Osman Atalay By: hafiza aise Date: 04 Temmuz 2012, 16:53:25
Osman Atalay: “Gazze’nin yardýma ihtiyaç duyduðunu dünyaya hatýrlattýk”
Salih DEMÝRHAN • 60. Sayý / GÜNDEM
Bundan bir yýl evvel (Ocak 2009) Gazze, Ýsrail saldýrýlarýyla yerle bir oldu. Zaten yýllardýr dünyadan izole edilmiþ bir halde, temel insani gereksinimlerini bile karþýlamakta güçlük çeken Gazze bu saldýrýlarla iyice dýþarýya baðýmlý hale geldi. Filistin’e karþý yürütülen bu ambargoyu delerek insani yardým götürmek için oluþturulan Viva Palestina (Filistin’e YolAçýk) konvoyu Mýsýr yetkililerinin tüm engellemelerine raðmen 6 Ocak’ta Filistin’e ulaþtý. Bu konvoyda yer alan ÝHH Ýnsani Yardým Vakfý Yönetim Kurulu üyesi ve Afrika Koordinatörü Osman Atalay ile baþýndan sonuna konvoyun Filistin’e varýþ sürecini konuþtuk.
Filistin konvoyunun oluþum sürecini ve ÝHH’nýn konvoya dâhil oluþunu kýsaca anlatabilir misiniz?
Filistin’e YolAçýk (Viva Palestina) konvoyu 7 Aralýk’ta Ýngiltere’den yola çýktý. Baþýnda Saygý Partili Ýngiliz parlamenter George Galloway bulunuyordu. Bu, Ýngilizlerin düzenlediði üçüncü konvoy. Gazze ambargosunu kýrmak için özellikle Ýsrail’in Gazze saldýrýlanýn birinci yýldönümünde Gazze’de olmak ve tüm dünyaya ambargoyu bir kez daha hatýrlatmak maksadýyla yola çýkan bir konvoydu. Bize bu gruptan“Türkiye ayaðýnda yardýmcý olabilir misiniz, siz de katýlabilir misiniz?” teklifi geldi. Biz de memnuniyetle kabul ettik. Bir yýl önce savaþ sýrasýnda bölgede bulunduðumuzu ve Filistin çalýþmalarýmýzý biliyorlardý. 7 Aralýk’ta Ýngiltere’den yola çýkýp, Yunanistan üzerinden Türkiye’ye giren konvoyu Edirne’de karþýladýktan sonra burada ve Ýstanbul’da aðýrladýk. Onlarýn yola çýkmasýndan önceki süreçte biz de konvoya baðýþçýlarýmýzdan katký bekledik. Çok kýsa bir süre içerisinde oldu her þey. Sað olsunlar, bu kýsa süre içerisinde baðýþçýlarýmýz katkýlarýný esirgemediler. Bu sayede bu konvoya yüzün üzerinde araçla katýldýk. Toplam iki yüz araç vardý. Bu araçlar içerisinde týr, Þeyh Þamil aþevimiz, baðýþçýlarýn verdiði ambulanslar, binek araçlarýmýz, çöp arabalarý, cipler, yüksek tonajlý araçlar ve Ýngiltere’den gelen araçlarla beraber 200 araç ve 400 insanla yola çýktýk. Biliyorsunuz Ýstanbul’da bir basýn açýklamasý yaptýk. Ardýndan konvoy Adapazarý’nda misafir oldu. Ankara’da TBMM’yi ziyaret etti. Daha sonra Konya, Adana ve Gaziantep’te birer gece kalarak Türkiye’den Suriye’ye geçiþ yapýldý.
‘KONVOY 17 FARKLI MÝLLETTEN OLUÞUYORDU’
Bildiðimiz kadarýyla konvoyda farklý din ve milletlerden insanlar vardý. Bu kadar farklý grubu bir araya getiren amaç neydi?
Avrupa’dan gelen grubun içinde Ýslam dünyasýnýn birçok ülkesinden Müslümanlar ve farklý ülkelerden Hýristiyanlar da vardý. Toplam 17 milletten, farklý siyasi görüþ, din ve mezhepten insanlar vardý. Ayrýca Ýstanbul ve Ürdün’de konvoyumuza Hahamlar da katýldý. Aramýzda gaye birlikteliði vardý. O topraklarda 62 yýldýr adaletsizliðin olduðuna inanýyorduk hepimiz. Ve orasý 4 yýldýr ambargo altýnda. Hedefimiz belliydi: Filistin topraklarýna gitmek ve Gazze’ye yardýmlarý ulaþtýrmak.
MISIR’DA SÝYASÝ REFLEKSLE KARÞILAÞTIK
Türkiye’den çýktýktan sonra neler yaþadýnýz?
Suriye ve Ürdün’de de yoðun ilgi ile karþýlandýk. Özellikle oralarda yaþayan Filistinli mültecilerin ilgisi çok daha fazlaydý. Açýkçasý, bu ülkelerdeki ilgi karþýnda þaþýrdýk. Mýsýr’a gelirsek eðer, tabii Mýsýr halký da bize ilgi gösterdi. Ama Mýsýr’da tamamen siyasi bir refleksle karþýlaþtýk.
Basýna da çokça yansýdý Mýsýr’daki olaylar. Neler yaþadýnýz tam olarak?
Mýsýr’la sýkýntýmýz ilk olarak Ürdün’de baþladý. Biz Suriye’den geçerek Ürdün Akabe limanýna ulaþtýk. Akabe limanýndan gemiye binerek çok kýsa bir sürede Mýsýr topraklarýna geçecektik. Fakat orada Mýsýr makamlarý kesinlikle gemiye binemeyeceðimizi söylediler. Biz Ürdün’deki Mýsýr büyükelçiliðiyle 4 gün mücadele ettik. “Bu bir insani konvoydur ve gitmesinde bir sakýnca olmamasý gerekir” dedik. Ardýndan Akabe’de ve Mýsýr konsolosluðu önünde sessiz bir oturma eylemi yaptýk. Sonra konvoya Avrupa’dan katýlan 4 Filistin gönüllüsü açlýk eyleminde bulundu. Limandan Ýsrail’in iþgal ettiði topraklar görünüyor. Buna mukabil biz sembolik olarak topluca denize taþ atma eylemi de yaptýk. Bu þekilde orada bir medya oluþturduk. El Cezire ve Ürdün televizyonlarý konvoyu yakýndan izlediler. Son derece sivil, çevreye zarar vermeyen eylemler yaptýk. Tüm bunlara raðmen dört günlük mücadelemiz neticesiz kaldý. Ancak Suriye’nin Lazkiye limanýndan Mýsýr’ýn El Ariþ limanýna giriþ yapabileceðimizi söylediler. Biz de gerisin geriye 8 saatlik yol alarak Lazkiye’ye vardýk. Lazkiye’de Filistinli mültecilerin yoðun olarak yaþadýðý bir mahallede dört gün kaldýk. Törenlerle araçlarýmýz gemilere bindirildi. Biz de Lazkiye’den uçakla El Ariþ’e geçtik.
Suriye ve Ürdün güvenlik güçlerinden herhangi bir kötü muamele gördünüz mü peki?
Hayýr. Suriye ve Ürdün polisi de, halký gibi gayet iyi aðýrladý bizleri.
MISIRLI YETKÝLÝLER: “SÝYASÝ BÝR KONVOYSUNUZ!”
Mýsýr hükümeti ülkeye giriþinizden sonra ne gibi zorluklar çýkardý?
El Ariþ havaalanýna vardýktan sonra hiçbir sebep gösterilmeksizin 9 saat bekletildik. Sabah limana gemiyle gelen araçlarýmýzýn yanýna gittik. Mýsýrlý yetkililer araçlarýn hepsini götüremeyeceðimizi, araçlarýmýzýn bir kýsmýnýn burada kalmasý gerektiðini söylediler. Kimi araçlarýn tonajýnýn yüksek olmasýný bahane gösterdiler. Týrlar, aþevi, cipler, çöp kamyonu giremez dediler. Biz bunun insani bir yardým konvoyu olduðunu tekrar vurguladýk. Onlar ise bunun bir insani yardým konvoyu olmadýðýný, siyasi bir konvoy olduðunu söylediler. “Araçlarýmýzýn içinde týbbi malzemeler, çocuk mamalarý, çocuk bezleri, oyuncaklar var. Açýn bakýn.” dedik. Akþam oldu ve bir gün böyle geçti. Sabah olduðunda limanýn önünde tam teçhizatlý, kasklý, sopalý polisler, su tankerleri, itfaiye araçlarý, büyük kamyonlar barikat kurarak bizi tam anlamýyla ablukaya aldýlar. Ýlerleyen saatlerde sivil giyimli þahýslar polisin arkasýndan yüksekçe bir yerden büyük taþlar atmaya baþladýlar. Biz de kendimizi korumaya çalýþtýk. Biber gazý, tazyikli su kullanýldý. Canlý yayýn aracýmýz vardý, bunlarýn hepsi gösterildi. Demir çubuklarla önde bulunan arkadaþlarýmýza saldýrdýlar. Yaklaþýk 60 kiþi yaralandý. Biz bunlarý kendi ambulanslarýmýzda, konvoyumuzdaki iki doktorumuzla tedavi ettik. Kolu, parmaðý kýrýlan, baþý yarýlan arkadaþlarýmýz oldu. Ayrýca 7 arkadaþýmýzý gözaltýna aldýlar. Bu olaylar olurken aramýzda Gazze’ye gitmek için yola çýkmýþ biri Ýngiliz, 5 parlamenter de vardý.
Mýsýr yetkilileriyle yaþanan gerginlikler sýrasýnda Türkiye’nin Mýsýr’la resmî, siyasi bir görüþmesi oldu mu?
Olaylar sýrasýnda bizimle birlikte gelen milletvekilleri, Kahire’deki Türkiye büyükelçiliði yetkilileri, dýþ iþleri bakanlýðýndaki arkadaþlar olaya müdahil oldular. Ýþ bir anda Türkiye-Mýsýr krizine dönüþtü. Konvoyda milletvekilleri bulunduðu için bu olay sivil toplum konvoyunu aþtý ve görüþmeler üst düzeyde yürütüldü. Sonra olay kýsa sürede çözüldü.
‘BOMBALAR YAÐMAZKEN DE BÝR GAZZE VAR’
Bunca yaþanan zorluðun sonunda yardým malzemeleri eksiksiz olarak Filistin’e ulaþtýrýlabildi mi? Burada neler yaþandý?
Yaptýðýmýz pazarlýklar sonunda bize Gazze içinde durabileceðimiz 40 saat mühlet verdiler. Sýnýrdan gece yarýsý geçtik. O saatte yediden yetmiþe herkes ellerinde Filistin bayraklarýyla bizleri coþkulu bir þekilde karþýladýlar. Kalacaðýmýz yere kadar bizlere eþlik ettiler. Ertesi sabah bir basýn toplantýsý düzenledik. Sembolik olarak bütün araçlarýn anahtarlarýný Sosyal Ýþler Bakaný’na teslim ettik. Ardýndan Baþbakan Ýsmail Haniye’yi ziyaret ettik. Haniye önemli mesajlar verdi, konvoyun kendileri için ne denli önemli olduðunu anlattý. Ambargoyu delmemiz için çalýþmalara devam etmemiz gerektiðini söyledi. Kendilerinin orada doðduklarý için bekçisi olduklarý Mescid-i Aksa’nýn ayný zamanda tüm Müslümanlarýn izzet ve þerefi olduðunu anlattý. Türkiye halkýna, her kesimiyle halkýndan yöneticisine teþekkürlerini iletti. Biz oradayken Mýsýr hükümeti tarafýndan ‘Refah sýnýrýnda yerin 18 metre altýndan baþlayacak, 11 kilometre uzunluðunda çelikten duvarlar örülmesi kararý’ alýndý. Çünkü 4 yýldýr bir buçuk milyon Gazzeli Refah sýnýr kapýsýnýn altýna açýlan tünellerden gelen yiyecek ve ilaçlar sayesinde hayatta kalmaya çalýþýyor ve bu Mýsýr tarafýndan önlenmeye çalýþýlýyor. Ertesi gün geri dönmek için yola çýktýk. Getirdiðimiz her þeyi orada býraktýk. Bir otobüsle Kahire havaalanýna gittik. Orada yine saatlerce bekletildik. Daha önce El Ariþ limanýnda gözaltýna alýnan 7 arkadaþýmýzý tekrar sorgulamak istediklerini söylediler. Biz de duruma tepki olarak uçaða binmedik. 3-4 saat çok sýkýntý yaþadýk. Çok þükür, Kahire büyükelçiliði ve Ankara’nýn yaptýðý görüþmelerle arkadaþlarýmýzý alarak Ýstanbul’a döndük. Amacýmýza ulaþtýk çok þükür. Bombalar yaðmazken de bir Gazze olduðunu, Gazze’nin yardýma ihtiyaç duyduðunu hatýrlattýk dünyaya.