Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Misafirperverlik By: saniyenur Date: 12 Haziran 2012, 21:41:16
7- Misafirperverlik

Allah Rasulü Muhammed ayný zamanda çok misafirperver bir insandý. Risaletten ön­ce dahi, misafirperver ve cömert bir insan ol­duðu bilinmektedir. Kimse yanýndan eli boþ ayrýlmamýþtý. Fakir, muhtaç, dul ve yetimle­ri beslerdi. Medine'de ise zengin-fakir, dost-düþman, gelen herkese açýk namütenahi mi­safirperver, cömert ve ikramkârdý. Her taraf­tan çok sayýda insanlar gelirdi. Rasulullah onlarý aðýrlar, bizzat kendisi hizmet ederdi. Kimse ondan bir þey almadan geriye dönme­miþti.

Onun misafirperveliði yalmz müslümanlara mahsus deðildi. Sýnýfý, dini ne olursa olsun tüm insanlar buna mazhar idi. Müþrikler ve yahudiler hep onun misafiri olmuþlar ve hiç­bir ayýrýma tâbi olmaksýzýn aðýrlanmalardýr.

Habeþistan'dan bir hýristiyan heyeti geldiðin­de, Rasulullah, onlarý kendi evinde aðýr­lamýþ ve kendisi hizmet etmiþtir. Bir defasýn­da müþriklerden birisi ona misafir olmuþtu. Ona bir keçinin sütünü verdi ve müþrik ta­mamýný içti. îkinci keçininki verildiðinde onu da içti. Rasulullah, adam doyana kadar süt verdi. Bu þekilde, müþrik yedi keçinin sü­tünü içti. Bazan, öyle olmuþtur ki, misafir­leri evde ne var, ne yok herþeyi yemiþler, Ra­sulullah ve ailesine yiyecek hiçbir þey kal­mamýþ ve aç yatmak zorunda kalmýþlardýr. Bu, Rasulullah'ýn hayatýnda çok görülen olaylardandý. Evde konuk bulunduðunda, Rasulullah sýk sýk kalkarak konuklarýnýn rahatýný kontrol ederdi. Sahabe arasýnda en fakir ve muhtaç kesim Ashabý Suffe idi. Bun­lar, ashabýn daimi misafirleriydi. Ancak, ço­ðunlukla Rasulullah 'ýn misafiri olurlar­dý. Bir defasýnda Rasulullah  "Ýki kiþilik yiyeceði olanlardan üçünü, dört kiþilik yiye­ceði olan da beþini misafir etsin." demiþtir. Ebu Bekir Ashabý Suffe'den üçünü, Peygam­ber 'da on kiþiyi yanýnda götürdü. (Miþkât)

Ashabý Suffe'den Ebu Hureyre, geçirdiði aç­lýkla ilgili üzücü bir olay anlatmýþtýr: "Bir gün son derece aç bir halde ana yolda otu­rurken Ebu Bekir yoldan geçiyordu. Onun aciz halime dikkatini çekebilmek Ýçin Kur-an'daki bir ayet hakkýnda soru sordum. Hâ­lime pek dikkat etmeden yanýmdan geçti. Ayný þey Ömer'le de oldu; onun da dikkati­ni çekemedim. Daha sonra Rasulullah yoldan geçiyordu. Beni görünce gülümseye­rek, 'Benimle gel.' dedi. Eve vardýðýmýzda Ra­sulullah gördüðü bir bardak sütün nere­den geldiðini sordu. Hediye olarak geldiðini öðrenmesi üzerine benden bütün Suffe hal­kýný getirmemi istedi. Ben de herkesi getir­dim. Rasulullah bana bir bardak sütü her­kese daðýtmamý söyledi." Mikdad'ýn anlat­týðýna göre, iki arkadaþýyla birlikte açlýktan o kadar güç duruma düþmüþler ki gözleri görmez olmuþ. Bazýlarýndan temel ihtiyaç­larýna cevap vermelerini talep etmiþler, fakat reddolunmuþlar. Sonunda Rasulullah'a gelmiþler. Rasulullah  onlarý evine götürüp, üç keçi göstermiþ ve bunlarýn sütlerini içme­lerini söylemiþtir. Onlar da keçileri saðarak sütlerini içmiþlerdir. (Miþkât)

Bir gün, Rasulullah Suffe halkýný topla­yýp Hz. Aiþe'nin evine gitmiþtir. Hz. Aiþe-den, evde yiyecek ne varsa getirmesini iste­di, O da piþirdiði her þeyi ortaya getirdi. Ra­sulullah'ýn daha fazla istemesi üzerine bir miktar hurma getirdi. Bundan sonra son ola­rak büyük bir bardak dolusu süt geldi. Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah: "Allah'a ve ahiret gününe inanan, misafir­lerine ikram etsin; Allah'a ve ahiret gününe inanan, komþularýna eza etmesin; Allah'a ve ahiret gününe inanan, ya hayýr söylesin ya da sussun." demiþtir. (Buharî) Mikdâd b. Ma'dîkerb, Rasulullah'dan þu sözleri duy­duðunu ifade etmiþtir: "Bir müslüman misafir olur da, ona bir þey ikram edilmezse her müslümanýn mülk ve ürününden —aðýrlama halinde yetecek kadar— ona vererek yardým etmesi bir vecibedir." Ebu Said'in rivayetine göre de Rasulullah þöyle demiþtir: "Fa­kirleri yiyeceðinizle besleyin ve müminler üzerine nezaketinizi tevcih ediniz." (Miþkât)

Ýbni Abbas'm rivayet ettiðine göre Rasulul­lah: "Yemeðin býçaðýn deve hörgücüne gelmesinden daha çabuk verildiði eve hayýr gelir." demiþtir, Ömer b. Hattab'ýn rivayeti­ne göre Rasulullah: "Ayrý ayrý yemeyin, birlikte yeyin. Çünkü Allah'ýn rahmeti top­luluk üzerinedir" buyurmuþtur. Ebu Hureyre'nin rivayetine göre de Rasulullah þöyle demiþtir: "Kiþinin misafirini kapýya kadar geçirmesi sünnetin bir parçasýdýr." Ýbni Ab-bas'dan nakledildiðine göre Rasulullah: "Kim müslüman bir yetimi beslerse, Allah onu mutlaka Cennet'e gönderir!' buyurmuþ­tur. Süheyl b. Sa'd'a göre Rasulullah ken­disinin o þahsa Cennet'te (iþaret ve orta par­maklarýný göstererek) öyle yakýn olacaðýný söylemiþtir. Buharî'nin Ebu Þüreyh'den nak­lettiðine göre Rasulullah: Allah'a ve ahiret gününe inanan, misafirlerine ikram etsin demiþtir. Sahabe sordu: "Ýyi misafirperver­lik ne kadar sürer?" Rasulullah: "Bir gün, bir gece." dedi. Daha sonra da: "Üç gün!' diyerek cevap verdi. Ayrýca Rasulullah, dul ve miskinlere bakmanýn, Allah yo­lunda savaþmak veya gündüz oruç tutup, ge­ce namaz kýlmak gibi olduðunu ifade etmiþ­tir.

Peygamber misafirperverliði sözle ve ken­di sünnetiyle ashabýna öðretmiþtir. "O hal­de gücünüz yettiði kadar Allah'tan korkun, (buyruklarýný) dinleyin, itaat edin, kendi iyi­liðinize olarak (mallarýnýzdan) harcayýn. Kim nefsinin cimriliðinden korunursa iþte onlar, kurtuluþa erenlerdir." (64: 16). Allah, Baka­ra Suresi'nde: "Ey inananlar! Kazandýkla­rýnýzýn temizlerinden ve size yerden çýkardýk­larýmýzdan sarfedin... Allah için yaptýðýnýz her harcamayý yahut adadýðýnýz her adaðý Al­lah bilir, zalimlerin yardýmcýsý yoktur." (2: 267-270) buyurmaktadýr. Ýnsan Suresi'nde de: "Yoksula, yetime ve esire, O'nun sevgisi için yemek yedirirler. Biz size sýrf Allah rý­zasý için yediriyoruz, sizden bir karþýlýk ve te­þekkür beklemiyoruz." (76: 8-9) buyurmak­tadýr.

Fakiri doyurmayan veya konuksever olmayan günahkâr insan ise yerilmektedir: "Hayýr, doðrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. Yok­sula yemek vermeðe (birbirinizi) teþvik etmi­yorsunuz. Mirasý helal-haram demeden (hak gözetmeden) yiyorsunuz. Malý da pek çok se­viyorsunuz." (89: 17-20). Ve Beled Suresi'nde: "Bir boynu (kölelik zincirinden) çözmek ve­ya açlýk gününden akraba olan yetimi, ya­hut topraða serilmiþ bir yoksulu doyurmak­týr." (90: 13-16). Maun Suresi'nde: "Öksüzü iten kakan, yoksulu doyurmaya yanaþmayan kimse iþte odur." (107: 2-3) buyürulmaktadýr.




radyobeyan