> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Cenaze kitabı > Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri  (Okunma Sayısı 1295 defa)
10 Mart 2011, 22:08:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 10 Mart 2011, 22:08:03 »



ÖLÜMDEN  SONRA  HAZIR  BULUNANLARIN GÖREVLERİ

 



›-17-  Kişinin hayatı sona erip, ruhunu teslim ettiğinde çevresinde bulunanlara bazı görevler düşer:

 

a,b- Gözlerini kapatmaları ve ona hayrına dua etmeleri. Um Seleme şöyle demiştir: "Rasûlullah (s.a) Ebu Seleme'nin yanına girdi. Gözleri açık kalmıştı, gözlerini kapattıktan sonra şöyle dedi: Ruh kabzedildiği vakit göz arkasından bakar. Aile halkından birtakım kimseler feryad edince şöyle buyurdu: Sizler kendi hakkınızda hayırdan başka bir şeyle dua etmeyiniz. Çünkü melekler söylediklerinize amin derler. Sonra şöyle buyurdu: Allah'ım Ebu Seleme'ye mağfiret buyur. Onun hidayete erdirilmişler arasındaki derecesini yükselt. Geriye bıraktıkları üzerine ondan sonra yerini tutacak başkalarını ihsan et. Bize de, ona da mağfiret buyur ey alemlerin Rabbi. Kabrinde ona genişlik ver ve orayı onun için nurlandır."[1]

 

 

c- Bütün bedenini örtecek bir örtü ile onu örtmelidirler. Çünkü Aişe (r.anha) rivayet ettiği hadiste şöyle demektedir:"Rasûlullah (s.a) vefat ettiğinde bir Yemen kumaşı ile üzeri örtüldü." [2]   

 

d- Bu durum hac için ihramlı iken ölenlerin dışında kalanlar içindir. İhramda iken ölen bir kimsenin başı ve yüzü örtülmez. Çünkü İbn Abbas rivayet ettiği hadiste şöyle demektedir:

"Bir adam Arafat'ta vakfede iken bineğinden düşüverdi ve boynunu kırdı. Peygamber (s.a) onu su ve sidr ile yıkayınız. İki kefen bezi ile kefenleyiniz. (Bir rivayette iki ihram parçasıyla) denilmektedir. Hanut koymayınız (bir başka rivayette hoş koku koymayınız). Başını örtmeyiniz, [yüzünü de] çünkü o kıyamet gününde telbiye getirdiği halde diriltilecektir." [3]

 

e- Ölümü kesinleştikten sonra techizini yapıp (mezarına) çıkartmakta ellerini çabuk tutmaları gerekir. Çünkü Ebu Hureyre (r.a)'ın merfu olarak rivayet ettiği hadiste şöyle buyurulmaktadır: "Cenazeyi ... çabuklaştırınız." Hadis ileride kırkyedinci bölümde tamamen kaydedilecektir.Bu hususta bundan daha açık iki hadis daha vardır. Fakat her ikisi de zayıftır. Bundan ötürü onları kaydetmedik.

 

o             Birinci hadis İbn Ömer'den Peygamber efendimize merfu olarak nakledilmiş olup, lafzı şu şekildedir:"Sizden birisi öldü mü onu alıkoymayınız. Onu kabrine götürmekte elinizi çabuk tutunuz. Başının ucunda Bakara'nın ilk âyetleri, ayaklarının yanında da son âyetleri okunsun."[4]

 

 

o             Bize Eyyub b. Nuheyk el-Halebî ez-Zührî -Sad b. Ebi Vakkas'ın ailesinin azadlısı- anlatarak dedi ki: Ata b. Ebi Rebah el-Mekkî'yi şöyle derken dinledim: İbn Ömer'i şöyle derken dinledim deyip, bu hadisi zikretmektedir. Derim ki bu oldukça zayıf bir seneddir. Bu senedde iki illet vardır: Birinci illeti el-Babulutî'dir. Hafız (İbn Hacer)'in et-Takrir adlı eserde belirttiği gibi zayıf bir ravidir. İkinci illet ise hocası Eyyub b. Muheyk'dir. O, ondan da zayıftır. Ebu Hatim ve başkaları zayıf olduğunu söylemişlerdir. el-Ezdî metruk bir ravidir demiştir. Ebu Zür'a: Hadisi münkerdir demiştir.)

 

Hafız (İbn Hacer) münker olduğu açıkça ortada olan bir başka hadis rivayet etmektedir. Bu hadisi Yahya b. Abdullah yoluyla nakletmektedir: Bize Eyyub, Mücahid'den, o İbn Ömer'den (Peygamber efendimize) merfu olarak rivayet etti... Sonra şöyle demektedir:

"Yahya zayıf bir ravidir fakat onun bunu (bu rivayeti nakletmesi) ihtimali yoktur."[5]

 

İkinci hadis ise Huseyn b. Vahvah'dan rivayet edilmektedir: "Talha b. el-Bera hastalandı. Peygamber (s.a) onu ziyarete gitti ve şöyle dedi: « Benim gördüğüm kadarıyla Talha ölecektir vefat ettiği vakit bana haber veriniz ki onun cenazesinde bulunayım, namazını kıldırayım. Onu (mezara götürmekte) acele ediniz. Çünkü bir müslümanın cesedinin aile halkı arasında alıkonulmaması gerekir." »[6]

 

 

Diğer taraftan Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği hadisin sözünü ettiğimiz hususa delil getirilmesi "elinizi çabuk tutunuz" ifadesinden kastın cenazenin techiz işinde elin çabuk tutulması olduğuna binaendir. Bundan maksadın cenazenin kabrine taşınıp götürülmesinde elin çabuk tutulması olduğu görüşüne gelince, o vakit bununla istidlal tam olmamaktadır. Çünkü önce Kurtubi'nin, sonra Nevevi'nin daha kuvvetli gördüğü bir görüştür. Hafız İbn Hacer ise az önce haklarında sözettiğimiz iki hadise dayanarak birinci görüşü daha kuvvetli görmektedir ki bunun hali de açıkça ortadadır.

 

Diğer taraftan avam arasında oldukça meşhur üçüncü bir hadis daha vardır ki o da: "Ölenin ikramı defnedilmesidir." sözüdür. Halbuki bunun es-Sehavi'nin el-Makasidu'l-Hasene (no: 150)'de olduğu gibi aslı astarı yoktur.

 

f- Öldüğü şehirde onu defnetmeleri ve başka bir yere onu taşımamaları. Çünkü böylesi az önce geçen Ebu Hureyre hadisinde emrolunan çabuklaştırma işine aykırıdır. Buna yakın bir hadis de Cabir b. Abdullah (r.a)'ın rivayet ettiği hadistir. O şöyle demektedir: "Uhud günü (olan) olunca şehid düşenler baki'de defnedilmek üzere götürülmek istendi. Rasûlullah (s.a)'ın münadisi şöyle seslendi: Rasûlullah (s.a) sizlere öldürülenleri öldürüldükleri yerlerde defnetmenizi emretmektedir. -Bu sırada annem, babamı ve dayımı (bir devenin iki yanında (bir rivayette onları iki tarafına koydu) [su çeken bir devenin üzerinde] baki'de defnetmek üzere taşımıştı.- Geri döndürüldüler.  (Bir rivayette şöyle demiştir: Onları da diğer öldürülenlerle birlikte öldürüldükleri yerlere geri çevirdik.)" [7]

 

 

o             Bundan dolayı Aişe (r.anha) Vadi'l-Habeşe denilen yerde bir kardeşi ölüp de öldüğü yerden taşınıp getirilince şöyle demiştir:  "Benim rahatsız olduğum yahutta içten içe beni üzen husus sadece onun öldüğü yerde defnedilmiş olmasını arzu etmemdir." Bu rivayeti Beyhaki sahih bir senedle kaydetmiştir.Nevevi, el-Ezkar adlı eserinde şunları söylemektedir:

"Ölen bir başka beldeye taşınmasını vasiyet edecek olursa, bu vasiyeti yerine getirilmez. Çünkü çoğunluğun kabul ettiği, tercih edilen ve sahih olan mezhebimizin ve muhakkiklerin de açıkça ifade ettikleri görüşe göre (cenazeyi öldüğü yerden) taşımak haramdır."

 

g- Bazılarının onun malından -isterse malının tamamını kapsasın- borcunu ödemeye koşması gerekir. Şâyet herhangi bir malı yoksa eğer borcunu ödemek için gayret harcamış birisi ise devlet onun adına borcunu öder. Devlet bu işi yapmayarak birileri bu işi kendiliğinden (hayır olsun diye) yapar. Bu hususta birkaç hadis vardır:

 

Birincisi : Sad b. el-Atbal (r.a)'dan gelmektedir: "Kardeşi öldü ve geriye üçyüz dirhem bıraktı ve bakıma muhtaç çoluk çocuğu kaldı. (Sad) dedi ki: Ben bu paraları çoluğuna çocuğuna harcamak istedim. Fakat Peygamber (s.a) şöyle buyurdu: « Senin kardeşin borcu dolayısıyla alıkonulmaktadır. [Git] onun borcunu öde. » [Gittim onun borcunu ödedim, sonra geldim.] Ey Allah'ın Rasûlü dedim. Onun borçlarını ödedim. Tek istisna bir delili bulunmayan bir kadının alacağı olduğunu iddia ettiği iki dinar kaldı. Peygamber şöyle buyurdu: "O kadına (o parayı) öde. Çünkü o bir hak sahibidir. (Bir rivayette: Doğru söylüyor.)"[8]

     

 

o             İkinci hadis : Semure b. Cündüb'den gelmektedir: "Peygamber (s.a) bir cenaze üzerine namaz kıldı. (Bir rivayette: Sabah namazını kıldı). Namazı bitirince: Burada filanın ailesinden kimse var mı? diye buyurdu. [Herkes sustu. Çünkü Peygamber kendiliğinden onlara bir şey söyledi mi susarlardı.] Bunu birkaç defa söyledi. [Üç defa tekrarladığı halde kimse ona cevap vermedi], [bir adam: O aradığın işte budur dedi.] (Semura) dedi ki: İnsanların arka tarafından birisi elbisesini sürükleyerek kalktı. [Peygamber (s.a) ona şöyle dedi: İlk iki defa (seslenişim)de bana cevab vermene engel olan ne idi?] Ben ise ancak bir hayır dolayısı ile senin adını söyledim. Filan kişi -onlardan olan birisinin adını vererek- borcu dolayısıyla esir alınmıştır.] Cennete gitmekten alıkonulmuştur. Arzu ederseniz onu esaretinden kurtarınız, arzu ederseniz onu Allah'ın azabına terkediniz.] Onun akrabalarını ve durumuyla ilgilenenleri kalkıp da onun borcunu ödediklerini bir görseydin. [Nihayet hiçbir kimsenin ondan bir isteyecek alacağı kalmadı.] [9]       

 

İkinci rivayet: iki müsnede aittir. Birinci ve ikinci fazlalık Hakim'e aittir. Üçüncü ve beşinci fazlalık da öyle. İkinci fazlalığı Beyhaki zikretmektedir. Üç ve dördüncü fazlalığı Ahmed de rivayet etmiştir. Beşinci fazlalığı Tayalisi zikretmektedir. Tayalisi, Ahmed ve Ebu Davud müştereken altıncı fazlalığı zikretmişlerdir.

 

o             Üçüncü hadis: Cabir b. Abdullah'tan gelmektedir. O dedi ki: "Bir adam vefat etti. Onu yıkadık, kefenledik, hanud (güzel kokular) koyduk ve onu Rasûlullah (s.a) için (cenaze namazını kılmak üzere) cenazelerin konulduğu makam-ı Cibril'in yakınında bıraktık. Daha sonra Rasûlullah (s.a)'a üzerinde cenaze namazı kılmak üzere haber verdik. Bizimle beraber geldi. Bir kaç adım [adımladı] sonra şöyle dedi: Galiba sizin bu adamınızın borcu var.

 

Onlar evet iki dinar borcu var dediler. Peygamber geri durdu [ve: adamınızın namazını kılınız diye buyurdu]. Bizden Ebu Katade diye bilinen bir adam ey Allah'ın Rasûlü ben onları ödemeyi üzerime alıyorum dedi. Bu sefer Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu: Onları ödemek senin üzerine ve kendi malından (olacak) ve ölü bunlardan artık beridir (öyle mi) diye buyurdu. Adam evet dedi. Bu sefer Peygamber onun namazını kıldırdı. Rasûlullah (s.a) Ebu Katade ile karşılaştı mı (bir rivayette: sonra ertesi günü onunla karşılaşınca dedi ki): o iki dinarı ne yaptın demeye koyuldu.

 

[Ebu Katade dedi ki...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri
« Posted on: 18 Nisan 2024, 19:04:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri rüya tabiri,Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri mekke canlı, Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri kabe canlı yayın, Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri Üç boyutlu kuran oku Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri kuran ı kerim, Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri peygamber kıssaları,Ölümden sonra hazır bulunanların görevleri ilitam ders soruları, Ölümden sonra hazır bulunanların görevleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes