Nebi Bozkurt By: hafiza aise Date: 24 Mayýs 2012, 16:18:40
NEBÝ BOZKURT: ÝPEK YOLU KÜLTÜRLERÝN KAYNAÞMASINA VESÝLE OLMUÞTUR
Ali AYÇÝL • 44. Sayý / DOSYA YAZILARI
Prof. Dr. Nebi BOZKURT
1950’de Silifke’de doðdu. Ýlkokulu köyünde tamamladý. 1969’da Ýstanbul Ýmam-Hatip’ten, 1972-73’te Ýstanbul Yüksek Ýslam Enstitüsü’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Asr-ý Saadette Mescitler ve Fonksiyonlarý” adlý Yüksek Lisans ve “Sünnet Verilerine Göre Hz. Peygamber Dönemi Hicaz Folkloru (Mesken)” baþlýklý doktora tezlerini hazýrladý. Hadislerde Sosyal Hayat, Hadisler Açýsýndan Helal Kazanç Yollarý ve Hadiste Folklor-Eðlence gibi yayýnlanmýþ kitap çalýþmalarý bulunuyor. Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyesi olan Bozkurt, ayný zamanda Türkiye Diyanet Vakfý Ýslam Ansiklopedisi Merkez Ýlim Heyeti’nde yer alýyor.
Nebi Bey, sizinle Ýpek Yolu’nu, bu yolun tarihî, ekonomik, kültürel serüvenini konuþmak istiyoruz. Ýsterseniz bu güzergâhýn ilk olarak nasýl þekillendiðini konuþalým. Ýpek Yolu’nun ilk güzergâhý nasýl ortaya çýktý?
Güzergâhýn baþlangýç zamanýnýn tam bir tespitini yapmak zor. Güzergâhýn belirli kesimlerinde ticarî iliþkiler eskiden beri söz konusu olmalýdýr. Ýpeðin Çin’de keþfini M.Ö. 3000 yýlýna kadar götürenler var. Bunu biraz daha erken döneme, Shang Hanedanlýðý dönemine kadar getirenler de var. Bu hanedanlýk Milattan önce XVI- XI. asýrlarý arasý hüküm sürmüþtür. Ýpek ticaretinin kesin tarihini belirlemek de zor. M.Ö. VI. asýrda yaþayan ve kitabý Eski Ahd’in içinde bir bölümü oluþturan Hezekiel’in yazdýklarýndan anlýyoruz ki bu dönemde Kudüs kadýnlarý içinde ipekli elbise giyenler vardý. Burada “..sana ipekler giydirdim…”, “…ve esvabýn ince keten, ipek ve renk renk iþlemeli kumaþtý… “ ifadeleri geçmektedir (Hezekiel, 16/10, 13). H. W. Haussig’in yazdýðýna göre -ki bu zatýn Ýpek Yolu ve Orta Asya Kültür Tarihi adýyla Türkçeye çevrilmiþ bir eseri var- M.Ö. VI. yy’a ait bir Kelt hükümdar mezarýnda Çin ipeðine tesadüf edilmiþtir. Çin’in zenginlikleri çok daha sonralarý Marko Polo gibi seyyahlarýn abartýlý anlatýmlarýyla Batý’nýn dikkatini çekmiþ ve deniz yoluyla Hindistan ve Çin mallarýný elde etme yoluna gidilmiþtir. Ýpek Yolu’nda ilk keþifler Batýlý arkeologlar ve coðrafyacýlar buraya ulaþmadan önce yapýlmýþtýr. Ýlk notlar 1863’te Hindistan’daki Ýngiliz idaresi tarafýndan Taklamakan bölgesinin keþfi için gönderilen ve Karakurum’dan Doðu Türkistan’a yolculuk yapan Mohamed-i- Hameed (Muhammed Hamid) adlý tecrübeli Hindli bir Müslüman kâtibe aittir. 1865’te Willam Johnson ve birkaç yýl sonra Sir Douglas Forsyth, Hotan ve çevresine ulaþan ilk Batýlý kâþifler oldular. Daha sonra Ruslar Güney Sibirya bölgesinde araþtýrmalar yaptýlar ve tarihî Lop Nor Harabeleri’ni yýkýlmýþ surlarla çevrili eski Uygur baþkenti Karahoço (Kao-chang) þehrini keþfettiler. Daha sonra da Batý’nýn bu bölgeye ilgisi devam etti.
Ýpek Yolu ilk defa kim tarafýndan bu adla anýlmaya baþlandý acaba?
Ticaret yollarýna adýný veren, ticaret mahallerinde olduðu gibi ticaret metaý olmaktadýr. “Koza Han”, “Ýpek Haný” gibi ilgili olduðu meta ile adlandýrýlýr. Eski büyük ticaret yollarý da temel ticaret malýna göre ad almýþtýr. Ýlk ve Ortaçað’da Çin ile Ortadoðu ve Batý ülkeleri arasýndaki yolda en önemli, ana ticaret metaý ipekti. Çok uzun bir yol. Kervanlarýn aylarca giderek kat ettikleri yolun zahmetine göre taþýnan malýn kýymetli olmasý gerekir. Bu bakýmdan Batý’da deðeri çok yüksek olan ipek ve baharat bu yollarýn ana metaý olmuþtur. Gerçi Cahiz’in et-Tabassur fi’t-ticare adlý risalesinde Doðu’dan gelen baþka mallardan da söz edilir. Bunlar daha çok Ýpek Yolu’nun o dönemde deniz baðlantýlarý ile taþýnan mallardýr. Meselâ kýymetli kereste ve bazý deðerli taþlar bu mallar arasýnda yer alýr. Ama Batý’da keþiflerin önemli sebeplerinden biri yemeklerdeki önemli çeþniyi saðlayan ve bilhassa saray ve asilzade konaklarýnda çokça aranan baharatýn ve kadýn giyiminde aranan ipeðin kaynaðýna ulaþmaktý. Eskiden baharat Mýsýr’da Ýskenderiye ve Doðu Akdeniz Limanlarý’na Kýzýldeniz yoluyla geldiði için baharatýn kaynaðý Arap Yarýmadasý sanýlýrdý. Kur’an’da Kureyþ Suresi’nde söz edilen yaz ve kýþ seferleriyle Doðu’nun zenginliði kuzeye taþýndýðý için ve bu mallarýn önemli miktarýný baharat oluþturduðu için bu yola “Baharat Yolu” da denilmiþtir. Bilhassa Çin’in baþkenti Xi’an’dan Hexi koridorunu geçerek Taklamakan Çölü’nün etrafýndan dolaþýp Batý’ya doðru uzanan yola “Ýpek yolu” adý 1905’te vefat eden, Çin’e birçok kez gezi yapan ve notlarý Çin hakkýnda kaynak olan Alman coðrafyacý Baron Ferdinand von Richthofen tarafýndan verilmiþtir. Daha sonra bu ad yaygýn olarak kullanýlmýþtýr.
Sanýrým Ýpek Yolu, tek bir güzergâh üzerinden iþlemedi. Dallanýp budaklandý. Zaman içinde bu güzergâh nasýl þekillendi, hangi coðrafyalarý kapsadý?
Ýpek Yolu’nun bir kýsmý deniz baðlantýlý olmak üzere birçok güzergâhý vardý. Arkeolojik kazýlardan hareketle bunlarýn en eski olaný tespit edilmeye çalýþýlmýþtýr. Sibirya’nýn güneyinde eski kurganlardan çýkan eþyalar bazý ipuçlarý vermektedir. Don Nehri’nin denize döküldüðü yerden Hazar’ýn kuzeyinden Çin’e uzanan ve “kürk yolu” da denen güzergâhýn Ýpek Yolu’nun en eski kollarýndan biri olduðu anlaþýlýyor. Herodot’un yazdýklarýndan bu yolun belli bir kesimi hakkýnda bilgi sahibi olmaktayýz. Urallar’ýn doðusundaki Tobol kazýlarýnda Milattan önce V. ve IV. yüzyýla ait Grek sikkeleri eski Yunan ve Romalý tüccarlarýn buralarda ticaret yaptýðýný göstermektedir. Ýlk bakýþta biraz Kuzey’e kaydýðý düþünülürse de Sibirya’nýn güneyindeki Pazýrýk kurganlarýnda Çin’den gelen ipek parçalarýna rastlanmýþtýr. Zaten bu bölgenin Ýpek Yolu’na dâhil edilmesinin sebebi buralarda bulunan ipek kumaþ ve dokuma parçalarýdýr. Mâlum kurganlara dolan sularýn donmasý ve yüzlerce yýl bu buzullarýn çözülmemesi, buradaki eþyanýn iyi korunmasýný saðlamýþtýr. Pazýrýk kurganlarýnda bulunan Grek, Göktürk, Çin ve Hint dillerinden ibareler taþýyan ticarî eþya, sikke ve gümüþ külçeler Ýpek Yolu’nun ne kadar geniþ bir coðrafyayla ilgili olduðunu göstermektedir. Yolun ana güzergâhý Çin’i Orta Asya ve Ýran üzerinden Mezopotamya bölgesine, oradan da Antakya ve Sur gibi Doðu Akdeniz Limanlarý’na baðlayan çok uzun bir kara yoludur. Yol hakkýnda en eski mâlumat Milattan önce VII. yy’a ait çivi yazýlý bir tablet üzerinde bulunmuþtur. Mezopotamya’dan Hemedan’a kadar olan kýsmý ile ilgili mâlumat vardýr. Yol buradan Ahemeniler döneminde Soðd bölgesinin çok önemli bir merkezi olan Kuruþkat’a uzanýyordu. Hindistan’dan pamuk, kumaþ, fildiþi; Orta Asya’dan gümüþ, bakýr, turkuaz, lapis-lazuli yani lacivert taþý; Kuzey Doðu Hindistan bölgesinden keten, kumaþ çift hörgüçlü develerden oluþan kervanlarla Batý’ya doðru taþýnýrdý. Zamanla Ýpek Yolu’nun deniz güzergâhlarý oluþtu. Çin’in baþkenti Xi’an’dan Doðu’ya doðru geliþen ticaret Doðu sahillerindeki limanlarýn daha iþlek olmasýný saðladý. M.Ö. 221’de Çin’de bir sikke ayarýna gidilmiþ, ipek ticaretinde sahtekârlýklarýn önlenmesi için bir dizi tedbirler alýnmýþtýr. Ýpeðe belirli standartlar getirilmiþ ve devlet kontrolü saðlanmýþtýr. Ancak Ýpek Yolu’nun büyük bölümü milattan önce II. yy’ýn ilk çeyreðinde Hunlarýn eline geçmiþtir. Bugün Moðalistan’ýn baþkenti Ulan Bator yakýnlarýnda Noyun Ula’da kurganlarda çok sayýda ipek kumaþ parçalarý çýkmýþtýr. M.Ö. 140’ta Çin hükümdarý olan Wu di Hun hâkimiyetini yýkmak için Zhang Qian’ý -ki bu zât Ýpek Yolu’nun ilk seyyahý kabul edilir- 100 kiþilik bir kervanla araþtýrma yapmak üzere görevlendirdi. Bu zât uzun ve maceralý bir yolculuktan sonra geri döndü ve hükümdara tafsilatlý bir rapor sundu. Orta Asya’daki þehir devletleri ve Fergana atlarý hakkýnda bilgi veriyordu. Hunlarýn baþarýsýnda bu atlarýn rolü büyüktü. Wu di raporu deðerlendirdi ve Orta Asya’da kendi kontrolünü saðladý. Ancak daha sonralarý Çin’de ipek üretimi artmasýna raðmen ticareti durgunlaþtý. Ýpek üretimi Hindistan, Kuça ve Turfan bölgesine de yayýldý. Ortaçað’da bu yola birçok devlet sahip olmak istemiþti. Bizans-Ýran mücadelesinin sebeplerinden biri de bu kabul edilir.
VII. yüzyýlýn baþlarýnda Çin sýnýr valilerinden Peikiou ve bir Hindli rahibin hatýratý bu dönemde yolun güzergâhý hakkýnda fikir verir. Söz konusu rapora göre bu yollar üç koldan oluþuyor ve tâli yollarla birbirine baðlanýyordu. Yollarýn kesiþtiði yer Taþkent, Semerkand ve Buhara’dan sonra Merv, Niþabur ve Herat gibi þehirlerdi. Sonra Batý’ya doðru devam ederdi. Saydýðýmýz bu þehirler Medeniyet tarihi açýsýndan çok önemlidir. Yolun güneye uzanan bir kolu da vardý. Sarp daðlar arasýndan geçen kervanlar mallarý Deybul ve Surat limanlarýna ulaþtýrýrlardý. Böylece Kýzýldeniz, Güney Arabistan, Basra Körfezi, Umman Denizi, Hind Okyanusu limanlarý arasýnda gemiler çalýþýrdý. Bu gemiler daha Doðu’ya Malaka Boðazý’ndan geçerek baþta Kanton (Canton) olmak üzere Çin’in doðusundaki limanlara kadar uzanýyordu.
Bu yoldan yapýlan ticaretin mahiyeti neydi? Ticarî mal sadece ipekle mi sýnýrlýydý, yoksa baþka mallarda taþýnýyor muydu?
Evet, Ýpek tek meta deðildi. Biraz önce bu mallardan bazýlarýna deyindik. Sibirya’nýn güneyinde “Kürk Yolu” denilen bölgede kürk ticareti yapýlýrdý. Deniz yolu ile gelen mallarýn içinde baharatýn önemli bir yeri vardý. Ayrýca Afrika baðlantýlarýnda fildiþi ticareti önemliydi. Bir dönem Çin’den gelen mallar arasýnda, Mesela Cahiz’in verdiði bilgiye göre ipek, kýlýç, kâðýt, mürekkep, eyer, altýn ve gümüþ kaplar vs. sayýlýr.
Genellikle Ýpek Yolu tek yönlü bir güzergâh olarak algýlanýr. Bu yoldan yapýlan ticaret sadece Doðu-Batý yönünde miydi? Ters istikamette de bir ticaret söz konusu oldu mu?
Doðu-Batý ve deniz baðlantýlarýný nazar-ý itibara aldýðýmýzda eski dünyanýn çok büyük bir bölümünü içine aldýðýný söyleyebiliriz. Söylediðiniz doðru. Çoðunlukla ticaretin istikameti Doðu-Batý yönünde olsa da, aksi istikamette de ticaret yapýlmýþtýr. Zaten, bir ticaret yolunda yalnýzca tek bir yöne doðru akan bir trafik ve taþýmacýlýk olmaz.
Eski dünyada ticaret yollarýnýn en önemli sorunlarýnda biri tabiat þartlarýysa, bir diðeri de bu yollarda güvenliðin saðlanabilmesiydi. Bir tüccar kafilesinin baskýna uðramasý, onca meþakkatle taþýdýðý malýn elden çýkmasý sýkça rastlanan bir durumdu. Acaba Ýpek Yolu’nda güvenlik nasýl saðlanýyordu?
Kervanlar çok deðerli mallar ve ticaret için gerekli paralar taþýyorlardý. Yol çok uzundu ve yolculuk günlerce sürüyordu. Kervanlarýn yanlarýnda yol kesenleri caydýrmak için bir miktar silahlý güç bulunurdu. Kervanlar için yol güzergâhlarýnda etrafý surlarla çevrili konaklama yerleri oluþturulmuþtu. Özellikle Anadolu’da hâlen ayakta olan kervansaraylar bunlarýn güzel örnekleridir. Bütün bunlara raðmen zaman zaman eþkiyanýn -özellikle geçilen dar boðazlarda-yollarý kestiði ve kervanlarý yaðmaladýðý oluyordu. Bunlarý engellemek zordur. Ancak þunu söylememiz gerekiyor; her dönemde Ýpek Yolu’na hâkim olan siyasî güçler bu yolun güvenliðine önem vermiþler, getirisinden dolayý, güvenliðini azamî ölçüde saðlamaya çalýþmýþlardýr.
Ýpek Yolu’nda sadece ipek ve diðer mamuller taþýnmadý, bir anlamda kültür ve siyaset de taþýndý; tarihteki toplumlarýn kültürel alýþveriþ yolu da oldu bu yol. Özellikle hangi kültürlerin temasý bu yolla gerçekleþti?
Evet, Ýpek Yolu kültürlerin kaynaþmasýna, bilginin yaygýnlaþmasýna vesile olmuþtur. Yolun Çin’deki baþlangýç noktasý olan Xi’an (Chang’an)’da her milletten ve dinden insana rastlamak mümkündü. Müslüman tüccarlar Emeviler döneminden itibaren buraya gelip gitmeye baþlamýþlardýr. Burada bulunan Ulu Cami’nin kuruluþ tarihi 742 olarak verilir. Bu tarih Çin’in Müslümanlara yenildiði Talas Savaþý’ndan öncedir. Ýslamiyet Orta Asya’ya hâkim olduktan sonra Çin ortalarýna kadar yayýlmýþtýr. Bilindiði gibi Hz. Peygamber’in bir hadisi vardýr. “Ýlim Çin’de de olsa talep edin” buyurur. Bu hadis uzaklýktan kinaye olduðu gibi, yani çok uzakta da olsa ilmi almak için gidin anlamýna geldiði gibi; Çin’in bazý keþiflerin, bilgilerin merkezi olacaðýna telmih, iþaret ediyor. Medeniyetin geliþmesinde çok önemli rolleri olan kâðýt, matbaa ve barut Çin’de keþfedilmiþtir. Çin Sanatý’nýn Türk Sanatý, Türk Sanatý’nýn da Çin Sanatý üzerinde bir etkisinin olduðu muhakkaktýr. Tabi bu karþý tarafýn kültürünü bütünüyle alýp benimsemek tarzýnda olmuyor, ancak baskýn kültür daima öbürü üzerinde etkili olur. Çok deðerli Sanat Tarihi hocamýz Prof. Dr. Selçuk Mülayim Bey’in “Deðiþimin Tanýklarý” adlý bir eseri vardýr. Burada Çin kültüründen alýnan motiflerin geçirdiði evreler anlatýlýyor. Meselâ, Çin’de yaygýn olarak kullanýlan ejder motifinin Selçuklu döneminde nasýl stilize yaprak motifine dönüþtüðünü anlatýr. Çin’den çiniyi almýþýz, ona oraya izafe ederek “çini” yani Çin’e ait demiþiz. Üzerindeki motiflerden kopya ettiklerimiz olmuþ. Sonra bizim elimizde geliþip, deðiþip bizim malýmýz olmuþtur. Yine bu yol vesilesiyle, Hint inançlarý, Hýristiyanlýk, Orta Asya’nýn Ýslam’dan önceki inanç ve kültürü de birbiriyle etkileþim içine girmiþtir. Denilebilir ki, Ýpek Yolu kadîm dünyanýn inanç ve kültürlerinin birbiriyle hasbihale giriþtikleri bir yol olmuþtur.
Þehirlerin en þanslýsý ya bir ticaret yolu üzerinde bulunan ya da bir ticaret yolunun yakýnýnda kurulanlarý olduðu söylenir. Yollar kuþkusuz bu kentlerin imarýný, kültürünü, ekonomisini, günlük hayatýný ciddi bir biçimde etkiliyor, baþka bir deyiþle kalkýndýrýyordu. Ýpek Yolu üzerindeki önemli þehirlerden bahsedelim isterseniz. Bu yol üzerindeki þanslý þehirler hangileriydi?
Tabi Xi’an, Çin’in merkeziydi. Batý’ya doðru gidildiðinde birçok þehir vardýr. Bunlardan Kansu’ya giden yollardan birkaçýnýn kesiþtiði Linxia önemli bir merkezdi. Burasý Çin’de olmasýna raðmen bir Ýslam þehriydi ve Küçük Mekke olarak anýlýrdý. Burada bulunan birçok cami sonradan Komünist hükümet tarafýndan tahrip edilmiþtir. Batý’ya doðru gittiðimizde Orta Asya bölgesinde Dunhuang, Turfan, Urumçi, Kuça, Hotan, Taþ Kurgan ve Kaþgar önemli þehirlerden bazýlarýdýr. Özellikle Kaþgar önemli bir kültür merkeziydi. Daha Batý’da sýrayla Taþkent, Semerkand ve Buhara ile Belh, Merv ve Niþabur büyük önem taþýr. Bunlardan Niþabur hâlen arkeolojik kazýlarýn sürdüðü çok önemli bir þehirdi. Ýlk medreselerin Niþabur’da yapýldýðý kabul edilir. Onun güneydoðusundaki Herat sanatta ekol olmuþ bir þehirdir. Özellikle XV. yy Herat minyatürleri günümüzde dünyada en pahalý sanat eserleri arasýndadýr. Daha Batý’ya gidildiðinde Damgan, Tahran, Kazvin, Hemedan; güneyde Ýsfehan, Siraf, Kiþ; Mezepotamya’da Baðdat, Basra, Übülle; Karadeniz ve Azak Denizi kýyýlarýnda Trabzon, Kerç; Suriye, Mýsýr ve Doðu Akdeniz’de Rakka, Dýmeþk (Þam), bir dönem Palmira, Ýskenderiye, Antakya, Sur, Kudüs ve Anadolu’da Efes ile Ýstanbul önemli þehirlerdi. Afrika’da Mogadiþu limanýyla, Güney Arabistan’daki Aden, Mehre, Muskat’ý da unutmamak gerekir Bunlarýn tamamen harabe olanlarý, hâlen önemini koruyaný ve zaman zaman parlayýp sönenleri vardýr.
Kârlý bir ticaret yolu olduðu için, tarihte Ýpek Yolu’nun güzergâhlarýna hâkim olmak için siyasî-askerî mücadeleler de verildiðini biliyoruz. Bu yolu elde tutmak için ne tür siyasî mücadeleler yapýldý, yola hangi devletler hâkim oldu?
Makedonyalý Ýskender’in Doðu’ya yaptýðý sefer ve nereye kadar gittiði bilinir. Ancak onun ölümünden sonra imparatorluðu üzerinde pek çok devlet kuruldu. Ondan sonraki dönemde Çinliler ve Hunlar arasýnda uzun süren mücadeleler oldu. Ünlü Çin Seddi’nin yapýlýþ hikâyesi malumdur. Ancak uzun tarih ve çok geniþ bir coðrafya… Yani birçok devletin mücadele sahnesi olmuþ, zaman zaman ticaret bu yüzden durma noktasýna gelmiþtir.
Osmanlý Devleti bu yolun hangi güzergâhlarýna hâkim oldu? Osmanlýlarýn yýkýlýþýnda, ticarî güzergâhýn denize kaymasýnýn etkisi söylendiði gibi büyük oldu mu?
Mâlum Osmanlý Devleti baþlangýçta küçük bir beylikti. Onlardan önce Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklularý bu yolun büyük bir bölümüne hâkim olmuþlardýr. Medeniyetin geliþmesinde onlarýn hâkim olduðu dönemin özel bir önemi vardýr. Osmanlýlar, topraklarýnýn en geniþ olduðu dönemlerde yolun bir bölümüne hâkim olmuþlardýr. Onlarýn döneminde yolun deniz baðlantýlarý önem kazanmýþ, ticarî emtianýn bu yolla daha ucuza taþýnmasý saðlandýkça kara yolu önemini yitirmiþti. Osmanlýlar Doðu Akdeniz, Kýzýldeniz, Basra Körfezi, Karadeniz’de Trabzon ve Kýrým’a hâkim olunca yolun Batý’ya açýlan neredeyse tüm kapýlarýna hâkim duruma geldiler. Bu bakýmdan Batý, Afrika’nýn güneyinden dolaþarak Doðu’nun zenginliklerine ulaþmak yoluna gitti. Akdeniz ve Hint Okyanusu’nda büyük mücadeleler verildi. Tabi Osmanlý’nýn yýkýlmasýnda Batý’nýn bu yollardan elde ettiði geliþmenin etkisi büyük olmuþtur. Ayrýca pek çok bilgi Endülüs ve Sicilya yoluyla Müslümanlar tarafýndan Batý’ya karþýlýksýz verildi. Sigrid Hunke’nin dediði gibi bakkal hesabýndan uzay hesabýna kadar her olayda kullanýlan rakamlar için patent haklarý olsaydý Batý varýný yoðunu verse ödeyemezdi. Fiziði, kimyayý, matematiði, trigonometriyi, optiði, týbbý Batý, Müslümanlar’dan aldý. Müslümanlar düþmandý ama ayný zamanda hocaydý. Fernand Grenard, barbar Avrupa’nýn geliþmesinde Müslümanlýðýn en etkin rolü oynadýðýný söyler. Batý bilgi yanýnda sömürgecilikten elde ettiði gelirleri Müslümanlar ve tabi Osmanlýlar aleyhine kullandý.
Ýpek Yolu tarih içinde peyder pey tenhalaþtý, zamanla eski görkemini yitirdi. Bunun sebepleri olmalý. Neden fonksiyonunu yitirip tenhalaþmaya baþladý bu yol?
Siyasî mücadelelerin doðurduðu sonuçlarý unutmamak gerekir. Moðol istilasý zaten pek çok þeyi yok etmiþtir. Ancak Ýslam müstevliler tarafýndan çabuk kabul edilip, yani kendi fatihlerini fetheden din olunca yol tekrar önem kazanmýþtý. Ancak söylediðimiz gibi deniz yollanýn geliþimi karayolunun eski önemini yitirmesine sebep oldu. Dünyada yeni yollar ve zenginlik kaynaklarý keþfedildi. Uzaktan alýnan mallar artýk yakýna geldi. Herodot pamuktan Hindistan’da aðaçtan elde edilen yün olarak bahseder. Avrupa ondan yüzlerce yýl sonra Müslümanlar sayesinde pamuðu tanýdý. Yine de þunu bir kez daha vurgulamakta yarar var. Ýpek Yolu’nun kýymetinin azalmasýnda, Batýlýlar’ýn deniz yoluyla Hindistan’a ulaþmalarýnýn etkisi birinci derecededir.
Son zamanlarda Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ýn Ýpek Yolu’nu diriltme çabalarý var. Bir demirden Ýpek Yolu hayâli kuruluyor. Öyle bir hayâl ki, Çin’den kalkan bir trenin yükü, raylardan indirilmeden Londra’ya kadar gidebilecek. Bu çabalar hakkýnda ne düþünüyorsunuz?
Bu ülkelerle bizim baþka yakýnlýklarýmýz da var. Belki söylemeyi unuttuk Gürcistan’ýn baþkenti Tiflis tarih boyunca hep bir ilim, sanat ve kültür merkezi olmuþtur. Azerbaycan’ýn baþkenti Bakü de öyle… Ýpek Yolu’nun Hazar Denizi içinde deniz yoluyla devam eden güzergâhlarý vardý. Burasý yeni ticaret mallarýyla uygulanabilirlik alaný en kolay olan bölgedir. Mutlaka daha da geliþtirmek gerekir. Ancak Çin’e kadar uzanan uzun yolun geliþtirilmesi saatte hýzý 250 km olan trenlerin yapýldýðý dünyamýzda zor deðil, boþ bir hayâl deðil. Ancak bunun fayda mý zarar mý getireceði þüphelidir. Özellikle Ýran ve Türkî Cumhuriyetler’le olan ticarî münasebetlerimiz AB ile olan kadar rahat olmalýdýr. Ancak günümüzde tüm dünyanýn yaþadýðý Çin malý istilasý ekonomik açýdan büyük sakýncalar doðurmaktadýr. Ucuz iþ gücü, ucuz malzeme ve ucuz mal ticaret için öyle çok da yararlý gözükmüyor. Mallara belirli standartlar getirmek ve kontrolü için sert tedbirler almak gerekir. Dünya’da gelirler ve harcamalar noktasýnda da bir denge yoktur. Bunlar dýþ ticaretin aleyhimize dönmesine, kaliteli mallarýmýzýn elimizde kalmasýna, istihdamýn azalmasýna yol açacaktýr. Ama söylediðim gibi Türkiye’den þimdi uçaklarla yapýlan seferlerin karayoluyla yapýlmasý ham bir hayâl deðil.
Böyle bir hayâl gerçekleþse, Türkiye’nin jeopolitik konumu eskisine nazaran daha da güçlenir sanýyorum…
Bizim, Çin’e kadar olan bölgelerle yakýn iliþki içinde olmamýz gerekir. Bu geniþ coðrafyada yaþayan akraba topluluklarla biraz daha yakýn olmamýz bazýlarýný korkutabilir. Ama zaman içinde onlarla daha da yakýn olacaðýmýza inanýyorum. Bunun için gereken ön adýmlar atýlýyor. Bu bölge aslýnda dünya için gerekli enerji kaynaklarýnýn büyük bir bölümüne sahip. Eski Ýpek Yolu’nun merkezi durumundaki Çin, geleceðin devi olarak görülüyor. Bu devin altýnda ezilmemek için Orta Asya’ya kadar olan ülkelerle yakýn iliþki içinde olmamýz gerekir. Bu gerçekleþirse inþallah 21. yüzyýlýn Türk Asrý olmasý çabuklaþacaktýr.
Teþekkür ediyorum Nebi Bey.
Ben teþekkür ederim.