Diðer Yazýlar
Pages: 1
Derya’da bir katreyim By: hafiza aise Date: 05 Ocak 2012, 13:04:05
Derya’da bir katreyim

Aralýk 2007 27.SAYI

Tasavvuf musikisi denildiðinde ilk akla gelen isimlerden biridir Ahmet Özhan. Duruþuyla, hal dili ve söyledikleriyle hep kalplere hitap etmeyi seçen sanatçýlardandýr o. Bu yüzden kime sorsanýz sevgiyle bahseder kendisinden. Biz de onunla bir gönül sohbeti yapmak için Eyüp Sultan Hazretleri’nin hemen yaný baþýnda mütevazi bir mekanda buluþtuk. Kendisine neon ýþýklarý altýnda þarký söylediði yýllara ait sorular sormak niyetinde deðildim. Bu niyetimi açýkladýðýmda takdir eden bir ifadeyle, çok sevindiðini belirterek yýllardýr ayný sorulara cevap vermekten sýkýldýðýný söyledi. Kendisini Semerkand ailesinin bir ferdi olarak gördüðünü söyleyen Ahmet Özhan’la Hz. Mevlana, Ýslam dünyasý ve aile hayatýna dair sýcak sohbet havasýnda bir röportaj yaptýk.

Çok renkli bir hayatý býrakýp kendinizi dine adadýðýnýz yönünde sorular soruluyor size yýllardýr. Bu gerçekten böyle mi oldu?

Ýnsanlar geçmiþ hayatýma bakarak deðiþtiðimi sanýyorlar ancak ben hep böyleydim. Geçmiþte, ne ýþýltýlý hayatýn ortasýndaydým, ne de þimdi ýþýltýlý hayattan uzaktayým. Gözümü seccadeli bir evde açtým. Babam, hadisler ve tefsirlerle konuþan bir insandý. Evimizde Mesnevi okunurdu. O bakýmdan hiçbir þeye yabancý deðildim. Ýlk ilahimi beþ yaþýndayken babamla meþk ettim. Ortaokula giderken namaz kýlardým. Bir boyuttan baþka boyuta geçmedim. Hayatýmda dini hassasiyet hep vardý; ben sadece yoðunlaþma tercihimi kullandým.
Ülkemizde dini hassasiyetini yoðun yaþayanlar baþka bir boyuttanmýþ gibi algýlanýyor. Size göre neden böyle oluyor?
Çünkü kendi kültürümüzü önce deforme ettik sonra da gerek sosyal hayatýmýzdan gerek aile hayatýmýzdan tamamen çýkardýk. Oysaki, dini hassasiyetten en uzak olan bir kiþinin bile ailesinde babasý veyahut dedesi ya alimdir, ya hocadýr ya da hacýdýr. Birkaç kuþak öncesinde mutlaka bir alime, derviþe ya da hocaya rastlanýr. Çünkü bizim sosyal veri tabanýmýz bu. Bizler iki nesil öncesi Osmanlý’nýn sosyo-kültürel estetiðiyle oluþmuþ insanlarýz. Genetik yapýmýz daha deðiþime uðramadýðýna göre hepimizin içinde aslýnda dini hassasiyetler var. Çünkü genetik yapýnýn deðiþime uðramasý için binlerce yýl geçmesi gerekiyor. Çok renkli denilen þan, þöhret ve paranýn getirdiði, nefsi fevkalade ilgilendiren ve her türlü isteðin tatbikine uygun ortamlar bu hassasiyetlerin azalmasýna neden oluyor. Burada insanýn verdiði mücadele çok önemlidir. Ben bu mücadeleyi vererek mümin hayatý yaþama gayreti içindeyim.

Mümin nasýl bir hayat yaþar size göre?

Mümin hayatý yaþamak gönüldeki imanla olur. Cenab-ý Hakk, Nisa suresi 136. ayetinde “Ey iman edenler, iman edin” buyuruyor. Cenab-ý Hakk’ý düþünüp, O’nu bilip, O’nu bulup, O’na iman etmek gerekiyor. Tek tek objelerden yüz çevirerek Allah’a dönülmez, yalnýz Allah’a dönülür. Dünyayý terk ederek Allah’a dönmek deðil, Allah’a dönerek dünyayý terk etmek gerek.

Ýslam coðrafyasýndan savaþlar, zulümler ve acýlar eksik olmuyor. Ýslam dünyasý Nisa Suresi 136. Ayet-i Kerime’sini yaþamadýðý için mi mutsuz?

Ýmanýn olduðu yerde zillet yoktur. Maide Suresi 3. ayetinde “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladým ve sizin için din olarak Ýslam’ý seçtim” buyuran Cenab-ý Hakk’ýn dinine sahip olduðu iddiasýnda olan bu coðrafyanýn sosyal ortamý zillette. Çünkü Nisa suresinin 136. ayetini yaþamýyorlar. Ýslam dünyasý önce iman edecek, ancak gerçek iman.

Türk aile yapýsýnýn özünü kaybetmediðini düþünüyorum Ýslam dünyasýnýn gerçek iman etmediðinden zillet altýnda olduðunu söylüyorsunuz. Türkiye’deki kültürel ve ahlaki yozlaþma konusunda neler düþünüyorsunuz?
Türkiye’deki kültürel argümanlarýn tamamýnýn deðiþimini ve dönüþümünü yozlaþma olarak algýlayamayýz. Bir kýsmý zamanýn icabý, doðru, teknolojinin ve sosyal açýlýmlarýn getirisi olan dönüþümlerdir. Dönüþümün ve deðiþimin niceliðinden çok niteliði önemlidir. Bu deðiþimi özümüzü kaybederek yaparsak o zaman yozlaþmýþ oluruz. Türkiye’de kültürel ve ahlaki yozlaþma var ancak ben gene de umutluyum.

Bu umudu nerden alýyorsunuz?


Her an ihya olan tek kare resmin müdavimi hep bir önceki icraatýn hesabýný görmüþ olarak açýða çýkar. Kainat bir an mahvolur, bir an ihya olur. Bir önceki mahvýn bütün getirileriyle yeniden var olur. Mesela elektrik bir yanar bir söner ama biz onu devamlý yanar görürüz. Sizinle yaptýðýmýz bu sohbet içerisinde bile yüzlerce kez zahir olduk, yüzlerce kez batýn olduk. Türkiye’deki deðiþimi de böyle deðerlendiriyorum. Türk aile yapýsýnýn özünü kaybetmediðini düþünüyorum.

Türk aile yapýsýnýn bugünkü hali dünyadaki hýzlý deðiþim karþýsýnda ne olmalý?

Dünya ne kadar ilmi ilerleme kaydetmiþse anýnda hayatýmýza geçirmemiz lazým. Bunu yaparken, imanýmýzý ve kültürümüzü saðlam tutmalýyýz. Burada ince bir ayrýntýyý unutmamak gerekiyor. Gelenekleri ve görenekleri din haline getirirsek kaybederiz. Her an hesabý görülerek devam eden hayatýn bütün getirileriyle hayatýmýzý süslemek ve bezemek durumundayýz. Bunlardan geride kaldýðýmýz müddetçe insanlar yanýmýzdan geçer gider, bizler de onlarýn pabuçlarýnýn altýný seyrederiz. Müslümana bu yakýþmaz.

Sohbetin burasýnda sözü Hz. Mevlana’ya getirmek istiyorum. Bizler Hz. Mevlana’yý gerçek anlamda anlayabiliyor muyuz?

Kesinlikle anlamýyoruz. Anlayabilseydik bugünkü durumda olmazdýk. AB kriterleri peþinde koþmak yerine Hz. Mevlana kriterlerini öðrenelim. Mevlana kriterlerini hayatýmýza geçirebilsek dünya bize gelecek. Hz. Mevlana’yý anlamak, onun hissettiðini hissetmekle olur. Kur’an’daki ayetlerden, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hadislerinden Mesnevisi’nde tavsiye ettiði hayatý ve arýnmalarý yapabiliyor muyuz? Onun sevdiði gibi sevebiliyor muyuz? Nefsimizden ve menfaatimizden onun fedakarlýðý gibi fedakarlýk edebiliyor muyuz? Bütün mesele bu. Bana göre Hz. Mevlana sevgisi tamamen magazineldir. Onu anlamak yaþamakla olur. Sabah iþe git, akþam eve gel, beþ vakit namaz kýl. Bu böyle olmaz. Onun gibi yaþamak lazým. Hz. Mevlana uyku nedir, yemek nedir bilmezdi. Zikirden, aþktan, meþkten, sevgiden, sevgiliden baþka derdi yoktu.

Batý, son yýllarda Hz. Mevlana’yý okuyor. Onlar bizden daha iyi anlýyor diyebilir miyiz?

Hayýr. Onlar da anlamýyor, anlayamazlar da. Hz. Mevlana’yý biz Müslümanlýðýmýzla anlayamýyoruz, gayrimüslim nasýl anlayacak.

Siz Mevlana’yý anlayabildiðinizi ve hayatýnýza yansýttýðýnýzý düþünüyor musunuz?

Benimki, deryadan bir katre. Bu benim umudum elbet. Deryadan bir katreyimdir diye dua ediyorum.

Dergimiz aileye yönelik bir dergi. Siz de bir aileye sahipsiniz. Ýki çocuk babasýsýnýz. Çocuklarýnýzýn üniversite çaðýnda olduðunu biliyorum. Onlarý yetiþtirirken nelere dikkat ettiniz?

Dini ve ahlaki eðitim aldýðým bir ailede büyüdüm. Ben de çocuklarýma gerekli ahlaki ve dini bilgileri veriyorum ancak gerisi benim iradem dýþýndadýr. Anne babanýn çocuk üzerindeki çabasý çok önemli ancak bu çaba bana göre yalnýz yüzde 1’dir. Çünkü her çocuk baþka bir insan olarak doðuyor. Cenab-ý Hakk bir yarattýðýný bir daha yaratmýyor ve her var ettiðine kendi ilmini veriyor. O bakýmdan anne babalar evlatlarýmýzý her ne kadar kendimize göre kursak da Allah’ýn bir senaryosu var ve o çocuk kendi repliðini okuyarak büyüyor.

Huri YAZICI


radyobeyan