> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  Kudüs´ün Fethi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kudüs´ün Fethi  (Okunma Sayısı 974 defa)
17 Kasım 2010, 12:05:03
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 17 Kasım 2010, 12:05:03 »



Kudüs´ün Fethi


Hicretin Beşyüzseksenînci Senesi

Hicretîn Beşyüzseksenbirinci Senesî

Hicretin Beşyüzseksenbirînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Mühezzebüddin Abdullah B. Es´ad El-Musılî

Emir Nasîrüddin Muhammed B. Şirkûh.

Mahmudî B. Muhammed B. Alî B. İsmail

Emir Sadeddin Mes´ud.

Sit Hatun İsmetüddîn.

Hafizü´l-Kebîr Ebu Musa El-Medinî

Süheylî Ebü´l-Kasım..

Hicretin Beşyüzseksenikinci Senesi

Hicretin Beşyüzseksenikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ebu Muhammed Abdullah B. Ebi´l-Vahş.

Hicretin Beşyüzseksenüçüncü Senesi

Kudüs´ün Fethi

Fethedilişinden Sonra Kudüs´te Kılınan İlk Cuma Namazı

Garip Bir Nükte.

Fasıl

Hicretin Beşyüzseksşnüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Abdü´l-Mugîs B. Züheyr El-Harbî

Ali B. Hattab B. Halef

Emir Şemsuddîn Muhammed B. Abdülmelik B. Mukaddem..

Muhammed B. Ubeydullah.

Nasr B. Futyan B. Matar.

Ebü´l-Hasan Ed-Damîğanî

Hicretin Beşyüzseksendördüncü Senesi

Sıfd Ve Hısn-I Kevkeb´in Fethi

Hicretin Beşyüzseksendördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Emîrü´l-Kebir Sülaletü´l-Mülük Ve´s-Selatin.

Ebu Muhammed Abdullah B. Alî

Hafız Hazımî

Hicretin Beşyüzseksenbeşînci Senesi

Akkâ Olayı

Hicretin Beşyüzseksenbeşînci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Kadı Şerefüddîn Ebu Sa´d.

Ahmed B. Abdurrahman B. Vehban.

Fakih Emir Ziyaüddîn İsa El-Hakkâri

Mübarek B. Mübarek El-Kerhî

Hicretin Beşyüzseksenaltıncı Senesi

Fasıl

Fasıl

Fasıl

Fasıl

Fasıl

Fasıl

Hicretin Beşyüzseksenaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Alman Hükümdarı

Muhammed B. Muhammed B. Abdullah.

Hicretin Beşyüzseksenyedinci Senesi

Düşmanın Akkâ Şehrini Sultan Selahaddîn´în Elinden Alması


Hicretin Beşyüzseksenînci Senesi


Bu senede Sultan Selahaddin Haleb, Cezire, Mısır ve Şam askerle­rine haber salarak Haçlılarla savaşmak üzere yanma gelmelerini istedi. Mısır´dan Kadı Fadıl´la birlikte kardeşinin oğlu Takiyyüddin Ömer ve askerleri, Haleb´den kardeşi Âdil ve askerleri, Cezire, Sincar ve diğer beldelerin hükümdar ve askerleri yanma geldiler. Hepsini komutasına alıp Kerek üzerine yürüdü. Orayı cemaziyelevvel ayının ondördünde kuşatma altına aldılar. Etrafa dokuz mancınık kurdular. Kuşatma böy­lece başlamış oldu. Sultan Selahaddin, Kerek´i fethetmenin diğer yerle­re nisbetle müslümanlar için daha faydalı olacağına inanmıştı. Çünkü Kerekliler hacıların yollarını kesiyorlardı. Kuşatma başladığı sıralarda Sultan Selahaddin, Haçlıların hep birlikte bir araya gelip süvari ve pi-yadeleriyle Kerek´i savunmak amacıyla üzerlerine gelmekte oldukları­nı duydu. Dönüp bu ordunun üzerine yürüdü. Karşılarındaki Hisan mıntıkasında ordugah kurdu. Sonra Mair üzerine yürüdü. Haçlılar boz­guna uğrayıp Kerek´e doğru kaçtılar. Sultan Selahaddin, peşlerine as­ker koydu. Haçlıların büyük bir kısmını öldürttü. Bunlardan sonra Haç­lı savaşçılarından boşalmış olan kıyı şehirlerine hücumu askerlerine emretti. Nablus´u ve çevresindeki kasabalarla çiftlikleri yağmaladı. Sonra Dımaşk´a döndü. Askerlerinin memleketlerine dönmelerine izin verdi. Kardeşinin oğlu Takiyyüddin Ömer el-Melikü´1-Muzaffer´e, Mı­sır´a dönmesini emretti. Kendisi de ramazan orucunu eda etmek, atları­nı dinlendirmek ve kılıçlarını bilemek amacıyla Dımaşk´ta ikamet etti. O arada halifenin hil´atleri geldi. Sultan Selahaddin, hü´at giydi. Karde­şi Adil´e, amcasının oğlu Nasirüddin Muhammed b. Şirkuh´a da hü´at giydirdi. Sonra da kendi hü´atini Hasankeyf ve Amid valisi Nasirüddin b. Karaarslan´a giydirdi. Hasankeyf ve Amid´i Sultan Selahaddin´in kendisi Nasirüddin b. Karaarslan´a vermişti.

Bu senede Mağrib hükümdarı Yusuf b. Abdülmü´min b. Ali vefat et­ti- Yerine oğlu Yakup geçti.

Bu senenin sonlarında Sultan Selahaddin, Musul valisinin Erbil üzerine hücum ettiği haberini aldı. Erbil valisi de Sultan Selahad-dın´den yardım istedi. Sultan Selahaddin hemen oraya hareket etti. Ön-ce Baalbek´e, sonra Hama´ya uğradı. Orada birkaç gün kaldı. Kâtip

İmad´ın yanına gelmesini bekliyordu. Çünkü o esnada kendisinde bir zaafiyet meydana gelmişti. Baalbek´te ikamete devanı etti. Kadı Fadıl Dımaşk´tan ona Es´ad b. Matran adında bir tabibi gönderdi. Bu tabib ona, en yakın dostuna uygulayacağı Kedavî´yi uyguladı. [1]



Hicretîn Beşyüzseksenbirinci Senesî


Bu sene başında Sultan Selahaddin, Hama şehri dışında ordu­gâhını kurmuştu. Sonra Haleb´e yürüdü. Musul´a gitmek üzere safer ayında Haleb´ten ayrıldı. Harran´a geldi. Harran emiri Muzafferüddin´i tutukladı. Bu, Erbil valisi Zeyneddin´in kardeşiydi. Sonra Sultan Sela­haddin onu affetti. Onu -içinin murdarlığı açığa çıkıncaya kadar- mem­leketinin başına iade etti. Bundan sonra Musul´a gitti. Her taraftan emirler ve hükümdarlar onu karşıladılar. İmadüddin Ebu Bekir b. Ka-raarslan da gelip ona hizmetini arz etti. Sultan Selahaddin yoluna de­vam etti. Musul yakınlarında İsmaililerin üzerine hücum etti.

O yörelerin bütün hükümdarlarının kendisine teslimiyet arzedip boyun eğdikleri Erbil valisi Nureddin de geldi. Sonra Sultan Selahad­din, Ziyaeddin eş-Şehrezorî´yi halifeye gönderdi ki, Musul´u kuşatmaya niyetli olduğunu kendisine bildirsin. Tek amacı, Musulluları tekrar ha­lifenin itaati altına almak ve Müslümanlara yardım etmekti. Musul´u bir süre kuşatma altında tuttu. Sonra fethetmeden oradan ayrılıp gitti. Ahlat´a doğru yürüdü. Birçok beldeleri istila etti. Cezire ve Diyarbakır beldelerinin bir çoğunu da itaat altına aldı. el-Kâmil adlı eserinde İb-nü´1-Esir´in ve er-Ravzateyn adlı eserin sahibinin anlattığı birçok olay­lar cereyan etti. Sonra Sultan Selahaddin ile Musullular arasında bir barış antlaşması yapıldı. Yalnız Musullular -Haçlılarla savaşmak için kendilerini yardıma çağırdığı takdirde- onun ordusunda yer alacaklar, onun adına hutbe okutacaklar, onun adına para bastıracaklardı. Bu şartların tamamı yerine getirildi. Oralarda Selçuklular ve Azizîler adı­na hutbe okutulmasına son verildi. Bundan sonra Sultan Selahaddin, şiddetli bir hastalığa yakalandı. Kendisi mukavemet gösteriyor, acıları­nı açığa vurmuyordu. Ama hastalığı artıp şiddetlendi. Bu halde iken Harran´a gitti. Hastalığın şiddetinden orada ordugâh kurdu. Hastalığı, ülkenin her tarafında duyuldu. İnsanlar korktular, kâfirler ve dinsizler onun öleceğim duyarak sevindiler. Kardeşi Âdil, Haleb´ten tabib ve ilaç getirdi. Onun son derece bitkin olduğunu gördü. Vasiyetini yapmasını önerdi. O da şöyle dedi:

«Geride Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali´yi bıraktığıma göre vasiye­ti ne yapayım.» Böyle demekle kardeşi Adil Ebu Bekir´i, kardeşinin oğlu ve Hama valisi olup o esnada Mısır naibliği yapan ve Mısır´da ikamet eden Takiyyüddin Ömer´i, oğulları Aziz Osman ile Efdal Ali´yi kasdetmisti. Sonra Cenâb-ı Allah´ın kendisine şifa vermesi durumunda bütün himmetini Haçlılarla savaşmaya yönelteceğine, artık hiçbir Müslü-manla savaşmayacağına, yegane amacının Kudüs´ü fethetmek olacağı­na dair adakta bulundu. Sahip olduğu mal ve zahirenin tamamını Ku­düs´ü fethetmek uğruna harcayacak olsa bile yegane amacının Kudüs´ü fethetmek olduğunu söyledi. Kerek valisi prensi bizzat kendi eliyle öldü­receğine ahd etti. Çünkü prens, ahdini bozmuş, Rasûlullah (s.a.v.)´ı tah­kir etmişti. Mısır´dan Şam´a gitmekte olan Müslüman bir kervanı yaka­lamış, mallarını ellerinden alıp boyunlarını vurmuştu. Böyle yaparken de «Hani Muhammed´iniz nerede Çağırın da yardımınıza gelsin» de­mişti. Bu adağını Sultan Selahaddin, Kadı Fadıl´ın işareti üzerine yap­mıştı. O, kendisim böyle bir adakta bulunmaya yöneltip teşvik etmişti. Sultan Selahaddin Cenâb-ı Allah´a böyle söz verince yüce Allah da onu hastalığından kurtarıp şifaya kavuşturdu ve hastalığı da günahlarına kefaret oldu. Şifa bulunca ülkenin her tarafında sevinç ve müjde davul­ları çalındı. Ülkenin her taran süslendi. Dımaşk´ta ikamet etmekte olan Kadı Fadıl da Muzaffer Ömer´e bir mektup yazarak Sultan Selahad-din´in tamamen iyileştiğini ve şifa haberinin her tarafa yayıldığım, ka­ranlıklardan sonra nurların doğduğunu, önceleri gizlenen şifanın eser­lerinin ortaya çıktığım, hastalığın yüz çevirip gittiğini, hastalık ateşi­nin söndüğünü, tozlarının silindiğini, serlerinin söndüğünü bildirdi. Hamd ve minnetini Allah´a bildirdi. Mektubunun devamında da şöyle dedi: «.... Bu sadece bir tökezleme ve neticesinde de kurtuluştur. Allah, bu tökezlemenin şerrinden ve utancından sultanı korudu. Bu, Cenâb-ı Allah´ın Müslümanları utancından koruduğu büyük bir günahtı. Nefis­lerimizi imtihan ettiği bir tevbe idi. Ne kadar az sabırlı olduğumuzu gör­dü. Cenâb-ı Allah duaları boşa çıkaracak değildir. Halisane yapılan kalbî duaları kabul edicidir. Her ne kadar icabet yolları günahla tıkan-rnışsa da Cenâb-ı Allah´ın icabeti duracak değildir. Genişliğe kavuştu­racağına dair vaadini mutlaka yerine getirecektir. Ama bizler ümitsizli­ğe kapılmıştık.

Önce bir ölüm beklentisiydi Ancak zaman buna bir mim harfini ek­ledi.

Böylece ölüm haberi anlamına gelen "na´yun" kelimesi mimlenince nimet odu.

Perişanlıktan sonra nimete kavuşuldu. Uyarıcının söyledikleri mutlaka yerine gelecektir. Ben güneşin ve yıldızların doğduğunu gördüm. Mevlamız Sultan Melikü´n-Nâsır Selahaddin yeniden kendine gel­di. Azmi ve kararı keskindir. Savaşa hazırlıklıdır. Kulların Rabbine tev­be etmiştir. Cennet bahçesine de sergiler serilmiştir. Hesap tamamla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kudüs´ün Fethi
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:42:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kudüs´ün Fethi rüya tabiri, Kudüs´ün Fethi mekke canlı, Kudüs´ün Fethi kabe canlı yayın, Kudüs´ün Fethi Üç boyutlu kuran oku Kudüs´ün Fethi kuran ı kerim, Kudüs´ün Fethi peygamber kıssaları, Kudüs´ün Fethi ilitam ders soruları, Kudüs´ün Fethiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes