Ýslam Alimleri
Pages: 1
Muhammed B. Ahmed Harizmi By: reyyan Date: 09 Temmuz 2012, 18:03:55
MUHAMMED BÝN AHMED HARÝZMÝ

Mefâtihu’l- Ulûm adlý ansiklopedik eseriyle tanýnan Ýslâm âlimi.


Hayatý hakkýnda fazla bilgi yoktur; nisbesinden Hârizm’li olduðu anlaþýlmaktadýr. Ancak Makrîzî'nin onu bu bölgeye nisbet etmeden Belhî þeklinde anmasýna dayanarak ailesinin Hârizmli bir kökenden geldiði, kendisinin ise Belh'te doðduðu ileri sürülebilir. Wiedemann, Belhî nisbesinden hareketle Hârizmî'nin Belh'te doðmuþ bir Türk olabileceði ihtimalinden söz etmektedir. Hârizm, Amuderya'nýn aþaðý kesiminden Aral gölünün güneyine kadar uzanan bölge, Belh ise Kuzey Afganistan'da bulunan bir þehirdir. Buna göre Hârizmî'nin, Amuderya'nýn hayli ötesindeki Türk kesimlerini de içine alan ve Ýran'ýn bütün kuzeydoðusunu kaplayan coðrafyaya ait bir þahsiyet olduðu söylenebilir. Hârizmî bilinen tek eseri Mefâtîhu'l-Ulûm'u, IX-X. yüzyýllarda Horasan ve Mâverâünnehir'de hüküm süren Sâmânîler'in ilim adamlarýný seven, onlarý koruyan ünlü baþ veziri Ebü'l-Hasan Ubeydullah b. Ahmed el-Utbî'ye ithaf etmiþ­tir. Utbî 977 yýlýnda vezarete geldiðine göre kitapta o yýllarda yazýlmýþ olmalýdýr. Harizmi’nin ölüm tarihini Kâtip Çelebi 387 (997) olarak tespit etmiþ ve modern araþtýrmacýlar arasýnda bu tarih yaygýn kabul görmüþtür.


Gerek taþýdýðý Kâtip lakabýndan gerekse eserinde verdiði Samani idare teþkilatýna dair ayrýntýlý bilgilerden Harizmi’nin üst düzey bürokratlar arasýnda yer aldýðý anlaþýlmaktadýr.  Muhtemelen Nuh bin Mansur’un (976-997) Buhara’daki sarayýnda uzun süre devlet hizmetinde bulunmuþtur. Esasen Harizmi’nin bizzat açýkladýðý üzere Mefâtîhu'l-Ulûm'un hedeflediði okuyucu kitlesi, lügat ilminin tek baþýna iyi bir eðitim görmeye yetmeyeceðini kavramýþ ediplerin yaný sýra, çeþitli bilgi ve becerileri kazanma hususundaki ihtiyaçlarý göz ardý edilemez olan deðiþik devlet kademelerinde görevli kâtiplerdir. Bir bakýnma Harizmi, kâtiplerin idari iþleri görürken ihtiyaç duyacaklarý teknik terimleri açýklayan küçük bir ansiklopedi hazýrlamak istemiþtir. O dönemde iyi bir katibin yalnýzca dini ve edebi dallara vukufu yeterli deðildi; bürokrasiyi ilgilendirdiði kadarýyla kamu yönetimi, maliye, bayýndýrlýk ve mühendisliðe ait temel bilgilere duyulan ihtiyaç, bir kâtibin çeþitli inanç akýmlarýndan tarihe, fýkýhtan astronomiye, týptan mekaniðe kadar bütün aklî ilimlere ait ansiklopedik seviyede bir birikime sahip olmasýný gerektiriyordu. Böyle bir ihtiyaca cevap verme amacýyla yazýlmýþ olan Mefâtîhu'l-ulûm, müellifinin devlet kademe­lerindeki tecrübesini ve ansiklopedik çaptaki birikimini açýkça yansýtmaktadýr.


Hocalarý gibi öðrencileri hakkýnda da bilgi bulunmadýðý için Hârizmî'yi bir ekole baðlamak mümkün deðildir. Eserinin bütününden çaðýnýn edebî, naklî ve aklî ilimleri hakkýnda geniþ bilgi sahibi olduðu anlaþýlmakta ve bu bilgileri bir ölçüde kendi kendini yetiþtirmek suretiyle edindiði sezilmektedir. Ancak kaynaklarýný nadiren verdiði için ilmî biriki­minin bibliyografik boyutunu tesbit etmek zordur. Buna raðmen Arapça ve Farsça'yý çok iyi bilmesinin dýþýnda söz konusu ilimlere ait Grekçe ve Süryânîce terminolojiyi rahatlýkla kullanmasýndan ve bu ilimleri tasnif etmekte gösterdiði baþarýdan Ýslam dünyasýna çeviri yoluyla girmiþ temel eserleri de tanýdýðý, dolayýsýyla Doðu’ya ve Batý’ya ait geniþ bir literatüre hâkim olduðu söylenebilir.

Her ne kadar Mefâtîhu'l-ulûm, kültürlü bir bürokrat tarafýndan bilimsel kaygý taþýmadan sadece meslektaþlarýna pratik bilgiler verme amacýyla kaleme alýnmýþ bir eser ise de gerek dönemin ilim anlayýþýný yansýtmasý, gerekse o yýllarda kullanýlan çeþitli ilimlere ait teknik terim­leri ayrýntýlý þekilde sunmasý bakýmýndan önemi büyüktür. Hârizmî'ye göre ilimler iki ana gruba ayrýlýr.

1. Þeriat ilimleri ve onlarla iliþkili Arabî ilimler.
2. Grekler ve öteki milletlerden alýnmýþ yabancý ilimler (Ulûmü'l-acem).

Bu temel ayýrým esas alýnarak Mefâtîhu'l-'ulûm iki bölüm (makale) halinde telif edilmiþtir. Bu ayýrýmdaki þer’i-Arabî ve acemî terimleri, Hârizmî'nin zihninde kültürel kýstaslarýn ön planda tutulduðunu göstermektedir. Zira ilk grupta yalnýz þer’i ilimler deðil onlarýn anlaþýlmasý, aktarýlmasý, yayýlmasý ve uygulanmasýyla ilgili Arabî ilimler de ele alýnmýþtýr. Gerçi bu grupta baþka milletlerin tarihleriyle kültür birikimlerine ait terim ve bilgilere de yer verildiði görülmektedir; fakat bu durum lisaný, devlet geleneði, þiiri ve tarihiyle Arap kültürünün þemada belirlenmiþ merkezî konumunu sarsmamakta ve Arap dýþý veriler bu grup içerisinde, ancak Arap-Ýslâm kültür evreniyle münasebetleri açýsýndan anlam kazanmaktadýr. Ýkinci gruptaki ilimler ise sonralarý konuyla ilgili çeþitli eserlerde "el-ulûmü'd-dahîle" þeklinde anýlan Arap-Ýslâm kültür evrenine sonradan ithal edilmiþ dýþ kaynaklý ilimlerdir. Bu ilimlerin yabancý menþeleri Mefâtîhu'l-'ulûm'un bütününden anlaþýlabildiði kadarýyla bir meþruiyet proble­mi doðurmamýþ, birer ilim olmalarý onlarýn þer’i-Arabî ilimlerle ayný bölümde yer almalarýna kâfi gelmiþtir.


Altý babdan oluþan birinci bölümde fýkýh, kelâm, nahiv, kitabet, þiir, aruz ve ahbâr (tarih) ilimleri ele alýnmaktadýr. Burada dikkat çeken husus, Hârizmî'nin temel Ýslâmî ilimler olarak yalnýzca fýkýh ve kelâmý saymasý, tefsir ve hadise bu þemada yer vermemesidir. Ulûmü'l-acem ise felsefe ve onun çeþitli disiplinlerinden ibarettir. Felsefenin müstakil bir ilimden ziyade bir ilimler sistemi sayýlmasý sebebiyle ondan sonra gelenler "Ulûmü'l-felsefe" baþlýðý altýnda ayrý bir sýnýflandýrmaya tâbi tutulmuþtur. Bu tasnif þöyledir:


A) Nazarî Ýlimler.
1. Sâvalucya (theologia) veya el-ilmü'l-ilâhî (metafizik).
2. El-Ýlmü't-ta'lîmî ve'r-riyâzî (matematik).

3. El-Ýlmü't-tabîî (fizik). Ayrýca bunlar sýrasýyla el-ilmü'l-a'lâ, el-ilmü'l-mutavassýt ve el-ilmü'l-esfel þeklinde de adlandýrýlmýþtýr. Bu nitelemeler, ilimlerin konu ve alanlarýný teþkil eden varlýk mertebelerinin derecelendirilmesiyle ilgilidir. Daha sonraki bazý tasniflerde de sürdürülen bu yaklaþým, ilimlerin taksimiyle varlýk hiyerarþisi arasýnda bir iliþki görmek istemektedir.

B) Amelî Ýlimler.
1. Tedbîrü'r-recül nefseh (ahlâk).
2. Tedbîrü'l-menzil (ev yönetimi).

3. Tedbîrü'l-âmme (siyâsetü'l-medeniyye ve'l-ümme ve'l-mülk). Hârizmî'ye göre metafiziðin kýsýmlarý yoktur. Matematiðin kapsamýna giren ilimler aritmetik, geometri, astronomi ve müzik; fiziðin alanýna giren ilimler ise týp, meteoroloji, mineraloji, botanik, zooloji ve kimyadýr. Ancak fizikî ilimlerden yalnýz týp ve kimyayý müstakil baþlýk altýnda incelemekte, fizik (tabiat felsefesi) alanýna da sadece genel felsefe terimlerini tanýttýðý bölümde temas etmektedir.


Ýki makale, on beþ bab ve doksan üç fasýldan oluþan eserini böyle bir ilimler þemasýna dayandýran Hârizmî, þer'î-Arabî ilimlerin baþýnda fýkhý ele almýþ, önce usûl-i fýkýhla, daha sonra da fýkhýn taharet, namaz, ezan, oruç, zekât, hac, bey' ve þirket, nikâh ve talâk, diyetler ve miras konularýyla ilgili baþlýca terimlerin tanýmýný vermiþtir. Kelâm sahasýyla ilgili olarak ise kelâmcýlarýn kullandýðý bazý teorik kavramlarý tanýmlamakla yetinmemiþ, itikadî fýrkalarýn da ayrýntýlý bir dökümünü vermiþtir. Ayrýca Mu'tezile, Hâriciyye, Ashâbü'l-hadîs, Mücbire, Müþebbihe, Mürcie ve Þîa adlarý altýnda yedi ana grupta topladýðý kelâm fýrkalarýnýn kollarýný da sýralayarak sonuçta ortaya umumi kelâm literatüründe sýkça rastlanan yaklaþýma uygun biçimde yetmiþ üç fýrkaya ayrýlan bir þema koymuþtur. Ancak bu fýrkalar hakkýnda bir yargýya varmamýþ, yalnýzca Müþebbihe'nin Kadaiyye kolu ile Þîa-Gâliyye'nin Gamâmiyye kolunun inançlarýný sapýkça bulduðunu ima etmiþtir.


Hârizmî, ilmî geleneðe uygun olarak sadece Ýslâm itikadî fýrkalarýný deðil Ýslâm dýþýndaki din ve inanç akýmlarýný da kelâmýn sahasý içinde görür. Hýristiyanlýðýn Melkâiyye, Nestûriyye ve Ya'kubiyye mezheplerinden meydana geldiðini belirtir ve ilkinin en yaygýn mezhep olduðu müþahedesini kaydeder; herhalde Hârizm bölgesinde Karadeniz kýyýlarýndaki Bizans kiliseleriyle irtibatlý çok sayýda Melkî hýristiyan bulunmaktaydý. Yahudilik bölümünde ise VIII-IX. yüzyýllardaki mesîhçi akýmlarýn taraftarlarýndan bahsetmekte ve bunlardan Karâîler'i, herhalde "Anan ben David taraftarý" anlamýnda Anâniyye adýyla anmaktadýr. Berâhime, Sümeniyye gibi Hint inançlarý. Maniheizm, Mazdekiyye. Markionculuk ve Deysâniyye gibi Mecûsî kökenli iki tanrýlý inançlar ve Dehriyye, Muattýla gibi inkarcý fýrkalar bu bölümde kýsaca tanýtýlmaktadýr. Bu arada Budâsef (Bodhisatva) ve Hermes isimleri etrafýnda geliþtirilen Sâbiîlik'in tanýmýný doðru bulmamýþ ve Sâbiîler'in Nasrânîler'in bir fýrkasý olduðunu söyleyerek onlarý putperest Harran kültüne nisbet eden yaygýn anlayýþa karþý çýkmýþtýr.


Nahiv ilmiyle ilgili bölümde en dikkat çekici husus, Hârizmî'nin gramer ve mantýk arasýndaki iliþkiyi ihsas etmeye çalýþmasýdýr. Baþvurduðu kaynaklan þahit getirmeyeceðini belirtmesine raðmen bu bölümde ünlü dilci Halil b. Ahmed'den faydalandýðýný açýklamaktadýr. Kitabet sanatý hakkýnda yazdýklarýyla ise Harizm, Horasan ve Tohâristan'ý kapsayan bölgedeki yönetim sistemiyle ilgili çok zengin veriler sunmuþ ve Sâmânî bürokrasisinde bulunmasýnýn kendisine kazandýrdýðý uzmanlýðý ortaya koyan ayrýntýlara girerek ordu, toprak sistemi, maliye, haberleþme ve sulama iþlerine dair çeþitli terimlerin geniþ boyutlu tanýmýný vermiþtir. Bu kýsým sayesinde, Irak havzasýndaki Abbasî yönetimiyle olan baðlantýlarý da göz önünde tutularak ele alýnmýþ idarî bölümleri (divan), nisbeten erken ve ilk elden bir kaynak yardýmýyla tanýmak mümkün olmaktadýr..


Hârizmî'nin þiir-aruz sanatý ile ahbâr bilgisini kâtiplerin edinmesi gereken edebî birikimin önemli bir parçasý saydýðý anlaþýlmakta, ayrýca yalnýz Ýslâm tarihini iþlemekle yetinmeyip Ýslâm coðrafyasýnýn yayýldýðý yahut iliþki içinde bulunduðu Arap, Fars, Türk ve Rum (Doðu ve Batý Roma) milletlerinin tarih ve siyaset geleneklerine iliþkin terimleri de ele aldýðý görülmektedir. Hindistan hakkýnda ise yalnýzca kast sistemini aktarmakla yetinmiþ, fakat bu sistemde "kþatriya" kastýna yer vermemiþtir.


Felsefî ilimler bölümünde fiziðin bir dalý olarak ele alýnan týp Ortaçað'daki anatomi, patoloji, diyet ve farmakoloji disiplinlerine ait terimler açýsýndan tanýtýlmaktadýr. Hârizmî'nin bu alanda gözün tabakalarýna dair anatomik terimlerden halk ilâçlarýna iliþkin farmakolojik terimlere kadar dikkat çekici ayrýntýlara indiði görülür. Týp bölümünde andýðý yegâne kaynak Eyyûb er-Ruhâvî'nin Kitâbü't-Tefsire adlý eseridir. Tâlimî ilimlerden aritmetikte Yeni Pisagorcu matematikçi Gerasali Nikomakhos'a dayandýðý anlaþýlan Hârizmî, bu bölümde sayý kavramý ile lineer ve kübik ölçümlerden bahsetmekte, hisâbü'l-Hind, hisâbü'l-cümmel, el-cebr ve'l mukâbele ve hisâbü'l-hatâeyn gibi aritmetik tekniklerini tanýtmaktadýr. Geometrinin temel kavramlarý konusunda ise baþlýca kaynaðý Öklid'in Kitâbü'l-Ustukussât'dýr. Astronomi astroloji ve coðrafya ile birlikte ele alýnmýþ ve Batlamyus geleneði takip edilmiþtir. Hârizmî'ye göre "Ýlmü'l-hey'e", feleklerin terkip ve heyet bilgisiyle arzýn heyet bilgisini birlikte kapsamaktadýr. Onun. yalnýz Grek astronomi geleneðini deðil eski Araplar'ýn "ilmü'l-envâ” adýyla bilinen tecrübî birikimlerini ve Sâsânî astronomi geleneðini de tanýttýðý görülür. Tâlimî ilimlerin son þubesini teþkil eden mûsikiyle ilgili olarak Grek, Arap, Fars (ve Horasan) kültür havzalarýndaki müzik aletlerinin tasvirlerinin yaný sýra, muhtemelen Kindî ve Fârâbî gibi filozoflarýn müzik teorilerinde geçen terimler de verilmektedir. Hiyel ilmi (makine mühendisliði) herhangi bir gruba dâhil edilmeyip tek baþýna ele alýnmýþtýr. Bu konuda Bizanslý Philon, Ýskenderiyeli Heron ve Benî Musa'nýn eserlerinden faydalanan Hârizmî hiyel ilmini kaldýraç, makara ve savaþ aletleriyle hidrolik kaplar þeklinde iki ayrý alanda deðerlendirmektedir. Hiyel konusunda terimler kadar teknik süreçleri de kapsayan bu bilgilerin. X. yüzyýl Müslüman mühendisliðine dair yegâne kaynaðý oluþturduðu kabul edilmektedir. Kitapta son olarak fiziðin bir dalý sayýlan kimya ele alýnmýþ, bu ilme ait terimler kimyevî gereçler, kimyevî maddeler ve kimyevî iþlemler þeklindeki üç ana baþlýk altýnda tanýtýlmýþtýr.


Mantýðýn baðýmsýz bir ilim mi, nazarî felsefenin bir þubesi mi, felsefî ilimlerin bir aleti mi. yoksa hem felsefî ilim hem de bir alet ilmi mi olduðu þeklindeki farklý yaklaþýmlarý zikreden Hârizmî'nin, onu ilimler þemasýnda nazarî ve amelî felsefenin bir þubesi olarak göstermeyiþinden bir alet ilmi saydýðý anlaþýlmaktadýr.


Hârizmî ve eseri üzerine çok sayýda ilmî araþtýrma yapýlmýþ olup bunlar arasýnda Eilhard Wiedemann ve C. E. Bosworth'un çalýþmalarý önemli bir yer tutmaktadýr. Wiedemann'ýn Mefâtîhu'l-Ulûmun özellikle hiyel, aritmetik, geometri, astronomi, kimya ve müzik bölümlerini Ýslâm ilimler tarihi açýsýndan inceleyen çeþitli tercüme ve araþtýrmalarý, daha sonra W. Fischer'in editörlüðünde Aufsatze zur arabischen Wissenschafts Geschichte baþlýðý altýnda ve iki cilt halinde bir araya getirilmiþtir. Bosvvorth ise eserin genel deðerlendirmesinin yaný sýra kitabet ve kelâm bölümlerinin tanýtýmýný yapmýþ ve ikincisini Ýngilizceye tercüme etmiþtir


Mefâtîhu'l-'ulûm ilk defa G. van Vloten tarafýndan Leiden'de (1895, 1968), daha sonra Kahire'de (1342/1923) ve 1989'da Ýbrahim el-Ebyârî tarafýndan Beyrut'ta neþredilmiþtir; Seyyid Hüseyin Hadiv Cem eseri Farsça'ya çevirmiþtir (Tahran 1968, 1983).
                                                                                                                                                                                                              (T.D.V.Ýslam Ans.16/222224)


radyobeyan