> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi  (Okunma Sayısı 867 defa)
17 Kasım 2010, 12:07:43
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 17 Kasım 2010, 12:07:43 »



Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi

Hasan B. Dafi B. Yezden Et-Türkî

Hicretin Beşyüzaltmışdokuzuncu Senesi

Ammare B. Ebu´l-Hasan´ın Öldürülmesi

Şair Ammare El-Yemenî

İbn Kasrul

Nureddin Mahmud Zenginin Vefatı Ve Onun Adil Yönetiminden Bazı Kesitler.

Merhum Nureddin´in Evsafı

Fasıl

Hicretin Beşyüzaltmışdokuzuncu Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Hasan B. Hasan.

El-Ahvazî

Mahmud B. Zengi B. Aksungur.

Hızır B.Nasr.

Hicretin Beşyüzyetmişinci Senesi

Fasıl

Fasıl

Hicretin Beşyüzyetmişinci Senesinde Vefat Eden Maşhur Şahsiyetler.

Ruh B. Ahmed.

Semle Et-Türkmanî

Kaymaz B. Abdullah.

Hicretin Beşyüzyetmîşbirinci Senesi

Fasıl

Hicretin Beşyüzyetmişbirinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Hafız İbn Asâkir.

Hicretin Beşyüzyetmişikinci Senesi

Hicretin Beşyüzyetmişikinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Ali B. Asâkir.

Muhammed B. Abdullah.

Hatip Şemseddin.

Hicretin Beşyüzyetmişüçüncü Senesi

Hicretin Beşyüzyetmişüçüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Sadaka B.Hüseyin.

Muhammed B. Es´ad B. Muhammed.

Mahmud B. Tutuş Şihabüddin El-Harimî

Fatıma Bintî Nasr El-Attar.

Hicretin Beşyüzyetmişdördüncü Senesi

Hicretin Beşyüzyetmişdördüncü Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Es´ad B. Belderek El-Cibrilî

Hayse Beyse.

Muhammed B. Nesim..

Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi

Hısnü´l-Ahzan´ın (Ahzan Kalesinin) Yıkılması

Halife Müstedi Bî-Emrillah´ın Vefatı Ve Biyografisi

Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

İbrahim B. Ali

İsmail B. Mevhub.

Mübarek B. Ali B. Hasan.

Nasır Li-Dînillah Ebü´l-Abbas B. Müstedi´nin Hilafeti

Hicretin Beşyüzyetmişaltıncı Senesi

Sultan Turanşahtn Vefatı

Hicretin Beşyüzyetmişaltıncı Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Hafız Ebu Tahir Es-Sülefî

Hicretin Beşyüzyetmişyedinci Senesi

Şehid Nureddin´în Oğlu Ve Haleb Valisi Melik Salih İsmail´in Vefatı Ve Ondan Sonra Cereyan Eden Olaylar.

Hicretin Beşyüzyetmişyedinci Senesinde Vefat Eden Meşhur Şahsiyetler.

Şeyh Kemaleddin Ebü´l-Berekât

Hicretin Beşyüzyetmişsekizinci Senesi

Fasıl

Mansur İzzeddin´in Vefatı

Hicretin Beşyüzyetmişsekizinci Senesinde Vefat Eden Diğer Meşhurlar.

Şeyh Ahmed Er-Rufaî

Halef B. Abdülmelik B. Mes´ud B. Bişkival

Allame Kutbeddin Ebü´l-Meâlî

Hicretin Beşyüzyetmişdokuzuncu Senesi

Fasıl



Hasan B. Dafi B. Yezden Et-Türkî


Bağdat´ta devlet işlerinde çalışan ümeranın büyüklerindendi, ama murdar ve aşırı derecede Rafızî taraftarı olan mütaasıp bir Rafızî idi. Rafızîler onun itibar ve himayesinin altında yaşamaktaydılar. Nihayet bu senenin zilhicce ayında ölmesi ile Cenâb-ı Allah Müslümanları on­dan kurtarıp rahata kavuşturdu. Ölünce kendi evine defnedildi. Sonra Kureyş mezarlığına nakledildi. Hamd ve minnet Allah´adır.

Öldüğü zaman Ehl-i Sünnet onun ölümüne çok sevindi. O esnada hangi Ehl-i Sünnet mensubuna rastlarsan mutlaka Allah´a hamd ettiği­ni görürdün ama Şiîler bu duruma öfkelendiler. Bu sebeple Şiîlerle Ehl-i Sünnet arasında fitne meydana geldi. İbnu´s-Saî´nin anlattığına göre Hasan b. Dafi gençliğinde yakışıklı, halkın büyükleri tarafından sevilen bir kimseydi. İbn Saî der ki: Şeyhimiz Ebu´1-Yümn el-Kindî onun ağrı­yan gözlerinden bahsederken şöyle demiştir:

«Her sabah her akşam kapınızda durup selap veririm

Gözlerinden rahatsız olduğu bana söylendi

Biz de ondan zulüm görmekte ve şikâyetçi olmaktayız.» [1]



Hicretin Beşyüzaltmışdokuzuncu Senesi


el-Muntazam adlı eserde İbnü´l-Cevzî dedi ki: «Bu sene Bağdat´ta narenç iriliğinde büyük dolu taneleri yağdı ki bunlardan birinin ağırlığı yedi rıtıl (bir rıtıl 462 gramdır) ağırlığındaydı. Bu doluların ardı sıra bü­yük bir sel meydana geldi. Dicle´nin suyu aşırı derecede yükseldi ki daha önce misli görülmemişti. Bu yüzden birçok binalar, evler, köyler, çiftlik­ler, ekinler, hatta mezarlar tahrip oldu. İnsanlar çöle çıkma mecburiyetinde kaldılar. Yüksek sesle Cenâb-ı Allah´a yalvarıp yakarmaya başla­dılar. Nihayet Aziz ve Celil olan Allah, onlardan bu musibeti kaldırdı ve onları genişliğe kavuşturdu. Allah kendi tulfuyla Dicle´nin yükselen su­yunu aşağılara indirdi. Allah´a hamd olsun

Musul´a gelince orada da Bağdat´ta görülen vakalar meydana geldi. Sular yüzünden 1.000 kadar ev yıkıldı. 1.000 kadarı da harab olup yıkıl­mağa yüz tuttu. Yıkıntılar altında çok sayıda insan öldü. Canlı telef ol­du. Aym şekilde Fırat´ın suyu da aynı derecede yükseldi. Bu yüzden bir­çok köy ve kasaba yok oldu. Bu senede Irak´ta ekin ve meyvelerin fiyatla­rı aşırı derecede yükseldi. Davarlar öldü. Bu davarların etlerini yiyen birçok Iraklı öldü.

İbnu´s-Saî dedi ki: «Bu senenin şevval ayında Diyarbakır ve Mu­sul´da kırk gün kırk gece müddetle peşpeşe yağmurlar yağdı. İnsanlar sadece iki defa güneş görebildiler ki, bu da kısa sürmüştü. Sonra bulut­larla kapanıp kaybolmuştu. Yağan yağmur yüzünden birçok ev ve mes­ken, içinde bulunan sahiplerinin üzerine çöktü. Dicle´nin suyu aşırı de­recede yükseldi. Bağdat ve Musul´daki evlerin çoğu sular altında kaldı. Sonra Allah´ın izniyle geri çekilmeye başladı.»

İbnu´l-Cevzî dedi ki: «Bu senenin receb ayında İbn Şehrezorî, yanın­da Mısır elbiseleri, kumaşları ve attabi kumaşını andıran derisi çizgili ve renkli bir merkep olmak üzere Nureddin´in yanma vardı.»

Bu senede İbn Şamî, Nizamiye müderrisliğinden azledilip yerine Ebü´1-Hayr el-Kazvinî atandı.

Cemaziyelahir ayında Fakih Mucir hapsedildi. Zındık, dinsiz na­mazsız ve oruçsuzlukla itham edildi. Ama bazı kimseler onun hesabına öfkelenip suçsuz olduğunu söylediler. Anlatıldığına göre o, Hadisiye mıntıkasında vaaz vermiş, 30.000 kadar dinleyici etrafında toplanmış­tı.

İbnu´s-Saî dedi ki: «Bu senede halife Müstedî´nin oğlu Ahmed yük­sek bir kubbeden yere düşmüş, ama salimen kurtulmuştu. Sadece sağ eli çıkmıştı. Düzelinceye kadar sol eliyle işlerini görüyordu. Biraz da burnunun üstü sıyrılmıştı. Beraberinde Necah adında siyahi bir hiz­metçisi de vardı. Hizmetçi, efendisinin düştüğünü görünce kendisi de ardı sıra kendini yere atmış «Efendim öldükten sonra benim yaşamaya ihtiyacım yoktur» demişti. Kendisi de salimen kurtulmuştu. Ahmed Ebü´l-Abbas en-Nasır (yani kubbeden yere düşen) halife olduğunda kö­lesi Necah´ı unutmamış, onu bir devlet görevine tayin etmiş, ona ihsan­da bulunmuştu. Kubbeden yere düştüklerinde ikisi henüz çocuk yaşta idiler.

Bu senede Melik Nureddin, maiyetindeki ordusu, Ermeni hüküm­darı ve Malatya valisi ile birçok melik ve ümera olmak üzere Rum belde­lerine doğru yürüdü. Onların birkaç kalesini fethetti. Rum kalesini muhasara etti. Kale komutanı cizye olarak 50.000 dinar vererek onunla barış andlaşması yaptı. Sonra Nureddin Haleb´e döndü. Bütün istekle­rinin yerine getirilmiş olduğunu gördü. Sonra sevinç ve sürür içinde Dı-maşk´a geldi.

Bu senede Melik Selahaddin, Yenıen´i fethetti. Bunun sebebi şuy­du: Selahaddin, Abdünnebi b. Mehdi adında birinin ülkeyi istila ettiğini, halkı kendisine beyate davet ettiğini, imam adını aldığını, yeryüzünün tümüne hakim olacağına dair iddiada bulunduğunu duymuştu. Bundan önce de kardeşi Ali b. Mehdi de aynı şekilde Yemeni istila etmiş ve orayı Ehl-i Zübeyd´in elinden almıştı. Hicretin 560. senesinde Ali b. Mehdi öl­dükten sonra kardeşi Abdünnebi bu defa Yemen´i istila etmişti. Her iki­si de içi ve dışı bozuk, muamelesi kötü kimselerdi. Askerlerinin çoklu­ğundan ve kuvvetinin fazla oluşundan ötürü Selahaddin, Abdül-mü´min´in üzerine bir müfreze göndermeğe karar verdi. Büyük kardeşi Şemsü´d-Devle heybetli, bahadır ve yürekli bir kimse olup Yemenli şair Ammare´nin meclisinde bulunanlardandı. Ammare ona daha önceleri Yemen´i ve güzelliklerini, oradaki ürünlerin çokluğunu anlatmıştı. Bu da Şemsü´d-Devle´yi bu müfreze ile birlikte bu senenin recep ayında Ye-men´e Abdünnebi b. Mehdi´nin üzerine gitmeğe şevketti. Bu amaçla Ön­ce Mekke´ye gidip orada umre yaptı. Sonra da Zebid şehrine gitti. Ab-dünnebi´nin karşısına çıktı. Onunla savaştı. Nihayet Şemsü´d-Devle Nurşah onu hezimete uğratıp hür olan karısıyla birlikte esir aldı. Ab-dünnebi´nin karısı zengin, malı mülkü çok bir kadındı. Ancak Şemsü´d-Devle Nurşah onu, malının mülkünün ve kıymetli defineler ile hazine­lerinin başında bıraktı. Askerler Zebid şehrini yağmaladılar. Sonra Şemsü´d-Devle Nurşah Aden´e yöneldi. Aden hükümdarı Yasir onunla savaştı. Yasir hezimete uğrayıp esir düştü. Ufak bir kuşatmadan sonra şehir düştü. Şemsü´d-Devle Nurşah, askerleri şehri yağmalamaktan men etti ve «Ülkeyi tahrip etmeye değil aksine şenlendirip hakimiyeti­miz altına almağa geldik» dedi. Sonra halka güzel ve adilane bir muame­lede bulundu. Halk onu sevdi. Bunun ardı sıra diğer kaleler, şehirler ve mıntıkalar da teslim oldular. Böylece bütün Yemen ülkesi Şemsü´d-Devle Nurşah´a boyun eğdi. Ülke ve halkı, kalbinin kapılarını ona açtı. Abbasi halifesi Müstedi adına orada hutbe okutuldu. Abdünnebi adını alan sahtekâr öldürüldü. Yemen onun pisliğinden kurtulup eski safiye­tine kavuştu. Şemsü´d-Devle Nurşah bu durumu kardeşi el-Melikü´n-Nasır Selahaddin´e fetih haberi ile birlikte müjdeledi. Melik Selahad-din´de bu durumu Nureddin´e bildirdi. Nu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:23:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi rüya tabiri, Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi mekke canlı, Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi kabe canlı yayın, Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi Üç boyutlu kuran oku Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi kuran ı kerim, Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi peygamber kıssaları, Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesi ilitam ders soruları, Hicretin Beşyüzyetmişbeşinci Senesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes