> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Binbir Damla > Mahmud Paşa Pilavı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mahmud Paşa Pilavı  (Okunma Sayısı 1244 defa)
10 Ekim 2011, 11:47:15
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 10 Ekim 2011, 11:47:15 »



Binbir Damla



Haziran 2006 90.SAYI


Yusuf YAVUZ kaleme aldı, BİNBİR DAMLA bölümünde yayınlandı.


Mahmud Paşa Pilavı


Fatih Sultan Mehmed, Hıristiyan ülkelerle işbirliği yaparak Osmanlı ülkesine tecavüzlere başlayan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı Otlukbeli muharebesinde mağlup etmişti (Ağustos 1473). İstanbul’a döndükten sonra da, savaş sırasındaki bazı icraatlarından hoşlanmadığı vezir-i azam Mahmud Paşa’yı görevinden azlederek Edirne civarında ikamete memur etti (1474). Fakat iş bununla da kalmadı. Aynı yıl, Fatih’in oğlu ve Karaman valisi Şehzade Mustafa vefat etmiş, bunu duyan Mahmud Paşa da taziye için İstanbul’a gelmişti.

Paşanın düşmanları, tekrar onun vezir-i azam olmasından endişe ederek, aleyhinde entrika çevirmeye başladılar. Mahmud Paşa’nın, ölen Şehzade Mustafa ile uzun zamandır arası açıktı. Sebebi de, Mahmud Paşa bir seferde iken kadınlara düşkünlüğüyle bilinen şehzadenin, onun eşini bir gece yanında tutmuş olduğu söylentisiydi. Paşanın düşmanları, şehzadenin ölümünden onun memnun olduğunu söylediler. Evine gönderilen bir casus da, Mahmud Paşa’nın beyaz elbiseler içinde satranç oynadığı haberini ulaştırdı.

Zaten padişah, Mahmud Paşa’nın zaman zaman açığa vurduğu bağımsız icraatlarından dolayı kızgın ve tepkiliydi. Şehzadeyle olan husumet de araya girince, on sekiz günlük hapisten sonra idam edildi (Ağustos 1474). Tarihçiler aslında merhumun böyle bir cezayı hak etmediği görüşündedirler.

Toplam on beş yıl kadar sadrazamlık yapan, çok değerli bir devlet adamı, alim ve fazıl bir insan olan Mahmud Paşa’nın çeşitli yerlerde birçok hayır eseri vardır. Bunların başında İstanbul-Mahmut Paşa semtindeki 265 dükkanlık çarşısı, Mahmut Paşa Camii ve külliyesi gelir. Türbesi de o cami yanında yer alır. “Adnî” mahlasıyla yazdığı Türkçe şiirleri, Bilal Yücel tarafından “Adnî Dîvanı” adıyla yayımlanmıştır.

Merhum Mahmud Paşa’nın şöyle bir cömertliği vardı: Haftada bir kere alimleri ve şairleri sofrasında toplar, ziyafet pilavına altın nohutları ve gerçek nohutları karışık koydurur, herkes kaşığına gelen kısmete sahip olurdu.

Şu beyt onundur: “Adnî şikayet eyleme cevrinden ol mehün / Yârun cefası mihr ü vefadur cefa değil.”

(Adnî, o ay yüzlünün verdiği sıkıntıdan şikayet etme. Zira yarin cefası sana bağlılığının mührüdür, eziyet değil.)

İ. H. Danişmend, Osmanlı Tarihi Kronolojisi, 1/329-30; İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 2/104.


Fatih'in Son Seferi


Fatih Sultan Mehmed, 300 bin kişilik bir orduyla hedefi gizli kalmış bir sefer için Üsküdar yakasına geçtiği sırada hastalanmıştı. Birkaç gün sonra tekrar hareket ederek Gebze yakınlarında “Hünkâr Çayırı” denilen yere gelince, hastalığı artarak vefat etmiştir (3 Mayıs 1481).

Henüz elli yaşlarındaydı. Ölümüne sebep olan hastalık hakkında değişik yorumlar vardır. Ayağında ağır rahatsızlık vardı. Doktorlar anlaşarak ayağından kan aldılar. Fakat ızdırabı artınca bir şerbet vermişler. Biraz sonra Kelime-i Şehadet söyleyerek vefat etmiş. Sultanın zehirlenerek öldüğü de ihtimal dahilinde görülmektedir. Türbesi Fatih Camii haziresindedir.

1451 yılından itibaren otuz yıl hükümdarlık yapmış olan Sultan Fatih, bizzat yirmi beş sefere katılmış, on yedi devleti ele geçirmiş ve Balkanları tamamen fethetmiştir. Yapacağı seferleri gizli tutar, düşmanlarını şaşırtarak zaferler elde ederdi. Devlet idaresinde sert, savaş sahasında cesurdu.

Sultan Fatih, birkaç lisana vakıf, bilgin ve şairdi. Serbest fikirli olup, taassubu yoktu. Alimleri davet ederek ilmî müzakereler yaptırırdı. Bazan müşkül mevzular vermek suretiyle alimlere risaleler yazdırır ve onları ayrıca incelerdi. İlmî meselelerde hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun, alimleri himaye ederek eserler yazdırırdı. Bir yerde üstün bir alim olduğunu duysa İstanbul’a davet ederdi. Meşhur matematik ve astronomi bilgini Ali Kuşçu bunlardan biridir. İlkçağ bilginlerinden Batlamyus (ö. 168) tarafından yazılan “Kitabü’l-Coğrafya” isimli eser, Fatih’in isteğiyle Grekçe’den Arapça’ya çevrilmiştir. Bu tercüme, Süleymaniye Kütüphanesi/Ayasofya bölümünde bulunmaktadır.

Sultan Fatih, “Avnî” takma adıyla önemli şiirler de yazmıştır. Daha önce farklı kişiler tarafından birkaç defa neşredilen “Fatih Dîvanı”, son olarak Muhammed Nur Doğan tarafından el yazması tıpkıbasımı ve metin şerhiyle birlikte “Fatih Dîvanı ve Şerhi” adıyla yayımlanmıştır.

Fatih’in bir beyti:

“Zülfünün zencirine bend eyledün şâhum beni / Kulluğundan kılmasun âzâd Allahum beni.”

(Saçının zincirine bağladın şahım beni. Sana kul olmaktan azat etmesin Allahım beni.)

Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 2/143-150; M. Nur Doğan, Fatih Dîvanı ve Şerhi (İstanbul 2004).


Fatih'in Külliyesi


İstanbul’un fethinden hemen sonra, Fatih öğretime derhal başlanması emrini vermiş, Ayasofya ve Zeyrek’te boşalan papaz odalarına ilim isteklileri yerleştirilerek yetiştirme işine girişilmiştir. O devrin bilginlerinden Molla Hüsrev Ayasofya’da, Molla Zeyrek ise sonradan kendi adını alan semtteki bir manastırda, yardımcı arkadaşlarıyla beraber, İstanbul’un ilk külliye şubelerini kütüphaneleriyle birlikte kurmuşlardır.

Fatih Külliyesi, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul-Fatih semtinde kurduğu üniversitedir. Fatih bu külliyesini bir tepeye 1462-1470 yılları arasında sekiz yılda kurmuştur. Burada “Sahn” veya “Semâniye” denilen sekiz medrese yer alır. Bu medreselerden başka biraz aşağıda, “tetimme” denilen hazırlık medreseleri bulunuyordu. Külliyenin yüksek kısmında okumak için bu tetimmelerden geçmek lazımdı. Bugün sadece sekiz büyük medrese yerinde durmaktadır.

Fatih Külliyesi’nin Haliç tarafındaki kısmına “Bahr-i Siyah/Karadeniz”, Marmara tarafındaki kısmına da “Bahr-i Sefîd/Akdeniz” medreseleri denilmiştir. Külliye bünyesindeki Fatih Camii ve avlusu ise bu medreselerin ortasında yer alır. Ne var ki, şimdiki cami Fatih’in yaptırdığı cami değildir. Yapılışından üç yüz yıl sonra depremlerle harap olan Fatih Camii, III. Mustafa döneminde, 1767-1771 yıllarında yeni baştan yapılarak bugünkü şeklini almıştır.

Yüksek seviyede çeşitli fen ve din ilimlerinin okutulduğu Fatih Külliyesi’nin ders programları, zamanın meşhur alimlerinden Molla Hüsrev ile Ali Kuşçu tarafından hazırlanmıştı. Külliyenin bir yönetmeliği vardı. Çalışanların görevleri, imaret aşhanesinden verilecek miktarlara kadar yazılıydı. Öğrenci, müderris ve personelin tamamına her gün kuşluk ve akşam yemeği verilirdi. Ayrıca misafirlere de çeşitli ikramlar yapılırdı.

Molla Hüsrev Ayasofya’da ders verirken, sabah güneş doğmadan evlerinden çıkan talebeler, hocanın bindiği atın arkasından saygıyla yürüyerek Ayasofya’ya gelirler; sabah namazından sonra ders yapılarak tekrar eve gelinir, hocanın onlara verdiği kuşluk yemeğinden sonra işlerine dönerlermiş.

Türk Ansiklopedisi, 16/144-146.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mahmud Paşa Pilavı
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:51:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mahmud Paşa Pilavı rüya tabiri,Mahmud Paşa Pilavı mekke canlı, Mahmud Paşa Pilavı kabe canlı yayın, Mahmud Paşa Pilavı Üç boyutlu kuran oku Mahmud Paşa Pilavı kuran ı kerim, Mahmud Paşa Pilavı peygamber kıssaları,Mahmud Paşa Pilavı ilitam ders soruları, Mahmud Paşa Pilavı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes