> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Son Peygamber > Allah ve Resulüne İcabet Edenler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah ve Resulüne İcabet Edenler  (Okunma Sayısı 1282 defa)
15 Aralık 2009, 15:50:39
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 15 Aralık 2009, 15:50:39 »



Allah ve Resulüne İcabet Edenler


İslamiyet ilk nüzulünden itibaren gönüllerde yer etmeye başladı. Bu yeni dine koşan ilk insanların az sayıda olması normal bir durumdur. Bu, hakka davet eden ve yalın hakka da yanan her nizamın Özelliğidir. Bu gibi nizamlar, toplumların kalplerinde yavaş yavaş yer etmeye başlarlar. Çünkü böylesine büyük sistemler, ancak geniş bir tefekkür ve düşünce sonucun da gönüllere yerleşebilir.

Şöyle bir düşüncce ortaya atılabilir: Muhammed (sav)´in da veti; genel hatlarıyla fikri, itikadi, sosyal, ekonomik, insani bir devrimdir. Zaten devrimler de toplum tarafından desteklene rek, başarıya ulaşılmasına çalışılan bir hareket değil midir?

Bu soruya şu cevabı veririz: Muhammed (sav)´in getirdiği ni zam, sonuçları ve amaçları bakımından insanlık tarihinin tanı dığı en büyük insanca devrimdir. İnsanlık tarihi, sonuç ve se meresi bakımından bundan daha büyük bir hareket görmemiş tir. Bu hükme, meydana gelen olaylar ve vardığı görüntülerle değil, bu. hareketin meydana getirdiği sonuç ve amaçlar bakı mından varıyoruz. Kaldı ki devrimler, bir süre sonra sönmeye yüz tutacak kişisel başkaldırılara benzeyen toplumsal ayaklan malardır. Bu başkaldırının bireysel veya toplumsal seviyede ifade edilmeleri arasında hiçbir fark yoktur. Avrupa devrimleri ni gözönüne getirin... Bunların en önemlilerinden biri olan Fransız devrimi, şiddetli bir ayaklanma şeklinde ortaya çıkmış ve çok geçmeden de kendi kendini yemeye başlamıştır. Bu dev rimin liderleri guruplar halinde ayaklanmış, infial göstermiş, sonunda ise Kayserlerin yönetimini andıran bir yönetim biçimi şeklinde karar kılmıştır. Nitekim devrimin olgunlaşan meyve sinin devşirildiği Napolyon döneminde, Fransız yönetimi bu bi çimi almıştır.

Muhammed (sav)´in daveti ise akıl, mantık hükümlerinden kaynaklanmıştır. O, Ruhü´l-Kudüs´le desteklenmiştir. Onun ge tirdiği davet, bir infial değil, aksine çevresinde sakin, mutmain, razı ve kendilerinden razı olunan, hakka inanan, hakkı tutan kimselerin halkalandığı bir davettir. Bu davetin çevresinde halkalanan kimselerin gönülleri iman nuruyla dolmuştur. Bu sebeple de Muhammed´in daveti devamlılık ve istikrar göster miştir. Onun daveti, artık bir daha sönmeyecek şekilde par lamıştır. Dolayısıyla bu davet çöp yığınıyla tutuşturulan ateş lerin aydınlığına benzemez. Böyle bir ateşi en hafif bir rüzgar bile söndürür. Onun daveti, rüzgarların etkisiyle asla titreme yen ve sarsılmayan bir davettir, işte bu nedenle islam´a giren kimselerin sayısı başlangıçta azdı. Fakat onlar ani heyecan so nucu^ değil, akıl ve düşünce sonucu müslüman olmuşlardı.

islam´a ilk girdikleri esnada nıü´minlerin kalpleri denenmiş ti, islamiyet, ışığın karanlık içine sirayet edişi gibi, gönülleri kaplamaya başlamıştı. Şirkin inatçılığı ve müşriklerin sapıklığı arasında, islam´ın nuru mü´minlerin kalplerine yerleşmişti. Fa kat inananlar, inançlarının gereklerini yerine getirmekten alı-konuluyordu. Başlangıçta müslümanlar Mescid-i Haram´da na maz kılamıyor, bunun için Mekke dışına çıkıyor ve ibadetlerini gizlice yapıyorlardı. Müşriklerin arasında Kur´an-ı Kerim´i açıkça ve yüksek sesle okuyamıyorlardı. Ama Peygamber (sav) efendimiz müşriklerin arasında da Kur´an-ı Kerim´i açıkça oku yor ve dini vecibelerini açıkça yerine getiriyordu. Çünkü o, Ku-reyşliler arasında saldırıya uğramayacak kadar itibarlı bir kimseydi. Bir defasında, açıkça namaz kılarken , Ebu Cehil, ka ba ve haşin bir halde Peygamber efendimize yaklaşmış ve şöyle demişti: Ey Muhammedi Sana burada namaz kılmamanı söy­lememiş miydim?" Peygamber efendimiz, onun bu sözlerine ce vap vermedi. Çünkü o, islam´ın edebini biliyordu. Bu yüzden karşılaştığı kaba ve edepsiz muameleye aymsıyla karşılık ver memişti.

ilk müslümanlar, dinlerini öğrenmek için Peygamberimizin yanında açıkça toplanamazlardı. Erkam bin Ebi Erkam´ın eyin-de gizlice bir araya gelirlerdi. Rivayete göre, o temiz evde otuz dokuz civarında müslüman bir araya gelerek toplanırlardı. Hz. Ömer´in islam´a girişi sırasında bu otuzdokuz kişi o evde bir arada bulunmaktaydı. Şüphesiz bu, Hz. Ömer´in islam´a girişi sırasında müslümanlarm toplam sayısının otuzdokuz olduğunu göstermez. O esnada iman eden ve efendilerinin hizmetinde bulunan birtakım köleler de vardı. Kimileri de dinlerinden çıka rılmak ve müşrikliğe geri döndürülmek maksadıyla ağır işken celere tabi tutulmaktaydı.

Mü´minler içinde, imanlarını ailelerinden, yani anne, baba ve kardeşlerinden gizleyen kimseler de vardı. İşkenceye uğra mamak ve azap görmemek için firar edenler de bulunuyordu. İçinde bir müslüman bulunan her ev, aralarında bulunan müslümanı önce kınayarak ve İslam´dan caydırmak için ayıpla yarak işe başlardı. Sonra bu ayıplama ve kınama, işkenceye dö nüşürdü. Eğer bu zalimler, azgınlıklarını ve taşkınlıklarını de vam ettirmeye kesin kararlıysalar, o müslümanları daha da ağır işkencelere maruz bırakırlardı. Kendilerini bu işkenceler den alıkoyacak bir şefkat ve merhametleri yoktu. Allah´ın ken dilerine iman verdiği o müslumanların da, kendilerini bu za limlerin yaptıkları işkencelerden koruyacak bir güçleri yoktu.

Müslümanlar, eza ve işkencelere uğrama korkusundan dola yı Kur´an-ı Kerim´i açıkça okuyamıyorlardı. Sadece Resulullah (sav) efendimiz Kur´an-ı Kerim´i yüksek sesle ve açıkça okuya biliyordu. Onun daveti ve rabbinin risaletini tebliğ görevi, Kur´an-ı Kerim´i açıkça okumasını zorunlu kılıyordu. Şüphesiz Allah, onu, insanlardan koruyacaktı. Kureyşliler, onu davetin den vazgeçirmeye güç yetiremeyceklerdi. İleri gelen Kureyşli­ler, aralarında Hz. Muhammed´i dinlememek üzere sözleşiyor ve dinleyenleri men ediyorlardı. Fakat kendileri Kur´an-ı Ke rim´i Muhammed (sav)´in ağzından dinlemek için gizlice gidip evinin etrafında siperleniyorlardı. Bu arada, dinlerken birbirle riyle karşılaştıkları da oluyordu. Halbuki daha önce Muham med´i dinlememek için birbirlerini uyarmış ve birbirlerini onu dinlemekten men etmişlerdi. Ama hepsi de, aralarında ortakla şa vermiş oldukları karara muhalefet ettiler. Muhammed (sav)´in evinin çevresine gizlice gidip Kur´an-ı Kerim dinlemek isteyen herkes, sadece kendisinin ortak karlara muhalefet etti ğini sanırken, Peygamber efendimizin evinin çevresinde kendi sinden başkalarının da o karara muhalefet ettiklerini görüyor lardı. Şu halde hepsi de ortak kararı bozmuş oluyorlardı.

Kaviler, Peygamber efendimizden sonra, Kur´an-ı Kerim´i ilk olarak kimin alenen okuduğunu anlatırlar. İbnlshak´ın rivaye tine göre, Zübeyr bin Avvam şöyle demiştir: "Resulullah´tan sonra Mekke-i Mükerreme´de Kur´an-ı Kerim´i açıkça okuyan ilk kişi, Abdullah bin Mesud (r.a)´dır. Bir gün Resulullah´ın sa-habileri bir araya toplandılar ve şöyle dediler: "Allah´a andol-sun ki Kureyşliler, şimdiye kadar Kur´an-ı Kerim´in yüksek ses le okunduğunu işitmemişlerdir. Onlara yüksek sesle Kur´an okuyup işittirecek bir kimse yok mudur?" Abdullah bin Mesud: "Kur´an-ı Kerim´i onlara ben işittiririm" dedi. Sahabiler de: "Sana bir kötülük yapmalarından korkarız. İşkence yapacak olurlarsa, onları durdurabilecek bir aşireti olan birisinin oku-mq,mnı istiyoruz" dediler. Abdullah bin Mes´ud şu cevabı verdi: "Siz beni bırakın. Şüphesiz Allah, beni onlardan koruyacaktır." Sabahleyin Abdullah bin Mes´ud, Kabe-i Muazzama´da; Ma-kam-ı İbrahim´e vardı. Kureyşliler orada toplanmışlardı. Ma-kam-ı İbrahim´in yanında ve yüksek sesle Kur´an-ı Kerim´in şu mealdeki ayetlerini okumaya başladı:

"Esirgeyen ve bağışlayan Allah´ın adıyla. Çok merhametli (Allah), Kur´an´ı öğretti, insanı yarattı. Ona beyanı (konuşup, düşüncelerini açıklamayı) öğretti..." (Rahman: 1-4)
Sonra okuması nı sürdürdü. Kureyşliler onun okuduğu ayetlerin manası üze rinde düşünmeye başladılar ve: "Abdullah bin Mes´ud ne di yor?" diye sordular. Bir kısmı şöyle cevap verdi: "O, Muham-med´e gelen sözlerin bazısını okuyar." Arkasından kalkıp Ab dullah bin Mes´ud´a hücum ettiler. Onu dövmeye başladılar. Ama o, okuyuşunu sürdürüyordu. Nihayet Allah´ın kendisine nasib ettiği yere kadar okudu. Sonra da arkadaşlarının yanına döndü. Ama yüzü yaralanmıştı. Arkadaşları: "İşte başına böyle bir durum gelmesinden korkmuştuk" dediler. Buna karşı o, şu cevabı verdi: "Allah´ın düşmanları, gözüme hiçbir zaman şim diki kadar küçük görünmemişti. Eğer dilerseniz yarın yine gi der, onlara aynı şekilde Kur´an okurum." Arkadaşları: "Hayır, hayır! Bu kadarı yeterli. Onlara hoşlanmadıkları şeyi dinlet tin" dediler.

Bütün bu anlatılanlar üç şeye işaret etmektedir: 1- Müslümanlar ilk aşamada ibadetlerini gizlice eda ediyor lardı. Ancak Peygamber efendimiz namazını yapabildiği kada rıyla açıkça kılmaya özen gösteriyor ve Kur´an-ı Kerim´i yüksek sesle okuyordu. Çünkü ona gelen emir gereğince o, risaleti teb liğ ediyor ve rahatsız olsalar bile, müşriklere Kur´an´ı yüksek sesle okuyordu. Onlar da kendisini alıkoymak için uğraşıyor, fakat istediklerini yapacak bir kimseyi bulamayınca, buna en gel olamıyorlardı. Bazan onunla alay etme, bazan da eziyet ver me yoluna gidiyorlardı. Her zaman için onun davetinden yüz çeviriyorlardı. Çünkü onların kulakları sağırlaşmış, kalpleri mühürlenmişti. Bu yüzden de Kur´an´ı dinlemiyorlardı.

2- Müzminlere uygulanan işkenceler, onları azimlerinden caydıramamış, nefislerine zaafiyet verememişti. îşte Abdullah bin Mes´ud´u dövdükleri halde o, okumasını sürdürüyordu. On lar kendisini dövmeye devam ederken o da Allah´ın nasib ettiği yere kadar okumaya devam ediyordu. Kur´an okuduğu esnada müşriklerin verdikleri eza ve cefa durumu, müzminlerin kafir eziyetine karşı takındıkları tavrı tasvir ediyor. îmanlarında se bat ettikleri gibi, kendilerine uygulanan eziyetlere de katlanı yorlardı. İslamiyet, gün geçtikçe gelişmeye ve müslümanlar da artmaya devam ediyordu.

3- Müşrikler Kur´an-ı Kerim´i Peygamber efendimizin ağzın dan duyduklarında öfkeden kuduracak hal...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah ve Resulüne İcabet Edenler
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:05:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah ve Resulüne İcabet Edenler rüya tabiri,Allah ve Resulüne İcabet Edenler mekke canlı, Allah ve Resulüne İcabet Edenler kabe canlı yayın, Allah ve Resulüne İcabet Edenler Üç boyutlu kuran oku Allah ve Resulüne İcabet Edenler kuran ı kerim, Allah ve Resulüne İcabet Edenler peygamber kıssaları,Allah ve Resulüne İcabet Edenler ilitam ders soruları, Allah ve Resulüne İcabet Edenlerönlisans arapça,
Logged
21 Şubat 2021, 02:19:24
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 21 Şubat 2021, 02:19:24 »

Esselamu aleyküm.rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden onun sünnetine tabi olarak yaşayan kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Şubat 2021, 20:02:12
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 21 Şubat 2021, 20:02:12 »

Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes