Himyeri By: reyyan Date: 28 Haziran 2012, 16:44:04
HÝMYERÎ
(ö. 727/1327 [?])
er-Ravzii 'l-mitâr adlý eseriyle tanýnan Maðribli coðrafyacý.
Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed b. Abdillâh b. Abdilmün'im es-Sanhâcî el-Himyerî.Fas'ýn Sebte (Ceuta) þehrinde doðdu. Ebû Ýshak el-Gâfiki ve Ýbnü'þ-Þât gibi bazý âlimlerin derslerine devam eden Himyerî, özellikle Faslý âlimler arasýnda Arapçaya hâkimiyetiyle dikkat çekiyordu. Onun hadis, kýraat, lügat, nahiv ve aklî ilimler sahasýnda temayüz eden bir fakih, ayný zamanda noter gibi çalýþarak kadý tarafýndan düzenlenen evraký onaylayan bir kiþi olduðu, zekâsýyla ve satranç oyunundaki baþarýsýyla ün yaptýðý rivayet edilmektedir. Sebte þehrinin ileri gelenleri arasýnda yer almasýndan dolayý, Sebte ahalisinin Nasrî hükümdarýna baðlýlýðýný sunmak için Gýrnata'ya (Granada) gönderilen (705/1305) heyette hocasý Ýbnü'þ-Sât ve Muhammed b. Ali es-Sebtî ile birlikte yer almýþtýr. Mezarý Sebte'deki Makberetülmenâre'de bulunan Himyerî'nin ölüm tarihi hakkýnda farklý rivayetler vardýr. Ýbn Hacer el-Askalânî'nin 727(1327) ve Lisânüddin Ýbnü'l-Hatîb'in 749 (1348) yýllarýný vermelerine karþýlýk Kâtib Çelebi 900'de (1494) vefat ettiðini söylemektedir. Ancak Himyerî'nin er-Ravzü'l-mitâr'da adlarýný andýðý hocalarýnýn ölüm tarihlerinin Kâtib Çelebi'nin kaydettiði tarihten yaklaþýk iki asýr önceye rastlamasý, kitaptan alýntý yapan bazý müelliflerin yine bu tarihten çok önce vefat etmiþ olmalarý, ayrýca Himyerî'nin 705 (1305) yýlýnda Gýrnata'ya gönderilen bir heyette yer almasý, Kâtib Çelebi'nin verdiði tarihin yanlýþ olduðunu ortaya koymaktadýr. er-Ravzü'l-mitâr'ý neþreden Ýhsan Abbas eserin giriþinde bu tartýþmalara yer vermekte ve Ýbn Hacer'in kaydettiði tarihin en doðrusu olduðunu söylemektedir. Ýbn Abdülmün'im olarak da bilinen Himyerî doðru sözlü, sâlih ve âbid bir kiþiydi; üstat ve hafýz olarak tanýnýyordu.
Himyerî'nin, tam adý er-Ravzü'l-mitâr fî haberi'l-aktâr olan eseri bir tarih-coðrafya ansiklopedisidir. Eserin Himyerî nisbesiyle meþhur olan müellifinin adý hakkýnda farklý görüþler ileri sürülmektedir. Ýhsan Abbas, kitabýn farklý zamanlarda istinsah edilmiþ nüshalarýnda müellifin adýnýn madde baþýnda yazýldýðý þekilde kaydedildiðini söyler. Bu konuda bir araþtýrma yapan Hamarneh ise eserin tamamýnýn veya büyük bir kýsmýnýn Ebû Abdullah Muhammed b. Abdülmün'im el-Himyerî tarafýndan VII. (XIII.) yüzyýlýn sonunda kaleme alýndýðýný ve esere daha sonra X. (XVI.) yüzyýlýn baþýnda onun ahfadýndan Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed b. Muhammed el-Himyerî'nin bazý küçük ilâvelerde bulunduðunu, bundan dolayý bazý tarihçilerin kendisini er-Ravzü'l-mitâr'ýn müellifi zannettiklerini, hâlbuki onu eserin müstensihi kabul etmenin daha doðru olacaðýný belirtir. Müellif eserin mukaddimesinde, coðrafî bir özelliði olan veya tarihî olaylar açýsýndan önem arzeden yerleri eserine aldýðýný söyler. Çok önemli topografýk bilgiler ihtiva eden kitapta yer isimleri alfabetik sýraya göre verilmiþ, bazan yer isimlerinin menþei de açýklanmýþtýr (meselâ bk. "eþ-Þâm" md.). Ayrýca büyük þehirlerin yapýsý ve özelliklerinden de bahsedilmektedir (meselâ bk. "Âmid", "el-Kostantîniyye" md.leri). Kitabýn hacmini büyütmemek için bazý önemli olaylarý kýsaltarak verdiðini söyleyen Himyerî, bir yerin bazan sadece ismini ve nerede olduðunu zikrederken bazan da ele aldýðý yerin coðrafî özelliklerini anlattýktan sonra bu yerin tarihi, buraya mensup meþhur kiþiler, onunla ilgili rivayetler, þiir ve efsanelere dair bilgi vermektedir. Müellifin haklarýnda bilgi verdiði yerleri görmediði ve bu bilgileri daha önce yazýlan kaynaklardan naklettiði anlaþýlmaktadýr.
Yine Himyerî'nin Sebte'de yaþamasýna raðmen bu þehirle ilgili verdiði bilgiler tamamen Ýdrîsî'nin Nüzhetü'l-müþtâk'ýn dan ve müellifi meçhul el-Ýstibþâr adlý eserden nakledilmiþtir. Eserin kaynaklarý genelde þunlardýr: Ýdrîsî, Nüzhetü'l-Müþtâk; Ebû Ubeyd el-Bekrî, el-Mesâlik ve'l-memâlik ile Mu'cemü me'stacem; el-Ýstibþâr fî acâ'ibi'l-emsâr. Bu eserlerden sonra coðrafya kaynaklan arasýnda Ýbn Cübeyr'in er-Rihle'si baþta gelir. Müellif dolaylý þekilde Ya'kübî'den de faydalanmýþtýr. Tarihle ilgili konularda istifade ettiði kaynaklar ise daha çok Siretü Ýbn Ýshâk, Sîretü Ýbn Hiþâm, Fütû'l-büldân (Belâzürî), Taberî'nin Târihi, Fütûhu'þ-Þâm (Muhammed b. Abdullah el-Ezdî el-Basrî) ve Kitâbü'l-Meðazi’dir (Ýbn Hubeyþ). Faydalandýðý diðer pek çok eseri ise zikretmemiþtir. Himyeri’den istifade edenlerin baþýnda Kalkaþendi gelir; Kalkaþendî, Þubhu'l-a'þâ'nýn Ortadoðu Ýslâm alemiyle ilgili kýsýmlarý tamamen er-Ravzü'l-mi'târ'dan almýþtýr. Öte yandan Nefhu't-tîb müeilifi Makkarî eserden tarih, Ýbn Abdüsselâm Edde’ri de seyahatname alanýnda faydalanmýþlardýr.. Bunlarýn dýþýnda daha bir çok müellif er-Ravzü'l-mitâr'dan istifa de etmiþ ve eserin adýný vermiþtir. Bu arada Makrîzi’nin Ceni'l-ezhâr mine'r-ravzi’l-mi’târ adlý eserinin de onun bir özeti olduðu düþünülmüþse de sonradan yapýlan incelemeler, kitabýn Ýdrîsî'nin Nüzhetü'l-müþtak’ýndan özetlendiði anlaþýlmýþtýr. Özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde çok tutulan Ravzü'l-mi’târ'dan yapýlan alýntýlar, Himyerî'nin ve eserinin ilim âleminde güvenilir bir kaynak olarak kabul edildiðini göstermektedir.
Ravzü'l-mitâr'ýn mevcudiyetinden ilk defa bahseden Kâtib Çelebi Keþfü'z-Zünun'da eseri er-Ravzü'l-mi’târ fî ahbari’l-aktâr adýyla kaydeder. Ancak Keþfü'z-zunûn'ün Flügel neþrinde eser önce Ravzü'l-mi’târ fî'l-aktâr, sonra da er-Ravzü'l-mi’tar haberi'l-aktâr olarak peþ peþe iki defa verilmekte ve Himyerî'nin dedesinin adý ilkinde Muhammed olarak kaydedilmektedir. Yazma nüshalarýndan biri Nuri Osmaniye Kütüphanesi'nde (nr. 44) bulunan eseri (er-Ravzü’l mi’târ fî zikri'l-müdün ve’l-aktâr) ilk defa kýsmen neþrederek ilim âlemine tanýtan âlim E. Levi-Provençal’dir. Levi-Provençal önce Ýberik yarýmadasý ile Güney Fransa'yý, sonra da Girit'i, Ch. Pellat Basra'yý, Umberto Rizzitano Ýtalya ve adalarýný, T. Levvicki özellikle Avrupa'nýn doðu, orta ve güney kesimlerini, Berâga (Prag) ve bir Polonya þehri olan Miþka'yý (Mieszko), A. Malecka Doðu Afrika'nýn sahil kesimleriyle bölgedeki bazý yerleri, S. Hamarneh Þam'ý (Dýmaþk) ve arkasýndan Kudüs'ü tanýtan bölümleri yayýmlamýþ, son olarak da Ýhsan Abbas geniþ kapsamlý bir giriþle birlikte eserin tamamýný neþretmiþtir (Beyrut 1975).
(T.D.V. Ýslam Ans. 18/60-61)