Diðer Yazýlar
Pages: 1
Emanet By: aysegul999 Date: 26 Temmuz 2015, 15:43:43
EMANET

Rümeysa OÐUZ

Nisan 2015 115.SAYI


Burasý filmlere konu olabilecek güzellikte, hayatýn merkeziymiþ gibi duran dev bir çýnarýn etrafýna kurulmuþ, eski ama þirin bir mahalleydi. Çýnar aðacýnýn sað kanadýnda mahallenin kahvesi, nispeten zenginlerin yaþadýðý daha az eski evler ve okul; sol yanýnda ise suyu incelmiþ bir çeþme, sað kanada kýyasla virane duran evler ve dýþarýdan bakýnca köhne bir barakayý andýran bakkal vardý. Çýnarýn tam önünde, mahalleye adýný veren dik yokuþun baþýnda ise Hurdacý Mehmet Amca’nýn üç tekerlekli, görenlerin hala saðlam durabilmesine þaþýrdýðý seyyar arabasý dururdu. Ve tabii bir de taburesi, gazetesi ve küçük demliði ile Mehmet Amca…
Mehmet Amca... Mahalleli onun en az çýnar kadar yaþlý olduðunu söylerdi. Bilmem kaç on yýldýr onu tanýyanlar yüzündeki kýrýþýklýklarýn bile hiç deðiþmediðini, yaþsýz olduðunu, mahallenin çýnarý, simgesi, babasý, dedesi olduðunu anlatýr dururdu birbirine. Hiç þaþmadan her sabah saat tam sekiz buçukta çýnar aðacýnýn yüksek dallarýnýn gölgesine arabasýný getirir, dik yokuþun baþýnda oturarak rýzkýný beklerdi. Hem eski eþyalarý, bir naylon sepet yahut birkaç mandal karþýlýðý deðiþtiren hem de ufak tefek tamir iþlerini yapan Mehmet Amca’nýn arabasýnýn önü hiç boþ olmazdý. Bazen kýrýlan demliði tamir bahanesi ile yanýna oturan bir akraný ile bazen eþya takas etmeye gelen müþterisi yahut yoldan geçen mahalleli ile derin bir sohbete dalar; hemencecik biten küçük demliðine kahveden çay takviye edilir, bakkalýn önündeki tabureler hurda arabasýnýn yanýna çekilir, sohbetin koyuluðu havanýn koyuluðuna karýþýncaya dek çýnar aðacýnýn altýndan muhabbetin sesi yükselirdi.
Minarelerin ýþýðýnýn göründüðü, gökteki yýldýzlarýn sayýldýðý, sokaktaki çocuk seslerinin son bulduðu yani mahallenin hayattan elini eteðini çektiði o en sakin zamanda arabasýný ittire ittire evinin yolunu tutan Mehmet Amca adeta gecenin kapanýþýný yapardý. Bir evde ekmek kalmasa mesela, evin hanýmý þöyle derdi çocuðuna: “Bir koþu Ayþe Teyze’nden yarým ekmek iste, Mehmet Amca evine gitti az önce, bakkal kapanmýþtýr çoktan.” Bu böyleydi... Yaþlý Hurdacý Mehmet Amca mahallenin açýlýþýný ve dahi kapanýþýný yapan; yanýna gelene dostluk, yarenlik eden; yaþadýðý bu yeri karþýlýksýz ve içten seven; kimsenin bilmediði “yaþsýz” yaþýna raðmen ekmeðini kazanmanýn derdine düþen; Tepebaþý Mahallesi’nin çýnarýydý. Sonra bir gün ki bu süre aslýnda bir gün deðildi; yaþlý çýnara bir haller oldu.
Bir sabah saat tam sekiz buçukta arabasý ile yokuþun baþýna geldiðinde daha az insan geldi yanýna. Boþ vakti çok olunca bakkalla hasbihal etti Mehmet Amca. “Aþaðý mahallede” dedi bakkal, “Büyük bir market açýlmýþ, indirim varmýþ oraya gitti mahalleli.” Aradan birkaç gün geçti ki bu süre de aslýnda birkaç gün deðildi, yanýndan geçenler selam verip gider oldu. Ne tamire demlik geldi eskisi gibi ne birkaç eski ýzgara ile mandal pazarlýðýna oturdu kimse. Boþ vakti çok olunca kahveci ile hasbihal etti Mehmet Amca. “Hasan Aðabey” dedi, kahveci; “Evine televizyon almýþ, onda maç izlemeye gitti mahalleli.” Aradan birkaç hafta geçti ki bu süre de birkaç hafta deðildi, bir kamyon geldi mahalleye. Ardýndan bir tane ve bir tane daha… Yoldan geçen komþusunu durdurdu Mehmet Amca. “Halil Emmiler” dedi, komþusu; “Yokuþun altýnda apartman dairesine taþýnýyorlar, dik yokuþ zor geliyormuþ, ‘Dizlerim aðrýyor’ dedi.”
“Olsun” dedi Mehmet Amca kendine. Görmezden, duymazdan geldi yaþananlarý. Ama günler eskisinden hýzlý geçerken, eskisi gibi geçmedi hiç. Mehmet Amca bir gün arabasýný ittirerek çýnarýn altýna geldiðinde saat çoktan öðleye varmýþtý. “Merak ettik” dedi bakkal. Ama akþam henüz minarelerin ýþýðý yanmadan evine dönerken kimse “Nereye?” diye sormadý bu defa. Dönüþte yolunu kesen birkaç serseri onu yere düþürünce ve kýrýlmamasýna hayret edilen hurda arabasýný hurdaya çevirince ve hatta cebindeki üç beþ kuruþu yürütünce “Geçmiþ olsun” diyen olmadý. Bir sabah arabasý olmadýðý halde çýnar aðacýnýn altýnda otururken selamýný aldýðý telaþlý dostlarý arabasýnýn yokluðunu fark etmedi bile. Arabasý olmadýðý halde, her sabah çýnarýn altýna gelen Mehmet Amca yaþlanmaya baþladý. Beli bükülmedi, elleri titremedi, ardýný dayadýðý çýnar gibi dimdik göründü ama güneþ yok olduðunda odaya dolan karanlýk gibi yüreðini kaplayan sitem ve sessizlikle aðýrlaþtý.
Çýnarýn altýnda oturduðu bir akþamüstü kahveci yaklaþtý yanýna. “Mehmet Amca, kahveye televizyon alýyorum; on tane de masa sipariþ ettim. Biraz dar olacak alan ama olsun, samimi olur. Allah bereket versin, iþler artacak gibi duruyor” dedi. Sonra baþka bir zaman Halil Emmi uðradý yanýna “Mehmet” dedi, “Apartman çok rahat, belki bizim buralara da dikerler. Hem konforlu hem samimi. Birikmiþin yok mu senin? Sen de taþýn aþaðý mahalleye.” Gülümsedi Mehmet Amca. Bakkala, kahveciye, Halil Emmi’ye, yanan minarelerin ýþýðýna, evde televizyon izlediði için gürültüsü gelmeyen çocuklara… Ayþe Haným’dan ekmek istemeye gerek býrakmayan, geç vakte kadar açýk markete… Ýnsanlarý bir araya toplayýp sohbete ihtiyaç duyurmayan televizyona… Herkesi üst üste yýðýp samimiyeti korumak adýna kendi evinde askeri nizamla hareket eden apartman sakinlerine… Yanýndan geçip kendini görmeyen, aynaya bakýp halini bilmeyen, çýnarýn altýnda ona yarenlik eden eski dostlarýna…
Sýrtýný yaþlý aðaca dayamýþtý. Mehmet Amca’nýn yakasýný gevþetmeye çalýþan Halil Emmi’nin baðýrýþlarýna mahalleli toplanmýþtý. Gülümsedi Mehmet Amca… Kargaþanýn ve uðultunun arasýndan akþam ezanýnýn sesi yükseldi bir anda. Gülümsedi Mehmet Amca… “Týpký” dedi zoraki, “Týpký eski günlerdeki gibi mahalleli bir arada, herkes ayný derdin telaþýnda… Ezan okunuyor, akþam oldu, ben gidiyorum. Bu saatten sonra sokakta kalýnmaz, biliyorsunuz.” Gülümsedi Mehmet Amca… “Size” dedi, “Size bozulmayan, her gün artan, kýymeti zamanla anlaþýlacak bir emanet býrakýyorum. Bir arada olmayý deðil bir amaç için bir olmayý sakýn unutmayýn…” Gülümsedi Mehmet Amca. Aðzýnýn içinde bir þeyler geveledi. Ambulans kalabalýðý yarýp görevliler Mehmet Amca’yý sedyeye koyduðunda elini tutan Halil Emmi’ye eðilmesini iþaret etti. “Halil” dedi, kulaðýna; “Samimiyet diye uzaklarda aradýðýn resim tam olarak burada. Ben iyi olana kadar bu samimiyet sana emanet. Çýnar aðacýnýn altýnda onu muhafaza et.”

Ynt: Emanet By: ceren Date: 26 Temmuz 2015, 21:21:47
Esselamu aleykum.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim.Peygamber efendimiz emanete sahip çýkan ve Muhammedul emin adýný almýþtýr Mekkeliler tarafýndan.Rabbim emanete sahip çýkan ,peygamber efendimizin yolunda giden,güvenilir olan kullardan olalým inþallah.....

radyobeyan