Hatice By: saniyenur Date: 26 Haziran 2012, 08:30:08
1- Hatice
O, Hatice bintü Huveylid b. Esed b. Abd el-Uzza b. Kusay b. Kilab (Kureyþ'in tanýnmýþ kabilelerinden biri) idi. Annesi Kureyþ'in bir baþka kabilesinden gelme Fatýma bintü Zaide idi. Araplarýn nesep bilginleri Peygamber'ý Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib b. Haþim b. Abd el-Menaf b. Kusay b. Kilab olarak açýklýyorlar. Peygamber bundan dolayý karþýlýklý olarak büyük dedeleri Kusay b. Kilab yoluyla yeðenlerinden biridir. Peygamber, genç nesile mensup olduðundan, Hatice'nin de uzak bir semtte yaþamasýndan ve meslek hayatýna da tacir olarak henüz yakýn bir geçmiþte baþlamasýndan dolayý Hatice, bu genç adamý tanýmýyordu.
Hatice Ýtibarlý ve zengin bir hanýmdý. Her iki kocasýndan da birçok servet ve bir sürü mal miras kaldý. Bazen Kureyþ'in güvenilir tüccarlarýna kar payý esaslarý üzerinden para verirdi. Bazen alacaklýlarýnýn sermayesini ticaret kervanlarýndan verirdi. Bu kervanlar ticari seferlerinden geri döndüklerinde kârlar eþit ve adil olarak pay edilirdi. Mekke'de ayrýca Hatice'ye ve kendileri hesabýna çalýþan özel memurlar ve temsilciler vardý. Bazen ticaret mallarýný mudarebe (ortaklýk) usulüyle Hicaz dýþýna taþýmalarý için ücretli adam tutardý.
Suriye'ye Ticarî Seyahat
Günün birinde, Peygamber Muhammed, ile aþaðý yukarý ayný yaþta olan ve onunla birkaç defa ticari sefer fýrsatý bulan ve Hatice'nin yeðenlerinden biri olan Huzeyme, Hatice'ye O'nun doðru sözlü, son derece güvenilir ve güzel ahlaklý olduðundan bahsederek kendi hizmetine almasýný tavsiye etti. Hatice, O'na ticaret mallarýný Þam'a götürüp uygun bulduðu en iyi þekilde ticaret yapmasý için teklif gönderdi. Ve ona diðerlerine ödediðinden daha fazlasýný ödeyeceðine söz verdi. Muhtemelen, plana göre, Muhammed, onun Habeþi kölesi Meysere'yi yanma alarak Þam'a ticari sefere çýktý. Anlatýldý ki, öðleyin ortasýnda, þiddetli sýcakta devesini sürerken, Meysere iki meleðin, Peygamber'ý güneþin kavurucu ýþýnlarýndan gölgelendirdiðini gördü. (îbn Hiþam, 120).
Peygamber getirdiði mallan satýp, en iyi ve en kârlý olduðunu düþündüklerini satýn alýnca, geri Mekke'ye doðru yola çýkmaya baþladý. Yolda pek fazla durmadý. Kervan, kýsa zamanda Mekke'de idi. Hatice, Muhammed'in ticari seferlerinin sonuçlanndan hakikaten memnun oldu. Yapmýþ olduðu mükemmel iþden dolayý, iþvereni Hatice, onun ücretini arttýrdý.
Meysere, seyahat ederlerken gün ortasýnda iki meleðin Muhammed'e gölgelik yaptýklarýný Hatice'ye anlattý. O'na, birçok defa genç satýcýyla yemeðini ne zaman paylaþsa, yemeklerin asla tükenmediðini ve erzaklarýnýn hiç ekþitmediðini de anl;ýiti. Þöyle ekledi: Sofrayý serdiðimiz zaman hep doyasýya yedik ve azalacaðýna daha fazla artmýþ bulduk. Öyle ki geçtiðimiz yerlerdeki muhtaçlara býrakacak bolluktaydý. Denemek Ýçin, Hatice içi taze hurma dolu bir tepsi Ýstedi ve onlan kýzkardeþi Hale'ye, Muhammed'e ve diðer birkaç misafire ikram etti. Hepsi ondan yediler ve doydular. Tepsi yine önceki gibi doluydu. (Al-Muhabbar, 78).
Birkaç ay sonra Hatice, genç taciri ilave sorumluluklarla ticaret kervanlarýnýn idaresi görevine tayin etti. Aslýnda, Hatice Muhammed'ýn asaletini, güvenilirliðini, üstün ahlaklý karakterini ve temiz alýþkanhklanný duymuþtu. O akýllý, þerefli ve ihtiyatlý bir kadýndý. Muhammed'den manevi ve ruhi birþeyler sezdi. Denebilir ki, bütün bunlar onu Muhammed'e çekiyordu.
Hz. Muhammed'ýn ünü el-Emin (güvenilir) olarak biliniyor, bir baþka isimle de es-Sâdýk (doðru) diye tanýnýyordu. Hz. Hatice'nin tarihin kaydettiði çok az geçmiþi bulunmaktadýr. Ancak Mekke'nin saygýdeðer, asil bir ailesine mensup olduðu ve geçmiþte Beni Temimden zengin Ebu Hala Hind b. el-Nabbaþ b. Zürara Ýle evlendiði bilinmektedir. Ondan Hind adýnda bir oðlu oldu. Daha sonra kocasý Ebu Hala vefat etti. Hind, Ýslam'ýn Ýlk yýllarýnda müslüman oldu. Bedir ve Uhud savaþlarýna iþtirak etti. Uhud'da vücudunu dinlendirmek için Hamza'nm mezarýna uzandý. Sonunda Basra'da veba'ya yakalanarak öldü. Daha sonra Hatice, kendisinden Hind Ýsminde bir kýz dünyaya getiren Atik b. Ýyd (veya Abid) b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum isimli bir baþka tüccarla evlendi. Kocasý ondan sonra hemen vefat etti. Bu sýrada Hatice orta yaþlý bir kadýndý. Þiþmandaydý, fakat beyaz tenli güzel ve dinçti. Siyah, parlak saçý vardý. Umumiyetle siyah ve kaliteli kýyafetler giyerdi. Ziynetler hususunda tecrübeleri vardý. Umumiyetle iyi sanatkârlar elinden çýkmýþ gümüþ ve firuze taþlý yüzükler, küpeler, bilezikler ve gerdanlýklar takardý. Ticarette ileri görüþlüydü. O, Suriye çöllerinde kaybolup kendisinden bir daha asla haber alýnamayacak bir kimseye kervanýný teslim etme riskine asla girmedi. Eve ait iþlerine bakmak üzere cariyesi vardý, Meysere adýndaki kölesi de onunhizmetindeydi.
Muhammed Hatice'den onbeþ yaþ küçüktü. O, mütevazý ve sakin tabiatlý idi. Herhangi bir kadýna yaranacak davranýþlardan uzaktý. Yalnýzca kendi iþleriyle meþgul, temiz ve saf bir gençti.
Hatice, nazik bir iþverendi. O, genç iþ ortaðýnýn kendisi için yaptýðý herþeyi ve geleceðe yönelik yaptýðý teklifleri takdir etti. Hatice ona teþebbüsleri için her zaman kredi verdi. Hatice, mutluydu ve tedrici olarak iþine daha az ilgi duymaya baþladý. Bununla beraber bütün iþlerle müstakil olarak ilgilenmesi için Muhammed'ý teþvik etmeye devam etmekteydi.
Hatice Varaka'ya Baþvuruyor
Hatice bintü Huveylid, sonunda amcaoðlu Varaka b. Nevfel b. Esed'e baþvurdu. O,
HrÝstiyandý, eski ilahi kitaplarý ve bazý ilimleri incelemiþti, onlarý iyi biliyordu. Hatice, kölesi Meysere'nin Muhammed hakkýnda söylediklerinin hepsini ona açýkladý. Þimdi yaþlý bir adam olan Varaka, þunu dedi: "Eðer bu doðru ise, Hatice, Muhammed yakýnda bu ümmetin peygamberi olacak. Onun bu ümmetin beklenen peygamberi olduðuna þu zamanýn onun gelme zamaný olduðuna inandým." Hatice, sevinçle eve geldi ve Muhammed'ý çaðýrttý. Kafasýnda ne varsa açýkça konuþtu ve dedi ki: "Ey amca oðlu! Bana yakýnlýðýndan, halkýn arasýndaki þerefinden, asil ve güzel ahlakýndan, doðru sözlülüðünden dolayý seni diledim, seninle evlenmek istedim." Sonra sade sözlerle evlilik teklifi yaptý. Muhammed, memnuniyetle kabul etti. (Ýbni Hiþam ve Ýbn Sa'ad).
Meysere, Muhammed Ýle Konuþuyor
Bir baþka anlatýma göre, bu evlilik teklifi Muhammed'e onunla birkaç seyahate iþtirak etmiþ olan, Habeþli köle Meysere tarafýndan daha önceden yapýlmýþtý. Hatta bazý rivayetlerde cariye en-Nefise'nin adý geçmektedir. Onlarýn sýký ortaklýklarý ve çöl seyahatinde paylaþtýklarý sýkýntýlar onlarý arkadaþ yaptý. Yine, Muhammed kolay yaklaþýp konuþulabilen bir insandý. Onun asla sosyal, kültürel veya mali hiçbir çeþit üstünlük havasý yoktu. Bundan dolayý Meysere, onunla sýkýlmadan samimiyetle konuþabilirdi. Meysere bir gün Muhammed'e þöyle dedi: "Eðer yirmibeþ yaþýnda bir adam, cazibeli görünüþüyle, aðýr baþlýlýðýyla, akýllýlýðýyla ve ince bir aile görgüsüyle evlilik teklifinde bulunsa nasýl olur?" Hiç öyle þeyler düþünecek vaktinin olmadýðýný söyleyen Muhammed'e Meysere konuþmasýna telkinle devam etti: "Veya böyle bir adam servet sahibiyle evlense?" "Zenginle mi?" dedi, Muhammed: "Seferden sefere koþan bir satýcý, sýnýrlý geliriyle nasýl olur da zengin bir kadýnla buluþmayý hayal eder, ve böyle bir teklifte bulunmaya nasýl cesaret eder?" Meysere zeki idi. Dedi ki: "Farzedelim ki zengin haným elini sana teklif etti? Doðru, asil, soylu, güzel görünümlü bîr haným?" Muhammed, daha fazla hayrette kalmýþtý. Dedi ki: "Senin kafana bu hayalleri kim soktu?" Meysere hemen cevapladý: "Hatice'den baþkasý deðil." Meysere hemen ilave edip: "Eðer bana býrakýrsan, ben herþeyi hallederim." dediði zaman Muhammed , henüz hayretinden meseleyi kavrayamamýþtý.
Fikir þimdi ciddi idi. Meysere hemen Muhammed ve Hatice arasýnda görüþme tertip etti.Muhammed (a),utanarak ve sessizce oturdu. Hatice bütün açýklamayý yapacaktý ve sonunda onu kazanacaktý. Fakat öncelikle vasisi olan amcasý Ömer b. Esed'e bu düþüncesini kabul ettirmesi gerekiyordu. Babasý Huveylid, Muhammed onun hizmetine gelmeden çok önce ölmüþtü. Hatice, olgun bir dul idi, baðýmsýzdý da. Fakat amcasý Ömer b. Esed, halen onun vasisi idi. Asil ailelerin geleneði olarak, dul kadýn evin en büyük erkeðinin vesayeti altýnda kalýrdý. Ömer bu evlilik teklifine karþýydý. Çünkü o, Hatice'nin servetini bir yerde toplayýp aile içinde muhafaza etmek yerine servetini daðýtmak için böyle bir tertibe meyledildiðini zannediyordu.
Düðün Tertipleniyor
Her tedbiri aldýktan sonra Hatice birgün bir kuzu kesip akþam yemeði tertip etti. Yemekler titizlikle hazýrlanmýþtý. Herþey özenle düzenlenmiþti. Ömer b. Esed, Varaka b. Nevfel, Huzeyme, Ebu Talib, Hamza ve Muhammed, davet edilenler arasýndaydý. Hepsi icabet ettiler. Hatice davetine gelenleri süzdü, sonra yerinde sürpriz bir konuþma yaptý. Muhammed, hakkýnda iþini muvaffakiyete ulaþtýran servetini muazzam þekilde arttýran baþarýlý ve üstün bir kiþi olarak bahsetti. Hatice onun dürüstlüðünden, doðruluðundan, güvenilirliðinden ye soyunun asaletinden uzunca bahsetti. "Ýtibar sahibi her kadýn için böyle bir erkekle evlenmek þereftir." diye ekledi. Bütün misafirler alkýþladýlar. Varaka b. Nevfel ayaða kalktý ve teklifi destekledi. Ebu Talib ve Hamza muvafýk buldular. Ayný anda Ömer, meseleden biraz bilgi sahibi olduðundan, niþaný tasdik eden bir konuþma yaptý.
Muhammed, derhal oturduðu yerden kalktý ve yaþlý adamý kumaþla süsledi. Ömer b. Esed, ruba içinde geleneðe uygun olarak kayýnbaba veya gelinin vasisi olarak takdim edildi. (Ahmed Ýbn Hanbel, 312, al-Muhabbar, 78).
Ömer'in saçýna bolca güzel koku sürüldü. Hava aðýr safran kokusu ve kehribar ile kaplandý. Evlilik merasimi yapýldý. Sözleþme taslaðý hazýrlandý, mehir on ukiyye gümüþ olarak belirlendi. Bu, o günlerde yüksek sýnýftan kadýnlar için belirlenmiþ olan mehir miktarý idi. (al-Muhabbar, 79).
Ertesi sabah Muhammed düðün ziyafeti {velime) verdi. Bir deve kesti ve etini Mekke'nin fakir ve muhtaçlarýna daðýttý. Hatice, Muhammed'ýn yakýnlarý da olmak üzere bütün dost ve akrabalarýný davet etti. Cömertçe mükafatlar vaðdýrdýlar. Muhammed'in gözü yaþlý süt annesi tseni Saad Ýbni Havazin'li Halime de bu mutlu merasime davet edildi. Hatice, ona kýrk koyun hediye verdi ve kabilesine refah ve hayýr getiren yetim Muhammed'e baktýðý için ona teþekkür etti.