> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Tefviz Nikâhı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tefviz Nikâhı  (Okunma Sayısı 2515 defa)
28 Şubat 2010, 16:18:44
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 28 Şubat 2010, 16:18:44 »



Tefvîz, lügatte bir işi başkasına havale etmektir. "İşimi Allah´a havale ettim" cümlesinde olduğu gibi. Fıkıh ıstılahındaysa, evlenme akdinden mehri çıkarıp uzaklaştırmaktır. Bunun anlamı ve hükmünün ne olduğu konusunda mezheblerin geniş açıklamaları aşa­ğıya alınmıştır.

(53) Hanefîler dediler ki: Mehirsiz olarak evlendirilen kadın, evlendi­rilmesi işini velîsine havale ettiği için kendisine "mufavvize", yani işini baş­kasının yetkisine bırakan denir. Bu kadına "mufavvaze" de denir. Çünkü velîsi onu kocasına havale etmiştir. Yani kocanın kendi takdir edeceği bir mehri, nikâhta kadına icâb etmesi için kocaya yetki vermiştir. Kocası bu ka­dınla ya gerdeğe girerek cinsel temasta bulunmuştur veya kocası kendisiyle sahih halvette bulunmuştur veyahut da cinsel temasta bulunmadan, ya da halvete girmeden kocası kendisini boşamış yahut kocası ölmüştür. Eğer cin­sel temasta veya sahih halvette bulunmuşsa, kadın için mehr-i misil sabit olur. Önce de belirtildiği gibi, fâsid nikâh akdinde mehir tesmiye edilmemiş (be­lirtilmemiş) ise, miktarı neye varırsa varsın, mehr-i misil kadın için kesinlik kazanır. Fâsid nikâhta böyle olunca, sahih nikâhta öncelikle kesinlik kaza­nır. Mehirsiz olma şartıyla evlenmesi geçersizdir, hiç bir kıymet ifâde etmez. Cinsel temastan ve halvetten önce boşarsa, kadına mut´a vermesi vâcib olur. Akidden sonra kadına mehir takdir etmiş olmasıyla olmaması arasında bir fark yoktur. Çünkü akidden sonra takdir edilen, ikiye bölünmez.

Kendisinden ötürü mut´a verilmesi gereken talâk, kendisine mehir tes­miye edilmeyen bir nikâhta gerdekten önce yapılan talâktır. Bu nikâh ak­dinden sonra mehir takdir edilmiş olsa da olmasa da veya şarap ve domuz gibi bir şeyin mehir olarak belirtilmesi nedeniyle mehir tesmiyesi her bakım­dan fâsid olsa da, hüküm aynıdır. Mehir tesmiyesi bir bakıma sahih, bir ba­kıma fâsid olursa, meselâ mehir olarak on dirhem para, on batman da şarap belirtilirse, kadına on dirhemin yarısı verilir ve on batman şarap lağvedilir. Nitekim bu, mehrin şartlan bölümünde de anlatılmıştır.

Aynı şekilde adamın biri yüzbin lira ile birlikte bir de hediye verme kar­şılığında bir kadınla evlenir, fakat daha gerdeğe girmeden kadını boşarsa, bu kadına yüzbin liranın yansını vermesi gerekir; hediye ise lağvedilir. Bu iki durumda da kadına mut´a verilmez. Çünkü gerdekten önce boşamada kadına mehr-i misil vermeye gerek yoktur. Aksine, nikâh akdinde belirtil­miş olan mehir nazar-ı itibara alınır. Belirtilen bu mehir her bakımdan fâ-sidse, lağvedilir ve kadına mut´a verilmesi gerekir. Bir bakıma fâsid, bir bakıma sahihse, kadın sahih olanın yarısını hak eder; fâsid olan ise lağvedilir. Gerdekten sonra boşamrsa, önce de belirtildiği gibi, kadın mehr-i misli hak eder. Gerdekten önceki boşamadan maksat, sebebi kocadan kaynakla­nan ayrılıklardır ki, mehir sahibi, talâk olsun fesih olsun bu ayrılma sebe­binde kocaya ortak olmaz. Örneğin talâk, iylâ, lian, cüb, înet, irtidad, Islâmiyeti kabul etmeme, zevcenin kızını veya anasını şehvetle öpme gibi. Bütün bu ayrılma durumlarında koca, kadına mut´a vermekle yükümlü olur. Ayrılış sebebi kadından kaynaklanırsa, meselâ kadın irtidad eder, îslâmiye-ti kabul etmez, zina için kendini üvey oğluna teslim eder veya bu oğlanı şeh­vetle öper veya küçük kumasını kendi sütüyle emzirir veya (buluğa ermeden evlenmişse nikâhı feshetme hususunda) kendini muhayyer kılar veya kendi küfvü olmayan bir erkekle evlenir de velîsi nikâhı feshederse, bütün bu du­rumlarda kadına ne vâcib, ne de müstahab olarak mut*a vermek gerekmez. Aynı şekilde kadın, mufavvize olmayıp kendisi için nikâh akdinde bir mehir belirtilir de kocası kendisiyi^ cinsel temasta bulunmadan kocasından aynlırsa bu ayrılığın sebebi kocasından kaynaklansa dahi- belirtilen mehrin yarısı düşer. "Mehir sahibinin ayrılış sebebinde kocaya ortak olmaması" kaydını koymakla, şu durum kapsam dışına çıkmış oldu: Adamın mülkiyetinde bir cariyesi bulunur, bu cariyesini başka bir adamla evlendirir, kocası henüz onun­la gerdeğe girmeden efendisi bu cariyeyi satarsa -ki mehrin sahibi efendidir-bu durumda nikâh akdi feshedilmiş olur. Câriye, mehrin yarısını hak etmez, kendisine mut´a verilmesi de gerekmez. Çünkü ayrılma sebebi her ne kadar kadından kaynaklanmamış olsa da, mehrin sahibi olan efendisi, ayrılma se­bebinde kocasına ortak olmuştur. Yani bu cariyeyi başkasına mülk etmiştir. Efendisi onu başkasına satmasaydı, ya da kocası onu satın alsaydı, başkası bu cariyeye mâlik olamayacaktı. Kocası satın alıp da boşasaydı, ona (cari­yeye) mut´a veya mehrin yansının verilmesi gerekirdi. Cinsel temastan önce kocası ölmüş ve nikâh akdinden sonra kadın için mehir takdir etmiş ve ikisi de buna razı olmuşlarsa, kadın kendisi için belirtilmiş olan mehri hak eder. Eğer mehir takdir etmemişse, ölümü nedeniyle kadın mehr-i misli hak eder. Kocanın nikâh akdini yaparken mehri reddetmiş olmasıyla, susup mehir be­lirtmemiş olması arasında bir fark yoktur. Şarap veya domuz gibi fâsid bir mehir belirtmişse, bu lağvedilir ve kadın için mehr-i misil sabit olur. Meselâ nikâh akdinden sonra kadın için mehir belirtmiş, cinsel temastan önce kadı­nı boşamışsa, ona mehrin yarısı değil de mut´a vermesi vâcib olur. Zîra akid­den sonra takdir edilen, ikiye bölünmez. Tıpkı nikâh akdinde belirtilmiş olan mehre, akidden sonra yapılan ilâve gibi. Meselâ nikâh akdinde kadın için mehir olarak yüzbin lira takdir edilmişken, nikâhtan sonra ellibin lira ilâve edilir ve cinsel temastan önce boşanma vukûbulursa, kadın yüzbin liranın yarısını hak eder.

Mut´a iki kısma ayrılır: Vâcib mut´a ve müstehab mut´a. Vâcib mut´a, cinsel temastan önce boşanan mufavvıza kadına verilen mut´adır ki, bu da­ha önce açıklanmıştı. Müstehab olan mut´aya gelince bu, cinsel temastan sonr.a boşanan her kadına verilen mut´adır. Nikâh akdinde bu kadın için mehir belirtilmiş olmasıyla olmaması arasında bir fark yoktur. Ayrılma koca tara­fından olursa ve kadın için mehir belirtilmişse, bu kadın cinsel temastan ön­ce boşanirsa, sahih kavle göre kendisine mut´a verilmesi müstehab olur. Ancak koca irtİdad eder veya İslâm´a girmeye yanaşmazsa, onun mut´a vermesi müs­tehab olmaz. Çünkü müstehablık bir fazilettir ve bu da sadece müslüman-lardan beklenir.

Mut´a, mehrin yarısına bedel olarak bir giysiden veya bu giysinin kıy­metinden ibarettir; mufavviza kadına verilir. Şu da var ki kocanın, mehr-i mislin yarısından fazlasını verme mecburiyeti yoktur. Bu miktar da insanla­rın durumuna göre değişir. Bu miktarın tesbitinde eşler anlaşırlarsa ne alâ. Aksi takdirde sahih olan görüşe göre, eşlerin durumunu nazar-ı itibara ala­rak bu miktarı kadı tesbit eder. Kadı, eğer durumları müsaitse zevce için elbisenin iyisini takdir eder. ikisinden biri varlıklı, diğeri yoksul ise, orta değerde bir elbise takdir eder. Aksi takdirde düşük değerde bir elbise takdir eder.

Fıkıhçılar mut´ayi, kadının başını örten şey diye açıklamışlardır. Buna tarha veya melhafa, -melhafa, baştan ayağa kadının bürünüp örtündüğü şeydir- mülâc veya şikka adı verilir. Melhafa ve izar aynı anlamdadırlar. Öyleyse izar üzerine ilâve yapan kimse, bunların birbirlerinden ayrı şeyler ol­duklarım düşünmüştür. îzar kelimesinin, melhafe altına giyilen elbise gibi şeyler olduğunu kasdetmiştir. Özetle erkekten istenen; kadını, dışarı çıkar­ken, her cihetin Örfüne uygun olarak itiyad edindiği gibi giydirmesidir. Za­manımızda mut´a; nakışlı bir elbise (gılabiye), altında gömlek ve entari, üste de izar (palto) başta da özel takye, veya insanların durumuna göre değişen mendildir. Koca, boşadığı kadına bu giysilerin kıymetini verirse, kadının bunu kabul etmesi gerekir ki, kendine uygun giysileri satın alsın.

Şâfiîler dediler ki: Tefviz nikâhı, mehri nikâhtan uzaklaştırmak de­mektir. İki kısma ayrılır:

1- Mehrin tefvizi: Örneğin kadının, velisine: "Beni dilediğin veya fala­nın dilediği miktardaki bir mehirle evlendir" demesidir.

2- Bıd´ın tefvizi: Örneğin kadının, velîsine: "Beni mehirsiz olarak evlendir" veya "ne şimdi, ne de cinsel temastan sonra mehirsiz olarak beni evlendir" demesi gibi. Bunu söyleyen kadına mufavviza denir. Zîra bu ka­dın, evlendirilmesi işini velîsine bırakmıştır. Buna mufavvaza da denir. Çünkü velîsi, bunun işini kocasının yetkisine bırakmış, ona havale etmiştir. Reşid olması şartıyla kadının, velîsine tefvizde bulunması sahih olur. Sefihin tef­vizi ise, velayet bahsinde geçen şartlar çerçevesinde evlendirilmesi hususun­da velîsine izin vermesi sayılır. Mehirden söz etmeksizin velîsine, "beni evlendir" demesi mehir için tefviz olmaz. Veya mehirsiz olarak bıd´ için tef­viz olmaz. Zîra evlenmenin âdeten mehirle olması gereklidir.

Tefviz nikâhının hükmüne gelince; velî, kadını mehr-i misille ve beldenin bilinen parasının mehir olarak ödenmesi üzerine evlendirirse, kadın için belirtilen mehir hak olur. Aksi takdirde, yani kadını mehr-i misilsiz veya bel­denin bilinen parası dışındaki bir paranın mehir olarak ödenmesi koşuluyla evlendirir veya mehirden söz etmezse; kocanın cinsel teması veya ölümü du­rumunda kadına mehr-i misil vermek vâcib olur. Mehr-i misil takdir etme­den veya cinsel temasta bulunmadan boşarsa, kadına mehir yoktur. Ama mut´a vardır. Mehir takdir edilmeden koca ölürse, kadın için mehr-i misil kesinlik kazanır. Çünkü tefviz nikâhında mehr-i mislin vâcib oluşu hususunda, ölüm de cinsel temas gibidir. Bu, mutlaka böyledir. Koca, ölmeden kadın için mehr-i misil takdir etmiş olsa da olmasa da hüküm aynıdır. Mâlikîler bu görüşe muhaliftirler. Her ikisinin de rızasıyla koca, kadına sahih bir me­hir takdir eder veya ikisinin anlaşamaması halinde kadı takdir eder; sonra da koca cinsel temasta bulunmadan kadım boşarsa, kadın takdir edilmiş olan mehrin yarısını hak eder^

Koca, şarap veya dornuz gibi fâsid bir mehir takdir eder, kadın da buna razı olur ve kocası cinsel temasta bulunmad...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tefviz Nikâhı
« Posted on: 19 Mart 2024, 09:23:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tefviz Nikâhı rüya tabiri,Tefviz Nikâhı mekke canlı, Tefviz Nikâhı kabe canlı yayın, Tefviz Nikâhı Üç boyutlu kuran oku Tefviz Nikâhı kuran ı kerim, Tefviz Nikâhı peygamber kıssaları,Tefviz Nikâhı ilitam ders soruları, Tefviz Nikâhıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes