Zekât Ve Cizye Tahsildarları
İnsanların zekâtı Rasulullah'a isteyerek ödemelerine rağmen bu toplama için yeterli ve hoşnut edici bir usul değildi. Bu yüzden Rasulullah, hicretin 9. yılının başlangıcından itibaren her kabile için ayrı ayrı toplayıcı görevliler atadı. Bunlar ülkeyi dolaşıp her kabileden zekât ve haraç toplarlar ve Rasul'a getirirlerdi. Genelde, her kabilenin başkam onun toplayıcısı olarak atanırdı ve bu atamalar çoğunlukla geçici idi. Rasul bu göreve atama yaparken şu kuralları gözetmişti.
1- Tahsildarlara her çeşit maldan alınacak olan zekât miktarım açıkça gösteren bir belge verildi. Onların zekâtı en iyilerini seçerek ya da fazlaca almalarına izin verildi. Bütün tahsildarlar bu kuralları dikkatlice uyguladılar ve Rasul tarafından çizilen sınırları aşmadılar. Hatta bazı kimseler zekâtı fazla ödemek istedilerse de kabul etmediler.
2- Arabistan'da en yaygın mülk koyun, keçi ve deve sürüleriydi ki, bu sürüler çöl ya da dağlardaki vadilerde otlanırdı. Tahsildarlar bu bölgelere gitmek ve zekâtı mahallinde toplamakla emrolunmuşlardı. İnsanlara zekâtlarını ödemek için yerleşim merkezlerine gitme zahmeti verilmiyordu.
3- Görevliler topladıkları zekâtı getirdiklerinde hesaplarını şahsen Rasul kontrol ederdi. O, zekât mükelleflerinden hediye alınmasını kesinlikle yasaklamıştır.
4- Zekât ve sadaka fonları Rasul ve ailesi için yasaktı, bu yüzden onun ailesinden hiç kimse tahsildarlık görevine atanamazdı. Ab-dulmuttabil b. Zara'a b. Haris ve Fadl b. Ab-bas Rasul'dan kendilerini tahsildar olarak atamasını, böylece bu görevdeki ödemeden bir miktar para biriktirip evlenmeye güç yetireceklerini söylediklerinde Rasul onlara, sadakanın bütün âli Muhammed için yasaklanmış olduğunu anlattı.
5- Tüm tahsildarlar Rasul tarafından atanırdı; kendilerini bu görev için teklif edenler Rasul tarafından reddedilirdi. Bir kez ki kişi Ebu Musa el-Eşari ile birlikte gelip bu görevi istediler. Rasul Ebu Musa'ya
doğru dikkatlice bakarak ne istediğini sordu. Bu iki kişinin bu amaçla geldiklerini asla bilmediğini söyledi. Rasul onların bu isteklerini reddetti ve "Kendilerinin tahsildar olarak atanmasını isteyenleri kabul etmeyiz dedi. Sonra da Ebu Musa el-Eşari'yi teklif bulunmaksızın tayin etti.
6- Tahsildarlara, ihtiyaçlarına uygun ücret ödenirdi. Rasul belirlenmiş orandan daha fazlasını alanın imanını kötüye kullanmakla suçlu olacağını halkın önünde ilân etmişti. Rasul bir tahsildarın ihtiyacı kapsamını şu sözleriyle açıklamıştır: "Tahsildarımız ailesinin geçimi için harcamaya, eğer hizmetçisi varsa onun için harcamaya, eğer evsizse bir eve yetecek harcamaya ihtiyaç duyar, fakat herhangi biri bundan fazlasını alırsa o ihanet içinde ve imandan yoksundur!' [
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın