Binbir Damla
Pages: 1
Cinler Haber Verince By: reyyan Date: 17 Ekim 2011, 18:35:02
Binbir Damla


Aralýk 2006 96.SAYI


Yusuf YAVUZ
kaleme aldý, BÝNBÝR DAMLA bölümünde yayýnlandý.


Cinler Haber Verince

Ebu’l-Fazl ibnü’l-Cevherî Hazretleri’nin (ö: 480/1087) Ebu Bekir isimli bir talebesi anlatýyor:

Þeyh Ebu’l-Fazl’ýn namýný duyunca, onu ziyaret için memleketimden çýkýp Mýsýr’a gitmiþtim. Cuma günüydü, cemaate vaaz ettiði mecliste hazýr bulundum. Baktým ki, baþtan baþa göz alýcý ve kýymetli elbiseler içinde bir þeyh! Kendi kendime dedim ki: “Dindarlýðý, takvasý, iman gücü ve güzel sýfatlarýyla tanýnan, nice yolcularýn ziyaretine geldiði Ýbnü’l-Cevherî bu ha!.. Ýþte o da böyle süs ve lüks elbiseler içinde...” Þaþýrýp kaldým ve onu býrakýp gittim.

Çýkýp yürüdüðüm sýrada, bir kadýnýn bana doðru yüksek sesle baðýrýp feryat ettiðini gördüm. Ona acýyarak yaklaþtým ve derdini sordum:

- Ben birçok konaðý olan bir kadýným. Büyütüp yetiþtirdiðim yalnýz bir gelinlik kýzým var. Salih ve dengi bir müslüman onu istedi de onunla nikâhlayýverdim. Bu gece zifaf gecesidir. Fakat kýzýmý cin çarpýp aklýný giderdi, dedi.

Allah’ýn izniyle onu iyileþtirmeye çalýþacaðýmý söyledikten sonra, birlikte mükemmel yapýda bir eve gittik. Gelinlik güzel kýzcaðýz cin çarpmasýndan saða sola dönüp duruyordu. Ona yedi kýraatle Kur’an’dan on ayet okudum. Bu sýrada bir cin, açýk bir lisanla þunlarý söyledi:

- Ey þeyh, yedi rivayetle kýraatin için bize karþý övünme! Bizler Hz. Ali r.a. vasýtasýyla müslüman olmuþ cinlerden yetmiþ sýnýfýz. Bugün senin küçümsediðin ve hakkýnda kötü zanda bulunduðun Ebu’l-Fazl’ýn arkasýnda namaz kýlmaya gelmiþtik. Bu þerefli günde bu kýzýn evinin yanýndan geçerken üzerimize pislik attý. Üstüm kirlendiðinden, beni o veli þeyhin arkasýnda namaz kýlmaktan mahrum etti. Ben de kýzarak gördüðünü yaptým.

- Peþinde namaz kýlmak için geldiðiniz o salih zat hürmetine ondan çýk, dedim.

“Baþ üstüne” diyerek derhal kýzý býraktý. Kýz da o saat kendine geldi ve benden utanarak peçesini yüzüne çekti. Annesi buna çok sevindi ve bana dualar etti. Sonra çýktým, tekrar o zatý ziyarete gittim. Gülümseyerek:

- Cinler haber vermedikçe bizi tasdik etmeyen Ebu Bekir, hoþ geldin, dedi.

Keramet inkârýna tevbe ederek, onun sohbetine iþtirak ettim.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliya, 1/474-75.


Bir Bostan Alýþveriþi

Seyyid Ahmed Rýfaî Hazretleri’nin (ö.578/1182) önde gelen arkadaþlarýndan Þeyh Cemaleddin Hatib’in anlatýyor:

Evine’de (Irak’ta) satýn alma ihtiyacý duyduðum bir bostan vardý. Bir gün Ahmed Rýfaî’den bostan sahibi Þeyh Ýsmail’le aracý olarak konuþmasýný ve bostaný bana alývermesini taleb ettim. Ahmed Rýfaî de  “baþ üstüne” dedi, birlikte bostan sahibine gittik. Satýþ için arabuluculuk yaptý. Adam ise bostaný satmaya yanaþmadý. Teklifte ýsrar edilince bostan sahibi dedi ki:

- Ey efendim, benim istediðim fiyatla alacak olursan sana satarým.

- Ey Ýsmail söyle bana, ne kadar istiyorsun?

- Efendim, onu benden cennette bir köþk karþýlýðýnda alabilirsin!

- Fesubhanallah! A be evladým, ben kimim ki benden bunu istiyorsun? Benden dünyalýk olarak bir þey istesene!

- Efendim, ben söylediðimden baþka bir þey istemiyorum.

Seyyid Ahmed Hazretleri bir süre baþýný eðdi; yüzü sarardý, rengi deðiþti. Sonra sararmasý kýzarmaya dönüþerek baþýný kaldýrdý.

- Ey Ýsmail, istediðine karþýlýk bostaný senden satýn aldým, deyince adam:

- Efendim, bunun bana bir de senedini yazýver, demesin mi? Hazret de bir kaðýda þunlarý yazdý:

“Bismillahirrahmanirrahim. Bu senet, Yüce Allah’a itimatla kendisine ödemeyi üstlenen Ahmed Rýfaî’den, Þeyh Ýsmail’in cennette satýn aldýðý köþkün vesikasýdýr. Bütün hurileri, vildanlarý, nehirleri ve aðaçlarýyla o köþke karþýlýk dünyadaki bostanýný vermiþtir. Allah ona þahit ve kefildir.” Sonra yazýyý dürüp ona teslim etti.

Adam senedi alýp doðru çocuklarýnýn yanýna gitti. Onlar sulama yerinde bostaný suluyorlardý. Burasýný Ahmed Rýfaî’ye sattýðýný haber verdi. Çocuklar bu satýþý kabullenmek istemeyince, köþk meselesini ve elindeki senedi onlara anlatýverdi. Onlar ise köþke ortak olmadýkça bu satýþa razý olmayacaklarýný söylediler. Adam Allah’ý vekil ederek bu ortaklýðý kabul etti.

Cemaleddin Hatib bostaný teslim aldýktan bir müddet sonra, onu satan Þeyh Ýsmail vefat etti. Yazýlý vesikayý kefenine koymalarýný vasiyet ettiðinden, öyle yapýp defnettiler. Ertesi sabah kabrin üzerinde: “Rabbimizin bize vadettiðini gerçekten gördük” diye bir yazý buldular.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliya, 1/492.


Ýmam-ý Rabbanî'nin Kerameti

Ýmam-ý Rabbanî Ahmed Farukî Serhindî Hazretleri’ne (ö.1034/1624) þeyhlerden birisi bir mektup yazarak þöyle sormuþ:

- Senin ifade ettiðin yüksek makamlara Ashab-ý Kiram ulaþmýþ mýdýr ulaþmamýþ mýdýr? Eðer ulaþmýþlarsa bir defada mý yoksa derece derece mi ulaþmýþlardýr?

Ahmed Farukî ona:

- Bunun cevabýný alman için senin burada olman gerekir, diye haber gönderdi.

Soru sahibi gelip hazýr olunca, Ýmam-ý Rabbanî Hazretleri ona karþý bütün makamlarý toplayan bir teveccühte / yöneliþte bulundu.

Derhal onun ayaklarýna kapanan adam dedi ki:

- Þimdi inandým ki bütün manevi makamlar, Ashab-ý Kiram için Rasulullah sallalahu aleyhi ve sellem’in sýrf nazar etmesiyle hasýl olmuþtur...

Bir adam Ýmam-ý Rabbanî’yi ziyaret maksadýyla uzak bir memleketten gelerek geceleyin Serhind’e ulaþmýþtý. Farkýnda olmadan Rabbanî Hazretleri’nin münkirlerinden birinin yanýnda gecelemeye kalmýþtý. Misafire niçin Serhind’e geldiðini sordu. O da: “Þeyhi ziyarete geldim” dedi. Baþladý adam, Þeyh Hazretleri aleyhinde atýp tutmaya! Misafir bu durumu görünce endiþelendi ve Rabbanî Hazretleri’nden himmetle yardým isteyerek içinden þöyle dedi: “Üstadým, ben hakký talep için buraya geldim; bu adam ise beni ondan vaz geçirmeye çalýþýyor...” Bir müddet sona uykuya daldý. Sabah vakti olunca bir de öðrendi ki, gece ev sahibi ölmüþ! Adamcaðýz süratle Þeyh Hazretleri’ne gitti ve ona bu haberi anlatmak istedi. O ise tebessümle kendisine bakarak: “Gece olan bazý þeyler gündüz anlatýlmaz!” dedi, konuyu kapattý.

Ýmam-ý Rabbanî’nin þöhreti yayýlýp uyanlarý çoðalýnca, onu çekemeyen hasetçiler sultana þikayet ederek aleyhinde çekiþtirdiler (Hindistan’da). Sultan da onu hapsettirdi. Üç yýl hapiste kaldýktan sonra serbest býrakýldý. Serbest býrakýlmasý da þöyle olmuþtu: Zindan her taraftan saðlam koruma ve güçlü nöbetçilerle çevrili olduðu halde, Ýmam Hazretleri Cuma namazý için dýþarý çýkarak namazý kýlýp yerine dönüyor, nereden çýkýp gittiðini ise bilemiyorlardý. Onun bu kerametli halini gördükleri zaman hapisten çýkarýp serbest býrakmýþlardý.

Câmiu Kerâmâti’l-Evliya, 1/556-57
.


radyobeyan