> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Avrupanın Orta Yeri Belçika
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Avrupanın Orta Yeri Belçika  (Okunma Sayısı 875 defa)
08 Temmuz 2011, 23:07:12
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 08 Temmuz 2011, 23:07:12 »



Avrupa’nın Orta Yeri Belçika

Ocak 2011 - 145.sayı



Ahmet MİROĞLU kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.


Belçika da Avrupa’nın geneli gibi dışarıdan göçe muhtaçtır. Sıradan bir Batılı akın akın gelen insanlara tepeden bakıp onları kendi varlığına bağımlı sansa da, aslında kendi geleceği onlara bağımlıdır. Göçmenlere kapıyı kapamanın Avrupa’da büyük sorunlara yol açacağı bellidir. Bunu derinden hisseden ülkelerin başında Belçika gelmektedir.

Küçük ülke büyük kader


Kuzeyinde ve kuzeydoğusunda Hollanda, doğusunda Almanya ve Lüksemburg, güneyinde ve güneybatısında ise Fransa ile komşudur. Ayrıca kuzeyinde Kuzey Denizi’nden nispeten ince bir kıyıya sahiptir. Zengin bir ülke olan Belçika 30 bin 278 km²lik toprağında 10.5 milyonluk bir nüfusu barındırır. Nüfusu, dünyanın en yüksek yoğunluklarından birini oluşturur. Kilometre kareye 316 kişi düşer ki bu Türkiye nüfus yoğunluğunun altı katı demektir.

Eski zamanlarda Kelt ve Germen kabileler tarafından yönetiliyordu. Ortaçağda derebeyliklerine bölünmeden önce Roma İmparatorluğu’na bağlıydı. Bu imparatorluğun üç Galya’sından Belçika adlı olanı teşkil ediyordu. Daha sonra Fransa ve Alman İmparatorluğu arasında paylaşılmıştır. On beşinci asırda Habsburgların egemenliğine girmiş ve 18. yüzyılın sonlarında yine Fransızların eline düşmüştür.

Napolyon’un 1815’teki yenilgisinden sonra Hollanda’ya bağlanmıştır. 1831 tarihinde Hollanda’dan ayrılıp bağımsızlığını kazanmış, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından işgal edilmiştir. Belçikalılar Almanlara direnmemişlerdir bile. Almanlar savaşı kaybedince bu kez yüklü bir tazminatla Amerika’ya yanaşıp NATO’nun merkezini Paris’ten Brüksel’e aldırıvermişlerdir. Ardından bütün uluslararası kuruluşlar merkezlerini buraya kaydırmış ve sonuçta yabancılar ülkeye akın etmiştir.

Küçüklüğüne bakmayın, Belçika Kongo ve Zaire gibi Afrika ülkelerini uzun zaman sömürüp biraz da o sayede semirmiştir. Bugün büyük şehirlerde görülen “siyahî nüfus” işte o sömürgecilik döneminin eseridir.

Görüldüğü gibi Belçika, Avrupa tarihinde her değişim ve dönüşümden ilk etkilenen ülkedir. Zira öteden beri bir geçit bölgesi olmuştur. On beşinci yüzyılda dünya ticaretinin beşte ikisi Anvers’ten sağlanıyordu. Günümüzde dahi Belçika’daki kanallar ve demiryolu ağı dünyanın en yoğun şebekelerindendir. Fransa ve Almanya’nın en zengin bölgelerinin buluşma noktasındadır.

Bugün Avrupa Birliği’nin (AB) merkezi ve Benelüks’ün parçası olarak uluslararası sistemde federalist nitelemesine uygun bir yapılanma içindedir. Bu sebeple armasında Fransızca “L’Union Fait La Force” (Birlikten güç doğar) yazar.
Benelüks, önce üye ülkelerin sonra da bütün Avrupa’nın tarihini değiştirmeye aday sihirli bir kelime gibidir. Başlangıçta Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’un coğrafi, politik ve resmi işbirliği temeline oturan gerçek bir bütünleşmeyi tanımlamak üzere kullanılmıştır.

Ancak zamanla bu üç ülkenin ortak bir tarihe, ülke topraklarını sulayan nehirlerin birbirine karışmış deltaları çevresindeki konumlarına, topraklarının darlığına, yüksek nüfus yoğunluğuna ve mübadeleye dayanan ekonomilerine ilişkin bir birlikteliği ifade eder duruma gelmiştir.

Üç ülkenin sınırlarını kaldırmasıyla başlayan ilk adım, Benelüks ülkelerini Avrupa’da güçlü bir konuma yükseltmekle sonuçlanmıştır. Söz konusu birliktelik, AB’nin kurulmasına ön ayak olmakla kalmamış, Avrupa’nın gelişmesine katkıda bulunan önemli girişimlere ev sahipliği yapar hale gelmiştir. Günümüzde Avrupa’nın gelişmesi Benelüks işbirliğinin kapsam ve şekli ile anlamlandırılmaktadır.

İçinde yer aldığı oluşumla birlikte Belçika’nın Avrupa tarihinde bu kadar önemli roller oynamasına şaşmamak gerekir. Çünkü Manş kıyılarına gitmek isteyen Almanın, Fransa’ya geçecek Hollandalının, daha da güneye inecek tüm kuzeylilerin yolu üzerindedir. Yani Avrupa’nın tam orta yerinde… Onun için her ülkeye ulaşım çok kolaydır.  Başkentten Paris, Amsterdam, Lüksemburg, Aachen sadece iki saat sürer. Bir öğleden sonrası karar verip akşam yemeğini Holanda’da, Fransa’da yahut Almanya’da yiyebilirsiniz.

İslâm’la ilk tanışma

Belçikalılar müslümanlarla ilk defa Haçlı Seferleri sırasında 11. yüzyılda karşılaşmışlardır. Daha sonra da Osmanlı Devleti’yle ilişki kurmuşlardır.

Osmanlılar bugün Belçika’nın üzerinde bulunduğu topraklardan Filandre (Flander, Flandır, Flandırya) şeklinde söz etmişlerdir.

Hollandalıların ve dolayısıyla Belçikalıların tarihteki rolü ne ders kitaplarımızda yeterince işlenmekte ne de kamuoyunca tam bilinmektedir. Halbuki bu iki ülkenin vatandaşları dünya tarihinde çok büyük etkinliklerde bulunmuşlardır. Belki de en önemlisi ticarî kapitalizm bu topraklarda doğmuştur.

Hollandalılar ve Belçikalılar 16. yüzyılın sonlarından itibaren Akdeniz’in doğusunda ticarete başlarlar. O dönemde bağımsızlıklarını ilan ettikleri için İspanya’yla savaş halindedirler. Osmanlı Devleti de Akdeniz hakimiyeti için İspanyollarla sıkı bir mücadeleye girişmiştir. Hal böyle olunca kolaylıkla anlaşıp kapitülasyonlar elde ederler.

Osmanlı ile ilişkiler


Bu devre tam da Avrupa kıtasında ticaretin el değiştirdiği çok kritik bir zaman dilimine rastlamıştır. Artık Avrupa’daki şehir merkezli kendine yeten ekonomik yapılar yıkılmakta ve kıta ticaretle birbirine bağlanmaktadır. Avrupa’nın kesintisiz olarak Asya’ya ulaşmasının getirdiği fiilî durum, varlığı Akdeniz ticaretine bağlı olan Venedik ve Cenova’nın yaklaşık iki yüzyıllık bir sürede cazibesini ve gücünü yitirmesine sebep olmuştur. Hollanda ile Belçika’nın ticarî merkez halini almalarında Osmanlı kapitülasyonlarının etkisi büyüktür. Biraz da bu sayede Portekiz gibi bir devi geride bırakarak, kendi tarihlerinde “altın yüzyıl” adıyla andıkları 17. yüzyıldan “bir numara” olarak çıkarlar.

Osmanlı Devleti’nin bu ülke tacirlerine verdiği imtiyazlara bakıldığında esirlerin iadesi, söz konusu ülke vatandaşlarının Osmanlı topraklarında çiftçilik yapmaları halinde haraçtan muaf tutulmaları, elçilik görevlilerinden birtakım vergilerin alınmaması, konsolos atama serbestisi, zorla mal satılmaması, mahkemede tercüman bulundurma hakkının gözetilmesi, açık denizlerde gemilerine dokunulmaması, ayrıca Fransa ve İngiltere’ye verilen imtiyazlardan yararlanmaları gibi hususlarla karşılaşırız.

Söz konusu kapitülasyonlar incelendiğinde Hollandalılarla Belçikalıların İskenderiye, Trablusşam, Cezayir, Tunus, Cezayir-i Garb, Mısır ve daha başka iskelelerde konsolosluklar açtıkları anlaşılır. Ayrıca İstanbul’a gelip gittikleri, Osmanlı topraklarının denize kıyısı olan yörelerinden ve Halep’ten ipek ve sair malları Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya götürdükleri, buna karşılık Osmanlı diyarına kurşun, kalay, demir çelik ve benzeri metalleri getirdikleri görülür. Bunların Trabzon, Kefe ve diğer Karadeniz limanlarından yararlanabilmelerine izin verildiği gibi, mallarını karadan Don Nehri üzerinden Azak’a ve oradan Rusya’ya götürmelerine de müsaade edilmiştir.

Belçika’da müslümanlar

Dünya Savaşını takip eden günlerde Belçika’daki müslümanların sayısı birkaç yüzü geçmezken, 1960’lı yılların başından itibaren bilhassa Fas ve Türkiye’den işçi akını hızlandı. Komünizminden kaçan 3000’den fazla Arnavut asıllı Yugoslav müslüman da Belçika’ya geldi.

Ayhan Kaya ve Ferhat Kentel tarafından 2008 yılında yayınlanan rapora göre kaçak olarak gelenlerle birlikte Belçika’daki Türk nüfus 200 bin civarındadır. Daha başka bazı araştırmalarda ise 230-300 binlik bir nüfustan söz edilmektedir. 

Türkler en çok başkent Brüksel, Anvers ve Gent’te yoğundurlar. Resmi istatistiklerdeyse (mesela 2006 Aralık ayı verileri) Belçika’da yaşayan Türklerin sayısı 39.664’tür. Söz konusu rakam ülkeye resmi yollardan giriş yapanları göstermektedir.

Ülkede yaşayan Faslıların sayısının Türklere denk olduğu hesap edildiğinde Belçika’daki müslümanların genel nüfusa oranı % 4-5’ler düzeyine yükselmektedir. Zira Pakistanlılar, Tunuslular ve Cezayirliler de yekûn teşkil etmektedir. Bu arada Belçika asıllı müslümanların sayısının 3000’leri bulduğu sanılmaktadır.

Belçika’ya müslüman işçi göçünün başladığı yıllarda din hizmetleri hem düzensiz hem de yetersizdi. Başlangıçta her yönden yabancı oldukları bir toplum içinde büyük zorluklarla karşılaşan müslümanlar zamanla dinî ihtiyaçlarını karşılamak üzere ferdî planda ve gruplar halinde çalışmalara giriştiler.

Zamanla geldikleri ülkelerden destek alarak güçlenen müslümanlar bugün Belçika genelinde yaklaşık 400 cami ve mescide sahiptirler. Özellikle Türkler arasında büyük merkezî camiler yaptırma temayülü artmıştır. İslâmiyet 1974 yılında Belçika yönetimi tarafından resmi din olarak kabul edilmiştir.

Belçika da Avrupa’nın geneli gibi dışarıdan göçe muhtaçtır. Sıradan bir Batılı akın akın gelen insanlara tepeden bakıp onları kendi varlığına bağımlı sansa da, aslında kendi geleceği onlara bağımlıdır. Göçmenlere kapıyı kapamanın Avrupa’da büyük sorunlara yol açacağı bellidir. Bunu derinden hisseden ülkelerin başında Belçika gelmektedir.

Ne var ki parçalı bütünlüklü bir yapısı olan Belçika’da siyasi gerilim Flaman kampı ile Valon kampı arasındaki tansiyona göre yükseliyor. Özellikle ayrılıkçı Flaman partilerinin seçim zaferleri Belçika’nın geleceğini tartışmalı hale getiriyor. Ülkenin idarî yapısının karmaşıklığı, Fransızca konuşan Brüksel’in ve onun ç...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Avrupanın Orta Yeri Belçika
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:02:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Avrupanın Orta Yeri Belçika rüya tabiri,Avrupanın Orta Yeri Belçika mekke canlı, Avrupanın Orta Yeri Belçika kabe canlı yayın, Avrupanın Orta Yeri Belçika Üç boyutlu kuran oku Avrupanın Orta Yeri Belçika kuran ı kerim, Avrupanın Orta Yeri Belçika peygamber kıssaları,Avrupanın Orta Yeri Belçika ilitam ders soruları, Avrupanın Orta Yeri Belçikaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes