> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Emanet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Emanet  (Okunma Sayısı 1153 defa)
26 Temmuz 2015, 15:43:43
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Temmuz 2015, 15:43:43 »



EMANET

Rümeysa OĞUZ

Nisan 2015 115.SAYI


Burası filmlere konu olabilecek güzellikte, hayatın merkeziymiş gibi duran dev bir çınarın etrafına kurulmuş, eski ama şirin bir mahalleydi. Çınar ağacının sağ kanadında mahallenin kahvesi, nispeten zenginlerin yaşadığı daha az eski evler ve okul; sol yanında ise suyu incelmiş bir çeşme, sağ kanada kıyasla virane duran evler ve dışarıdan bakınca köhne bir barakayı andıran bakkal vardı. Çınarın tam önünde, mahalleye adını veren dik yokuşun başında ise Hurdacı Mehmet Amca’nın üç tekerlekli, görenlerin hala sağlam durabilmesine şaşırdığı seyyar arabası dururdu. Ve tabii bir de taburesi, gazetesi ve küçük demliği ile Mehmet Amca…
Mehmet Amca... Mahalleli onun en az çınar kadar yaşlı olduğunu söylerdi. Bilmem kaç on yıldır onu tanıyanlar yüzündeki kırışıklıkların bile hiç değişmediğini, yaşsız olduğunu, mahallenin çınarı, simgesi, babası, dedesi olduğunu anlatır dururdu birbirine. Hiç şaşmadan her sabah saat tam sekiz buçukta çınar ağacının yüksek dallarının gölgesine arabasını getirir, dik yokuşun başında oturarak rızkını beklerdi. Hem eski eşyaları, bir naylon sepet yahut birkaç mandal karşılığı değiştiren hem de ufak tefek tamir işlerini yapan Mehmet Amca’nın arabasının önü hiç boş olmazdı. Bazen kırılan demliği tamir bahanesi ile yanına oturan bir akranı ile bazen eşya takas etmeye gelen müşterisi yahut yoldan geçen mahalleli ile derin bir sohbete dalar; hemencecik biten küçük demliğine kahveden çay takviye edilir, bakkalın önündeki tabureler hurda arabasının yanına çekilir, sohbetin koyuluğu havanın koyuluğuna karışıncaya dek çınar ağacının altından muhabbetin sesi yükselirdi.
Minarelerin ışığının göründüğü, gökteki yıldızların sayıldığı, sokaktaki çocuk seslerinin son bulduğu yani mahallenin hayattan elini eteğini çektiği o en sakin zamanda arabasını ittire ittire evinin yolunu tutan Mehmet Amca adeta gecenin kapanışını yapardı. Bir evde ekmek kalmasa mesela, evin hanımı şöyle derdi çocuğuna: “Bir koşu Ayşe Teyze’nden yarım ekmek iste, Mehmet Amca evine gitti az önce, bakkal kapanmıştır çoktan.” Bu böyleydi... Yaşlı Hurdacı Mehmet Amca mahallenin açılışını ve dahi kapanışını yapan; yanına gelene dostluk, yarenlik eden; yaşadığı bu yeri karşılıksız ve içten seven; kimsenin bilmediği “yaşsız” yaşına rağmen ekmeğini kazanmanın derdine düşen; Tepebaşı Mahallesi’nin çınarıydı. Sonra bir gün ki bu süre aslında bir gün değildi; yaşlı çınara bir haller oldu.
Bir sabah saat tam sekiz buçukta arabası ile yokuşun başına geldiğinde daha az insan geldi yanına. Boş vakti çok olunca bakkalla hasbihal etti Mehmet Amca. “Aşağı mahallede” dedi bakkal, “Büyük bir market açılmış, indirim varmış oraya gitti mahalleli.” Aradan birkaç gün geçti ki bu süre de aslında birkaç gün değildi, yanından geçenler selam verip gider oldu. Ne tamire demlik geldi eskisi gibi ne birkaç eski ızgara ile mandal pazarlığına oturdu kimse. Boş vakti çok olunca kahveci ile hasbihal etti Mehmet Amca. “Hasan Ağabey” dedi, kahveci; “Evine televizyon almış, onda maç izlemeye gitti mahalleli.” Aradan birkaç hafta geçti ki bu süre de birkaç hafta değildi, bir kamyon geldi mahalleye. Ardından bir tane ve bir tane daha… Yoldan geçen komşusunu durdurdu Mehmet Amca. “Halil Emmiler” dedi, komşusu; “Yokuşun altında apartman dairesine taşınıyorlar, dik yokuş zor geliyormuş, ‘Dizlerim ağrıyor’ dedi.”
“Olsun” dedi Mehmet Amca kendine. Görmezden, duymazdan geldi yaşananları. Ama günler eskisinden hızlı geçerken, eskisi gibi geçmedi hiç. Mehmet Amca bir gün arabasını ittirerek çınarın altına geldiğinde saat çoktan öğleye varmıştı. “Merak ettik” dedi bakkal. Ama akşam henüz minarelerin ışığı yanmadan evine dönerken kimse “Nereye?” diye sormadı bu defa. Dönüşte yolunu kesen birkaç serseri onu yere düşürünce ve kırılmamasına hayret edilen hurda arabasını hurdaya çevirince ve hatta cebindeki üç beş kuruşu yürütünce “Geçmiş olsun” diyen olmadı. Bir sabah arabası olmadığı halde çınar ağacının altında otururken selamını aldığı telaşlı dostları arabasının yokluğunu fark etmedi bile. Arabası olmadığı halde, her sabah çınarın altına gelen Mehmet Amca yaşlanmaya başladı. Beli bükülmedi, elleri titremedi, ardını dayadığı çınar gibi dimdik göründü ama güneş yok olduğunda odaya dolan karanlık gibi yüreğini kaplayan sitem ve sessizlikle ağırlaştı.
Çınarın altında oturduğu bir akşamüstü kahveci yaklaştı yanına. “Mehmet Amca, kahveye televizyon alıyorum; on tane de masa sipariş ettim. Biraz dar olacak alan ama olsun, samimi olur. Allah bereket versin, işler artacak gibi duruyor” dedi. Sonra başka bir zaman Halil Emmi uğradı yanına “Mehmet” dedi, “Apartman çok rahat, belki bizim buralara da dikerler. Hem konforlu hem samimi. Birikmişin yok mu senin? Sen de taşın aşağı mahalleye.” Gülümsedi Mehmet Amca. Bakkala, kahveciye, Halil Emmi’ye, yanan minarelerin ışığına, evde televizyon izlediği için gürültüsü gelmeyen çocuklara… Ayşe Hanım’dan ekmek istemeye gerek bırakmayan, geç vakte kadar açık markete… İnsanları bir araya toplayıp sohbete ihtiyaç duyurmayan televizyona… Herkesi üst üste yığıp samimiyeti korumak adına kendi evinde askeri nizamla hareket eden apartman sakinlerine… Yanından geçip kendini görmeyen, aynaya bakıp halini bilmeyen, çınarın altında ona yarenlik eden eski dostlarına…
Sırtını yaşlı ağaca dayamıştı. Mehmet Amca’nın yakasını gevşetmeye çalışan Halil Emmi’nin bağırışlarına mahalleli toplanmıştı. Gülümsedi Mehmet Amca… Kargaşanın ve uğultunun arasından akşam ezanının sesi yükseldi bir anda. Gülümsedi Mehmet Amca… “Tıpkı” dedi zoraki, “Tıpkı eski günlerdeki gibi mahalleli bir arada, herkes aynı derdin telaşında… Ezan okunuyor, akşam oldu, ben gidiyorum. Bu saatten sonra sokakta kalınmaz, biliyorsunuz.” Gülümsedi Mehmet Amca… “Size” dedi, “Size bozulmayan, her gün artan, kıymeti zamanla anlaşılacak bir emanet bırakıyorum. Bir arada olmayı değil bir amaç için bir olmayı sakın unutmayın…” Gülümsedi Mehmet Amca. Ağzının içinde bir şeyler geveledi. Ambulans kalabalığı yarıp görevliler Mehmet Amca’yı sedyeye koyduğunda elini tutan Halil Emmi’ye eğilmesini işaret etti. “Halil” dedi, kulağına; “Samimiyet diye uzaklarda aradığın resim tam olarak burada. Ben iyi olana kadar bu samimiyet sana emanet. Çınar ağacının altında onu muhafaza et.”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Emanet
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:58:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Emanet rüya tabiri,Emanet mekke canlı, Emanet kabe canlı yayın, Emanet Üç boyutlu kuran oku Emanet kuran ı kerim, Emanet peygamber kıssaları,Emanet ilitam ders soruları, Emanetönlisans arapça,
Logged
26 Temmuz 2015, 21:21:47
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 26 Temmuz 2015, 21:21:47 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Peygamber efendimiz emanete sahip çıkan ve Muhammedul emin adını almıştır Mekkeliler tarafından.Rabbim emanete sahip çıkan ,peygamber efendimizin yolunda giden,güvenilir olan kullardan olalım inşallah.....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes