> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > Şafinin usûle hizmeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şafinin usûle hizmeti  (Okunma Sayısı 1026 defa)
11 Eylül 2010, 18:01:18
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Eylül 2010, 18:01:18 »



ŞAFİδNİN USÛLE HİZMETÎ, ONDAN SONRA GELENLERİN YAPTIKLARI

215- Şafiî Hüküm Istînbatı Usûlünü Vaz´ Etmîştîr:


Şüphe taşımaz bir gerçektir ki, fıkıh ilmi, usûl-ü fıkıh ilminden da­ha önce başlamıştır. Çünkü fıkıh, istinbât, fetva ve ictihâd yoluyla do­ğup meydana gelmiştir.

Hz. Peygamber, (Ona salât ve selâm olsun) hayatta iken ictihâd başlamıştı. Ashâb-ı Kiranı, Hz. Peygamber´den uzak "üulundakları zaman hükmünü bilmedikleri bir şey kendilerine arz olununca itihad ederek ce­vap verirlerdi. Hz. Peygamber´den sonra ictihâd devam etti. Hulefâ-yı Râşidîn devrinde ictihâd en yüksek noktasına çıkmıştı. Onlar insanlara Hz. Peygamber´in Hadisleriyle birlikte nice mes´eleler hakkında hüküm ve fetvalardan meydana gelmiş koca bir üim serveti bıraktılar; devlet nizamına ve başkalariyle münasebetlere dâir amelî hükümler gösterdi­ler. Onların ardından tabiîn geldiler. Onlardan bâzıları fetva hususunda çok ileri gittiler, vuku´bulan ve vuku´bulması muhtemel olan mes´eleler hakkında fetva verdikleri gibi vuku´bulması çok uzak olan mes´eleler farz ve tasavvur ederek onlar hakkında da hüküm verdiler, böylece tak-dîrî fıkıh başladı. Mezheb imamları olan müctehidlerin asrı geldiği zaman, islâm ülkelerinde türlü fetva, kaza ve hükümlerden meydana gelmiş bir fıkıh serveti vardı. Bunlar şekil ve muhteva i´tibâriyle muhtelif konular­da idi. îmam Mâlik´in fıkıh mecmuası vardı, Mekke muhaddislerinin fı­kıh ile ilgili Hadîs mecmuaları vardı, Irak fukahâsının, çoğu îmam Mu-hammed tarafından toplanmış olan fıkıh eserleri vardı. Bu çeşitli fıkıh mecmuaları ilim ve hüküm istinbatı için büyük bir servetti.

îşte İmam Şafiî gelince bu serveti hazır buldu. Hadîs ve re´y fuka-hâsı gibi muhtelif tutumları olanlar arasında cedel ve münakaşa olduğu­nu gördü. Aklım ve sağduyusunu kullanarak bu münakaşalara o da ka-rısü. Bu münakaşalar onu münazara ölçü ve kıyaslarını vaz´ etmeyi dü-Sünmeğe sevk etti. Bunlar hatayı savaptan ayırma, araştırma, hüküm çı­karma ve ictihâd hususunda esas olacaktı. İşte bu noktadan usûl-ü fıkıh ilmini vaz´etmeğe yöneldi. Böylelikle istinbat esasları, re´yierin tenMd kaide ve ölçüleri kurulacak, doğru olanlar, olmayanlardan bu sayede ayırt edilecekti.

Öyle olunca, fıkıh ilminin, usûl-ü fıkıh ilminden daha önce ortaya çıkmış olmasında, bir garabet yoktur. Çünkü usûl-ü fıkıh ilmi, görüşlerin sahîh olanım, sahîh olmayanlarından seçmek için bir Ölçüdür. Ölçülecek madde fıkıhtır. Tartıdan evvel, tartılacak bir şeyin olması gerekir. Bu bir kaide altına alınan bütün ilimlerde böyledir. Nahiv ilmi, fasîh konuşma­dan sonradır. İmam. Halil b. Ahmed aruz kaidelerini vaz´ etmezden önce de şâirler vezinli ve kafiyeli gür söylerler, manzumeler inşâd ederlerdi. Aristo mantık ilmini vaz´ etmezden önce de insanlar münazara yaparlar, karşılıklı konuşurlardı. Aristo, zihni, düşünürken hataya düşmekten ko­rumak için bir yardımcı olsun diye, kendinden önce gelip geçen Sokrat, Eflâtun, Sofestailer ve diğer feylesofların arasında geçen münazara ve konuşmaların topundan yardımlanarak mantık ilmini kurmuştu. İmam Şâfit de türlü türlü yön ve renkte olan fıkıh mes´eleleri mecmuasından yardımlanarak hüküm istinbat yollarını gösteren kaideleri meydana koy­du. Fakîh olan kimse bunlara riâyet etmekle savaba yaklaşır, hatadan uzaklaşır. [1]


216- Şafîî Kendinden Önceki Irak Ve Hicaz Fukahasının Fıkıh Malzemesinden Faydalanarak Sağlam Esaslar Kurdu:

imam Şafiî, yaşadığı devirde bu fıkıh servetini önünde hazır buldu, onunla ilgilendi. Her nev´inden bir kısım aldı. Onların yollarını yakından tanıdı. Bu hususta yeni î>ir gey getirmek, türlü mes´eleler, dağınık parça­lar arasından görüşlerin doğrusunu çürüğünden ayıracak derli toplu bir kanun ve nizam çıkarmak ve bu hususta yeni bir şey getirmek için ya­rarlı bütün vasıtalara mâlikti. Arap dilini bütün inceliğiyle bilirdi. Dil bilginlerinin ulularının sınıfında yer alanlardan sayılır. Hadîs ilmine vâ­kıftı; îlm-i Hadîs ricalinin en büyüklerinden ders almıştı. Çağındaki her türlü fıkıh ilmini etrafiyle bilirdi. Sahabe devrinden kendi zamanındaki-lere gelinceye kadar ulemâ arasında geçen ihtilâflara vâkıftı. Ashabın ihtilâf ettikleri mes´eleleri, onların tutumlarını, türlü yönlerini Öğrenme­ğe çok meraklı idi. Hadîslerin sahîh olanlarım bilmeğe ve ihtilâf halinde olanların arasını bulmağa çok merakla, sarılmıştı. Yukarıda belirttiğimiz gibi cedel ve münazarada mümârese sahibi idi. Bilindiği üzere ulemâ, yaptıkları münazaralar esnasında delillerini tafsîîâtiyle ortaya atarlardı, yazılarında bunları gösterirlerdi. Bu yolla bunlara da vâkıftı. Bundan başka o, diyar diyar dolaşırdı. Her yer halkının örf ve âdetlerim bilir, o beldeye gelen ashabın eserlerini ve fıkhım Öğrenirdi. Çağında yazılı olan fıkhı okumağa, onun görüşlerini, yöneliklerini bilmeğe meraklı idi. Bun­ların hepsini doğru düşünen, salim bir ilim kafasiyle yapti.

Elbette bu sayede Şafiî, bildiği ve aldığı malzemeden yeni kaideler kurmak imkânını buldu.

Şâfii, kuvvetli lisan bilgisi sayesinde Kur´ân´ın ahkâmını anlamak için kaideler kurdu. Bu hususta Kur´ân´ı öğrenmeğe ve anlamağa dâir Ashâb-ı Kirâm´dan naklolunanlardan yardunlandı. Bilhassa Abdullah tbn-ıi Abbas´dan çok faydalandı. Çünkü îbn-i Abbas, Mekke ekolünün birinci üstadı idi, Kur´ân-ı Kerîm´i, nâsih ve mensûhu ashabın en iyi bi-lenlerindendi. Tercüman-ı Kur´ân-ı Kerîm vasfım kazanmıştı. Bilindiği üzere, İmam Şafiî ilmî hayâtının büyük bir kısmını Mekke´de bu ekolün çatısı altında geçirdi, onun gölgesinde barındı, onun düğünce tarzından ilham aldı.

Hadîs ilmini etrafiyle bilir, muhtelif ve müttefik rivayetleri tanır. Hadîsi; görüşleri, nıezhebleri ayrı ayrı olan birçok ilm-i Hadîs ricalinden almıştır. îslâm diyarında dolaşarak Ashâb-ı Kirâm´m eserlerine ve onla­rın rivayet ettiklerine muttali´ olmuştur. İşte bütün bunlar sayesinde Kitâb´a nazaran Sünnetin mevkiini bilmiş, Kitâb´a tearuz eden veya bir­birine muarız olan Hadîslerin durumunu öğrenmiştir. Bunların hepsini usûlüne yerleştirmiştir.

Onun geriye bırakmış olduğu kitapları, ister Müsned´i veRisâle´si, ister Kitâbü´l-Umm´ü olsun, her biri, onun, ashabın ihtilâflarını araştı­rıcı ve inceleyici bir münakkid sıfatiyle etüd etmeğe son derece önem verdiğini gayet açık olarak göstermektedir. Sanki o, bunlarda öyle bir fıkıh malzemesi görüyordu ki, fakîh, onların dışına çıkmadıkça asla şa­şırmaz; kendisi de istinbat yaparken onlara uyarsa hiç sapmaz. Şüphe­siz ki, o bunları incelerken nâsih, mensûh ilmini elde etti, ashabın benim­sedikleri birçok re´yleri öğrendi, dînin umûmî gayelerini anladı, hüküm­lerin hikmet ve ruhunu kavradı. îşte belki de bunun için olacak, mücte-hidin, ashabın ihtilâflarım bilmesini şart koşmuştur. Ashabın ihtilâfları­nı araştırıp onları, öğrenmek isteyen bir tenkidci gözüyle incelemesi, ona tuttuğu usûlün birçok yollarım göstermiştir. Öyle anlaşılıyor ki, onun böyle muhtelif görüşleri ve ashabın re´ylerini derinden derine incelemesi talebesinin gözünden kaçmış değUdir. Hattâ Ahmed b. Hanbel onu, in­sanların ihtilâfalrını bilmede bir feylesof saymıştır.

Şafiî, re´y ehlinin fıkhına muttali´ oldu. Kıyas kaidelerini vaz´ etme­seler de, kıyasa son derece önem verenler bunlar olmuştur. En çok kıyas yapan ve kıyasta en mahir olan, kıyasın vecihlerini en çabuk anlayan fu-kahâ bunların arasından çıkmıştır.

imam Şafiî, re´y fıkhım öğrenince onu ehl-i Hadis fıkhiyle kargılaş-tırdi. Bu sayede, re´y ehlinin nezdindekilere tıpatıp muvafık olmasa bi­le, kıyas için muayyen ölçüler ortaya koydu. Parlak idrâkiyle, doğru dü­şüncesiyle hazırladıklarına taunları da kattı. [2]


217- Şafii´ye Göre Usûl-ü Fıkıh, Re´ylerin Doğrusunu Ayır­mak Içîn Kurulmuş Bîr Mîzandır, Hüküm Istinbâtında Ona Riayet Gerekir:
Böylece görüyoruz ki, tmam Şafiî bulduğu fıkıh servetinden fayda­lanmak, onlardan istifade ederek ilmî dirayetiyle, yalnız mes´elelerin cüz´iyâtinda kalmayıp içyüzüne nüfuz edip külli mahiyetlerini kavramış ve böylece usûl-ü fıkıh ilmini vaz etmiştir.

Usûl-ü fıkhın kuruluşunda birbirine yakın iki nokta göze çarpar:
1- Usûl-ü fıkıh, görüşlerin doğru olanım, doğru olmayanından ayır­mak için bir ölçüdür, bir tartıdır, tmam Şafiî, üstada îmanı Mâlik´in gö­rüşlerini bununla tarttı. Irak fukahâsının görüşlerini, imam Evzâî´nin ve diğerlerinin görüşlerini hep bununla tarttı. Böylece o, fıkhı görüşler üze­rinde hâkim oldu, kendisi onlara eğilmedi.

2- Usûl-ü fıkıh öyle bir küllî kanundur ki, yeni hüküm istinbat ederken ona riayet etmek gerektir.

Şafiî, kendisi bununla tamâmiyle mukayyed olmuştur. Usûl-ü fıkıh esasları, onun mezhebinin esasları olmuştur. Bu, sade kendi mezhebini savunmak ve onun yönünü açıklamak bakımından değildir. O, usûlü Ön­ce vaz´ etmiştir, sonra o çığırdan yürümüştür. Mezhebinden önce bu usû­lü vaz´ etmiştir. Onlar mezhebe göre değil, mezheb onlara göredir. Hü­küm çıkarırken Şafiî, kendisi bu kayıdîara tabi´ olmuştur. Yukarıda Şa­fiî´nin fıkhından söz ederken geçtiği üzere, o kendi görüşlerine sarılıp onlardan ayrılmamağa düşkün değildi. O, görüşleri müdafaa için usûl vaz´ etmiş değildir. O, delile bakardı, delilin ardısıra yürürdü, delil nere­ye götürürse oraya giderdi. Delil, aksini gösterdiği zaman eski görüşünü terk ederdi. Hattâ bu yüzden görüşlerinden çok döndüğünden dolayı rauâ-haze bile edilmiştir. Yukarıda bunun bir kusur değil, bir kemâl eseri ol­duğunu açıkladık. Taassupla gözleri körleneııler bunu bir kusur sayabi­lirler.

Sözün kısası, Şafiî fıkhın usûlünü vaz´ ederken bunlar cedel ve mü­nazarada mezhebini müdafaaya yarasın diye yapmamıştır. Münazara usûlünü yoluna koyarsa d...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şafinin usûle hizmeti
« Posted on: 19 Nisan 2024, 00:38:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şafinin usûle hizmeti rüya tabiri,Şafinin usûle hizmeti mekke canlı, Şafinin usûle hizmeti kabe canlı yayın, Şafinin usûle hizmeti Üç boyutlu kuran oku Şafinin usûle hizmeti kuran ı kerim, Şafinin usûle hizmeti peygamber kıssaları,Şafinin usûle hizmeti ilitam ders soruları, Şafinin usûle hizmetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes