> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Sakif Heyeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sakif Heyeti  (Okunma Sayısı 1454 defa)
20 Aralık 2009, 17:10:21
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Aralık 2009, 17:10:21 »



Sakif Heyeti


Rasulüllah (s.a.v.) efendimiz Sakiflilerin kalelerini yıkma mış, üzüm bağlarını yakmamış ve savaşı sona erdirmişti. Çün kü zaman Şevval ayanının sonlarıydı. Haram ay olan Zilkade ayı gelmekteydi. Ayrıca Sakiflilerden İslama meyleden kimse-

ler de vardı. İslamiyet Taifte yayılmaktaydı. Ancak cahiliyet kibri ve kalplerinin katılığı onları, peygamber efendimize tes lim olmaktan alıkoymuştu. Her ne kadar aralarında İslamiyet yayılmaktaysa da yine de Peygamber efendimize teslim olmaya yanaşmamışlardı. Haram ay geldiği için peygamber efendimiz Taifi terk edip onlardan ayrıldı. Urve bin Mesut peşine düştü. Peygamber efendimizin yanına varıp onunla karşılaşmasını, müslüman oluşunu, kavmine dönüp onları İslama davet edişini, kavmi tarafından ok atılarak şehid edilişini Önceki sayfalarda anlatmıştık.

Çok sevdikleri Urve´yi öldürdükten sonra Sakifliler, araplar arasında yalnız kaldıklarını hissettiler. Özellikle kendilerine yakın bir belde olan Mekke´nin teslim olup halkının iman etti ğini, diğer kabilelerin İslama girdiklerini gördükten sonra yal nızlığa mahkum olduklarını anladılaı. Çok sevdikleri Urve´yi Öldürmüş olmaları, kalplerinde pişmanlık duygusunu uyandır mıştı. Urve´nin kendilerini davet etmiş olduğu İslama gönül ku­lağını vermeye başladılar. Araplarla başedemeyeceklerini gör düler. Peygamber (s.a.v.) in kendilerine yeniden hücum etmesi halinde ona karşı koyamayacaklarını anladılar. Hatta o günde bile araplara karşı koyamayacaklarını idrak ettiler. îşte bu sebeble Sakiflilerin büyüklerinden biri olan Amr bin Umeyye, on ların diğer bir büyükleri olan Abdiyaleyl´e giderek şöyle dedi: "Artık durum hicret edilemiyecek noktaya geldi. Bütün araplar ona teslim oldular sizinse ona karşı koyacak ve onunla savaşa cak gücünüz yoktur. Gelin ne yapacağınız hakkında bir karara varın." Amir´in bu sözleri üzerine Sakifliler toplanıp bir araya geldiler ve birbirlerine "Artık yol emniyetimiz kalmadı. Taif dı şına çıkan kişinin yolu kesilecektir!" dediler. Daha önce Urve´yi gönderdikleri gibi bu defa da bir başkasını elçi olarak Peygam ber efendimize gönderme fikri üzerinde ittifak ettiler. Ancak gönderecekleri bu adam kendisinden önceki elçilere yaptıkları nı kendisine de yapacaklarından korktuğu için beraberinde birkaç kişilik bir heyetin gönderilmesini de şart koştu. Bunun üzerine beş kişilik bir heyetin başında elçi olarak Abduyaleyl´i gönderdiler. Bu heyet Medine´yi Münevvereye geldi. Yolda sa-habilerin develeriyle karşılaştılar. Develerin başında çoban ola rak Muğire bin Şu´be vardı. Çobanlık nöbeti kendisindeydi. Mugire, Sakifli heyeti görünce koşarak Resulullah (s.a.v.) efendi mizin yanına geldi. Yolda Ebu Bekir kendisiyle karşılaştıysa da haberi bizzat kendisi Peygamber efendimize vermek istediğin den dolayı Ebu Bekir´i geçip geride bıraktı ve peygamber efen dimize durumu bizzat anlattıktan sonra görev yerine döndü. Muğire, onların kaba insanlar olduklarını bildiği için peygam ber efendimize nasıl selam vereceklerini görmek istiyordu. Gerçekten de onlar cahiliyyet selamıyla Peygamber efendimize selam verdiler. Peygamber efendimiz mescidi nebevide onlara bir oda tahsis etti. Yanlarına uğruyor ve onlarla konuşuyordu. Bu heyet Said bin As´m oğlu Halic´e güven duymaktaydı. Ken dilerine yemek gönderildiği zaman Halid´e tattırmadıkça kendi leri yemiyorlardı. Bir süre sonra müslüman olduklarını ilan et tiler. Ancak içlerinde hala cahiliyet kalıntısı vardı. Bu sebeble Peygamber efendimizden üç yıl süreyle Lât´a ilişmemesini iste diler. Peygamber efendimiz bu isteklerini reddetti, iki sene ili-şilmemesini istedilerse de bu isteklerini de red edince hiç değil se bir yıl süreyle ilişilmemesini talep ettiler. Peygamber efendi miz bu talepledini de kabul etmedi. Bir an bile onları putpe restlikte bırakamazdı. Bu isteklerini nasıl kabul ederdi? En so nunda peygamber efendimizden, Putlarını kendi elleriyle kır malarını kendilerinden istememesini talep ettiler. Bu istekleri ni kabul edince Muğire bin Şube ile Ebu Süfyan bin Harb´i, putlarını kırmakla görevlendirdi.

Sakıf oğulları heyeti kendilerini namazdan muaf tutması için peygamber efendimizden talepte bulundular. Ama o şöyle dedi: "içinde namaz bulunmayan bir dinde hayır yoktur." Pey gamber efendimiz onları, namaz kılmakta olan insanları gör sünler, namaza ünsiyet peyda etsinler ve namazın nasıl kılın dığını öğrensinler diye mescidde bir revaka yerleştirmişti. An cak cahiliyyet kabalığı onlarla namazı öğrenme isteği arasına engel olmuştu.

Sakıf heyeti, Peygamber efendimizin hutbe okurken kendi sinden bahsetmediğini görmüşlerdi: "Kendisi hutbesinde şeha-det getirmediği halde kendisinin Allah resulü olduğuna şeha-det getirmemizi bize nasıl emreder?" dediler. Bu sözlerini du yan peygamber efendimiz onlara şöyle dedi: "Allah Resulü ol duğuma ilk şehadet eden benim," Aralarında Osman bin Ebül As da vardı. Yaşça en küçükleriydi. Bir yere gittikleri zaman onu eşyaların yanma bekçi olarak bırakırlardı. Öğle vakti eşya larının yanına istirahat için geldiklerinde Osman kalkıp pey gamber efendimizin yanına gider, ondan dini sorular sorar, Kur´an-ı Kerim´i okurdu. Defalarca yanına gitmişti nihayet dini bilgiler öğrenmişti. Peygamber efendimizin uyumakta olduğu nu gördüğü zaman Ebu Bekir´in yanına giderdi. Ondan dinini öğrenirdi. Ancak bu durumunu arkadaşlarından gizlemişti. Re-sulullah (s.a.v.) efendimiz onun bu halini beğenmiş ve onu çok sevmişti.

Sakıf heyeti mescidi nebevide kaldı. Peygamber efendimizin yanma birkaç defa gidip geldiler. Onları İslama davet etti. On lar da müslüman oldular. Heyetin başkanı Kinane bin Abdiya-leyl: "Artık işimizi bitirsen de kavmimize dönsek." dedi. Pey gamber efendimiz: "Eğer Islâmiyeti kabul ederseniz işinizi biti ririm. Yoksa benimle sizin aranızda halledilecek bir mesele yoktur" dedi.

Kinane bin Abdiyaleyl dedi ki: "Zina hakkında ne dersin? Biz gurbete çıkan bir kavimiz, ona ihtiyacımız vardır."

Peygamber efendimiz ona buyurdu ki: "Zina haramdır. Zira Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur:

"Zinaya yaklaşmayın, çünkü o, açık bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur." (isra.-32)

Kinane bin Abdiyaleyl dedi ki "Faiz hakkında ne dersin? Doğrusu malımızın tamamı faizden kazanılmıştır."

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Sermayeleriniz sizindir. Gerisi haramdar. Zira yüce Allah buyurmuştur ki:

"Ey inananlar Allah´tan korkun, eğer inanıyorsanız faizden (henüz alınmayıp) geri kalan kısmı bırakın (almayın)." (Bakara:278)

Heyettekiler dediler ki: içki hakkında ne dersin? Arazileri-mizdeki üzümlerden elde ettiğimiz bir sudur. Ona mutlaka ih tiyacımız vardır.

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Cenab-ı Allah içkiyi ha ram kıldı."Zira bir ayeti kerimede şöyle buyurmuştur:

"Ey inananlar, şarap, kumar, dikili taşlar (Putlar, üzerine yazılar yazılmış) şans okları (çekmek ve bunlara göre hareket etmek) şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtulu şa eresİnİZ." (Maide: 90)

Sakifli heyet peygamber efendimizin direktiflerini kabul et ti. Ancak kalplerinde hala putperestlik kalıntısı vardı. Peygam ber efendimizden Lât putunu kırmayıp Öylece bırakmasını iste dilerse de Peygamber efendimiz "Onu yıkın!" dedi ürkerek dedi ler ki: "Eğer lat, kendisini yıkmak istediğini bilse, kendisine inananları mahveder." Orada hazır bulunan Hz. Ömer bin Hattab şöyle dedi: "Yazıklar olsan sana Ey Abdiyaleyl´in oğlu! Lât putu taştan başka bir şey değildir!"

Onlar da :"Biz senin yanına gelmedik Ey Hattab´ın oğlu!" dediler. Abdiyaleyl´in oğlu peygamber efendimize şöyle dedi:

teYa Resulullah Lâfı yıkmayı sen üzerine aly biz onu yıkma yız!" Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) efendimiz Ebu Süfyan bin Harb ile Muğire bin Şube´yi görevlendirdi. Onlar da, önceki sayfalarda anlattığımız gibi Lât´ı yıktılar.

Peygamber efendimiz onlara islamiyeti öğrettikten sonra ik ramda bulundu. Başlarına bir emir tayin etmesini istediler. Peygamber efendimiz de Osman bin Ebul As´ı onlara emir tayin etti. O Kur´an-ı Kerim´den bir kaç sureyi ezberlemiş ve îslamm manalarını idrak etmişti.

Sakıf kabilesinin elçi olarak görevlendirdiği Abdiyaleyl´in oğlu kavminin kalbindeki duygulardan haberdar olan bir kimse idi. Onları nasıl etkileyeceğini, gönüllerine nasıl hakim olacağı nı biliyordu. Çünkü Önünde, kabilesinin çok sevdiği Urve bin Mes´ud tecrübesi vardı. Urve Müslüman olarak kavmine geldi ğinde onu öldürmüşlerdi. îşte bu sebebten Ötürü Abdiyaleyl´in oğlu, İslama girişlerini kavminden gizlediler. Zinayı, faizi ve iç kiyi haram kılmayı kabul ettiklerini ilk başta açıklamadılar. Korkarak geldiler. Müslümanlıklarını izhar etmediler. Başlan gıçta kavimlerini savaşla korkuttular. Muhammed (s.a.v.)´in kendilerinden bazı şeyler istediğini, ancak kendilerinin bu is­teklerini yerine getirmeye yanaşmadıklarım ifade ettiler. Güya Muhammed (s.a.v.) kendilerinden Lâfı, Uzza´yı yıkmalarını, kumarı, içkiyi, zinayı ve faizi haram kılmalarını istemiş, ama kendileri bunu kabul etmemişlerdi!

Dönen heyet, kavminin kalbinde hüzün ve üzüntü meydana getirmişti. Bu keder ve üzüntü, bütün Sakiflilere sirayet etmiş ti. Heyet, Lât putunun yanına giderek ikramda bulunmuştu. Güya katı kalpli, dilediğim kılıcının sırtı ile ele geçirip alan bir kimsenin, araplarm hakimi haline gelen zorba bir insanın ya nından döndüklerini, o zorba insanın da Lat ve Uzza putunu yıkmalarını kendilerine emrettiğini ifade ettiler. Sakıf kabilesi de uBiz bunları asla kabul etmeyiz!" dediler. îdraki yerinde olan heyet şöyle dedi: "O zaman silahlarınızı savaşa hazır hale getirin sizler de hazırlanın kalelerinizi onarın."

Heyettekilerin böyle konuşmaları üzerine Sakifliler iki ya da üç gün düşündüler. Savaş tedbirlerini almaya başladılar. So...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sakif Heyeti
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:42:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sakif Heyeti rüya tabiri,Sakif Heyeti mekke canlı, Sakif Heyeti kabe canlı yayın, Sakif Heyeti Üç boyutlu kuran oku Sakif Heyeti kuran ı kerim, Sakif Heyeti peygamber kıssaları,Sakif Heyeti ilitam ders soruları, Sakif Heyetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes