Sabra Davet Eden Hakikat By: hafiza aise Date: 05 Haziran 2012, 16:45:58
Sabra Davet Eden Hakikat
Mostar Dergisi • 56. Sayý / KÝTAP
Abdurrahman Arslan’ýn çeþitli dergilerde yayýmlanan uzunca dört makalesinden oluþan yeni kitabý genel olarak modernizmden post-modernizme geçiþin ne þekilde gerçekleþtiði üzerine sorular soruyor.
Batý dýþý toplumlarýn son birkaç yüzyýlý modernizme karþý kendilerini muhafaza etmek, modernizmi tanýmak ve son olarak da onunla hesaplaþmak þeklinde özetlenebilecek olaylar silsilesi halinde geliþti. Aydýnlanma paradigmasýnýn temel dayanaðý olan pozitivizmin oluþturduðu teknolojik geliþme, ulus devlet gibi deðerler ve kurumlar karþýsýnda nasýl bir tutum sergileyeceklerini uzun süre kestiremeyen bu toplumlar isteyerek veya istemeyerek modernizmin aðýna düþtüler. Modernizmin aðýnda olan ve modernizmle bir türlü tam olarak barýþamayan bu toplumlar hep bir hesaplaþma zamaný kolladýlar.
Batý dýþý toplumlar modernizmin kendilerine vaaz ettiði deðerlerle hesaplaþmayý bekleyedursunlar, Batýlý düþüncede pozitivizm ve modernizmin kutsallýðý sarsýldý ve aydýnlanma paradigmasý post-modernizme evrildi. Bunun doðal bir sonucu olarak da bu yeni durum karþýsýnda kendilerini tekrardan hazýrlýksýz bir halde buldular. Ýþte bu hazýrsýzlýk halini bir nebze gidermek için çabalayan düþünürlerden biri olan Abdurrahman Arslan’ýn yeni kitabý Sabra Davet Eden Hakikat Pýnar yayýnlarý tarafýndan yayýmlandý.
Arslan’ýn çeþitli dergilerde yayýmlanan uzunca dört makalesinden oluþan kitap genel olarak modernizmden post-modernizme geçiþin ne þekilde gerçekleþtiði üzerine sorular soruyor. Bu sorularý cevaplamadan evvel de modernizmin Avrupalý ve doðulu muhayyilesindeki köklerine inmeyi ihmal etmiyor. Modernizmi nasýl algýlayýp, nasýl kabul ettiðimiz ve modernizmin yaþadýðý kýrýlma ile ortaya çýkan yeni durumun, post-modernizmin ne þekilde algýlanmasý gerektiði sorularýna Batý düþüncesini iyi bilen bir Doðulu olarak cevap bulmaya çalýþýyor.
Sorduðu sorulara cevap arayýþýnda ister Doðulu aklýn ister Batýlý aklýn tutumlarýný deðerlendirirken kendisine referans kaynaðý yaptýðý en önemli kavram “hakikat”. Yazar, aydýnlanma ve pozitivizmin bir hâsýlasý olan modernizmin hakikat anlayýþýný temellendiren teknoloji ve “ilerleme”ye indirgenmiþ katý hakikat anlayýþýnýn genelde Batý-dýþý toplumlarda özelde ise bizim toplumumuzda ortaya çýkan tezahürlerini dikkatle irdeliyor. Kitapta ulus devlet gibi Batýlý düþünme sürecinin bir neticesi olan modernizmin kavramlarýnýn Ýslam’ýn hakikat anlayýþýna olan zýtlýðýna dikkat çekiliyor.
Yazar, dinî olaný tamamen hayatýn dýþýna atan seküler ve pozitivist hakikat anlayýþýna karþý tavrýný koyarken, aydýnlanmanýn teknoloji ve ilerleme temelli katý hakikat anlayýþýna bir eleþtiri imkâný olarak ortaya çýkan neo-liberalizm ve post-modernizmin her þeyi deðersizleþtiren rölativist hakikat anlayýþýnýn tehlikelerini de göstermekten geri durmuyor. Bu tehlikelerin en önemlilerinden biri olarak da bu yeni düþünce tarzýnýn sekülerizmin aksine kendisi içinde dinî olana yer vermesini ve fakat onu kendi rölativist hakikat anlayýþý içinde dönüþüme uðratmasýný gösteriyor.
Kitabýn son bölümünde ise post-modern düþüncenin bizdeki kadim “cemaat” geleneðine karþý öne sürdüðü “sivil toplum” olgusu ele alýnýyor. Arslan, sivil toplumun nihai hedefinin ne olduðu veya nihai bir hedefinin olup olmadýðý ve sivil toplumun bizde neye tekabül ettiði üzerine ufuk açýcý sorular soruyor ve bunlarý cevaplamaya gayret ediyor. –Salih Demirhan
Aziz Doðanay
Osmanlý Tezyinatý: Klasik Devir Ýstanbul Hanedan Türbeleri 1522-1604
Klasik, 2009, 446 s.
Osmanlý Tezyinatý, tezyinatta kullanýlan malzemeyle birlikte asýl tezyinatý meydana getiren nakýþlarý da etraflýca inceleyerek, Osmanlý sanatýnýn esasýný anlama hususuna önemli katkýlar saðlýyor; kültür iklimimizde bir boþluðu dolduruyor. Sanat tarihi sahasýnýn uzmanlarýndan, Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Türk Ýslam Sanatlarý Tarihi Anabilim Dalý’nda öðretim üyesi olan Dr. Aziz Doðanay’ýn hazýrladýðý kitapta, eserlerin mimarî plastik ve tezyinat özellikleri, malzemesi, tekniði ve bezemeleriyle birlikte sunuluyor. Osmanlý Tezyinatý: Klasik Devir Ýstanbul Hanedan Türbeleri 1522-1604, sahanýn uzmanlarýný olduðu kadar meraklýlarýný da Osmanlý sanatýnýn klasik döneminde bir bilgi þölenine, bir renk cümbüþüne davet ediyor.
Roland Barthes
Nasýl Birlikte Yaþanýr: Kimi Gündelik Uzamlarýn Romansý Simülasyonlarý
Çeviri: Necmettin Sevil
Sel, 2009, 182 s.
20. yüzyýlýn önde gelen denemeci, eleþtirmen ve göstergebilimcilerinden Roland Barthes, College de France'ta 1976-1977 yýllarýnda verdiði derslerde “birlikte yaþama”nýn farklý biçimlerini çözümlemiþti. Özellikle de birbirlerinin özgürlüðünü kýsýtlamadan bir arada olmayý deneyen insanlarýn yaþadýklarý deneyimleri mercek altýna almýþtý. Kitap edebiyat eleþtirisi, roman incelemesi gibi alanlara ilgi duyan okurlara Barthes'ýn sýra dýþý kaleminin büyüsünü de armaðan ediyor.
Fredric Jameson
Ütopya Denen Arzu
Çeviri: Ferit Burak Aydar
Metis, 2009, 328 s.
Geçmiþi araþtýrýrken baþvurduðumuz araçlarý gelecek için kullanmalý —"toplumsal biçimlerin poetikasý" adýný verdiði projenin en yeni parçasýný oluþturan bu kitabýnda Jameson'ýn yaptýðý çaðrý bu. Ütopya Denen Arzu, Thomas More'un bu edebi türe adýný veren Ütopya'sýndan baþlayarak "bilimkurgunun Shakespeare'i" kabul edilen Philip K. Dick'in, Mülksüzler ile bilimkurgu ve ütopyayý bir anlamda uzlaþtýran Ursula K. Le Guin'in ve diðer önemli bilimkurgu yazarlarýnýn yapýtlarýna uzanan, kapsamlý bir bilimkurgu ve ütopya arkeolojisi sunuyor. Jameson, günümüzden kökten farklý bir gelecek tahayyül etme çabasýnýn, bizi esasen tahayyülümüzün sýnýrlarýna götürdüðünü; ufkumuzu çepeçevre kuþatan üretim tarzýnýn, bakýþ açýmýzý nasýl þekillendirdiðini anlatýyor.
Der: Amila Buturovic, Irvin Cemil Schick
Osmanlý Döneminde Balkan Kadýnlarý
Çeviri: Güliz Erginsoy
Ýstanbul Bilgi Ünv., 2009, 377 s.
Kitapta Balkan kadýnlarýnýn toplumsal kimlikleri, aþklarý ve ticari iliþkilerini 12 ayrý makalede ayrýntýlý olarak ele alýnýyor. Pontuslu kadýn ve erkeklerin masallardaki tezahürleri, vakýf kuran Bosnalý kadýnlar, çeyiz parasýný çýkarmak için tütün iþçiliði yapan Yahudi genç kýzlarý ve kocalarý uzun seferlere çýkan ve geri dönmeyen kadýnlar konu edilirken, anlatýlar sadece toplumsal cinsiyete odaklanmýyor. Osmanlý döneminde Balkan kadýnlarýnýn tarihsel manzarada istikrarýn saðlanmasý ya da manzaranýn deðiþtirilmesinde oynadýklarý roller ön plana çýkarýlýyor.