Son Peygamber
Pages: 1
Sakif Heyeti By: sumeyye Date: 20 Aralýk 2009, 17:10:21
Sakif Heyeti


Rasulüllah (s.a.v.) efendimiz Sakiflilerin kalelerini yýkma mýþ, üzüm baðlarýný yakmamýþ ve savaþý sona erdirmiþti. Çün kü zaman Þevval ayanýnýn sonlarýydý. Haram ay olan Zilkade ayý gelmekteydi. Ayrýca Sakiflilerden Ýslama meyleden kimse-

ler de vardý. Ýslamiyet Taifte yayýlmaktaydý. Ancak cahiliyet kibri ve kalplerinin katýlýðý onlarý, peygamber efendimize tes lim olmaktan alýkoymuþtu. Her ne kadar aralarýnda Ýslamiyet yayýlmaktaysa da yine de Peygamber efendimize teslim olmaya yanaþmamýþlardý. Haram ay geldiði için peygamber efendimiz Taifi terk edip onlardan ayrýldý. Urve bin Mesut peþine düþtü. Peygamber efendimizin yanýna varýp onunla karþýlaþmasýný, müslüman oluþunu, kavmine dönüp onlarý Ýslama davet ediþini, kavmi tarafýndan ok atýlarak þehid ediliþini Önceki sayfalarda anlatmýþtýk.

Çok sevdikleri Urve´yi öldürdükten sonra Sakifliler, araplar arasýnda yalnýz kaldýklarýný hissettiler. Özellikle kendilerine yakýn bir belde olan Mekke´nin teslim olup halkýnýn iman etti ðini, diðer kabilelerin Ýslama girdiklerini gördükten sonra yal nýzlýða mahkum olduklarýný anladýlaý. Çok sevdikleri Urve´yi Öldürmüþ olmalarý, kalplerinde piþmanlýk duygusunu uyandýr mýþtý. Urve´nin kendilerini davet etmiþ olduðu Ýslama gönül ku­laðýný vermeye baþladýlar. Araplarla baþedemeyeceklerini gör düler. Peygamber (s.a.v.) in kendilerine yeniden hücum etmesi halinde ona karþý koyamayacaklarýný anladýlar. Hatta o günde bile araplara karþý koyamayacaklarýný idrak ettiler. îþte bu sebeble Sakiflilerin büyüklerinden biri olan Amr bin Umeyye, on larýn diðer bir büyükleri olan Abdiyaleyl´e giderek þöyle dedi: "Artýk durum hicret edilemiyecek noktaya geldi. Bütün araplar ona teslim oldular sizinse ona karþý koyacak ve onunla savaþa cak gücünüz yoktur. Gelin ne yapacaðýnýz hakkýnda bir karara varýn." Amir´in bu sözleri üzerine Sakifliler toplanýp bir araya geldiler ve birbirlerine "Artýk yol emniyetimiz kalmadý. Taif dý þýna çýkan kiþinin yolu kesilecektir!" dediler. Daha önce Urve´yi gönderdikleri gibi bu defa da bir baþkasýný elçi olarak Peygam ber efendimize gönderme fikri üzerinde ittifak ettiler. Ancak gönderecekleri bu adam kendisinden önceki elçilere yaptýklarý ný kendisine de yapacaklarýndan korktuðu için beraberinde birkaç kiþilik bir heyetin gönderilmesini de þart koþtu. Bunun üzerine beþ kiþilik bir heyetin baþýnda elçi olarak Abduyaleyl´i gönderdiler. Bu heyet Medine´yi Münevvereye geldi. Yolda sa-habilerin develeriyle karþýlaþtýlar. Develerin baþýnda çoban ola rak Muðire bin Þu´be vardý. Çobanlýk nöbeti kendisindeydi. Mugire, Sakifli heyeti görünce koþarak Resulullah (s.a.v.) efendi mizin yanýna geldi. Yolda Ebu Bekir kendisiyle karþýlaþtýysa da haberi bizzat kendisi Peygamber efendimize vermek istediðin den dolayý Ebu Bekir´i geçip geride býraktý ve peygamber efen dimize durumu bizzat anlattýktan sonra görev yerine döndü. Muðire, onlarýn kaba insanlar olduklarýný bildiði için peygam ber efendimize nasýl selam vereceklerini görmek istiyordu. Gerçekten de onlar cahiliyyet selamýyla Peygamber efendimize selam verdiler. Peygamber efendimiz mescidi nebevide onlara bir oda tahsis etti. Yanlarýna uðruyor ve onlarla konuþuyordu. Bu heyet Said bin As´m oðlu Halic´e güven duymaktaydý. Ken dilerine yemek gönderildiði zaman Halid´e tattýrmadýkça kendi leri yemiyorlardý. Bir süre sonra müslüman olduklarýný ilan et tiler. Ancak içlerinde hala cahiliyet kalýntýsý vardý. Bu sebeble Peygamber efendimizden üç yýl süreyle Lât´a iliþmemesini iste diler. Peygamber efendimiz bu isteklerini reddetti, iki sene ili-þilmemesini istedilerse de bu isteklerini de red edince hiç deðil se bir yýl süreyle iliþilmemesini talep ettiler. Peygamber efendi miz bu talepledini de kabul etmedi. Bir an bile onlarý putpe restlikte býrakamazdý. Bu isteklerini nasýl kabul ederdi? En so nunda peygamber efendimizden, Putlarýný kendi elleriyle kýr malarýný kendilerinden istememesini talep ettiler. Bu istekleri ni kabul edince Muðire bin Þube ile Ebu Süfyan bin Harb´i, putlarýný kýrmakla görevlendirdi.

Sakýf oðullarý heyeti kendilerini namazdan muaf tutmasý için peygamber efendimizden talepte bulundular. Ama o þöyle dedi: "içinde namaz bulunmayan bir dinde hayýr yoktur." Pey gamber efendimiz onlarý, namaz kýlmakta olan insanlarý gör sünler, namaza ünsiyet peyda etsinler ve namazýn nasýl kýlýn dýðýný öðrensinler diye mescidde bir revaka yerleþtirmiþti. An cak cahiliyyet kabalýðý onlarla namazý öðrenme isteði arasýna engel olmuþtu.

Sakýf heyeti, Peygamber efendimizin hutbe okurken kendi sinden bahsetmediðini görmüþlerdi: "Kendisi hutbesinde þeha-det getirmediði halde kendisinin Allah resulü olduðuna þeha-det getirmemizi bize nasýl emreder?" dediler. Bu sözlerini du yan peygamber efendimiz onlara þöyle dedi: "Allah Resulü ol duðuma ilk þehadet eden benim," Aralarýnda Osman bin Ebül As da vardý. Yaþça en küçükleriydi. Bir yere gittikleri zaman onu eþyalarýn yanma bekçi olarak býrakýrlardý. Öðle vakti eþya larýnýn yanýna istirahat için geldiklerinde Osman kalkýp pey gamber efendimizin yanýna gider, ondan dini sorular sorar, Kur´an-ý Kerim´i okurdu. Defalarca yanýna gitmiþti nihayet dini bilgiler öðrenmiþti. Peygamber efendimizin uyumakta olduðu nu gördüðü zaman Ebu Bekir´in yanýna giderdi. Ondan dinini öðrenirdi. Ancak bu durumunu arkadaþlarýndan gizlemiþti. Re-sulullah (s.a.v.) efendimiz onun bu halini beðenmiþ ve onu çok sevmiþti.

Sakýf heyeti mescidi nebevide kaldý. Peygamber efendimizin yanma birkaç defa gidip geldiler. Onlarý Ýslama davet etti. On lar da müslüman oldular. Heyetin baþkaný Kinane bin Abdiya-leyl: "Artýk iþimizi bitirsen de kavmimize dönsek." dedi. Pey gamber efendimiz: "Eðer Islâmiyeti kabul ederseniz iþinizi biti ririm. Yoksa benimle sizin aranýzda halledilecek bir mesele yoktur" dedi.

Kinane bin Abdiyaleyl dedi ki: "Zina hakkýnda ne dersin? Biz gurbete çýkan bir kavimiz, ona ihtiyacýmýz vardýr."

Peygamber efendimiz ona buyurdu ki: "Zina haramdýr. Zira Cenab-ý Allah þöyle buyurmuþtur:

"Zinaya yaklaþmayýn, çünkü o, açýk bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur." (isra.-32)

Kinane bin Abdiyaleyl dedi ki "Faiz hakkýnda ne dersin? Doðrusu malýmýzýn tamamý faizden kazanýlmýþtýr."

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Sermayeleriniz sizindir. Gerisi haramdar. Zira yüce Allah buyurmuþtur ki:

"Ey inananlar Allah´tan korkun, eðer inanýyorsanýz faizden (henüz alýnmayýp) geri kalan kýsmý býrakýn (almayýn)." (Bakara:278)

Heyettekiler dediler ki: içki hakkýnda ne dersin? Arazileri-mizdeki üzümlerden elde ettiðimiz bir sudur. Ona mutlaka ih tiyacýmýz vardýr.

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Cenab-ý Allah içkiyi ha ram kýldý."Zira bir ayeti kerimede þöyle buyurmuþtur:

"Ey inananlar, þarap, kumar, dikili taþlar (Putlar, üzerine yazýlar yazýlmýþ) þans oklarý (çekmek ve bunlara göre hareket etmek) þeytan iþi birer pisliktir. Bunlardan kaçýnýn ki kurtulu þa eresÝnÝZ." (Maide: 90)

Sakifli heyet peygamber efendimizin direktiflerini kabul et ti. Ancak kalplerinde hala putperestlik kalýntýsý vardý. Peygam ber efendimizden Lât putunu kýrmayýp Öylece býrakmasýný iste dilerse de Peygamber efendimiz "Onu yýkýn!" dedi ürkerek dedi ler ki: "Eðer lat, kendisini yýkmak istediðini bilse, kendisine inananlarý mahveder." Orada hazýr bulunan Hz. Ömer bin Hattab þöyle dedi: "Yazýklar olsan sana Ey Abdiyaleyl´in oðlu! Lât putu taþtan baþka bir þey deðildir!"

Onlar da :"Biz senin yanýna gelmedik Ey Hattab´ýn oðlu!" dediler. Abdiyaleyl´in oðlu peygamber efendimize þöyle dedi:

teYa Resulullah Lâfý yýkmayý sen üzerine aly biz onu yýkma yýz!" Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) efendimiz Ebu Süfyan bin Harb ile Muðire bin Þube´yi görevlendirdi. Onlar da, önceki sayfalarda anlattýðýmýz gibi Lât´ý yýktýlar.

Peygamber efendimiz onlara islamiyeti öðrettikten sonra ik ramda bulundu. Baþlarýna bir emir tayin etmesini istediler. Peygamber efendimiz de Osman bin Ebul As´ý onlara emir tayin etti. O Kur´an-ý Kerim´den bir kaç sureyi ezberlemiþ ve îslamm manalarýný idrak etmiþti.

Sakýf kabilesinin elçi olarak görevlendirdiði Abdiyaleyl´in oðlu kavminin kalbindeki duygulardan haberdar olan bir kimse idi. Onlarý nasýl etkileyeceðini, gönüllerine nasýl hakim olacaðý ný biliyordu. Çünkü Önünde, kabilesinin çok sevdiði Urve bin Mes´ud tecrübesi vardý. Urve Müslüman olarak kavmine geldi ðinde onu öldürmüþlerdi. îþte bu sebebten Ötürü Abdiyaleyl´in oðlu, Ýslama giriþlerini kavminden gizlediler. Zinayý, faizi ve iç kiyi haram kýlmayý kabul ettiklerini ilk baþta açýklamadýlar. Korkarak geldiler. Müslümanlýklarýný izhar etmediler. Baþlan gýçta kavimlerini savaþla korkuttular. Muhammed (s.a.v.)´in kendilerinden bazý þeyler istediðini, ancak kendilerinin bu is­teklerini yerine getirmeye yanaþmadýklarým ifade ettiler. Güya Muhammed (s.a.v.) kendilerinden Lâfý, Uzza´yý yýkmalarýný, kumarý, içkiyi, zinayý ve faizi haram kýlmalarýný istemiþ, ama kendileri bunu kabul etmemiþlerdi!

Dönen heyet, kavminin kalbinde hüzün ve üzüntü meydana getirmiþti. Bu keder ve üzüntü, bütün Sakiflilere sirayet etmiþ ti. Heyet, Lât putunun yanýna giderek ikramda bulunmuþtu. Güya katý kalpli, dilediðim kýlýcýnýn sýrtý ile ele geçirip alan bir kimsenin, araplarm hakimi haline gelen zorba bir insanýn ya nýndan döndüklerini, o zorba insanýn da Lat ve Uzza putunu yýkmalarýný kendilerine emrettiðini ifade ettiler. Sakýf kabilesi de uBiz bunlarý asla kabul etmeyiz!" dediler. îdraki yerinde olan heyet þöyle dedi: "O zaman silahlarýnýzý savaþa hazýr hale getirin sizler de hazýrlanýn kalelerinizi onarýn."

Heyettekilerin böyle konuþmalarý üzerine Sakifliler iki ya da üç gün düþündüler. Savaþ tedbirlerini almaya baþladýlar. Sonra Cenab-ý Allah kalplerine korku saldý ve Araplarýn tümü kendi sine boyun eðip teslim oldular. "O halde biz Muhammed´e karþý koyamayýz, onunla savaþacak güçte deðiliz. En iyisi, Medineye dönün, istediklerini verin ve ileri sürdükleri þartlarý kabul ede rek barýþ anlaþmasý yapýn" dediler.

Heyettekiler korktuklarý durumun ortadan kalktýðýný görün ce, gizledikleri imanlarýný açýða vurdular. Müslüman olduklarý ný ifade ettiler: "Biz Muhammed´le anlaþtýk istediðimiz ve sev diðimiz þeyleri ona verdik} dilediðimiz þartlarý ona karþý ileri sürdük. Onun insanlarýn en takvalýsý, en vefalýsý, en doðru söz lüsü ve en merhametlisi olduðunu gördük. Bu seferimiz hem bi zim için hem sizin için mübarek olsun. Bunu Allah´ýn afiyeti ile kabul edin" dediler.

Sakifliler dediler ki: "Peki ne diye bu sözünüzü bizden gizle diniz. Bizleri þiddetli bir üzüntüye ve kedere boðdunuz?" Heyet tekiler þöyle cevap verdiler: "Kalbinizdeki þeytan gururunu Ce nab-ý Allah´ýn çekip çýkarmasýný istedik." Bunun üzerine Sakif liler teslim olup müslüman oldular. Çünkü onlara peygamber (s.a.v.) efendimizin elçileri gelmiþti. Bu elçilerin baþýnda emir olarak da Halid bin Velid vardý. Aralarýnda Mugire´de vardý. Mugire, Lat putunu yýkmak için ileri atýldý. Orada toplu halde bulunan bütün Sakifliler o putun yýkýlamýyacaðýna inanýyorlar dý. Mugire, onlarýn inançlarýyla alay ederek oyun oynadý. Ve Sakiflileri güldürmek istedi. Baltayý eline alýp Lat putuna vur du. Sonra kendi ayaðýný eðip bükerek yere düþtü. Taifliler hep birden baðýrýp çaðýrmaya baþladýlar. ´Allah Mugire´yi rahmetin den uzaklaþtýrdý. Lat onu öldürdü´ dediler. Mugire´nin yere düþ tüðünü görünce de sevindiler ve: "Varsa cesareti olan yaklaþsýn ve Lafý yýkmaya çalýþsýn. Vallahi hiçkimse bu putu yýkamaz!" dediler.

Mugire, SakifLileri heyecana getirip alaya aldýktan sonra ye rinden fýrlayýp kazmayý eline aldý. Ve þöyle dedi. "Allah sizi re zil etsin, Ey Sakýf topluluðu! Þu hat putu bir taþtan ibarettir!" Böyle dedikten sonra putun yanýna giriþ için yapýlmýþ olan ka pýya vurdu. Kapýyý kýrdý. Sonra üst tarafa çýkýp yanýndaki ar kadaþlarý da yardýma çaðýrdý. Hep birden baltalarýný vurup pu tu yýkmaya, taþlarýný birer birer düþürmeye baþladýlar. Niha yet onu yerle bir ettiler.

Ama Lat putunun kapýcýsý, sapýklýðýnda hala devam etmek teydi. "Temeline indikleri zaman Lafýn temeli onlara gazapla-nacaktýr" demeye baþladý. Mugire onun böyle konuþtuðunu du yunca, Halid´e: "Býrak ta temelini kazayým" dedi ve temelini kazmaya baþladý. Nihayet temeldeki topraklarý da çýkarýp sa vurdular. Sakifliler þaþkýna dönmüþlerdi. Sonra Latin giysileri ni koparýp çekiþtirmeye ve herkes bir parçasýný götürmeye baþ ladý. Heyettekiler de bunun bir kýsmýný peygamber efendimize getirdiler.

Rivayete göre Sakiflilerin heyeti zekat ve cihadla mükellef olmamak þartýyla müslüman olmuþlar, Peygamber efendimizse: "Zekat da verecekler, cihad da edecekler!" demiþti.

Öyle anlaþýlýyor ki Peygamber efendimiz onlarýn ileri sür dükleri bu þartý kabul etmemiþ, ya da Ýslama girdikten sonra vuku bulacak olaylarý beklediðinden dolayý cevabým açýklama mýþtý. Rivayete göre Peygamber (s.a.v.) efendimiz Sakiflilerin Lât putunun yerine bir mescit inþâ etmek istemiþti.

Uzun uzadýya Sakif oðullarýnýn durumlarýný anlattýk. Çünkü bu anlatýmda, ruhsal durumlar açýklanmakta ve nasýl tedavi edildikleri belirtilmektedir. Sakifliler kaba ve katý insanlardý. Konuþmalarýndan da anlaþýldýðýna göre idraklerinin kýsalmasý anýnda vehimler insanlara egemen olurlar. Mekke-i Mükerre-me´deki bütün putlar yýkýlmýþtý. Ama Kureyþlilerin göstermedi ði tepkiyi Sakifliler, Lât putununun yýkýlmasý esnasýnda gös termiþlerdi. Onlar, Lâfý yýkmaya teþebbüs eden kimsenin yere yýkýlacaðýna inanýyordu. Ama Mugire bin Þu´be onlarla oyun oynamýþ. Ve Lât´ý yýkmaya teþebbüs ettiði ilk darbede kasýtlý olarak kendim yere atmýþtý. Yere atýnca da Sakifliler onun düþ tüðünü sanmýþlar ve baðrýþýp çaðrýþmaya baþlamýþlardý. Ondan sonra, cahiliyetten henüz yeni kopmuþ olan Halid bin Velid, Lâfý yýkmýþtý.

Sonra bu kýssada heves ve þehvetlerin inançsýz kalplere na sýl hakim olduðu anlatýlmaktadýr. Öyle ki Sakifliler, Peygam ber efendimizden zina, içki ve faizin mubah kýlýnmasý isteðinde bulunmuþlar, ama Peygamber efendimiz onlarýn bu taleplerini reddetmiþti.

Sakifli ahmaklarýn durumu, bugün faizi mubah sayan ve ulema kisvesine bürünüp de bu düþüncede olan kimselere des tek veren modernist ve yenilikçi müslümanlarýn durumuna ne kadar da benzemektedir. ! Çünkü yenilikçilerimiz Kur´aný hýf zetmekte, ama bazen müt´a adýyla, bazen de açýkça zinayý mu bah saymaktadýrlar-. Bunu ilericilik telakki etmektedirler. Bu- -nunla yetinmeyip içkiyi alenen helal görmektedirler.

Peygamber efendimizden kendilerine zinayý mubah saymasý ný talep eden Sakifli ahmaklarla, gurbette olduklarý için müt´a nikahým mubah sayan kimseler arasýnda ne fark vardýr? Eðer böyle bir istek normal olsaydý. Peygamber efendimiz Sakiflilere müt´a nikahýný tavsiye ederdi. Ama gel gör ki feylesof geçinen bazý kimseler gurbetteki öðrencilere müt´a nikahýný mubah say maktadýrlar. Bu durum karþýsýnda "La havle vela kuvvete illa billah" demekten baþka bir þey düþünemiyorum.

Sakiflilerin kýssasýný anlatýrken Islamî davet metodu pek parlak ve güzel bir þekilde sergilenmiþ olmaktadýr. Þöyle ki: Abdiyaleyl´in oðlu Kinane Sakifli ahmaklara karþý islamiyetini gizlemiþti. Arkadaþlarýnýn da müslüman olduklarýný açýklama mýþtý. Þakulilerden, Hz. Muhammed ile savaþmaya hazýrlýklý olmalarý talebinde bulunmuþtu. Sakifliler de uzun uzadýya dü þünmüþler, sonunda peygamber efendimize teslim olmaya ka rar vermiþlerdi. Þayet Kinane, îslamiyetini iþin baþýndayken açýklamýþ olsaydý, Onu ve beraberinde müslüman olan arkadaþ larýný týpký Urve bin Mes´ud´a yaptýklarý gibi öldürürlerdi. Çün kü bir iþ baþta iken kesin bir þekilde açýklanýrsa, kaba ve haþin tabiatlý kimseler ona karþý mukavemet ederler. Ahmak ve ha þin tabiatlý kimselerin böyle bir þeye karþý mukavemet etmeleri kesindi. Çünkü onlar, sözü dinleyip en güzeline uyacak kimse ler deðillerdi. Kinane bin Abdiyaleyl, iþi yavaþtan alarak onla rýn Ýslama girmelerine ve Peygamber efendimize teslim olmala rýna zemin hazýrladý. Nihayet onlar da müslüman olacaklarýný bildirip peygamber efendimize teslim olacaklarýný söylediler.

Onlarýn Ýslama girmeleri, emri vaki þeklinde deðil de, kendi gö-nüllerininin sesine kulak vermeleri sonucunda olmuþtu.

Burada bazý rivayetlere de iþarette bulunmamýz gerekir. An latýldýðýna göre Sakifliler müslüman olacaklarýný hac yapan Ebu Bekir hazretlerine hac esnasýnda açýklamýþlardý. Fakat ta rihi krononolojiden anlaþýldýðýna göre böyle bir durum vuku bulmuþ deðildir. Zira tbn tshak´ýn anlattýðýna göre de Sakif he yeti Ramazan ayýnda peygamber efendimizin yanma gelip müs lüman olmuþlardýr. Ramazan ayý ile Hz. Ebu Bekir´in haccý ara sýnda uzun bir süre vardýr. Hz. Ebu Bekir, Ramazandan epeyi sonra hacca gitmiþtir. Doðruyu en iyi Allah bilir.



radyobeyan