> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Dosya Yazıları > Nebi Bozkurt
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nebi Bozkurt  (Okunma Sayısı 1316 defa)
24 Mayıs 2012, 16:18:40
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 24 Mayıs 2012, 16:18:40 »



NEBİ BOZKURT: İPEK YOLU KÜLTÜRLERİN KAYNAŞMASINA VESİLE OLMUŞTUR
Ali AYÇİL • 44. Sayı / DOSYA YAZILARI


Prof. Dr. Nebi BOZKURT
1950’de Silifke’de doğdu. İlkokulu köyünde tamamladı. 1969’da İstanbul İmam-Hatip’ten, 1972-73’te İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Asr-ı Saadette Mescitler ve Fonksiyonları” adlı Yüksek Lisans ve “Sünnet Verilerine Göre Hz. Peygamber Dönemi Hicaz Folkloru (Mesken)” başlıklı doktora tezlerini hazırladı. Hadislerde Sosyal Hayat, Hadisler Açısından Helal Kazanç Yolları ve Hadiste Folklor-Eğlence gibi yayınlanmış kitap çalışmaları bulunuyor. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi olan Bozkurt, aynı zamanda Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Merkez İlim Heyeti’nde yer alıyor.

Nebi Bey, sizinle İpek Yolu’nu, bu yolun tarihî, ekonomik, kültürel serüvenini konuşmak istiyoruz. İsterseniz bu güzergâhın ilk olarak nasıl şekillendiğini konuşalım. İpek Yolu’nun ilk güzergâhı nasıl ortaya çıktı?

Güzergâhın başlangıç zamanının tam bir tespitini yapmak zor. Güzergâhın belirli kesimlerinde ticarî ilişkiler eskiden beri söz konusu olmalıdır. İpeğin Çin’de keşfini M.Ö. 3000 yılına kadar götürenler var. Bunu biraz daha erken döneme, Shang Hanedanlığı dönemine kadar getirenler de var. Bu hanedanlık Milattan önce XVI- XI. asırları arası hüküm sürmüştür. İpek ticaretinin kesin tarihini belirlemek de zor. M.Ö. VI. asırda yaşayan ve kitabı Eski Ahd’in içinde bir bölümü oluşturan Hezekiel’in yazdıklarından anlıyoruz ki bu dönemde Kudüs kadınları içinde ipekli elbise giyenler vardı. Burada “..sana ipekler giydirdim…”, “…ve esvabın ince keten, ipek ve renk renk işlemeli kumaştı… “ ifadeleri geçmektedir (Hezekiel, 16/10, 13). H. W. Haussig’in yazdığına göre -ki bu zatın İpek Yolu ve Orta Asya Kültür Tarihi adıyla Türkçeye çevrilmiş bir eseri var- M.Ö. VI. yy’a ait bir Kelt hükümdar mezarında Çin ipeğine tesadüf edilmiştir. Çin’in zenginlikleri çok daha sonraları Marko Polo gibi seyyahların abartılı anlatımlarıyla Batı’nın dikkatini çekmiş ve deniz yoluyla Hindistan ve Çin mallarını elde etme yoluna gidilmiştir. İpek Yolu’nda ilk keşifler Batılı arkeologlar ve coğrafyacılar buraya ulaşmadan önce yapılmıştır. İlk notlar 1863’te Hindistan’daki İngiliz idaresi tarafından Taklamakan bölgesinin keşfi için gönderilen ve Karakurum’dan Doğu Türkistan’a yolculuk yapan Mohamed-i- Hameed (Muhammed Hamid) adlı tecrübeli Hindli bir Müslüman kâtibe aittir. 1865’te Willam Johnson ve birkaç yıl sonra Sir Douglas Forsyth, Hotan ve çevresine ulaşan ilk Batılı kâşifler oldular. Daha sonra Ruslar Güney Sibirya bölgesinde araştırmalar yaptılar ve tarihî Lop Nor Harabeleri’ni yıkılmış surlarla çevrili eski Uygur başkenti Karahoço (Kao-chang) şehrini keşfettiler. Daha sonra da Batı’nın bu bölgeye ilgisi devam etti.

İpek Yolu ilk defa kim tarafından bu adla anılmaya başlandı acaba?


Ticaret yollarına adını veren, ticaret mahallerinde olduğu gibi ticaret metaı olmaktadır. “Koza Han”, “İpek Hanı” gibi ilgili olduğu meta ile adlandırılır. Eski büyük ticaret yolları da temel ticaret malına göre ad almıştır. İlk ve Ortaçağ’da Çin ile Ortadoğu ve Batı ülkeleri arasındaki yolda en önemli, ana ticaret metaı ipekti. Çok uzun bir yol. Kervanların aylarca giderek kat ettikleri yolun zahmetine göre taşınan malın kıymetli olması gerekir. Bu bakımdan Batı’da değeri çok yüksek olan ipek ve baharat bu yolların ana metaı olmuştur. Gerçi Cahiz’in et-Tabassur fi’t-ticare adlı risalesinde Doğu’dan gelen başka mallardan da söz edilir. Bunlar daha çok İpek Yolu’nun o dönemde deniz bağlantıları ile taşınan mallardır. Meselâ kıymetli kereste ve bazı değerli taşlar bu mallar arasında yer alır. Ama Batı’da keşiflerin önemli sebeplerinden biri yemeklerdeki önemli çeşniyi sağlayan ve bilhassa saray ve asilzade konaklarında çokça aranan baharatın ve kadın giyiminde aranan ipeğin kaynağına ulaşmaktı. Eskiden baharat Mısır’da İskenderiye ve Doğu Akdeniz Limanları’na Kızıldeniz yoluyla geldiği için baharatın kaynağı Arap Yarımadası sanılırdı. Kur’an’da Kureyş Suresi’nde söz edilen yaz ve kış seferleriyle Doğu’nun zenginliği kuzeye taşındığı için ve bu malların önemli miktarını baharat oluşturduğu için bu yola “Baharat Yolu” da denilmiştir. Bilhassa Çin’in başkenti Xi’an’dan Hexi koridorunu geçerek Taklamakan Çölü’nün etrafından dolaşıp Batı’ya doğru uzanan yola “İpek yolu” adı 1905’te vefat eden, Çin’e birçok kez gezi yapan ve notları Çin hakkında kaynak olan Alman coğrafyacı Baron Ferdinand von Richthofen tarafından verilmiştir. Daha sonra bu ad yaygın olarak kullanılmıştır.

Sanırım İpek Yolu, tek bir güzergâh üzerinden işlemedi. Dallanıp budaklandı. Zaman içinde bu güzergâh nasıl şekillendi, hangi coğrafyaları kapsadı?

İpek Yolu’nun bir kısmı deniz bağlantılı olmak üzere birçok güzergâhı vardı. Arkeolojik kazılardan hareketle bunların en eski olanı tespit edilmeye çalışılmıştır. Sibirya’nın güneyinde eski kurganlardan çıkan eşyalar bazı ipuçları vermektedir. Don Nehri’nin denize döküldüğü yerden Hazar’ın kuzeyinden Çin’e uzanan ve “kürk yolu” da denen güzergâhın İpek Yolu’nun en eski kollarından biri olduğu anlaşılıyor. Herodot’un yazdıklarından bu yolun belli bir kesimi hakkında bilgi sahibi olmaktayız. Urallar’ın doğusundaki Tobol kazılarında Milattan önce V. ve IV. yüzyıla ait Grek sikkeleri eski Yunan ve Romalı tüccarların buralarda ticaret yaptığını göstermektedir. İlk bakışta biraz Kuzey’e kaydığı düşünülürse de Sibirya’nın güneyindeki Pazırık kurganlarında Çin’den gelen ipek parçalarına rastlanmıştır. Zaten bu bölgenin İpek Yolu’na dâhil edilmesinin sebebi buralarda bulunan ipek kumaş ve dokuma parçalarıdır. Mâlum kurganlara dolan suların donması ve yüzlerce yıl bu buzulların çözülmemesi, buradaki eşyanın iyi korunmasını sağlamıştır. Pazırık kurganlarında bulunan Grek, Göktürk, Çin ve Hint dillerinden ibareler taşıyan ticarî eşya, sikke ve gümüş külçeler İpek Yolu’nun ne kadar geniş bir coğrafyayla ilgili olduğunu göstermektedir. Yolun ana güzergâhı Çin’i Orta Asya ve İran üzerinden Mezopotamya bölgesine, oradan da Antakya ve Sur gibi Doğu Akdeniz Limanları’na bağlayan çok uzun bir kara yoludur. Yol hakkında en eski mâlumat Milattan önce VII. yy’a ait çivi yazılı bir tablet üzerinde bulunmuştur. Mezopotamya’dan Hemedan’a kadar olan kısmı ile ilgili mâlumat vardır. Yol buradan Ahemeniler döneminde Soğd bölgesinin çok önemli bir merkezi olan Kuruşkat’a uzanıyordu. Hindistan’dan pamuk, kumaş, fildişi; Orta Asya’dan gümüş, bakır, turkuaz, lapis-lazuli yani lacivert taşı; Kuzey Doğu Hindistan bölgesinden keten, kumaş çift hörgüçlü develerden oluşan kervanlarla Batı’ya doğru taşınırdı. Zamanla İpek Yolu’nun deniz güzergâhları oluştu. Çin’in başkenti Xi’an’dan Doğu’ya doğru gelişen ticaret Doğu sahillerindeki limanların daha işlek olmasını sağladı. M.Ö. 221’de Çin’de bir sikke ayarına gidilmiş, ipek ticaretinde sahtekârlıkların önlenmesi için bir dizi tedbirler alınmıştır. İpeğe belirli standartlar getirilmiş ve devlet kontrolü sağlanmıştır. Ancak İpek Yolu’nun büyük bölümü milattan önce II. yy’ın ilk çeyreğinde Hunların eline geçmiştir. Bugün Moğalistan’ın başkenti Ulan Bator yakınlarında Noyun Ula’da kurganlarda çok sayıda ipek kumaş parçaları çıkmıştır. M.Ö. 140’ta Çin hükümdarı olan Wu di Hun hâkimiyetini yıkmak için Zhang Qian’ı -ki bu zât İpek Yolu’nun ilk seyyahı kabul edilir- 100 kişilik bir kervanla araştırma yapmak üzere görevlendirdi. Bu zât uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra geri döndü ve hükümdara tafsilatlı bir rapor sundu. Orta Asya’daki şehir devletleri ve Fergana atları hakkında bilgi veriyordu. Hunların başarısında bu atların rolü büyüktü. Wu di raporu değerlendirdi ve Orta Asya’da kendi kontrolünü sağladı. Ancak daha sonraları Çin’de ipek üretimi artmasına rağmen ticareti durgunlaştı. İpek üretimi Hindistan, Kuça ve Turfan bölgesine de yayıldı. Ortaçağ’da bu yola birçok devlet sahip olmak istemişti. Bizans-İran mücadelesinin sebeplerinden biri de bu kabul edilir.

VII. yüzyılın başlarında Çin sınır valilerinden Peikiou ve bir Hindli rahibin hatıratı bu dönemde yolun güzergâhı hakkında fikir verir. Söz konusu rapora göre bu yollar üç koldan oluşuyor ve tâli yollarla birbirine bağlanıyordu. Yolların kesiştiği yer Taşkent, Semerkand ve Buhara’dan sonra Merv, Nişabur ve Herat gibi şehirlerdi. Sonra Batı’ya doğru devam ederdi. Saydığımız bu şehirler Medeniyet tarihi açısından çok önemlidir. Yolun güneye uzanan bir kolu da vardı. Sarp dağlar arasından geçen kervanlar malları Deybul ve Surat limanlarına ulaştırırlardı. Böylece Kızıldeniz, Güney Arabistan, Basra Körfezi, Umman Denizi, Hind Okyanusu limanları arasında gemiler çalışırdı. Bu gemiler daha Doğu’ya Malaka Boğazı’ndan geçerek başta Kanton (Canton) olmak üzere Çin’in doğusundaki limanlara kadar uzanıyordu.

Bu yoldan yapılan ticaretin mahiyeti neydi? Ticarî mal sadece ipekle mi sınırlıydı, yoksa başka mallarda taşınıyor muydu?

Evet, İpek tek meta değildi. Biraz önce bu mallardan bazılarına deyindik. Sibirya’nın güneyinde “Kürk Yolu” denilen bölgede kürk ticareti yapılırdı. Deniz yolu ile gelen malların içinde baharatın önemli bir yeri vardı. Ayrıca Afrika bağlantılarında fildişi ticareti önemliydi. Bir dönem Çin’den gelen mallar arasında, Mesela Cahiz’in verdiği bilgiye göre ipek, kılıç, kâğıt, mürekkep, eyer, altın ve gümüş kaplar vs. sayılır.

Genellikle İpek Yolu tek yönlü bir güzergâh olarak algılanır. Bu yoldan yapılan ticaret sadece Doğu-Batı yönünde miydi? Ters istikamette de bir ticaret söz konusu oldu mu?

Doğu-Batı ve deniz bağlantılarını nazar-ı itibara aldığımızda eski dünyanın çok büyük bir bölümünü içine aldığını söyl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nebi Bozkurt
« Posted on: 19 Nisan 2024, 15:48:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nebi Bozkurt rüya tabiri,Nebi Bozkurt mekke canlı, Nebi Bozkurt kabe canlı yayın, Nebi Bozkurt Üç boyutlu kuran oku Nebi Bozkurt kuran ı kerim, Nebi Bozkurt peygamber kıssaları,Nebi Bozkurt ilitam ders soruları, Nebi Bozkurtönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes