Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Ceza Hukuku By: saniyenur Date: 04 Aðustos 2012, 10:23:16
6- Ceza Hukuku

Ýslâm Ceza Hukuku cinayetler, had'ler, kefaretler: ve ta'zir olmak üzere dört ana bölüme ayrýlýr. Cinayetler kiþilere, had'ler devlete ve yönetime, kefaretler topluma, ta'zirler ise idarî düzenlemelere karþý iþlenen suçlarý ifade eder.

Ýslâm fýkhýnda kiþilere karþý iþlenen kasten adam öldürme ve müessir fiil hallerinde esas ceza kýsastýr. Maðdurun suç failini affetme hakký da vardýr. Eðer maðdur af hakkýný kul­lanýrsa kýsas düþer ve maðdura tazminat öde­nir. Kýsas göze göz, buruna burun, kulaða ku­lak, diþe diþ þeklinde misliyledir. Diyet öde­necekse, genel kural olarak görme, iþitme, düþünme, yürüme, çalýþma, cinsî iliþki kurma fonksiyonlarý gibi temel fonksiyonlardan biri­nin izalesi tam diyeti gerektirir.

Hadler, Allah'ýn kendi hukuku ile ilgili ola­rak takdir buyurduðu cezalardýr. RÝddeî (Ýslâm dininden dönme), baði (Ýslâm devleti­ne âsi), zina (aileyi ve nesebi bozma), kazf (suçsuz kimselere suç atma), yol kesme, sar­hoþluk ve þartlarýný üzerinde toplayan hýrsýz­lýðýn cezalan gibi. Þer'î hadler naklî ve aklî delillerle sabittir. Söz konusu fiiller fesat ve yýkýcýlýða sebebiyet verdiðinden, onlarý men eden cezalar Allah'a mahsus haklardan sayýl­mýþtýr. Çünkü Allah'a mahsus olan haklar da­ima umumun menfaatini ifade ederler. Bu suçlan iþleyenlerin affedilmeleri mümkün de­ðildir ve kimsenin böyle bir yetkisi bulunma­maktadýr.

Kefaretler, topluluða karþý iþlenmiþ suçlardýr. Kazaen öldürme, oruç bozma, hac yasaklarým ihlâl ve yemin bozmada kefaret cezalarýnýn uygulanacaðý kabul edilmiþtir.

Hakkýnda had ve kefaret bulunmayan suçlar­da, Allah veya kul hakký olarak verilen ceza­ya da ta'zir denmektedir. Ta'zir suçlarý, had kapsamýna hiç girmeyen suçlar ve haddin bü­tün þartlarýný taþýmadýðýndan had uygulana­mayan, fakat had kapsamýna giren suçlar ol­mak üzere ikiye ayrýlýr. Hýrsýzlýk cezasýnýn uygulamasý için gerekli olan miktardan aþaðý-deðerde bir mal çalmak gibi suçlar, ikinci kýsma girer. Had kapsamýna girmeyen suçlar ise, çok çeþitli ve oldukça fazladýr. Ta'zir suç ve cezalan, Ýslâm hukukunda, hâkimin geniþ takdir yetkisine sahip bulunduðu bir alandýr. Bu tür suçlara tatbik edilecek cezanýn türü ve miktarý içtihada býrakýlmýþtýr.

Ýbrani Hukuku: Ýbrani hukukunun Tevrat, Misna Düsturu ve Talmut olmak üzere üç kaynaðý vardýr. En önemlileri Tevrattýr. Bu kitabýn getirmiþ olduðu hükümlerden ve bu hükümlerin oluþturmak istediði sosyal sis­temden sadece "tanrýnýn himayesine mazhar ve diðer insanlardan seçkin olduðuna" inaný­lan yahudiler istifade edebilmektedir.

Öç almayý men eden Tevrat'ýn kabul ettiði temel ceza kýsastýr. Diyet Ýse bazý hallerde kabul edilmiþtir. Ayrýca "cezanýn þahsîliði" esasý kabul edilmiþtir.

Tevrat'a göre, kasten adam öldürme suçunun cezasý Ölümdür. Kazaen öldürme halinde, fail kasdî olmadýðýný hâkim önünde ispat ederse, daha önceden .belirlenen üç þehirden birinde bir süre mecburî ikamete tâbi tutulur, sonra tekrar eski oturduðu yere dönerdi. Kasten adam öldüren ise, nerede tutulursa orada Öl­dürülürdü. Ana babasýný döven, onlara haka­ret eden çocuklar ölümle cezalandýrýlýrdý. Hýrsýzlara çaldýklarý malýn deðerinin bir kaç misli Ödettirilirdi. Fail bu yükümlülüklerini yerine getirmezse satýlýrdý.

Roma Hukuku: Oniki asýrdan fazla süren bir devreye yayýlmýþ olan Roma'nýn ilk safhala­rýnda hukuk Roma þehrinde yaþayan insanla­rýn ihtiyaçlarýna göre geliþmiþ örf ve âdetlerden ibaretti. Roma hukukunda suçla1"sosyal düzeni bozup bozmadýðýna göre iki katogoride ele alýnýrdý. Kiþilere karþý iþlenen suçlarda, fail, maðduriyetin giderilmesi için belirli bir paranýn veya tazminatýn ödettiril-mesiyle cezalandýrýlýrdý. Kasten Öldürmelerde fail ölüm ile cezalandýrýlýrdý. Ýkinci kategori suçlar ise sosyal düzeni bozucu nitelikteki devlete karþý iþlenen suçlardý. Bu durumda her vatandaþýn devleti temsil ettiði kabulüyle, cezaî kovuþturma isteme hakký vardý. Devlet aleyhine iþlenen fiiller için ölüm. maden ocaklarýnda çalýþtýrma, uzvun kýrýlmasý, da­yak ve sürgün gibi cezalar verilirdi.

Amme Hukukla: Amme Hukukunda taným­lanan "iltica hakký", cinayet ve hýrsýzlýk gibi baþlýca suçlarýn cezai müeyyidelerinden kaç­mak için baþ etken olmuþtur. Bu hak 1663 yý­lýnda kalkmýþtýr. YÝne de birkaç kiþi krailýk kanunlarýna karþý gelme cesaretini gösterinceye kadar bir süre yürürlükte kaldý. Kilise­nin menfaatleri olarak bilinen imtiyazlar 1827 ve 1841 yýllarýnda kaldýrýldý. Ceza ka­nunlarýnýn haksýzca uygulamalarý ve cezaî iþ­lemler sona erdi. Yine de bu hukuk, tazmina­tý, bir baþka ceza þekli olarak kabul etmemiþ­tir. Roma Hukukunun temelinde action per-sonaiis mortuir cutn personal (kiþi hakký, kendisiyle birlikte kaimdir) kanunu yatar. (J. Declareuil. Roman: The Law Girer, 1972, sh. 198). Fakat yeni kanunlara ihtiyaç duyu­lunca 1846'da söz konusu kanun Campbell Yasasý ile deðiþtirildi.

Hint Hukuku: Eski Hindistan, altýn çaðýný Manu zamanýnda yaþadý. Kanunlar onun dev­rinde icbar ve tatbik kabiliyeti özelliðini ka­zandý. Fakat Manu kanunlarýnýn en bariz özeliiði. kanunlarýn hem muhteva, hem de ce­za þekilleri açýsýndan âdil olmamasýdýr. Ka­nunlar. Manu'nun toplumu muhtelif kategori­lere ayýran sýnýf felsefesinden kaynaklanýyor­du. Bu sýnýflardan Racalar ve Brahmanlar saygýdeðer bir konuma sahipti. Apasthamba'nýn Þastra kanunlarý. Þudraiar öldürme suçu Ýþleyecek olursa baþlýca ceza sistemiydi. Fakat Brahmanlar ayný suçu iþlediðinde görmezlikten geliniyordu (Jaysawal, K. P., Ma­nu and Yajnavalkya- A Comparison and Contrast: A Treatise on the Basic Hindu Law, 1930, sh. 88-90).




radyobeyan