu. Ancak Mogollarin zayiflamasinda sonra 1761 yilinda itibaren Pencab´i ele gecirdiler, 1799´da Lahor´u isgal ettiler, ve 1819 yilinda devletlerini Patan diyarina kadar genislettiler. 1839´da ölen Mihraja Rangit Sing devrinde Afganlilari da yenerek Hayber gecidine kadar geldiler. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)
________________________________________________________________
Bir yeni din gelirse sözde tabi ki onunda birer havarileri olur bunlar sadece muallimler sonradan olma olaraktan hurufi bu dinde Nanak´in getirmis oldugu Sihizme göre ise bunlarin hepsi Hz. Isa´nin havarileri gibidirler.

Nanak yeni bir din getirmekle daha sonra onun tarafindaki insanlar bununla kalmamislar ayni zamanda bazi kimi kavramlarda büyük bir degisiklik de yapmislar buna da bir ihtiyac duymuslar.

Ilkönce devlet tarafindan da bir kimlik sahibi olmak ve millet olmayi denmisler. Orta Asya´da da dinlerini yaymaya istediler cünkü dinlerini yaymasalar insanlar bunlari nerden taniyacaklardi bir baska ifadeyle insanlari kendi dinlerine cekmek icin calismislardir.

Öyle ki askeri birlikler bilene kurmuslar kendilerine karsi savasacak olanlar icin diger taraftan da diger insanlarla savasmak icin öyle görünmektedir.

Mesela bunlar bulundugu yerde bu kadar gücü olmasalar idi ordaki müslümanlara nasil zulüm ederlerdi, müslümanlari kendi bulunduklari o ortamdan istemedikleri icin onlara karsi da bir zulümkar tavir takinmislar ve cok müslüman kanini dökmüslerdir.

O kadar cabalamalari buna ragmen de güne Sihlere karsi Mogollarin tarafindan da iki ögretmen de idam edildiler.

Sihlere karsi amansiz mücadele yapan o gün ki Mogol Krali Nadir Sah mi idi bu tarih de oda bir hayatta mi idi (1738-1839) sonra bu gibi bir sey var mi su denilmekte olan misalinden düzenledigi baskinlarla Sihlerin daglara ve tepelere siginmalarina bir sebep oldu mu.

Bir Mogol Kralinin bunlara karsi yapmis oldugu baskilarla bunlar da daga ve tepelere cikip oralara siginip gizlenmisler mi ve diger konu ise bu Mogol Krali denilen bu sahis Nadir Sah mi idi öbür bir konu ise bu verilen tarih de Nadir Sah yasiyor mu idi.

Nadir Sah bir Mogollu degil idi o bir Mogol Krali da olmadi sonra bu verilen tarih de o yasamiyor idi.

Bildigimiz kadariyla o iranda yasamis daha cok orda kalmis ve iran devletinin basindaki Sah´i idi.

Asagidaki verecegim bilgi bu konuda bunu ortaya koymaktadir onun hakkinda.

Nadir Þah 22 Ekim 1688 yýlýnda dünyaya gelmiþtir. Nadir Þah Ýran da doðmuþtur. Nadir Þah 19 Haziran 1747 yýlýnda Ýran da hayatýna son vermiþtir.
_______________________________________________________________________

Ingilizler, Hindistan´a gelince Sihler Ingilizlerle carpistilar, ancak Ingilizler, Sihleri Sutlag Nehri kiyilarina dogru cekilmeye zorladilar. Bu nehir Sih devletinin siniri haline geldi. Daha sonralari Ingilizlere maglup olup büyük miktarda ceza ödemek zorunda kaldilar. Üstelik Camu ve Kesmir´i de teslim ettiler. Sihlerin diger topraklarinida idare etmek üzere Lahor´a bir Ingiliz Vali tayin edildi. Bundan sonraki tarihleri hep Ingilizlerin hizmetinde gecti. Sihler öyle birkonuma geldiler ki, Ingilizlerin Pencab´i ele gecirmelerine öncülük bile ettiler. 1857 yilinda meydana gelen isyanlarin bastirilmasi icin Ingilizlerin sadik kullari oldular. Ingilizler onlara bircok haklar tanidilar. Araziler verdiler, su kanallari actilar. Böylece bölgede oturan diger vatandaslardan farkli bir sekilde bolluga kavustular. Birinci Dünya Savasi sirasinda Hindistan´daki Ingiliz kuvvetlerinin  yüzde yirmisini Sihler´den olusuyordu.

Ingilizlerle aralarinda anlasmazlik cikinca hürriyet istemekte olan Gandi hareketine katildilar. Yurt edinmeye calistiklari topraklar 1947´den sonra iki devlet olan Hindistan´la Parkistan arasinda paylasildilar. Daha sonra Müslümanlarla carpistilar, bu ikibucuk milyon Sih Hindistan´a göc etmek zorunda kaldi.

Hindistan Hükümeti, Ingilizlerin verdigi haklari ellerinden alinca Sihler, Pencap eyaletinin kendilerine has bir vatan olmasi isteginde bulundular. Bu istek cesitli catismalara neden oldu. Hindularla Sihler arasinda catismalarin devam etmesi nedeniyle Basbakan Indra Gandi, 1984 yilinin Haziran ayinda Amritsar´daki altin tapinagin basilmasi emrini verdi. Iki taraf arasinda meydana gelen tapinaktaki catismalarda binbesyüz Sih, besyüz de Hindistan askeri öldü. Tapinaga yapilan saldirinin intikamini almak üzere Sihler Basbakani öldürdüler. Suikasttan sonra iki taraf arasinda meydana gelen carpismalarda bazi tahminlere göre besyüz kadar Sih daha öldürüldü.

Sihler hükümran olduklari yerlerde Müslümanlara karsi cok sert ve zalimce davrandilar. Cogunluk olduklari köylerde Müslümanlarin ibadetlerini engellediler ve mescid insasina mani oldular. Silahli catismalarda da bircok Müslümanin kanini akittilar. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.258-259/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)

Temel düsünce ve inanclari
Tevhide davet ederler, putlara tapmanin haram oldugu hususunda Müslümanlara uyarlar. Yaratanin birligine, ölmezligine, sekli olmadigina, beserin fehmini astigina inanirlar. Ilah icin Hindu ve Islami cesitli isimler kullanirlar “Vah Goro“, “Cop“ vs. gibi. Nanak´a göre en iyisi  “Yaradan Hak“, baskalari ise hayal (Maya)´dir.

Ilah´in resimlerde sekillenmesini yasaklarlar. Hindularin taptiklari günese, nehre ve agaclara tapmayi kabul etmezler. Ganj Nehri´nde taheret ederek dini sahsiyet sahibi olurlar.

Ickiyi, domuz etini helal sayarken, Hindulara uyarak inek etini haram kilarlar. Inegi kutsal görürler. Kesilmis hayvan eti yerler.

Sihlere göre dinin usulü olarak sunlar yerine getirilmelidir:

a) Yabancilarin aralarina girip casusluk yapmamak, bunu önlemek icin de saclarini dogumdan ölüme kadar kesmemek.

b) Dervislere benzeyip zavalli görünmek amaciyla erkeklerce kollara demir bilezik takmak.

c) Erkekler, taramak ve düzeltmek icin saclarina kücük tarak gecirmek.

d) Güclü olup kendine güvenmek ve icabinda kendini savunmak icin kücük bir kama veya hancer kusanmak.

Sihlerin muallimlerince mucizelere, efsanevi hikayelere inamak dogru degildir. Muallim (Goro) Rab´dan sonra ikinci derecededir. Hak ve dogruyu gösterir. Ayrica ibadetlerini muallimlerin yazdiklari siirleri okumakla yerine getirirler. Inanclarina göre ALLAH´in “Nama“ adini anmak, insani günahlardan arindirir ve icindeki serrin kaynaklarini kurutur. Ilahiler (Kirta) söylemek Goro´nun gösterdigi sekilde düsünmek insani dogrudan dogruya Rabbina baglar. Inanclarina göre her muallimin ruhu kendisinden sonra gelen muallime intikal eder.

Yüz hikaye adinda bazi kehanetleri vardir; Muallim Gubend Sing´e nisbet edilen bu kehanetlere göre, simdiki rejimler degisecek ve kurtarici gelip Sihizm´i tüm dünyaya kabul ettirecektir.

Insanoglunun dogduguna, ölecegine ve tekrar dogacagina (Karma), yeni hayatinin eski hayatindaki davranislarina göre belirlenecegine ve buna bagli olduguna inanilir.

Dul kadinin yakilmasi; sigara, icki ve uyusturucu kullanilmasi da yasaktir. Ölüleri bunlarda yakarlar.

Tam azat olma merhalesine ulasilabilmek icin Muallim´in emirlerine uymak sarttir.

Pencab eyaletindeki bes nehirden dolayi, bes sayisina mistik ve mukaddes bir mana yüklerler.

Dini anlasmazliklar Amristar´da kurulu bir dini konsey tarafindan halledilir. Konseyin karalari manevi bir güce sahiptir.

Hindu brahmanlarin dini siniflarina benzer siniflari yoktur. Hindu sinif esalarina karsi olduklari gibi, Brahman sinifinin da dini emirleri tekelinde tutmasini kabul etmezler. Kendilerini etnik esasa göre ayirirlar.

Sadece bir esle Kast yapisina dikkat etmeden evlenirler.
Sihlerin bayramlari Kuzey Hindistan´daki Hindularin bayramlarinin aynisidir. Ayrica, ilk ve son Goro´nin dogum günleri kutlanir ve besinci ve dokuzuncu Gorolarin sehit olma günleri anilir.

Kitaplari
****-Grant Kitabi: Ilk bes muallimin telif ettigi dini nesidelerden ibarettir. Icinde alti bin civarinda ilahi vardir.  Son Muallim Gubend Sing ise, babasi Tig Bahadur´un nazmettigi yüzonbes ilahi ilave etti, bunlara kitapta ayrica Bakhtalarin ve Ibn-i Farid gibi süfi Müslümanlar´la, Goro´nun sarayindan bazi sairlerin siileri bulunmaktadir. Bu kitap, manevi sultanin esasini teskil eden mukaddes kitaptir.

Nanak´in hayatiyla ilgili olarak yazilan en eski eser ölümünden elli veya seksan yil sonra yazilmistir. Sih alimlerinin bir cogu kitapta hikayelerden bazilarini kabul etmezler.

18. ve 19. asirlara ait Sih kitabeleri de vardir.
Rahatname kitabi, Bakhta (Halisler)´in inanc ve geleneklerini ihtiva eder.
Kurmukca yazili mukaddes bir kitaplari daha vardir ki, buna Karante Sahab derler.

Mensei
Hareketleri aslinda Tamil bölgesinde Hindular arasinda yayilan Visnava Bakhti hareketiyle baslar. Daha sonra Ramanoga (1050-1137) vasitasiyla kuzeye dogru genisler.

14. ve 15. asirlarda Müslümanlarla münasebetlerinden sonra bu hareket Ganj ovasinda da yayilmaya baslar.

Bu nedenle Sih mezhebinin Nanak´la degil, kendisinden önceki bir süfi olan Kebir (1140-1518 yillarinda yasamis, rivayetlere göre yeni bir din kurmak amaciyla Islam dini ile Hindu dinini incelemistir)´le basladigi söylenebilir. Söylenilenlere göre Kebir, Tevhidin esas kalmasi sartiyle bircok Hindu akide ve inaclari kabul edip Islam´a ilhak ederdi. Ancak bir neticeye varamadan da ölür. Ölümünden sonra, birbirinden tamamen ayri olan Hindu ve Islam akidelerini birbirine süfi baglarla baglayan Pencap dilinde yazili birtakim siirleri kaldi.

Sihizm´in varlik hakkindaki düsünceleri Hindu metinlerden kaynaklanmaktadir.

Etkili olduklari bölgeler
Önemli toplantilarini yaptiklari mukaddes bir sehirleri vardir. Pencap eyaletine bagli Amritsar sehri. Hindistan Hindularla Müslümanlar arasinda ikiye bölününce Hindistan tarafinda kaldi. Mukaddes olarak bildikleri dört tahtlari vardir: Amritsar, Anandpur, Batna ve Banand´daki bu tahtlara Akl Taht **** verilir. Hacc ettikleri en büyük tapinaklari Amritsar´da olup buna Derbar Sahap derler. Diger öteki tapinak ise, Goro Davra yani muallim merkezidir. Sihlerin %95´i Pencap´ta oturur. Geri kalani Haryana, Yenidelhi ve Hindistan´in cesitli bölgelerinde yasar. Sihlerin bir kismi ise Malezya, Singapur, Dogu Afrika, Ingiltere, Amerika Birlesik Devletleri ve Kanada´da yasamaktadirlar bugün. Bazilari da Körfez ülkelerinde calismaktadir.
1908 yilinda beri her yil toplanan bir komisyonlari vardir. Komisyon, okullar insa eder ve üniversitelerde Sih dininin yayilmasi ve tarihlerinin okutulmasi icin kürsüler acmaya calisir.

Dünyadaki toplam Sih sayisinin 15 milyon civarinda oldugu tahmin edilmektedir. Bugün Hindistan´da askerlik, tasimaclik, siyaset, spor, egitim ve ekonomi alanlarinda oldukca etkili olmaya, söz sahibi olma konumlarini da korumaya calisirlar. (Günümüz Din Ve Fikir Hareketleri Ansiklopedisi Sf.257-261/WAMY Milletlerarasi Islam Genclik Konseyi.Ceviri Kemal Hoca)

Hazirlayan: Ali Kan
Berlin 4.7.14
 



 
 




Ynt: Sihizm By: reyyan Date: 07 Aðustos 2014, 10:36:10
Bu bölüm Kütüphane dünyasý yani her bölüm bir kitabý teþkil etmekte konu konu açýlmýþtýr. Paylaþýmýnýz için Allah razý olsun konu hakkýnda araþtýrma yapanlar için daha kapsamlý bir bilgi olmuþ. .
Ynt: Sihizm By: saniyenur Date: 07 Aðustos 2014, 21:09:02
Hadislerde 25 bin Peygamberin varlýðýndan söz ediliyor ve Kur'anda sadece 25 Peygamberin ismi geçiyor. Guru Nanak, Buda vs gibi     isimlerin Peygamber olma ihtimali var tabi ki Rabbimiz daha iyi bilir.
Ynt: Sihizm By: cerendemir Date: 07 Aðustos 2014, 22:38:46
Essekamu aleykum.Daha önce Sihizm dinini duymamýþtým.Öðrenmiþ oldum Allah razý olsun.
Ynt: Sihizm By: ALI KAN Date: 07 Aðustos 2014, 22:44:26
Alýntý sahibi: Reyyan üzerinde 07 Aðustos 2014, 10:36:10
Bu bölüm Kütüphane dünyasý yani her bölüm bir kitabý teþkil etmekte konu konu açýlmýþtýr.Paylaþýmýnýz için ALLAH razý olsun konu hakkýnda araþtýrma yapanlar için daha kapsamlý bir bilgi olmuþ.
Eline saglik cok sen sag ol ecmain insallah Reyyan.
Ynt: Sihizm By: ALI KAN Date: 07 Aðustos 2014, 22:49:06
Alýntý sahibi: SaniyeNur üzerinde 07 Aðustos 2014, 21:09:02
Hadislerde 25 bin Peygamberin varlýðýndan söz ediliyor ve Kur'anda sadece 25 Peygamberin ismi geçiyor. Guru Nanak,Buda vs gibi isimlerin Peygamber olma ihtimali var tabi ki Rabbimiz daha iyi bilir.  

Hadis-i serif kitablarindan 25 bin gibi bir rakam ile peygamberlerden bahis ediyorsa bunu bilmiyorum. Bu konu icin Allahu alem derim buna da bir ilave olarak su sözümü söyleyim bugün elimizdeki kitablarda mesela ilmihal gibi ve akaid gibi kitablarda bu rakam orda su olarak zikir edilip gecer 124 bin yada 224 bin den bahis edilmektedir.

Ynt: Sihizm By: ALI KAN Date: 07 Aðustos 2014, 22:51:34
Alýntý sahibi: Ceren Nur üzerinde 07 Aðustos 2014, 22:38:46
Essekamu aleykum.Daha önce Sihizm dinini duymamýþtým.Öðrenmiþ oldum ALLAH razý olsun.
Aleykum selam eline saglik cok sag ol sen Amin ecmain insallah Ceren Nur.
Ynt: Sihizm By: ALI KAN Date: 07 Aðustos 2014, 22:59:21
SaniyeNur: Guru Nanak,Buda vs gibi isimlerin Peygamber olma ihtimali var tabi ki Rabbimiz daha iyi bilir.

Bunlar bir peygamber degiller zaten olamazlar guru nanak peygamberlerin sonuncusu gelmis oldugundan cok sonra geldigi icin olamaz. Gelelim Buda ya o ise siradan her insan gibi birisi peygamber olmayanlardan her ne kadar bazi güzel ve de düsündürüsü sözleride olsada bununla da onu bize bir peygamber gibi göstermez.
Ynt: Sihizm By: saniyenur Date: 11 Aðustos 2014, 22:35:03
Ali Kan: Sihizm'in doðuþ tarihi Ýslamdan sonraya denk geliyor doðru. Guru Nanak'ýn peygamber olma ihtimali bile yok. Yalnýz Buda ya da diðer din kurucularýnýn Peygamber olma ihtimali olabilir. Dikkat ediniz Peygamberdir demiyorum olabilir. Bu yorum tamamen benim yorumumdur ve Rabbim elbette daha iyi bilir.

radyobeyan