Faiz By: sumeyye Date: 10 Ekim 2011, 14:19:06
Faiz
1293. Ubâde b. es-Sâmit þöyle demiþtir: Resûlullah'ý (s.a.v.) Ramazan ayý içerisinde Perþembe gecesi -ki, o geceden sonra artýk Ramazan orucu tutmadý bir Ensar meclisinde: "Arpa arpayla kafizi (33 it) kafiline eþit ve peþin olarak deðiþtirilir. Fazlasý faizdir" buyururken iþittim. (Ahmed b. Menî) [272]
Hadisin aslý Müslim'in Sahîh'inde farklý ifadelerle ve buradaki ziyade olmaksýzýn geçmiþtir.
1294. Ýbn Ömer'in bildirdiðine göre ResûÝullah (sallallahu aleyM vesellem): "Altýn altýnla, gümüþ gümüþle, buðday buðdayla, arpa arpayla, tuz tuzla ve hurma hurmayla misli misline, ölçeði ölçeðine birbirine eþit olarak trampa edilirler. Kim artýnrsa veya artýrýlmasýný talep ederse, faize bulaþmýþ olur" buyurmuþtur.[273] (Ebû Ya'lâ)
1295. Ebu'z-Zübeyr el-Mekkî demiþtir ki: Câbir b. Abdullah'a buðdayýn hurmayla farklý miktarlarda peþin olarak deðiþ tokuþ edilmesinin hükmünü sordum. Dedi ki: Biz, Resûlullah'in (s.a.v.) zamanýnda bir sâ' buðdayý, altý sâ' hurmaya karþýlýk peþin olarak satýn alýrdýk. Eðer bedeller ayný cinsten ise, misli misline deðiþtirilmesinden baþka seçenek yoktur.[274] (Ebû Ya'lâ)
1296. Atâ der ki: Ýbn Abbâs kölelerine hurma ürünlerini bir, iki ve üç sene önceden satardý. Câbir kendisine neden böyle yaptýðýný sorunca da:
Bilmez misin ki, köle ile efendisi arasýnda faiz cari deðildir" diye yanýtladý.[275] (Müsedded)
1297. Ebû Ma'bed'in bildirdiðine göre Ýbn Abbâs, kölesine meyveleri henüz tatmadan satardý. Kendisi ile kölesi arasýnda faizin cari olmadýðýný düþünürdü. (Müsedded)
1298. Resûlullah'm (sallallahu aleyhi vesellem) azatlýsý Ebû Râfi' anlatmaktadýr: Muhtaç duruma düþtük ve hanýmýmýn iki halhalini alarak Ebû Bekir'in halife seçildiði yýl yola çýktým. Yolda Ebû Bekir'e rastladým ve bana: "Bu nedir?" diye sordu. Ben de "Hayatta olanýn nafakaya ihtiyacý vardýr" dedim. "Bende gümüþ para var" dedi ve terazi istedi. Halhalleri bir kefesine, gümüþü de diðer kefesine koydu. Ýki halhal bir dânik kadar fazla geldi. Bunun karþýlýðýný verdi, Ben "Ey Allah Resulü'nün (sallallahu aleyhi vesellem) halifesi bu sana helaldir" deyince "Ey Ebâ Rafý'! Sen helal etsen de Allah bunu helal kýlmaz.
Zira ben Resûlullah'ý (salblbhu aleyhi veselkm): Altýn altýnla, gümüþ gümüþle aðýrlýðý aðýrlýðýna birbirine eþit olarak deðiþtirilir. Fazla veren de, fazlasýný alan da cehennemdedir buyururken iþittim." (Ýshâk, Ebû Bekir b. Ebî Þeybe, el-Hâris ve Ebû Ya'lâ) [276]
1299. Ebû Kays'm bildirdiðine göre Ebû Bekir es-Sýddîk Þam'daki ordu kumandanlarýna þöyle yazmýþtýr: "Sizler faizin yaygýn olduðu topraklara düþtünüz. Altýný altýnla yalnýz aðýrlýðý aðýrlýðýna eþit olursa deðiþ tokuþ ediniz. Gümüþü gümüþle yalnýz aðýrlýðý aðýrlýðýna eþit olursa, deðiþ tokuþ ediniz. Yiyeceði yiyecekle yalnýz ölçeði ölçeðine eþit olursa, deðiþ tokuþ ediniz.[277] (Ýshâk)
Ben derim ki: "Muhammed b. es-Sâib, Ýbnü'l-Kelbî olup kesinlikle metruktür.
1300. Ebû Saîd er-Rakkâþî'nin bildirdiðine göre Ýbn Abbâs'm azatlýsý Ýkrime Basra'ya geldi. Cuma mescidinde/Büyük mescitte yanma oturduk. Dedi ki: "Þu pirinizi/þeyhinizi (Hasan b. Ebi'l-Hasan'ý kastetmektedir) menetmez misiniz? Müslümanlarýn gümüþü gümüþle, altýný altýnla deðiþtirmek þeklinde peþin olarak yaptýklarý alýþveriþin haram olduðunu ileri sürmektedir. Ben þahadet/tanýklýk ederim ki, Ýbn Abbâs bunu helal kabul etmiþtir." Ebû Saîd demiþtir ki: Ona dedim ki: "Yazýklar olsun sana! Hatýrlamýyor musun ki, ben baþucunda, sen de ayaklarýnýn yanýnda oturuyorduk da bir adam gelip, senin baþucuna dikilmiþti. Sen de ona: "Ne istiyorsun?" diye sormuþtun. O da: "Ýbn Abbâs'a altýnýn altýnla satýþýný soracaðým" demiþti ve sen ona: "Haydi git. O, bunda bir sakýnca olmadýðýný söylemektedir" deyince Ýbn Abbâs sarýðýný yüzünden kaldýrýp oturmuþ ve þunlarý söylemiþti: "Estaðfurullah! Vallahi ben yalnýz Müslümanlarýn her türlü peþin alýþ veriþlerini helal görüyordum. Sonra Abdullah b. Ömer ve Ömer b. el-Hattâb'tan bu konuda hadis iþittim. Onlar bu hususta Resûlullah'tan (sallallahu aleyhi vsellem), benim duyup belleyemediklerimi bellemiþlerdi. Allah'tan af dilerim (Estaðfýrullah) [278] (Ýshâk)
1301. Abdullah b. Ebî Müleyke demiþtir ki: Ýbn Abbâs'ý "Sarftan/Dövizcilikten tövbe eder, Allah'tan baðýþlanmak dilerim" derken iþittim.[279] (Ýshâk)
1302. Ata demiþtir ki: Hz. Peygamber'in (saMahu aleyhi vesellem) ashabýndan on, on beþ kiþi (13-19) îbn Abbâs'm yanma gitti ve dediler ki: "Biz senden daha yaþlýyýz ve Allah Resûlü'nü (sallallahu aleyhi vesellem) senden daha iyi tanýmaktayýz. O ne zaman sarfý (para deðiþ tokuþunu) helal saydý? Halbuki biz Resûlullah'ý (sallallahu aleyhi vesellem) bundan men ederken iþitmiþtik..... Ravi, hadisi Usâme'den nakletmiþtir.
Hadis Sahîh'te geçmektedir. Kütiib-i Süte müellifleri hadisi bu sözlerle bu sayýda sahabiden nakletmemiþlerdir. Senette geçen Ýsmail [280] hakkýnda tenkit vardýr.! (Ýshâk)
1303. Katâde demiþtir ki: Saîd b. el-Müseyyib'e bolluk zamanýna kadar vadeyle iki koyuna karþýlýk bir koyun satmanýn hükmünü sordum. Dedi ki: Bunu bir adam Ömer b. el-Hattâb'a sordu. Ömer de: "Allah'ýn en son indirdiði âyet ribâ/faiz âyetidir. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bunu bize tefsir etmeden vefat etti. Bu yüzden faizi de, faiz kuþkusu bulunaný da Kakýn" dedi. [281]
Ben derim ki: Bunu, sual kýsmý hariç, Ýbn Mâce rivayet etmiþtir. (Ýshâk)
1304. Bilâl demiþtir ki: Yanýmda kalitesiz hurma vardý. Onunla pazardan yarý ölçeðinde daha kaliteli hurma satýn aldým. Sonra erkenden Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi vesellem) yanma gittim ve bu yaptýðýmý ona anlattým. "Hemen git hurmaný al ve bunu iade et" buyurdu. Ben de öyle yaptým. Sonra ResûlulLah (sallallahu aleyhi vesellem) þöyle buyurdu: "Hurma hurmayla misli misline, buðday buðdayla misli misline, arpa arpayla misli misline, tuz tuzlamisti misline, altýn altýnla aðýrlýðý aðýrlýðýna, gümüþ gümüþle aðýrlýðý aðýrlýðýna takas yapýlýr. Fazlasý faizdir [282] {Ýshâk ve Ebû Ya'lâ)
1305. Ýbrahim demiþtir ki: Bilâl'ýn yanýnda kurtlanmýþ hurma vardý. Onun iki sa'ýný bir sâ (kaliteli) hurmaya sattý.[283] (el-Hâris)
1306. Bilâl demiþtir ki: Yanýmda Peygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem) ait hurma vardý. Ýki sâ'a karþýlýk bir sâ olmak üzere ondan daha kaliteli hurma buldum ve (deðiþ tokuþla) satýn aldým. Sonra onu alýp Hz. Peygamber'e (sallallahu aleyhi veseliein) götürdüm. "Bunu nereden buldun Bilâl!" dedi. Ben de: "(Sizin hurmadan) Ýki sâ'a karþýlýk (bundan) bir sâ' satýn aldým" demem üzerine: "Onu iade et ve bize kendi hurmamýzý getir" buyurdu. (Ebû Ya'lâ) [284]
1307. Þurayh'ýn naklettiðine göre Ýbn Ömer: "Bir dirheme karþýlýk bir dirhem verilir. Onlardan biri fazla olursa, faiz olur" demiþtir. [285] (Müsedded)
1308. Ebû Hureyre ve Ýbn Abbâs þöyle nakletmiþlerdir: Allah Resulü (s.a.v.) bize hutbe irat etti.... Zikrettikleri uzun hadiste þu sözler eeçmiþtÝr: "Kim faiz yerse, yediði faiz kadar karnýný ateþle doldurmuþ olur. Eðer faizle bir mal kazanýrsa, Allah onun hiç bir amelini kabul etmez Yanýnda faiz malýndan bir kýrat bile bulunduðu müddetçe Allah 'in ve meleklerin lanetine duçar olur." (el-Hâris) [286]
1309. Ebû Hureyre'nin meclislerine katýlanlardan birisi olan Yezîd b. Abdurrahman es-Suhaymî der ki: Ona (Ebû Hureyre'ye) vadeyle iki koyuna karþýlýk bir koyun satýn almanýn hükmünü sordum. "Ancak peþin olursa caizdir" dedi.[287] (Müsedded)
1310. Ýbrâhîm demiþtir ki: "Eðer altýný gümüþten koparýp ayýramýyorsan (yani her iki metalden oluþmuþ bir malý), onu altýn ya da gümüþ karþýlýðýnda satmanda sakýnca yoktur." (Müsedded)
1311. Saîd b. el-Müseyyib'in bildirdiðine göre Hz. Ali ile Osman sarftan/dövizcilikten menetmiþlerdir.[288] (Müsedded)
1312. Muhammed b. Sîrin'in bildirdiðine göre Hz. Peygamber (sallaüahu aleyhi veseUem), Ebû Bekir ve Ömer sarfý (paranýn parayla satýþýný) yasaklamýþlardýr.[289] (Müsedded)
1313. Ebû Abdullah demiþtir ki: Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) ashabýndan otuz kiþi gördüm. Hepsi de sarftan menederdi. Bunlardan biri de Muâz b. CebePdir. {Müsedded)
1315. Yezîd b. Ebî Yezîd'in bildirdiðine göre o, Ýbn Abbâs'a rastlamýþ ve ona sarfýn hükmünü sormuþ. O da: "Bana gelen her Müslüman'a eski görüþümden döndüðümü ilet!" dedi. (Müsedded)
1316. Ubeyd b. Nadle'nin bildirdiðine göre Resûlullah'a (sallallahu aleyhi vesellem) devenin bir parçasýnýn, deve yavrusu karþýlýðýnda satýlmasýnýn hükmü sorulmuþ ve O, bunu yasaklamýþtýr.[290] (Müsedded)
1317. Yahya b. Ebî Kesîr demiþtir ki: Bana Ýbn Abbâs'dan duyan birinin naklettiðine göre, ona bir devenin iki deve karþýlýðýnda vadeyle satýþýnýn hükmü sorulmuþ. O da: "Fazlalýk, uygundur. Et bazýnda bir sakýnca yoktur.[291] (Müsedded)
1318. Hasan b. Muhammed b. Ali'nin bildirdiðine göre Hz. Ali bir deveyi iki deveye karþýlýk vadeyle satmýþtýr. (Müsedded)
1319. Saîd b. el-MüseyyÝb'in bildirdiðine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) hayvanýn hayvanla satýþýný yasaklamýþtýr.[292] (Müsedded)
1320. Enes b. Mâlik'in bildirdiðine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) þöyle buyurmuþtur: "Gümüþ gümüþle, altýn altýnla, hurma hurmayla, buðday buðdayla, arpa arpayla ve tuz tuzla misli misline veya aðýrlýðý aðýrlýðýna birbirine eþit olarak trampa edilirler..[293]
1321. Abdullah [294] þöyle anlatmýþtýr: Resûlullah (s.a.v.) zamanýnda bir deve kesilip parçalandý. Bir adam: "Bana bir koyun karþýlýðýnda onun parçalarýndan bir parça verin" dedi. Peygamber aleyhivesellem) de: "Bu (satýþ) uygun olmaz" buyurdu. (Ýbn Ebî Ömer) [295]
1322. Ebû Nadre'nin bildirdiðine göre Ebû Saîd: "Hurmanýn hurmayla satýþýnda, gümüþün gümüþle satýþýna nazaran daha çok faiz vardýr" demiþtir. (Ebû Bekir b. Ebî Þeybe) [296][272] Senedinde ismi zikredilmeyen Basralý bir adam vardýr. Bûsîrî de: "Senedinde ismi zikredilmeyen bir ravi vardýr" demiþtir.
[273] Heysemî demiþtir ki: Bunu Ebû Ya'lâ, Abdülmümin'in Ýbn Ömer'den rivayeti olarak nakletmiþtir. Buradaki Abdülmümin'i tanýmýyorum" (IV, 114). Ben derim ki: Kanaatimce bu, Abdülmümin b. Ebî Þir'a'a el-Cellâb olup Ýbn Ömer ve Câbir b. Zeyd'den rivayette bulunmuþtur. Ýbn Ebî Hâtim'in bildirdiðine göre Ýbn Mam onu güvenilir kabul etmiþtir. Bûsîrî de hadisin ravilerinin güvenilir olduklarýný söylemiþtir.
[274] Senedinde zararlý bir durum yoktur. Sonra benden Önce Heysemî'nin "Ravileri Sa-h'ih'm ravileridir" dediðini (IV, 114) gördüm. Bûsîrî ise yorum yapmamýþtýr.
[275] Ravileri güvenilir kimselerdir. Bûsîrî demiþtir ki: "Bunu Müsedded hcýsen bir senetle rivayet etmiþtir."
[276] Hepsinin senedinde de Muhammed b. es-Saib el-Keibî yer almýþtýr. Onun hakkýnda Heysemî: "Ona nispet edilen çirkefliklerden Allah'a sýðýnýrýz" demiþtir. Yine demiþtir ki: Bunu Bezzâr da Hafs b. Ebî Hafs'ýn geçtiði bir senetle rivayet etmiþtir. Zehebî onun hakkýnda kavi/saðlam olmadýðýný söylemiþtir. (IV, 115). Müsnede'de ise þöyle kaydedilmiþtir: Muhammed b. es-Sâib, Ýbnü'l-Kelbî olup kesinlikle metruktür. Muhtemelen Ýshâk onun hadisini, aslý bulunduðu için nakletmiþ ve hemen peþinden geÝen, senedi sakýncasýz mevkuf hadisi ona þahit olarak zikretmiþtir.
[277] Müsnede'de þöyle kaydedilmiþtir: Zannýmca Ebû Kays, Amr b. el-As'ýn azatlýsýdýr. Ondan Ali b. Rabâh hadis iþitmiþtir. Bunu Ebû Bekir'den iþitti mi, yoksa mektubundan mý okudu, bilmiyorum." Ben derim ki: Daha evvel senedinin sakýncasýz olduðuna dair Hafýz'ýn görüþü zikredilmiþti. Bunu Tahâvî de rivayet etmiþtir ve onun rivayetinde açýkça Ebû Kays'ýn Amr b. el-As'm azatlýsý olduðu belirtilmiþtir. Rivayetin sonunda "Ebû Kays <Ben onun mektubunu okudum> dedi" kaydý yer almýþtýr. (II, 235). KenziÝ'Ý-ummnS'da müellif hadise sahih hükmünü verirken, Bûsîrî de "Bunu Ýshâk sahih bir senetle nakletmjþtir" açýklamasýný yapmýþtýr.
[278] Ebû Saîd er-Rakkâþî dýþýndaki ravileri güvenilir kimselerdir. Ebû Saîd'in durumu bana göre aþikârdýr. Onu eserinde zikreden Ýbn Ebî Hatim, hakkýnda tenkit/cerh naklet-nýemiþ ve "Enes'den rivayette bulunmuþtur" kaydýný düþmüþtür. Hadisin anlamýný Tahâvî'nin þu rivayeti izah etmektedir: Irak halkýndan bir adam Ýbn Ömer'e: Ýbn Abbâs baþýmýzda emir/yönetici iken dedi ki: "Kime bir dirheme karþýlýk yüz dirhem verilirse, alsýn." Ýbn Ömer de dedi ki: Ben, Ömer b. el-Hattâb'dan iþittim. Dedi ki: "Resûlullah (s.a.v.) <Altýn altýnla aðýrlýðý aðýrlýðýna ve misli misline birbirine eþit olarak deðiþtirilir. Kim artmrsa, (fazlalýk) faiz olur> buyurdu." Sonra Ýbn Ömer: "Eðer þüphen varsa bunu Ebû Saîd el-Hudrî'ye sur" dedi. O da sordu ve Ebû Saîd bunu Resûlullah'tan (s.a.v.) duyduðunu söyledi. Sonra Ýbn Abbâs'a Ýbn Ömer'in dedikleri bildirilince, Rabbinden baðýþlanmak diledi ve "Bu benim kiþisel görüþümdü" dedi. (II, 234). Beyhakî'nin rivayet ettiðine göre de Ýbn Abbâs demiþtir ki: "Ben bu þekilde fetva verirdim. Tâ ki Ebû Saîd ve Ýbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesdlem) bunu yasakladýðýný bildirdiler. O günden beri ben de bundan men ediyorum." (V, 282).
[279] Senedinde yer alan Salim b. Ebî Hafsa hakkýnda Ýbn Hacer "hadis konusunda sndûit/dürüst olmakla birlikte aþýn Þiidir" açýklamasýný yapmýþtýr.
[280] Yani Ýsmail b. Abdülmelik b. Ebis-Sufeyrâ. Hadis münekkitleri bu zatý tenkit etmekle birlikte Buhârî ve Ýbn Adî: "Hadisi yazýlýr" demiþlerdir. Ýbn Ebî Hatim de "Terk edilme noktasýnda deðildir" demiþtir. Bûsîrî, Ýbn Hacer'Ýn bu sözlerini kaynak göstermeden nakletmiþ ve "Hakkýnda tenkit vardýr" demek yerine "Ýsmail hakkýnda ihtilaf edilmiþtir" ifadesini kullanmýþtýr.
[281] Senedi ceyyiddit. Kenzü'l-ummâl'da o remziyle yani, Ýbn Ebî Þeybe'nin Saîd b. el-Müseyyib'den nakli olarak þöyle denilmiþtir: Hz. Ömer'e bolluk zamanýna kadar vadeyle iki koyuna karþýlýk bir koyunun satýþý soruldu. O bunu mekruh gördü. (II, 230). Bûsîrî demiþtir ki: "Bunu sahih bir senetle Ýshâk b. Râhaveyh ve sual kýsmý hariç, Ýbn Mâce riayet etmiþtir."
[282] Müsneâe'de denilmiþtir ki: "Sahîh'te yer alan Ubâde b. es-Sâmit hadisi bunun þahididir." Bu senet hasenâir. Ama Saîd b. e-Müseyyib, Bilâl'den hadis iþitmemiþtir. Büsîrî ise bir deðerlendirme yapmamýþtýr.
[283] Bûsîrî, hadisin mürsel veya mýý'dai olduðunu söylemiþtir.
[284] Ýsnadý sakýncasýzdýr. Bunu Tahâvî rivayet etmiþtir. (II, 235).
[285] Þerhu Meâni'l-âsâr'âa "Dirhem, dirhemle deðiþtirilir. Biri fazla olursa, faiz olur" rivayeti nakledilmiþtir. Tahâvî bunu Ebû Nuaym yoluyla Süfyan'dan nakletmiþtir. (III, 235). Ayný hadis Kenzü'l-ummâl'da da geçmiþ olup müellif ona sahih hükmünü vermiþtir. Hadisi Abdiirrezzâk'a da nispet etmiþtir.
[286] Bu, müellifin defalarca uydurma olduðuna dikkat çektiði hadisin bir parçasýdýr.
[287] Senedinde sakýnca yoktur.
[288] Senedi sahihtir. Kenzii'l-ummâl'da müeüif bunu ayný zamanda Abdürrezzâk'a da nispet etmiþtir. (II, 232). Bûsîrî ravilerinin güvenilir olduðunu söylemiþtir.
[289] Bûsîrî'nin belirttiðine göre hadis mürsel olup ravileri güvenilir kimselerdir.
[290] Taberânî de Ubeyd b. Nadle'den þöyle dediðini nakletmiþtir: Bir adam kendisine ait bir deveyi on parçaya ayýrdý. Sonra: "Kim bu etin onda bir parçasýný, develerin hamile kaldýðý zamana kadar vadeyle bir kalûs (genç diþi deve) karþýlýðýnda satýn alýr?" dedi. Bazý insanlar satýn aldýlar. Sonra bu haber Hz. Peygamber'e (sallaüahu aleyhi vesellem) ulaþtý ve alýþ veriþi iptal etmesini emretti, o da iptal etti. Heysemî demiþtir ki: "Bu mürseÝ bir hadistir. Ama ravileri SflMfa'in ravileridir. Yine ayný þahýstan nakledildiðine göre bir adam bir deve kesmiþ ve bir adam da onun onda birini bir hukka (üç yaþýný doldurmuþ diþi deve) karþýlýðýnda satýn almýþ. Sonra bu haber Hz. Peygamber'e (saMlahu aleyhi vesellem) ulaþýnca satýþý iptal etmiþ. Ebû Nuaym da demiþtir ki: "Süfyan'dan nakleden bazý ravilerimiz hadiste "vadeyle" ifadesini kullanmýþlardýr." Fakat bu da nýiirselöir. Bkz. ez-Zevâid. IV, 104.
[291] Bunu, Ýbn Abbâs'dan iþiten kiþi meçhuldür. Metin de kapalý olup tahkik ve tashihe muhtaçtýr. Abdürrezzâk, Ma'mer'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den, o da bir adamdan, o da ibn Abbâs'dan: "Etin, koyun karþýlýðýnda satýlmasýnda bir sakýnca yoktur" dediðini nakletmiþtir. (IV, 482, yazma).
[292] Bu, mürsei oiup^senedi sahihtir. Doðru metin, "Ete karþýlýk hayvan satýþýný yasaklamýþtýr" þeklinde olmalýdýr. Bkz. Mvvattâ, II, 150; Beyhakî, V, 296. Bûsîrî ravilerinin güve-nýlir olduðunu söylemiþtir.
[293] Senedinde yer alan Rabî' b. Subayh dürüst olmakta birlikte hafýzasý zayýftýr.
[294] Müsnede'de bu þekilde geçmiþtir. Ama hadis, senet ve mânâ bakýmýndan Ubeyd b. Nadle'nin hadisinin aynýsýdýr. Bkz. Abdürrazzak, Musannef. Eþ'as yerine Tev'eme'nin azatlýsý Salih yoluyla Abdullah b. Abbâs'dan nakledildiðine göre Ebû Bekir zamanýnda bir deve kesilip on parçaya ayrýlmýþ. Bir adam: "Bir koyun karþýlýðýnda bana bir parça verin" demiþ ve Ebû Bekir: "Bu (satýþ) uygun olmaz" diyerek reddetmiþtir.
[295] Senedi Abdullah'a kadar aittir.
[296] Senedinde bir sakýnca yoktur. Bununla birlikte Bûsîrî, senedinde yer alan Yahya b. Zekeriya'nýn zayýf görüldüðünü söylemiþtir.