> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Dört Mezheb Fıkhı > Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular  (Okunma Sayısı 2151 defa)
04 Mart 2010, 18:20:08
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 04 Mart 2010, 18:20:08 »



Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Karı - Kocanın İhtilaf Etmeleri Ve Bununla İlgili Konular

Kadın eğer hayız görebiliyorsa üç kez hayız görerek, hamileyse tam olsun düşük olsun doğum yaparak, yaşlılık veya küçük yaşta bulunmak nedeniyle hayız görmemekteyse, boşandıktan sonra üç aylık bir süre ge­çerek iddetini tamamladıktan sonra, kocasının ric´at hakkı düşer. İddet, bazı belirtilerle sona erer ki; bunlara dair geniş açıklamalar aşağıya alınmışt.

Karı - koca iddetin tamamlanması hususunda ihtilâf ederlerse; koca iddetin henüz devam etmekte olduğunu, karısı da sona ermiş olduğunu ve kocasının ric´at hakkına sahib olmadığını iddia ederse veya koca, he­nüz iddetteyken ric´at etmiş olduğunu fakat bunu karısına haber vermedi­ğini iddia eder, karısı da bunu inkâr ederse; buna dair tafsilât aşağıda su­nulmuştur.

(43) Hanefîler dediler ki: Anılan üç şeyden biriyle iddetin tamamlanması durumunda kocanın (ric´at) hakkı bâtıl olur. Hayza gelince; kadının boşan­ma tarihinden iki ay sonra hayanın kesildiğini iddia etmesi durumunda ric´­at hakkı bâtıl olur. Zîra îmam-ı A´zam´a göre iddetin sona ereceği en kısa süre iki aydır. Kadın iki aydan önce üç kez hayız gördüğünü iddia ederse, id­diası şundan dolayı tasdîk edilmez: Kocası onu, kendisiyle cinsel temasta bu­lunmadığı bir temizlik döneminin başında boşarsa, kadının üç hayız ve üç temizlik görmesi gerekir. Bu temizliklerin biri; karısını içindeyken boşadığı temizlik, diğerleriyse bundan sonra gelen iki temizliktir. İddeti, ikinci temiz­liğin sonunda üçüncü hayzı görmesiyle sona erer. Temizlik süresinin en azı onbeş gündür. Böylece üç temizlik süresinin toplamı kırkbeş gün eder. Tabii buna ek olarak kadının üç hayız görmesi de gerekmektedir. Her hayız ortala­ma beş gün olarak kabul edilirse; üç hayzın toplamı onbeş gün eder ki; bu da önceki kırkbeş güne eklenirse altmış gün eder. Burada hayzı, en az süresi olan üç gün olarak kabul etmedik. Zîra aynı müddet içinde temizliğin ve hayzın en az sürelerinin bir araya gelmesi, ender karşılaşılan bir durumdur ve buna pek de itimad edilmez. Bazıları bunu başka şekilde açıklarlar. Derler ki: As­lında farzedilen şudur: Koca, iddeti uzamasın diye karısını, kendisiyle cinsel temas yapmadığı temizlik döneminin sonunda boşamahdır. Boşandıktan sonra kadın bir hayız ve ardından bir temizlik, sonra bir hayız ve ardından bir te­mizlik, sonra da bir hayız daha görür. Böylece kadın için iki temizlik ve üç hayız tamam olur. Çünkü içindeyken boşanmış olduğu temizlik dönemi sa­yılmaz. Zîra bu dönemin sonunda boşamıştır. Temizlik döneminin en azı on­beş gündür. îki temizlik otuz gün eder. Hayza gelince; en çok süreli olanı hesaplanır ki, o da on gündür. Üç hayız da otuz gün eder. Böylece temizlik ve hayız dönemlerinin toplamı iki ay eder. Burada temizlik döneminin en azıyla dengelensin diye hayız süresinin en çoğu nazar-ı itibara alınmıştır. Her iki açıklamanın da aynı sonuca vardığı açıkça görülmektedir. İki ayın hesap­lanması açısından kadmış, temizlik döneminin başında veya sonunda boşan­ması arasında bir fark yoktur. Boşandığı tarihten itibaren iki ayın geçmesi zorunludur. Aksi takdirde, iddetinin hayız görerek iki aydan önce tamam­landığına dair iddiası doğrulanmaz. îki aydan sonra üç hayız gördüğünü id­dia ederse, kocasının ric´at hakkı, iddeti sona erdirecek olan son hayız kanı­nın kesilmesiyle yürürlükten kalkar. Kadın eğer hür ise, ric´ati üçüncü hayız kanının kesilmesiyle bâtıl olur. Eğer cariye ise ric´ati, ikinci hayız kanaması­nın kesilmesiyle bâtıl olur. Zîra cariyenin iddeti iki hayızdır. Sonra kanama hayzın en çok müddeti sonunda -ki bu da on gündür- kesilirse, gusletmese bile iddeti tamamlanmış olur. On gün süreyle hayzı devam edip kanaması ke-silmezse duruma bakılır: Eğer kadının o anda kesilecek bir adeti varsa, adeti anında kanı kesİlinceye dek kocası kendisine ric´at etme hakkına sahib olur. Ama kadının böyle bir adeti yoksa, kocasının bu durumda ric´at hakkı kana-ipa kesilmese bile bâtıl olur. Zîra hayız müddetinin en çoğu on gündür. Ka­dının adeti yoksa, bu müddetin tamamlanması anında kocasının ric´at hakkı bâtıl olur. Ama son hayız kanaması on günden önce kesilmişse, kocasının ric´at hakkı ancak şu iki şeyden biriyle bâtıl olur:

1- Kadın, temizleyici bir suyla gusletmiş olmalıdır. Bu suyun sözüm ona eşek artığı olması gibi temizleyiciliği şüpheli olsa bile... Ama mutlak suyun bulunmasına rağmen bu suyla gusletmesi durumunda bu gusülle namaz kıl­ması veya evlenmesi sahih olmaz. Bu sadece ric´at hakkını keser.

2- Kanama kesildikten sonra kadının üzerinden tam bir namaz vakti geç­miş olmalıdır. Öyle ki bu namaz, onun üzerine farz olmalıdır. Meselâ; öğlen vakti girdikten sonra kadının kanaması kesilir de gusletmezse, ikindi vakti girinceye dek kocası ona ric´at etme hakkını muhafaza eder. Çünkü güneşin doğuşu anında kanamanın kesilmesi de aynı hükme tabidir. Çünkü güneşin doğuşundan öğlene kadar geçen vakit mühmel vakittir ki; bu vakitte kadına herhangi bir namaz vâcib değildir. Şu halde gün doğuşundan ikindiye kadar geçen vakit içinde kadına sadece bir namaz farz olur ki, o da öğlen namazıdır. Öğlenin son vaktinde, yani sözgelimi ikindiden yarım saat önce kanama kesilirse, bu yarım saatlik zaman sona ermeden gusledip iftİtah tekbirini ala-bilecekse, bu tam bir namaz vakti olarak kabul edilir. Çünkü bununla na­maz, onun üzerirfe bir borç olarak farz olmaktadır. Ama bu yanm saatlik süre zarfında gusledip iftitah tekbiri alamayacaksa; öğlenin kalan vaktiyle ikindinin bütün vakti sona erip akşam namazı vakti girmedikçe, kocanın ric´at hakkı bâtıl olmaz. Diğer vakitler de buna kıyaslanır. Gusletmek için su bula­mazsa, teyemmüm de gusül yerine geçer. Bazıları nafile de olsa onunla tam bir namaz kılmadıkça teyemmümün yeterli olmayacağını söylemişlerdir. Ama tercihe şayan olan birinci görüştür. Zîra teyemmüm, suyun bulunmadığı zamanlarda tam bir taharettir. Kadın müslüman ise bu hüküm sözkonusu-dur. Ama ehl-i kitaptansa, onun ric´ati guslüne veya üzerinden bir namaz vakti geçmesine gerek kalmadan sırf kanamanın kesilmesiyle bâtıl olur.

Hayız kanaması en kısa sürede kesilir de temizleyiciliği şüpheli olmayan bir suyla gusleder, sonra başka bir erkekle evlenir ve kanaması tekrar başlar­sa, evliliği geçersiz olup ric´at yeniden sözkonusu olur mu, veya ric´at geçer­siz olup evliliği devam eder mi? Bu meselede ihtilâf vardır. Bazıları derler ki: Ric´atin bâtıl olması, kanamanın kesilmesine bağlıdır. Kanama hayzin en az süresi içinde kesilir de yeniden başlarsa, hakikaten kesilmiş sayılmaz. Bu durumda ric´at hakkı geri döner ve evlilik iptal edilir.

Gusletmeye gelince; bu hayzin en az sürede kesilmesini takviye etmek için şart koşulmuştur. Yani kanaması kesilip de guslederse: şeriat okuyucu o kadının temiz olduğuna hükmetmiştir. Kanama tekrar başlarsa, temiz ol­madığına hükmetmiştir.

Bazıları derler ki: Ric´atin bâtıl olması, kanamanın kesilmesinden sonra gusletmeye bağlıdır. Kadın gusledince kocaya varması helâl olur ve ric´at de bâtıİ olur. Evlendiğinde kanama tekrar başlarsa, evliliği sahih olarak devam eder. Kadının kanamasının en kısa sürede kesilip gusletmemesi fakat kana­ma görmeksizin üzerinden tam bir namaz vaktinin geçmesi de böyledir. Bu durumda kocaya varması helâl olur. Kocanın ric´at hakkı ise bâtıl olur. Ka­naması tekrar başlarsa, anılan ihtilaf da yeniden gündeme gelir.

Bazıları derler ki: Ric´at hakkı geri gelir ve evlilik bâtıl olur. Zîra ric´atin bâtıl oluşu, kanamanın kesilmesine bağlıdır. Kanamanın yeniden başlaması, kesilmediğini açıkça göstermektedir.

Diğer bazıları da derler ki; evlilik bâtıl olmaz. Ve ric´at hakkı da yeni­den doğmaz. Çünkü ric´atin bâtıl oluşu, kanama kesildikten sonra bir na­maz vaktinin geçmesine bağlıdır. Burada hükümlerin formüle edilebileceği akla en yatkın olan görüş şudur: Bu durumda kanama yeniden başlasa bile ric´at hakkı bâtıl olur ve evlilik de sahih olarak devam eder. Kanamanın tek­rar başlaması ister gusülden sonra olsun, ister (gusledilmeksizin, kesintiden itibaren aradan) bir namaz vakti geçtikten sonra olsun, hüküm aynıdır. Zîra bu emarelerin görülmesi anında kadının evlenmesinin sahih olduğuna hük­metmenin anlamı yoktur. Evlenir de yeni kocası kendisiyle meselâ cinsel te­masta bulunur ve sonra da kanaması yeniden başlarsa, kocasına "Bu senin karın değildir. Çünkü eski "kocası ona ric´at etmiştir" demek doğru olur mu? Bu, öyle herkesin kolayca uygun bulacağı şeylerden değildir. Şeriat koyucu bu emareleri kadının temizliğine delil kılmış ve başkasıyla evlenmesini mu­bah kılmış olduktan sonra: "Şeriat koyucu bu emareleri iptal etti ve bu kadı­nı da yeni kocasından alıp eski kocasına verdi" demek doğru olmaz. Kaldı ki bu, kadınların yalan söyleme ve dürüst davranmamayı öğrenmelerine yol açar. Zîra yeni bir kocayla evlenen kadın, kanamanın yeniden görülmesi ne­deniyle bu yeni kocasından ayırtılacağım bilirse, tekrar başlayan kanamayı gizlemesi gerekir ki, bu da anlamsızdır. Bu nedenle Hanefî mezhebinin ki­tapları ikinci evliliğin sahih olduğunu, kanamanın tekrar başlamasıyla ric´at hakkının yeniden doğmayacağını bildirmektedirler. Fakat *bu durumdaki ka­dının, hayzin en fazla süresinde kanaması kesilmeden -tabii hayzin en fazla süresi geçtikten sonra bir adeti varsa, bu adetini de düşünerek- başka kocay­la evlenmesi, ihtiyat bakımından helâl olmaz.´ deselerdi güzel olurdu. Ama demediler.

Doğuma gelince; bu, ric´at hakkını iptal eder. Sonra doğmakta olan ço­cuğun bünyesi tam teşekküllü ise,çocuğun çoğunun dışarı çıkmasıyla iddet tamamlanmış olur. Çünkü çocuğun tamamının dışarıya çıkması şart değil­dir. Şu da var ki; çocuğun tamamı dışarıya çıkmada...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:07:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular rüya tabiri,Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular mekke canlı, Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular kabe canlı yayın, Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular Üç boyutlu kuran oku Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular kuran ı kerim, Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular peygamber kıssaları,Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konular ilitam ders soruları, Ricatı İptal Eden İddetin Sona Erip Ermediği Hususunda Konularönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes