> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hürmetkar Eş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hürmetkar Eş  (Okunma Sayısı 565 defa)
14 Temmuz 2012, 09:26:27
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 14 Temmuz 2012, 09:26:27 »



Hürmetkar Eş

Hz. Muhammed, son derece latif ve muhab­bet dolu bir koca idi. Hanımlarının her birinin hissiyatına dikkat gösterir, onları hiçbir zaman incitmezdi. O bir rasul, devlet başkanı, hakim, başkomutan gibi değişik alanlarda, çok çeşitli hizmet ve sorumluluklarına rağmen hanımları­nı her gün ziyaret eder, onlarla oturur, sohbet eder, problemlerini büyük bir ilgi ve muhabbet­le dinlerdi. Bu O'nun çok bilinen bir uygula­masıydı. Bütün ashabı da O'nu izlemekle emro-lundu. Ebu Hureyre, Rasululah'ın şöyle bu­yurduğunu anlattı: "Bir adamın iki hanımı olup da onlara hakkaniyet ve adaletle muamelede bu­lunmazsa, Kıyamet Günü o adam bir tarafı yere sarkık olduğu halde gelecektir." (Tirmizi, Ebu Davud, Nesei, İbni Mace ve Darimi).

Peygamber, her hanımına eşit gün tahsis etti ve bu düzene bağlı kaldı. Fakat Sevde'nin yaşlanıp sırasını Aişe'ye vermesiyle Peygamber, Aişe'ye iki gün tahsis etmiş oldu. Hz. Aişe anlatıyor: "Şevde yaşlandığı zaman şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben Aişe'ye, beni ziyaret ettiğin günü veriyorum." Böylece Rasulullah, Aişe'nin günlerini ikiye çıkarmış oldu. (Buhari ve Müslim).

Hastalığı sırasında son günlerini diğer hanı­mlarının müsaadesiyle Aişe'nin yanında geçir­mek istiyordu. Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Öldürücü hastalığı sırasında sordu: 'Yarın ne­rede kalacağım?' Peygamber aşikare Aişe'nin tarafına bakıyor ve hanımlarının ken­disine müsaade etmelerini istiyordu. Hanı­mlarının hepsi de, nerede isterse orada kalması­na müsaade ettiler ve Peygamber vefat edene kadar Aişe'nin evinde kaldı. (Buhari). Bu, O'nun hanımlarına karşı davranışında ne kadar nazik ve kibar olduğunu göstermektedir. O, hastalık halinde bile sıralarını gözetiyor, fakat onlara hepsinin de kabule hazır oldukları is­teğini ima ediyordu. Bu onların ilişkilerinin bir başka safhasını göstermektedir. Hanımlarının hepsi O'na sonuna kadar bağlıydı ve asla Rasu­lullah'ın memnun olmayacağı birşeyi yapm­ıyorlardı. Onlar Peygamber'ın son günlerini Aişe'nin yanında geçirmek istediğini anlar anla­maz, hepsi birden anlaşıp kendi tercihine bıraktılar. Gerçekte, Peygamber'ın hanı­mlarına karşı göstermiş olduğu adil ve hakkani­yet içindeki muamelesi onlar arasındaki bu sev­gi ve muhabbeti geliştirip güçlendirdi. Hanı­mları arasındaki sıra eşitliği prensibi Peygam­ber tarafından kesin bir şekilde yürütülmek­teydi. Enes'in rivayetine göre: "Peygamber'in uygulaması ve ümmetine tavsiyesi şudur: 'Bir kimse ikinci evliliğini bir bakire ile yapmışsa, yedi gün bakire İle kalmalı, sonra sırası ile kalmalı; eğer bir kadınla yapmışsa onunla üç gün kaldıktan sonra sıralarına riayet etmelidir." (Buhari).

İhtiyaçların Temini: Peygamber, yeterli de­recede yıllık ihtiyaçlarım hanımları arasında dağıtır, ev halkı arasında hiçbir şekilde fark gözetmezdi. Beni Nadir ve Hayber'in ganimet­leri alındığı zaman, Peygamber, yıllık mas­raflarını karşılamak için hanımlarının hepsine eşit pay verdi. Hz. Ömer'den şöyle nakledildi: "Peygamber, Beni Nadir bahçelerinin hur­malarını satardı ve ailesi için bîr yıl yetecek ka­dar yiyecek ihtiyacını depolardı." (Buhari). Ma­lik b. Evs, Ömer b. Hattab'dan şöyle rivayet etti: "Kur'an'ın, "Allah'ın rasulüne ganimet olarak verdiği, kâfirlerden geri kalan mallar için, siz ne at ne de deve koşturdunuz..." (59:6) ayetini naklederken şöyle dedi: "Bu malın içinden Rasulullah, ailesinin yıllık ihtiyaçlarını sağlardı. Şayet artmışsa, onu Allah'ın mülkü ne­reye sarfediIİrse oraya sarfederdİ." (Buhari). peygamber'ın her bir hanımına yıllık masraf­larını karşılamak için 80 mıskal hurma ve 30 miskal buğday verildiği beyan edildi. (Buhari). (I Miskal= 1.5 dirhem= 4.875 gr.'a tekabül eder). Bütün yıl için hanımlarının ihtiyaçlarını eşit olarak dağıtması O'nun ömrü boyunca yeri­ne getirdiği bir uygulamaydı. Ve bunu ashabına da tavsiye etmişti. (Tabaqat İbn Sa'd, c. VIII).

Rasulullah'ın ümmetine yaşayarak tavsiye ettiği muameleleri bütün insanlık için örnek, ebedi davranış kurailarıdır. Ebedi prensip şu ifadelerle zikredilmektedir: "Sana (Allah yo­lunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: 'Verdiğiniz hayır (mal), ana-baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmış(lar) içindir. Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir." (2:215).

İslam, kişinin ailesinin ihtiyaçlarını karşıla­masına büyük önem vermekte ve onu fazilet ve ibadet olarak nitelendirmektedir. Peygamber şöyle buyurdu: "Aliah adına bir dinarı köle azad etmeye, bir dinarı muhtaç ve çaresizlere ve bir dinarı da ailenize harcadığınız zaman, aileniz için harcadığınız bir dinar ibadet ve fazilet ameli sayılır ve Allah tarafından cömertçe mükafat­landırılır." (Müslim ve Tirmİzİ).

Peygamber'ın şöyle buyurduğu bildirildi: Adamın biri elindeki dinar ile ne yapması gerek­tiğini Peygamber'e sordu. O da: "O'nu kendin İçin harca." dedi. Bir başka hadisinde Hz. Pey­gamber şöyle buyurmuştur: "Kendi nefsinize harcamakla başlayın." (Ebu Davud). Ebu Musa el-Ensari, Peygamber'dan şöyle nakletti: "Allah'ın mükafatını elde etmek maksadıyla bir Müslüman ailesine harcadığı zaman bu onun için sadaka sayılır." (Buhari). Bîr başka seferin­de Peygamber şöyle buyurdu: "Kendinize,, çocuklarınıza, hanımınıza ve hizmetçilerinize ne harcarsanız o sizin adınıza hayırdır." (Müslim, Ebu Davud ve Nesai). Sa'd anlatıyor: "Ben hasta iken Peygamber, beni Mekke'de ziyaret etti. O'na: Benim malım var; bütün malımı Allah yolunda miras bırakabilir miyim? dedim.  Peygamber 'Hayır' dedi.  Ben, 'Yansını?' dedim. O, 'Hayır' dedi. Ben: 'Üçte bi­rini?' dedim. Peygamber: 'Üçte biri olur, yine de fazla. Sen onları başkalarına el açmamaları için ehline miras bırak. Ehlin için her ne harcar­san sana hayır yazılır ve bunlar sadaka sayılır." dedi ve İlave etti: "Şüphesiz sen, Allah rızasını arayarak hiçbir nafakayı infak etmezsin ki, on­dan dolayı ecir kazanmış olmayasın, Karının ağzına verdiğin lokmaya varıncaya kadar." (Buhari). Ebu Mes'ud, Ukbe b. Amr'dan şöyle demiştir: "Peygamber buyurdu ki: 'Birkim­se, ehline ecrini yalnız Allah'dan umarak infak etse, bu nafakası kendisi için sevabca sadaka gi­bi olur." (Buhari).

Kişinin ev halkına ve ihtiyaçlarına harcamaları zaruridir. Ebu Hureyre'den Peygamber 'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Rasulullah; "Yüksek el, alçak elden hayırlıdır. Biriniz nafakası kendisine ait olandan başlar. Kadın; beni ya doyur ya boşa, dtr." buyurmuşlardır. (Dare Kutni). Yine Ebu Hureyre'den şöyle de­diği rivayet edilmiştir: "Biz bir defa Nebinin huzurunda otururken birisi geldi ve: 'Ya Rasu­lullah ! Perişan oldum' diye halinden yakındı. Rasulullah: 'Sana ne oldu ki?' diye sordu. O kimse: 'Ya Rasulullah oruçlu iken zevceme yaklaştım' cevabında bulundu Rasululiah: 'Azad edecek bir köle bulabilir misin?' buyurdu. Adam: 'Bulamam.' dedi. Rasulullah: 'Öyle ise iki ay ardarda oruç tutmağa gücün yeter mi?' di­ye sordu. Adam:'Gücüm yetmez, hem ben bu fe­lakete oruç yüzünden uğramadım mı?' dedi. Ra­sulullah: 'Altmış yoksulu doyurmak yolunu da bulamaz mısın?' buyurdu. Adam: 'Hayır, bula­mam' dedi. ve Ebu Hureyre'nin rivayetine göre huzurda oturdu, bekledi. "Biz ne olacağına inti­zar etmekte iken Nebi'ye içi hurma dolu bir zenbil getirildi. Rasulullah : 'Hani o kişi, nerede­dir?' buyurdu. Adam: 'Benim' diye ayağa kalktı. Rasulullah, 'Bu hurmayı al, yoksullara sada­ka et!' buyurdu. Adam: 'Ben fakir bir yoksula mı vereceğim ya Rasuiullah! Allah'a yemin ederim ki, Medine'nin kara taşlı iki nahiyesi arasında benim ailemden daha fakir bir aile yoktur!' dedi. Bunun üzerine Nebi dişleri görününceye ka­dar güldü. Sonra da adama: 'Haydi bu hurmayı al, ailene yedir!' buyurdular." (Buhari).

Eğer koca cimri olup ailesine ve halkına geçim­leri için yeteri kadar vermiyorsa, o zaman kadın kocasının malından izinsiz olarak uygun bir pay almaya yetkilidir. Aişe (r.a)'dan rivayet edil­miştir. Demiştir ki: "Ebu Süfyan'm karısı Hind binti Utbe Rasulullah'm yanma girdi ve 'Ya Ra-sulullah, gerçekten Ebu Süfyan pek cimri bir adamdır. Bana, kendime ve çocuklarına yete­cek kadar nafaka vermiyor. Ancak onun haberi olmaksızın malından bir şey alırsam o başka. Acaba bana bunda bir günah var mıdır?' dedi. Rasulullah: 'Onun malından sana ve çocuk­larına yetecek kadannı bilinen bir şekille al, bu­yurdular" (Buharı). Bu hadis, bîr kimseye karısı İle çocuklarının nafakasını vermenin vacib ol­duğuna delalet etmektedir.

Böylece Peygamber, kocaya karısının ve ço­cuklarının bakımını zorunlu kıldı. Bunu kocanm namına sevap olarak saydı. Bir başka ifa­deyle, erkeğin, ev halkının bakım ve ihtiyaç­larını karşılaması için sarfettiği gayret, kendi hesabına hayırdır ve Allah nezdinde ibadettir. Bu şekilde Peygamber, bu ahlaki ve iktisadi uygulamayı aileye şamil kılarak evliliğe ait ilişkilerde yeni bir Ölçü tayin etmiştir. Aileye verilen bu ehemmiyet, onun insanlık medeniyet ve kültüründeki statüsünü yükseltmiştir. Bundan böyle erkek tarafından nikah bağı içinde fi­ziki arzuları tatmin etmeye düşkün olmak kötü bir fiil olarak sayılmayacaktır. Bilakis, İslam ta­rafından genç erkek ve kızların olgunluk çağına erdiklerinde evlenmeleri emir ve teşvik edil­miştir. Peygamber, kişinin fıtratında var olan cinsî arzularını hanımiyla gidermesini sevap olarak vasıflandırdı. Ebu Zer, Peygamber'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her birinizin cinsî fiilinde sevap vardır. "Bunun üzerine as­habı şöyle dedi: "Ya Rasulullah! Herhangi biri­miz cinsî arzusunu ifa ettiğinde bunun için bir mükafat mı var?". Rasulullah şöyle buyurdu: "Onun gayri meşru bir şekilde ifa edilmesiyle günahkar olmuyor musunuz? Aynen onun gibi, eğer onu meşru olarak yaparsa mükafatı ola­caktır." (Müslim).

Bu sebeple ailenin iffet ve namusunu korumak için yapılan her meşguliyet hayırdır ve İslam'da salih ameldir. Ailenin başkalarına karşı mesuli­yetlerini doğru ve dürüst bir şekilde ifa...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hürmetkar Eş
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:40:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hürmetkar Eş rüya tabiri,Hürmetkar Eş mekke canlı, Hürmetkar Eş kabe canlı yayın, Hürmetkar Eş Üç boyutlu kuran oku Hürmetkar Eş kuran ı kerim, Hürmetkar Eş peygamber kıssaları,Hürmetkar Eş ilitam ders soruları, Hürmetkar Eşönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes