Siret Ansiklopedisi
Pages: 1
Dengeli Beslenme By: saniyenur Date: 05 Haziran 2012, 22:13:23
Dengeli Beslenme

Kur'an-ý Kerim, insan vücudunun büyüme­si, kuvvetlenmesi ve tamiri için gerekli çok faydalý þeyleri ihtiva eden ve hayvaný prote­in, yað, kalsiyum, demir, tuz vs. içeren den­geli diyet için gerekli çok faydalý uyarýlarda da bulunmuþtur. Dana eti, balýk, taze süt, peynir ve meyveler en dengeli,diyetler olarak kabul edilirler. Kur'an-ý Kerim, birçok yerde hayvan proteininin insan diyeti için Önemli olduðunu ima eder: "Andolsun ki, elçileri­miz Ýbrahim'e müjde ile geldiler. 'Selâm sa­na' dediler. O da onlara: 'Size de selâm' de­di ve hemen gidip kýzartýlmýþ bir buzaðý ge­tirdi." (11: 69). Zariyat Suresi'nde de: "Ýb­rahim'in ikram edilmiþ konuklarýnýn haberi sana geldi mi? Hani onlar, Ýbrahim'in yaný­na girip selâm vermiþlerdi. O da selâm ver­miþ, 'Tanýnmadýk bir kavim,' demiþti. Hemen bir bahane ile ailesine giderek bir semiz da­na getirdi ve onu önlerine koydu. 'Yemeðe buyurmaz mýsýnýz?' dedi." (51: 24-27), þek­linde ayetleri görürüz. Ayrýca Kur'an-ý Ke­rim, kuþ ve kümes hayvanlarýndan da sevi­lecek et cinsi olarak bahseder: "Arzu ettik­leri kuþ etleri ile..." (56: 21).

Balýk da insan tarafýndan çokça tüketilen ve protein bakýmýndan çok zengin bir gýdadýr. Bu taze gýda maddesi hakkýnda da Kur'an-ý Kerim'de ayetler vardýr: "Yine denizden ta­ze et yiyesiniz ve ondan giyip takýnacaðýnýz

bir zinet çýkarasýnýz diye, denizi hizmetinize baðlayan O'duif' (16: 14). Fatýr Suresi'nde: "Her iki denizden de taptaze et yersiniz." (35: 12), ifadesini görürüz. Kur'an-ý Kerim, ayrýca, genelde hayvanî proteinin insan di­yeti için önemini þu þekilde açýklar: "Hay­vanlarý da O yarattý. Bunlarda sizin için so­ðuktan koruyucu yünler ve bir takým men­faatler var. Hem onlardan yersiniz de." (16: 5). "Allah O'dur ki, sizin için davarlar ya­rattý, onlardan binek edinesiniz diye... On­larýn etlerini de yersiniz." (40: 79).

Taze sütün önemi de þu ifadeler ile açýkla­nýr: "Ehil hayvanlarda sizin için muhakkak ders vardý r.Kannlarmdaki sütten size içiririz. Sizin için onlarda daha birçok faydalar var­dýr. Hem onlarýn etlerinden de yersiniz!' (23: 21). Nahl Suresi'nde de þunlarý görürüz: "Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardýr. Sîze onlarýn karnýndakiler ile kan arasýndan halis bir süt Ýçiriyoruz ki, Ýçen­lerin boðazýndan afiyetle geçer." (16: 66).

Beslenmede meyvalarm faydasý þu sözlerle Ýzah edilmiþtir: "Hurma ve üzüm aðaçlarý­nýn meyvalarmdan da þerbet, þýra ve güzel bir rýzýk edinirsiniz. Muhakkak ki bunda aklý olup düþünen bir topluluk için bir alâmet var?' (16: 67). "Türlü türlü meyvelikler, aðaç­larý göðe doðru yükselen bahçeler, hurma­lýklar ve nice çayýrlar. Sizin ve davarlarýný­zýn menfaati için yarattýk." Rahman Suresi­nde þunlarý görürüz: "Ýçlerinde çeþitli meyve var, hurma ve nar var. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini inkâr edersiniz." (55: 68-69). Salih kullar cennette bütün meyvelerle müjdelenmiþlerdir: "Hem onlara çeþitli mey­ve var; hem onlara istedikleri her þey var." (36: 57). Zuhruf Suresi'nde: "Sizin için ora­da çok meyvalar vardýr; onlardan yiyeceksi­niz." (43: 73). Ve Vakýa Suresi'nde: "Bir de seçtikleri meyvelerle," (56: 20) ve "Ve tüken­meyen, yenmesi yasaklanmayan birçok mey­veler arasýnda..." (56: 32-33), mealinde ayet­lere rastlarýz. Yine Kur'an-ý Kerim, özellikle deðiþik meyve çeþitlerinden müteþekkil, Al­lah'ýn birçok Iütfunu hatýrlatýr: "Size hurmalýklardan, üzümlüklerden baðlar bahçe­ler yaptýk. Ýçlerinde sizin için birçok yemiþ-,er var." (23: 19).

Kur'an-ý Kerim, dengeli beslenme için lüzum­lu ilâve elementleri de gözardý etmez: "Mey­veler ve nice çayýrlar. Bunlar sizin ve hayvan­larýnýz için geçimliktir:1 (80: 31-32). Nâziât Suresi'nde: "O arzdan suyu ve otlak yeri meydana getirmiþtir. Daðlan yerleþtirmiþtir. Bunlarý sizin ve hayvanlarýnýzýn geçinmesi için yapmýþtýr!' (79: 31-33). Yunus Suresi'nde: "Dünya hayatý, gökten indirdiðimiz su gibi­dir. Onunla, gerek insanlarýn, gerekse hay­vanlarýn yiyeceði ürün ve bitkiler yetiþip bir­birine karýþmýþtýr." (10: 24) ayetlerini görü­rüz. Aþaðýdaki ayetlerde insan diyetinde ana kýsýmlarý oluþturan bütün meyve çeþitleri, sebzeler ve salatalar zikredilir: "O, gökten su indirendir. Sonra her çeþit nebatý biz onunla bitirip çýkardýk. Ýçlerinden bir yeþil­lik çýkardýk. Ondan da yýðýn yýðýn taneler çýkarýrýz. Hurma aðacýnýn tomurcuklarýndan birbirine yakýn salkýmlar, üzümlerden bað­lar, yapraklarý birbirine benzer ve meyvalarý benzemez olduðuhalde zeytin ve nar aðaçla­rý bitirdik. Ürün verdiklerinde ürünlerine, olgunlaþmalarýna bir bakýn. Bunlarda inanan­lar için þüphesiz deliller vardýr." (6: 99).

Kur'an-ý Kerim'in bu ayetleri üzerinde biraz­cýk muhakeme ile, imanýn merkezini oluþtu­ran Tevhid'in, insan hayatýnýn her safhasýný ve insan uðraþlarýnýn bütün alanlarýný içine aldýðýný görmek mümkündür. Matematik, astronomi, fizyoloji, gýda kimyasý, hangi alanda çalýþýrsanýz çalýþýn, Tevhid ilmin esa­sýdýr ve ona þöyle veya böyle danýþmadan ile­riye doðru bir adým atmanýz dahi muhaldir, zira her þeyin baþlayýþ ve bitiþ noktasý Allah1 týr. Ýþte bu müslüman ve müslüman olmayan bilim adamlarý arasýndaki büyük mihenk taþýdýr. Müslüman bilim adamý, tevhid ruhu­nun hayatýndaki bütün atom ve elementleri ihata ettiðini görür ve ona göre her þey ve her ilim Allah'tan gelir ve yine O'na döner. Bu hayatýn her safhasýnda ve bilimlerin her ka­demesinde de böyledir. Ýnsanlarýn gýda alýþkanlýklarý ve diyetleri de bu kavramýn için­dedir. Allah'ýn insanlar için, deðiþik kaynak­lardan çeþitli gýda ve içecekleri yaratmasý, bi­lenler ve anlayanlar için, bir baþýna, Allah-ýn lütuf ve azametinin büyük bir iþaretidir.

Kadir-i Mutlak olan Allah, lütfunu, Sina çöl­lerinde Hz.Musa ile dolaþýrlarken Ýsrail oðullarýna bahþetti ve onlara hayvaný prote­inden müteþekkil gýda ihsan etti. "Size kud­ret helvasý ve býldýrcýn gönderdik ve bu helâl rýzkýmýzdan yeyin dedik" (2: 57). A'râf Su­resi'nde ise þunlarý görmekteyiz: "Kendile­rine kudret helvasýyla býldýrcýn indirdik ve onlara 'Size rýzýk olarak verdiðimizin temiz olanlarýndan yeyin' dedik." (7: 160). Fakat þükürsüz insanlar Allah'tan iyi gýdalarým en kötüleriyle deðiþtirmesini istediler: " ' Ey Musa, bir çeþit yemeðe dayanamayacaðýz. Artýk sen bizim için Rabbine dua et de, ar­zýn yetiþtirdiði þeylerden, sebze, kabak, sar-mýsak, mercimek, soðan yetiþtirsin' dediniz de, Musa da O hayýrlý olaný, þu daha aþaðý olanla deðiþtirmek mi istiyorsunuz?' dedi." (2: 61). Bu ifade açýkça proteinlerin diðer ye­þillik ve sebzelere üstünlüðünü göstermekte­dir.

Ýslâm týbbýnda sýhhat, vücudun normal ni­zamý, hastalýk ise bu nizamýn bozulmasý olarak kabul edilir. Hastalýk dengesizliðe neden olur. Ýlaç ise, vücudu normal nizamýna sok­mak gayesi ile, bu dengesizliði ortadan kal­dýracak kadar verilir. Vücut, sýhhat durumu­nu yansýtan bu denge halini muhafaza Ýçin gerekli kudret, mukavemet ve kuvvete de sa­hiptir. Ýlaçlar, hastalýklarýn sebep olduðu du­rumlarda vücuda yardým ederler, fakat bu yardým çok kýsýtlýdýr. Þu halde, ilaçlar, has­talýklarýn tedavisinde esas unsurlar olarak kabul görmezler. (Islamic Science, s. 153-184). Fakat tedavi, Peygamber'in buyur­duðu gibi, hastalýk sebebinin ortadan kaldý­rýlmasý yönünde tavsiye edilmiþtir: "Allah þi­fasýný göndermediði bir hastalýðý indirmemiþ-tir." Cabir, Allah Rasulü'nün þöyle dediðini zikretmektedir: "Her hastalýðýn bir ilacý var­dýr. O ilaç, o hastalýða tatbik edilirse, Allah'ýn izni ile iyi olur." Usame b. Ferik'e göre, Al­lah'ýn ElçÝsi'ne, týbbî tedaviye baþvurup vur­mamak hususunda sorulduðunda, O þöyle cevap verdi: "Evet, Allah'ýn kullan, týbbî te­daviye baþvurunuz. Allah, tedavisini halket-mediði hiçbir hastalýk yaratmamýþtýr. Bunun bir istisnasý vardýr ki o da ihtiyarlýktýr?' (Miþ-kât).

Kur'an-ý Kerim, balýn insanoðlu için týbbî ga­yelerle çokça kullanýlýrlýðýndan bahseder: "Senin Rabbin bal arýsýna da þöyle vahyet-ti: 'Daðlardan, aðaçlardan ve insanlarýn ku­racaklarý kovanlardan kendine ev edin, son­ra meyvalarýn hepsinden ye de Rabbinin sa­na has kýldýðý yayýlým yollarýna çýk! O arýla­rýn karýnlarýndan renkleri muhtelif bal çýkar ki, onda insanlar için þifa vardýr. Doðrusu bunda da düþünecek bir topluluk için büyük ibret var." (16: 68-69). Balda, deðiþik hasta­lýklara karþý büyük bir þifanýn mevcut oldu­ðu anlaþýlmaktadýr. Dünyanýn çeþitli yerlerin­de yapýlan her kademedeki araþtýrma, bu ta­biî þerbetin sayýlamayacak kadar faydasý ol­duðunu göstermektedir. Kalp hastalýklarýna karþý son derece etkili ve faydalý olup vücut zaafiyetlerinde hazýr glikoz olarak kullaný­lýr. Gözler için de çok faydalýdýr ve eðer dü­zenli olarak kullanýlýr Ýse, gençler birkaç yýl içinde gözlüklerinden kurtulurlar. O, çiçek

ve meyvelerin en iyi haldeki sularým ve þe­kerlerini ihtiva ettiðinden, birçok hastalýkta ilaç olarak kullanýlýr. Bozulmadýðý için de di­ðer ilaçlarýn muhafazasýnda kullanýlýr. Diðer þeyleri de çürümeden korur. Bu, neden alkole bir alternatif olarak balýn asýrlardan beri kul­lanýlmakta olduðunun sebebidir. Eðer arý ko­vam, þifalý bitkilerin bulunduðu bir alanda kurulacak olursa, o kovanýn balý, sadece ba­sit bir bal olmayýp, bu þifalý otlarýn esansla­rýný da ihtiva edecektir. Eðer arý bu þifalý ot­larýn esanslarýný toplamak gayesi ile meto-dik bir þekilde kullanýlacak olursa, hiç þüp­he yok ki ondan elde edilecek esanslar, laboratuvarda elde edilenlerden çok daha iyi ve faydalý olacaklardýr. (Ebu'l Âlâ Mevdü-di, The Meaning of the Qur'an, Cilt VI, s. 80-81).

 



radyobeyan