Kozmoloji By: saniyenur Date: 08 Haziran 2012, 17:37:17
Kozmoloji
Kozmoloji, Ýslâm'da bütün bilimlerin baþlama noktasýdýr ve "Bir", görünmez, fakat her yerde mevcut olan Allah'ýn, mükemmel dünyasýnýn yaratýhþýyla ilgilenir. "Allah'tan baþka ilâh yoktur. Hz. Muhammed O'nun elçisidir." Bu doktrin, ilmî bilginin ana temasýdýr; çünkü "Bütün kâinat, BÝR ALLAH tarafýndan yaratýlmýþtýr ve çok büyük olmasýna, hiyerarþik yapýsýna raðmen Allah'ýn birliðini yansýtýr." Kur'an, kâinatýn bu büyük gerçeðini þu þekilde ifade eder: "Allah O Allah'týr ki, kendinden baþka hiçbir ilâh yoktur. O, ezelî ve ebedî hayat ile bizatihî diridir, (bakidir). Zat ve Kemâl sýfatlarýyla yaratýklarýn bütün iþlerinde hâkim ve kaimdir, her þey O'nunla kaimdir. O'nu ne bir. dalgýnlýk, ne de bir uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nun. O'nun izni olmadýkça katýnda kim þefaat edebilir? O, bütün varlýklarýn önlerinde ve arkalarýndaki gizli ve aþikâr her þeyi bilir. Onlar (varlýklar-yaratýklar) ise, Allah'ýn dilediði kadarýndan baþka Ýlâhî Ýlim'den hiçbir þey kavrayamaz-lar. O'nun kürsüsü (mülk ve saltanatý) gökleri ve yeri çevrelemiþ, kaplamýþtýr. Gökleri ve yeri korumak, gözetmek, O'na zorluk ve aðýrlýk vermez. O, çok yüce, çok büyüktür." (2: 255).
Bu, açýk olarak gösterir ki, kâinatýn esas noktasý Allah'ýn 'Kontrol eden otorite olmasýdýr.' Bu keyfiyet "îslâmî Vahiy prensipleriyle ve de Kur'an'ýn batýnî mesajý ile onun tamamlayýcýsý olan peygamberin derunî öðretisinden açýða çýkan metafizikle doðrudan ilgilidir" (Islamic Science, s. 28-30). Kâinatýn incelenmesi, insaný sonunda baþladýðý yere: 'Allah'ýn Birliði, bütün kâinatýn O'nun direkt emir ve kontrolü altýnda olmasý ve Allah'ýn yerde ve göklerde olan her þeyden tamamýyla haberdar olmasý' gerçeðine geri götürür. "Göklerle yeri ve aralanndakileri altý günde yaratan O'dur. Sonra arþa (kudret ve saltanatý ile) hükmeden odur. Yere gireni ve ondan çýkaný, gökten ineni ve ona yükseleni hep bilir. Her nerede olsanýz (ilim ve kudreti) sizinle beraberdir. Allah bütün yaptýklarýnýzý görendir. Bütün gökleri ve yerin mülkü O'nundur; ve bütün Ýþler O'na döndürülür. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye kadar. O, kalplerde olaný bilendir." (57: 4-5-6).
Göklerde ve yerde Allah'tan gizlenen hiçbir þey yoktur. "Þüphe yok ki, senin Rabbin, onlarýn kalplerinin gizlediklerini ve açýkladýklarýný tamamen biliyor. Yerde ve gökte hiçbir sýr yoktur ki, açýk bir kitapta olmasýn." (27: 74-75). Sure-i Yunus'da biz tekrar þunlarý okuruz: "Sen herhangi bir iþte bulun-san, Kur'an'dan her ne okusan, sen ve ümmetin herhangi bir amel yapsanýz, siz ona dalýp dururken, muhakkak biz üzerinizde þahit bulunuruz. Ne yerde, ne gökte zerre aðýrlýðýnca hiçbir þey Rabbinizden gizli kalmaz.; ne bundan daha küçük, ne de daha büyük... Ancak bunlarýn hepsi açýk bir Kitap'ta (Levh-i Mahfuz) yazýlýdýr." (10: 61).
Allah'ýn ilminin büyüklüðü ve derecesinin bir nebzesi Kur'an'ýn aþaðýdaki ayetinde þöyle anlatýlmaktadýr: "Görmez misin? Allah hem göklerdekini, hem yerdekinÝ bilir. Herhangi bir üç kiþinin gizli bulunduðu yerde dördüncü mutlak O'dur (Allah). Beþ kiþinin gizli bulunduðu yerde altýncýlarý mutlaka O'dur; bunlardan daha az, daha çok oluyor mu, muhakkak O, her nerede olsalar, onlarla beraberdir.'Sonra bütün yaptýklarýný, kýyamet günü, kendilerine haber verir. Haberiniz olsun ki, Allah, her þeyi bilendir." (58: 7).
Kur'an-ý Kerim'in üzerindeki çalýþmalar, kâinatýn muhtelif taraflarýný açýklayýp tasvir ederek, pekçok bilimin büyümesini saðlayan, bilgiyi ve araþtýrmayý teþvik etti. Fakat bu bilimler, kâinatýn, bir tek Allah tarafýndan yaratýlmasý, kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi yüzünden tamamen birleþiktir. Bunun sonucu olarak, "Islâmî kozmoloji ve kozmografi, farklý þekillerde, coðrafyadan simyaya kadar deðiþik Ýslâmî bilimler için temel, kalýp ve prensip olarak hizmet etmiþtir. Bunlar, belli bilimlerle Ýslâm prensiplerini birbirine baðlamayý ve Ýslâm Medeniyeti'nde bir bütünlük saðlamayý mümkün kýldý. Bu medeniyette, farklý bilimler, Ýslâm'ýn bütünlüðünü yitirmeden yeþermiþtir ve tabiat, insan ile onun doðal ve kozmik çevresi arasýndaki ahengi bozmadan incelenmiþtir.
Kur'an-ý Kerim, kâinatýn temel oluþma Ýþleminden ve bu âlemlerdeki dünyalarýn en son tertibinden bahseder. "Sonra (Allah), duman halinde olan göðe yöneldi, ve ona arza 'Ýkiniz de isteyerek veya istemeyerek gelin, meydana çýkýn' dedi. Onlar da: 'Biz isteyerek geldik.' dediler. Böylece gökleri, yedi kat gök olarak iki günde yarattý. Bir de her gök ehline emrini vahyetti. Biz dünya göðünü de kandillerle (yýldýzlarla) donattýk, onu (afetlerden) koruduk. Ýþte bu, Azîz, Alîm olan Allah'ýn takdiridir." (41: 11-12). Yine aþaðýdaki ayette kâinatýn oluþma iþlemine ait bilgi vardýr: "Ýnkâr edenler görmediler mi ki, göklerle yer bitiþik bir halde iken biz onlarý ayýrdýk. Hayatý olan her þeyi sudan yarattýk. Halâ inanmýyorlar mý?" (21: 30).
Kur'an, pekçok olayda, yedi kat göðün yaratýlýþýndan bahseder; fakat biz "yedi1 kat gÖk"ün önemini tam olarak anlamýyoruz. 'Yedi' sayýsý göklerin gerçek sayýsýný ifade eder veya "göklerin" çokluðu gerçeðini ortaya koyar. Kur'an, sayýlarý, bir þeyin çokluðunu anlatmak için kullanýr. O zaman ' 'gökler"in anlamý nedir? O, "yedi kâinat" mý, ("yedi galaksi" mi demektir.) Her ne hal ise, yedi sayýsý, Allah'ýn yaratýcýlýðýnýn, çokluðunu, büyüklüðünü ve sýnýrsýzlýðým gösterir. (A. Yusuf Ali, The Holy Qur'an, s. 1191-1567).
Bakara Suresi'nde þöyle zikrediliyor: "Yerde ne varsa hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra semayý kasdetti de onlarý, yedi gök halinde nizama koydu. O her þeyi hakkýyla bilendir." (2: 29). Talâk Suresi'nde de þunlarý görüyoruz: "O Allah'týr ki, yedi (kat) gök yaratmýþ. Arz'dan da onlarýn mislini... Allah'ýn emri ve kazasý, bütün bunlarýn arasýnda inip duruyor; bilesiniz ki, Allah her þeye kadirdir ve her þeyi ilmi ile kuþatmýþtýr?' (65: 12). Nuh Suresi'nde de: "Görmediniz mi, Allah göðü yedi kat üzerine nasýl yaratmýþ? Aralarýnda aya aydýnlýk vermiþ, güneþin de ýþýk saçmasýný saðlamýþtýr..." (71: 15-16) bu-yuruluyor. Müminun Suresi'nde ise "Doðrusu biz, sizin üzerinizde yedi kat (gök) yarattýk. Biz yaratmaktan gafil olmadýk." (23: 17) þeklinde zikrediliyor.
Son ayette belirtildiði gibi, yaratýlýþta gözlediðimiz bir baþka husus da, bütün evrendeki fevkalâde ahenk ve orandýr. Her þeyde, gözlenen kanunun Birliðini gösteren, ittifak, birlik ve son derece bir uyum sezilir: "Gökleri yedi kat üzerine yaratan O'dur. Rahmanýn yarattýðýnda bir düzensizlik göremezsin. Gözünü bir çevir bak, (semaya), bir çatlak görebilir misin? Bir aksaklýk bulmak için gözünü çevir; tekrar tekrar çevir bak; ama göz umduðunu bulamayýp bitkin ve yorgun düþer." (67: 3-4). Bu, kâinattaki esas ve evrensel gerçeði ve doðruluðu gösterir. Bütün yaratýklar, büyük veya küçük, canlý veya cansýz, görünür veya görünmez, kâinatýn her yerinde bir tek Yaratýcý ve Hakîm'in kanununa uyarlar: "Rabbiniz, gökleri ve yeri altý günde yaratan ve sonra arþa hükmeden, gün-jüzü —durmadan kovalayan— gece ile bü-ruyen; güneþi, ayý, yýldýzlan, hepsini buyruðuna baþ eðdirerek var eden Allah'týr. Bilin ki yaratma da, emir de O'nun hakkýdýr. Alemlerin Rabbi olan Allah Yücedir:' (7: 54). Yunus Suresi'nde: "Doðrusu sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altý günde yaratýp sonra arþa hükmeden, iþi düzenleyen Allah'týr. Ýzni olmadan kimse þefaat edemez. Ýþte Rabbiniz olan Allah budur. O'na kulluk edin. Artýk Ýbret almak için düþünmez misiniz?" (10: 3), buyuruluyor. "Allah, gökleri, gördüðünüz þekilde, direksiz olarak yükseltendir. Sonra, Kudretiyle arþa hükmeden herbiri belli bir süreye kadar hareket edecek olan güneþ ve ayý buyruðu altýna alan iþleri yürüten, ayetleri uzun uzun açýklayan Allah'týr; ola ki Rabbinize kavuþacaðýnýza kesin olaraH inanýrsýnýz." (13-2).
Kur'an-ý Kerim'in bu ayetleri, göklerdeki ve yerdeki her þeyinRablerininbir tek kanununu izledikleri hususunda hiçbir þüphe býrakmaz. Onlarýn tümü, hiç tereddütsüz Allah'ýn emrine itaat ederler. Kur'an-ý Kerim, bunu þu sözlerle izah eder: "Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de, gölgeleri de sabah-akþam Allah'a secde eder." (13: 15). Nuh Suresi'nde ise: "Göklerde ve yerde olan canlýlarla melekler ki, büyüklük taslamaVsýzýn Allah'a secde ederler. Kendilerine hâkim olan Rablerinden korkarlar ve emrolunduklarý þeyleri yaparlar." (16: 49-50) Duyurulmaktadýr. Ayný husustan Hacc Suresi'nde daha geniþ þekilde bahsedilmektedir: "Görmedin mi, göklerde ve yerde olan ner Þey; güneþ, ay, yýldýzlar, daðlar, aðaçlar, hayvanlar ve insanlardan çok kimseler Allah'a secde ediyor. Birçoðunun da üzerine azap hak olmuþtur. Allah'ýn alçaklýðý kimseyi yükseltebilecek yoktur. Elbette Allah dilediðini yapar." (22: 18). Kur'an-ý Kerim'in bütün bu ayetleri, yaratýlýþýn bir birlik (vahdet) olduðunu, Yaratýcý'sýnýn kanununa uyduðunu, þüphe götürmeyecek bir þekilde ortaya koyar. AJcsi takdirde hiçbir yerde kusursuz bîr ahenk, denge ve oran olamayacaktý. Evrenin çeþitli kýsýmlarý arasýnda tam bir ahenk ve iþbirliði vardýr. Bütün iþler, bir diðerinin fonksinonunu tamamlayan bir uyum içindedir.
Bu yaratýlýþ bahsinde, Kur'an'da Allah'ýn üç ayrý yaratýþ kademesi zikrolunur: Göklerde, yerde, gök ve yer arasýnda. "Bütün gökte olanlar, bütün arzdakiler, bütün bu ikisinin arasýndakiler ve topraðýn altýndakiler hep O' nundur." (20: 6) (A. Yusuf Ali, The Holy Qur'an, s. 1191-1567).
Kâf Suresi'nde de þu þekilde geçer: "Celâlim hakký için, biz göklerle yeri ve aralarýn-dakileri altý günde yarattýk; bize bir yorgunluk da dokunmadý:' (50: 38). "Gökleri, yeri ve ikisinin arasýndakileri altý günde yaratan; sonra da arþa hükmeden Rahman'dýr." (25: 59). (Ayný mealdeki sözler 32. Surenin 4. ayetinde de mevcuttur.)
"Biz göklerle Arzý ve aralarýndaki þeyleri ancak hak ve hikmetle yarattýk." (15: 85).
Bütün bu ayetlerin hepsi, aþaðýdaki ana gerçekleri ortaya koyar. Birincisi, bütün Yaratýlýþ, belirli bir zaman zarfýnda olmuþtur; bu altý günlük bir süredir. Ýkincisi, göklerin ve yerin yaratýlýþýnda, bir üstüste gelme sözko-nusudur. Üçüncüsü, kâinatýn orijinal yaratýlýþý, daha sonra parçalara ayrýlan bir kitleden olmuþtur. Dördüncüsü, Yaratýlýþ Olayý göklerin ve yerin çokluðu fikrini verir. Beþincisi, göklerin ve yerin yaratýlýþý arasýnda bir ara basamak vardýr. (Maurice Bucaille, The Bible, The Qur'an, and Science, s. 141-142).
Kur'an-ý Kerim'de insanýn arz engellerini kýrarak, kâinata girdiði ihtimaline dair de bir bahis vardýr: "Ey cinler ve insanlar topluluðu! -Gücünüz yeterse, göklerin ve yerin etrafýndan çýkýp gidin. Ama Allah'ýn verdiði bir güç olmaksýzýn geçemezsiniz ki..." (55-33). Böylece Kur'an-ý Kerim; insaný, inkýlâbçý felþefe ve fikirlerinden dolayý, yaþamýn önyargý, hurafe ve bilgisizliklerini bir yana býrakarak, açýk bir fikirle Ýyice düþünerek gerçekle yüzyüze gelmeye davet eder. Bu, insanoðlu için, bir üzengi rolü oynar ve ona ye-bi bilgi ufuklarý açar. "Akýl ve düþünce sahibi olan bir kavim için Allah'ýn birliðine, kudret ve yüceliðine delâlet eden elbette birçok alâmetler vardýr." (2: 164), (13: 4), (16: 67); "Ýyice düþünüp anlayanlar" (6: 65; 6: 98; 9: 81). "Düþünüp, mülahaza eden ve teslim olanlar." (2: 266; 10: 24 ve 45: 13). "Gören, anlayan ve idrak edenler." (7: 185; 30: 9 ve 50: 6). Bilenler, gerçekten bilgi ve öðrenim sahibidirler. Onlar Rablerinin yaratýþ mucizelerini görür, anlar ve üzerinde düþünüp taþýnýrlar, ayrýca onun önemini kavrayýp, bundan gerekli dersi alýr ve þöyle derler: "Sen bunlarý boþuna yaratmadýn. Sen bâtýl þey yaratmaktan münezzehsin. Bizi azabýndan koru." (3: 191; 38-27).
Kâinattaki Genel Gözlemler
Kur'an-ý Kerim, kâinat üzerindeki genel mütalaasýný þöyle belirtir: "Allah, gökleri, gördüðünüz þekilde direksiz yarattý." (31: 10; 13: 2). Kaf Suresi'nde þöyle denir: "Üstlerindeki semaya bakmadýlar mý ki, biz onu nasýl bina etmiþiz ve onu donatmýþýz da hiçbir çatlak da yoktur?" (50: 6). Bakara Suresi'nde ise: "Yerde ne varsa hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra semayý kasdetti de onlarý, yedi gök halinde düzenledi..." (2: 29), buyu-rulmaktadýr.
Göklerde ve yerde katý bir disiplin ve düzen vardýr; bütün semavî cisimler, Yaratýcý'larý-nýn Ýlâhî Kanunu'na tâbidir: "Yine de ki: 'O yedi göðün Rabbi kim? O çok büyük Arþýn Rabbi kim!' " (23: 86). Rûm Suresi: "Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur, hepsi ona boyun eðmektedirler." (30: 26). Ýbrahim Suresi'nde tekrar: "Güneþi ve ayý, âdet ve görevlerinde devamlý olarak size o musahhar kýldý; yine gece ve gündüzü sizin faydanýza o baðladý." (14: 33; 55:5 ve 45: 13) buyurulmaktadýr.
Ay için belli menziller takdir edilmiþtir: "( Allah'týr ki, güneþi bir ýþýk ve ayý da bir nu yaptý, miktarlar ve ölçüler tayin buyurdu ki senelerin sayýsýný ve hesabý bilesiniz." (10: 5) Yasin Suresi'nde: "Ayýn da seyrine menzil ler (miktarlar) takdirettik. Nihayet kurumu eski hurma dalýnýn þeklini almýþtýr." (36: 39)
Her Þey Ýnsanýn Yararý Ýçin
Allah, bütün bu semavî cisimleri, inþamý hizmetine verdi: "Geceyi, gündüzü, güneþ ve ayý sizin istifadenize vermiþtir. Bütün yýl dýzlar da O'nun emrine baðlýdýrlar. Elbette bunlarýn her birinde aklýný baþýna alýp, düþü nen bir topluluk için, birçok dersler vardýr.' (16: 12). En'âm Suresi'nde: "Karanýn ve de nizin karanlýklarýnda doðru yolu kendileriyl bulaþýnýz diye sizin için yýldýzlarý yaratan O dur. Gerçekten, bilenler için, ayet ve alâmet leri açýkça bildirdik." (6: 97) denmektedir.
Kur'an-ý Kerim, semavî cisimlerin tabiatýn dan da bahseder: "Ne yücedir o Allah ki gökte burçlar (gezegenler) yaratmýþ ve içer sine bir kandil (güneþ), bir de nurlu ay koy muþtur." (25: 61). Nuh Suresi'nde: Görme diniz mi, Allah yedi göðü tabaka tabaka na sil yaratmýþ? Ayý içlerinde bir nur kýlmýþ w güneþin ýþýk saçmasýný saðlamýþtýr." (71: 15 16). Nebe Suresi'nde: "Üstünüze yedi ka saðlam gök bina ettik. Ýçlerine parýl parýl ýþýl dayan güneþi varettik." (78: 12-13). Kur'an arzýn kâinatýn merkezi olduðuna dair eski bi inancý tümüyle reddederek, gece ve gündü zün birbirini takip ettiðini ortaya koyar: "Al lan, gündüzü gece ile örter ve süratle gece gündüzü, gündüz de geceyi kovalar" (7: 54) Zumer Suresi'nde: "O, geceyi gündüzün üze rine buruyor, gündüzü de gecenin üzerin' buruyor:1 (39: 5). Yasin Suresi'nde: "Gece de bir alâmettir. Onlara: Ondan gündüzü soya çýkarýrýz. Bir de bakarlar ki karanlýða kah vermiþlerdir." (36: 37). "Allah, geceyi gün düzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar." (22: 61).
Bundan baþka, Kur'an-ý Kerim, kendine has halleriyle, yýldýzlarýn dünyasýndan da bahseder: "Güneþi, ayý, yýldýzlarý, Allah, emrine baðlý kýldý. Bilin ki, hem yaratmak, hem de emretmek O'na mahsustur. (7: 54). Tûr Suresi'nde: "Gecenin bir kýsmýnda ve yýldýzlarýn batýþý sýrasýnda dahi teþbih et!" (52-49) buyurulmaktadýr.
Tarýk Suresi: "Andolsun semâya ve Tarýk'a... Bildin mi Tarýk ne? O ýþýk saçan yýldýzdýr; (Zuhal yýldýzýdýr)." (86: 1-3). Saffât Suresi nde yýldýz kaymasýndan bahsedilir: "Onu da yakan parlak bir yýldýz takibeder." (37: 10).
Yedi semavî cisim, Kur'an-ý Kerim'de çeþitli olaylarda, fakat deðiþik þekillerde zikredilir: "Allah, onlarý yedi gök (muhtemelen gezegenler) halinde nizama koydu." (2: 29). Mü-minûn Suresi'nde: "Doðrusu biz, sizin üzerinizde yedi kat gök yarattýk. Biz yaratmaktan gafil olmadýk." (23: 17). Ha-Mim Suresi'nde: "Böylece gökleri, yedi kat gök olarak Ýki günde yarattý. Bîr de her göðün iþini kendisine vahyetti." (41: 12). Mülk Suresinde: "Gökleri yedi kat üzerine yaratan O-dur. O Rahman'ýn yarattýðýnda hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi gözünü çevir bak, bir çatlak görebilir misin?" (67: 3) Ve yine ayný surede: "Celâlim hakký için, biz en yakýn semayý yýldýzlarla donattýk. Bir de onlarla þeytanlarýn taþlanmasýný saðladýk ve þeytanlara çýlgýn alev azabýný hazýrladýk." (67: 5), buyurulmaktadýr.
Kur'an-ý Kerim, muhtemelen yeryüzünün atmosferi olarak isimlendirebilecek bir þeyden de bahseder: "Biz, dünya göðünü de kandillerle donattýk, onu koruduk." (41: 12). Hicir Suresi'nde "Gerçekten biz, gökte burçlar yarattýk ve göðü, bakan kimseler için yýldýzlarla süsledik. Ve onlarý kovulan her þeytandan koruduk." (15: 16-17). Yine Saffât Suresi'nde: "Gerçekten biz, yakýn göðü, yýldýzlardan ibaret bir süsle donattýk ve itaatten çýkan her þeytandan koruduk." (37: 6-7).
Güneþ ve ayýn yörüngeleri de, Kur'an-ý Ke-rim'in çeþitli pasajlarýnda anlatýlýr.
"Geceyi, gündüzü, güneþi ve ayý yaratan O-dur. Bunlarýn herbiri kendi dairesinde dolaþmaktadýr." (21: 33). Yine Yasin Suresi'nde: "Ne güneþin aya yetiþmesi mümkün olur, ne de gece gündüzü geçer. Hepsi bir elekte yüzerler, devirlerini tamamlarlar!' (36: 40). Ra'd Suresi'nde: "Güneþi ve ayý da kullarýn menfaatine tâbi kýldý. Bunlardan herbiri belirli bir vakte kadar dolaþýyor." (13: 2: 31-19).
Gökler, Evrimi Ve Geniþlemesi
Kur'an-ý Kerim'de, güneþ ve ay gibi gök cisimleri için, muayyen bir yer ve süreden bahseden pek çok bölüm vardýr. Buradan, bunlarýn her ikisinin evrimini tamamladýklarý ve belirlenmiþ yerlerine ulaþtýklarý anlaþýlýr: (13: 2; 31: 19 ve 35: 13). Kur'an'daki bazý bölümler de, kâinatýn, daimi olarak geniþlediði izlenimini verir. "Biz, gökleri kuvvetle yarattýk. Þüphesiz Biz geniþ kudret sahibiyiz." (51: 47). Kur'an ayný zamanda, insanýn göklerin içine girebileceðini de ima eder: "Ey cinler ve insanlar topluluðu! Gücünüz yeterse, göklerin ve yerin etrafýndan çýkýp gidin. Ama Allah'ýn verdiði güç olmaksýzýn geçemezsiniz ki." (55: 33). Ýnsan, Allah'ýn harika ve sýnýrsýz dünyasý ve uzayýn sonsuz büyüklüðü karþýsýnda hayranlýk duyar: "O müþriklere, gökten bir kapý açsak da oradan yukarýya çýkmaya koyulsalar, þöyle diyeceklerdi: 'Muhakkak ki gözlerimiz döndürüldü; herhalde büyülendik.' " (15: 14-15).
Astronominin incelenmesi, diðer konulardan daha çok, insana Kâinatýn sýnýrsýz büyüklüðünü ve Yaratýcý sý'nýn gücünü, kuvvetini hatýrlatýr. Gökteki ve gökcisimlerindeki bütün bu çokluklar, son derece disiplinli ve düzenli bir þekilde faaliyet gösterirler. Aralarýnda, her þeyi daima kontrol eden, yöneten ve idare eden bir Yaratýcý'nýn varlýðýný, inkâr edilmez þekilde ortaya koyan bir amaç birliði ve düzen vardýr. Her taraftaki mutat Âdetullah üzere ve uyarýcý niteliktedir. Ubudiyetin ezelî ve ebedî sistemine ve elçilerin yoluna insaný davet eder ve bunu yaparken de kâinatýn problemleri hakkýnda beþeri yönlendirmek için arasýra etrafa birkaç ipucu serpiþtirir. Bu yönlendirici ve tanýtýcý bilginin doðasý ve amacý Ýhtarî mahiyettedir; böylece insan, daima Ýslâmî ilimlerin kendilerinden çok ulaþtýrdýklarý sonuçlarýn önemli olduðunu hatýrlar. Sonuç ise kâinatýn kontrolünü ve Yara-týcýsý'na itaattir.
îbn üþ-Þâtir'Ýn Güneþ "teorisi. Tercümeler yoluyla Ko-pernik'e tesir eden büyük astronomisi tbn üþ-Þâtir'in Güneþ ve Ay teorilerinin temsili.