Kapaktakiler
Pages: 1
Dilimizdeki Ayna By: reyyan Date: 11 Ekim 2011, 19:08:15
Dilimizdeki Ayna


Temmuz 2006 - 91.sayý



Mehmet Berat IRMAK kaleme aldý, KAPAKTAKÝLER bölümünde yayýnlandý.

Teþekkürden özre, iyi dilekten kýsacýk bir nükteye, hasýlý günlük hayatta sarf ettiðimiz dil, toplum yapýmýzýn nasýl bir derinliðe ve zenginliðe sahip olduðunu göstermektedir.

Þu dilini eþek arýsý sokmayasý dünyada “güzel söz” kadar tatlý bir þey var mýdýr, bilinmez. Bilen varsa onu da yazmaya hazýrýz, lakin bildiðimiz, güzel sözün tadýnýn yalnýzca insanýn dilini deðil kimyasýný da deðiþtiren bir yaný olduðudur. Gerçi asýl olan güzeldir, güzelliktir ve “güzel”in hayatýn her anýnda ve her alanýnda bir karþýlýðý vardýr var olmasýna da, bu güzellik dilde olunca bir baþkadýr. Hele bizim dilimizde...

Diðer dillerle birlikte Türkçe’yi de yaratan, bize Türkçe konuþmayý, Türkçe yazmayý, kelimelerden bahçeler kurmayý bahþeden Allah’a hamdolsun ki, her dil bir mucizedir ve Türkçe de bu mucizelerden bir tanesidir. Mucizenin insaný hayran býrakan özgün yapýsý, kurgusu ve derinliði Türkçe’ye alabildiðine sinmiþtir. Bu alabildiðine derin mevzudur; iþi erbabýna býrakmak gerekir; niyetimiz gündelik hayatta, beþeri münasebetlerde kullandýðýmýz “dil” üzerine birkaç “kelam” eylemekten ibarettir.

“Beyan”daki üslubun insanýn aynasý olduðunu söyleyen atalarýmýz isabet buyurmuþlardýr, cümlesinin mekaný cennet olsun. Ýnsanýn kimliðini, kiþiliðini ele veren, ona cemiyette bir “konum” belirleyen “dil”den baþkasý deðildir. Çektiðimiz varsa “dil belasý”ndandýr; dilimizin taþýdýðýný yerine göre kervanlara yükleseniz taþýyamaz...

Dile düþmek güzeldir ve dile düþmekten dile düþmeye fark vardýr; “Savaþý kesen”, “zehirli aþý bala-yaða çeviren” Yunus Emre Hazretlerinin þiirlerinin dilden dile dolaþmasý, dillere düþmesiyle baþka dile düþmeleri karýþtýrmamak lazýmdýr.

Allah affetsin; yine kelam israfýnda bulunduk; hasýlý dilimizde bir ayna vardýr ve bizden südur eden her sözcük o aynaya yansýyan, bizim kolay fark edemediðimiz fakat baþkalarýna ayan beyan görünen bir portreden ibarettir. Adem’in “âdem” oluþu, “aynada” gördüðümüz “adem” dili sayesindedir. Unutmayalým ki, dil baðýþlanmadan önce “adem” henüz insan olma, beþer olma ve þahsiyet olma mertebesine gelmiþ deðildir.

Þimdi, gündelik hayatta kullandýðýmýz üç beþ sözcükten oluþan “dil”in kadrini, kýymetini bilme ve teslim etme vakti gelmiþ demektir. Evimize, mekanýmýza gelen insanlar “hoþ” gelir; “þeref” verir, “bereket” getirir, uður getirir; güler yüz eþliðinde onlara söylediðimiz karþýlama cümleleri güzel kapýlardýr... Onlarý “uður”larýz, onlar giderken “güle güle” deriz; dünyanýn Türkçe’den gayrý hiçbir dilinde, uðurladýðý birisini tekrar görünceye kadar “gülme” dileðinde bulunan baþka bir “dil” yoktur.

Buraya kadar yazýmýzý okuma zahmetinde bulunan okuyucuya teþekkür ederiz. Teþekkür deyip geçmeyin ve mümkünse “teþekkürü” bol bir insan olarak sürdürün hayatýnýzý; göreceksiniz, aþina olduðunuz insanlarýn tavrýnda size karþý bir deðiþiklik olacaktýr. Diðer teþekkür faslýný geçelim; getirdiði çay için garsona, alýþveriþten sonra tezgâhtara, simitçiye, bilet aldýðýnýz giþe memuruna bir teþekkürü çok görmediðinizde karþýlýðýnda aldýðýnýz gülümseme sizin de hayatýnýzý deðiþtirecektir. Bu fakir, yýllarca emir kipinden sakýnan ve “lütfen”li cümleler kullanan nice insanýn “beyefendiliði”ne tanýklýk etmiþtir. Her yemekten sonra, yemeði yapan kimse, ona bir “elinize saðlýk” demeyi unutmayýn; göreceksiniz ayný kiþinin yaptýðý yemek bir sonraki sefere daha lezzetli olacaktýr.

Teþekkürden özre, iyi dilekten kýsacýk bir nükteye, hasýlý günlük hayatta sarf ettiðimiz dil, toplum yapýmýzýn nasýl bir derinliðe ve zenginliðe sahip olduðunu göstermektedir. “Zatýnýzý hoþça tutunuz efendim”den Ýngilizce’den çeviri “kendine iyi bak”a doðru bir dönüþüm yaþansa da, dönüp dolaþýp geleceðimiz yer ana dilimizin o sýcak, o müþfik kucaðýndan baþka bir yer deðildir.

Dilimizdeki aynada kendimizi görmeyi bilelim ve o aynayý kýrmaktan, kirletmekten, kýsýrlaþtýrmaktan imtina edelim...



radyobeyan