Son Peygamber
Pages: 1
Bi setten Sonra By: cennetgulu Date: 13 Aralýk 2009, 23:52:43
Bi setten Sonra


Peygamber (sav) efendimiz ganimetleri paylaþtýrýr, herkese hakkým verir, bundan ötesine iltifat etmezdi. Onun yegane gaye si, adaleleti gerçekleþtirmekti. Bundan baþka birþey istediði yok tu. Ganimetten, herkese cihaddaki yararlýðý nisbetinde pay verir di. Ayrýca kalblerini Ýslamiyet´e ýsýndýrmak istediði bazý kimsele re de pay ayýrýrdý. Ýslam´ýn bir ucundan tutunmuþ, yani Ýslam´a tam manasýyla sarýlmamýþ olan kimselere de, gönüllerini Ýslami yet´e ýsýndýrmak maksadýyla bol miktarda dünya malý verirdi. Ni tekim Mekke´nin fethi esnasýnda Ýslam´a giren bazý Kureyþliler´e, gönüllerini Ýslam´a ýsýndýrmak ve hiçbir zorlanmayla karþýlaþma dan gönüllü olarak kabul ettikleri dinlerini devam ettirmeleri maksadýyla ganimetten bir miktar zekat ve sadaka malý ile onla rýn gönüllerini kazanmak istemiþti.

Bir defasýnda, kaiblerinde iman zayýflýðý bulunan kimselerden biri Peygamber efendimize "Adil ol" demiþ,Peygamber efendimiz de ona þu cevabý vermiþti: "Yazýklar olsun sana! Adaleti ben uygu lamayacaðým da kim uygulayacakla

Bu haberi, hadis kitaplarýnda geçen ayrýntýlarýyla nakledelim: Katade´nin rivayetine göre, müslümanlýða yeni girmiþ bir bedevi ganimetleri taksim etmekte olan Peygamber efendimize gelerek þöyle demiþti: "Ya Muhammed: Vallahi Allah sana adaletli olmaný emrettiði halde sen adaleti tatbik etmiyorsun!" Onun bu sözüne Peygamber efendimiz þu karþýlýðý vermiþti: "Yazýklar olsun sana! Adaleti ben tatbik etmeyeceðim de kim tatbik edecek ?!" O adama böyle dedikten sonra Allah´ýn Peygamberi etrafýnda bulunan sa-habilere þu uyarýda bulunmuþtu:

"Bundan ve benzerlerinden sakýnýn. Doðrusu benim ümmetim de buna benzer bazý kimseler mevcut olup Kuraný okuyacaklar, ama Kur´an onlarýn hançerelerini aþmayacaktýr. Böyleleri isyan ederlerse onlarý öldürün. Sonra yine isyan ederlerse, yine öldü rün." Buharý ve Müslim´in "Sahibelerinde de buna benzer bir ri vayet mevcuttur. Bu rivayet, Peygamber efendimizin mutlak su rette adaleti tatbik ettiðine iþaret etmektedir. Çünkü Peygamber efendimiz, herhangi bir engelle karþýlaþmadan kendisinin adale tine itirazda bulunan kimsenin sözüne kulak vermiþ, onu dinle miþtir. Ancak ona cevaben kendisinin adil olduðunu ve kendisin den sonra bazý adaletsizliklerin görüleceðini beyan buyurmuþtur. Her kim Peygamber efendimiz gibi adaleti tatbik ederse, kurtulu þa erer ve kim de adaletten saparsa, uçuruma yuvarlanýr.

Yukarýdaki rivayet, ikinci olarak söz konusu adam gibi adalete itiraz eden ve kendi heveslerine göre hüküm veren kimselerin Ýs lamiyet için çýban baþý olacaklarýný ifade etmektedir. Bu gibi kim selere fýrsat verilmemesinin Islami yönetim için selamet olacaðý açýklanmaktadýr. Böylelerinin adil devlet baþkanýna karþý isyan ettikleri takdirde, öldürülmeleri gerekir. Nitekim Hz. Ali þöyle demiþtir: "Hakký isteyen kimse hata ederse, batýlý isteyip de isabet eden kimse gibi olmaz"

Sonra Peygamber efendimiz bu olaydan hemen sonra kendi mutlak adaletini gösteren ve güvenilir bir kimse olduðunu des tekleyen þu sözlerini söylemiþtir:

"Hayatým kudret elinde bulunan Allah´a yemin olsun ki, ben kendiliðimden size ne birþey veriyorum, ne de sizden bir þeyi me-nediyorum. Ben sadece hazinedarým." Adil Peygamber, haksýzlýk ettiðini zannettiði zaman kendi þahsýna da hakký tatbik ederdi. Bir defasýnda ganimetleri taksim ederken, bedevi müslüman-lardan biri onunla münakaþa etmiþ, Peygamber efendimiz de elindeki bir deðnekle onu geri itmiþti. Bedevi canýnýn acýdýðýný söyleyince, o güvenilir ve adil Peygamber, yaptýðý þeyin aynýsýný kendisine tatbik etmesi için deðneði bedeviye vermiþ; bedevi de Peygamber efendimize kýsas tatbik etmekten utandýðý için hak kýndan feragat etmiþti.

Peygamber efendimiz adalet hususunda çok duyarlý olduðu ve Allah katýna, üzerinde kul hakký olmadan çýkmayý arzuladýðý için, ölüm döþeðinde hasta yatmaktayken kalkmýþ ve þöyle demiþti:

"Ey insanlar! Her kime vurmuþ isem iþte sýrtým.. Gelsin bana kýsas tatbik etsin. Her kimin ýrzýna lafatmýþsam, iþte ýrzým, gelsin bana kýsas tatbik etsin. Her kimin malýný almýþsam, iþte malým, gelsin alsýn. Kendisine kýzmamdan düþman olmamdan korkma sýn. Çünkü bu bana yaraþmaz. Þunu iyi bilin ki, içinizde en çok sevdiðim kiþi, eðer varsa hakkýný gelip benden alan, ya da bana helal edendir ki, Rabbimin huzuruna temiz bir nefis ile çýkayým."

Muhammed (sav) ashabýný, zulmün her türünden, insanlarýn mallarým haksýz nedenle yemekten, her çeþidiyle zalimlere yar dým etmekten men ederdi. Bu iþi sýký tutarak þöyle derdi: "Mazlu mun bedduasýndan sakýnýn. Çünkü onun bedduasý ile Allah ara sýnda herhangi bir perde (veya engel) yoktur ."

"Bir zalim ile birlikte yürüyen kiþi, doðrusu ateþe doðru koþ muþtur."

Peygamber efendimiz, mahkumlarý hakimlerin zulmü karþý sýnda susmaktan, yönetilenleri yöneticilerin adaletsizlikleri kar þýsýnda ses çýkarmamaktan men etmiþtir. Çünkü onlarýn susma larý, o zalimler için bir tür yardým ve destektir. Bununla ilgili ola­rak Peygamber efendimiz þöyle buyurmuþtur:

"Cenab-ý Allah çoðunluðu azýnlýðýn zulmü sebebiyle sorguya çekmez. Ancak çoðunluk, azýnlýðýn zulmünü görür de onlara karþý çýkmazlarsa Cenab-ý Allah onlarý sorguya çeker."

Peygamber efendimiz zalimleri adalete boyun eðdirmek için müslümanlarý yükümlü kýlmýþ, onlarý bu hususta kuvvet kullan maya keþvik edip þöyle buyurmuþtur:

"Allah´a andolsun ki, sizler mutlaka iyiliði emredecek, kötü lükten sakýndýracak, zalimin ellerinden tutup onu hakka götüre ceksiniz. Ya da Cenab-ý Allah kalplerinizi birbirine vurur, sonra dua edersiniz, ama duanýza icabet edilmez."

Bu hadisler, iki büyük gerçeði ortaya koymaktadýr:

1- Peygamber efendimiz adalete þiddetle tutunmuþ, insanlarý ona davet etmiþ ve adaleti elden býrakmamalarým tavsiye etmiþ tir. Çünkü adalet, asýl itibariyle bir olgunluktur. Adillik, insanýn nefsinin müstakim olduðuna ve dürüstlüðüne iþaret eder. Ýster yönetici, isterse yönetilen olsun, adil kimse dürüst kimsedir. Ada let, insan için mutlak olgunluk demektir.

2- Peygamber efendimiz insanlarý sosyal adalete davet ediyor du. Çünkü toplum,ancak adalet sayesinde düzene girer. Kiþi bu düzen sayesinde aile efradýna adil davranýr, onlara zulmetmez. Koca karýsýna haksýzlýk etmez. Yakýn yakýnýna, idareci yönetimi altýnda bulunana, idare ettiði kimselere, hakim hükmü altýndaki lere, efendi kölesine haksýzlýk etmez. Peygamber (sav) efendimiz, Rabbinden naklettiði kudsi bir hadiste þöyle buyurmuþtur:

"Ey kullarým! Ben kendi nefsime adaleti yazdým (zorunlu kýl dým). Öyle ise birbirinize zulmetmeyin ."

Peygamber efendimiz müslümanlarýn özel ve genel davalarým çözüme baðlar, aralarýnda Allah´ýn hükmü ile hüküm verirdi. Çünkü içine hiçbir þekilde batýl karýþmayan tek hüküm Allah´ýn hükmüdür. O, yargýlamalarýnda Cenab-ý Allah´ýn yargýsýyla hük mederdi. Allah´ýn emir ve yasaklarýna göre karar verirdi. Onun hükümleri adildi. Güçlülere asla iltimasta bulunmaz, zayýflarýn haklarým heder etmezdi. Mahzum oðullarý kabilesine mensup Fa-týma adýndaki bir kadýn harsýzlýk yaptýðýnda, Kureyþliler o kadý na ceza uuygulanmamasý için çare bulma hususunda çareler ara maya baþlamýþlardý. Peygamber efendimizin, Fatýma´nýn elini ke seceðinden endiþe duymaya baþlamýþlardý. Elini kestirmemek için, çok sevdiði Usame´yi Peygamber efendimize göndermiþlerdi. Peygamber efendimiz Usame´ye; "Allah´ýn koyduðu hadîerden bi rini uygulatmamak için mi tavassutta bulunuyorsun?" diye sor muþ, sonra da kalkýp müslümanlara þöyle hitapta bulunmuþtu:

"Bazý kimselere ne oluyor ki, Allah´ýn hadlerinden biri için þe faatte bulunuyorlar1?! Oysa sizden önce mevcut olan milletleri he lak eden þey þu idi: Þerefli kimseler hýrsýzlýk yaptýðýnda, ona iliþ miyor, ayný suçu güçsüz kimseler yaptýðýnda elini kesiyorlardý. Allah´a andolsun ki, hýrsýzlýk yapan Muhammed´in kýzý Fatýmo bile olsa, onun da elini keserimi" Peygamber efendimiz o kadar adildi ki, Allah´ýn hükümlerinden biri sözkonusu olduðu zaman, asla tereddüt etmez ve kimseye iltimasda bulunmazdý. Peygam ber efendimiz hýsýmlarý gördüðü zaman, onlarýn davalarýnýn özü ne bakardý. Ondan sonra kimin haksýz kimin haklý olduðunu öðre nir, haksýzýn aleyhinde hüküm verirdi. Sadece dýþ görünüþe bak maz, iþin hakikatine önem verirdi. Buhari ile Müslim´in "Sa-hih´lerinde rivayet olunduðuna göre, adamýn biri bir baþkasýnýn elini ýsýrmýþ, eli ýþýnlan adam, elini ýsýranýn aðzýndan çekerken onun ön diþlerini düþürmüþtü. Bu iki þahýs davalaþmak üzere Peygamber efendimizin huzuruna gelmiþlerdi. Rivayetten anlaþýldýðýna göre davacý, ýsýran þahýstý. Peygamber efendimiz ýsýraný kýnayarak düþen diþlerinin diyetini hiçe saymýþ ve þöyle buyur muþtu: "Biriniz damýzlýk bir hayvanýn ýsýrýþý gibi, kardeþini ýsýr mýþ; bu nedenle sana verilecek bir diyet yoktur !"

Bu hükmünde de görüldüðü gibi Peygamber efendimiz, mese lenin özüne bakardý. Çünkü tecavüzün konusu ve tecavüze sebep olanýn kim olduðu ancak bu þekilde öðrenilebilir. Sonra bu riva yette de görüldüðü gibi, bir þahýs kendi nefsini savunmak iste miþtir. Kendisine yöneltilen zulmü ancak diðerine zarar vererek bertaraf etmesi gerekmiþtir. Bu nedenle de yaptýðý fiilden kay naklanan suçtan kurtulmuþtur. Aslýnda suçlu, her ne1 kadar zara ra uðramýþ olsa da, bu zarara sebebiyet veren kiþidir.

Peygamber efendimiz yargýlamalarýnda üç þeyi gözönünde bulundururdu:

1- Allah´ýn hükümlerini infaz etmede insanlar arasýnda eþitliði ve adaleti saðlamak. Bu hususta amir veya kumandan ile, sýradan ve sokaktaki adam arasýnda, þerefli ile zayýf kimse arasýnda asla fark yoktu. Aksine kanun Önünde hepsi eþitti. Bir rivayette þöyle denilmektedir: "Ýnsanlar, bir taraðýn diþleri gibi eþittirler."

2- Peygamber efendimiz verdiði hükmün sosyal sonucunu da gözönünde bulundururdu. Kötü kimseleri, toplumu onlarýn zara rýndan korumak için, aðýr þekilde cezalandýrýrdý.

3- Adalete aþýrý inancýndan ötürü, bazý kimselerin iyi konuþup güzelce deliller ileri sürmeleri, bazýlarýnýn ise iyi konuþmaktan aciz olmalarý sebebiyle, herhangi bir kimseye zulmetmekten ve haksýzlýða uðratmaktan korkardý. O güvenilir ve adil insan, þöyle buyurmuþtu: "Siz davalaþmak üzere benim yanýma geliyorsunuz. Olabilir ki, sizden biri delilini daha güzel anlatýr, fakat diðeri böyle yapmaktan aciz kalýr. Bu sebeple bir kimseye kardeþinin hakkýný vermiþ olursam, ancak ona ateþten bir parça koparýp ver­miþ oluruml"

Gerçekten de Peygamber efendimiz kendi aleyhinde de olsa, adaleti tatbik ederdi. Yaptýðý bütün iþlerde, verdiði bütün hüküm lerde adil davranýrdý. Her þeyde eþitliði gözetirdi. Hatta mü´min-lerin büyüðü olmasý hasebiyle kendisine takdim edilen hediyeler de de eþitliðe riayet ederdi. Bu konuda, Zadü´1-Mead adlý eserinde Ibn Kayyým þöyle der: Buhari´nin "Sahih"inde nakledildiðine gö re, Peygamber (sav) efendimize ipekli ve altýn düðmeli elbiseler hediye edilmiþti. Bu elbiseleri sahabileri arasýnda taksim etmiþ, elbiselerden birini de Mahreme bin Nevfel´e ayýrmýþtý. Mahreme, oðlu Misver´le birlikte geldiðinde Peygamber efendimiz onu kar þýlamýþ ve : ´Ey Eba Misver, þunu senin için saklamýþtým1 demiþti. Görülüyor ki Peygamber efendimiz, adalet hususunda hiç ayý rým yapmýyordu. Peygamberlikten önce de, sonra da bütün haya týnda sabit olduðu gibi, o hiç kimseye zulmetmemiþ, hiç kimsenin hakkýný yememiþtir. O, baþkalarýnýn hukukuna riayet eder ve hiç kimsenin hakkýnýn kaybolmamasý için gereken titizliði gösterir di. Sahabilerden biri kendisine bir hediye takdim ettiðinde, eðer imkaný varsa ona karþýlýk verirdi. Kendisine hediye verene hediye verirdi. Çünkü hediye, hediyeîeþen insanlar arasýndaki sevgi baðlarýný güçlendirir. Peygamber (sav) efendimiz sevgiye sevgiyle karþýlýk verirdi. O, duygunun ve þefkatin gerektirdiði, sevginin davet ettiði hususlarda dahi adaleti elden býrakmazdý.

Ynt: Bi setten Sonra By: ceren Date: 23 Þubat 2021, 02:30:31
Esselamu aleyküm.rabbim razi olsun paylaþým dan kardeþim....
Ynt: Bi setten Sonra By: Bilal2009 Date: 24 Þubat 2021, 14:16:38
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim sahibi kullarýndan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun

radyobeyan