> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Anmak mı anlamak mı yaşamak mı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Anmak mı anlamak mı yaşamak mı  (Okunma Sayısı 835 defa)
15 Temmuz 2010, 11:23:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 15 Temmuz 2010, 11:23:20 »



Anmak mı, anlamak mı, yaşamak mı?


Bir peygambere iki tür saldırı yapılabilir Birincisi fiziki varlığına yönelik, ikincisi misyonuna yönelik
Sizce hangisi daha tehlikelidir? Bana sorarsanız, misyonuna yönelik saldırı, fiziki varlığına yönelik saldırıdan bin kat daha beterdir Çünkü peygamberi peygamber yapan gönderiliş amacıdır

Allah Rasulü'nün fiziki varlığına yönelik suikast artık mümkün değil Çünkü böyle bir saldırı onun ölümlü tarafıyla ilgili O beka yurduna göçtüğüne göre, suikast ihtimali sıfır demektir
Fakat aynı şeyi onun misyonu için de söyleyebilir miyiz? Mesela, “Onun misyonuna yönelik suikast ihtimali sıfırdır” diyebilir miyiz?

Bunu asla diyemeyiz Çünkü bu tehlike ve tehdit dün vardı, bugün var ve yarın da var olacak Alemlere rahmet Hz Muhammed'in misyonuna yönelik saldırılar, hep onu sevmeyenlerden değil, bilakis bunların çoğu onu sevenlerden, daha doğrusu onu sevdiğini iddia edenlerden gelecek Bu sevginin zehirli sevgi olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım

Peygamberlerin fiziki varlığına yönelik saldırıların tarihsel örneği Yahudileşmiş İsrailoğulları'dır Onlar, kendilerini uyaran, kendilerine hakikati haykıran peygamberlerini taşlıyorlardı
Dahası onların canına kastediyorlardı Onların fiziki varlığını ortadan kaldırmak için çaba gösteriyorlardı

İkinci tür saldırıya, yani peygamberin misyonuna yönelik saldırının en tipik tarihsel örneği ise Pavlus Hıristiyanlığı'dır
Peygamberin beşeriliği inkar edilince, misyonu ölümcül bir darbe yemiştir
Allah'ın peygamberi İsa bu misyon suikastının ardından manen öldürülmüş ve yerine “İlah İsa” konmuştur
Bu yüzden Pavlusyen Hıristiyanlık'ta peygamberlik makamı “münhal”dir Zira Hz İsa o makamdan “terfi suretinde” –haşa- azledilmiştir Ve işte bu yüzden bir Hıristiyan'ın tasavvurundaki İsa ile bir Müslüman'ın tasavvurundaki İsa arasında hiçbir benzerlik yoktur

Demek ki, bir peygamberin misyonuna yönelik saldırının temelinde, o peygamberin “beşer” kimliğinden çıkarılması yatmaktadır İşte bunun için olsa gerek her peygambere olduğu gibi alemlere rahmet Hz Muhammed'e de şöyle demesi vahiyle emredilmiştir:
“Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım”

Peygamberlerin gönderiliş amacı, insanlığın doğru anlamasını temindir Zira insanlığın en kadim sorunu “anlama sorunu”dur
İnsan, vahyin de belirttiği gibi bilgiyi elde edecek, üretecek ve iletecek bir donanımla yaratılmıştır Bunu doğru yapması, ancak doğru anlamasına bağlıdır Yanlış anlaması halinde bütün bu bilgi elde etme, üretme ve iletme süreçlerini bir yanlışa alet eder
Sonuçta Allah'ı yanlış anlar, varlığı yanlış anlar, kendisini yanlış anlar, tabiatı yanlış anlar…

Peki de, gönderiliş amacı insanlığın doğru anlamasını temin olan peygamberin kendisi yanlış anlaşılmışsa ne olacak?

İşte meselenin püf noktası da burasıdır Efendimiz aleyhissalatu vesselam, bu probleme daha baştan dikkat çekmiş, yanlış anlamaya müheyya olanlara karşı sözlü ve fili tedbirler almıştır

Onun bu hassasiyeti, onu tarihte kalmış “tatlı bir anı” gibi anmaya kalkan akıllarca anlaşılabilir mi dersiniz? Sahi, böyle bir mantıkla onu “anmak”, misyonuna karşı düzenlenmiş suikastın bir parçası olmaz mı?

Allah, Müslümanların anıları arasına girmesin diye onu “örnek” göstermiştir Bir insanı örnek göstermek, onun yeniden üretilebilir, yaşatılabilir ve yaşanabilir olduğunu söylemektir
Bunun anlamı onu çağa taşımak, onunla çağdaş olmaktır Bunun anlamı, her müminin, Hz Peygamber'i kendi şimdi ve buradasına mümkün olduğunca taşıması ve yaşamasıdır

Bu da onu “anmaktan” daha çok “anlamakla” mümkündür Anma çabaları onu anlamaya vesile olduğu kadar makbuldür
Yok eğer buna vesile olmuyorsa, aksine bir tür değer tüketim panayırlarına ve tatmin seanslarına dönecekse, ziyan ve hüsrandır

Her değerin arısı da olur sineği de Bir değerin arısı onu üretendir, sineği onu tüketendir Değer ne kadar büyükse, arısı ve sineği de o kadar büyük olur
Allah Rasulü biz Müslümanlar için çok çok değerlidir Bunu söylemek kolaydır
Fakat o değerin kadr u kıymetini bilmek, söylemek kadar kolay değildir Hele onu üretmek, taşımak ve yaşamak daha da zordur

“Anmak mı-anlamak mı?” dilemmasında tarafım elbette anlamak Ancak gaye, sadece entelektüel yeşillik olsun diye anlamak değil, yaşamak için anlamak olmalıdır


ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Anmak mı anlamak mı yaşamak mı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:45:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Anmak mı anlamak mı yaşamak mı rüya tabiri,Anmak mı anlamak mı yaşamak mı mekke canlı, Anmak mı anlamak mı yaşamak mı kabe canlı yayın, Anmak mı anlamak mı yaşamak mı Üç boyutlu kuran oku Anmak mı anlamak mı yaşamak mı kuran ı kerim, Anmak mı anlamak mı yaşamak mı peygamber kıssaları,Anmak mı anlamak mı yaşamak mı ilitam ders soruları, Anmak mı anlamak mı yaşamak mıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes