Evlilikteki Hedefler By: saniyenur Date: 06 Haziran 2012, 16:56:02
Evlilikteki Hedefler
(a) Ýnsan Neslinin Devamý: Kur'an-ý Kerim þöyle buyurur: "Ey insanlar! Sizleri bir tek
þahýstan yaratan, o þahýstan da eþini vücuda getiren, ikisinden birçok erkeklerle kadýnlar üreten Rabbinizden korkun ve günaha girmekten sakýnýn." (4: 1). Bakara Suresi'nde ise: "Kadýnlarýnýz, çocuk yetiþtiren ekin tar-lanýzdýr. O halde tohum ekilen tarlanýza, nasýl isterseniz öyle varýn. Kendileriniz Ýçin ileriye hazýrlýk yapýn; önceden iyi ameller gönderin. Allah'tan korkun ve muhakkak onun huzuruna varacaðýnýzý bilin. Takva sahibi müminlere Cenneti müjdele." (2: 223).
(b) Ýffetin Korunmasý:Mâide Suresi'nde þöyle okuyoruz: "Namuslu, zina yapmamýþ ve gizli dostlar edinmemiþ olduðunuz halde, müminlerden hür ve iffetli kadýnlarla, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden yine hür ve iffetli kadýnlarý, mehirlerÝni verip nikahlayýnca, onlar size helâldir." (5: 5). Nisa Suresi'nde de þunlar buyurulur: "Onun için fuhuþta bulunmayarak, gizli dost da edinmi-yerek namuslu yaþadýklarý halde, o cariyeleri sahiplerinin izniyle nikah ediniz ve mehir-lerini güzellikle kendilerine veriniz." (4: 25).
(c) Huzur ve Muhabbet Kaynaðý: Rum Suresi'nde þunlarý buluruz: "Yine O'nun alâmetlerindendir ki, kendilerine meyil ve ülfet edesiniz diye, sizin için, kendi cinsinizden zevceler yarattý ve aranýzda bir sevgi ve bir merhamet icat etti. Þüphesiz ki bunda, düþünecek bir kavim için alâmetler var." (30: 31). A'râf Suresi'nde de: "Sizi bir nefisten yaratan ve bu nefisten de, gönlü kendisine meyledip rahat etsin diye, zevcesini yaratan O'dur." (7: 189).
(d) Evlilikte Ýmanýn Önemi: Bakara Suresinde þöyle geçer: "Ey müminler! Allah'a ortak koþan kadýnlarla, onlar iman etmedikçe evlenmeyin. Ýmaný olmayan bir kadýn, sizi imrendirse bile, iman etmiþ bir cariye elbette ondan daha hayýrlýdýr. Müþrik erkekler de iman etmedikçe onlara mümin kadýnlarý nikahlamayýn; bîr kâfir size hoþ görünse bile. Mümin köle elbette ondan daha hayýrlýdýr. Onlar sizi cehenneme çaðýrýrlar. Allah ise izniyle Cennet'e ve maðfirete davet ediyor da ayetlerini insanlara beyan buyuruyor. Gerek ki düþünüp ibret alsýnlar." (2: 221).
Ve Nûr Suresi'nde: "Kötü sözler, kötü kimseler için; kötü kimseler de, kötü söz ve iþler Ýçindir. Temiz olan söz ve iþler ise, temiz kimselere ve temiz olan kimseler de, temiz söz ve iþlere lâyýktýr." (21: 26). Yine ayný surede: "Zina eden. bir erkek, ancak zina eden bir kadýnla, veya bir müþrike ile evlenmek ister. Zina eden bir kadýný da, ancak zina eden bir erkek veya müþrik bir kimse nikah etmek ister." (24: 3).
(e) Yasaklanmýþ Evlilikler: Ýslâm, Nisa Suresi'nde belirtildiði gibi, bazý akrabalarla evlenmeyi yasaklar: "Bir de babalarýnýzýn nikahladýðý kadýnlarý kendinize nikahlamayýn.
Cahiliyyet devrinde geçen affedilmiþ geçmiþtir. Þüphe yok ki o, pek çirkindi; Allah'ýn buðzuna sebepti, o ne fena bir âdet idi!... Size þunlarý nikahlamak haram kýlýndý: Analarýnýz, kýzlarýnýz, kýz kardeþleriniz, halalarýnýz, teyzeleriniz, erkek ve kýz kardeþlerinizin kýzlarý, süt analarýnýz, süt kýzkardeþleriniz, karýlarýnýzýn analarý, kendileriyle zifafa girdiðiniz karýlarýnýzdan olma himayenizdeki üvey kýzlarýnýz. Eðer üvey kýzlarýnýzýn ana-larýyla zifafa girmemiþ iseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Öz oðullarýnýzýn zevceleri ile evlenmeniz ve iki kýzkar-deþi birlikte nikahlamanýz da haramdýr. Ancak cahiliyyet devrinde geçen affedilmiþ geçmiþtir. Allah, þüphesiz ki cahiliyyet devrinde olan kötü iþleri baðýþlayýcý, Ýslâm'da itaat edenlere merhamet edicidir.
Sahip olduðunuz cariyeler müstesna, diðer bütün nikâhlý kadýnlarla evlenmeniz size haram kýlýndý. Bunlar üzerinize Allah yazýsý olarak haramdýr. Haram kýlýnanlarýn dýþýnda kalanlar size helâl kýlýndý. O halde, onlardan hangisi ile faydalandýnýzsa mehirlerini kendilerine verin ki, farzdýr. O mehri takdir edip, kesiþtikten sonra, aranýzda anlaþmanýzda da size bir günah yoktur. Þüphesiz ki Allah, kemal üzere bilendir, gerçek hüküm ve hikmet sahibidir.
Sizden her kim, hür olan mümin kadýnlarý nikâh edecek bir zenginliðe kudreti olmazsa, ona da ellerinizin altýndaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rýzasý ile nikahlamak var. Allah, imanýnýzý çok iyi bilendir.
Hep biribirinizdensinÝz. Onun için fuhuþta bulunmayarak, gizli dost da edinmiyerek namuslu yaþadýklarý halde, o cariyeleri sahiplerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz. Eðer onlar, evlendikten sonra bir fuhuþ yaparlarsa, o vakit hür kadýnlar üzerine gerekli bulunan cezanýn yarýsý kendilerine lâzým gelir. Bu cariye hikâhlama müsaadesi, sizden zinaya düþme korkusunda bulunanlar içindir. Sabretmeniz !se, sizin için daha hayýrlýdýr. Allah çok baðýþlayýcýdýr, çok merhamet edicidir." (4: 22-25).
(f) Poligami (çok evlilik): Ýslâm yasak iliþkilere de, metres tutmaya da izin vermez, sadece evlilik yoluyla olan iliþkilere müsaade eder. Ýnsan tabiatýný gözönüne alarak, dört hanýma kadar izin verir. "Eðer yetim kýzlarýn haklarýný gözetemiyeceðinizden korkar-sanýz, size helâl olan dîðer kadýnlardan ikiþer ikiþer, üçer üçer, dörder dörder nikah edin; ve eðer bu þekilde de adalet yapamayacaðýnýzdan korkarsanýz bir tane seçin yahut sahip olduðunuz cariyelerle yetinin. îþte bu bir zevce, yahut cariyelerle yetinmeniz adaletten çýkmamanýza daha yakýndýr." (4: 3). Ve yine ayný surede: "Kadýnlar arasýnda sevgide eþitlik yapmaya hýrs gösterseniz bile, asla buna gücünüz yetmez. O halde büsbütün birine meyledip diðerlerini askýda kalmýþ gibi býrakmayýn. Eðer nefsinizi düzeltir ve haksýzlýktan sakýnýrsanýz gerçekten Allah, günahlarýnýzý çok baðýþlayýcýdýr, çok merhamet edicidir' (4: 129).
(g) Herbirinin Haklan ve Yükümlülükleri:
Ýslâm, toplumundaki rollerine göre, karý/kocaya özel haklar verir:
1- Genel: Bakara Suresi'nde þöyle okuyoruz: "Erkeklerin kadýnlar üzerindeki haklarý gibi, kadýnlarýn da onlar üzerinde haklan vardýr. Yalnýz erkekler, kadýnlar üzerine daha üstün bir dereceye sahiptirler." (2: 228). Ve Nisa Suresi'nde: "Erkekler, kadýnlar üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah, birini, diðerinden üstün yaratmýþtýr. Bir de erkekler inallarýndan harcamaktadýrlar. Ýyi kadýnlar, itaatkârdýrlar ve Allah kendilerini koruduðu cihetle, kocalarýnýn gýyabýnda ýrz ve mallarýný muhafaza ederler." (4: 34).
2- Kocanýn vazifeleri: Birincisi, Nisa Suresinde: "O halde, onlardan hangisi ile faydalandýnýzsa mehirlerini kendilerine verin ki, farzdýr. O mehri takdir edip kesiþtikten sonra, aranýzda anlaþmanýzda da sîze bir günah yoktur." (4: 24). Yine ayný surede: "Nikâh ettiðiniz kadýnlarýn mehirlerini seve seve verin. Þayet ondan bir kýsmýný gönül hoþluðu ile kendileri size baðýþlarsa, onu afiyetle, rahatça yiyin." (4: 4). Ýkincisi, Bakara Suresi1 nde belirtilir: "Onlarý, zengin olan kudretine göre, fakir olan da gücü yettiði kadar güzellikle faydalandýrsýn. Bu, ihsan edenler üzerine borç bir haktýr." (2: 236). Talâk Suresinde: "Geniþliði olan (boþanmýþ kadýnlara ve süt annelere), geniþliðinden nafaka versin; rýzký dar olan da, Allah'ýn ona verdiðinden harcasýn." (65: 7). Üçüncüsü, Nisa Suresinde açýklanýr: "Onlarla iyi geçinin. Eðer, kendilerinden hoþlanmadýnýzsa, olabilir ki bir þey sizin hoþunuza gitmez de Allah onda birçok hayýr takdir etmiþ bulunur?' (4: 19). Tegabûn Suresi'nde: "Ey iman edenler! Haberiniz olsun ki, zevcelerinizle evlâtlarýnýzdan bir kýsmý, size bir nevî düþmandýr. O halde onlardan sakýnýn. Bununla beraber afv eder, kusurlarýna bakmaz, günahlarýný örterseniz, þüphe yok ki Allah, Gâfur'dur, Ra. him'dir." (64: 14). Bakara Suresi'nde: "Siz kadýnlarý boþadýðýnýz zaman, iddetlerini bitirmeye yakýn, onlarý ya iyilikle tutun veya iyilikle boþayýn. Yoksa haklarýna tecavüz için zararlarýna olarak tutmayýn. Bunu kim yaparsa, nefsine zulmetmiþ olur. Sakýn Allah'ýn ayetlerini þaka yerine tutmayýn." (2: 231).
3- Eþ Olarak Kadýnlarýn Vazifeleri: Birincisi; Nisa Suresi'nde belirtildiði þekilde þöyledir: "Ýyi kadýnlar itaatkârdýrlar ve Allah'ýn kendilerini koruduðu cihetle kocalarýnýn gýyabýnda ýrz ye mallarýný muhafaza ederler." (4: 34). Ýkincisi; Yine ayný surede: "Eðer bir kadýn, kocasýnýn geçimsizliðinden veya yüz çevirmesinden endiþe ediyorsa, bir anlaþma Ýle aralarýný düzeltmelerinde karý-koca üze-rina günah yoktur. Sulh en hayýrlý bir iþtir. Zaten nefislerde kýskançlýk hazýrlanmýþtýr. Eðer Ýyi geçinip arayý düzeltir, zulüm ve geçimsizlikten sakýnýrsanýz, elbette Allah, yapacaðýnýz her þeyden tamamen haberdardýr?' (4: 128). Üçüncüsü; tekrar Nisa Suresi'nde: "Fenalýk ve geçimsizliklerinden korktuðunuz kadýnlara gelince: Önce kendilerine öðüt verin. Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarýnda yalnýz býrakýn. Yine dinlemezlerse (hafifçe) dövün. Size itaat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahane aramayýn." (4: 34).
4- Barýþma: Ayný surede þunlarý okuyoruz: "Eðer karý-kocanýn arasýnýn açýlmasýndan endiþeye düþerseniz bir hakem erkeðin ailesinden ve bir hakem de kadýnýn ailesinden kendilerine gönderin. Bu mutavassýt hakemler, gerçekten barýþtýrmak isterlerse, Allah, karý-koca arasýndaki dargýnlýk yerine geçim verir. Þüphesiz ki Allah hakkýyla bilendir, her þeyin aslýndan haberdardýr?' (4: 35).
5- Evlenme ve Boþanma Haklan: Ýslâm, karý ve kocaya, evlilik ve boþanma meselelerinde eþit haklar verir ve özellikle kocaya tavsiyesi; þefkat ve cömertlikle muameledir.
(h) Genel Kurallar: Ýslâm, toplumda iyilik ve Ýffeti sürdürmek ve desteklemek için belirli genel kurallar koymuþtur: "Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan beri alsýnlar ve ýrzlarýný zinadan korusunlar. Bu, kendileri için daha temizdir. Muhakkak ki Allah, onlarýn bütün yaptýklarýndan haberdardýr. Mümin kadýnlara da söyle, gözlerini haramdan sakýnsýnlar, ýrzlarýný korusunlar, zinetlerini açýp göstermesinler. Ancak bunlardan kendiliðinden görünmesi zaruri olan müstesnadýr. Baþ örtülerini yakalarýnýn üzerine koysunlar. Zinetlerini ancak þu kimselere göstersinler: Kocalarýna, yahut babalarýna, yahut kocalarýnýn babalarýna, yahut kendi oðullarýna, yahut kocalarýnýn oðullarýna, yahut kendi oðullarýna, yahut kocalarýnýn oðullarýna, yahut kendi erkek kardeþlerine, yahut erkek kardeþlerinin oðullarýna, yahut kýz kardeþlerinin oðullarýna, yahut müslüman kadýnlarýna, yahut ellerindeki cariyelere, yahut ihtiyacý olmayan acuzelere, yahut henüz kadýnlarýn gizli yerlerinin farkýna varmamýþ olan çocuklara. Gizledikleri zinetleri bilinsin diye, ayaklarýný da vurmasýnlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin ki, dünya ve ahiret saadetine kavuþasýnýz." (24: 30-31). Ýnsanlarý ahlâksýzlýktan caydýrmak için, suçlularýna ceza öngörülür: "Zina eden kadýnla, zina eden erkeðin herbirine yüz deðnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanýyorsanýz, bunlara Allah'ýn dini hususunda merhametiniz tutmasýn. Müminlerden bir topluluk da, bunlarýn ceza tatbikinde þahit olsun."" (24: 2).
Ebeveyn ve Akrabalar: Sosyal yapýdaki ikinci Önemli birim, ebeveyn ve akrabalardýr. Ýslâm onlarýn da haklarý üzerinde durur ve onlara karþý iyi kalpli müþfik olmaya çaðýrýr: "Biz, insana, ana babasýný da tavsiye ettik. Anasý, onu, meþakkat üstüne meþakkatle taþýmýþtýr. Sütten kesilmesi de iki sene içindedir: 'Hem bana, hem de ana babana þükret, dönüþ ve geliþ ancak banadýr? " (31: 14). Ýsrâ Suresinde þunlarý okuruz: "Rabbin kesin olarak þunlarý emretti: Ancak kendisine ibadet edin, ana babaya güzellikle muamele edin, eðei onlardan biri veya ikisi, senin yanýnda ihtiyarlýk haline ulaþýrsa, sakýn onlara öf bile deme ve onlan azarlama. Ýkisine de iyi ve yumuþak söz söyle. Ýkisine de acýyarak tevazu kanadýný indir ve þöyle de: 'Ey Rabbim! Onlar, beni küçükken terbiye edip yetiþtirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et.' " (17: 23-34).
Nahl Suresi'nde þunlarý okuyoruz: "Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsaný ve akrabaya vermeyi emrediyor." (16: 90). Ýsrâ Suresi'nde: "Akrabaya, yoksula ve yolda kalmýþa hakkýný ver." (17: 26). "Mala olan sevgisine raðmen, malý akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmýþlara, dilenenlere, köle ve esirlere harcayan, namazý gereði üzere kýlan ve zekâtý veren kimsenin; ahidleþtikleri zaman sözlerine sadýk kalanlarýn, ihtiyaç ve sýkýntý hallerinde, cihad ve savaþlarda sabredenlerin hayrýdýr?' (2: 177) Nisa Suresinde de þöyle bu-yurulur: ' 'Anaya, babaya ve akrabaya da iyilik edin?' (4: 36).
Fakat ana-babaya itaat, onlarýn dünyalýk ihtiyaçlarýný karþýlamak ve iyi muamele etmek üzere yapýlýr, inançsýzlýða deðil...: "Bununla beraber, ana-baban, bilmediðin bir þeyi, bana ortak koþman için seni zorlarlarsa, bu takdirde kendilerine itaat etme. Onlara, dünyada iyi bir þekilde sahiplik et ve bana yönelenin yolunu tut" (4: 36).
Fakir ve Muhtaçlar:Sosyal yapýnýn üçüncü birimi, toplumun zayýf üyeleri olan ve cemiyetin iyiliðine, cömertliðine ve yardýmýna ihtiyacý bulunan fakir ve muhtaçlardýr. Kur'-an-ý Kerim onlara büyük Önem vermiþ ve onlarýn menfaatlerini gözetmeyen insan ve toplumlarý ayýplamýþtýr; "ölünün terekesi (mirasý) bölünürken vereseden olmayýp ölüye yakýnlýðý bulunanlar, yetimler ve yoksullar hazýr bulunurlarsa, gönüllerini almak için, o bölünen maldan kendilerine bir þey verin ve onlara güzel söz söyleyin! Bakara Suresi'nde: "Malý (fakir) akrabaya, yetimlere yoksullara, yolda kalmýþa, dilenenlere, köle ve esirlere harcayanlarýn... hayrýdýr." (2: 177).
Bu insanlara karþý müþfik ve cömert olmayanlar, þiddetli bir cezayla uyarýlýrlar: "Gördün mü o hesap gününü inkâr edeni!... Ýþte bu kimsedir ki, itip kakýyor yetimi; yoksulu yedirmeye de teþvik etmez." (107: 1-3). Nisa Suresi'nde: "Anaya babaya iyilik edin; akrabaya da, öksüzlere de, yoksullara da..." (4: 36). Ayný surede: "Yetimlere balið olduklarý zaman mallarýný verin. Helâli, harama deðiþmeyin." (4: 2). Ve yine ayný surede: "Yetimlerin mallarýný zulmen yiyenler karýnlarýna ancak bir ateþ yerler ve yakýnda alevli bir ateþe gireceklerdir." (4: 10).
Genelde Toplum: Sosyal yapýnýn dördüncü cephesi, genel olarak toplumun kendisidir. Ýslâm, toplumun bütün mensuplarýnýn iyi ve cömert muamele etmesi için açýk direktifler verir. Mensuplarýnýn, cemiyete borçlu otduk-farý görevlerini yerine getirmesine ve birbirlerinin haklarýna riayet etmelerine büyük önem verir. Onlar, iyilik etmek ve fenalýktan sakýnmak hususunda birbirleriyle yardýmlaþ-malî, günah iþlemek ve haddi aþmak üzerinde yardýmlaþmamahdýrlar (5: 2). "Bütün müminler, birbirlerinin yardýmcýlarýdýr." (9: 71). "Ýnsanlara güzellikle söyleyin." (2: 83). "Ayetlerimize iman edenler sana geldiði zaman þöyle de: 'Allah'ýn selâmeti üzerinize olsun' Rabbiniz size rahmet ve merhamet vaat buyurdu." (6: 54). "BÝr selâmla selâmlan-dýðmýz zaman, siz ondan daha güzeli ile karþýlýk verin veya aynýyla mukabele edin." (4: 86). "Ýki kardeþinizin aralarýný düzeltin!' {49: 10). "Birbirinizden ayrýlýp daðýlmayýn." (3: 103). "Müminler ancak kardeþtirler. Birbirinizi ayýplamayýn ve kötü lâkaplarla atýþmayýn." (49: 10-11).
Kur'an-ý Kerim, diðer insanlarýn haklarýndan da þu þekilde bahseder: "Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir þeyi ortak koþmayýn. Sonra anaya ve babaya iyilik edin; akrabaya da, öksüzlere de, yoksullara da, yakýn komþuya da, yakýn arkadaþa da, yolda kalmýþa da, ellerinizdeki kölelere de... Allah, kurumlu ve böbürlenen kimseleri sevmez." (4: 36). .Ve Tövbe Suresi'nde þöyle buyurulur: "Zekâtlar Allah tarafýndan bir farz olarak ancak þunlar içindir: Fakirler, miskinler, zekât toplayanlarý, kalpleri müslümanhða ýsýndýrýlmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolunda-kiler ve yolda kalmýþlar, Allah Alîm'dir, Ha-kîm'dir." (9: 60).
Peygamber'ýn þu hadis-i þerifleri, bu konuya açýklýk getirmiþtir: "Sizin hiçbiriniz, kendisi için istediðini, (din) kardeþi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz." "Müslüman toplum, karþýlýklý sevgi ve ilgi konusunda bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu, acý çekerse, bütün beden ona uykusuzluk ve ateþle cevap verir.". "Bir müminin, diðer bir müminle iliþkisi, bir binanmki gibidir, bir parçasý diðerini kuvvetlendirir." (Miþkât).
Böyle bir öðreti, bir toplumda, yüksek seviyelerde iyilik, hayýr ve adalet oluþmasýna yardým eder ve sadakatle çalýþarak, kültür ve medeniyetlerinin zenginleþmesinden hoþlanan bütün mensuplara bariz, emniyet ve mutluluk vaadeder.
Evrensel Cemaat: Bu da, toplum yapýsýnýn beþinci ve son cephesidir. Ýslâm'ýn milletlerarasý iliþkileri, bütün insanlýðýn, ayný orijine sahip olduðu gerçeðine dayanýr. Bunun için, insan olarak, onlarýn hepsi eþittir. Ve hem bireysel, hem de kollektif seviyede birbirleriyle samimi ve dostça iliþkileri sürdürmelidirler (4:. 1). Karþýlýklý anlaþma ve sözleþmelere saygý duymalýdýrlar (6: 91). Diðer insanlara dürüstçe muamele etmeli (16: 92), düþmanlarýna karþý bile adaleti yerine getirmeli ve tarafsýzlara saygý göstermeli (4: 89-90). Barýþýn tesisi ve idamesi için hiçbir çabadan kaçýnmamalý (8: 61) ve bunlarý insan kardeþliði adýna yapmalýdýrlar (49: 3).
Eðitim: Ýslâm, Tevhid (Allah'ýn Birliði) inancýnýn üzerinde ehemmiyetle durur ve onun eðitiminin amacý, Rablerinin isteklerine göre düþünen, planlayan ve hareket eden, Allah'a muti ve doðru kullar oluþturmaktýr, pratikte, gayesi, herkes için iyilik, fazilet ve adalet sistemi tesis etmektir, öyle ki insanlar, tam bir güvenlik içinde, mutlu ve kanaatkar bir hayat sürdü rebilsinler. Þu sözlerle temjzlik derecesini ortaya koyar: "Rabbini yücelt, giydiklerini temiz tut, kötü þeyleri terke devam et. Yaptýðýn iyiliði çok görerek baþa kakma. Rabbinin rýzasý için sabret!" (74:3-7).
Kur'an-ý Kerim, eðitimiyle ne tip insan oluþturmak istediðini gösterir: "Namaz kýlan o kimseler ki, onlar namazlarýna devamlýdýrlar, yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanýyanlar, onlar ki, hesap gününü tasdik ederler. Onlar ki, Rablerinin azabýndan korkarlar; çünkü Rablerinin azabýnda^ emin bulunulmaz. Onlar ki, avret yerlerini korurlar. Ancak zevcelerine ve cariyelerine müstesna... Bu sýnýn aþmak isteyenler iþte onlar aþýn gidenlerdir. Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler. Onlar ki, þahitliklerinde dürüstlük yaparlar. Onlar ki, namazlarýný gözetirler. Ýþte bunlar, Cennet'lerde ikram olunanlardýr." (70: 23-35).
Sonra, Allah'a þüretmeyen ve O'nun istediðinden tamamen farklý olanlara ait bir örnek verir: "Fakat insan, her ne zaman Rab-bÝ, onu imtihan edip de ona ikram eyler, nimetler verirse; o vakit: 'Rabbim bana ikram etti.' der. Ama her ne zaman, onu imtihan edip de rýzkýný kendisine daraltýrsa; o vakit de: 'Rabbim bana hor baktý' der. Hayýr, doðrusu siz yetime cömert davranmýyorsunuz. Miskini de yedirmeye birbirinizi teþvik etmiyorsunuz. Mirasý, helâl haram ayýrmadan yiyorsunuz. Malý da pek çok seviyorsunuz." (89: 15-20).
Bu ayetler, bir Ýslâm toplumunda eðitimin amacýný ve felsefesini izah eder.