> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Şafi > Şafii nin usûle hizmeti 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şafii nin usûle hizmeti 2  (Okunma Sayısı 929 defa)
11 Eylül 2010, 18:15:52
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Eylül 2010, 18:15:52 »



ŞAFİδNİN USÛLE HİZMETÎ, ONDAN SONRA GELENLERİN YAPTIKLARI


222- Şafiî´den Sonra Şâfîî Usulüne Hizmet Edenler:

îste îmam Şafiî´ye usûlün bir kısmında veya çoğunda muhalefet edenler bunlardır. Bunlara kısaca şöyle bir göz attık. Şimdi aynı şekilde Şafiî´ye tabi´ olanlara bakalım. Şafiî´den ders alan talebesi, onun yetiştir­dikleri bu usûlde1 Şafiî´ye tabi´dirler. Talebesinden ders okuyanlar da aynı usûle tabi´ olmuşlardır. Onun bahis çığırını kendilerine yol tuttular, icti-hadda ve hüküm çıkarmada o yola koyuldular; her ne kadar taklid rüz­gârı esmeğe başlamış ise de bu gayet yavaştır, sakindir. Fıkıh târihi gösteriyor ki, Şafiî ulemâsı içinde Şafiî´nin usûlüne ilâve edenler, onu ge­liştirenler, şerh ve îzah edenler vardır. Tabakât kitapları haber veriyor ki, Müzenî´nin ashabından olan Ebû îshak İbrahim b. Ahmed Mervezî´-nin M-Fusûl fî Ma´rifeti´1-Usûi adlı bir kitabı vardır. Yine onun Ei-Hu-sûsü Ve´1-Umûm adlı bir eseri vardır. Ebû Bekir b. Abdullah Sayrefî´nin (ölümü: 330 H.) Belâüi´l-A´Iâm alâ Usûli´l-Ahkâm, Risâletü´ş-Şâfil şerhi adlı iki eseri vardır.

Doğrusu, mademki Şafiî´nin talebeleri ve tabi´ olanları vardır. Bun­lar birbirini takip etmiş tabakalar halindedirler. Şüphesiz ki bunlar, Şa­fiî´nin usûlünü îsah ederek işlemişlerdir. Usûlde ve istinbât yolunda ona tabi´ olmuşlardır. Nasıl ki, füru´ mes´elelerde ve ietihadlarmda da ona tabi´ idiler. [10]


223- Müsteşriklerin Şafiî´nin Usûlü Ve İcma´ Hakkındaki Yersiz Sözleri:


Mukallid olmayan fukahânın, Şafiî´nin usûlünü nasıl karşıladıklarına dâir sözü kesmezden önce, müsteşrikler tarafından yazılan İslâm Ansik-lopedisi´nin bununla ilgili bir kaydına işaret etmek isteriz: "önce Irak fukahâsınm tarif ettiği gibi Şafiî de Sünneti fıkhın bir kaynağı ola­rak almıştır. Çünkü Sünnet Hz, Peygamber´in işidir. îcmâ´î da Müslü­manların çoğunun kabul ettiği bir re´yi olarak tanır. Kİtab ye Sünnette bulunmayan mes´elelerin çözümü için bunu da bir kaynak olarak almıştır. îcmâ´i, umûmî i´titaarlariyle ve Müslüman ümmetinin re´yine sarılma­ğı emreden Hadîslere bakarak hüccet olarak alır. îmam Şafiî, sonraları çok söylenen bu Hadîsi o zaman henüz bilmiyordu. ´Ümmetim dalalet üze­re icnıâ´ etmez.´ Kanun, umûmî surette İmam Mâlik´ten Önce îslâmî bir renk almıştı. Ancak imam Şafiî, onun tanzimi için büyük bir gayret sar-fetmiştir. Bu gayeye ulaşmak iğin Şafiî, o zamana kadar alışılmış olan fıkhı düşünüş yolundan bir dereceye kadar ayrılmıştır." İşte bu müsteş­riklerin veya onlardan birinin ifadesi böyledir. Bunda okuyucunun ilk gözüne çarpan gey, maksadı açık olarak beyan etmemesi ve dikkatsizlik­tir. Onlar, İslâm fıkhmdaki istinbâtı mahdut olmayan bir ibare ile ifade ediyorlar. Kanunu İslâm rengine boyadılar, diyorlar. Güya bununla de­mek istiyorlar ki: İslâm fıkhı, doğrudan İslâm kaynaklarından alınmamış, daha önce de mevcut imiş, İslâm fukahâsı ona İslâm rengini vermişler. Bu ise vakıa ve İslâm fıkhının geçirdiği devirlere ve muhteviyatına uy­mamaktadır. Meselâ, İslâm fıkhında olan evlenme, boşanma, mîras, va­kıf nizamları, ribâya dâir akidler İslâm´dan evvel mevcut mu idi de Müs­lümanlar onlara îslâmî bir renk verdiler. Biz iyi zandan yine de ayrıl-mayarak diyoruz ki, bu ifade dikkatsizlikten doğma bir kusurdur. Yoksa arzuya kapılarak, garaz güderek ilmî gerçeklerle oynanmak istenmemiştir.

İkinci olarak göze çarpan şey, isbatı güç olan bir iddia ile bir şeyi inkârdır. İlim babında konuşurken bir kimsenin bir şeyi bilmediğini is-batsız ortaya atmak olmaz. Bunlar Şafiî´nin "Ümmetim dalâlet üzere ic-mâ´ etmez." Hadîsini bilmediğini söylüyorlar. Ve bunu beyan edecek bir şey getirmeden kesin hüküm vermek, bilhassa menfî hüküm verirken bunu yapmak, yersizdir. Şafiî´nin icmâ´ hakkında bu Hadîs-i Şerifi delil olarak zikretmemesi, onu bilmediğini göstermez. Belki de onunla istidla­le lüzum görmedi. Çünkü onun nazarında aranan şartı tam olarak hâvi olmayabilir. Zîrâ bütün ictihad esbabım araştırdıktan sonra re´yde hata etmek, Şafiî´ye göre, dalâlet sayılmaz. Çünkü bu kabîl hatada günah yoktur. Olabilir ki Şafiî bunu bırakıp bundan daha kuvvetli olan bir de­lili almıştır. Belki de Hadîsin sıhhati onca sabit değildir, veyahut Hadîsi duymamıştır. Diğer birçok ihtimaller varken kesin olarak bunu bilmedi­ğine nasıl hükmolunur?

Üçüncü olarak şu nokta da göze çarpmaktadır: Şafiî´nin söylemediği bir şeyi ona nisbet etmektedirler. Şafiî´nin icmâ´i: Müslümanların çoğu­nun aldığı re´ydir, diye tarif ettiğini söylüyorlar. Bu, Şafiî´nin ne Er-Ri-sâle´sine, ne de El-Üm kitabına muttali´ olmamış bir kimsenin sözüdür. Yahut bu iki kitabdakileri kasden tahrif etmek isteyen kimse böyle bir şey diyebilir! Yukarıda El-Üm´deki Cimâu´l-îlim´den ve Er-Risâle´den buna tamâmiyle muhalif olan sözleri naklettik. Er-Risâle´deki sözlerini tekrarlayalım: "Ben ve ilim erbabından hiçbirimiz bir şey hakkında sa­na bunda icmâ´ vardır demeyiz; ancak rasladığın her âlimin sana aynını söylediği ve kendisinden öncekilerden ittifaken naklettiği şeylerde icmâ´ vardır, deriz. Öğlenin farzının dört rek´at olması, şarabın haram olması ve benzeri isler gibi..." [11]

Şafiî´nin Er-Risâle´deki sözleri böyledir. Müsteşriklerden bir grup, Şafiî´nin icmâ´da çoğunluğu kâfi gördüğünü söylüyorlar. Şafiî´nin kendi hakkında haber verdikleri yalan da, onların söyledikleri mi doğru? [12]



224- Şafii´den Sonra Bâzı Ulemânın Ictîhad Kapısını Açık Addetmeleri Ve Taklid Devrinde De Usûl-ü Fıkhın Gelîşmesî:

Şafiî´nin usûlünü kucaklayan o çağlarda, şartlarım hâiz olanlar için ictihad kapısı açıktı. Sonraları bâzı yerlerde ictihad kapısı kapanmış olsa da seçkin kimseler, umûmunda değilse bile, bâzı fıkıh mes´elelerinde icti­had kapısını kendileri için dâima açık bilirlerdi. Bununla beraber onlar, kendilerini cumhur müslimînin seçtiği dört mezhebden birinin bayrağı al­tında bilirlerdi. [13]

Meselâ Şafiî´lerden imam Harameyn ve Gazali, Hanefîlerden Fethü´l-Kadîr sahibi Kemâleddin b. Hümâm, Hanbelîlerden tbn-i Teynıiyye ve Ibn-i Kayyım Cevziyye bunlardandır. Bunların hepsi umûmî olarak muayyen bir mezhebi almışlar, fakat bâzı mes´elelerde ictihad yapmışlardır, îhtiyâr ettikleri mezhebde de delile Önem verirler.

Temelini Şafiî´nin attığı usûl-ü fıkıh ilmi ondan sonra gelişti. Onun dediği gibi bu fidan boy attı, büyüdü. Hattâ ictihad kapısının kapalı ol­duğu taklid devirlerinde bile serpilip gelişti, insanlar cedel ve münazara­ya düşkün olduklarından, fıkıhta ise füru´ mes´elelerde mukallidler için bu kayıt altında bulunması hasebiyle, usûl-ü fıkıhta kendilerine meydan buldular. Kaideleri tesbit, nazariyeleri tahkik ve bunlara göre mes´eleler tefri´ ettiler, âdeta bu fukahâ kendilerini füru´ meselelerde taklide bağla­dılar. Fakat usûlde hürriyete kavuşarak serbest hareket ettiler. Hattâ Şafiî fukahâsmdan öyleleri vardır ki, füru´ mes´elelerde Şafiî´nin re´yine tamâmiyle bağlıdırlar, fakat usûlünün bir kısmında ona muhalefet eder­ler, onu tenkid ve usûlünden bâzısını red bile ederler. Güya ki mezheb-deki mes´elelere bağlı kalmak amel bakımından olmuş, görüş ve mücer-red fikir bakımından ise, bir serbestlik vardır. Usûl-ü fıkıh düşünüş cep­hesini geliştirmiştir.

Usûl-ü fıkıh, taklid çağında, fıkhı görüşleri ölçen bir mikyas olma­sı i´tibâriyle kıymetini muhafaza etmişse de, sahîh istinbat için bir esas, içtihadında müctehid için bir mürşid ve rehber olmak bakmandan kıyme­tini kaybetmiştir. Çünkü ictihad eden olmadığından bu hususta onun rehberliğinden faydalanan kalmamıştır. [14]


225- Taklîd Çağında Usül-ü Fıkıh Gelişirken Iki Yön Takîp Etmiştir: Nazarîlik Ve Mezheb Taraftarlığı. Kelamcıların Usûlünde Felsefi Düşünce Hakîmdîr (Eş´ari Ve Mâtürîdllik Hakkında Not):

Taklid çağında usûl-ü fıkıh her ne kadar gelişse de, bu, füru´daki taklid ile tamâmiyle ayrı olmuş değildir. Bu gelişme başlıca iki yön ta­kip etmiştir. Ancak bâzı fıkıh yazarları bundan ayrılmıştır.
1- Sırf nazarî olan bir yöneliş almıştır. Bunda nazarî bahis hâ­kimdir.

2- Füru´ mes´elelerin tesiri altında onlara hadim bir yön tutmuştur.


Birinciye mütekellimîn usûl veya Şafiî usûlü denir. İkinciye ise Ha-nefîyye usûlü nâmı verilir. Çünkü Hanefîler, kendi mezheblerini müdafaa etmek ve mes´eleleri bir kaide altına almak için bu yolu ortaya çıkarmış­lardır. Bu sayede bütün mezhebi içine alan usûl vaz´ ederek onlarla mez­hebi müdafaa etmişlerdir.

Şimdi bu iki tutumdan kısaca bahsedelim:

Birincilerin tutumu sırf nazarîdir. Bunda araştırıcıların maksadı, herhangi bir mezhebi gözönünde tutmayarak, mezheb gayretine düşmek­sizin kaideleri incelemeğe ve ayıklayıp temizlemeğe matuftur. Delilleriyle kaidelerini te´yid ederler, delil bakımından en kuvvetli olanı seçip alır­lar; bu, ister mezhebine hizmete yarasın ister yaramasın, onca birdir. îç-lerinden bâzıları, daha Önce belirttiğimiz gibi, füru´da her ne kadar Şa­fiî´ye tabi´ ise de, usûlde ona muhâîefet bile etmiştir. Meselâ İmam Şafiî sükûtî İcmâ´ı kabul etmez. Fakat Ânıidî, mezhebce Şafiî olduğu halde El-îhkâm adlı usûl kitabında Sükûtî iernâ´m hüccvt olmasını tercih eder. Bu konudaki delillerin münakaşasından sonra şöyle diyor: "Sükûtî icmâ´ zannîdir, Onunla istidlal zahirîdir, kat´î değildir. [15] Âmidî, siikütî icmâ´ı hüccet olarak alıyor, fakat sükûtî olmayan icmâ1 derecesinde tutmuyor. Haber-i vâhid gibi zannî delil i´tibar ediyor.

Bu tarz tutumun içine Mutezi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şafii nin usûle hizmeti 2
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:23:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şafii nin usûle hizmeti 2 rüya tabiri,Şafii nin usûle hizmeti 2 mekke canlı, Şafii nin usûle hizmeti 2 kabe canlı yayın, Şafii nin usûle hizmeti 2 Üç boyutlu kuran oku Şafii nin usûle hizmeti 2 kuran ı kerim, Şafii nin usûle hizmeti 2 peygamber kıssaları,Şafii nin usûle hizmeti 2 ilitam ders soruları, Şafii nin usûle hizmeti 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes