> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar  (Okunma Sayısı 3174 defa)
05 Şubat 2010, 00:57:51
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 05 Şubat 2010, 00:57:51 »




Fetva ve mahkeme açısından yeminlerin geçerli sayılması veya bo­zulması hususunda muteber olan esaslar şunlardır:

a) Niyet,

b) Örf,

c) Kelimenin lügat veya şer´î anlamı,

d) Yemin etmeye sevkeden sebeb. Bütün bunlarla ilgili olarak mezheblerin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştı.

(111) Hanefîler dediler ki: Yukarıda sayılan esaslar, şu tafsîlât çerçeve­sinde yeminlerde geçerli olurlar.

1- Örf: Hanefîlere göre bu, yeminin temelini teşkil eden ana unsurdur ve diğerlerinden önce gelir. Bunun açıklamasına gelince, yeminde zikredilen lâfzın, insanlarca bilinen mânâsına itibâr edilir. Örf ister özel, ister genel ol­sun, esas olarak kabul edilir. Kelimenin lügat veya şer´î anlamı bir tarafa bırakılır. Örneğin: "Vallahi baş yemiyeceğim" diye yemin eden kişi; koyun ve sığır gibi, pazarlarda satılması âdet hâline gelmiş başlardan birini yediği anda yeminini bozmuş olur. Çünkü insanların yenilmesini kasdettikleri baş­lar, bu başlardır. Bu kişi, kaz ve Ördek başıyla serçe ve balık başını yerse, yeminini bozmuş olmaz. Ancak insanlar, bu sonuncuların başlarını pazar­larda yalnız olarak satmayı teamül hâline getirmişlerse, bunları yiyen kişi de, yeminini bozmuş olur. Zâten "baş" kelimesi, lügat anlamı bakımından da bunları kapsamına almaktadır. Ancak bu lügat mânâsı, yalnız olarak mu­teber değildir. Bilindiği gibi muteber olan, örfen anlaşılan mânâdır. Aynı şekilde bir kişi, "vallahi ben kazığa binmem" diye yemin ederse, Kur´ân-ı Kerim´de dağlar da kazık olarak adlandırılmış olmakla birlikte, dağa çıktığında yeminini bozmuş olmaz. Çünkü kazık, örfe göre dağdan başka şeyler için isim olarak kullanılır. Çünkü yeminde, kelimeyi örfen kastedilen anlamda kullanmak gerekir. Başka bir kelimeyi eklemeksizin yemin cümlesinden, ör­fe göre kastedilen mânâ anlaşılırsa muteber olmaz. Örneğin: "vallahi kapı­dan çıkmayacağım" diye yemin eden kişi, evin tavanından çıkarsa yeminini bozmuş olmaz. Örfe göre bu kişinin anılan sözünden, her ne kadar ne kapı­dan ne de tavandan çıkmayacağı anlaşılırsa da, tavandan çıkmakla yemini bozulmuş olmaz. Çünkü, yemin ederken, tavandan çıkmayacağı anlamını imâ eden bir kelimeyi kullanmış değildir. Dolayısıyla tavandan çıkması, ye­minin bozulması hususunda geçerli bir neden değildir. Çünkü örf, söylen­meyen sözü söylenmiş saymaz. Aynı şekilde adamın biri, falan şahsı kırbaçla dövmeyeceğine yemin eder de onu sopayla döverse, yeminini bozmuş olmaz. Her ne kadar örfen o kişiye, ne kırbaç ne de sopayla dövüp eziyet etmiyeceği mânâsı anlaşılsa bile, onu sopayla dövmesi, yemininin bozulması için ge­çerli bir neden olmaz. Yani, sopa kelimesi yeminde geçmediği için, söylenmiş sayılmaz. Yine bunun gibi, "bu eşyayı on liraya satmam" diye yemin eden kişi, dokuz liraya satarsa yeminini bozmuş olmaz. Bu kişinin o eşyayı her ne kadar örfe göre on liradan fazlasına satmayı ve dokuz liraya, ya da daha aşağısına satmamayı kasdettiği anlaşılsa bile bu maksadı, yemin cümlesin­deki kelimelerle ifâde edilmiş değildir. Çünkü o, yemin ederken sadece "On lira" demiştir ve on lira başka, dokuz lira başkadır. Aynı şekilde bir eşyayı on liraya satmiyacağına yemin eden kişi, o eşyayı onbir liraya satarsa, yemi­nini bozmuş olmaz. Çünkü o yemin etmekle, on liradan fazlasını istediğini, sâdece on liraya satmayacağını kasdetmiştir. On sayısı, sâdece on sayısı için kullanılır. Başka bir sayıyla birlikte olması hâlinde yine on sayısı için kulla­nılmış olur. ´Onbir´ sayısında olduğu gibi Örf bunu, on sayısı için ayrı ola­rak kullanır. Çünkü onun maksadı odur. Böyle olunca da yemini bozulmuş olmaz. Ama şu eşyayı on liraya satın almam diye yemin eden kişi, onbir li­raya satın alırsa yeminini bozmuş olur. Çünkü o sözüyle, örfe göre o eşyayı, on liradan fazlasına değil de on liradan eksiğine satın almayı kasdettiği an­laşılmakta ve zaten söylediği söz de buna işaret etmektedir. Çünkü on raka­mı, yalnızca on rakamına veya kendisine bitişik olan başka bir on rakamına isim olarak kullanılmaktadır. Onbir liraya satın almakla yeminini bozmuş olur. Çünkü burada on rakamı, başka bir rakamla (yani bir rakamıyla) biti­şik olarak bulunmaktadır. Yemini bozma şartı üzerine fazlalık yapmak, ye­mini bozmaya engel olmaz. On liraya satın almam diye yemin eden kişi, yedi liraya satın alırsa yemirimi bozmuş olmaz. Çünkü burada (yani yedi sayısın­da) on rakamı ne yalın olarak ne de başka bir rakama bitişik olarak mevcûd değildir. Bundan da anlaşılıyor ki; yeminler örfî lâfızlar ve bu lâfızların de­lâlet ettikleri maksatlar üzerine kurulurlar. Bu lâfızlardan ziyâde olan örfî maksatlara gelince bunlar geçerli değildirler. "Bu eşyayı on liraya satmam" diye yemin eden kişi, onbir liraya satarsa yeminini bozmuş olmaz. Çünkü onun örfe göre maksadı, o eşyayı on liradan fazlasına satmaktır ve o mak­sat hasıl olmuştur. Yemininin lâfzı da buna delâlet etmektedir. Satıcının ör­fen maksadı, o eşyayı sadece on liraya satmamaktır. Ama on bir liraya satarsa yeminini bozmuş olmaz. On liraya satın almamaya yemin edip de onbir lira­ya satın alan kişinin durumu bunun tersinedir. Onun, örfen anlaşılan, mak­sadı, o eşyayı on liraya veya daha fazlasına satın almamaktır. Çünkü o eşyanın fiyatını düşürmeyi kasdetmiştir. Fiyatı, onbir lira verip arttırmakla yemini­ni bozmuş olur. On liraya almayacağına yemin edip de dokuz liraya satına-lan kişi, yeminini bozmuş olmaz. Çünkü dokuz rakamında ne yalın, ne de başka rakama bitişik bir on rakamı bulunmamaktadır, aynı şekilde on lira­ya satmam diye yemin eden kişi, dokuz liraya satarsa yeminini bozmuş olmaz.

Ortak anlamlardan birini belirlemeye gelince bu şöyle olur: Bir kişi "ka­rım bugün çıkarsa benden boştur" der de bu çıkışla, yolculuğa çıkmasını kastederse sözü dinî bakımdan onaylanır. Çünkü ´çıkma´ kelimesi; yolculu­ğa çıkma, evden çıkma ve mescidden çıkma gibi ortak anlamlar ifâde eden bir kelimedir. Yukarıdaki boşama sözünü çıkma şartına bağlayan kişi bu üç muhtemel anlamdan birini kasdetmiş olabilir ve buna ilişkin açıklaması da dînen onaylanır; ama mahkemece onaylanmaz. Aynı şekilde falan kişiyle bir arada oturmamaya yemin eden kişi; bu sözüyle, falan adamla özel bîr yerde oturmayı kasdettiğint açıklarsa, bu açıklaması dînen onaylanır. Çünkü oturma kelimesi, özel bir evde oturma anlamına geldiği gibi, herhangi bir evde otur­ma anlamına da gelebilir. Eğer oturmama yemini ile, özel bir evde oturmayı kasdettiğini açıklarsa, bu açıklaması onaylanır. Çünkü bu, ortak anlam ifâde eden oturma kelimesinin muhtemel anlamlarından bindir.

Karısını boşamayı, çıkma şartına bağlayan kişi, çıkma kelimesiyle, me­selâ Şam yolculuğuna çıkmasını kasdettiğini açıklarsa, bu açıklaması onay­lanmaz. Yine bunun gibi, falan kişiyle bir arada oturmamaya yemin eden kişi, bununla kiralık bir yerde değil de, kendi mülkü olan bir yerde oturma-mayı kasdettiğini açıklarsa, bu açıklaması onaylanmaz. Çünkü bu kelimeler o anlamlara delâlet etmedikleri gibi, o anlamlan ifâde etme ihtimalleri de yoktur. Lâfız, örfen mecaz olarak başka bir anlamda kullanılmazsa, örfî mânâ geçerli olabilir. Meselâ "şu eve ayağımı sokmam" diye yemin eden kişinin bu yeminindeki kelimeler, o kişinin sâdece ayağını o eve koymiyacağı anla­mını ifâde etmektedir. Bu ise, örfen kasdedilen bir anlam değildir. Aksine bu söz, mutlak olarak o eve girme anlamını ifâde etmektedir. Yemin eden kişi sadece ayağını o eve koyacak olursa yeminini bozmuş olmaz. Aynı şe­kilde, "vallahi bu ağaçtan ve bu ağacın meyvesinden bir şey yemiyeceğim" diye yemin eden kişinin bu sözü, ağaçtan elde edilen parayı yeme anlamını ifâde eder. Ama ağacı yiyecek olursa yemini bozulmuş olmaz. Çünkü ağa­cın kendisini yemek, örfün kasdettiği bir anlam değildir. Bu durumda söze itibâr edilmez.

2- Niyet: Yeminde kullanılan kelimelerin halkça bilinmese bile, muhte­mel anlamlarından birini belirleme alanında niyet işlerlik kazanır. Meselâ niyet olarak örümcek evini tutarak ev yıkmayacağına yemin eden kişi, örümcek evini yıkarsa yeminini bozmuş olur. Örümcek evi, her ne kadar örfe göre ev olarak telâkki edilmemekteyse de, yemin eden kişi ev kelimesinin muhte­mel anlamlarından biri olan örümcek evini niyetinde tutmuştur. Bu nedenle de niyetine göre muamele görür. Niyet, geneli özelleştirir. Allah adına ye­min eden kişi eğer mazlumsa, niyeti muteber olur. Bir kişi bir işi yaptırmak için zulmen bir başkasına yemin ettirir de, yemin eden kişi o zâlimin istedi­ğinin aksini yaparsa, yemini bozmuş olmaz. Mazlum değil de kendisi zalim-se, yemin ettirenin niyeti muteber olur.

Boşama meselesiyle ilgili yeminler de böyledir. Yemin eden eğer maz­lumsa, niyeti dînî açıdan muteber olur. Aksi takdirde yemini bozma sonuç­larına dînî açıdan muhatab olur ve sorumluluktan kurtulamaz. Mahkemece hiç bir durumda sorumluluktan kurtulamaz. Örf bakımından durum böyle olmayıp din ve mahkeme alanlarına göre niyet, yemini özelleştirir. Aynı şe­kilde niyet, nevilerinden birini kastederek cinsi de özelleştirir. Niyet, sarfe-dilen kelimenin muhtemel ortak anlamlarından birini belirlemede de etkendir.

Niyetle özeli genelleştirmeye gelince bu, bir kişinin özel anlamlı bir ke­limeyi kullanıp onunla geneli kasdetmesİdİr. Meselâ falanın suyunu içme-meye yemin eden bir kişi, bu sözüyle onun başa kakmaya neden olacak her malıyla alâkalı olarak onunla olan ilişkisini kesmeyi kastederse bu niyeti fayda vermez. Çünkü "su" kelimesi, anlam olarak diğer eşyaları içermez.

Niyet ile geneli özelleştirmeye örnek verecek olursak bu, kişinin yemek yememeye ve bir şey içmemeye yemin etmesi ve bu yeminiyle de belli bir ye­meği ve belli bir içeceği yememeye veya içmemeye niyet etmesini gösterebili­riz. Ki bu kişinin sözkonusu niyeti yargı makamı önünde değil de dînce muteber sayılır. "Yemek" kelimesini söylemeksizin "yemem...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar
« Posted on: 29 Mart 2024, 16:14:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar rüya tabiri,Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar mekke canlı, Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar kabe canlı yayın, Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar Üç boyutlu kuran oku Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar kuran ı kerim, Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar peygamber kıssaları,Yeminlerde Geçerli Olan Esaslar ilitam ders soruları, Yeminlerde Geçerli Olan Esaslarönlisans arapça,
Logged
24 Şubat 2014, 16:35:07
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 24 Şubat 2014, 16:35:07 »

1- Örf: Hanefîlere göre bu, yeminin temelini teşkil eden ana unsurdur ve diğerlerinden önce gelir. Bunun açıklamasına gelince, yeminde zikredilen lâfzın, insanlarca bilinen mânâsına itibâr edilir. Örf ister özel, ister genel ol­sun, esas olarak kabul edilir. Kelimenin lügat veya şer´î anlamı bir tarafa bırakılır. Örneğin: "Vallahi baş yemiyeceğim" diye yemin eden kişi; koyun ve sığır gibi, pazarlarda satılması âdet hâline gelmiş başlardan birini yediği anda yeminini bozmuş olur. Çünkü insanların yenilmesini kasdettikleri baş­lar, bu başlardır. Bu kişi, kaz ve Ördek başıyla serçe ve balık başını yerse, yeminini bozmuş olmaz. Ancak insanlar, bu sonuncuların başlarını pazar­larda yalnız olarak satmayı teamül hâline getirmişlerse, bunları yiyen kişi de, yeminini bozmuş olur. Zâten "baş" kelimesi, lügat anlamı bakımından da bunları kapsamına almaktadır.
bu hususa dikkat!
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Şubat 2014, 16:39:06
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #2 : 24 Şubat 2014, 16:39:06 »


Esselamü aleyküm rahmetullahü ve berakatühü;
Benim merak ettiğim bir soru var...
Şimdi bir kimse yemin ettiğinde,yemin ederken yanında da küçük bir çocuk
varsa ve ettiği yemin doğru değil yalan ise bu yemin çocuğa atlar diyorlar...
Bu doğru mu?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 24 Şubat 2014, 16:39:56 Gönderen: Hanife 8.D »
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes