YBNGL
Fri 24 September 2010, 10:37 am GMT +0200
Kredi Kartı Terörüne Hayır
Ayağını yorganına göre uzat diye bir tabir vardır toplumumuzda gerçekten çok mantıklı ve yerinde bir söz. Bugün ülkemizde düşünmeden ve sorgulamadan hareket eden insanlarımızın sayısı her geçen gün artmaktadır.
Toplumumuz bir çok alanda özenti kültürünün ve dayatmasının etkisinde kalarak ne yazık ki dejenere olmuş bir toplum haline gelmiştir. Sözü fazla uzatmaya ve laf ebeliği yapmamıza gerek yok. Kredi kartı ile ilgili duyduklarımız ve haberlerde okuduklarımız gerçeği tersine çevirmekten ziyade ülkenin nasıl bir bataklığa saplandığını gözler önüne sermektedir. Bugün ülkemizde sayıları milyonları bulan kredi kartı borçluları aslında ülkenin ne denli bir bataklığa saplandığını gözler önüne sermektedir.
Bugün ülkemizdeki işsiz insan sayısı her geçen gün artarken elinde bir işi olan basit bir esnaf bile Bağ-Kur borcu,Vergi borcu ve ödenemeyen kredi kartı borcu ile adeta batağa saplanmış durumdadır. Gazetelerin 3.sayfa haberleri ödenemeyen kredi kartı borcu intiharları ile dolu iken bu ülkede huzurun var olduğundan söz etmek gerçekleri göz ardı etmekten başka bir şey değildir.
Bilindiği gibi kredi kartı kanunen 18 yaşını tamamlamış yani ne yaptığını bilen rüştünü ispatlamış insanlara verilir öyle değil mi?
O zaman "Kredi kartıyla alışveriş yaparken kendimi tutamadım. Borç ekstresi geldiği zaman nasıl olsa bir çaresini bulurum" diyerek har vurup harman savuran insanın daha sonra "yandım, bittim öldüm " deme hakkı olabilir mi?
Elbette olamaz.Ancak burada kredi kartı kullananlar kadar insanlarımızı kredi kartı kullanmaya teşvik eden hatta dayatma ile kredi kartı veren Bankalarda bizzat sorumludurlar. Ülkemizin güzide üniversitelerinden birisin de eğitim ve öğretim hayatına devam etmekteyim. Kayıt günü bende kredi kartı vermek isteyen bir çetenin eline düştüm.Her ne kadar kredi kartına ihtiyacım olmasa da internet üzerinden yapmış olduğum bazı alışverişlerde faydası olacağını düşünerek banka görevlisinin ısrarlı dahası yalvar ve yakarışlarıyla peşime düşmesine dayanamayarak bir kredi kartı aldım. Bu kredi kartı ile küçük bir miktarda alışveriş yaptım birkaç kez gelen ekstreleri ödedikten sonra bana ekstreler ulaşmamaya başladı.Yoğunluktan mıdır tembellikten midir bilemiyorum bende pek üzerine düşmedim.Taki ilgili banka bana telefon açana kadar. Banka görevlisi var olan borcumu bana söyledikten sonra başımdan adeta kaynar sular döküldü. O an için kendime sitem etmekten başka elimden ne yazık ki bir şey gelmedi. Ama banka haklıydı çünkü bilinçsizce hareket eden kişi bendim. Banka ise elindeki kanuni dayanağını uygulamış ve borcumu kat kat fazlasıyla tahsil etmek için beni davet etmişti. Bende elimde ne var ne yok hemen anında yatırarak kredi kartı borcumu ödedikten sonra kredi kartımı iptal ettirdim. Şu günden sonra ise kredi kartı kullanmaya açık söylemek gerekirse pekte sıcak bakmıyorum.Her ne kadar Avukat bir arkadaşım borcu ödeme tüketici mahkemesine başvur şeklinde bir öneri sunmuş olsa da böyle bir girişimde bulunmayı işin açıkçası içime sindiremedim. Mal beyanında bulunmak gibi bir süreçle de karşı karşıya kalacak ve bulunamadığım zamanda kanunen hapis cezası ile karşılaşacaktım. Ve yarın bir gün bir temiz kağıdı alırken bile bu borç karşıma dikiliverecekti.
Anlayacağınız, bankaya borcunuzu ödememek için yerin dibine girmeniz gerekir. Yoksa, eninde sonunda bankanın avukatları sizden kaldırılacak bir mal bulur!
Bugün ülkemizde binlerce insan kredi kartı borçları yüzünden mağduriyet yaşamaktadır.
Peki bu kredi kartını kullanan arkadaşlarımız tıpkı benim düşmüş olduğum hataya düşerek Bankadan aldığımız kredinin geri ödenmesinde başarılı olamadığımız takdirde karşımıza bir gün haciz memurunun dikileceğini bilmez mi?
Tamam... Tefeci kötüdür. Ama tefeciye düşen, sonucuna katlanmaya mecburdur.
Ama tüm bu anlattıklarımız bizlere kredi kartı verirken ve ondan borcunu ödemesini isterken yapılan sorumsuzluğu hoş gördüğümüz anlamına gelmez.
Örneğin 500 tl aylık geliri olan bir insana yada hiçbir geliri olmayan bir üniversite öğrencisine siz kredi kartı verir ve ona bütçesinin kat kat üzerinde alışveriş yapma olanağı tanırsanız kurum olarak iyi niyetli bir kurum olduğunuzu asla savunamazsınız. Çünkü sizler o insanın zaaflarından yararlanarak ödeme güçlüğü çekecek oranda borçlanmasını ve elinize düşmesini bekliyorsunuz demektir.
Bir borçlu minimum miktarı ödeyip kalanını ertelediyse işte o ertelenen kısım borçlunun değil alacaklının yararına olacak ve ülkemizdeki kredi kartı terörünün giderek artmasına neden olacaktır.Bankalar paraya itaat eden kuruluşlar olduğu için onlardan medet ummak ve yalvarıp yakarmak mantıksızlıktan başka bir şey değildir. İşte bu nedenle her ne olursa olsun insanlarımız bu tuzağa düşmemek için ya kredi kartı kullanmamalı yada bilinçli kullanmalıdırlar. Hayatta her şey bir tecrübedir bu olayda benim için bir tecrübe oldu işte bu nedenledir ki bugünden sonra Kredi kartını boykot ediyor ve asla kullanmayacağımı buradan ilan ediyorum.
İşin şakası bir yana siyasi iradenin bir çözüm bularak kanuni ve yasal yollarla kredi kartı terörünün önüne geçerek gereken tedbirleri bir an önce alması gerekmektedir. Yoksa gidilen bu yolun sonunda aydınlık bir Türkiye değil batağa saplanmış bir Türkiye vardır.
Serdar Sadık Şimşek / Cafesiyaset